23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 TEMMUZ 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Rapora göre 2004’teki sıralamada 18 kamu şirketi yer alırken 2005’te 15’e geriledi 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Tüpraş yine lider oldu ? Tüpraş 2005’te 14.2 milyar YTL ’lik üretimden satış gerçekleştirerek Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu oldu. İSO İlk 500 Büyük’te kâr ve zarar toplamı ise bir önceki yıla göre reel olarak yüzde 28.8 azalma gösterdi. Ekonomi Servisi İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ‘‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2005 Yılı Raporu’’nda, 14.2 milyar YTL ’lik üretimden satış rakamıyla yine birinci sırayı alan Tüpraş, bu kez listede kamu kuruluşu değil, özel sektör firması olarak yer aldı. İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2005 Yılı Raporu’nu açıkladı. 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında 2004’te ikinci sırada bulunan Ford Otomotiv 2005’te de ikinci sırayı aldı. Üçüncü sırada ise 2004 yılında da aynı sırada yer alan Toyota Otomotiv Sanayi AŞ bulunuyor. Yakın yıllara kadar 500 büyük kuruluş sıralamasında ilk üç sıra kamu şirketlerine ait olurken, 2005 yılı raporunda 500 büyük sıralamada ilk üç kuruluş özel sektöre ait oldu. 2005 yılı 500 büyük sanayi kurulu arasında dördüncü sırayı ilk kamu kuruluşu olarak EÜAŞ alarak sırasını altıdan dörde taşıdı. İSO 500’deki vergi öncesi kâr ve zarar toplamı 2005 yılında bir önceki yıla göre, cari fiyatlarla yüzde 23.9 sabit fiyatlarla da yüzde 28.8 azalma gösterdi. İSO 500’ün sonuçlarının yanı sıra, İMKB’de işlem gören sanayi kuruluşlarına ait göstergeler de, 2005 yılında kârlarda bir önceki yıla göre çok büyük oranda azalma olduğuna dikkat çekiliyor. Tüpraş’ın özel sektöre geçmesi nedeniyle özel kuruluşların çalışan sayısı yüzde 30.5 küçülmüştür. Burada dikkat çekici husus ise toplam çalışan sayısında yüzde 3’lük bir azalma olmasıdır. Paranın Dini İmanı TGRT’nin ABD’li medya devi Murdoch’ın olduğunu duyunca, ‘‘Paranın dini imanı yok’’ özdeyişinin ne kadar da yerli yerine oturduğu üzerine bir kez daha düşündüm. Gerçi TGRT’nin eski patronajı üzerinde çok şey yazılıp söylendi. Eğlence ağırlıklı programlarının rengi belirsiz. Yine de yayın yaşamına siyasal İslamcılara yakın bir çizgide girmiş, imajı öylece kalmıştı. Yeni sahibi Murdoch’ın ABD’li olarak tanınmasına bakmayın. Kendilerini daha çok İngiltere medyasını tekel olarak ele geçirdiği yıllardan tanıyorum. Thatcher’in iktidarında, güçlü işbirliği içinde, İngiliz medyasını ele geçirme, yeni teknolojiye geçişte medya çalışanlarının önemli bir grubunu işten atma operasyonunu gerçekleştirmişti. İngiliz İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TUC) uzun süreli büyük bir işçi grev ve direnişi ile operasyona karşı durmaya çalışmıştı. Grev kırıcıların yeni teknolojiye yönelik eğitimi, sendikal direnmeden kaçınmak üzere bizim medyadan götürülmüş iki kızımız eliyle gerçekleştirildiği için, TUC’un konuğu olarak, miting meydanlarında grevden yana Türk basın çalışanı ve sendikacısı olarak birkaç kez konuşturulmuştum. İşçilerin ellerindeki protesto pankartlarında Murdoch ve Thatcher, sevişen iki domuzcuk olarak çizilirdi... İngiliz basın çalışanlarının karikatürlerde domuzcuk olarak gördükleri büyük patronları, şimdi ülkemizde siyasal İslam kökenli imajı olan bir televizyon kanalının sahibi oldu. Şu kadere bakın. Çok daha önemli bir soru, ABD ve İngiltere’de oluşturduğu büyük medya tekellerinin gücü zaman zaman yasal sınırları aştığından, yargı kararları ile kimilerinin elden çıkardığı Büyük Patron, Türkiye’de bir televizyon kanalı ile ne yapmak istiyor? ‘‘Yıllardır gönlü vardı, birçok kanal ve patronla görüşmüştü...’’ Biliyoruz, ancak ister istemez komplo teorilerinin çekiciliğine de kapılıyoruz. Türkiye’de tek başına bir televizyon kanalının parasal getirisi, Murdoch gibi dev bir medya tekelinin dişinin kovuğunu doldurmaz. Türkiye’de bir televizyon kanalı sahibi olma tutkusu neden? Hele de Ortadoğu bu kadar karışmış, ABDİngiltere siyaseti, emperyal iktidarı adına haritaların baştan sona değiştirilmesi gündemde iken. Sanki bizim medyanın kimliksizliği, gerçekleri saptırma içerikleri insanımızın kafasının karmakarış olmasına, kendi çıkarlarından yana bilinç kaybına yetmezmiş gibi. ??? Günümüzde medya gücünün silah gücü kadar etkin kullanıldığı gerçeği de ortada iken, emperyalizmin yeni yüzü, kimliği, işleyiş biçimi ile dünya medyasının tekelleşmesi arasındaki sıkı ilişki daha da işlevsel anlam taşıyor. Basın özgürlüğünün gündemindeki sorunlara, uluslararası basın ve sendikal örgütlerin tartışma konularına bir göz attığımızda, diktatörlüklerdeki sansür kadar etkin tehdidin demokrasi rejimlerinde tekelleşme ve patronaja bağlı siyasi erkten geldiği ortaya çıkıyor. Gelişen medya teknolojisi sayesinde tepkisiz, alışmış olarak izlesek de, dünya ölçeğinde yaşanan insanlık dramlarını, vahşeti günübirlik izliyor, öğreniyoruz. ABD’nin Irak işgali sürecinde görüntüler yukarıdan atılan bombalar ağırlıklı olduğu için aşağıdaki insanlık dramını çok fazla görmüyorduk. İsrail’in ABD’nin tetikçisi olarak Lübnan’ı bombalamasında aşğıdan görüntüler, sonuç olarak insanların yaşadıları dramlar daha bir çarpıcı şekilde bizlere ulaşıyor. Gelin görün ki bizdeki algılama, tepki verme reflekslerinde aradan geçen kısacık zaman dilimi içinde oldukça büyük zayıflama olmuş. Türk kamuoyunu tek başına kastetmiyorum. İnsan haklarında göreceli daha duyarlı demokratik ülkelerdeki kamuoylarının tümü için geçerli bir umursamazlık var. ABD’nin Irak işgaline karşı barıştan yana örgütlenmelerin meydanları dolduran yüzbinlerce insanlı protestolarından eser yok. ABD Irak’ı işgal ederken ‘‘Demokrasiyi getirme, Saddam’ın dünyayı tehdit etmesi, nükleer gücü’’ gibi yalanlara sığınmıştı. Şimdi çok daha pervasız, Rice’ın açıklamasında yer aldığı üzere, Ortadoğu haritalarının baştan sona değiştirileceği açıklanabiliyor. Irak işgalinden bu yana emperyal çıkarlar adına onca savaş, insanlık suçu işlenmiş, işkenceler ortaya çıkmış, Irak’ta kanlı bir iç savaş, kaos yaratılmasına tanıklık etmişiz. İsrail’in Suriye operasyonu ile Ortadoğu projesine ayak bağı olan terör örgütlerini tüketmek, direnişleri yok etmek adına, sivil halkların, çocukların yaşamını katleden kanlı operasyonların yapılmasının devam edeceğinin ilanında bir sakınca görülmüyor. Nasıl oluyor da ABD, İsrail, İngiliz, Alman, Fransız halkları, aydınları, barıştan yana çoğunluk bu kadar sessiz, suskun kalabiliyorlar? Örgütsüzlük, umutsuzluk, kafa dağınıklığı, yabancılaşma, alışma... Adına ne derseniz deyin, medya tekellerinin medyatik etki güçleri ile beslenmiş çok çarpıcı bir sonuç ortada değil mi? soner@cumhuriyet.com.tr 2001 sonrası en düşük satış kârlılığı İSO 500 genelindeki satış kârlılığı 2001’de eksi yüzde 0.5’e kadar düşmüş, 2004’te ise yüzde 6.7’ye kadar yükselmiş, 2005 yılında ise satış kârlılığında bir önceki yıla göre yüzde 30 civarında bir düşüş vardır. 2005’te satış kârlılığı yüzde 4.6 olurken bu rakam 2001 sonrası dönemdeki en düşük satış kârlılığıdır. Özellikle 19942005 döneminde, imalat sanayiindeki özel büyük kuruluşların satış kârlılığında büyük erozyon yaşandı. En büyük gerileme ise tekstil, giyim, deri ve ayakkabı sektörlerinde yaşandı. 2005 yılında, 500 büyük kuruluş arasında yabancı sermaye paylı 136 kuruluş yer aldı. İhracat şampiyonu geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Toyota Otomotiv oldu. ISO Yönetim Kurulu Başkanı Küçük (Solda) yapısal reformların hızlandırılmasını istedi. Tablo olumsuza döndü ekonomilerin başarısını, firEkonomi Servisi İSO Yö rak açıkladı. netim Kurulu Başkanı Tanıl Bu durumun, sanayi kuru maların başarısının belirlediKüçük, kriz sonrası dönem luşlarının rekabet gücünü ve ği bir dünyada yaşıyoruz. Gede özellikle 2004 yılında kaynak yaratma kapasitesini rekenler süratle yapılmadığı ekonomideki olumlu geliş ciddi ölçüde zayıflattığını takdirde, 2006 yılı 500 büyük meler paralelinde 500 büyük ifade eden Küçük, İSO ola sonuçlarının 2005’ten de sanayi kuruluşunun da olum rak, 2005 yılı içinde, sanayi olumsuz çıkması ihtimali gilu bir yıl geçirdiğini, nin yaşadığı sıkıntılara dik derek artacaktır. 2006 yılında yapmamız gereken2004’teki bu olum? Tanıl Küçük, 2005 yılının leri hızlı bir şekilde lu tablonun ne yazık ki 2005’e taşınma Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu yapmazsak önüaçısından 2001 yılı sonrası dönemdeki müzdeki sene bundığını açıkladı. dan daha kötü bir Küçük, 2005’te en olumsuz yıl olduğunu söyledi. tabloyu açıklamak 500 büyük sanayi kuruluşunun ortaya koydu kat çekme gayreti içinde ol zorunda kalırız, korkumuz ğu olumsuz performansın duklarını, 500 büyük sanayi da bu’’ diye konuştu. Ekonomideki gelişmelere araştırmasının nedenini, aşırı değerlenen kuruluşu YTL ’yi telafi edecek önlem 2005 yılı sonuçlarının, ne ka ve sanayideki olumsuz tablolerin zamanında alınmama dar haklı olduklarını açıkça ya ilişkin olarak da Küçük, sı, gereken reformların za ortaya koyduğunu ifade etti. bu durumun sürdürülebilir Küçük, ‘‘Unutmayalım ki olmadığını vurguladı. manında yapılmaması ola B Tüpraş 828 işçi çıkardı Ekonomi Servisi Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ’de (Tüpraş), yeniden yapılanma çerçevesinde kendi isteğiyle 623, zorunlu olarak 205 işçinin işine son verildiği bildirildi. Tüpraş iş akdi feshedilenleri borsaya da bildirdi. Yapılan açıklamada iş akdi feshedilenlerin 328 adedinin emeklilik haklarını kazanmış personel olduğu kaydedildi. Açıklamada, iş akitleri feshedilen personelden emeklilik haklarını kazanmamış olanların, ‘‘geçici personel olarak’’ 657 sayılı kanunun 4/c maddesinden yararlanabilecekleri belirtildi. İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Türkiye’nin müzecilik tarihinde şu sıralar sessiz sedasız bir dönüşüm yaşanıyor... Başlatan ise Emirgân’daki Sakıp Sabancı Müzesi. Kâh ‘‘komşu günleri’’ düzenleniyor, kâh taksiciler için özel davetler yapılıyor... Amaç, halkı müzelere biraz yaklaştırabilmek... O, dışarıdan ilgisizce göz atılan, yalnızca turistlerle okul öğrencilerinin gezdiği mekân şablonundan kurtarmak... İlk girişim Picasso sergisi ile başladı. İlgi beklenenin üzerinde oldu. Şimdilerde Rodin ile sürüyor. Slogan: ‘‘Müzeye giriş ve çaylar bizden, gel Bir Pide Arası Rodin, Bir de Demli Çay... mesi sizden!’’ Emine Hanım 35 yıllık Emirgânlı. 50’li yaşlarında bir ev hanımı. Komşu günü çağrısının yapıldığı afişi ilk kez her gün alışveriş yaptığı bakkalın duvarında gördüğünde fazla ilgi göstermediğini anlatıyor. Rodin sözcüğü kendisine yabancı, ne yapar ne ile uğraşır bilmiyor... Müzeye ise daha önce bir kez oğlu ilkokuldayken gitmiş. Birkaç anne birlikte okul öğretmenlerinin ricasıyla çocuklara göz kulak olmak için sınıf gezisine katılmışlar. ‘‘Sultanahmet’te idi, ama hangi müzeydi hatırlamıyorum’’ diyor. Bir gün üst kattaki komşusu seslenmiş, ‘‘Muhtarda davetiyeler varmış, hadi bir gidelim şu müzeye’’ diye... ‘‘Öyle toplanıp gittik birkaç kişi’’ diye anlatıyor. Hiç de umdukları gibi olmamış, çok beğenmişler. ‘‘Üzüldüm adamcağıza, ne yaptıysa ilk önce beğenilmemiş’’ diyen Emine Hanım, bir daha komşu günü düzenlenirse kocasını da ikna edip götürmek istediğini söylüyor. Müzeler aslında hakiki bir öğrenme ortamı. Çok uzaklardaki sanat eserlerini taa yanı başımıza getiren, aynı zamanda farklı yaşam biçimlerini, bir sanatçının eserlerini meydana getirirken ne tür süreçlerden geçtiğini, hangi toplumsal olaylardan etkilendiğini dile getiren mekânlar. Ancak özellikle Türkiye gibi ülkelerde müzelerin halkın ilgisini çekmesi, kendini yabancı hissetmemesi için özel projeler geliştirilmesi gerekiyor. Bu yüzden Sabancı Müzesi’nin başlattığı girişim önem taşıyor. SSM’nin müdürü Nazan Ölçer, kendisiyle yaptığımız sohbette ‘‘Müzelerin elitist tavırda olmaları geçmişte kaldı. Günümüzde müzeler tüm gününü geçireceğin, ailenle gezebileceğin, eğitim programlarına, atölye çalışmalarına katılacağın mekânlar olarak görülüyor. Türkiye’ye de bu anlayışın yerleşmesi lazım. Biz burada bunun için çaba sarf ediyoruz’’ diyor. Okullardan grup halinde öğretmenleri eşliğinde gelen öğrencilerin bu ve benzeri sergileri nasıl üstünkörü gezdiklerine geliyor sohbet. Picasso sergisini sınıfça gezdiklerini söyleyen bir tanıdığım çocuğa yönelttiğim ‘‘Peki en çok neyi sevdin’’ sorusuna verdiği ‘‘Picasso’nun resimleri acayip, ama sonra yediğimiz pide güzeldi’’ yanıtına Ölçer gülüyor ve ‘‘Ama bakmayın, mutlaka akıllarında bir şeyler kalıyor. Biz aslında bir öneri geliştirmiştik ve öğretmenleri çocukları gezdirecekleri sergiler hakkında önceden bilgilendirmek istemiştik, ama talep gelmedi’’ diyor. Ancak sergide çocuklara yönelik 4 farklı seviyede eğitim programları da mevcut. Peki ya taksicilere yönelik yeni programlar yok mu? Ölçer, basında çıkan haberlerin üzerine Taksiciler Federasyonu Başkanı’nın kendisini aradığını ve diğer taksicilerin de davet beklediğini ilettiğini anlatıyor. Belli ki düğmeye basıldıktan sonra arkası gelecek. Rodin İstanbul’da sergisinin sponsoru Akbank. Bugüne kadar serginin maliyeti hakkında bir şey söylenmiyordu, ama sonunda Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı bir rakam telaffuz etti: 1.5 milyon dolar. Rodin sergisi, Fransa’dan bu yıl çıkan en büyük sergi paketi. İlk kez 203 parçalık bir koleksiyon Türkiye’ye geliyor. Bu serginin bir özelliği de uluslararası camiada Türkiye’nin müzecilik konusundaki çıtasını yükseltmiş olması. İSTANBUL 10. (TAŞINMAZ SATIŞ) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN Dosya No: 2005/9 İz. Şüyu Ortaklığın giderilmesine iilişkin, aşağıda tapu kaydı, kıymeti satış gün ve saati ve önemli özellikleri ile satış şartları belirtilen; İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi Mecidiye Mahallesi, Ortaköy Salhanesi Sokakta kain 30 pafta, 196 ada. 15 parsel sayılı 215.00m2 miktarlı 4 katlı, 9 bağımsız bölümlü kargir apartmanda: Zemin katta 4/52 arsa paylı (1) nolu dükkanın tamamı Zemin katta 8/52 arsa paylı (2) nolu dükkanın tamamı ile ;Zemin katta 4/52 arsa paylı (3) nolu dükkanın tamamının İstanbul 10. İcra Müdürlüğü’nde Izalei Şüyu ve açık arttırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. İİK,127.Md. GÖRE SATIŞ İLANININ TEBLİĞİ; Adresleri tapuda kayıtlı olmayan ve olan alakadarlara işbu satış ilanı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 3 SATILACAK TAŞINMAZIN TAPU KAYDI: Beşiktaş 2.Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünün 23.09 2005 tarih ve 6928 yevmiye sayılı tapu kayıt örneğine göre Beşiktaş ilçesi, Mecidiye Mahallesi, Ortaköy Salhanesi Sokağında bulunan 30 pafta, 196 ada, 15 parsel sayılı 215.00m2 miktarlı 4 katlı, 9 bağımsız bölümlü kargir apartmanda; 4/52 arsa paylı zemin kat (1) nolu dükkanın, 8/52 arsa paylı zemin kat (2) nolu dükkanın, 4/52 arsa paylı zemin kat (3) nolu dükkanın 1/2’şer hissesi Nural Can ve 1/2 hissesi de VERASETTE İŞTİRAK olarak Nural Can, Nurhan Koral Rukiye Karabulut adlarına kayıtlı olduğu, kaydında ihtiyati tedbir şerhi ile satışa arz şerhi mevcut olduğu bildirilmiştir. 4 İMAR DURUMU: Beşiktaş Belediye Başkanlığı İmar ve Planlama Müdürlüğü Planlama ve İmar Durum Bürosu tarafından tanzim ve tasdik edilmiş olan 1110.2005 tarih ve 1222 sayılı imar durum belgesine göre Beşiktaş, Mecidiye Mahallesi. 30 pafta, 196 ada, 15 parsel sayılı yer; 26.09.1988 tasdik tarihli 1/500 ölçekli Ortaköy Camii ve Çevresi Koruma Uygulama İmar Planında H:Not şartlarında (H:Not yapılar belirlenen emsal parsellerin saçak kotlarını geçemez.Emsa! parsellerin saçak kotları İlçe Belediyesi tarafından tespit edilecektir ve saçak kotu asıl bina kütlesinin saçak kotudur): bitişik nizam, ön, yan ve arka bahçe mesafeleri: Kroki, İmar Planında tahsis edildiği alan; plan notu şartlarında yapılanma koşullarına haiz olduğu, İmar Kanununun 23.Maddesine tabi olduğu ve 5 yıllık İmar Programına tabi olmadığı, jeoteknik rapor alınmadan uygulama yapılamayacağı bildirilmiştir. 5 TAŞINMAZIN HALİHAZIR DURUMU ve EVSAFI: Satışa konu taşınmazlar: İstanbul Beşiktaş İlçesi, Ortaköy Salhane Sokakta, tapunun 30 pafta, 196 ada. 15 parsel numarasını teşkil eden ve Salhane Sokaktan 6 kapı numarası alan 215.00m2 miktarlı arsa dahilindeki 4 katlı, dokuz bağımsız bölümlü kat mülkiyetli kargir apartmanda; Zemin katta 4/52 arsa paylı (1) nolu dükkanın tamamı, Zemin katta 8/52 arsa paylı (2) nolu dükkanın tamamı ile, Zemin katta 4/52 arsa paylı (3) nolu dükkanın tamamı niteliğindedir. Bodrum kat+Zemin kat+3 Normal kattan müteşekkil, B.A.K. tarzda ve bitişik nizamda, 2.Sınıf malzeme ve işçilik kalitesi ile inşa edilmiş, elektrik ve sıhhi tesisatları mevcut, zemin katında yol cepheli üç dükkan, normal katlarında ikişer daireden ceman altı daireli ana binanın yol seviyesinde yer alan taşınmazlar; 4/52 arsa paylı (1) Nolu dükkan: Ana binanın zemin katında, binaya cepheden bakışa göre ana giriş kapısının en sol kısmında (Komşu parsele bitişik taraf) yer alan (1) nolu dükkanın yola cephesi 2.35mt, yoia dik derinliği 16.25mt olmak üzere iç ölçüleri itibariyle net alanı 38.19m2 dükkan irtifası takribi 4mt civarındadır. Dükkan zemini karo mozaik, duvarları sıvalı ve boyalı olup taşınmaz dahilinde projesine aykırı olarak 2 nolu dükkan ile ara bölme duvarları kısmen kaldırılmış, yine proje hilafı arka bahçenin dükkan arkasına gelen 5.17m2.lik kısmı da kullanım alanına dahil edilmiştir. Zemin katta 8/52 arsa paylı (2) nolu dükkan: Ana binanın zemin katında, binaya cepheden bakışta ana giriş kapısının hemen solunda yer alan 2 nolu dükkanın yola cephesi 345mt. orta kısımda bina merdiven kovasının bulunduğu yerde 1.75mt, devamında 3.75mt, arka cephede 4.95 mt mertebesinde, yola dik derinliği ortalama 16.75rnt olup projesi üzerinden alman iç ölçüleri itibariyle net alanı 70 87m2. dükkan irtifası takribi 4mt civarındadır. Dükkan zemini karo mozaik, duvarları sıvalı ve boyalı olup taşınmaz dahilinde projesine aykırı olarak 1 ve 3 nolu dükkanlar ile ara bölme duvarlar, kısmen kaldırılmış, yine proje hilafı arka bahçenin dükkan arkasına gelen I4.10m2.iik kısmı da kullanım alanına dahi! edilmiştir Zemin katta 4/52 arsa paylı (3) nolu dükkan: Ana binanın zemin katında, binaya cepheden bakışa qöre ana grrış kapısının sağında yer almakta olup projesinden alınan iç ölçüleri itibariyle 43.31 m2 net alana sahro takribi 4mt ırtıfair zemrnı karo mozaik, duvarları sıvalı ve boyalı olup taşınmaz dahilinde projesine aykırı olarak 2 nolu dükkan ile ara bölme duvarları arka kısımda kaldırılmış, yine proje hilafı arka bahçenin dükkan yanına gelen 20.52m2.lik kısmı da kullanım alanına dahil edilmiştir. Satışa konu taşınmazlar bulunduğu konum itibariyle alt ve üst yapısı tamamlanmış, her türlü belediye ve sosyal imkanlardan istifade edecek konumda, Ortaköy merkezinde ve sahile takriben 150mt mesafede bulunmakta olup bar ve gece klüplerinin bulunduğu civarın talep gören ticaret alanında yer almaktadır. 6 TAPU KAYDINDA VARSA MÜKELLEFİYETLER: Yoktur. 6 TAPU KAYPINDAKİ BEYANLAR HANESİNDE: Yoktur. 6 TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 1}Zemin katta 4/52 arsa paylı (1) nolu dükkanın tamamına 75.000,00,YTL.sı, 2~)Zemin katta 8/52 arsa paylı (2) nolu dükkanın tamamına 150.000,00.YTLsı, 3)Zemin katta 4/52 arsa paylı (3) nolu dükkanın tamamına 85.000,YTL.sı kıymet taktir edilmiştir. 7 SATIŞ ŞARTLARİ: Yukarda açık tapu kaydı, imar ve halihazır durumu ve kıymeti belirtilen taşınmazın’ 1. Satışı: 28.AĞUSTOS.2006 PAZARTESİ günü; 1)Zemin katta 4/52 arsa paylı (1) nolu dükkanın tamamı Saat:13.30 dan 13.45’de, 2)Zemin katta 3/52 arsa paylı (2) nolu dükkanın tamamı Saat: 14.15 den 14.30’da, 3)Zemm katta 4/52 arsa paylı (3) nolu dükkanın tamamı Saat: 15.00 den 15.15’ e kadar İstanbul 10. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ni ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu va satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, 2. Satış; 07.EYLÜL2006 PERŞEMBE günü aynı yer ve saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedefinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. a Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin ve alacağa mahsuben iştirak edeceklerin kendinden önceki sırada bulunan alacaklıların alacağının, (muhammen bedelin % 20’siyle sınırlı olarak) % 20’si nisbetindepey akçesi (nakit Memleket parası) veya bu miktar kadar milli bir bankanın “şartsız: kesin ve süresiz” teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Yabancı para kurunda günlük değişimler olması ve 805 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre “döviz” teminat olarak kabul edilmez. b Satış peşin para iledir, alıcı istediğinden 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhaleye itiraz vakf olması halinde dahi, (alacağına tekabül eden satış bedelini müşteri sıfatıyla ödemekte imtina suretiyle alacaklıya ihale yapılmamış olması şartı ile) satış bedeli nakten icra veznesine yatırılır (md. 134/4).Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları ile Katma Değer Vergisi (150 M2’ye kadar olan net meskenlerde % 1, mesken olmasına rağmen işyeri olarak kullanılmış dairelerde, metruk durumda olan binalarda, tarla, bina., han, otel ve arsalarda % 18 olarak KDV müşteriden tahsil edilir), tahliye ve teslim giderleri öncelikle müşteri tarafında ödenir, Birikmiş emlak vergisi, cezaları ve ferileri ile, tellaliye ve tapu satım harcı satış bedelinden müşteriye iade edilir. c İhaleye iştirak edenlerin icra satış dosyası, tapu kaydı, şartname, ilan ve tebligatları incelemek suretiyle ihaleye katıldığını kabul ettiği. Satılacak taşınmazın Tapu kaydında varsa; taşınmazın bütünleyici parçalarının (MK md 684 862). taşınmazın eklentilerinin (MY. Md. 686, 862), hukuki semerelerin (MK. md. Km Taşınmazın birleştirilmesi durumunun (MK. Md. 859), İİK. 128. md. göre Taşınmaz mükellefiyetlerinin intifa hakkı MK. m. 794, oturma hakkı MK. m. 823, üst hakkı MK. m. 834, kaynak hakkı MK. m. 837, irtifak hakten MK. m 838, Kaydi hayatla ölünceye kadar bakma akdi BK. m. 507).., mükellefiyetleri nazara aldığı kabul edilir. e İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. f İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca satış bedelini yatırması için verilen 10. gün sonundan itibaren temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklarda. İhale farkı ve temerrüt faizi ve ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. g Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup tebligat pul masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. h Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2005/9 İz.Şuyu Esas sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 13.07.2006 *(İc. İf.K. 126) *{ *) ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. ‘Yönetmelik Örnek No: 27 Basın: 36491 CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle