23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2006 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Lübnan’da yıllarca BM misyonu sözcülüğü yapan Timur Göksel, uluslararası güç uyarısında bulundu Gazze’de dün 13 kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı. (Fotoğraf: AFP) Sivilleri kalkan yapıyorlar Dış Haberler Servisi İsrail ordusunun Gazze’nin kuzeyinde yürüttüğü operasyonlarda Filistinli sivilleri kalkan olarak kullandığı ortaya çıktı. İsrail insan hakları grubu B’tselem, geçen hafta Beyt Hanun’daki bir saldırı sırasında 2’si genç 6 sivilin yasadışı olan bu uygulamaya maruz bırakıldığını duyurdu. Hazım Ali adlı mühendis, saldırı sırasında yıkılan evinin onarımı için izin almış ve bir hafta önce başlarına gelen olaylarla ilgili davanın sonuçlanmasını bekliyor. Bir hafta önce eve gelen İsrail askerlerini annesinin karşıladığını anlatan Hazım Ali, daha sonra askerlerin iki erkek kardeşiyle kendisinin gözlerini bağlayarak ellerini arkadan kelepçelediklerini anlatıyor. İsrail askerleri rehin aldıkları kardeşleri Hazım’ın üçüncü kattaki dairesinin girişinde, yüzleri merdivenlere dönük olarak durmaya zorluyorlar. Hazım, askerlerin bir intihar bombacısı gelme olasılığına karşı onları merdiven boşluğunda tuttuklarını, çünkü onların dairenin içine girdiklerini ve ilk hedef olacak kişilerin kendileri olduğunu düşünüyor. Bundan sonra, İsrailli askerler dışarıdaki Filistinli militanlarla çatışmaya giriyorlar. Hazım tahmini 12 saat boyunca orada tutulduklarını anlatıyor. Göksel: Türkiye işgalci olur ? ? NATO demek ABD demek, ABD demek İsrail demek, onlarla buraya gelmek baştan tarafsızlığınızı yitirmiş olmak demektir. İstenen, Hizbullah’ı silahsızlandırma görevini yürütecek bir “barışı zorlama gücü”yse onun adı işgal gücüdür. Türkiye çok dikkatli olmalı, kendi kararını kendisi almalıdır. Amaç Hizbullah’ı yok etmekse buyursunlar kendi askerlerini göndersinler, yapsınlar. Türk askerinin hayatı bedava sanki. Kimsenin asker göndermeye niyeti yok. Hayal ürünü demeçler veriliyor... ÖZGÜR ULUSOY Saddam’ın seçimi İp yerine kurşun Dış Haberler Servisi Açlık grevinde olan Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin, hakkında görülen davanın dünkü duruşmasına zorla getirildiğini söyledi. Saddam Hüseyin kendisiyle birlikte yargılanan 7 sanıkla beraber, dava avukatlarının üçünün öldürülmesini protesto etmek amacıyla 7 Temmuz gününden beri açlık grevi yapıyor. Dün yapılan duruşmada Saddam Hüseyin, ‘‘Mahkemeye gelmek benim tercihim değildi. Gelmek istemediğime ilişkin size bir dilekçe yazdım, ancak Amerikalılar beni isteğim dışında getirdiler. Bu adil değildir!’’ dedi. Saddam Hüseyin, mahkemede ayrıca asker olduğunu hatırlatarak ölüm cezası verilmesi halinde ‘‘Asılmaktansa kurşuna dizilmeyi tercih ederim’’ ifadesini kullandı. İsrail saldırılarının harabeye çevirdiği Lübnan’a bir uluslararası güç konuşlandırılmasıyla ilgili tartışmalar sürerken 23 yıl boyunca Lübnan’daki BM misyonu UNIFIL ’in sözcülüğünü yürütmüş olan Timur Göksel, hem bölgedeki hem de barış gücündeki deneyimine dayanarak iyi planlanmamış bir güce asker vermenin Türkiye’yi işgalci konumuna düşüreceği uyarısını yaptı. Ortadoğu’da gittikçe derinleşen bir SünniŞii kopuşması tehlikesine dikkat çeken Göksel, Türkiye’nin yüzde yüz Şii olan Güney Lübnan’a asker göndermeden önce bir kez daha düşünmesi gerektiğini vurguluyor. Göksel’le, 2000 yılında İsrail’in Lübnan’dan çekilmesi sırasında tanışmıştık. Ofisi, Güney Lübnan’a gelen gazetecilerin ilk uğrak yeriydi. Şu anda Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde siyaset bilimlerinde akademisyen olan Göksel’le telefonla söyleşi yaptık. Görüşmemiz yer yer, İsrail’in attığı bombalarla kesildi. Göksel, gelen bomba seslerine karşın sorularımızı yanıtladı. Hizbullah’ın bu adımının şaşırtıcı olduğunu söylüyorsunuz... TİMUR GÖKSEL Şaşırtıcı bir adımdı. Bir gün önce yüksek lisans öğrencilerimi Sur kentine götürmüştüm. Yurtdışından yaz için gelen Şiiler vardı. Öğrencilerime, eylüle kadar rahatız dedim. Ertesi gün Hizbullah eylemini gerçekleştirdi. Olayları Hizbullah’ın adımı tetiklese de İsrail saldırısının önceden planlanmış olduğu yorumları yapılıyor... Ona şüpheniz olmasın, İsrail’in bu saldırısı planlı bir saldırıydı. Aslında Lübnan’dan çekilmeyi hiç istemediler. Lübnan’dan çekilmekle İslam dünyasındaki caydırıcı güç şöhretlerini kaybetmiş oldular. Burada küçük bir grup onlara kafa tuttu. Bu caydırıcı şöhreti kazanmak istiyorlardı. da yanınızdaki birlik halka ters davranışa girer, sizin başınız belaya girer. BM’de de, adam New York’ta masa başında oturup talimat verir. Şu ülke bize şöyle destek sağladı, komutan da buradan olsun, der. Yetenekli mi bakmaz. Size 3 aday gösterir, 2’si İngilizce bilmez, zorunlu olarak 3. adayı seçersiniz. BM de işte böyle çalışır. Bombardıman başladı ...... Bomba sesleri geliyor... Ben 10. katta oturuyorum, bütün camlar sallanıyor. Görüşmeyi keselim isterseniz, sığınağa gidin. Sığınak dediğiniz İsrail’de var. Orada da yaşadım. Zırt pırt sığınaklara girer çıkardım. Burada kim sığınak yapmış ki? Burada hep beraber Allah’a güveniyoruz. (.... Sesler kesiliyor.) ABD’nin Suriye ve İran’ı birbirinden kopartmaya çalıştığı da söyleniyor. Bu mümkün mü? Bir hayal olabilir tabii. ABD’nin hayalleri var. ABD’yi kimin yönettiğini anlamadım ki. Think tank’çiler var. Çok iyi para kazanıyorlar herhalde. Çok aklı başında olanlar da var, ama onları kimse dinlemiyor. Lübnan yaralarını sarabilecek mi? Lübnan’ın işi çok zor. Lübnan Refik Hariri’nin aşırı çalışmasıyla ihya oldu. Şimdi bana bugünkü haline gelmesi çok zor gibi geliyor. Normal tempoyla giderse 20 yılı alır. ..... Şimdi çok büyük bir bomba geldi. Dumandan anlaşılıyor. Yeni gelen, sığınak delici Amerikan bombalarından olsa gerek. Keselim isterseniz... Gerek yok, yalnız camları açmak lazım. Camları açmazsanız paramparça olur. .... Peki bu kriz nasıl biter? ABD’nin de katkısıyla 810 gün sonra bu iş bitecek. Kim kazanacak? İki taraf da kazandık diyecek, siz karar vereceksiniz. Son olarak, Türkiye’ye vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Çok iyi düşünmek, yalnızca siyasi çıkarlarla hareket etmemek gerekir. Ülke kendi kararını kendi almalı. AKP’nin en büyük eksikliği burada, aynen kendinden evvelki hükümetlerin yanılgısını onlar da taşıyor. Ortadoğu’da etkin olduğumuzu düşünüyorlar. Böyle değil, Mesela, şimdi THY’nin ve Türkiye’nin turizm için bir kampanyası vardı, ama adam kapıda vize verin diyor, vermiyoruz. Sefarete bir şey demiyorum. Onlar çalışıyor. Ama şimdi Ürdün’le Mısır bizden vize istiyor. Eskiden istemiyorlardı. Biraz dikkatli olmak lazım. Tezkere, bölgede Türkiye’ye bakışın değişmesinde çok etkili oldu, ama şimdi bu uluslararası güç meselesinde çok dikkatli olmak gerek. B ugün Ortadoğu’da gittikçe derinleşen, tehlikeli bir hal alan bir SünniŞii kopuşması var. Güney Lübnan’daki hâkim güç, yüzde yüz Şii. Türk askeri buraya gelirse ne olacak, çatışma çıkarsa ne olacak? Onun için hazırlığının çok iyi yapılması lazım. Ama deneyimle söylüyorum, uluslararası güce güvenmek çok zordur. ki, bugün Hizbullah’ın silahını alsanız, bu bir doktrin, yerine başkası çıkar. kümeti şu anda çok zayıf, ama onların onayı şart. Sonra kimle görüşeceksiniz; bir, İsrail’le görüşeceksiniz. İki, Lübnan’ın güneyindeki en etkin güç olan Hizbullah ile. Eğer bu bölgeye Türk askeri gidecekse o zaman Türk hükümeti bu adamlarla temas kurar, siz bu askerleri istiyor musunuz, istemiyor musunuz diye sorar. Ben bu işin nasıl yanlış yollara saptırıldığını çok gördüm. Öyle, siz merak etmeyin, hele bir gidin, her şey hallolur derlerse, ki Türk askerinden iyisini bulamayacakları için diyebilirler, ona inanmayın. 1978’de aynısını bize yapmışlardı. 20 sene hayatımızı kurtarmaya çalıştık. NATO gücü olarak ağır silahla giderseniz o zaman bambaşka... Kimsenin çok üzerinde durmadığı bir başka sorun daha var ve bence çok önemli. Bugün Ortadoğu’da gittikçe derinleşen, tehlikeli bir hal alan bir SünniŞii kopuşması var. Güney Lübnan’daki hâkim güç yüzde yüz Şii. Türk askeri buraya gelirse ne olacak, çatışma çıkarsa ne olacak? Deneyimle söylüyorum, uluslararası güce güvenmek çok zordur. Irak’a güç deniyordu, ben çok karşı çıkmıştım. İki birliği yan yana koyarsınız komutan belli değil. Siz destek beklersiniz, adam ülkesinden talimat bekler. Hele Batılı ülkelerin askerleri, komutan filan hikâye, adam ülkesinden talimat gelmeden adım bile atmaz. Ya Projeye en çok Türkiye inanıyor Tek neden bu değil herhalde?.. Tabii ki değil. Hizbullah’ı yok etmek biraz fazla büyük bir hayal olur, ama Hizbullah’ı mümkün olduğu kadar zayıflatmayı, sınırdan uzaklaştırmayı, askeri yönden zayıflatmayı planladılar. Dışarıdan da tepki gelmeyeceğini, ABD’den destek geleceğini biliyorlardı. Hizbullah’ı tokatlamak, ABD’nin de erişemeyeceği bir amaç. Bence Hizbullah’ın en büyük yanılgısı da bu oldu, İsrail’in bu kadar büyük adıma kalkışacağını bence tahmin etmedi. İhtilaflı olmayan, batı bölgesindeki bir hududu geçerek saldırıp adam öldürüp adam kaçırmak ciddi bir şeydi. Hizbullah niye böyle bir şeye kalkıştı? Gazze öfkesi mi? Suriye ve İran parmağı tezi ne kadar doğru? Gazze öfkesi değil bence. Benim bildiğim, Hizbullah kendi kararlarını kendisi verir. İran’la büyük bağları var, İran’ın etkisi hiç şüphesiz, ama bu günlük harekât planlamasına kadar gitmez. Hele Suriye’nin günlük olaylarda hiçbir etkisi yoktur, olsa olsa ortak çıkarlar var. Hizbullah emir almaz. Eğer bir gün İsrail ya da ABD İran’a saldırırsa Hizbullah caydırıcı güç olur deniyordu. O zaman insanın aklına şu soru geliyor; İran niçin böyle bir gücü şimdi harcasın ki? Bu yoruma tersten bakarsak, İran’a olası bir saldırı öncesinde Hizbullah’ın beli kırılmak istenmiş olamaz mı? Olayı başlatan Hizbullah, o da bir gerçek. Rice, yeni Ortadoğu’dan söz ediyor. Washington’ın büyük Ortadoğu ve harita hesaplarıyla bağlantısı var mı? Ortadoğu’yu tanımamaktan kaynaklanan bir hayali proje bu. Bölgede Filistin sorunu var, Arap rejimleri sorunu, halkın demokrasiden haberdar olması sorunu var. Bana bu projeye en çok inanan ülke Türkiye gibi geldi. Türkiye nedense çok heyecanlandı. Biz de Ortadoğu’yu tanımıyoruz galiba. ABD’nin kurduğu hayallerle olmaz bu iş. Lübnan’dan sedir devrimi falan çıkmaz, olsa olsa iç savaş çıkar. Gerçekçi olmak lazım. Amaç Hizbullah’ı yok etmekse buyursunlar kendi askerlerini göndersinler, yapsınlar. Türk askerinin hayatı bedava sanki. Hiçbir ülkenin asker göndermeye niyeti yok. Hayal ürünü demeçler veriliyor. Bir fikri yok edemezsiniz Tarafların onayı şart Uluslararası güç kurulur ve Türkiye buna katılırsa Türkiye’ye bölgedeki bakış ne olur? Bir kere NATO derseniz, NATO demek ABD demek, ABD demek İsrail demek, onlarla buraya gelmek baştan tarafsızlığınızı yitirmiş olmak demektir. Barış gücü deniyor da daha adı bile konmadı. Barışı koruma gücü mü olacak, yoksa barışı zorlama gücü mü? Amaç barışı koruma gücüyse, benim eski bir barışı koruma gücüm var orada, tarafsız bir ünü var, halkın son derece kabul ettiği bir güç, ki bu Lübnan’da hiç kolay değildir. Yok eğer barışı zorlama gücüyse istenen, bütün Lübnan’a yayılacak, Hizbullah’ı silahsızlandırma görevini yürütecek bir güç, onun adı işgal gücüdür, birinci günden itibaren hedef olacaktır. Türkiye iyi hazırlanmış bir güce katılırsa prestiji artar. İyi hazırlanmıştan kastım, aslında her yabancı güç başka bir ülkeye gönderildiğinde geçerli olması gereken kurallar. Komutasının kimde olacağı belli olmalı, görev tanımı net olmalı, öyle nereye çekersek oraya uzayacak esneklikte bir görev tanımı olmaz; ve de en önemlisi, ihtilafa taraf olan tarafların onayının alınması gerekir. Lübnan hü ‘Büyüyünce Zengin Olacağım’ ovyet çocuklarına büyüyünce ne olacakları sorulduğunda, doktor, mühendis, öğretmen, kozmonot gibi cevaplar alırdınız. Hatta ‘‘Büyüyünce iyi bir komünist olacağım’’ diyenler çıkardı. Şimdi yeni Rusya’da bankacılık, bilgisayar uzmanlığı ve ticaret ön sırada. Gazeteler bazen fahişeliğin bile listelere girdiğinden yakınıyor. Aslında şimdiki çocuklar meslek seçmekten çok ‘‘zengin olma’’ hedefini ifade ediyor. Çünkü bugünün temel değeri bu: Zenginsen akıllısın, yeteneklisin, iyisin; değilsen tersi... Rusya ve Türkiye gibi ‘‘yükselen ekonomilerde’’ zengin olmak için fırsat az da değil hani! Hay Group adlı müşavirlik şirketinin 29 ülkede gerçekleştirdiği araştırmaya bakın! Siz istediğiniz kadar kişi başına düşen gelirde AB ortalamasının üçte biriyiz falan deyin, Türkiye, yönetici maaşlarında dünya şampiyonu çıkmış! Üst düzey yöneticilerimizin ortalama net maaş ve primleri 79 bin Avro’yu buluyormuş. Türkiye’yi Hindistan (77 bin 700 Avro) ve Rusya (77 bin 355) izliyor. Japonya 9. (69 bin 634 Avro), dünyanın en büyük ekonomisi ABD 13. (61 bin 196), İngiltere 23. (46 bin 809). Çin’de ise üst düzey yönetici maaşları 42 bin Avro civarında. Ee, bu fırsatlar içinde büyüyünce komünist olmanın âlemi var mı?.. PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY ürcistan’ın ABD yanlısı lideri Mihail Saakaşvili’nin baG şı, 90’lı yıllarda iç savaşta Tiflis’e boyun eğdiren ve fiilen bağımsızlaşan ‘‘isyancı cumhuriyetler’’ Güney Osetya ve Abhazya ile dertte. 38 yaşındaki Gürcü liderin 33 yaşındaki Savunma Bakanı İrakliy Okruaşvili yeni yıla Güney Osetya’da girme sözü vererek bölgede kısa sürede askeri harekât yapılacağının işaretini verdi. Tiflis’teki ‘‘şahin kanadın lideri’’ sayılan Okruaşvili’nin baskısıyla, geçen günlerde bu cumhuriyetlerle ilişkilerden sorumlu ve nispeten ılımlı Devlet Bakanı Georgiy Haindrava görevinden alındı. Güney Osetya’da ve onunla biraksay@rusya.ru S Kafkasya’da Savaş Kıvılcımları Gürcistan’ın genç lideri Saakaşvili, isyancı cumhuriyetlere karşı askeri operasyonlarında ABD’den destek bekliyor. leşmek isteyen Rusya’ya bağlı Kuzey Osetya’da askeri önlemler alındı. Rusya birlikleri Kafkasya çapında askeri tatbikata başladı. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Güney Osetya ve Abhazya nüfusunun yüzde 90’ının aynı zamanda Rusya yurttaşı olduğunu ima ederek ‘‘Kimse Rusya yurttaşlarının kılına dokunamaz!’’ mesajını verdi. Kısa süre önce Rusya birliklerinin hemen Gürcistan’dan çıkarılması kararını yayımlayan Gürcü Parlamentosu, bu hafta da 2006 bütçesinde askeri harcamaların 123 milyon dolar daha arttırılarak toplam 350 milyona çıkarılması konusunu gündemine aldı. Ancak önceki gün silah sesleri farklı bir yerde, Tiflis’in 400 km. batısında, Abhazya’nın Tiflis yönetimi tarafından kontrol edilen tek bölgesi olan Kodor Vadisi’nde duyuldu. Vaktiyle hırsızlıktan hapse girmiş, daha sonra eski lider Eduard Şevardnadze tarafından Erkek çocuk ile babası arasındaki tek fark . oyuncaklarının fiyatıdır Jurg Weber bölgeye Tiflis’in temsilcisi olarak atanmış olan Emzar Kvitsiani ile Saakaşvili arasında son dönemde yaşanan gerginlik, Gürcü liderin ‘‘Onun anasını ağlatacağım’’ demesiyle farklı bir boyuta yükseldi, Kvitsiani, kısa süre önce ölen annesinin anısını korumak adına Saakaşvili’ye rest çekti. Savunma ve içişleri bakanlarının istifası talebini de öne sürerek artık Tiflis’e bağlı olmayacağını açıkladı. Önceki gün silahlı Gürcü birlikleri, istifası istenen iki bakanın öncülüğünde Kodor Vadisi’ne girdiler. 1994 Moskova Anlaşması’na göre onları durdurmayı deneyen Rusya barış güçlerini dinlemediler ve silahlı operasyona başladılar. Bölgedeki BMÖ temsilciliğinin Tiflis’e olağanüstü toplantı yapılması çağrısı da karşılıksız kaldı. Olay, zamanla isyancı Abhazya’ya karşı başlatılan bir savaşa mı dönüşecek? Silahlı kuvvetlerini alarma geçiren Abhazya yönetimi, Tiflis’in küçük bir askeri zafere ihtiyaç duyduğunu, ancak çatışmaların durdurulamaması halinde, Kafkasya çapında yeni bir savaşın başlaması ihtimalinin yadsınamayacağını vurguladı. Domuz, Hayat ve Denktaş omuzlar Türkiye ile ne kadar ilgileniyorlar, bilD miyorum. Ama Türkiye, domuzları tartışmadan yaşayamıyor. Domuz konusu geçenlerde TRT’nin ‘‘Winnie the Pooh’’ adlı çizgi filmi reddetmesi tartışmalarıyla gündeme gelmiş, ‘‘domuz düşmanı lobi’’ bu çizgi filmin sevimli kahramanı domuza karşı cansiperane mücadele vermişti. Şimdi de ‘‘yaşamsal’’ bir konuda ahkâm kesilmeye başlandı. Doğuştan kalbi delik olan 10 yaşındaki Büşra Can’a, Kocaeli’nin Gebze ilçesi Çayırova beldesinde bir ameliyat yapılmış ve kızın sorunlu kalp kapakçığı, domuzdan alınan kalp kapakçığıyla değiştirilmiş. Hayatı kurtulan çocuk artık koşabiliyor, oynayabiliyor... Hayat ve tıp adına sevindirici bir gelişme, değil mi? Ama medyamızda ‘‘Domuz kalbi asla olmaz! Ölmek daha iyidir!’’ diyen dini fanatikler ortaya çıktı... Bunların akrabalarının veya kendilerinin hayatı benzeri bir sınavla karşılaştı mı, bilemem. Ama onların bilmedikleri şey, biyolojik olarak insan kalbine en çok benzeyen kalbin domuzda olduğu. Dünyada benzeri operasyonlar yaklaşık 25 yıldır yapılıyor. İnternette baktım, son 8 yıldır gazeteler bu ameliyat örnekleriyle dolu. Her seferinde de ‘‘tartışmalar’’dan söz ediliyor. İşe bakın! Birilerinin hayatı kurtarılıyor ve ötekiler ‘‘din adına’’ kurtarana ve kurtarılana lanet okuyor. ‘‘Töre cinayetleri ülkesi’’ne yakışır!.. Veya yüce ilkeler uğruna evlatlarını ‘‘feda olsun’’ diyerek durmadan kaybetmeye alışkın bir halka!.. Bu arada, belki çoğunluk bilmiyordur, ama 7 Ekim 2002’de, New York Columbia Üniversitesi Presbyterian Tıp Merkezi’nde bir kalp ameliyatı geçiren KKTC lideri Rauf Denktaş’ın kalp kapakçığının değiştirilmesinde de domuz dokusu kullanılmıştı... Gizli Irak Gezisi ABD Başkanı Bush’un sürpriz Irak ziyaretinin ayrıntıları açıklandı: Olağanüstü gizlilik koşullarında düzenlenen söz konusu ziyareti önceden bilenlerin sayısı Beyaz Saray’ın beş danışmanıyla sınırlıydı. Bayan Bush’a uçağın kalkmasından bir saat önce haber verildi. Bay Bush’a ise uçak Bağdat’a inmeden önce hiçbir şey söylenmedi. CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle