Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mahmut Koçak’ın AKP’den ihraç edilmesi parti içinde de tepkilere neden oldu 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Demokrasi kaybetti’ EMİNE KAPLAN Datça’dan Kaş’a... Datça’nın ışıkları işlenmiş bir inciye benziyor ay kaybolduğunda. O çok sevdiğim uykulu yalnızlıklar sulara gömülüyor... Yabani zeytin ağaçları, renk renk çiçeklerin arasında kendi şarkısını mırıldanıyor... Gazeteci dostum Mehmet Emin Berber bir Datça tutkunu... Gece yarısına doğru evinin bahçesinde çimenleri sularken anlatıyor: ‘‘Güneşin doğuşunu Datça’dan, batışını ise Kaş’tan seyredeceksin!’’ Ben de öyle yaptım... Datça’dan doğuşunu seyrettim güneşin. Simsiyah gökyüzü önce lacivert bir rengi kuşandı, sonra turuncu bir aydınlığı. Denizin üzerine önce yeşil düştü, ardından mavi... Güneş yavaş yavaş yükselmeye başladı Kocadağ’ın ardından... Sabahın ilk saatlerinde yağmur düştü toprağa. Toprağın kokusunu içime çektim. Sarı ve pırıltılı doğada yürüdüm bir süre. Binlerce yıllık tarihin ve kültürün içinde kısa bir yolculuğa çıktım... Palamut Bükü’nü görmeden önce Mesudiye’ye alıcı bir gözle uzun süre baktım. Deniz kıyısında gazeteleri okurken Rahşan Ecevit’e MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından randevu verilmediğini öğrendim. Solda birlik tartışılmadan, DSP’nin sağla ittifak arayışına girmesine hiç akıl erdirememiştim zaten... Deniz Baykal’ın değişeceği filan yoktu. CHP Baykal’a göre ilk seçimlerde iktidara gelecekti. Onun için de uzatılan elleri sıkmıyor, açık açık şöyle diyordu: ‘‘Ben ittifaktan yana değil, iltihaktan yanayım!..’’ Aslında ne sağda ne solda bir ittifak arayışı vardı... Herkes halinden hoşnuttu! ??? Peki halkımız ne diyordu sağda ve soldaki ittifak arayışına?.. Kaş’ta, Kalkan’da, Demre’de, Finike’de, Kumluca’da halkımızla yüz yüze konuştum... Sonuç: DYP’li, ANAVATAN’lı, MHP’li seçmen hem sıkıntılı, hem çaresizdi. Örtülü tarım yapan sağ görüşlü yöre insanı ittifaka karşı çıkıyor, ‘‘Biz iktidar oluruz’’ diyordu... Solda ise durum biraz farklıydı: DSP’li ve SHP’li seçmen ‘‘Sol birleşsin’’ derken CHP’liler ise nazlıydı: ‘‘Bize gelsinler!.. Yuvaya dönsünler!’’ Cüneyt Arcayürek de iki gün önce yazmıştı Cumhuriyet’te: ‘‘Başlamadan bitti!’’ Doğru!.. Mehmet Ağar’dan Devlet Bahçeli’ye, Rahşan Ecevit’ten Deniz Baykal’a dek uzanan bir siyasi yelpaze.. AKP’de olup bitenleri gülerek izliyor... Güney Ege’de ve Akdeniz’de üretici kesimin sorunlarını aktaracağım Cumhuriyet’in hazırladığı yeni bir dosyada... Tatilde değil, iş gezisindeyim... Başta ne demiştim? Datça’dan güneşin doğuşunu, Kaş’tan ise batışını seyrettim doya doya... Güneş Kaş’tan çok güzel batıyor... Aslında tatil Kaş’ta yapılır... Kaş ne Marmaris, ne Bodrum ne de Çeşme!.. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor. Esnaf tatilciyi kazıklamaya çalışmıyor. Meis Adası’nı seyrediyorum çiçeklerin birbirleriyle konuştuğu saatlerde... ‘‘Mavi Ev’’in denize bakan balkonunda, yıldızlara süzülen, sonra haykıran sözcüklerle Meis Adası uykuya hazırlanıyor... Gecenin yıldızları gökyüzünde yağmura dönüşürken Libera Kitabevi’nin sahibi Kadriye Hacımusaoğlu’yla Kaş’ı konuşuyoruz arkadaşlarla birlikte... Libera’nın altı kitabevi, üstü kafe... 1800 yılında yapılmış bir Akdeniz evi. Sohbet uzadıkça uzuyor... Kaş’a gidenler, Kadriye Hanım’ın Libera Kitabevi’ne mutlaka uğramalılar... ??? Gece yarısına doğru ‘‘Mavi Kafe’’de soluk alıyorum... Yabancılar en çok Kalkan ve Kaş’ta konut ediniyorlar... Bu durum da yörede tartışma konusu... Kahvemi yudumlarken Kaş’ta yaşanmış bir öyküyü anımsıyorum: Bir İngiliz Kaş’a yakın bir köyde bahçeli bir ev yaptırıp yerleşmiş. İngiliz ailenin köpeği, komşu Türk ailenin tavuğunu parçalamış. Türk aile şikâyetçi olunca, İngiliz kendini şöyle savunmuş: ‘‘Köpek İngiliz değildi, Türk’tü, ne yapabilirim?’’ Dün Kaş’ın pazarıydı. Meis Adası’nda yaşayan Rumlar alışverişe geldiler Kaş’a... Etten sebzeye, meyveden şekere dek yiyecek, içecek ve yeni giysiler aldılar. Keyifleri yerindeydi. Avro 2 bini aşınca, onlar için her şey sudan ucuzdu Kaş’ta. Hasta olanlar doktora gitti, eczaneden ilaç aldı. Meis Adası’nın yaşlı sakinleri Kaşlıları çok seviyor. Kaşlılar da onları... Ne Annan Planı, ne Kıbrıs sorunu ne de Avrupa Birliği!.. Bunlar Meis Adası’nın sakinlerinin umurunda değil. Çünkü Meis Adası’nda yaşayan Rumlar, 2. Dünya Savaşı’nda Türkiye’ye, yani Kaş’a sığındıklarında gördükleri konukseverliği hâlâ unutamıyorlar... ‘Birlikte yaşama çağındayız’ ? İstanbul Haber Servisi Yazar Yaşar Kemal, ‘‘Bu çağ artık bölünme çağı değil, bir arada yaşama çağıdır’’ dedi. Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde düzenlenen üniversitenin 20052006 akademik yılı kapanış konferansında konuşan Yaşar Kemal, Anadolu’nun çok kültürlü yapısıyla dünya kültürüne kaynaklık ettiğini belirterek bunun korunması gerektiğini söyledi. Kemal, ‘‘Elimizi çabuk tutmazsak başımıza bölünme belası bile gelebilir. Oysa çok kültürlülüğü ile zengin Anadolu, bölünmeye uygun toprak değildir’’ diye konuştu. Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Kemal’e, Gılgamış figürü üzerinde tüm eserlerinin isimlerinin yazılı bulunduğu bir defter hediye etti. ANKARA Hatay Milletvekili Fuat Geçen’in ardından Afyon Milletvekili Mahmut Koçak’ın da eleştirileri nedeniyle partiden ihraç edilmesi AKP’de tepkilere neden oldu. Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, disiplin tehdidinin düşünce özgürlüğünü sınırlandırdığını vurgulayarak vekillerin ağzının kapatılmak istendiğini söyledi. Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay ise ihraç kararlarının partileri küçülttüğüne dikkat çekti. Fuat Geçen’in ardından Mahmut Koçak’ın AKP’den ihraç edilmesinin parti içindeki yankıları sürüyor. Müşterek Disiplin Kurulu’nun kararını değerlendiren Koçak, ihraç kararının Türk demokrasisi açısından hoş olmadığını söyledi. Koçak, ‘‘Keşke benim ihracım, ? Fuat Geçen’in ardından Mahmut Koçak’ın AKP’den ihraç edilmesinin parti içindeki yankıları sürüyor. Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır ve Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, parti içi demokrasi açısından AKP’nin kötü bir sınav verdiğini belirtirken, Mahmut Koçak, parti programının kâğıtta kaldığını söyledi. siyasi partilerin hastalıklı yönlerini kamuoyuna tekrar taşısa da bunların düzeltilmesi yoluna gidilebilse. Milletvekillerinin statüsü, yetkileri ve sorumlulukları nedir? Milletvekili susar mı, el mi kaldırır indirir? Eleştirilerini, düşüncelerini, farklı görüşlerini hür bir şekilde ifade mi eder? Keşke ihracım, bunların çağdaş demokratik normlarda yeniden düzenlenmesine yarasa’’ görüşünü dile getirdi. Parti programlarında yazılan ilkelerin kâğıtta kaldığını, uygulamaların farklı olduğunu anlatan Koçak, ‘‘Bu, demokrasi falan değil, dünyanın geldiği noktayla da uzaktan yakından ilgisi yok. Siyasi partiler, iktidara gelince farklı şeyler konuşmaya başlıyor, bu da güveni çürütüyor’’ diye konuştu. ma olduğunu belirterek bunun yerine parti içi demokrasi, hakem kurulunun devreye sokulması gerektiğini söyledi. Kurulun çalıştırılmadığını kaydeden Yalçınbayır, ‘‘İhtilafları kaynağında önlemek yerine disiplin tehdidi, düşünce özgürlüğünü sınırlandırıyor. İhraç, en ağır cezadır. Partilerde ihraç mekanizmalarının işlemesi sağlık işareti değildir’’ diye konuştu. Siyasi partilerde düşüncelerin özgürce ifade edilmesinin önüne engel konulmaması gerektiğini anlatan Yalçınbayır, şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Devletle siyasi partiler arasındaki bundan önceki ilişkiler, siyasi partilerin sözleri, düşün ‘İhraç kararı ağır’ Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, partilerin ihraç yoluna başvurmasının partinin aleyhine olduğuna dikkat çekerek bunun AKP’nin geleceği açısından yararlı olmadığını söyledi. Yarbay, ‘‘Partinin bundan sonra daha çok içe kapanacağını düşünüyorum. İhraç yerine uyarma ya da kınama cezası verilebilirdi’’ dedi. Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, ihracın, başvurulması gereken en son mekaniz celeri ve programları nedeniyle kapatmaya kadar gitmiştir. Artık o süreçlerin partiler bakımından sona erdiğini düşünüyoruz. Partiler ile üyeler arasındaki ilişkilerde de üyelerin ağızları kapatılmasın. Üyelerin düşünce özgürlüklerine, eleştiri haklarına tahammül gösterilsin. Sizin hoşunuza gitmeyebilir.. parti içindeki barışı sağlamak için parti yöneticilerine daha büyük görev düşüyor.’’ Disiplin kurullarının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini anlatan Yalçınbayır, disiplin kurullarının parti kongrelerinde yönetim listesiyle birlikte oylandığını anımsattı. Yalçınbayır, disiplin kurulunun listesinin ayrı oylanması gerektiğini vurgulayarak ‘‘Aynı listede oylanması disiplin kurulunun bağımsızlığıyla ilgili bir sınırlamadır. Liste itibarıyla bağımsız olmadıkları görünüyor’’ dedi. ‘İKTİDAR OLURUZ’ PROTESTO EDİLDİ Yeşil’in oğlu için 75 yıl istendi ? İstanbul Haber Servisi Çete kurduğu gerekçesiyle tutuklanan, ‘‘Yeşil’’ olarak tanınan Mahmut Yıldırım’ın oğlu Murat Yıldırım’ın 75 yıla kadar hapsi istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Murat Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 9’u tutuklu 23 kişi hakkındaki soruşturmayı tamamlayarak, iddianame hazırladı. Yıldırım’ın, ‘‘çete kurmak ve yönetmek, öldürmeye teşebbüs, yağma’’ gibi suçlardan suçlarından 45 yıldan 75 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede diğer sanıklar içinde 1.5 yıl ile 38.5 yıl arasında değişen hapis cezaları istendi. Karayalçın ittifakta ısrarlı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, sosyal demokrat partilerin ittifakının sağlanması durumunda ‘‘kesin olarak iktidara gelineceğini’’ savundu. Karayalçın, ‘‘Bundan kaçan iktidardan kaçmış olur. Vebali ağırdır’’ dedi. Karayalçın, partisinin genel merkezinde düzenlenen belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri toplantısında yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı seçiminin bir siyasi tartışma konusu olmaktan çıkarak, ‘‘iktisadi risk primi’’ haline geldiğini belirtti. Küresel pazarlarda ortaya çıkan gelişmelerin diğer ülkeleri 10 puan, Türkiye’yi ise 30 puan etkilediğini ifade eden Karayalçın, aradaki 20 puanlık farkın cumhurbaşkanlığı seçiminden kaynaklandığının söylendiğini dile getirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya ilişkin son açıklamalarını anımsatan Karayalçın, sivil toplum kuruluşları liderlerinin görüşlerini almak yerine halkın görüşlerini almak gerektiğini söyledi. Patrikten ‘ekümenik’ iması İstanbul Haber Servisi Fener Rum Patriği Bartholomeos, patrikhanenin sorumluluğunun sadece İstanbul ve Türkiye ile sınırlı olmadığını öne sürerek ‘‘Ben İstanbul Patrikhanesi’nin başkanı olarak İstanbul Ortodokslarının başkanı ve dini lideriyim. Türkiye’deki bütün Ortodoksların dini lideriyim. Fakat sınırların dışına ulaşan bir yetki ve sorumluluğum var ki, bu bütün dünya Ortodokslarını kapsar’’ dedi. Zoğrafyan Lisesi’ni Bitirenler Derneği’nce düzenlenen ‘‘İstanbul’da Buluşma: Bugün ve Yarın’’ konulu konferans, Hilton Oteli’nde başladı. Konferansın açılışı, eski Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Tahsin Salihoğlu’nun protestosuna sahne oldu. ‘‘Burası Türkiye’’ diye bağırarak elinde tuttuğu Türk Bayrağı ve Atatürk posterinin salona asılmasını isteyen Salihoğlu, salondan çıkarılırken, açış konuşmasını yapan Bartholomeos, Rumlar ve azınlıklar için kritik bir dönemden geçildiğini savundu. Azınlık hak ve hürriyetlerinin garanti altına alınmasının Avrupa perspektifi içinde önemli bir yeri olduğunu ifade eden Bartholomeos, ‘‘Biz diyoruz ve ısrar ediyoruz ki, patrikhanenin sorumluluğu sadece bu şehir ve ülke ile sınırlı değildir. Patrikhane bazı anlaşmalardan doğan yapıya sahip değildir, bu anlaşmalarla sınırlı değildir. Patrikhane, kilise düzeni içinde yüksek ve önemli bir kurumdur. Patrikhane, bütün dünya Ortodoksları için bir kurumdur’’ diye konuştu. Demografi, eğitim ve cemaat yapısı bakımından yapılan çok önemli araştırmaların sonuçlarının bu toplantıda açıklanacağını bildiren Bartholomeos, ‘‘Bu araştırmaların sonucu bu toplantıya önemli taban oluşturacak’’ dedi. Rahşan Ecevit, Mehmet Ağar’la DYP Genel Merkezi’nde görüştü. (Fotoğraf:AA) Ecevit’e DYP’den ret Mehmet Ağar, ‘Rejim tehlikede havası bize göre değil’ diyerek ittifaka kapıları kapattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İttifak arayışlarını sürdüren Rahşan Ecevit, DYP’den de beklediği karşılığı bulamadı. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘‘Sürekli rejim tehlikesi varmış ve bu rejim tehlikesinin sebebi de iktidar partisiymiş şeklindeki bakış açısı bizim dışımızda olan bir bakış açısıdır’’ dedi. Rahşan Ecevit, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ı ziyaret etti. Ecevit, DYP Genel Merkezi’nde gerçekleşen görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, ittifak çağrısının herhangi bir partiye, kişiye ve kuruluşa yönelik olmadığını, ‘‘Türkiye’nin geleceğinin karanlıkta olduğu düşünülerek bunu savuşturmak için herkese yapıldığını’’ ifade etti. Ağar, Ecevit’i uğurladıktan sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. Rahşan Ecevit ile görüşmesinde bilinen görüşlerini tekrarladıklarını kaydeden Ağar, DYP’nin merkez sağın temel koordinatları dışında politika yapmasının söz konusu olamayacağını ifade etti. Ağar, şöyle devam etti: ‘‘Belki lafın arasında geçen mutabakat falan söz konusu olmadı. Diyalog başka bir şeydir, mutabakat başka bir şeydir. Meselelere farklı şekilde bakıyoruz. Siyaset, korkular üzerine inşa edilemez. Sürekli rejim tehlikesi varmış ve bu rejim tehlikesinin sebebi de iktidar partisiymiş şeklindeki bakış açısı bizim dışımızda olan bir bakış açısıdır. Biz herkesin cumhuriyetin temel ilkeleri üzerinden siyaset yaptığına inanıyoruz ve bu da kimsenin zimmetinde değildir. Milletin cumhuriyete olan sevgisi, sahipliği siyasal elitlerin çok üstünde. Onun için cumhuriyetin milletin dışında koruyuculara ihtiyacı olmadığını hep birlikte görmemiz lazım. Hepimiz milletiz, hepimiz bu toprağın içerisindeyiz ve böyle bir ayrımın hiç doğru olmadığını düşünüyoruz.’’ Zebari geliyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, yeni hükümetin kurulmasının ardından temaslarda bulunmak üzere 3 Temmuz’da Ankara’ya gelecek. Konuk bakanın, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile bir araya gelerek, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmesi öngörülüyor. Zebari’nin ziyaretinin İstanbul ayağında Irak Başkonsolosluğu’nun açılış töreni de yapılacak. ‘Kaçmanın vebali ağır’ Seçim ittifakı arayışlarını da değerlendiren Karayalçın, ‘‘sağlısollu seçim ittifakı’’ olamayacağını, ‘‘sosyal demokrat partilerin seçim ittifakını’’ desteklediklerini belirtti. Karayalçın, özetle şunları söyledi: ‘‘Eğer sosyal demokrat partilerin ittifakı sağlanırsa, bunun anlamı kesin olarak iktidar demektir. Böyle bir ittifak tarihi sorumluluktur. Kimse bundan kaçamaz. ‘Topumu alır giderim’ diyemezsiniz. Topunuzu alır gidersiniz, ama saha halkındır. Hiç kimsenin sorumluluktan kaçmaması gerekir. Bundan kaçan iktidardan kaçmış olur. Vebali ağırdır.’’ CHP’li Kart, iktidarlar tarafından baskı unsuru olarak kullanılabileceğini söyledi Ecevit’in koma durumu sürüyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Başbakan Bülent Ecevit’in koma durumunun ve yaşamsal tehlikesinin sürdüğü bildirildi. Gülhane Askeri Tıp Akademisi’den (GATA) yapılan açıklamada, Ecevit’in kalp, böbrek ve dolaşım fonksiyonlarının normal olduğu belirtildi. Ecevit’in yapay solunum cihazına bağlılığının devam ettiği bildirilen açıklamada, ‘‘Ecevit’in beyin fonksiyonlarında kısmi düzelme gözlenmekle birlikte henüz tanıma bilinçlilik fonksiyonlarının geri dönmediği tespit edilmiştir. Koma durumu devam etmekte olup halen hayati tehlike sürmektedir’’ denildi. Yeni TMY basını susturacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeni Terörle Mücadele Yasası, basın kuruluşlarına yönelik ağır yaptırımlar getiriyor. Yasayla, ilk kez basın patronları ile yayın sorumlularına da da para cezası verilmesi öngörülüyor. CHP’li Atilla Kart, bu hükümlerin siyasi iktidarlar tarafından baskı unsuru olarak kullanılabileceğine dikkat çekti. TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Terörle Mücadele Yasası, basın ve yayın organları açısından yeni düzenlemeler getiriyor. Buna göre, ad ve kimlik belirterek veya belirtmeyerek kime yönelik olduğunun anlaşılmasını sağlayacak biçimde kişilere karşı terör örgütleri tarafından suç işleneceğini veya terörle müca ? Gazetelere hâkim kararıyla 1 aya kadar yayın durdurma cezası verilmesi öngörülürken terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerinin kimliğini açıklayanlara 3 yıla kadar terör örgütünün propagandasını yapanlara ise 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. delede görev almış kamu görevlilerinin kimliklerini açıklayan ya da yayımlayanlara, bu yolla kişileri hedef gösterenlere; terör örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını basanlar veya yayımlayanlara; muhbirlerin kimliklerini açıklayan ve yayımlayanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Mevcut yasada, para cezası verilmesi öngörülüyordu. Terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde suç işlemeye alenen teşvik, işlenmiş olan suçları ve suçlularını övme veya terör örgütünün propagandasını içeren süreli yayınlar hâkim kararı ile; gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda da cumhuriyet savcısının emriyle tedbir olarak 15 günden 1 aya kadar durdurulabilecek. Cumhuriyet savcısı, bu kararını en geç 24 saat içinde hâkime bildirecek. Hâkim 48 saat içinde onaylamazsa durdurma kararı hükümsüz sayılacak. Terör örgütünün propagandasını yapan kişi, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi durumunda verilecek ceza, yarı oranında arttırılacak. Ayrıca basın ve yayın organlarının sahipleri ve yayın sorumluları hakkında da 10 bin güne kadar para cezası verilebilecek. ‘Basın baskı altına alınır’ CHP’li Atilla Kart, düzenlemede terörle mücadele adı altında toplumun bilgilendirilmesi, gerçekleri öğrenmesini engellemeye, basın özgürlüğünü ihlal etmeye yönelik çok ciddi hükümler bulunduğunu söyledi. Kart, basın patronlarına da ilk kez yaptırım getirildiğine dikkat çekti. Yaptırımların editoryal bağım sızlığı zedeleyeceğini, bunun basını susturma amacı taşıdığını vurgulayan Kart, ‘‘Bu siyasi iktidarlar tarafından kötüye kullanılabilecek, baskı ve kapatma unsuru olarak kullanılabilecek bir süreci başlatabilir’’ dedi. Televizyon, radyo, internet sitelerinin de yasa kapsamına alındığını anımsatan Kart, bunun kaygı verici olduğunu söyledi. Kart, ‘‘Bu maddeler sonucunda basın özgürlüğünün kısıtlanması, beraberinde başka toplumsal gerginliklerin doğması ve artması söz konusu olacaktır. Basınla ilgili düzenlemeler, ifade, düşünce ve toplumun bilgilendirilmesi hakkını ihlal edecek boyutlara ulaşabilecektir’’ görüşünü dile getirdi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CUMHURİYET 05 K