25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Bir konsorsiyum oluşturularak 2003 yılında başlatılan projede üretim aşaması tamamlandı; sıra ticarileşmede 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Ve ilk yerli yakıt pili üretildi ? Yakıt pili teknolojisi ilk olarak el kamerası, laptop ve cep telefonu gibi mobil araçlarda görülecek, bunlar geliştikçe evsel ürünlerde ve otomobillerde kullanılacak. Ekonomi Servisi Ford Otosan, Arçelik, TOFAŞ, Aygaz ve DemirDöküm firmalarıyla Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nin (MAM) oluşturduğu konsorsiyum, ilk yerli yakıt pilini üretti. Sıra ticarileşme aşamasında. Projenin 3. aşamasını oluşturan, bipolar plakaların ve yakıt pilinin, dünya ölçeğinde rekabet edebilecek şartlarda üretimi amacıyla DemirDöküm ve TÜBİTAK MAM Aynada Çıplak Yitirişimizin anısı çok taze, yazar duyarlılığı, güçlü gözlemciliği ile Erdal Öz’ün erkeklerin akıllı kadın korkusu için kulandığı tanımlama ile anlatmak istedim. Öz, özetle erkeklerin kendilerini çıplak aynada görmekten, iç dünyalarının bilinmesinden ödlerinin koptuğunun altını çizmek istemişti. Üstün, güçlü olmaya toplum tarafından koşullandırılmış erkek cinsinin insan zaafları ile olduğu gibi görünmesinden yani. Kadına biçilmiş bu türden bir rol olmasa da, çıplak aynada görünme korkusu kadınlar için erkeklerden de ağır olmalı. Özel yaşamlarında değil sadece, toplumsal kabul görünmede de güzel olmaları istenen kadınların, çıplak aynada görülebilecek çirkinliklerini kapatabilmek için harcadıkları çaba, paralara bir bakmak yeterli. Siyaset, toplumsal yaşamda olup bitenlerin görülmesindeki araç, ayna işlevini yapan medyaya tapınma, sevgi ve nefret, kaçınılmaz bir sonuç. Hele de var oluşları güzel görünebilir olmaya bağlı sermaye, siyaset, toplumsal örgütlenmeler, liderler.. için. Görülemezseniz yoksunuz. Sizi çirkinliklerinizle çıplak gösteren aynaya yakalandınız mı yandınız. Geriye sizi olduğunuzdan farklı, güzel gösterecek hileli aynalar kalıyor. Özetle bir ülkede, siyasette, toplumsal düzende ne kadar kirlilik varsa, ne kadar çok gerçekler saklanarak çıkar çarklarının yürütülmesi gündemde ise sağlıklı işleyen, özgür medyanın yok edilmesinin yolları bulunacaktır. Diktatörlüklerde bildik yöntemler işler. Demokrasilerde, çarpıklıkları, haksızlıkları, kötülükleri.. çıplak gösteren gerçek aynanın, yani demokratik, özgür medyanın varlığı öylesine büyük bir tehdittir ki... Özgür medyayı susturmanın çarkları kurulmuştur. Günümüzde en geçerli en kaba yöntem, medya gücünün büyük sermaye, tekeller, siyaset ve sermaye iktidar odaklarının elinde olmasıdır. Otosansürden susturulmaya sayısız yöntemin kolayca işletilmesini sağlar. Yasal sansürün olmadığı gelişmiş demokrasilerde ilkelerin geçerli olduğu kirli çıkar odakları adına susturulmanın mutlak olamayacağı varsayılsa da, sanıldığından kolay işler. ??? Birileri kimi acar(!) habercilere Genelkurmay’ın önünde kimi gizli(!) bilgileri uçururlar. Danıştay katliamını gerçekleştiren avukatın eyleminin kökenini derin devlete bağlayacak bir imaj yaratılmış olur. Başbakan Erdoğan, bakanları, türbana karşı işlenmiş cinayet eyleminin hedefinin iktidarları olduğu havasını verecek açıklamaları ile bu imaja destek verirler. Medya yıldızları, malum yorumcular katkıda bulunurlar.. Sonradan bu bilgilerin kirli, gerçek dışı, havada kalmasının pek anlamı yoktur.. Toplum Danıştay katliamının şokunu yaşarken yaratılan görüntü önemli ve belirleyicidir. Büyüyebilecek bir tepki dalgasını, bilinci yok etmek vurucudur. Mantık dışı olan ilk imajın tam tersi gerçeğin ortaya çıkmasının etkisi zayıf kalacaktır. Yani soruşturmanın bugün geldiği aşamada tetikçinin tarikat ilişkilerinin ortaya çıkması gerçeğin ta kendisi olsa da toplumsal duyarlılık, olaya yönelik tepki dalgası kırılmış, gerçeğin aynada çıplak görülmesi engellenmiştir. Sermaye, siyaset, güç odakları zaman zaman medyanın kirlenmesinden yakınır dururlar. Aynanın çıplak kendilerini gösterdiği haller söz konusudur. Ya da ayna görüntü veremez kirliliktedir.. Sermayenin, örgütlerinin yandaşı medya yaratmak üzere yaptıkları harcamalar çok anlamsız, kirli bir boyut kazanmıştır. En büyük işveren örgütlerinden ikisinin başkanlarının bire bir yakınmalarından birkaç cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum... ‘‘Dün dünyanın en büyük ekonomistlerinden birini konuşturduk. 39 gazeteci lüks otelde yemek yedi. Ertesi günü yemeği yemeden giden tek gazetecinin özet haberi çıktı. Bu işe nasıl bir son verebiliriz?’’ ‘‘Yıllık bilançoya baktım. Gazeteciler için yapılan harcamalar bütçemizi zorlayacak boyutlar almış. Haberler yanlış, niteliksiz çıkıyor. Bu işe son vermenin bir yolu olabilir mi?..’’ Her iki başkana yanıtsız kalan benzer önerilerde bulunmuştum. Konuyu yönetim kurulları ve üyeleri ile tartışmaları, bir şeyleri düzeltebilmek üzere kararlı olmaları halinde bir kampanya başlatabilirdik. İşveren örgütleri, gazetecilik meslek örgütleri hep birlikte ortak kampanya açabilir, işverenlerin parası ile yapılan gezilerin, davetlerin, pahalı armağanların kaldırılmasını isteyebilirdik. Sermayesiyaset, iktidar odakları, Başbakan Erdoğan’dan başlayarak, muhalefet liderlerine, medya ile var olan mankenlerimize kadar uzanan bir halkada.. medyadan yakınan herkes için aynı gerçek geçerli. Çıplak ayna başkalarını gösterdiğinde çok mutlular. Kendilerine tutulduğunda bağırıp çağırıyorlar. Aynasız da yok olacaklarından, kendilerini çıplak değil, gerçek dışı güzel gösterecek hileli aynalar isteyip duruyorlar.. YAKIT PİLİ TEKNOLOJİSİ NEDİR? Yakıt pilleri, elektrokimyasal olarak, hidrojenin kimyasal enerjisinden doğrudan elektrik enerjisi üreten sistemler olarak tanımlanıyor. Yakıt pillerini geleneksel pillerden ayıran en belirgin özellik, şarj edilmelerine gerek olmadan, yakıt beslenmeye devam edildiği sürece, sürekli olarak enerji üretebilmeleridir. Yakıt pilleri, yakıt olarak hidrojeni kullanan ve son yıllarda üzerinde yoğun olarak çalışılan alternatif enerji üretim teknolojilerinden birisi. Enerji Enstitüsü arasındaki işbirliğine ilişkin imza töreni İstanbul’da yapıldı. Konsorsiyum Koordinatörü ve Ford Otosan ARGE Koordinatörü Dr. Murat Yıldırım, projenin 2003 yılında, Ford Otosan, Arçelik, TOFAŞ, TTGV ve TÜBİTAK katılımıyla başladığını ve I. aşaması olan ‘‘Temiz Enerji Üretimine Yönelik Yakıt Pili Teknolojilerinin Geliştirilmesi’’nin başarıyla gerçekleştirildiğini belirtti. Yıldırım, ‘‘2004 yılında, Aygaz ve DemirDöküm firmalarının katılımıyla güçlenerek, projenin ikinci aşamasına geçtik. Bu aşamada prototip üretim yapıldı’’ dedi. Dün imzalanan üçüncü aşamayla ise DemirDöküm ve TÜBİTAK MAM Enerji Enstitüsü, PEM yakıt pilinde kullanılan bipolar plakaları farklı güçlere hizmet edecek şekilde modelleyecek ve dünya ölçeğinde rekabet edebilecek şartlarda üretimini gerçekleştirecekler. Murat Yıldırım, konsorsiyum üyesi firmaların kendi ürünlerine yakıt pili teknolojisinin adaptasyonu konusunda çalışmalara başlayacaklarını bildirdi. Yıldırım, ‘‘Bu bağlamda, Ford Otosan ve TOFAŞ yakıt pillerinin araca uygulanması, Arçelik beyaz eşya ürünlerine uygulanması, DemirDöküm mikro kojenerasyon, Aygaz ise hidrojenin depolanması ve dağıtımı üzerine projelendirme çalışmalarında ilerlemiş durumdalar’’ diye konuştu. Yakıt pili piyasasının büyüklüğünün birkaç yıl içinde 35 milyar dolara, araç kullanımına bağlı olarak da gelecek on yıl içerisinde 20 milyar dolara kadar ulaşmasının beklendiğini belirten Yıldırım, bu teknolojinin ilk olarak el kamerası, laptop ve cep telefonu gibi mobil araçlarda görüleceği, bunlar geliştikçe evsel ürünlerde ve otomobillerde kullanılacağını söyledi. SSİK, uzun menzilli füze sisteminin de yer aldığı on yeni projeye başlanmasını kararlaştırdı ATAK pazarlığı iki firmayla ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Savunma Sanayi İcra Komitesi (SSİK), ATAK Projesi’nde görüşmelerin sürdürüleceği firma sayısını ikiye indirdi. Komite, Rus Kamov ile FransızAlman ortaklığı Eurocopter’i eledi. Proje için bu aşamadan sonra Güney Afrikalı Denel ve İtalyan Agustawestland firmaları ile görüşmelere devam edilecek. Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın, 10 yeni savunma projesine başlaması, 4 projeyi de sonuçlandırması kararlaştırıldı. TSK’nin savunma ihtiyaçlarının ele alındığı SSİK toplantısı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirildi. SSİK, değerlendirme çalışmaları tamamlanan 4 proje için sözleşme müzakere ve imza yetkisini SSM’ye verdi. Bu projlerden ilkini Kara Kuvvetleri’ne 19 adet mini insansız hava aracı sisteminin milli olanaklarla geliştirilmesi oluşturuyor. Proje için KaleBayraktar grubu ile sözleşme görüşmelerine başlanması için karar verildi. Sahil Güvenlik Komutanlığı’na 4 adet arama kurtarma gemisinin Türk özel sektöründen alınan teklifler değerlendirildi. Değerlendirme sonucunda RMK Marine Tersanesi ile ilk olarak görüşme yapılacak. TSK’nin 10 yıllık tedarik planı çerçevesinde ihtiyaç belirleme çalışmaları tamamlanan yeni 10 projenin de başlatılması uygun bulundu. Bu projelerde en yüksek yerli katkı sağlanması hedefi benimsendi. Bu projeler şunlardan oluşuyor: ‘‘Hava Kuvvetleri: Uzun menzilli hava ve füze savunma sistemi, komuta kontrol ve radar modernizasyonu. Kara Kuvvetleri: Yük helikopteri, özel maksatlı taktik tekerlekli araç, orta irtifa hava savunma füze sistemi, orta menzilli tanksavar silah sistemi. Deniz Kuvvetleri: Kurtarma ve yedekleme gemisi, süratli amfibi gemiaraç, yangın eğitim simülatörü, yara savunma eğitim simülatörü.’’ Yatırımdan sonra nargile keyfi PFWHS Genel Müdürü Juergen Viehrig, Airbus Başkan Yardımcısı Peter Kloepfer, Airbus Doğu Avrupa’dan Sorumlu Müşteri Başkan Yardımcısı Andreas Kramer ve PWFHS Üretim Müdürü Kağan Gülat’ın katılımıyla İzmir’de PWFHS endüstriyel tesislerinin 3. evresinin açılışı yapıldı. Açılış ve yatırımla ilgili bilgilerin aktarılmasının ardından Airbus’ın Alman yetkilileri nargile keyfi yaşadılar. 2007’den itibaren Türkiye’deki fabrikadan yan sanayi alımını 28 milyon dolara çıkaracak Airbus, İzmir’de 3 kat büyüyecek ŞEHRİBAN KIRAÇ EMRE DÖKER Savaş uçağı A400M’in tasarımı Türkiye’den Airbus’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik Airbus A400M askeri nakil uçakları ürettiğini anlatan Peter Kloepfer, bu modelin hem tasarımını hem de knowhow transferini Türkiye’de TAI’de gerçekleştirdiklerini söyledi. İspanya’da montajı yapılacak A400M’lerin 2008’de ilk uçuşunu yapacağını ifade etti. Kloepfer, A400M’lerin yüzde 35’inin ticari partner ülkelerde üretildiğini, TAI’nin buradaki payının yüzde 7 olduğunu da sözlerine ekledi. İZMİR Dünyanın en büyük uçak üreticilerinden Airbus, Türkiye’den satın aldığı yan sanayi ürün tutarını üç katına çıkarma kararı aldı. 2004’te Türkiye’den yıllık 10 milyon dolarlık yan sanayi ürünü satın alan Airbus, 2007’den itibaren bu rakamı yıllık 28 milyon dolara çıkaracak. Bu hedef doğrultusunda Airbus’ın Türkiye’deki tedarikçisi PFWHS İzmir’deki fabrikasının üre tim kapasitesini arttırmak için harekete geçti. Dün fabrikanın üçüncü evresi olan dirsekli boru üretim birimini açan PFWHS, toplam yatırım miktarını 4 yıl içinde 7.2 milyon dolara yükseltecek. Yeni üretim bandının devreye alınması töreninde konuşan Airbus Tedarik Başkan Yardımcısı Peter Kloepfer, ‘‘Airbus olarak PFWHS’nin bugüne kadar çıkardığı kaliteli ürünlerinden memnunuz. Bu gelişmeler sayesinde üçüncü evreye geçiyoruz. Bu ge lişmeler Airbus’ın Türkiye’ye olan uzun soluklu bağlılığını kanıtlıyor. Bu işbirliği şüphesiz Türk ekonomisine katkı sağlayacağı gibi yeni işbirliklerini de beraberinde getirecek’’ diye konuştu. Peter Kloepfer, 55 kişinin çalıştığı İz mir’deki fabrikada 4 yılda yapılacak yatırımlarla 75 kişiye iş imkânı sağlanacağını, dolaylı olarak 1000 kişiye yeni iş kapısı olacağını ifade etti. Kloepfer, Türkiye’de üretim yapma nedenlerinin en başında ucuz işçilik maliyetleri olduğunu vurguladı. Açılışta ileriye dönük yatırım planlarını anlatan PFWHS Genel Müdürü Juergen Viehrig, ‘‘2012 yılına kadar İzmir’deki fabrikamıza yapacağımız yatırım miktarı 20 milyon doları bulacak’’ dedi. soner?cumhuriyet.com.tr TEKSTİL, HAZIR GİYİM VE YAN SANAYİCİLERİ BİRLEŞTİ Bektaş: Sektör artık sahipsiz değil İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’deki tekstil, hazır giyim ve yan sanayicileri dernekleri, ‘‘platform’’ çatısı altında birleşti. Ege Giyim Sanayicileri Derneği’nin (EGSD) çağrısıyla İzmir’de bir araya gelen 13 dernek yönetim kurulu başkanı, daha önce İstanbul’da alınan karar doğrultusunda kuruluş çalışmalarına başlanan Türkiye Tekstil ve Hazır Giyim Dernekleri Platformu’na son şeklini vererek platformun kurulduğunu ilan etti. Türkiye Tekstil ve Hazır Giyim Dernekleri Platformu’nun sekretaryasını üstlenen TGSD Yönetim Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, platformun, bugünkü yapısıyla 5 bini aşkın işyeriyle 30 milyar dolarlık bir ekonomik güce sahip olduğunu belirtti. Platformun, sorunların dile getirilmesi ve çözüm getirilmesi açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Cenevre’de savaş Bu arada Türkiye tarafından Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) sunulan, tekstil ve konfeksiyon sektöründe gümrük vergilerinin düşürülmesinde ‘‘ülkelerin hassasiyetlerinin dikkate alınması’’ önerisi üye ülkeler arasında tartışma yarattı. Türkiye’nin DTÖ’ye sunduğu öneri, Tunus, Ürdün, Honduras, Nikaragua, El Salvador gibi AB ve ABD pazarlarına ihracat yapan ve ekonomileri daha çok tekstil ve konfeksiyona dayanan ülkelerden destek gördü. Bu arada Amerika ve Amerikan tekstil ve konfeksiyon sektörünün Türkiye’nin önerisini desteklemesi de cepheyi büyüttü. Buna karşın, AB, Çin, Hindistan ve Pakistan gibi ülkeler ise Türkiye’nin önerisine karşı çıktılar. T GSD Yönetim Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, platformun, bugünkü yapısıyla 5 bini aşkın işyeriyle 30 milyar dolarlık bir ekonomik güce sahip olduğunu belirtti. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle