21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hukukçular, hazırlık soruşturmasına ilişkin bilgilerin basına sızdırılmasına tepki gösterdi 5 ‘Bilgi sızdıran cezalandırılsın’ ANKARA (ANKA) Hukukçular, Danıştay saldırısı başta olmak üzere son zamanlarda yapılan tutuklamaların hazırlık soruşturmasına ilişkin bilgi ve belgelerin basına sızdırılmasına tepki göstererek dışarıya bilgi sızdıranların tespit edilip cezalandırılması gerektiğini bildirdiler. Kolluk güçlerinin ele geçirdiği ‘‘çeteler’’le ilgili hazırlık soruşturması bilgilerinin basına sızdırılması ve bununla ilgili olarak başta siyasiler olmak üzere çeşitli kesimlerin yaptığı değerlendirmelere tepkiler sürüyor. Genelkurmay Başkanlığı’nın TSK personelinin de içinde yer aldığı iddia edilen ‘‘çeteler’’le ? Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, son dönemde yapılan soruşturmaları, ‘‘siyasal’’ sözüyle tanımlarken ‘‘Dosyayı hazırlayanlardan içeriğini yasal gerekçelerle dolduranlara kadar herkes şaibe altına alınıyor’’ diye konuştu. ilgili bilgileri gazetelerden öğrendikleri ve bu bilgileri baz alarak soruşturma başlattıkları yönündeki açıklamasının ardından, hukukçular da sürece tepki gösterdi. Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, son dönemde yapılan soruşturmaları, ‘‘yargısal olmaktan çok siyasal’’ sözleriyle tanımlarken ‘‘Dosyayı hazırlayanlardan içeriğini yasal gerekçelerle dolduranlara kadar herkes şaibe altına alınıyor. Doğru değilse bunlar hakkında soruşturma yapmak lazım’’ dedi. Yekta Güngör Özden, şunları söyledi: ‘‘Hukuk, çağdaş toplumlarda en sağlıklı güvencedir. Bu güvenceyi, yargının yetki ve görevlerini tam bir bağımsızlık ve yansızlıkla yerine getirmesi sağlar. Toplumun, inancı ve güvenci hukuk devleti niteliğinde odaklanır. Yargı organlarının ve özellikle kolluk güçlerinin çalışmalarında bu çizgi dışına çıkılır, kuşku uyandırıcak belirtiler ortaya çıkarsa en büyük kötülük işlenmiş olur. Sorumluluk yerinde olanların, çok özenli çalışmaları bekleniyor, son günlerde savcılığın yürüttüğü soruşturmalarla ilgili kimi sanık anlatımlarının yazılı basında yer alması hem ilgili kolluk güçlerini hem de yargıda görevli olanları suçlayacak açıklıklar taşımaktadır. Bunun önlenme si, sorumlularının saptanıp cezalandırılması için hemen soruşturmaya başlanması gerekir. Aksi takdirde toplumsal barış bu tür haber çalkantılarıyla daha çok bozulacağı gibi, yargıya güven de sarsılır.’’ Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, hazırlık soruşturması süren bir davayla ilgili görüş bildirmenin suç olduğunu anımsatırken Türkiye’de herkesin kendini yargıç yerine koyarak her konuda konuştuğunu söyledi. Sami Selçuk, ‘‘Bu kadar yargıcın bol olduğu bir yerde, hukukun aldığı kararlar da tartışmalı oluyor. Herkes ‘Ben demedim mi’ demeye başlıyor’’ dedi. Kafası kesilen kızlar ve ‘töre’! ATABEYLER ÖRGÜTÜ 3 asker ve 1 sivil tutuklandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Eryaman’da gerçekleştirilen gözaltılar sonucu yürütülen ‘‘Atabeyler’’ soruşturmasında toplam 4 kişi tutuklandı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan diğer 7 kişi ise serbest bırakıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın evinin krokisinin de bulunduğu dokümanlarla gözaltına alınan 11 kişiden 4’ü tutuklandı. 7 kişi ise serbest bırakıldı. Atabeyler soruşturması kapsamında gözaltına alınarak Genelkurmay Askeri Savcılığı’nca sorgulanan yüzbaşı Murat E., astsubaylar Yasin Y. ve Erkut T. hakkında ‘‘askeri mühimmatı çalmak’’ suçundan tutuklama kararı alındı. Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nin kararı üzerine üç tutuklu Mamak Askeri Cezaevi’ne kondu. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan sivillerle ilgili soruşturma kapsamında Ankara Adliyesi’ne getirilen yüzbaşı ve astsubaylar, savcı Dilaver Kaheveci tarafından da sorgulandı. Kahveci, yüzbaşı ve astsubaylarla birlikte 4 sivili de tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk etti. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Kadir Kayan, sevk edilen 7 kişinin ifadesini aldı. Mahkeme, yüzbaşı ve astsubayların yanı sıra Yunis T. adlı kişiyi TCY kapsamındaki ‘‘Ülke birliğini bozmaya yönelik örgüt kurma’’ ve ‘‘Patlayıcı bulundurma’’ suçundan tutuklama kararı aldı. Mahkeme diğer 3 kişiyi serbest bıraktı. ‘Siyasetçinin kefenliği yanındadır’ Başbakan’ın Şırnak’taki temasları sırasında yoğun güvenlik önlemleri alındı. Başbakan Erdoğan, gazetecilerin, kendisine yönelik suikast hazırlığı iddialarını hatırlatmaları üzerine ‘‘Allah’ın verdiği canı Allah’ın müsaadesi olmadıktan sonra kimsenin almaya gücü yetmez. Bize düşen sadece tedbirimizi almaktır. Biz tedbirimizi alırız, yolumuza devam ederiz. Biz yola çıkarken bu anlayışla çıktık. Siyasetçinin, bayramlığı ile kefenliği yanındadır’’ dedi. (Fotoğraf:AA) Erdoğan, Şırnak’ta partisinin il kongresinde CHP’ye yüklendi ‘Sana ne, sana mı sordular?’ ŞIRNAK (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin Sosyal Güvenlik Yasası’yla ilgili eleştirilerde bulunduğunu belirterek ‘‘Sana ne yahu, sana mı sordular’’ dedi. Erdoğan, Şırnak Spor Salonu’nda partisinin il kongresinde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, medeniyetler ittifakı eşbaşkanı bir ülke olduğunu söyledi. Partisinin icraatını anlatan Erdoğan, Sosyal Güvenlik Yasası’yla ilgili olarak ‘‘Yasayla, her doğan çocuk sigortalı olacak. Buna ana muhalefet partisi karşı çıkıyor. Sana ne yahu, sana mı sordular’’ diye konuştu. İlköğretimdeki öğrencilere ücretsiz kitap dağıttıklarını, önümüzdeki eğitim öğretim döneminde de liselere dağıtacaklarını ifade eden Erdoğan, CHP’nin ‘‘Fakire veriyorsunuz, zengine niye veriyorsunuz?’’ diye eleştirdirdiğini söyledi. Erdoğan, ‘‘Öğrencinin fakiri zengini olmaz’’ dedi. Bunun üzerine salondaki bir grup partili, ‘‘Kıskananlar çatlasın’’ diye tempo tuttu. Erdoğan da, ‘‘Gençler, çatlamasınlar onlar da bize lazım. Bizim çatımızın altı çok büyük. Gün gelecek insanların büyük bir çoğunluğu çatımızın altında toplanacaktır’’ diye konuştu. Konuşması sırasında salondaki ‘‘Şırnak’a eğitim fakültesi istiyoruz’’ pankartına dikkat çeken Erdoğan, Şırnaklıların fakülteyi yaptırmaları halinde Bakanlar Kurulu’ndan bunun kararını geçireceklerini söyledi. Erdoğan’ın kongre salonundan çıkışı sırasında ellerinde ‘‘Termik santral istemiyoruz’’, ‘‘Çocuklar ölmesin’’ yazılı pankartlar taşıyan çocuklar, ‘‘Şırnak seninle gurur duyuyor’’ diye slogan attılar. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan, termik santralın zararlı olduğunu söyleyenlerin doğruyu söylemediklerini belirtti. Başbakan Erdoğan, ‘‘Kürt sorununu gereken şekilde ele alıyor musunuz’’ sorusuna da, ‘‘Bu konuda bir çözümsüzlük söz konusu değil. İktidarımızın böyle bir sorunu yoktur. Kürt kardeşlerimizin, Laz’ın da Çerkez’in de, hepsinin kendine has, bölgesine has sorunları vardır. Bütün bunları çözmek zaten bizim görevimizdir. Ve bunları da çözüyoruz’’ yanıtını verdi. TBMM Genel Kurulu’nda, Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu’nun raporu görüşülürken CHP’li Gaye Erbatur, dehşet verici bir öykü anlattı: Bir kent, kentin kıyı mahallelerinde bir ev. Evde bir anne. 17 yaşında bir erkek çocuk ve ondan küçük 3 çocuk daha yaşıyor. Çocuklardan biri ortaokul birinci sınıftadır ve kızdır. Ağabey kahvede otururken arkadaşları, ‘‘Sen ne biçim ağabeysin, zaten sizin babanız öldü ve siz bu ailenin namusunu koruyamıyorsunuz. Kız kardeşiniz okuldan dönüşte erkek arkadaşlarıyla eve geliyor’’ diyor. Ağabey eve geldiğinde ilk iş, kendince ‘‘kız kardeşinin okuldan erkek arkadaşlarıyla yürümesini engelleyemeyen’’ annesini dövmeye başlıyor. Komşular araya girmeye çalışıyor, fakat, engel olamıyorlar, çareyi karakola başvurmakta buluyorlar ve polis müdahale ediyor. Bir güvenlik görevlisi ‘‘Kız çocuğunu kadın doğum uzmanına götürelim, bunu muayene etsin. Eğer bu bakireyse böyle bir sorun yoktur. Biz, bu çocuğun da gönlüne su serperiz’’ diyor. Emniyet görevlisi, anneyi, kızı, erkek çocuğu, mahalleden de birkaç kişiyi alıp bir hastaneye gider ve o hastanede bir kadın doğum uzmanı çocuğu muayene eder. Düzenlediği rapor ailenin eline geçtiği zaman, ağabey ‘‘Zaten ben bunu biliyordum, seni öldüreceğim’’ der. Raporda ‘‘Kızlık zarında taze yırtık var’’ denilmektedir. Kız, kendini yerlere atmaya başlar. ‘‘Ben hiç kimseyle hiçbir cinsel ilişkide bulunmadım, böyle bir şey söz konusu bile değil’’ diye ağlar. Ağabey, çocuğa saldırır. O zaman, emniyet görevlisinin aklına bunları savcılığa götürmek geliyor. Savcılık bir yazı yazarak, adli tıp tarafından muayene istiyor. Adli tıp uzmanının muayenesi sonucunda kızın bakire olduğu belirleniyor. Olay kapandı diye düşünüledursun; ertesi gün adli tıp uzmanı işe geldiğinde genç arkadaşları, ‘‘Hocam otopsi var, dünkü kızı ağabeyi kesti’’ diyorlar. Uzman, ‘‘Nasıl’’ diye soruyor. Ağabeyin, ‘‘Oradaki kadın doktoru bildi, yırtık vardı. Öbür taraftaki adli tıp uzmanları yalan söylediler, kim bilir ne yaptılar, ben namusumu temizlerim’’ diyerek kız kardeşini bahçede çiçeklerin bulunduğu bir betonun üzerine koyarak kafasını kestiğini anlatıyorlar. Erbatur, bu olayı anlattıktan sonra ekledi: ‘‘13 yaşındaki bir kız çocuğunun okuldan erkek arkadaşlarıyla dönmesi namusa halel getiren bir davranış olarak algılanmakta, onun bu davranışını önleyemeyen anne sorumlu tutulmakta, kamu görevlisi konuyu bekarete indirmekte, sağlık görevlileri bu konuda bireysel önyargılarıyla davranmakta ve kız çocuğu açık alanda öldürülerek tüm kadınlara korku salınmaktadır. Peki, kimdir bunun sorumlusu? Burada sorumluluk önce devlete aittir.’’ AKP’de 1 değil 341 Unakıtan var AKP, IMF talimatıyla hazırlanan ‘‘mezarda emekliliğin’’ yanı sıra çalışanların kazanılmış haklarını tırpanlayan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nı, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in veto gerekçelerine kulak tıkayarak aynen Meclis’ten geçirdi. Yürürlük maddeleriyle birlikte 122 maddelik yasayı ‘‘temel yasa’’ kapsamında ‘‘tartıştırmadan’’ geçiren AKP, veto edilen 15 maddeyle ilgili de aynı taktiği izledi. AKP’nin geçen hafta düzenlemenin ‘‘temel yasa’’ kapsamında 6 bölüm olarak görüşülmesine ilişkin önerisinin genel kuruldaki görüşmeleri sırasında CHP’liler hem yasayı hem AKP’nin izlediği yöntemi eleştiri yağmuruna tuttu. AKP’yi topa tutanlardan biri de CHP’nin sendikacı kökenli isimlerinden Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin oldu. Çetin, geçmişte RP, SP sıralarında siyaset yapan bazı AKP yöneticilerinin bu düzenlemeyi eleştiren açıklamalarından örnekler verdi: ‘‘ ‘Bakın bu broşürlerde yer alan bu karikatürde, uçurumdan aşağıya işçi tek eliyle tutunmuş, düşmek üzere, zahmet çekiyor, emekli zahmet çekiyor, dürüst işveren de zahmet çekiyor; ama, birileri, tuzu kuru olanlar ise adeta, ayaklarıyla ve tokmaklarıyla bunları oradan aşağıya itmek için çaba sarf ediyorlar.’ Bu sözler kime ait değerli arkadaşlarım?! Daha altı yıl evvel, bu sözlerin sahibi, biraz evvel buraya gelip dürüstlükten, yetmiş milyondan, sosyal güvenlik haklarından dem vuran Salih Kapusuz’a ait...’’ Kapusuz, ‘‘Doğru söylemişim’’ diye laf atınca Çetin ile AKP’liler arasında şu atışmalar yaşandı: İZZET ÇETİN (Devamla) Şimdi, tokmağı IMF’yle birlikte eline almış, işçiyi, memuru, emekliyi, yoksulu, AKP grubunu da arkasına takmış, uçurumdan yuvarlamaya çalışıyor. Bu mu senin adaletin?! Bu mu sizin adaletiniz?!. SALİH KAPUSUZ Böyle bakarsan, böyle olur; böyle bakmaya devam et! İZZET ÇETİN (Devamla) Bakınız, değerli arkadaşlarım, aradan altı yıl geçti, yarın kötü gidişiniz ortaya çıktı. Toplumun bütün kesimleri AKP’ye verdiği oy nedeniyle eline küfrediyor. Hızlı bir kaçış başladı sizden. Yeniden muhalefet olacaksınız, yeniden iktidar. MEHMET KILIÇ (Konya) Anketlere bak, anketlere!... İZZET ÇETİN (Devamla) Sayın Unakıtan, otur orada, laf atma!.. MEHMET KILIÇ (Konya) Unakıtan nerede ya?! İZZET ÇETİN (Devamla) Ben, buradan baktığım zaman, onu aklayan 341 kişiyi birer Unakıtan olarak görüyorum. Bundan niye rahatsız olacaksın?! Her biriniz bir Unakıtan’sınız! Bunun itirazı olabilir mi?! İHL’liler Kurultayı’nda ‘Ahmet’in peygamber ismi olduğu belirtildi, Sezer’den adını değiştirmesi istendi Cumhurbaşkanı hedef alındı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski İmam Hatip Liseleri Mezunları Mensupları Derneği (ÖNDER) Genel Başkanı İbrahim Solmaz, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i sert bir dille eleştirdi. Solmaz, ‘‘Cumhurbaşkanı’nın adı Ahmet, Ahmet peygamber adı. Ama şimdi engelliyorlar bizi. Madem öyle, siz gidin adınızı değiştirin. Çünkü Ahmet Müslüman adı’’ dedi. Derneğin Genel Başkanı Yusuf Ziya Sula ise din subayları olmamasından yakınarak bu konuda Genelkurmay’a rapor sunacaklarını söyledi. Sula, Danıştay 2. Dairesi’ne yapılan saldırıdan sonra da türban konusundaki mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti. Haremselamlık görüntülerin dikkat çektiği kurultayda konuşan derneğin eski genel başkanı Solmaz, ‘‘Cumhurbaşkanı’nın adı Ahmet, Ahmet peygamber adı. Ama şimdi engelliyorlar bizi. Madem öyle, siz gidin adınızı değiştirin. Çünkü Ahmet Müslüman adı’’ dedi. ‘‘Nesli kurtarmak’’ için çalıştıklarını dile getiren Solmaz, imam hatip mezunu olup bir yerlere gelenlerin ‘‘işe’’ sahip çıkması gerektiğini söyledi. Solmaz, AKP’yi türban sorununa çözüm bulmamakla eleştirdi. ÖNDER Genel Başkanı Sula da kurultayda yaptığı konuşmada, orduda din subayı olmamasından yakındı. ‘‘Dünya Ordularında Din Subaylığı’’ konusunda hazırladıkları raporu Genelkurmay Başkanlığı’na sunacaklarını belirten Sula, “Şehadet bilinci olmayan asker, kolay kolay kurşun sıkamaz. Kaçacak delik arar” dedi. Verdiği türban kararı nedeniyle Danıştay’a yapılan saldırıyı değerlendiren Sula, “Ya, ne yapalım şimdi bir eylem yapıldı. Tamam yaralılar var diye. Biz vaz mı geçeceğiz haklı davamızı savunmaktan” diye konuştu. Sula, imam hatiplilerin en önemli sorunlarının, ‘‘8 yıllık kesintisiz eğitim’’, ‘‘başörtüsü’’ ve ‘‘katsayı’’ olduğunu kaydetti. Sula, YÖK’ün din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği bölümünü ilahiyat fakültelerinden alarak eğitim fakültelerine bağladığını anımsatarak ‘‘YÖK hangi konuda ne yaparsa yapsın, hepsinde bir art niyet arıyorum’’ dedi. Kurultaya bazı AKP’li milletvekili ve Saadet Partisi yöneticileri de katıldı. BORÇLARINA ÖDEME KOLAYLIĞI GETİRİLİYOR DEMİREL, ELEŞTİRİLERİNİ SÜRDÜRDÜ İrticacı öğrenciye af yolu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta AKP’lilerin 28 Şubat sürecinde irticai faaliyetlere karıştıkları gerekçesiyle yurtdışından çağrılan doktora öğrencilerinin borçlarına af ve ödeme kolaylıkları getiren yasa önerisi ele alınacak. Genel kurulda 25 bin memurun beklediği sicil affı önerisi de görüşülecek. AKP, CHP’nin itirazları bulunan düzenlemelerle ilgili olarak milletvekillerini uyardı. Milletvekillerine, 10 Haziran’a dek Ankara’da kalmaları çağrısı yapıldı. AKP Grup Başkanvekili İrfan Gündüz tarafından verilen ve bazı kamu alacaklarının tahsil ve terkinine ilişkin yasa önerisi yarın genel kurulda görüşülecek. Bu öneriyle, yurtdışına eğitim amacıyla gönderilen ancak eğitimini tamamlayamayanların durumuyla ilgili düzenleme yapılıyor. Zorunlu hizmet karşılığı yurtdışına gönderilenlerden; eğitimin herhangi bir aşamasında öğrencilikle ilişikleri kesilenler, öğrenim sürelerinin bitiminde zorunlu hizmetlerini tamamlamak üzere görevlerine başlamayanlar, görevlerine başlayıp, zorunlu hizmetini bitirmeden görevlerinden ayrılanlarla göreve başladıktan sonra zorunlu hizmetle yükümlü bulundukları süre içinde kadrolarıyla ilişiği kesilenler arasında haklarında borç takibi işlemi devam edenler, faiz yükünden kurtulacak. ‘Hükümet tedirginlik yarattı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Danıştay saldırısının ardından ‘‘Hükümete komplo kuruldu, saldırının arkasında ihanet çetesi var’’ diyen Başbakan Tayyip Erdoğan’ı sert biçimde eleştirdi. Demirel, ‘‘Bu bir komplodur diyenler onun ne olduğunu söylemek zorundadır. Söylememeleri halinde bu, devlete karşı yapılmış bir iftira olur. Varsayımlarla kamuoyunu yanıltıp yargısız infaz tesis ettiğiniz zaman yargı da bunun içinden çıkamıyor’’ dedi. Demirel, Danıştay saldırısıyla ilgili hazırlık soruşturması sürecinde hükümet üyelerinden gelen ‘‘hükümete komplo, çete’’ açıklamalarının anımsatılması üzerine, kamuoyunun yanlış yönlendirildiği için olayın yargısız infaza dönüştüğünü söyledi. Demirel, “Eğer bir memlekete huzur istiyorsanız yasaları uygulayacaksınız. Eğer 4.5 senede yargı organı bir neticeye varamıyorsa o zaman yargınızı ıslah edeceksiniz. Islah edemediğiniz sürece yargının yerine kamuoyunu koyarsınız. Bunu yaparsanız hukuk devleti olmaktan çıkarsınız.’’ Demirel, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın laikliğin yeniden tarif edilmesi yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine, ‘‘Kişi ne istiyorsa açıkça söylemeli, laikliğin nesini istiyorsunuz’’ diye konuştu. ‘Başbakan talimatıyla sigara serbest’! AKP Gaziantep Milletvekili Mahmut Durdu, TBMM’nin en ünlü sigara tiryakilerinden. Sigara yasağını genişleten yasa önerisine karşı komisyonda verdiği aktif mücadele ile tanınıyor. Durdu, Gaziantep il kongresinde Başbakan Erdoğan’dan sigara fırçası yemiş. Erdoğan, Durdu’nun yanına gidip ‘‘Sigarayı bırakacaksın’’ talimatı vermiş. Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da kongredeymiş. Mahmut Durdu, Emine Erdoğan’a ‘‘Eşiniz yüzünden sigara gözümde mundar oldu’’ diye yakınmış ama yine de sigarayı bırakmayı başaramamış. Başbakan Erdoğan da, Durdu’nun tiryakiliği ile baş edemeyeceğini anlamış olmalı ki, bir Bakanlar Kurulu toplantısında sigara izni vermiş: ‘‘Mahmut Durdu’ya sigara serbest, hiçbir şekilde bırakamayacağına ikna oldum. Bundan sonra ben de bir şey söylemeyeceğim, siz de söylemeyin...’’ Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan [email protected] CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle