25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER BEYPAZARI ESNAFI ŞAŞKIN 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN AYDINLANMA EMRE KONGAR Festivalde vergi cezası kesildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın tarihi ve turistik açıdan önemli ilçelerinden Beypazarı’nın geleneksel festivaline, Maliye Bakanlığı’nın yurttaşlara kestiği cezalar gölge düşürdü. Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş, hareketin kasıtlı yapıldığını düşündüklerini söyledi. Beypazarı’nda geçen hafta sonu 8’incisi düzenlenen ‘‘Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güveç Festivali’’nde, Maliye Bakanlığı’nın, ürünlerini kurdukları tezgâhta satan yurttaşlara kestiği cezaların şoku yaşandı. Belediye Başkanı Mansur Yavaş, geçen yıl tüm turistik tesislere tutanak tutulduğunu, bu yıl da tesislerin yanı sıra yöresel ürünleri satan ilçe halkına da ceza işlemi yapıldığını söyledi. ‘‘Bunu festivalde yapmaları çok anlamlı. Biz artık bir kasıt olduğunu düşünmeye başladık’’ diyen Yavaş, Beypazarlıların aylarca festival için hazırlandığını, çeşitli ürünler ürettiğini belirterek ‘‘Çok kötü durumda kaldılar’’ diye konuştu. Tutanakları tek tek toplattığını ve ilgili makamlarla konu hakkında görüşeceğini kaydeden Yavaş, ‘‘Sırf ceza kesmiş olmak için tutanaklar tutuldu. Birçok yanlışlık var’’ dedi. Beypazarı Belediyesi yetkilileri de esnafın ve tüm Beypazarlıların şokta olduğunu söyledi. Festivalin ilk gün 30 bin, ikinci gün ise neredeyse bu sayının iki katı kadar ziyaretçi ağırladığına dikkat çeken yetkililer, ‘‘Her yer tıklım tıklım dolu ama bu uygulama herkesi çok üzdü’’ dediler. TÜSİAD’ın Eleştirileri: Cemaat ve Devlet Sevgili okurlarım, toplumbilimcilerin, toplumları sınıflarken kullandıkları en önemli paradigmalardan biri ‘‘cemaatcemiyet’’ ayrımıdır. Kimi zaman Türkçeye ‘‘topluluktoplum’’ olarak da aktarılan bu sınıflamaya göre, cemaatler, birbirine benzer insanlardan oluşur; cemiyetler ise birbirinden farklılaşmış bireylere dayanır. Cemaatlerin varlığı, onu oluşturan kişilerin birbirine olan benzerliğine hatta ayniyetine bağlıdır. Cemiyetler ise, kendisini oluşturan farklı bireylerin arasındaki işbölümü, işbirliği ve dayanışma ile yaşar. Daha sonraları toplumbilimde yapılan ‘‘köy toplumukent toplumu’’ ayrımı, ‘‘tarım toplumuendüstri toplumu’’ sınıflaması, hatta Marx’ın belirlediği ‘‘feodal toplumkapitalist toplum’’ aşamaları hep bu temel paradigma üzerine kuruludur. Kimi zaman toplumlar arasındaki ‘‘ilkellikuygarlık’’ ya da ‘‘azgelişmişlikgelişmişlik’’ ayrımı bile bu temel anlayışa göre yapılır. ‘‘Cemaatcemiyet’’ ayrımının kırılma noktası, aydınlanma, endüstrileşme, kentleşme ve demokratikleşme süreçlerinin hemen hemen eşzamanlı denilebilecek bir biçimde ve iç içe geçmiş olarak birbirini izlediği gelişmede ortaya çıkar. Dolayısıyla ‘‘cemaat’’ yapısının siyasal rejimi din devleti, ‘‘cemiyet’’ haline dönüşmüş bireylerin siyasal rejimi ise laik ve demokratik devlettir. Cemaat yapısının en önemli özelliklerinden biri ‘‘bizonlar’’ ayrımı yapmasıdır: Cemaatin özelliklerini ve birbirine benzeyen nitelikleri taşıyanlar ‘‘biz’’, cemaatin özelliklerinden farklı nitelik taşıyanlar ise ‘‘onlar’’ biçiminde algılanır. Cemaatin ‘‘biz’’ duygusu, sadece kişilerin arasındaki benzeşmeye veya ayniyete değil, aynı zamanda ‘‘onların’’ ‘‘bize’’ düşman olmasına, ‘‘bize’’ zulmetmesine dayanır. ‘‘Onlar’’ ‘‘bize’’ ne denli düşmansa, ‘‘bize’’ ne denli zulmediyorsa, ‘‘biz’’ kimliği o denli güç kazanır. (Hem iç hem dış hukuk yollarıyla karara bağlanmış olan türban olayının sürekli kaşınmasının ardındaki temel neden budur.) ??? Tabii her uygarlaşmış yani cemiyetleşmiş toplumda ilkel örgütlenmeler, cemaatler varlığını sürdürebilir. Bu son derece doğaldır. Doğal olmayan, ‘‘cemaat anlayışı’’ çerçevesinde, yani ilkel bir dintarımköylü toplumu yapısına dayalı ‘‘biz’’ ve ‘‘onlar’’ ayrımının egemen olduğu bir tutumla, devlet yönetmeye kalkışmaktır. Böyle bir anlayış önce bürokrasiyi ‘‘onlardan’’ temizler ve ‘‘bizim’’ adamlarımızla doldurur. Daha sonra sıra eğitime ve sermayeye gelir: İnsanın yeniden üretim sürecinde çağdaşlıktan uzaklaşılır ve dogmatik bir biçimde ‘‘bizim’’ gibi olan, ‘‘bize benzeyen’’ insanlar yetiştirilmeye başlanır; sermayenin gücü, devlet yardımıyla ‘‘onlardan’’ ‘‘bizimkilere’’ aktarılır. En sonra hukuk sistemi ele alınır: Çoğulcu demokrasiden, uygar, çağdaş, farklı bireylerden oluşan bir cemiyetten, ‘‘biz’’ anlayışının egemen olduğu tek tip insanlara dayalı ‘‘cemaat’’ uygulamalarına geçilir; giyim kuşam baskıları, haremselamlık ayrımcılığı, içki satışı sınırlamaları ve benzeri etkinliklerle toplumun yaşamı değiştirilir. ??? Son TÜSİAD eleştirilerinin yöneldiği temel nokta işte bu ‘‘cemaatleşme’’ sürecidir. Bu süreç derhal durdurulmadığı takdirde yakın bir gelecekte Türkiye’de ‘‘cemaatin’’ dışında hiçbir ses duyulmayacaktır. Ne yazık ki yirminci yüzyıl, demokratik süreçlerin sağladığı meşruiyetin sadece ‘‘seçim sandığına’’ indirgendiği ve sandıktan çıkan ‘‘cemaat’’ anlayışlarının yalnız o ülkeyi değil, tüm insanlığı kana buladığı örneklerle doludur. Türkiye’deki demokratik rejim, ‘‘cemaat ruhuna’’ teslim olacak mıdır, yoksa kendini koruma refleksine sahip midir? TÜSİAD bildirisinin ortaya koyduğu sorun budur. ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org BU ZAM YAĞMURUNUN DİNECEĞİ YOK.. Atatürk’ün doğumunun 125. yılı etkinlikleri kapsamında Selimiye Kışlası’nda tören düzenlendi Atatürk için buluştular Sanatçı elinden duygular ? ANKARA (AA) Ankara Üniversitesi’nin kuruluşunun 60. yıldönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen ‘‘Uluslararası Resim ve Açık Hava Taş Heykel Sempozyumları’’na 5 ülkeden 18 heykeltıraş ve ressam, katılıyor. 13 Haziran’da sona erecek sempozyumun düzenlenmesinde görev alan Doç. Dr. Kıymet Giray, etkinliğin gençleri sanatla buluşturmayı hedeflediğini söyledi. İSTANBUL (AA) Atatürk’ün doğumunun 125. yılı kutlama etkinlikleri kapsamında 1. Ordu Komutanlığı Karargâhı Selimiye Kışlası tanıtıldı. 3 bin 500 kişinin davetli olduğu törende 1. Ordu Komutanlığı Genel Sekreteri Kurmay Albay Metin Gürak, kışlanın tarihçesini anlattı. 6 Ekim 1923’te İstanbul’a ilk giren Türk kuvvetlerinin Selimiye Kışlası’na yerleştiğini anlatan Kurmay Albay Gürak, ‘‘Bugün de ulu önder Atatürk’ün gösterdiği istikamette, tarihi misyonuna layık bir şekilde, bütün ihtişamıyla ordumuza ev sahipliği yapmaktadır’’ dedi. Gürak, ‘‘Mus ? Türk ulusunun, ordusuna duyduğu sevgiyi ve güveni hiçbir şeyin azaltamayacağını belirten Kurmay Albay Gürak, “Türk ordusu, milletiyle el ele, ulu önder Atatürk’ün çizdiği laik, demokratik ve çağdaş Türkiye hedefine inançla, güvenle ilerlemeye devam edecektir’’ dedi. tafa Kemal Atatürk, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve mücadeleci bir topluluğu simgelemektedir. Mustafa Kemal sizsiniz. Hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal O’dur’’ dedi. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni diğer dünya ordularından ayıran özelliklerin başında, Türk ordusunun milli ordu olmasının geldiğini vurgulayan Gürak şöyle konuştu: ‘‘Unutulmamalıdır ki, hiçbir şey Türk milletinin ordusuna duyduğu sevgiyi ve güveni azaltamaz. Türk milletinin emrinde ve onun ayrılmaz bir parçası olan Türk ordusu, milletiyle el ele, ulu önder Atatürk’ün çizdiği laik, demokratik ve çağdaş Türkiye hedefine inançla, güven le ilerlemeye devam edecektir.’’ Selimiye Kışlası’nın ana giriş kapısında 1. Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Uğur Uzal tarafından karşılanan konuklar, kışlanın dış bahçesindeki helikopter pistinde öğle yemeği yediler. 1. Ordu Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ve eşi Sevil Başbuğ’un da katıldığı yenek sırasında Türk Yıldızları da konuklara bir gösteri sundu. İstanbul’un birçok noktasından görülebilen 68 metre uzunluğuyla Türkiye’nin en yüksek bayrak direği ve gönderindeki Türk bayrağına konuklar büyük ilgi gösterdiler. Eğitimİş Sendikası ‘Vapur Buluşması’ etkinliğinde Ara Güler’in vapur fotoğrafları, Behiç Ak’ın karikatürleri sergilendi. Türk filmlerinden vapur görüntüleri ve belgeseller beğeniyle izlendi. Etkinlikte ayrıca Bulutsuzluk Özlemi, Derya Köroğlu ve Sibel Sezal’ın müzik dinletisi sunuldu. (EMEL KILIÇ) Uludağ kurtarılıyor ? BURSA (Cumhuriyet) Uludağ Milli Parkı’nın tamamı Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca doğal sit alanı ilan edildi. Karara göre Uludağ’da üniversite, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları temsilcilerinin katılımlarıyla durum saptaması yapılacak, doğaya zarar veren yapılar yıkılacak. Arıtma tesisi bulunmayan işletmelerin çalışmasına izin verilmeyecek. ‘Sınavlar kaldırılsın’ ? Baştarafı 1. Sayfada Sapanca Şiir Akşamları ? SAKARYA (AA) Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, Sakarya Valiliği ve Adapazarı Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen, ‘‘6. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları’’, Sapanca İnsan Hakları Parkı’nda gerçekleştirildi. Şölen, bu yıl Bulgaristanlı, Kosovalı, Azerbaycanlı şairlerin katılımıyla renklendi. 8’i Türk olmak üzere 15 şair, eserlerini şiir dostlarıyla paylaştı. ‘Vapurlarımızı istiyoruz’ İstanbul Haber Servisi Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Haydarpaşa Dayanışması grubunun düzenlediği ‘‘Vapur Buluşması’’ etkinliğinde Şehir Hatları vapurlarının değiştirilmemesi, Haliç Tersanesi’nde üretimine devam edilmesi istendi. ‘‘Vapur taklidi değil vapurlarımızı istiyoruz’’ kampanyası kapsamında çok sayıda sivil toplum kuruluşu, siyasi parti temsilcileri, kaptanlar, vapur yolcusu Kadıköy İskele Meydanı’nda buluştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ yetkililerinin ‘‘Haydi İstanbul vapurunu seç’’ kampanyasının göz boyama olduğu savunulan etkinlikte Norveç yapımı modellerin birçok açıdan sorun yaşatacağı vurgulandı. ‘‘Vapur Buluşması’’nda, konuşan gazetemiz çizerlerinden Behiç Ak, Haliç Tersanesi’nin kapatılmak istendiğini kaydederek, ‘‘Vapur üretimi bu tersanede sürdürülmeli’’ dedi. İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Türkan Başer Kafaoğlu ise ‘‘İçimize işlenmiş kültürel mirasların satılmasını doğru bulmuyorum’’ diye konuştu. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu birtakım genel sorunlar olduğunu belirten Eğitimİş, ‘‘Irkçılık ve irticaya karşı çıkılması, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olduğu ilkesinin korunması gerekiyor’’ vurgusunu yaptı. Eğitimİş, eğitimöğretimin dinselleştirilmesi yerine bilimselleştirilmesi için mücadele edilmesi, bu doğrultuda da din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin zorunluluktan çıkarılması gerektiğini kaydetti. ‘‘İmam hatip liseleri, ihtiyaca göre sınırlandırılıp meslek okulu özelliği kazandırılmalıdır’’ diyen sendika, okullardaki fiziki yetersizliklere de işaret ederek ikili eğitime son verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Yeni müfredatın ‘‘bireyci ve rekabetçi’’ öğrenciler yetiştirmeyi amaçladığını belirten Eğitimİş, şu noktalara dikkat çekti: ‘‘OKS kaldırılarak ilköğretimdeki yöneltme yönergeleri yeniden düzenlenmeli ve işlevsel hale getirilmeli. Ortaöğretimin yeniden yapılandırılmasıyla birlikte ÖSS kaldırılmalıdır. Eğitimöğretimin yazboz tahtasına dönüştürülmesi engellenmelidir.’’ Bağ yolunda 150 km. hız ? ÇORUM (AA) Çorum’un İskilip ilçesinde stabilize yola konulan, ‘‘150 kilometreden fazla hız yapmak tehlikelidir’’ yazılı tabela, görenleri şaşırtıyor. İskilip Şoförler ve Nakliyeciler Odası Başkanı Abdurrahman Uysal, tabelada yazım hatası olabileceğini belirterek ‘‘Otobanlarımızda bile saatte 150 kilometre hıza izin verilmezken İskilip’te 5 kilometre uzunluğundaki çift yönlü yolda böyle bir hız düşünülemez’’ dedi. ‘Hastalık insandan insana geçiyor ve bu duruma en çok Türkiye’de rastlanıyor’ Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın, Galatasaraylı sporcularla hatıra fotoğrafı çektirdi. (AA) Ürküten kuş gribi uyarısı NEW YORK (ANKA) Kuş gribinin insandan insana geçmesi olaylarının sanıldığından daha fazla olabileceği öne sürüldü. New York Times gazetesi, Endonezya’da bir ailenin 7 ferdinin ölümüne yol açan kuş gribi olayından sonra bu olayların raporlardaki sayıları aşabileceğini belirtirken virüsün insandan insana bulaştığı en çok olayın Türkiye’de görüldüğünü savunan kuş gribi uzmanı biyokimyacı Dr. Henry L. Niman’ın görüşlerine de yer verdi. Niman, akraba olan Koçyiğit ve Özcan ailelerini ör Galatasaray Lisesi’nde geleneksel pilav günü Spor Servisi Galatasaray Lisesi’nin Geleneksel Pilav Günü’ne katılan Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Özhan Canaydın, kulüp olarak G.Saray camiasına devam eden 100. yılda en önemli hediyeyi verdiklerini söyledi. Canaydın Tevfik Fikret Salonu’ndaki törende yaptığı konuşmada, büyük bir sevinç duyduğunu belirterek, ‘‘Kulübümüz 100. yıl devam ederken camiamıza bir şampiyonluk getirmiştir, çok mutluyuz. Bu çatı altında doğan, bugün Türkiye’de G.Saray’ın simgesi olan kulübümüz 100. yılında bunu en iyi şekilde değerlendirmiş, hepimizi mutlu etmiştir’’ dedi. Galatasaray Lisesi arazisinde bulunan ve 113. dönem mezunlarının restore ettiği ‘113 Konuk Evi’nin açılışını da yapan Canaydın,‘‘Bundan sonra burada kalacağım. Hanım evden kovdu’’ diyerek espri yaptı. Dalyan’da çamur keyfi ? MUĞLA (AA) Muğla’nın Ortaca ilçesindeki Dalyan çamur banyolarını iki ayda 2 bin turist ziyaret etti. Çamur banyolarının romatizma, siyatik, kireçlenme, cilt ve deri hastalıkları, kadın hastalıkları, damar sertliği, tansiyon, böbrek taşı gibi hastalıklara iyi geldiği belirtildi. ? New York Times gazetesi, virüsün insandan insana geçtiği olayların az olmasına karşın bu olayların hepsinde etkilenenlerin, hastalarla yakın temasta olan akrabalar veya hemşireler olduğuna dikkat çekti. nek gösteriyor. Virüsün insandan insana geçtiği olayların az olmasına karşın bu olayların hepsinde etkilenenlerin, hastalarla yakın temasta olan akrabalar veya hemşireler olduğunu kaydeden gazete şöyle devam etti: ‘‘Endonezya, Tayland, Türkiye, Azerbaycan, Irak ve Vietnam’daki grup vakaları, virüsün insandan insana bulaşma potansiyeli konusunda yansıttığı tablo, genel olarak bu vakaların ‘ender’ rastlandığını söyleyen kamu sağlığı yetkililerince sergilenenden daha da iç karartıcıdır.’’ New York Times’a göre, Niman, şimdiye kadar en büyük ‘‘insandan insana bulaşma grup vakası’’nın Doğubeyazıt bölgesinde görüldüğünü savunuyor. Niman 30 kişinin belirtilerle hastaneye kaldırıldığını, bu kişilerin tümünün, Koçyiğit ve Özcan soyadlarını taşıyan akrabalar olduğunu belirterek bunların çoğunun da 24 Aralık’ta düzenlenen bir düğünden sonra rahatsızlandığını kaydetti. Düğüne 18 Aralık’ta hastalandıktan sonra 1 Ocak’ta ölen Mehmet Ali Koçyiğit’in de (14) katıldığına dikkat çeken Niman, yerel basının da Koçyiğit’in hafif belirtiler göstermesinden 6 gün sonra iki ailenin hep birlikte yemek yediğini yazdığına işaret etti. CUMHURİYET 03 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle