Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 2006 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B PB Y PB A A A PB PB 31 33 29 32 36 35 37 31 25 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB Y Y Y PB PB PB PB PB 25 25 25 23 28 25 25 25 34 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y PB PB PB PB B PB Y 34 31 37 38 34 36 29 27 24 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey, iç ve doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Doğu Akdeniz, İç Anadolu, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Afyon, Kütahya çevreleri sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı İç Ege ve Göller Yöresi’nde biraz azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB PB PB PB PB PB PB PB Y 22 21 25 25 23 24 25 26 24 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB Y B Y Y PB B A Y 27 30 34 27 34 33 32 34 23 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y Y Y PB PB Y Y A A 26 38 24 41 30 32 29 37 36 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Benzinin bu önlenemez yükselişi karşısında hayret içindeler. Hükümet başkanı yakın bir tarihte akaryakıt zamlarını üzerlerine almayan kimi açıklamalar yaptı. Oysa zamların akaryakıtın dış kaynaklı olmasıyla ilgisi yok. Hükümet tüketiciye vergiyle kazık atıyor. Devletin fiyatlandırmada tüketiciden aldığı vergi tutarı yüzde 67’yi buluyor. Halk adına görev yapmakla övünen medyamızda da hükümetin benzine uyguladığı ağır vergiyi tüketici lehine dönüştürmesini hedef alan bir kampanya yok! Bir başka noksan da şu: Zamların günlük gereksinmelere ne kadar yansıyacağını araştıran haberler, listeler de yok! Ne var gazetelerde: Hangi marka aracın deposunun yeni benzin fiyatıyla ne kadara dolduğunu gösteren liste var! ??? RTE’nin beraberine alıp Strasbourg’a götürürken uçağında konuştuğu gazete yöneticilerinin soruları, üstelik hükümet eliyle giderek ağırlaşan yaşam koşulları ile ilgili değil. Dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcamasının yüzde 2.37 artarak 571 YTL’ye yükseldiğini gerekçe yaparak zamlar ve etkileri konusunda beyefendinin yüksek görüşlerini, öngörülerini öğrenmek de değil muratları. Tuzları kuru. RTE’nin kafasından, gönlünden atamadığı Çankaya sevdasını kaşımayı daha uygun görüyorlar. O da yoksullukmuş, işsizlikmiş, dolar indi bindi, benzinle zamlar katmerlendi derken günlük gereksinimlerdeki fiyat yükselmeleriyle halkın yediği kazıklardan söz açılmamasından memnun. Kamuoyunu bir süre daha meşgul edecek cümleler buluyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığına değinen soruları, ‘‘Benim dışımda birisi niye olmasın?’’ diye yanıtlıyor. Bizim medya bu cümleyi önemli bir işaret saymış, manşetlerden veriyor. Yav kardeşim; adam benden başka kimse aday olamaz mı diyecekti! Ne diyecekti? İkide bir nasıl bir cumhurbaşkanı düşündüğünü açıklıyor; bu kez Çankaya ‘‘Artık formasını çıkarması gereken birinin makamı olmalıdır’’ diyor. Forma dediği nedir? Fenerbahçe’nin çubuklu forması mı? Hayır! Ya ne? ‘‘İnsanların kafasının içindeki forma’’ imiş. Buyurun yeni bir değiştim, geliştim palavrasının yeni formatına: Çankaya’da imam hatip formasını çıkaracak, laik Cumhuriyete yaraşır cumhurbaşkanı mı olacak? Dününü inkâr eden, sonra değişmedim diyerek geçmişine sahip çıkan RTE’nin bu sözleri inandırıcı olabilir mi? ??? Forma (kafa) değişimini gerçekleştireceğine inandırmak için örneğin eşinin türbanını açacak mı? Hayır! Daha dün Strasbourg’da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde eşi Emine Hanım; laik, çağdaş Türkiye’yi türbanıyla temsil etti. Çağdaş Türk kadınının başı açık; RTE, acaba eşinin türbanını açtırarak kafasının içinden önce kafaların dışını değiştirebilecek mi? Hayır! Balığın kavağa çıkacağını söyleyenler ne kadar inandırıcı ise RTE’nin kafasını değiştireceğini içeren sözleri de bir o kadar inandırıcı. Bütün bu kısa açıklamalar Çankaya’ya çıkmasına karşı olan ve giderek güçlenen eğilimi yumuşatmak için. Sıraladığı, sıralayacağı yutturmacalar, hendeği atlayıncaya kadar ayıya dayı demek gibi... Taksim’e cami yapamadı ya; ilk işi Çankaya’daki Köşk arazisine görkemli bir cami inşa ettirmek olacak! Akdağ’a suç duyurusu Bebekler için hayati önem taşıyan ilaç bulunamadığı için 21 aylıkken yaşamını yitiren Kağan’ın ölümünden tasarruf uygulaması nedeniyle Sağlık Bakanlığı sorumlu tutuluyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı tasarruf uygulamasının ardından, yaşamsal önemdeki ilaçlardan ‘‘immunglobin serumunun’’ bulunamaması nedeniyle 21 aylıkken yaşamını yitiren Kağan Demirci’nin ölümünden Sağlık Bakanı Recep Akdağ sorumlu tutuldu. SES İzmir Şubesi, Akdağ hakkında suç duyurusunda bulundu. SES İzmir Şubesi tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçede, ‘‘Görevini gereği gibi yapmayan her kamu görevlisi gibi şüphelilerin de bulundukları makam ve göreve bakılmaksızın, halkın mağduriyetine neden oldukları için yargılanıp cezalandırılmaları gerekmektedir’’ denildi. bulunmadığını bildirmelerine karşın çözüm getirilmediğini belirterek ‘‘Oysa ki bağışıklık sistemini düzenleyen söz konusu ilaçlar pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmakta olup ölümcül kimi hastalıklarda en etkili tedavi şeklidir. İlaç teminindeki güçlüğün referans fiyat uygulaması olarak bilinen uygulamanın başladığı Nisan 2006 tarihinden itibaren yaşanıyor olması ve yalnızca referans fiyat üzerinde olanların bulunuyor olması, salt ticari kaygılarla hareket edildiğini göstermektedir’’ dedi. Akdağ’ın, pek çok hasta ve hasta yakınının mağduriyetine neden olduğunu savunan Demir ‘‘Kağan Demirci’nin ölüm haberi 23 Haziran 2006 tarihli gazetelerde yer almıştır. Demirci’nin ölmesi, Sağlık Bakanlığı’nın uyarılmasından çok sonra gerçekleşmiştir. Milletvekili Enver Öktem’in, 12 Haziran 2006’da Akdağ’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi yanıtlanmamıştır. Akdağ hakkında kamu davası açılmasını istiyoruz’’ dedi. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Sorun bildirilmişti İzmir Adliyesi önünde açıklama yapan SES İzmir Şube Başkanı Ergün Demir, meslek örgütlerinin 8 Haziran 2006’da Sağlık Bakanlığı ve il sağlık müdürlüğüne dilekçelerle ilaçların Siyasi güvensizlik aşılıyor ? Baştarafı 1. Sayfada rasında alınan kararlar temelinde ilişkilerin dinamik biçimde geliştiğini belirten Putin ise son 1.5 yıl içinde 6 kez RusTürk zirvesi yapılmasına dikkat çekti. Siyasidiplomatik ilişkilerin son dönemde ulaştığı düzeyden övgüyle söz eden iki lider, siyasi diyaloğun bugünkü aşamaya gelmesinin öncesinde yaklaşık 15 yıldır ekonomik ve ticari bağların oynadığı rolün altını çizdi. Sezer, 1991’de 1.5 milyar dolar civarında olan karşılıklı ticaret hacminin 2005’te 15 milyara çıktığını, önümüzdeki yıllarda ise 25 milyara çıkacağına inandığını belirtti. RusTürk ticaretinin yıllık yüzde 3045 oranlarında artışlarla ilerlediğini kaydeden Putin ise geçen yıl Türkiye’deki Rus yatırımlarının 200 milyon dolarlık hacme sahip olduğunu, bu yıl 3 milyar dolara ulaştığını ve böylelikle Rusya’daki Türk yatırımlarının düzeyine ulaştığını söyledi. İşbirliğini geliştirme isteği Liderler ticaretten turizme, uzay endüstrisinden nükleer enerjiye, ulaşımdan askeriteknik işbirliğine kadar bir dizi konuda işbirliğini geliştirme isteğini dile getirdiler. Mavi Akım projesi ile TürkRus enerji işbirliğinin stratejik adım attığını kaydeden Sezer, Rusya’nın SamsunCeyhan’a katılmasına Türkiye’nin özel önem verdiğini bildirdi. Bölgesel ve uluslararası konularda Moskova ile Ankara’nın konumlarının birbirine yakın olduğunu ifade eden Putin, ‘‘Medeniyetler diyaloğu’’ sürecini desteklediklerini ve ayrıca Karadeniz’deki çok yönlü işbirliğini güçlendirdiklerini söyledi. Dış politikasını AB sürecine oturtan hükümet, gemiyi güvenli bir şekilde karaya doğru oturtuyor! İki yıl önce Türkiye’nin Bulgaristan ve Romanya ile aynı sürecin içinde olacağı iddia edildi; o tren kaçtı. Geçen yıl Hırvatistan’la birlikte olacağı ilan edildi. Önceki gün gelen haberler gösteriyor ki, Hırvatistan da Türkiye’nin önünden gidecek... Kıbrıs’ta hep bir adım önde politikası iflas etti... Ekonomide, Kemal Derviş’in programına hiç dokunmayarak büyük başarı gösteriyorlardı ki, haziran başından itibaren tüm dengeler altüst oldu. Başlıca övünç, enflasyondaki düşüş de sona ermiş durumda... Tarım kesiminde verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı. Çiftçi, tarlasının kıyısına çekilmiş, seçimde vuracağı tokatın şiddetini hesaplıyor. Uzun sözün kısası, girişte vurguladığımız soru siyasetin ortasına düştü: AKP gidici, kim nasıl yükselir? ??? Aslında yaşadığımız durum siyasetin doğasına ters. Eğer bir iktidar, düşüşe geçmişse, bunun karşısında yükselmekte olan parti ya da partiler vardır. Bugün AKP’deki düşüşe paralel olarak, öteki partilerde bir yükseliş yok. İşte bu noktada arayışlar ve bulamayışlar başladı. Ankara’daki arayışları 3 ana bölüme ayırabiliriz: 1 Mevcut partilerden hangisi yükselir, arayışı... 2 Bunlardan biri yükselmiyorsa, birkaçı bir araya gelerek ne yapabilir, arayışı... 3 Madem mevcutlardan bir şey üretilemiyor, yepyeni bir hareket yaratılabilir mi, arayışı... Bugünkü görünüme göre, CHP, MHP ve DYP liderleri birinci şıkkın dışındaki bir arayışı şık bulmuyor. Bizce en ideal olanı arayışın bu şık içinde bulunması. Ancak gerek toplum katmanlarından gelen haberler gerekse çok güvenli olmamakla birlikte kamuoyu araştırmalarının sonuçları, bu yönde bir işaret vermiyor. İkinci şıkla ilgili ‘‘başlangıç’’ düşüncemiz şu: Zorlamalı birleşmelerde ya da birlikteliklerde iki kere iki çoğunlukla dördün altında eder! Geçmişte, iki kere ikinin bir ettiği ortaklıkları bile yaşadık! Üçüncü şık heyecan veriyor ama, siyasette bu tür heyecanların içini doldurmak çok zordur. İşin içine Anadolu katılmazsa, hiç olmaz... ??? Bize göre bugün Türkiye siyasetinin en büyük eksiği şu: Toplumu içine katacak bir ufuk yaratamamak... Geçmişteki, ‘‘Büyük Türkiye’’, ‘‘Ak günlere... Tarlalar fabrikalar, her şey emeğin olacak’’, ‘‘Çağ atlayacağız’’ sloganları toplumun beklentileriyle örtüştüğü için sandıkları doldurdu. Bu sloganlarla iktidara gelenlerin başarıları ayrı konu; yola çıkışta toplumsal arayışların temsilcisi oldular... Etrafımızdaki bunca ateş çemberinin ortasında Türkiye’yi 21. yüzyıla bütün taşıdık. Şimdi Türkiye’yi bu ateş çemberinin ortasından çekip çıkaracak; ekonomisiyle, demokrasisiyle, toplumsal yaşamıyla çağdaş dünya değerlerine ulaştıracak bir hareket aranıyor. Bu bulunamazsa, AKP’ye gün doğar! ankcum?cumhuriyet.com.tr Rusya’ya resmi ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı Sezer, Moskova’daki Kremlin Sarayı’nda Devlet Başkanı Vladimir Putin’le bir araya geldi. Her iki lider de TürkRus iliş kilerinin son yıllarda başarıyla gelişmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. (AP) ‘Neredeyse stratejik’ilişkiler Rusya ile ilişkiler, ‘stratejik ortaklık’düzeyine geldi; ancak bunu dile getirmeden, ona en yakın kavramı yaratmaya çalışıyoruz HAKAN AKSAY Türk ve Rum akademisyenler ? Haber Merkezi Türk ve Rum akademisyenleri ilk kez bir araya getirecek ‘‘İstanbul’da Buluşma: Bugün ve Yarın’’ başlıklı üç günlük konferansta çokkültürlülük ve barış mesajları verilecek. Hilton Oteli’nde bugün başlayacak olan 3 günlük konferansta, İstanbullu Rumların cemaat yapısı, eğitim durumu, ikili ilişkiler, 67 Eylül olayları gibi konular ele alınacak. İzleyicilere açık olarak yapılacak konferans, çalışmalarını dünyanın çeşitli ülkelerinde sürdüren İstanbullu Rum akademisyenleri ilk kez bir araya getirecek. Konferansa Baskın Oran, Murat Belge, Ayşe Buğra, Ioanna Kuçuradi, Murat Güvenç, Halil Berktay, Mete Tunçay ve Murat Güvenç de katılacak. 2008’de ‘Türkiye yılı’ Kültürel Eser Talanı ? Baştarafı 2. Sayfada Dünyada gelişmişlik incelendiğinde: Öncelikli olarak ‘‘sanat ve kültürü’’ ele alanlar ve bu eğitimöğretimden geçen nesiller beyin gücü olarak aydınlanmayı ve gerçek varsıllığı oluştururlar. Bizim gibi önce ekonomiyi düzeltip sonra sanat ve kültürel yapıtları korumak yolunu seçenler eğitimde gerekli çıkışı yapamamıştır. Eğitimde başarı, eğitimin içeriği kadar kurumsal atmosferden de etkilenir. Doğal bilgilerin merkezi müzedir. Eğitimde müze, okuldan bir adım öndedir. Eğitimöğretim projeleri mutlaka kültürsanat donatılı olmalıdır. Trakya Üniversitesi’nde birkaç akademisyen ve öğrenci Allianoi’yi kurtarmaya çalışıyor. Yortanlı Barajı’nın suları altında kalmasını önlemek için mucizeler yaratmaya çalışıyorlar. Öğrencilerimiz ‘‘suyuyla sağlık veren şehri’’ su götürmesin diye adeta cephe savaşları veriyorlar. Bedava çalışıyorlar. Müzecilik, arkeoloji ve sanat tarihi diplomalıların yüzde 80’i işsiz zaten. Kültürel değerlerimizi, doğal zenginliklerimizi, toprağı ve çevreyi eldeki yasalar ile koruyamazken yeni hazırlanan yasa ile korumamız olanaksızlaşır. Yerel yönetimler tam politize kadrolara dönüştü. İyi niyetli olsalar da başaramazlar. Böyle bir yasa, kültürel varlık korumasını bitirir. Yağmalama süreci hızlanır ve erozyonda yaşadığımız gibi bu defa toprağın örttüğü, geleceğe sakladıkları da gider. Ülkenin kültürsüzlüğe tahammülü olamaz. Kültürel ilişkilerin önemine dikkat çeken Türk ve Rus liderler, 2007’de Türkiye’de ‘‘Rusya yılı’’, 2008’de ise Rusya’da ‘‘Türkiye yılı’’ etkinlikleri düzenlenmesini kararlaştırdıklarını açıkladı. Sezer, daha sonra Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’da Başkan Boris Grızlov ile bir araya geldi. Bu sabah St. Petersburg’a gidecek olan Sezer, akşam saatlerinde Türkiye’ye dönecek. Sezer’e eşlik eden Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile başta İran olmak üzere bölgesel sorunları ele aldı. İşadamları buluştu Sezer, Putin’le görüşürken Türk işadamları Rusya Sanayi ve Ticaret Odaları Başkanı ve eski başbakanlardan Yevgeniy Primakov’la bir araya geldi. Aralarında Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Zorlu Holding Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Urban Yönetim Kurulu Başkanı Ali İhsan Akıskalıoğlu, DEİK yöneticileri Tuğrul Erkin ve Turgut Gür’ün de bulunduğu Türk işadamları, ikili ticaretten duydukları memnuniyetin yanı sıra bürokrasi de dahil çeşitli sorunları ele aldı. MOSKOVA Moskova’da pek alışık olmadığımız 30 derecelik sıcağın sıkıntısını Kremlin Sarayı’na girer girmez atlatıyoruz. Bu koskoca saray, bu dev odalar acaba nasıl serinletilir? Türk gazeteciler olarak bu soruya neşeyle cevap ararken bu kez birkaç saatlik bir başka sıkıntımız başlıyor: Kremlin kuralları! Oraya gitme, burada durma, sesini çıkarma!.. Derken iki devlet başkanının açıklamalarından sonra soru sormamıza da izin verilmediğini öğreniyoruz... Putin ve Sezer’in, resmi görüşmelerin başlamasından önce, heyetlerin katılımıyla genişletilmiş toplantının girişinde ve nihayet basın karşısında yaptıkları son açıklamada söylediklerini herkes pür dikkat dinliyor. ‘‘Muhabirlik kaygıları’’ giderek büyüyor: ‘‘Neyi haber yapacağız? Ne bir anlaşma var yapılan, ne de sürpriz bir gelişme!’’ mazsak, ancak son iki yılda böylesine dostça ve samimi ortamlarda bir araya geliyor. Yani siyasi ilişkilerin gelişmesi ve ticari ilişkiler düzeyine yaklaşması çok yeni bir olgu... İki lider de TürkRus işbirliğinin bugünkü düzeyini memnuniyetle tanımlamaya çalışırken sanki biraz anlatım zorluğu yaşıyor gibiler: ‘‘Çok yönlü, güçlendirilmiş partnerlik’’, ‘‘kapsamlı, gelişmiş, çok boyutlu ortaklık’’ ve benzeri tanımlamalar diplomasi dilinin yeni buluşları. Kendi aramızda bunun ne anlama geldiğini tartışıyoruz. Rumlar, Türk mimarı tutukladı ? LEFKOŞA(AA) Kıbrıs Rum polisi, Kıbrıslı Türk Mimar Osman Sarper’i, Metehan Sınır Kapısı’ndan Güney Kıbrıs’a geçerken tutukladı. Sarper’in, aracında Kıbrıslı Rumlara ait olduğu öne sürülen bazı arazilerle ilgili inşaat projeleri bulundurduğu gerekçesiyle tutuklandığı belirtildi. Rum Kesimi’nde dün mahkemeye çıkartılan Osman Sarper hakkında, elindeki projelerin araştırılması amacıyla 8 gün tutukluluk kararı verildi. Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, mimar Osman Sarper’in serbest bırakılması amacıyla Güney Kıbrıs’taki mühendis ve mimar odaları nezdinde girişimde bulundu. Öteki stratejik ortaklarımız ne der? Benim görüşüm şu: Hemen her alanda başarıyla gelişen ilişkiler, bugün artık ‘‘stratejik ortaklık’’ düzeyine geldi dayandı; ancak nedense bu amacı koymaya çekiniyor gibiyiz, onu dile getirmeden, ona en yakın kavramı yaratmaya çalışıyoruz. Yani ilişkilerimiz ‘‘neredeyse stratejik ortaklık’’ aşamasında. Hızla gelişen karşılıklı güven ortamını daha da güçlendirip bir de ‘‘acaba öteki stratejik ortaklarımız ne der?’’ kuşkusunu yendiğimiz anda dilimizdeki bu zorlamayı ortadan kaldırabileceğiz. Bu aynı zamanda, iki ülkenin siyasetten ticarete, bilimden kültüre her alanda birbirine çok daha fazla yaklaşması sonucunu doğuracak... Basit bir ‘iadei ziyaret’ değil Ancak Sezer’in Rusya gezisi böyle bir anlam taşımıyor ki! İmza atmaya gelmedi buraya Sezer. Ama bunun ‘‘diplomatik nezaket’’ten ibaret olan basit bir ‘‘iadei ziyaret’’ olduğunu söylemek de haksızlık olur. Yüzyıllarca savaş ve gerilim içinde yaşamış iki komşu ülkenin liderleri, Atatürk dönemini say Baradei, Türkiye’ye geliyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Muhammed El Baradei’nin 69 Temmuz tarihleri arasında Türkiye’yi ziyaret edeceği bildirildi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Baradei, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in davetlisi olarak Türkiye’ye gelecek. Ziyaret kapsamında Güler ile görüşmesinin yanı sıra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül tarafından kabul edilecek olan Baradei ayrıca, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nda (TAEK) ‘‘Harvesting Nuclear Energy’’ konulu konferans verecek. ABD Büyükelçisi Wilson, ‘demokratikleşme ve güvenlik’konulu konferansa katıldı ‘Karadeniz’de kalıcı donanma istemiyoruz’ İstanbul Haber Servisi ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Ross Wilson, ülkesinin Karadeniz’de sürekli donanma bulundurmak niyetinde olmadığını belirterek ‘‘Amacımız Karadeniz’de dost ve müttefiklerimizle işbirliği yaparak barış ve istikrara katkıda bulunmak’’ dedi. Arı Hareketi ve Marshall Fonu’nun ortaklaşa düzenledikleri ‘‘Karadeniz’de Demokratikleşme ve Güvenlik’’ konulu konferansın ilk gününde konuşan Wilson, Karadeniz bölgesinde saydam, demokratik, dürüst, insan haklarına saygılı yönetimlerden yana olduğunu savundu. Wilson, ‘‘Karadeniz Fonu ile hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunan rejimlere destek vereceğiz’’ dedi. Petrol geçişi için alternatif yolları desteklediklerini söyleyen Wilson, pek çok kişinin, SSCB döneminden kalma anlaşmazlıklara takılıp kalmasını eleştirerek ‘‘ABD, Karadeniz’e sınırı olan bir ülke değil.Ama Türkiye ile 50, Bulgaristan ve Romanya ile 10 yıldır müttefik. Montrö Sözleşmesi’ne de saygılıyız’’ dedi. Gürcistan Başbakan Yardımcısı Giorgi Baramidze Karadeniz’in güvenliğinin önemine işaret ederken Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Siyasi Araştırmalar Dairesi Başkanı Fuad Ahundov ülkesinin topraklarının beşte birinin Ermenistan işgali altında olduğunu vurgulayarak ‘‘Sorun müzakerelerle çözülmezse, toprak bütünlüğüne dayalı başka çözüm gündeme gelir’’ dedi. Gökçek’ten tartışmalı karar ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Anakent Belediyesi, Atık Yönetim Derneği’ne (AYD) bağlı kuruluşları kapama kararı alarak AYD’ye bağlı kuruluşlara 1. sınıf işyeri açma ruhsatı almayı zorunlu kıldı. Karara tepki gösteren AYD’den yapılan açıklamada, ‘‘AB müzakere sürecinde kendini her geçen gün daha da geliştiren kuruluşlarımızın teşvik görmesi gerekirken Anakent Belediyesi tarafından önümüz kesilmektedir’’ dedi. Kuruluşlar ruhsat almalarına karşın bu sefer de anakente yakınlığıyla bilinen ‘‘ITC firmasıyla’’ çalışmaya zorlandığı bildirildi. Mahkeme: Bush yetkilerini aştı ? WASHINGTON Amerikan Yüksek Mahkemesi, ABD Başkanı George Bush’un, Guantanamo’daki tutsakların savaş suçları için askeri mahkemede yargılanması emrini vererek yetkisini aştığına karar verdi. Hâkim John Paul Stevens tarafından kaleme alınan kararda, bunun Amerikan yasaları ve Cenevre sözleşmelerinin ihlali olduğu belirtildi. Karar, Usame Bin Ladin’in şoförü ve koruması Yemenli Salim Ahmed Hamdan davasıyla ilgili olarak verildi. Büyükelçi Wilson. CUMHURİYET 08 K