27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Gülen’in eski yaveri, cemaatin Türkiye’yi işgal etmeye hazırlandığını söyledi DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Fethullahçılık ihanet şebekesi’ ülen’in 25 yıl boyunca başyaverliği ve kuryeliğini yaptığını belirten Nurettin Veren, Fethullahçı örgütlenmenin 7.5 milyar dolarlık ekonomik güce ulaştığına, Türkiye’de dershaneye giden 4 çocuktan 3’ünün tarikatın eline düştüğüne dikkat çekti. Arayış... Bülent Ecevit ‘‘Cumhuriyet İçin İttifak’’ girişimine başlarken ilk görüş alışverişini bu yılın şubat ayında gerçekleştirdi. Medya, uzun bir siyaset geçmişine ve birikimine sahip olan eski başbakanın bu girişimini uzun süre görmezden geldi. Geride kalan dördüncü ayın sonunda, girişimi sürdürmeyi, hem eşine hem de ülkeye bir vefa borcu olarak üstlenmiş olan Rahşan Ecevit’in tutumunu yadırgayanlara en kestirme cevabı Demirel veriyor. 9. Cumhurbaşkanı, önceki gün kendisini ziyarete gelen Bayan Ecevit ile görüşmeye başlamadan önce gazetecilerin bu doğrultudaki sorularını ‘‘arayışların ihtiyaçtan doğduğunu’’ vurgulayarak yanıtlıyor. ‘‘Neymiş o ihtiyaç?’’ diyenlere, benim vereceğim iki yanıt olacak. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, ‘‘cumhuriyetin kazanımlarını tehlikeye sokan gözü kara girişimlere dur diyecek demokratik ve sivil birlikteliği oluşturmak’’. İkincisi de yüzde 26’lık bir seçmen oyu ile parlamentodaki sandalyelerin yüzde 65’ine sahip olmak. G ethuhllahçı örgütlenme büyük bir ekonomik güce ulaşınca 1993’te harekete geçildiğini anlatan Veren, “Bir cami nasıl milletin parasıyla yapıldıysa Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonu da aynen öyle yapıldı. Sonra Asya Finans’ı kurdum” diye konuştu. F analtürk televizyonunda, Merdan Yanardağ’ın sunduğu ‘‘Yolsuzluk ve Yoksulluk’’ adlı programa katılan Nurettin Veren, ‘‘Cumhuriyet savcılarının anlatacaklarımı ihbar kabul etmesini istiyorum. Bu davanın tanığı da sanığı da olmaya hazırım’’ dedi. K MEHMET FARAÇ Fethullah Gülen’in 25 yıl boyunca başyaverliği ve kuryeliğini yaptığını belirten Nurettin Veren, ‘‘gizli bir örgüt’’olarak nitelendirdiği ‘‘Fethullahçılar’’ın içyüzünü anlattı. Veren, ‘‘Biz 12 kişi hayır için yola çıktık ancak örgütlenmenin devleti içten ele geçirme planı olduğunu anlayınca aforoz edildim. Gülen beni öldürtmek istedi’’ dedi. Uzun süredir bazı yayın organlarında ve kendi web sayfasında ‘‘Fethullahçıların düzeni ele geçirme planları’’nı deşifre etmeye çalışan Nurettin Veren, önceki gece Kanaltürk televizyonunda, Merdan Yanardağ’ın sunduğu ‘‘Yolsuzluk ve Yoksulluk’’ adlı programa katıldı. Konuşmasına başlamadan önce, ‘‘Cumhuriyet savcılarının anlatacaklarımı ihbar kabul etmesini istiyorum. Bu davanın tanığı da sanığı da olmaya hazırım’’ diyen Veren, Gülen’le nasıl yola çıktığını şöyle anlattı: ğumlu olmasına karşın Atatürk öldükten sonra, 1938’de doğduğunu söyler ve kurtarıcı olduğunu ima etmeye çalışırdı. Ancak tasavvuf ve gönül adamı, bir Mevlana ve Yunus Emre gibi takdim edilen bir insanın bugün Irak’ta 400 bin Müslümanın ölümüne yol açan Amerika’da ne işi var? Siz hiç 137 dönümlük arazide 8 villa içinde 100 hizmetkârla yaşayan bir Yunus Emre gördünüz mü’’ diye sordu. Niçin ‘‘cephe değil’’? Medyanın da siyasi partilerin de bir bölümü, böyle bir birlikteliğin ‘‘cephe’’ görünümü taşıyacağını düşünüyor. Rahşan Ecevit, önceki gece ‘‘ANKA’’ ajansının yayımladığı söyleşisinde, bu kuşkuları karşılamak amacıyla kendisinin sol ya da sağ ittifaktan söz etmediğinin altını çiziyor. Sağı da solu da bir araya getirmeye çalıştığını anımsatıyor. O söyleşiden anlıyoruz ki, ‘‘arayış’’ bir yeni parti çatısı oluşturma amacını taşımıyor. Bülent Bey’in, bu oluşuma katılacaklar için şubat ayında önerdiği Yılmaz Büyükerşen adını da özellikle vurgularken, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın, hem sağdan hem de sol seçmenden destek ve oy alabileceğini yineliyor. Medyadan öğrendiğimiz kadarıyla Demirel ile yapılan ilk görüşme olumlu geçmiş. Bayan Ecevit, bu görüşmeyi ‘‘ilk’’ olarak tanımlayarak, 9. Cumhurbaşkanı ile ileride tekrar bir araya gelebileceğini söylüyor. Yol haritasında sadece siyasal partilerin değil; bazı eski politikacıların ve sivil toplum örgütü önderlerinin de bulunduğunu öğrendiğimiz Rahşan Ecevit’in buluşacağı bildirilen ilk genel başkan Deniz Baykal’dı. Dün sabah, Milliyet’te Fikret Bila’ya, ittifak yerine DSP ile birleşme için sıcak açıklamaları yayımlanan Baykal’ın söyledikleri, birleşmeden çok Yeni Türkiye Partisi için uyguladığı modeli anımsatıyordu. CHP Genel Başkanı, gözüne kestirdiği kimi DSP’lileri bundan öncekiler gibi yanına çağırmayı, gelenler olursa onlarla mutlu aile babası fotoğrafları çektirmeyi düşlemiş olmalıydı ki Rahşan Ecevit ile buluşmasını fotoğraflamak için ısrar eden gazetecilere ‘‘daha ciddi işlerle meşgul olmaları’’ uyarısını yaptı. Buluşma öncesi grup toplantısında da ‘‘Bizim ne çatı aramaya ne de birleşmeye ihtiyacımız var’’ sözleri ile, peşin bir öneri reddinde bulundu. CHP Genel Başkanı, apaçık sorunu, barajı aşabilmek amacıyla bazı partilerin bir araya gelme çabası olarak gören ‘‘bir söylemin içinde’’ olmalı. Ya da bir tür, ‘‘ihtiyaçtan transfer isteyenleri’’ aramaya çıkmış. Bayan Ecevit’in şu sözlerini birkaç kez okumanın kimseye, o arada Deniz Baykal’a da zarar vermeyeceğini düşünüyorum: ‘‘..Biraz zor bir iş. Onu ben de biliyorum. Her konuda zor bir iş ama bir araya gelip halledilemeyecek bir iş yoktur diye düşünüyorum. Eğer ülkelerini seviyorlarsa...’’ Beni öldürtmek istedi Gülen’in gerçek amacının kilit noktalarda kadrolaşarak devleti ele geçirmek olduğunu belirten Veren, bu planı anladıktan sonra ikazlarda bulunduğunu, bu yüzden aforoz edildiğini anlattı. Veren şöyle konuştu: ‘‘1995’te fikren ve kalben koptuk. Hayır için yola çıkmıştık ama örgüt çatısı içinde kullanıldık. Gördük ki çatal bıçak için kurulan bir fabrika, silah fabrikasına dönüşüyor. Devleti içten ele geçirecek bir plan olduğunu sonradan anladık. Tepki koyduk, ikaz edilince dış görevlere gönderildik. ABD’de 30 gün birlikte kaldık. 50 kiVeren, Fethullah şinin önünde beni öldürtmeye kalktı. Gülen’in Bu hücum ve cinnet karşısında canıkendisini insan mı zor kurtardım. Gülen, ‘FBI ve üstü, ileriyi CIA’yı arayın, bu adamı öldürtün’ gören, her şeyi dedi. Sonra Türk devletinin görevlenönceden bilen dirdiği polise ‘Silahını çek vur bunu’ bir canlı olarak diye bağırdı. İnsanlar itaat etmeyince tanıttığını belirtti. Veren, şömine demiriyle üzerime hücum etti. Sonra New York’ta gece yarısı sokağa Gülen’in amacının devleti atıldım.’’ Gülen’in gerçek amacının dünyayı ele geçirmek olduğunu yönetmek olduğunu ve ‘‘hastalık yasözlerine ekledi. lanıyla ABD’ye kaçtığını’’ belirten Veren, sözlerini ağlayarak ve Atatürk’e övgüler dizerek şöyle tamamladı: ‘‘Gülen, Türkiye’deki örgütlenmesilen, evli müritlerin eşlerini burunlarından tonin 2000 yılında kendini amorti ettiğini söypuklarına kadar kapatmalarını istedi. ‘Siz ledi. Yetiştirdiği vali, emniyet müdürü, kaybaşlatın gerisi gelir’ dedi. Kadınlarımız da makam ve komutanlar var. Cumhuriyet gasiyah gözlükler ve eldivenler taktı. Ben de zetesi, ‘Tehlikenin farkında mısınız?’ diyor. eşimi öyle giydirdim. Toplum kamplara böEvet bu örgütlenme bir işgaldir, ihanet şebelündü. Sonra da bu örgütlenme fark edilince cemaate, ‘Başı açık kadınlarla evlenin’ dedi. kesidir. Yargıtay’a yönelik saldırıda birçok insan bir kare fotoğrafta göründü diye zanlı Bu yüzden cemaat içindeki başı kapalı kaoldu. Elimde yüzlerce fotoğraf ve belge var. dınlar dul kaldı!’’ Savcıları göreve çağırıyorum. Kimse bir şey Gülen’in kendisini insan üstü, ileriyi göyapmıyorsa demek ki Fethullah’ın dokunulren, her şeyi önceden bilen bir canlı olarak mazlığı var.’’ tanıttığını belirten Veren, ‘‘Kendisi 1941 do Takıyye yapıyor ‘‘Biz 1970 yılında 12 insan yoksul öğrencilerin okutulması ve hayır işleri için yemin ederek yola çıktık. Yıllar boyunca bu dava uğruna hasır üzerinde oturdum. Küçük hayırlarla büyük finanslar elde ettik. Kaydı olmayan yardımlar Fethullah’a teslim edildi. Büyük ekonomik güce ulaşınca 1993’te harekete geçildi. Bir cami nasıl milletin parasıyla yapıldıysa Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonu da aynen öyle yapıldı. Ancak Zaman gazetesi 20 yıl boyunca banka reklamı almadı. Çünkü Fethullah banka reklamı gibi, kola içmeyi, kot giymeyi de haram kılmıştı. Sonradan Asya Finans’ı kurdum. Gazetesine banka reklamı almayan Gülen daha sonra Bank Asya’yı kurdurdu. Gülen Müslümanlara takıyye yapıyor.’’ Nurettin Veren, Fethullahçı örgütlenmenin 7.5 milyar dolarlık ekonomik güce ulaştığını, Türkiye’de dershaneye giden 4 çocuktan üçünün tarikatın eline düştüğüne dikkat çekti. Veren, ailelere, ‘‘Çocuklarınızı terörden kurtarmak isterken Fethullah örgütüne teslim ediyorsunuz. Uyanın, gerçeği görün’’ diye uyarıda bulundu. Gülen’in bütün şirketlerinin adını kendisinin koyduğunu belirten Veren, ‘‘Ama bunun belgesini bulamazsınız. Çünkü hiçbir il legal örgütün belgesi olmaz’’ dedi. Türbanı biz başlattık Nurettin Veren, Türkiye’de önemli bir sorun haline gelen türbanın Fethullah Gülen’in talimatıyla bir furyaya dönüştürüldüğünü ifade ederken şöyle konuştu: ‘‘Gülen’in talimatıyla birçok arkadaşımız 50 yaşına kadar evlenmedi. 1970’lerde ve 1980’lerde Türkiye’de türban diye bir sorun yoktu. Bunu topluma biz enjekte ettik. Gü Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net TÜSİAD’IN HAZIRLADIĞI RAPOR Son 6 yılda 50 kişi namus cinayeti kurbanı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi’nin raporuna göre, son 6 yılda 50 kişi namus nedeniyle işlenen suçlarda yaşamını yitirdi. Avukat Remziye Tanrıkulu, ‘‘Buna neden olan anlayış, kadının ikincil konumunu muhafaza etmek amacına yöneliktir’’ dedi. Burjuva radikalleşiyor Türkiye Barolar Birliği’nin hazırladığı terorizm raporunda, radikal İslamcı terör örgütleri içinde burjuva kökenden gelenlerin sayısının arttığı vurgulandı ANKARA (ANKA) Türkiye Barolar Birliği (TBB), dünyada ve Türkiye’deki terör, terorizm ve terörist üzerinde yaptığı araştırmayı raporlaştırarak yayımladı. İlginç bulguların yer aldığı rapora göre, Türkiye’de üniversite gençliğinin terör eylemlerinden uzaklaştığı belirtilirken, ‘‘Radikal İslamcı terör örgütleri içinde burjuva kökenden gelenlerin sayısında artış olduğu’’ belirtildi. TTB’nin raporunda, ‘‘Yer verdiğimiz araştırmaların gösterdiği gibi, terorizm hiçbir zaman proleterin silahı olmamıştır’’ denildi. Yapılan araştırmalarda ‘‘toplumun orta ve üst kesimlerinin terörle daha içli dışlı olduğu’’ kaydedilen Raporda, şu tespit yapıldı: ‘‘Çünkü terorizm, en azından lider kadrolar ve ‘tebliğciler’ itibarıyla, belli düzeyde eğitim almış, ülkenin ve toplumun koşullarını sorgulayabilecek, 2030 militandan da ibaret olsa bir topluluğu ölüme götürebilecek liderlik vasıflarına sahip, dış destek unsurlarıyla irtibat kurabilecek, biraz da olsa siyaset yapabilecek insanlara gerek duymaktadır.’’ Radikal İslami terörün hedef kitlesinin düşük eğitim düzeyliler olduğuna dikkat çekilen raporda, ‘‘her ırktan, ulustan, ülkeden terörist çıkabileceği, ancak terorizmin sadece belli ülkeler için sürekli olabileceği’’ belirtildi. Raporda, ‘‘Bazı ülkeler ırklar, dinler ve uluslar bizatihi terorizmi ve teröristi yaratmasalar bile, o ülkelerin, ulusların, ırkların ve dinlerin özellikleri, konumları, koşulları, tarihleri, terorizmin ve teröristin yaratılması için elverişli bir ortam mı oluşturmaktadır? Düşüncemize göre soru böyle soruluyorsa cevabı evettir’’ denildi. Raporda, ‘‘Ne Yapılmalı’’ başlığı ile terorizm konusunda özetle şu önerilerde bulunuldu: ‘‘Anayasanın kuruluş ideolojisi doğrultusunda partiler üstü bir devlet politikası oluşturulmalı. Bu politika milli çıkarlara uygun olmalı. Ülkenin maruz kaldığı tehditlerin şiddetine uygun olarak kontrterör veya antiterör dozajı güçlü değişimler planlanmalı. Hiçbir ülke terorizmle mücadele ederken, demokrasi ile temel hak ve özgürlükler kulvarında şampiyonluğa koşamaz, çok fazla tehdide muhatap bir ülkenin asla böyle bir lüksü olamaz. Yasal düzenlemeler, terörle mücadeleyi zaafiyete uğratmayacak, çağdaş evrensel hukuka ters düşmeyecek dille yazılmalıdır.” 12 yıl önerisine uzman desteği EMEL KILIÇ Lice’de araç tarandı: 1 ölü ? LİCE (AA) Diyarbakır’ın Lice ilçesinde Abalı köyü yakınlarında plakası belirlenemeyen bir otomobile kimliği belirsiz kişi veya kişilerce ateş açıldı. Saldırı sonucu M. Emin Okşak adlı kişi olay yerinde öldü, Ömer Türkmen yaralandı. 3 kardeşe tarlada infaz ? ELBİSTAN (AA) Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine bağlı İncecik köyü Körpınar mevkisinde, kendilerine ait tarlada çalışan Hacı Mustafa (33), Ali (22) ve S. M. (17), kimliği belirlenemeyen kişilerin silahlı saldırısına uğradı. Kardeşler olay yerinde yaşamını yitirdi. Cumhuriyet savcısı olayla ilgili soruşturma başlattı. Patlayıcıyla oyun kanlı bitti ? DOĞUBEYAZIT (AA) Ağrı Valisi Halil İbrahim Akpınar, Doğubayazıt’a bağlı Çelenli köyündeki Ziyaret karakolu civarında niteliği belirnemeyen bir patlayıcıyla oynayan 5 çocuğun yaralandığını açıkladı. Akpınar, hastaneye kaldırılan 3 çocuktan 1’inin kolunun koptuğunu, 2’sinin durumlarının ağır olduğunu bildirdi. Wilson, terör örgütüne karşı ‘ellerinden geleni yapmadıklarını’ söyledi ABD elçisinden PKK itirafı İZMİR / ANKARA (AA)ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, ABD’nin terör örgütü PKK ile mücadelede Türkiye’ye destek verme konusunda ‘‘tatmin olmadığı’’ itirafında bulundu. ABD’nin bağımsızlığının 230. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde İzmir’de verilen resepsiyona ev sahipliği yapan Wilson, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün İran ziyareti sırasında ‘‘doğru yerde durduğuna ve uluslararası toplumla aynı doğrultuda mesajlar ilettiğine emin olduğunu’’ söyledi. Türkiye’nin İran konusundaki tavrının ‘‘çok güçlü ve net’’ olduğunu ifade eden Wilson, Türkiye’nin, terör örgütünün Irak’ın kuzeyindeki faaliyetlerinin durdurulması yönünde ABD’den beklentileri olduğunun anımsatılması üzerine şunları söyledi: ‘‘İran, Irak, Ortadoğu barışı ve Türkiye’nin AB üyeliği süreci ve birçok başka konuda işbirliğimiz ve birlikteliğimiz sürüyor. Üzerinde çalışmamız gereken daha birçok konu var. Türkiye’nin PKK ile mücadelesine yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi, ABD’nin yapabileceği her şeyi yaptığı konusunda tatmin olmuş değilim. Bazı ilerlemeler kaydettik, yapmamız gereken şeyler var, Rice da nisandaki ziyaretinde bu konuya değinmişti.’’ İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Peter Westmacott, DTP’nin PKK ile aralarına mesafe koyamayacaklarına ilişkin açıklamasını ‘‘Demokrasilerde siyasi partilerin siyasi amaçlarla şiddet kullanımını reddetmesi gerekir’’ diye değerlendirdi. ÇHD: Tecrit son bulsun ? İstanbul Haber Servisi F tipi cezaevlerindeki tecritin son bulması için ölüm orucuna başlayan avukat Behiç Aşçı’nın eyleminin 83. gününde olduğuna dikkat çeken Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi üyeleri, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e mektup göndererek tecritin son bulmasını istediler. ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı Fatma Gülyolcu, ‘‘Tecrit uygulaması tartışılabilmeli’’ diye konuştu. Büyükelçi Ross Wilson. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasına yönelik yayımlanan ‘‘Eğitim ve Sürdürülebilir Büyüme’’ adlı rapor, uzmanlar tarafından desteklenirken; yeterli finansman, altyapı eksikliği gibi pek çok sorunun giderilmesi gerektiğine dikkat çektiler. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Tahsin Yeşildere, ‘‘Zorunlu eğitim 12 yıla çıkmalı, ancak eğitimde eşitlik sağlanarak bu yapılmalı. Bütün Türkiye’deki il ve ilçelerde, ezbere dayanmadan, sorgular nitelikte, araştırmaya dayalı bir eğitim sistemi olmalı. Aksi halde halde zorunlu eğitimin 12 yıla çıkması bir anlam ifade etmiyor’’ dedi. Yeşildere, Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkması ile birlikte dine ve tek görüşe dayalı eğitimden de vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti. Çocuğa 3 yaşından başlayarak, 18 yaşına kadar devlet tarafından parasız bir eğitim verilmesi gerektiğini EğitimSen Başkanı Alaadin Dinçer ise şöyle konuştu: ‘‘Çocuk alan seçimine, iki temel alan olan mesleki ve akademik alana lise 1’de yönlendirilmeli. Lise 2’ye gidecekler akademik alanda teknik, fen, sosyal, sanat bilimlerine yönlenebilmeli. Bu, kredili sistemi öngörüyor. Çocuk lise son sınıfa geldiğinde hangi kredideki dersleri toplamışsa o alandaki üniversiteye gidebiliyor. Bu sistemle üniversite sınavı kalkacak.’’ Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Burhan Şenatalar da ‘‘12 yıl zorunlu eğitimi gerçekleştirebilmek için finansman, yeterli öğretmen, okul ve altyapı gerekiyor. Mesleki eğitim Türkiye’de çok zayıf. 12 yıllık zorunlu eğitime geçildiğinde, eğitimin içini nasıl dolduracağımız önemli’’ dedi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan ise şunları söyledi: ‘‘12 yıllık zorunlu eğitim, eksiklere karşın gerçekleşmeli. Ortaöğretimin dört yıla çıkarılması büyük yanlış. MEB’in, geçen bir yılda gelinen ‘sıfıra sıfır elde var sıfır’ durumunu algılayıp daha fazla ısrar etmemesi gerekiyor’’ diye konuştu. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle