27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA 4 HABERLER İhale süreci bitmeden depolara doldurulan trilyonluk malzemeler için formül aranıyor GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Bir Ali Dibo da MEB’ de FIRAT KOZOK Kana ve Umuda İlişkin Hiç şüpheniz olmasın bu bir krizdir, hem de göstere göstere gelen bir kriz. Üstelik çok yetersiz bir kadroyla yakalandık. Bugün ekonominin yönetimindekiler kapitalizmin ‘‘tarih öncesi’’ dönemlerinden kalma bir kafaya sahip olduğundan (Paranoyak dostum ‘‘Bile bile yapıyorlar, çünkü sadakatleri başka bir yere’’ diyor, ama siz ona bakmayın, ne de olsa hasta) her attıkları adım bu krizi daha da derinleştiriyor. Önce faiz arttırmaya başladılar, sonra yabancılar için vergi stopajını kaldırdılar, şimdi de spekülatöre en az zararla çıkabilmesi için gerekli doları sunmaya hazırlanıyorlar. Kaçmasını istemediği değerli kuşa, pencereleri açarak kolaylık gösteren bir saçmalık var karşımızda. İngilizler, aç gözlü pazarlıkçılara ‘‘Yeter! Kan mı istiyorsun?’’ deyimiyle tepki gösterirler. Spekülatör, sonunda, ‘‘Kanını istiyorum’’ dedi, bizimkiler de olur diyor, doğru jilete koşuyorlar... Nasılsa kendi kanları değil! ANKARA İlköğretim 4. ve 5. sınıf fen ve teknoloji dersi için kullanılacak trilyonlarca liralık malzemeyi ihale süreci bitmeden depolarına kabul eden, ancak Talim ve Terbiye Kurulu’nun (TTK) bazı malzemelere onay vermemesi nedeniyle sıkıntı yaşayan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), çözüm arıyor. Bakanlık, bugüne kadar TTK komisyonlarınca incelenen ancak onay verilmeyen ders araç gereçlerini ‘‘eğitim aracı’’ kapsamından çıkararak ‘‘donatım aracı’’ statüsüne sokmaya çalışıyor. Bakanlık bu yolla, araç ve gereçlerin incelemesini TTK’den alarak Eğitim Araçları Donatım Dairesi ? Milli Eğitim Bakanlığı, ihale bitmeden bir firmanın mallarını kendi depolarına doldurarak bir skandala imza atmıştı. Mallar içinde Talim ve Terbiye Kurulu’nun onayından geçemeyecek kalitesiz araç ve gereçlerin de olduğunun ortaya çıkması üzerine bakanlık, kurulu devre dışı bırakarak kalitesiz malların kabülünü sağlamak için harekete geçti. Başkanlığı’na vermeyi planlıyor. Edindiğimiz bilgilere göre, MEB özellikle ilköğretim 4. ve 5. sınıfların eğitim araç ve gereçlerinin ihalelerinde karşılaştığı sorunları aşmak için yeni bir formül geliştiriyor. Bakanlık, TTK’nin birçok eğitim araç ve gerecindeki inceleme yetkisini elinden almaya hazırlanıyor. Plana göre bakanlık, sorunlu ihalelerdeki eğitim araç ve gereçlerini ‘‘donatım malzemesi’’ statüsüne sokmayı planlıyor. Bu yolla, yetkisi ‘‘eğitim araç ve gereçlerini inceleme’’ olan TTK devre dışı kalıyor ve devreye Eğitim Araçları Donatım Dairesi Başkanlığı giriyor. Başkanlık tereddüde düşmüş Bakanlık yeni planının ilk adımını geçen ay attı. Ortada herhangi bir mevzuat değişikliği olmamasına karşın Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanlığı, TTK’ye ilginç bir yazı gönderdi. ‘‘B.08.0. EDD.0.30.07.00’’ sayılı yazıda, başkanlık tarafından öğrencilerin atölyelerde kullanacağı ders ‘G ÇGD Lokali’ne bakanlık engeli EREKÇE İÇKİ İÇİLMESİ’ ? Ankara’da gazetecilerin akşamları uğrak yeri olan ÇGD Lokali girişinin saat 18.00’de kapatılması istendi. AKM Alan Müdürü ‘adli olaylar’ için bu kararı aldıklarını belirtirken ÇGD Başkanı Abakay, ‘‘Biz diğer gerekçelerin dışında lokalde içki içildiği için bu kararın alındığını düşünüyoruz’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da gazetecilerin uğrak yerleri arasında yer alan Atatürk Kültür Merkezi (AKM) alanındaki Çağdaş Gazeteciler Derneği Lokali, bakanlık engeli ile karşılaştı. AKM Alan Müdürü Salih Yavuzer, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un da oluru ile lokal girişinin akşamları saat 18.00’de kapatılacağını bildirdi. Ankara’da gazetecilerin akşamları sohbet ettikleri, buluşma yerlerinden olan ÇGD Lokali’nin ana girişi, bundan böyle akşamları saat 18. 00’den sonra kapatılacak. Lokalin bulunduğu AKM’nin Alan Müdürü Salih Yavuzer imzasıyla gönderilen yazıda şöyle denildi: ‘‘İlgide kayıtlı bakan oluru gereği AKM 1 No’lu Alanı içerisinde gerekli denetimlerin sağlanabilmesi, gelişen bazı adli olayların engellenebilmesi ve kapı giriş ve çıkışlarında denetimin sağlanabilmesi için Kazım Karabekir Caddesi Girişi Doğu Kapısı’nın 26.06.2006 Pazartesi günü akşam mesai saati bitimini müteakip 18.00’den itibaren, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Kapısı’nın ise 24.00’ten itibaren kapatılacağını duyurur, AKM 1 No’lu Alanımızı kullanan tüm işletmelerin gerekli önlemleri almalarını hassasiyetle rica ederim.’’ ÇGD Başkanı Ahmet Abakay, lokalin ana girişi dışında alana ulaşımı sağlayan Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Kapısı’nın çok uzakta kaldığına işaret etti. Kararın bir ‘‘ilk adım’’ olduğuna işaret eden Abakay, ‘‘Ana giriş dışındaki diğer kapıyı kullanmak isteyenlerin uzun bir süre dolaşması gerekecek’’ dedi. Abakay şöyle devam etti: ‘‘Bu uygulama ÇGD’nin tüzel kişiliğine ve meslektaşlarımızın sosyal tesisine yapılan yasadışı bir eylem ve mahkemelerin vermediği, haksız, hukuksuz ‘fiili’ bir dernek kapatma kararıdır. Diğer gerekçelerin dışında lokalde içki içildiği için bu kararın alındığını düşünüyoruz.’’ Abakay, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’a gönderdiği yazıda da şunları kaydetti: ‘‘ÇGD’nin 15 yıldan bu yana AKM Alanı içerisinde kullandığı lokali, Bakanlığınızdan gelen, gerekçesi anlaşılmaz yazı ile kapatılma sürecine sokulmaktadır. Sizin de takdir edeceğiniz ve her meslekte olduğu gibi gazeteci meslektaşlarımız da lokali iş çıkışı, akşam yemekleri saatlerinden sonra kullanmaktadır. ÇGD Lokali’nin giriş kapısının saat 18.00’de kapatılması demek, ÇGD’nin tüzelkişiliğine ve meslektaşlarımızın sosyal tesisine yapılan yasadışı bir eylem ve mahkemelerin vermediği, haksız, hukuksuz ‘fiili’ bir dernek kapatma kararıdır. Bu kararın bilginiz dışında alındığına inanmak istiyor ve söz konusu kararın derhal kaldırılmasını bekliyoruz.’’ İĞNELİ FIRÇA Başkanlığın başvurusu üzerine, TTK tarafından bir inceleme komisyonu oluşturuldu. Ancak oluşturulan komisyondan 3 üyenin rapor alması sonucu yeni bir komisyon oluşturuldu. ve araç gereçlerinin alınacağı, bunun TTK’nin, tamamı teknik aletlerden için kuruldan eğitime uygunluk ona oluşan liste için oluşturduğu komisyoyı alınıp alınmayacağı konusunda ‘‘te na da bazı branş öğretmenlerinin yareddüde düşüldüğü’’ belirtildi. Yazıy nı sıra alanları Türk dili ve edebiyatı la birlikte gönderilen ek listede ise çar ile ticaret ve turizm olan öğretmenler pıcı malzeme isimleri yer aldı. Toplam de alındı. Komisyon tarafından hazır114 kalemlik listede, daha önce TTK’ce lanan raporda, listedeki 114 araçtan oluşturulan komisyonlar tarafından 30’unun eğitim aracı olduğu, 84’ünün ‘‘eğitim araç gereci’’ olarak incelenen de donatım aracı olduğu belirtildi. Koancak onay verilmeyen buna karşın misyon raporuna, 3 üye şerh koydu. Hasanoğlan Ders Aletleri Yapım Mer Üyelerin, şerhlerinde ‘‘branşlarının kezi depolarına yerleştirilen bazı ürün dışında bir alet hakkında karar veremeyeceklerini’’ belirtmeleri dikkat çekler de yer aldı. ti. Ancak komisyonun hazırladığı rapor bir süre sonZAFER TEMOÇİN ra ‘‘bilinmeyen bir nedenden’’ ötürü değişti. Daha önce şerh koyan bir komisyon üyesinin imzası olmadan hazırlanan ikinci raporda, donatım aracı olduğu belirtilen kalemlerin sayısı 91’e çıkarken eğitim aracı olarak belirlenen kalemlerin sayısı 22’ye çekildi. Raporda, daha önce TTK komisyonları tarafından eğitim aracı olarak incelenen birçok kalemin de donatım aracı olduğuna karar verildi. Üst komisyona havale edilen rapor onaylanırsa, benzer araç ve gereçler için bundan sonra TTK’nin onayı aranmayacak. Ptoleme ve Kopernik(*) Krize (pardon, düzeltme, sarsıntı, dış tsunami, volatilite diyecektim) ilişkin tespitlerde iki paralel yaklaşım egemen. Biri, ‘‘Bu durum da nereden çıktı, her şey iyi gidiyordu, birazdan mutlaka geçer’’ havasında. Öbürü, gözünü, borsa, faiz, döviz fiyatı, enflasyon, cari açık gibi göstergelere dikmiş. Birincisi, ezberi bozulduğundan şaşkın. İkincisinin, piyasalarda çakan kıvılcımlardan gözleri kamaşmış, önünü göremiyor. Bunlar, Ptoleme döneminin insanını anımsatıyorlar: O insan, güneş tutulunca, tanrıların işareti sanır, yıldızların hareketlerine bakıp dünyanın, evrenin merkezinde olduğuna inanırdı. Bunlar da ekranlara bakıp, borsa, faiz, döviz, enflasyon gibi kategorilerin salt piyasa ilişkisi olduğunu, piyasanın evrenin merkezi olduğunu sanıyorlar. Kopernik ise yıldızların görüntülerini, gerçek hareketlerini çözümleyerek açıklayan ve aslında dünyanın evrenin merkezinde olmadığını kanıtlayan bir başka sistem geliştirdi, modern zamanların düşünsel köşe taşlarını koymuş oldu. Ekonomiye, Ptoleme’nin değil de Kopernik devrimi sonrasının aklıyla bakarsak görüntü değişecektir: O zaman karşımıza, piyasada özgürce hareket ediyormuş gibi görünen öznelerin (dolayısıyla borsa, faiz, fiyat, döviz hareketlerinin), aslında emeksermaye arasındaki ilişkilerden kaynaklanan, daha içkin, ancak üretim, yatırım, üretkenlik, kârlılık, sömürü gibi kategorilerle anlaşılabilen süreçler tarafından koşullandırıldığını gösteren bir sistem çıkar. Her ne kadar kapitalizm ‘‘finansal aşamaya geçti’’ deniyorsa da inanmayın. Bu her tarihte her yapısal krizde yaşanmış bir durum. Birileri piyasada alıp satmaya başlamadan önce başka birilerinin mutlaka, belli bir verimlilik, kârlılık düzeyinde üretmiş olmasının gerekli olduğunu, spekülasyonun üretilmiş ve birikmiş değerlerin üzerinde yapıldığını anımsamamız yeter. Şimdi siz, bu krizi aşmak için tedbir almaya kalkanların, üretimden ve koşullarından söz ettiklerini görüyor musunuz? Sanki bu düzey hiç yok! Halbuki, spekülatör kaçmasın diye, aldıkları tedbirler (faiz, stopaj, MB rezervlerini çözmeye başlamak) bu düzeyi doğrudan etkiliyor: Artan maliyetler, iflaslar, işsizlik, yoksulluk ekonomik daralma getirecek. ‘‘Başvuran her dört kişiden üçü konut kredisi almaktan vazgeçti’’ başlığı tam da bunu, üretimin motor sektörlerinden birinin çöküşünü haber vermiyor mu? ‘Ali Dibo MEB’de’ Konuyu değerlendiren EğitimSen 2 No’lu Şube Başkanı Özgür Bozdoğan, bir bilgisayar ya da televizyonun idareci odasında kullanılması durumunda donatım, sınıflarda kullanılması durumunda eğitim aracı olacağını söyledi. Donatım araçlarında bir standart bulundurma zorunluluğu olmadığını kaydeden Özgür Bozdoğan, şöyle konuştu: ‘‘Biz baştan beri, Çin’den ithal edilen ürünlerin standartlarının uygun olmadığını söylemiştik. Son yapılan işlem de buna zemin hazırlıyor ve haklılığımızı ortaya koyuyor. Son birkaç aydır MEB’de de bir Ali Dibo yaklaşımı hâkim. Basında bu kadar çıkmasına ve kamuouyunun yoğunlaşmasına rağmen bakanlığın bu süreci sürdürüyor olması daha da vahim bir durum.’’ Umut var ama... Kafka, ‘‘Umut var ama bizim için değil’’ diyordu. Bence de ‘‘umut var ama’’, bu kadroyla değil! Hele, eroin bağımlısının her mal bulduğunda ‘‘çare’’ bulduğunu sanması gibi, ‘‘sıcak paradan’’ ve anında çözümlerden medet umarak hiç değil. Önce bu durumun bir kriz olduğunu kavramak ve kabul etmek gerekiyor. Harmoni, savaş tanrısı Ares ile güzellik ve üretkenlik tanrıçası Afrodit’in kızıydı. Genlerinde hem yıkım vardı, hem de üretkenlik ve güzellik. Kriz de Ares ve Afrodit’in çelişkili birliği gibi, ölümü ve güzelliği birlikte barındırıyor. Yenilenme fırsatını da... Ama bu fırsatı yakalamak için, önce Ptoleme kafasını terk edip ekonomiye modern bir gözle bakmak gerekiyor. O zaman spekülatörü değil, üreticiyi, reel ekonomiye yatırım yapanı kayırmak, üretim için tüketim de gerekli olduğundan, halk sınıflarının gelirlerini arttırmanın, sağlık, eğitim, konut gibi temel gereksinimlerini karşılamanın yollarını aramak, ‘Reform’ kavramını da bu paradigma içinde yeniden anlamlandırmak gerekiyor. Eğer tartışmanın paradigması, muhalefetin talepleri bu yöne dönmezse, işe o zaman, umut yok. (*) Bu tartışmalar beni Alain Lipietz’in,1983’te yayımlanan Le Monde Enchanté çalışmasına götürdü, bu yazıda ondan epeyce kopya çektim. ergin.yildizoglu?gmail.com namikzafer@yahoo.com Sultanbeyli Belediyesi, bulvarda bulunan Atatürk heykelini kaymakamlık önüne yerleştirdi Askerin koyduğu heykel kaldırıldı ? Sultanbeyli Belediye Başkanı Alaattin Ersoy, Fatih Bulvarı’nda çevre düzenlemesi yaptıklarını belirterek yeni tören alanına Atatürk heykeli yaptıracaklarını söyledi. İSTANBUL (AA) 28 Şubat sürecinde Refah Partili belediye başkanının görev yaptığı Sultanbeyli ilçesinde, 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı tarafından Fatih Bulvarı’na konulan Atatürk heykeli, çevre düzenlemesi çalışmaları çerçevesinde buradan alınarak kaymakamlık binası önündeki yeni kaidesine yerleştirildi. Sultanbeyli Belediye Başkanı Alaattin Ersoy, Fatih Bulvarı’nda düzenleme çalışmaları yapıldığını belirterek ‘‘İşlem, tugay komutanı, belediye ve müteahhit firma tarafından tutanakla tespit edildi. Fiberden yapılmış olan heykel kaldırılırken zarar görmemesi için battaniye gibi maddelerle sarıldı. Kaymakamlık önünde bir kaide yapıldı ve bu kaidesi hazır olana kadar da 15 gün bir depoda bekletildi’’ dedi. Fatih Bulvarı’ndaki düzenleme çalışmalarıyla tören alanı yapılacağını bildiren Ersoy, ‘‘İlgili kurumların görüşü alınarak yeni tören alanına belki de daha büyük bir Atatürk heykeli yaptıracağız. İnşallah da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenine yetiştireceğiz. Tören alanı Atatürk heykeli olmadan olur mu?’’ diye konuştu. M AKP’lilerin Antalya kampı medyanın ilgi odağı olurken dikkat çekici bazı sahneler, gazetelerin birinci sayfasını kapladı. Uzun paçalı donla denize girecekler mi diye bütün kameralar pusuya yattılar. Kampın ilgi çekici tartışmalarından birisi de AKP içinden gelen özeleştiri isteğiydi. Bu özeleştiri isteğinin ana mesajı, AKP’nin laikliğe bağlı olduğunun gösterilmesiydi. Bir kısım milletvekili, toplumda bu konuda oluşan güvensizliğin giderilmesi için önerilerde bulundular. Bundan kısa bir süre önce AKP’nin önde gelen yöneticilerinden oluşan bir grupla yemek yemiştik. Birbirimize görüş ve eleştirilerimizi derinlemesine aktarmak olanağını bulduk. O görüşmede, AKP yöneticileri, demokrasi karşıtı güçler tarafından sarıldıklarını söylediler. Aydınların demokrasi ve özgürlükleri savunmadığından şikâyet ettiler, parlamenter rejimi sahiplenmedikleri iddiasında bulundular. ??? AKP’liler, kendi durdukları yerin demokrasiyle aynılaştığını düşünüyor ADIMAK VE ANKARA’DA ANMA AKP’lilerin Demokrasi Sorunu.... lar. Aslında bu düşünce biçimi Demokrat Parti, Adalet Partisi geleneği içinde hep vardı. Bu siyasi akım seçimle işbaşına gelmenin demokrat olmak ve demokrasiyi tanımlamak için yeterli olduğunu sanır ve bunu böyle ifade eder. Bu düşünce biçiminin kendi içinde bir mantığı olduğunu kabul etmeliyiz. Bir ülkede, hele Türkiye gibi parlamenter rejimi sürekli askeri darbelerle kesintiye uğrayan bir ülkede parlamenter sistemin ayakta kalması, demokrasi için baş koşuldur. Bir ülkede parlamenter rejim kesintiye uğruyorsa, bunun korunması ve kollanması demokrasi için olmazsa olmaz bir durumdur. ??? Demokrasi, bir yönetim biçimidir. Sürekli bir değişim ve gelişim içindedir. Demokrasinin bu nedenle durağan ve sabit bir tanımı da yoktur. Örneğin, günümüzde gelişmiş demokrasilerde ‘‘azınlıkların korunması’’ önemli ölçülerden birisidir. Bu azınlıklar, dinsel, mezhepsel, etnik, cinsel vb. azınlıklar olarak tanımlanabilir. Yine demokrasilerin en önemli ölçütlerinden birisi temsil sorunudur. Tabii günümüz demokrasilerinin bir başka ölçütü de insan hakları ve özgürlükler konusundaki duyarlılıktır. Demokrasi sırf seçimden ve Meclis’ten ibaret değildir. ??? AKP yöneticilerine Şemdinli’yi sordum, birçok aydının Kerinçsiz’lerin dilekçeleriyle gittikleri mahkemelerde polisin gözü önünde nasıl saldırıya uğradıklarını sordum. Verecekleri pek bir cevap olmadığını gördüm. Orhan Pamuk’un kitaplarının ilçede toplanıp imha edilmesi için genelge yayımlayan Isparta’nın Sütçüler Kaymakamı Mustafa Altınpınar’ın, Güneydoğu’nun en kritik ilçelerinden Dicle’ye tayin edildiğini hatırlatıp, orada ne sorunlar yarattığını bilip bilmediklerini sordum. Bilmediklerini söylediler. Diyarbakır’da faili meçhulleri araştıran, bu araştırma sırasında toplu öldürmelerden sorumlu görülen askerler ve polisler hakkında dava açan savcının görevden alındığını bilip bilmediklerini sordum, onu da bilmiyorlardı. Bu arada Balıkesir’de domuz üretim çiftliklerini basıp, buradaki domuzları sağlık bahanesiyle imha eden devlet görevlilerinin yaptıklarını da duymamışlardı. Gazetelerde yayımlanan haberleri de görmemişlerdi. Bizden dinleyince şaşırdılar. Ben de kendilerine bunları duymamış olmalarının bir gerçeği yansıttığını, bu tür konuları görmezden gelmeyi bir tarz olarak seçtiklerini hatırlattım. Bu konuda en iyimser tahminle duyarlılıkları olmadığını söyledim. ??? Demokrasinin en temel ölçülerinden birisi temsil ilkesidir. Yüzde 10’luk seçim barajı nedeniyle 2002 seçim lerinde oyların yüzde 50’si Meclis dışında kaldı. Seçmenlerin tercihlerinin yarısı Meclis’e yansımadı. AKP’lilerin bu konuda da kıllarını kıpırdatmayacaklarını biliyoruz. En büyük destekçileri de CHP oluyor. Trabzon’da TAYAD’lı gençlere yönelik linç girişimleri birkaç kez tekrar etti. Rize’de de benzer olaylar yaşandı. Rize’deki olayın başını AKP’li belediye başkanı çekiyordu. Trabzon’da ise Vali Hüseyin Yavuzdemir neredeyse linç edilmek istenenleri suçlayan açıklamalar yapmaya devam ediyor. ??? AKP’liler, demokrasi dışı güçlerin iktidarlarını hedef seçtiğini söylüyorlar. Ben de diyorum ki, AKP’liler demokrasiyi gerçekten içlerine sindirseler ve bunun gereğini yerine getiren bir siyasi çizgi izleseler, o zaman zaten ‘‘şeriatçılık’’ tartışması da ‘‘laiklik’’ tartışması da geride kalacak. AKP’lilerin temel sorunu bence demokrasi... Bunu bir tartışsalar iyi olacak... ‘Sıvas’ın ışığı sönmeyecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sıvas’ta 2 Temmuz 1993’te meydana gelen olaylarda yaşamını yitirenler için Madımak Oteli’nde anma programı düzenlenecek. Başkentte ise meşaleli yürüyüş ve miting yapılacak. Sıvas katliamının yıldönümünde gerçekleştirilecek anma etkinliklerine ilişkin bilgi veren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kazım Genç, 2 Temmuz’da Sıvas’taki Madımak Oteli’nde bir tören düzenleneceğini söyledi. Genç, aynı gün Ankara’da ise Abdi İpekçi Parkı’nda miting ve Yüksel Caddesi’nde ‘‘Sıvas’ın Işığı Sönmeyecek’’ adlı meşaleli yürüyüş yapılacağını kaydetti. Cumhuriyet Kadınları Derneğide dün ‘‘Sıvas’a Ağıt: Şiirler’’ adlı bir etkinlik düzenledi. Türk Hukuk Kurumu’nda düzenlenen etkinlikte konuşan Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan, ‘‘Orada öldürülenler sadece insanlar değildi. Orada, Mustafa Kemal Atatürk’ün yoğun çabalarıyla kazanılan Cumhuriyet yok edilmek isteniyordu’’ dedi. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle