21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN 2006 CUMA 6 HABERLER Eski TRT Genel Müdürü Yener, kurumun en kötü dönemini yaşadığını belirtti BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Sezer’den GSS için dava ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bazı maddelerinin sosyal devlet ilkesini savsaklamak anlamına geleceği ve anayasanın 2. maddesiyle bağdaşmadığı gerekçesiyle tekrar görüşülmesi için TBMM’ye iade ettiği Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (GSS) Yasası’nı kabul ederken yasanın kimi maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açacağını bildirdi. ‘TRT dibe vurdu’ ESRA YAZDIÇ Fransa’da Felsefe Bakaloryasından... 12 Haziran’da, Fransa’da, liseler felsefe bakaloryasından geçtiler. Şu günler, onun yankıları sürüyor... Okurlar hatırlayacaklar: Fransa’da, liseyi bitirenler, bir üst okula ya da üniversitelere gidebilmek için, ‘‘bakalorya’’ denen bir sınavdan geçerler. Edebiyat, tarihcoğrafya gibi bir iki konunun yanı sıra, felsefe de programdadır. Bir de gelenektir: Bakalorya sınavları felsefe ile başlar. Neden o? Çünkü, bir kafanın olgunluğu, felsefe kültürü ve konulara felsefi olarak yaklaşması, yaklaşabilmesi ile belli olur. Felsefe de, hayata akıl penceresinden bakmak değil mi? Fransızlar, yaşamın eşiğinde, gençlerde bu olgunluğu arıyor. Türkiye’de, bakalorya uygulamasına ilk kez Galatasaray Sultanisi’nde başlandı (1869); Meşrutiyet’ten sonra, Cumhuriyet’in eğitim sisteminde de yerini aldı ve ‘‘olgunluk sınavı’’ adıyla sürdü. 19531954 ders yılından sonra kaldırıldı. Yıllara dikkat ediyor musunuz? Demokrat Parti, eğitimi çökertirken en başta liseyi yıkmıştır. Onun çoğu tabela liselerine, sonraki yıllarda çoğu tabela üniversiteleri furyası eklenmiştir. Bugün de bu dramı seyrediyoruz... ? 12 Haziran’da, 600 bin öğrencinin girdiği felsefe bakaloryasında ilginç sorular sorulmuş. ‘‘Edebiyat’’ grubundaki öğrencilere yöneltilen sorular, aralarından birini seçmek hakkını da vererek, şöyle: ‘‘Görevlerimizi, yalnız ötekilere karşı mı yükleniyoruz?’’ ‘‘Zamanla yarışmasının bir anlamı var mı?’’ Öğrencilere, isterlerse yorumlamaları için, İngiliz filozofu John Locke’un (16321704), ‘‘mülkiyet’’ üstüne bir metni verilmiş. ‘‘Ekonomi ve sosyal’’ grubundaki öğrencilerden, şu sorulardan birini yanıtlamaları istenmiş: ‘‘Mutluluğu gerçeğe yeğlemek gerekir mi?’’ ‘‘Bir kültür, evrensel değerleri taşıyabilir mi?’’ Öğrencilere, isterlerse yorumlamaları için, Fransız filozofu Alain’in (18681951) ‘‘sosyal örgütleniş’’ üstüne bir metni verilmiş. Son olarak, ‘‘Bilim ve bilimsel’’ grubundaki öğrencilerin, şu sorulardan birine yanıt vermeleri istenmiş: ‘‘Bir kültürün değerini nesnel olarak ortaya koyup yargılamak mümkün müdür?’’ ‘‘Deneyim, ne olursa olsun, ortaya bir şey koyabilir mi?’’ Öğrencilere, istediklerinde yorumlamaları için, İngiliz filozofu John Stuart Mill’in (18061873), ‘‘toplumun temeli olarak güven’’in üstünde durduğu bir metni sunulmuş. İşte, bu yılki bakaloryasında felsefe soruları Fransa’da! Acaba örneğin İtalya’da, İspanya’da felsefe adına neler ve nasıl soruldu öğrencilerden? O ülkeleri de yakından izleyen Nilgün Cerrahoğlu’nun mutlaka söyleyecekleri vardır... ? Özellikle 12 Eylülcülerinin, ülkemizde eğitim konusunda yol açtıkları fecaati şimdi anlatmanın sırası değil. Felsefe de bundan payını aldı. Daha sonra, felsefe dersleri, budanmış ve içeriği boşaltılmış bir halde, öğretime yeniden sokuldu. Şimdilerde, ilahiyat çıkışlıların da liselerde felsefe öğretimine katıldığını haber alıyoruz. Böyle bir ortamda, felsefe adına kimlerin, neyi ve nasıl öğrettiklerini, daha doğrusu ‘‘bellettiklerini’’, tahmin etmez misiniz? Gazetelerde anketler okuyoruz: Gençler, sağa kaymış ve çoğunlukla ‘‘hayatından memnun’’ imişler. Vay ki vay! Nasıl bir geleceğe gidiyoruz? Bir de şu: Artık, eğitimi devletten alıp özel dershaneler yüklenmiş; ve oralarda da kültür ‘‘bütünlük’’ten sıyrılıp ‘‘test’’lere indirgenmiş. Felsefe adına da, gençler bunu ezberliyorlar... Ama hayır, olanbitene boyun eğmeyelim! Eğitimi işgalden kurtaralım; başta da, felsefeyi özgür kılıp, bırakalım akılla kucaklaşsın! Mustafa Balbay’a ödül ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Lions Kulüpleri 118 U Anadolu Yönetim Çevresi tarafından verilen ‘‘LionsYılın Meslek Onur Ödülü’’ne gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay değer görüldü. Balbay’a ödülü, yarın saat 19.00’da AnkaraBala yolu üzeri, Beynam Ormanı girişindeki Garden Of Eden’de (Koçak Çiftliği) düzenlenecek kokteylde verilecek. NKARA Eski TRT Genel Müdürü Yücel Yener, kurumun yeni yönetimini eleştirerek ‘‘Kurum şu anda, dış kaynaklı çizgi filmlerin içerisinden domuz görüntülerini çıkararak ekrana yansıtıyor. Dini içerikli yayınlar artıyor, ancak esas gözden kaçırılmak istenen, bugün TRT’de dini motiflerin kültür programlarından çocuk programlarına, belgesellerden eğitim programlarına kadar işlenmeye başlanmasıdır’’ dedi. Yener, TRT’nin yönetiminin ‘‘imam kökenli’’ kişilerden oluştuğuna dikkat çekti. Eski Genel Müdür Yener, Cumhuriyet’in sorularını şöyle yanıtladı: TRT’nin son dönemdeki çalkantılı yapısına baktığınızda sizin döneminizdeki TRT ile bugünkü TRT yapısını karşılaştırır mısınız? YENER Biz demokratik ve laik yayıncılık anlayışını benimsemiştik. Her zaman tüm siyasi partilere eşit uzaklıkta kalmaya çalıştık. Ancak bugünkü TRT yönetimi yayıncılık anlayışından uzak bir edayla, hükümete körü körüne bağlı bir politika izliyor. Yasalar ve yönetmelikler hiçe sayılıyor. TRT bugün Türk kamuoyu, Türk toplumu ve yurtaşları tarafından öyle bir konumda görülüyor ki... Bugün kurumun hali içler acısı, tarikat sempatizanlarından oluşan bir kadroyla yönetilen ve yasasını ihmal eden bir yayın politikasıyla nereye kadar devam edilecek? Tek kelimeyle TRT dibe vurdu. A ? Kurumu imam kökenli kişilerin yönettiğine dikkat çeken eski TRT Genel Müdürü Yücel Yener, “Bugünkü TRT yönetimi yayıncılık anlayışından uzak bir edayla, hükümete körü körüne bağlı bir politika izliyor. Yasalar ve yönetmelikler hiçe sayılıyor” dedi. Yener, TRT’nin çizgi filmlerden domuz görüntülerini çıkardığını ve dini içerikli yayınların çocuk programlarına işlediğini söyledi. ‘Müdürlüğüm hiçbir zaman tartışılmadı’ Bugün TRT yöneticilerinin bazı alanlarda yargılandığını görüyoruz. Siz bu tür süreçlerden geçtiniz mi? Benim genel müdürlüğüm hiçbir zaman tartışılmadı. 6 yıllık genel müdürlük sürem içerisinde birlikte çalıştığım 7 Devlet Bakanı da kurumun yayın politikasına ve programlarına engel koymaya kalkmadı. Bugün TRT en kötü dönemini yaşıyor. Hakkımızda açılmak istenen soruşturma talepleri ‘‘aleyhimizde soruşturma gerektirecek bir durum olmadığına’’ kanaat getirilerek uygulanmadı. Bir de son 2.53 yıllık sürece bakın. Şenol Demiröz’ün atadığı Muammer Göz rüşvet gerekçesiyle yargılanıyor. Bu adamlar hükmetin görevlendirdiği yöneticiler. ‘Çizgi filmlerden domuzu çıkarıyorlar’ Dini içerikli yayınlardaki artış konusunda ne düşünüyorsunuz? Kurum şu anda, dış kaynaklı çizgi filmlerin içerisinden domuz görüntülerini çıkararak ekrana yansıtıyor. Doğru, dini içerikli yayınlar artıyor, ancak esas gözden kaçırılmak istenen, bugün TRT’de dini motiflerin kültür programlarından çocuk programlarına, belgesellerden eğitim programlarına kadar işlenmeye başlanmasıdır. İMAMLARIN ‘TRT ELLERİNDE’ Bu yapı izlenme oranlarına da yansıyor sanırım. İzlenme oranları açısından bakarsak bizim dönemimizde ilk 3 arasında yer alan kurum, şimdi 8 ulusal kanal içerisinde 8. sırada yer alıyor. Gelir gider açısından bakıldığında da TRT, 2004’ten itibaren zarar eden, tüm saygınlığını, tarafsızlığını ve prestijini kaybeden bir kurum. TRT’nin dibe vuruşunun ilk işareti 3 Kasım 2002 seçimleri sırasında verildi. AKP’nin genel başkanı sıfatıyla açıklama yapan bugünün başbakanı Recep Tayip Erdoğan bazı kurumlarla ilgili ‘‘acil eylem planı’’ haEski TRT Genel Müdürü Yücel Yener, TRT’nin Dünya Kupası’na akredite olamadığı için muhabir gönderemediğini iddia etti. zırladıklarını açıkladı. Bu plan doğrultusunda bazı kurumlara el atacaklarına vurgu yaptı. Bahsettiği kurumlardan biri de TRT’ydi. Bugün baktığımızda başta Beşir Atalay olmak üzere TRT’nin inançlar doğrultusunda idare edilen bir kurum olmaya başladığını görüyoruz. Bugünkü yönetimi mercek altına aldığımızda TRT’nin imamların elinde olduğunu görüyoruz. Bazı yayın organları tarafından sert eleştirilere maruz kaldınız. Evet. Köktendinci gazetelerden görevde kaldığım dönem boyunca TRT’yi solun merkezi yaptığıma yönelik eleştiriler geliyor. Ben elemanlarımı alırken siyasi görüşlerine göre değil, çağdaş dünya görüşlerine dayanarak aldım. Bu nedenle özerk TRT’den yana olan çalışan sayısı kurumda çok fazladır. Kurumun başındaki imam kökenliler TRT’yi istedikleri gibi yönetemiyor. Onlara yakın basın ve yayın kuruluşları da benim üzerime düşerek sineceğimi sanıyorlar, ama ben kuru gürültüye pabuç bırakmam. ‘Dünya Kupası’nı yayımlamaması suç’ Dünya Kupası maçları her zaman TRT yayını altında aktarılırken bu yıl özel bir kanalda yayımlanıyor. 2002 Dünya Kupası maçlarını TRT kanalıyla 70 milyon izledi. Türkiye’de yaşayan 50 milyon kişi özel kanal çekmediği için maçları izleyemiyor. Çünkü TRT, Türkiye’de yayın alanı en geniş kanal. Kupa maçlarının yayımlanamaması bile bana göre bir suçtur. Ne olursa olsun bu kadar büyük bir etkinliğin TRT yayınıyla verilmesi gerekirdi. Bırakın maçları yayımlamayı, aldığım duyumlara göre TRT akredite dahi olamayarak muhabir gönderememiş. Vahşetin iddianamesi... ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Batıkent’te sevgilisinin babasını, annesini ve ablasını öldüren Kamil Bayındır hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bayındır hakkında hazırlanan iddianamede, Gülçin K’nin olaydan 3 hafta önce aile fertlerini öldürmek için plan yaptığını ve bunu tek başına başaramayacağı söyleyerek Bayındır’dan yardım istediği, planını en ince ayrıntısına kadar anlattığı ve evinin anahtarlarını verdiği belirtildi. TÜRKİŞ’TEN ERDOĞAN’A: ‘İntiharın nedeni töre’ iddiası ? ADANA (Cumhuriyet) Adana’da, evden kaçan ve Mehmet Kelleoğlu adlı gençle bir süre yaşayan 17 yaşındaki Ö.Ö., oturdukları evin balkonundan atlayarak intihar etti. Genç kızın cenazesi dün gözyaşlarıyla toprağa verilirken, ailesi kızlarının ‘töre’ yüzünden intihar ettiğini öne sürdü. Kızının sürekli dayak yediğini anlatan Ö.Ö.’nün babası Şıhca Ö., ‘‘Kızımı defalarca onlardan aldım, tehditle ve çeşitli yollarla yeniden götürdüler. Aşirete göre kadın erkeği boşayamazmış. Töreleri batsın. Nikâhını beklerken ölüm haberini aldık’’ dedi. AKP’li belediyeler baskı yapıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkİş’in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunduğu raporda, AKP’li bazı belediyelerin, konfederasyona bağlı Belediyeİş Sendikası üyesi işçilere baskı yaptığı ve bu işçilerin zorla Hakİş’e bağlı Hizmetİş’e geçirilmek istendiği belirtildi. Raporda, son 3 yılda sendikalara üye oldukları için 15 binden fazla Türkİş üyesinin de işten çıkarıldığı vurgulandı. Erdoğan, Türkİş Başkanı Salih Kılıç ve beraberindeki yönetim kurulu üyelerini Başbakanlık’ta kabul etti. Kılıç, kabulde Erdoğan’a çalışma yaşamı ve sendikaların sorunlarına ilişkin bir rapor sundu. AKP’li belediyelerin işçilere yönelik tutumunun eleştirildiği raporda “Bazı AKP’li belediyelerde, konfederasyonumuz üyesi Belediyeİş Sendikası’na üye işçilere baskı yapılmakta ve bu işçilerden Hakİş Konfederasyonu’na üye Hizmetİş Sendikası’na zorla geçmeleri istenmektedir. Bu durum son zamanlarda özellikle Isparta ve Gaziantep belediyelerinde yoğun olarak yaşanmaktadır. Ayrıca Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan ASKİ’de çalışan Belediyeİş üyesi işçilerimiz, hiçbir haklı gerekçe gösterilmeden işten çıkarılmak istenmektedir” denildi. Özelleştirmelerin büyük kentlerde güvenlik sorunları ve terörün olağanüstü boyutlara ulaşmasına neden olunacağı savunulan raporda, ayrıca ücret kesintilerinin AB seviyesine getirilmesi, kayıt dışı ekonominin engellenmesi gerektiği belirtildi. Raporda sosyal güvenlik yasasının da hakları daraltacağı kaydedildi. (Fotoğraflar: TARKAN TEMUR) EMCEF’TEN ‘AB’ UYARISI ‘Sendikal haklar yürürlüğe girmeli’ İstanbul Haber Servisi Avrupa Maden İşçi ve Enerji İşçileri Federasyonu (EMCEF) Genel Başkanı Hubertus Schmoldt, AB’ye giriş sürecinde ‘‘Sosyal Avrupa’’ ilkesinin vazgeçilemez bir şart olduğunu vurgulayarak ‘‘Türkiye, AB müktesebatının 87. maddesi uyarınca sendikal hakları bir an önce yürürlüğe sokmalıdır’’ dedi. EMCEF’in düzenlediği ‘‘Avrupa’nın Bütünleşmesinin Geleceği’’ konulu 7. genel kurulu dün Dedeman Oteli’nde yapıldı. Toplantıya aralarında EMCEF’in Türkiye’deki üyeleri Tesİş, Petrolİş, Kristalİş, Türkiye Madenİş, Genel Madenİş ve Lastikİş’in de bulunduğu 35 ülkeden 130 kimya, maden ve enerji işçileri sendikalarından temsilciler katıldı. Toplantıda konuşan EMCEF Genel Başkanı Hubertus Schmoldt, Türkiye’nin 1959’dan bu yana Avrupa Konseyi’nin ve 1996’dan beri de Gümrük Birliği üyesi olduğunu anımsatarak ‘‘ Avrupa bir bütündür ve Türkiye de bunun içinde olmalıdır’’ dedi. Schmoldt’un ardından konuşan Lastikİş Genel Başkanı Abdullah Karacan da Türkiye’nin Avrupa ile bütünleşme isteğinin yıllar öncesine dayandığını belirterek sendikal hakların önündeki engeller kalkmadan Türkiye’nin ‘‘Avrupalı’’ olmasının mümkün olmadığını belirtti. Karacan şunları söyledi: ‘‘Türkiye, ILO temel sözleşmelerini kabul etmesine karşın örgütlenme özgürlüğü, adeta işten atılma ve tutuklanma özgürlüğüne dönüştürülmüş, toplu pazarlık ve grev hakkı özünden uzaklaştırılarak kullanılmaz duruma getirilmiştir. İktidara çağrıda bulunuyoruz. Sendikal hakların önündeki engeller kalkmadan Türkiye’nin Avrupalı olması mümkün değildir.’’ DİSK’e bağlı Genelİş Sendikası toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşma sağlayamadığı Bağcılar ve Bahçelievler Belediyesi’ne grev kararı astı. Çelebi, AKP’nin bugüne kadar işçi lehine tek yasa çıkarmadığını söyledi. Büyük işçi direnişinin 36. yıldönümü yurt genelinde yapılan etkinliklerle kutlandı ‘1516 Haziran bir milattır’ Haber Merkezi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), ‘‘1516 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi’’nin 36. yıldönümünü yurt genelinde bir dizi etkinlikle kutladı. DİSK’e bağlı Genelİş Sendikası İstanbul’da toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşma sağlanamaması nedeniyle Bağcılar ve Bahçelievler Belediyesi’ne grev kararı astı. Sendika üyeleri Ankara, Edirne, Samsun, Sakarya, Mersin, Adana ve Gaziantep’te yaptıkları açıklamalar ve yürüyüşlerle ‘‘büyük direniş’’in yıldönümünü kutladılar. İstanbul’da DİSK Genel Başkanı Çelebi’nin de aralarında bulunduğu sendika yöneticileri, temsilcileri ve üyeleri dün sabah saatlerinde Bağcılar Belediyesi önünde toplandı. ‘‘İşçiyiz haklıyız kazanacağız’’, ‘‘IMF’ye yumuşak, halka Kasımpaşalı’’ sloganları atan işçiler, ‘‘1516 Haziran yolunda, 12 Eylül yasalarıyla mücadele sürüyor’’ pankartı açtılar. Daha sonra burada konuşma yapan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, DİSK’in geçmişten bugüne işçi sınıfının haklarını korurken ağır bedeller ödediğini belirterek şöyle devam etti:‘‘Bugüne dek hangi haklar kaybedildiyse orada diğer sendikaların ihaneti var. AKP iktidarı bugün devletinsosyal yönünü tasfiye etmeye çabalıyor. Sosyal Güvenlik Yasası ile Dünya Bankası’nın talebiyle kıdem tazminatının kaldırılmasını istiyor. Bu iktidar bugüne dek işçi sınıfı yararına tek bir yasa çıkarmadı.’’ Belediyesi’ne grev kararı asacak. DİSK üyeleri Ankara’da da Olgunlar Sokak’taki Madenci Anıtı önünde bir araya gelerek 15 16 Haziran eylemini andılar.Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da yaptığı yazılı açıklamada, TMMOB’nin, çalışanların önündeki tüm engellerin kaldırılmasını savunduğunu belirtti. ALTERLER İNDİRİLMİŞTİ Ş 274 sayılı Sendikalar Kanunu’yla 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nda değişikliğe gidilerek sendikal örgütlenme ve grev hakkının kısıtlanmak istenmesini protesto eden işçiler, 1516 Haziran 1970’te, hemen her yerde şalter indirmiş, 2 gün boyunca çeşitli eylemler yapmış ve çıkan olaylarda 5 kişi hayatını kaybetmişti. Töre sanığına tutuklama ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ‘‘Bakire olmadığı’’ gerekçesiyle kocası tarafından evine bırakılan kız kardeşini tabancayla öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan Gökhan Ç, tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi. Ankara Nöbetçi 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan Gökhan Ç. tutuklandı. Gökhan Ç, askerden izinli geldiği için Mamak Askeri Cezaevi’ne gönderildi. G REV KARARI ASILDI Konuşmanın ardından Çelebi, Bağcılar Belediyesi’ne grev kararını astı. Daha sonra işçiler, davul zurna eşliğinde sloganlarla Bahçelievler Belediyesi’ne kadar yürüyerek burada da grev kararı astı. Genelİş bugün de Sarıyer CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle