19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2006 CUMA 6 HABERLER Sosyal ve ekonomik yaşamın dışında kalmak istemeyen engelliler haykırıyor: BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Sızlayan vicdanınız değiliz SİBEL BAHÇETEPE NİHAN İNAL Türkiye’de nüfusun yüzde 12.29’unu oluşturan, yani yaklaşık 8.5 milyon engelli yurttaşın sorunları bir türlü aşılamıyor. Ülkelerin gelişmişlik ve sanayileşme düzeyi yükseldikçe engelli nüfusun arttığını belirten uzmanlar, dünyada ise 500 milyon insanın engelli olduğunu söylüyor. Engelli olmanın yarattığı fiziksel ve psikolojik sorunların yanı sıra istihdam sorunu da yaşayan yurttaşlar, sosyal düzenlemelerin yetersizliği, mimari düzenlemelerin yanlışlığı gibi nedenlerle sosyal izolasyon yaşıyorlar. Her yıl 1016 Mayıs’ta kutlanan ‘‘Engelliler Haftası’’nın bu yıl da buruk geçeceğini anımsatan engelli yurttaşlar, kendileri için yapılan yasal dü Akıp Giden Günlerde... 1 Mayıs’ı, anılar ve özlemlerle geçirdim. O gün İzmir’den İstanbul’a dönerken, 1970’lerin İstanbul’u zihnimde canlanmıştı: Beşiktaş’ın sırtlarından hareketlenen yüz binler, Dolmabahçe’den Taksim’e doğruluyordu; başka yönlerden yola çıkmış yine yüz binler, denize kavuşmak hasretinde ırmaklar gibi, Taksim’de birleşiyorlardı. Taksim, gerçekten bir denizdi... 1 Mayıs emeğin bayramıdır, o kutlanıyordu. O gün, ‘‘dünya işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü’’ydü. İşçi sınıfının hedefi de, daha insanca, onurlu ve eşitlikçi bir yaşam için mücadeleydi. Ona, güncel sorunlar da ekleniyordu. 1 Mayıs bir okuldu ve öyle kaldı... Bugün de öyledir. 2 Mayıs günlü gazetemiz, ‘‘Sömürüye küresel yanıt’’ diye niteliyordu onu; tüm dünyada 1 Mayıs kutlamaları, ‘‘Sosyal devlet ve özgürlük’’ isteyenleri meydanlarda birleştirmiş; ABD’de yaşayan göçmenler de en geniş çaplı protesto gösterisini yapmışlar... Bizim hayatımıza ise 70’lerde giren 1 Mayıs, toplumumuzu etkilemiş ve özgürlüklerimize somut bir içerik kazandırırken; 1977 yılında düşmanlar, onu kana bulamış ve 34 cana kıymışlardır. Niçin? Çünkü, demokrasiye paydos etmek kararında olanlar, kan istiyorlardı. Başardılar da... Bu kıyımın sorumluları mutlaka ortaya çıkarılmalı ve gelecek yıl da 1 Mayıs’ı Taksim Alanı’nda kutlamalıyız. ? Söylemeliyiz de: Emeğin yolları kesilmiş, sosyal devlet de yıkılmıştır. Başlarda, ‘‘küreselleşme’’ şarkıları söyleniyor ve bakışlar büyüleniyordu. Beyinlere akıtılan da şu idi: Mümkün olan yegâne ekonomi politikası, ‘‘yeni liberalizm’’ ve ‘‘piyasa’’dır. Yeryüzünde bir toplumun ayakta kalmasının tek çaresi artık budur. Bu ‘‘tek boyutlu’’ ideoloji, doğaya ve yaşamaya ilişkin her şeyi metalaştırıp pazarlarken belki daha da korkuncu, ‘‘ortaklaşa olmamız gereken’’i yıkmış; ‘‘kamusal’’la, ‘‘sosyal’’i de piyasanın emrine vermiştir. Bunun uğruna, uluslararası barış da yıkılmıştır. Irak’ta yerlerde çiğnenen başka nedir? Ne var ki, güzellemenin pulları düşmeye başlamıştır: Başta Avrupa’da küreselleşme bunalım içine düşmüştür. Neoliberal ekonomi politikaları, özellikle Fransa ile Almanya’da olumsuz sonuçlar sergiliyor. Örneğin, sermaye yatırımdan uzaklaşıyor ya da ülke dışına çıkıyor. Bunun getirdiği ise işsizliktir ve bu yöntemle giderilemez. Peki liberalizme mahkum muyuz? Hayır! Avrupa’da uç veren bunalımda gerçeklere eğilmeliyiz (Cumhuriyet Strateji Dergisi’nin 96. sayısında Yıldız Sertel’in ‘‘Avrupa’da Küreselleşme Bunalımı’’ adlı yazısı önemlidir). Bize gelince, elindekini avucundakini satıp savuran mirasyedi durumundayız. ABD’nin kucağında dünyaya gelen bu garibe, ardında korkunç bir miras bırakacağa benzer. Daha korkuncu da şu: Laik ve demokratik Cumhuriyete ihanetin örneklerini sıralıyor. Ancak muhalefet de gitgide genişliyor. Ona bir yenisi eklenmiştir. ? Süleyman Demirel, parti liderliği, başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış ünlü bir siyasetçimizdir. 1960’lardan beri sahnede olmuştur, bugün de öyle. Sağcı bir politikacıdır; ve dine inanır, ama dinci değildir. Bu niteliğiyle, AKP iktidarına karşı, Cumhuriyete ve onun laik ilkesine sahip çıkıp gerçekten etkili bir muhalefet başlatmıştır Demirel. Okurlar, bunu izliyordur... Söz konusu muhalefette, maddi bir hesabın olduğu düşünülemez. İlkeler adına söyledikleri ise sağlam ve yerine oturuyor. Karşısındaki AKP iktidarı ise, dindar değil, dincidir ve iliklerine kadar laik Cumhuriyetin düşmanıdır; aptalca şeyler yaptı ve bunu sürdürüyor. Böylece, iktidarı onun elinden kurtarmak yaşamsaldır. Demirel’in bugün söyledikleri önemlidir ve ses getiriyor. Gazetemizde, İlhan Selçuk’un 3 Mayıs günlü önemli yazısındaki sorusunu biz de tekrarlayalım: Demirel’in muhalefeti, AKP iktidarına karşı, siyasetimizde bir ‘‘toparlanma işlevi’’ni yerine getiremez mi?.. ? Engellilerin eğitim alanlarına alınmayan, iş verilmeyen, sosyal alanda olmayan bireyler olarak görüldüğünü söyleyen Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Boyraz, Engelliler Haftası’nın kutlanmasına karşı çıkıyor. Boyraz, “İyi ki sakat doğmuşum’ diye birtakım kutlamalar yaparlar. 35 gün sağlamların sızlayan vicdanlarını rahatlatırlar” dedi. zenlemelerin yetersiz kaldığını belirtiyor ve ‘‘neyin bayramını kutladıklarını’’ soruyorlar. Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Şükrü Boyraz, engellilerin eğitim alanlarına alınmayan, iş verilmeyen, sosyal alanda olmayan bireyler olduğunu belirterek devletin ve siyasilerin engellilere acıyarak bazı hizmetler sunmaya çalıştığını ancak yetersiz kaldığını söyledi. ‘‘Sosyal devletin bir türlü sosyal yüzünü göstermediğini’’ anımsatan Boyraz, ‘‘İyi ki sakat doğmuşum, diye birtakım kutlamalar yaparlar. 35 gün sağlamların sızlayan vicdanlarını rahatlatırlar. Biz buna katılmıyoruz ve katılmayacağız’’ dedi. Türkiye’de engelli olmanın ayıp veya günahmış gibi gösterildiğini vurgulayan ve ailelerin toplumdan çocuklarını sakladıklarını belirten Boyraz, ‘‘Bunun tek çözüm yolu toplumsal eğitim ve rehabilitasyondur. Gerçek sosyal devlet ilkesi olan bir ülkenin yapması gerekendir’’ dedi. Türkiye’deki tüm okullarda, engelliliğe neden olan konuların ve engelli yaşamın nasıl olduğunun anlatılması gerektiğine dikkat çeken Boyraz, okullarda bununla ilgili derslerin yer alması gerektiğini söyledi. Boyraz, bu uygulamalarla toplum bilincinin gelişeceğine değinerek ‘‘Engellilere bakışta engeller olmaz’’ dedi. Okulların, kamusal alanların, sosyal mekânların engellilere uygun yapıda olmadığını dile getiren Boyraz, ‘‘Bu alanların hiçbirine erişemiyor ve ulaşamıyoruz’’ diye konuştu. Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) Yönetim Kurulu Üyesi Biçe Sözer, aynı zamanda otistik bir çocuk annesi. Sözer, engelli ço SOSYAL DEVLET... AİLELER GİZLİYOR cukların, aileleri tarafından evlerinde ya da bodrum gibi kötü yerlerde saklandığını anımsatarak bunun nedenini ‘‘eğitim ve parasal olanaklara’’ bağladı. Toplumun engellileri kabullenmesi gerektiğini ifade eden Sözer, ‘‘Nasıl ki başkalarını mavi gözlü, kıvırcık saçlı, miyop gibi olmasını dışlamıyor ve benimsiyorsak engelli yurttaşlarımızı da yaratılışlarından ötürü dışlamamalıyız’’ dedi. Dost Yaşam Down Sendromlular Vakfı Kurucusu ve Genel Sekreteri Erdal Özkan da ‘‘Engelli çocuk sadece rehabilitasyon merkezlerinde değil, ev ortamında da desteklenmelidir’’ diyerek ailenin, engelli çocuğunu yalnız bırakmaması gerektiğini söyledi. Özkan, devletin sadece Emekli Sandığı’na ve SSK’ye bağlı olan engellilerin özel eğitimde rehabilitasyon masraflarını karşıladığını vurguladı. ‘ENGELSİZ EĞİTİM’ Eğitimde ‘kapılar’ açılıyor İstanbul Haber Servisi Türkiye’de engellilerin karşılaştığı en önemli engellerden biri eğitim olanaklarından yeterince yararlanamamaları. Engelli yurttaşların yalnızca yüzde 4.19’u eğitim alabiliyor. Okulların engellilere uygun fiziki koşullara sahip olmamasının önemli olduğunun farkına varan Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği, Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte ‘‘Engelsiz Eğitim’’ projesi başlattı. Proje kapsamında okulların 1. katları engellilere uygun olarak planlanacak ve engelli asansörleri yapılacak. Ataköy Gazi İlköğretim Okulu’nda başlatılan uygulamanın, Türkiye’ye yayılması amaçlanıyor. Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Sekreteri Gamze Özatalay, engelli çocukların özellikle babaları tarafından dışlandığını öne sürerek, ‘‘Genelde engelli yurttaşların yaşadığı fiziksel zorlukların yanında aileleri tarafından dışlanması da söz konusu olabiliyor. Kaza sonucu engelli olan bir bayan, eşi tarafından istenmiyor ve boşanıyor’’ dedi. Yurttaşlarla ilgili toplumsal yaşamda birçok eksiklerin olduğunu, yeni çıkarılan ‘‘Özürlüler Yasası’’nda da eksiklikler olduğunu belirten Özaltay, Türkiye’de okulların engelli çocuklar için dizayn edilmediğinden de yakındı. Özaltay, ‘‘Engelsiz Eğitim’’ adındaki projeleriyle okulların engelli çocuklara göre tasarlanması için ilk adımı attıklarını söyledi. 25 milyon kişiyi ilgilendiriyor Türkiye’de nüfusun 8.5 milyonu engelli. Engelli nüfusun yüzde 1.25’ini ortopedik, binde 60’ını görme, binde 37’sini işitme, binde 48’ini zihinsel, yüzde 9.70’ini ise diğer engelliler oluşturuyor. Aileleri ile birlikte engellilik sorunu yaklaşık 25 milyon kişiyi yakından ilgilendiriyor. Türkiye’deki erkeklerin yüzde 11.10, kadınların ise 13.45’i engelli. Engelli nüfus oranı içinde birden fazla engeli bulunanların oranı ise yüzde 11.4. Yaşama sporla tutunuyorlar Engelliler köyü projesine karşı çıkan İstanbul Görme Engelliler Spor Kulübü Başkanı, ‘Niye köyde yaşayalım ki? Herkes gibi Sarıyer’de balık yemek isteyemez miyiz’ diyor ERKUT BOZ Her yönden kısıtlanmış bir ortamda ayakta durmaya çalışan engelliler, yaşama bağlılıklarını sporla pekiştiriyor. 2005 yılında Dünya Gençler Golbol Şampiyonası’nda üçüncü olarak adını duyuran İstanbul Görme Engelliler Spor Kulübü (İGESPOR) sorunlarının çözümü için yetkililer ve gönüllülerden destek bekliyor. Türkiye’de bulunan 42 engelli kulübünün ilk ve en önemli sorununu, özel yapım olan malzemeye ulaşmak oluşturuyor. Kulüpler, sponsorların da ilgisi olmadığı için kapanma noktasına dahi gelebiliyor. Engelli sporcular, bütçesi 15 milyon Avro’yu geçen ve tüm gelirini şans oyunlarından aktarılan fonla sağlayan İspanya’daki Once Vakfı’nın sporculara malzemelerini ücretsiz dağıttığını belirterek, ‘‘Türkiye’de ise şans oyunlarından yüzde 1’lik bir oranda fon aktarılsa, engelli sporcuların ihtiyaçları karşılanabilir’’ diyorlar. Bir diğer örnek olarak İran’ı gösteren sporcular, yaşadıkları sorunları şöyle anlatıyor: ‘‘Kendi malzemelerini üreten İran’da toplam 600 kulüp varken Türkiye’de sadece 42 kulüp bulunuyor. Sektörleşmenin olmaması ve sporcuların para almaması, diğer önemli sorunlar arasında yer alıyor. Kulüpler gönüllü sporculardan oluşuyor. Böyle olunca da ekonomik şartlar nedeniyle sporcular başka işlere yöneliyor.’’ İstanbul’da bulunan İGESPOR, 2005 yılında Dünya Gençler Golbol Şampiyonası’nda üçüncü olarak adını duyurmuştu. Ancak onlar diğer kulüplere oranla daha şanslı. Binalarının masrafları engelliler için malzeme satan bir şirket tarafından karşılanan kulüp, ekonomik olarak oldukça rahatlamış durumda. Kulüp Başkanı Mustafa Bügelek, engellilerle ilgili iyi politikaların geliştirilmesini isteyerek ‘‘Politikalar yetersiz kalıyor. 2000’den bu yana federasyonda 4 başkan ve 7 genel sekreter değişti. Bu yüzden kulüplerle olan iletişimimiz kopuyor. Federasyonda kurulların kimler tarafından oluştuğunu bilmiyoruz. Bu alana konularına hâkim kişiler gelmeli’’ diyor. Ligleri oluşmamış bir spor alanının olduğunu ve bunun değerlendirilmesi gerektiğini de vurgulayan Bügelek, şöyle devam ediyor: ‘‘Popülist düşünenler diyor ki: ‘Engelliler köyü kuracağız, herkesi orada yaşatacağız.’ Biz buna kesinlikle karşıyız. Sosyal hayatta var olmak istiyoruz. Niye köyde yaşayalım ki? Spordaki yeteneklerimizi büyükşehirde değerlendirmek istiyoruz. Ayrıca ben herkes gibi Sarıyer’de balık yemek isteyemez miyim?’’ Golbol, 1946 yılında Avusturyalı Henz Lorenzen ve Alman Sepp Reindle tarafından, savaşta gözlerini kaybeden askerlerin rehabilitasyonu için tasarlandı. Üç kişilik iki takım arasında, içinde zil olan bir topla oynanan golbol, 20’şer dakikalık 2 yarıda oynanıyor. Oyunda amaç, toptaki sese en hızlı tepkiyi vererek karşı kaleye gol atmak. 10 Mayıs’ta yürüyecekler İstanbul Haber Servisi Türkiye Sakatlar Derneği ‘‘1016 Mayıs Engelliler Haftası’’ nedeniyle düzenlediği etkinlikler kapsamında, 10 Mayıs günü saat 12.00’de Galatasaray Lisesi’den Taksim Anıtı’na yürüyecek. Engellilerin sorunlarına dikkat çekilecek yürüyüşün ardından basın açıklaması yapılacak. Hafta nedeniyle Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı da Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü ile birlikte 1314 Mayıs’ta ‘‘İstanbul Otizm Eğitim Günleri’’ etkinliği düzenleyecek. Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Şükrü Boyraz, Engelliler Haftası dolayısıyla etkinliklerin yapılacağını ancak, engellilerin her gün anımsanması gerektiğini söyledi. PROJELER SUNULACAK Engelliler kongresi bugün İstanbul Haber Servisi Engellilerin yaşamlarını kolaylaştıracak projeleri tanıtmak ve engelli sorunlarını tartışmak amacıyla düzenlenen ‘‘Engelliler Kongresi’’ bugün başlıyor. Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda 57 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek kongrede çok sayıda etkinlik yapılacak. Özürlüler Vakfı Genel Sekreteri Sergender Sezer, ‘‘Geçekleştireceğimiz engelliler kongresi, Türkiye’de yapılan en geniş kapsamlı organizasyondur’’dedi. Sezer, kongrede farklı çözüm önerileri ve uygulamaların tartışılacağını, engelli yurttaşlara müzik ve at ile de terapiler yapılacağını belirterek, ‘‘Engellilere, kongre de bir evin, bir sokağın nasıl kullanılacağını da göstereceğiz. Branşında uzman isimler, bir dizi bildiri ile engellilerin sorunlarını masaya yatıracaklar’’ diye konuştu. BİRAZ DAHA ŞANSLI BİR KULÜP Çınar Lions Kulübü ve Erzen’e ödül nlenebilir körlüklerin yok edilmesi için tüm dünyada yapılan etkinlikler için verilen ‘‘Melvin Jones Ödülleri’’, çalışmaların Türkiye ayağını yürüten Çınar Lions Kulübü ile Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’e değer görüldü. Çınar Lions Kulübü tarafından Polat Rönesans Otel’de düzenlenen ödül töreninde konuşan Erzen, önlenebi Türkan Başgöz’ü kaybettik Sevgili kardeşimiz, halamız, teyzemiz Türkan Başgöz’ü 4 Mayıs Perşembe günü kaybettik. Cenazesi 5 Mayıs Cuma günü öğle namazında, Pendik Merkez Camii’nden kaldırılacaktır. Türkan Başgöz, inanmış bir CUMOK üyesiydi. BedriyeİlhanAslıNesli Başgöz, SuatAyten İnce, IşılTanverMert Özyıldırım, ZeynepŞafak Keser, Solmaz Akın. Ö lir körlük için yapılan çalışmaların birçok kişinin görme engelini kaldırması nedeniyle önemli olduğunu belirterek, ödülün kendisine ve arkadaşlarına büyük motivasyon sağlayacağını söyledi. Lions Kulübü’nün kurucusu Merlin Jones’in adını taşıyan ödül, bugüne kadar Uğur Dündar, Hayrettin Karaca ve Sertab Erener’e verildi. GOLBOL NEDİR? CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle