19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MAYIS 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Türbanlı Zafer Yılmaz. ‘‘Tayyip Erdoğan, ‘Suudi Arabistan’a önce sen git’ dediğine göre Süleyman Demirel’i türbanlı mı sanıyor acaba?’’ Ya ğ m u r E k i m Enflasyon yükselişe geçmiş... ‘‘Demek ki hükümet inişe geçti!’’ HÜKÜMETİN Terörle Mücadele Yasası’nda yapmak istediği değişiklik ortalığı karıştırmışa benziyor. Terörle mücadele adı altında sanki teröristle ‘‘münazara’’ya dönüşen yasa tasarısı, terör örgütünün liderine de af getirecek mi getirmeyecek mi derken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tartışmalara neden olan altıncı maddeyi tasarıya kimin soktuğunu açıklamayacağını açıkladı ve neden açıklamayacağını da ‘‘Hükümete ispiyonculuk yakışmaz’’ diyerek açıkladı. Açıklamayacağını açıklayarak çok güzel bir açıklama yapan Başbakana göre liderinden militanına kadar teröristler, örgütünü ispiyonlarsa şu ya da bu şekilde affedilecek ama ispiyoncuların başını affetme fikrinin kimden çıktığını açıklamak ispiyonculuk sayılacak. BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN AKP Kongresi’ne çocuklar katılmış. Ne var bunda, 23 Nisan’a katılacak değiller ya! Toprak Tugay Yazgan: ‘‘Talabani, Türkiye’ye doğru bakarak her ulusun sorunlarını kendi topraklarında çözmesini istiyor. Demek ki Irak, Amerikan toprağı olmuş! Başbakan böyle deyince Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Terörle Mücadele Yasası’nda yapılacak değişikliklerin Meclis’in gizli oturumunda ele alınabileceğini söyledi. Sözcü böyle derken sözlük, ‘‘ispiyonlamak’’ kelimesi için ‘‘bir kimseyi üstlerine gizlice şikayet etmek’’ diyor. Görüldüğü gibi ispiyonlamak gizlilik esasına dayanıyor; İslamcı Hükümet de zaten ispiyonculuk için gizli oturum yapmayı düşünüyor. Ancak Meclis, gizli oturumu muhalefetin haberi olmadan iktidar partisinin milletvekilleri ile gizlice yapmalı. Çünkü muhalefet terörle mücadele işini, daha işin başında görüldüğü gibi sulandırıyor. İspiyon Ayrıca gizli oturumda değişen ve değiştirilen Türkiye’nin ihtiyaçlarına uygun olarak ‘‘gizli yasa’’ çıkarma konusu da ele alınmalı. Mevzuatta gizli kararname olduğuna göre gizli yasa niye olmasın; bugüne kadar gizli yasa çıkarılmamışsa bundan sonra çıkarılmayacağı anlamına gelmez. Adı bile hoş: Terörle Mücadele Gizli Yasası. Resmi Gazete’de yayımlanmamış, Başbakanlığın ya da Başbakanlık Müsteşarlığı’nın kasasında saklanan, sayısı bile gizli bir yasa. Terörist gelir, ispiyonunu yapar. Kasadan gizli yasa çıkarılıp, yapılan ispiyonun karşısında ne yazdığına bakılır. İndirimse indirim, afsa af; gereği yapılır. Hem böylece mahkemelerin yükü de hafifler. Benden ispiyonlaması! 1 Mayıs Yorgun ve yaşlı hissediyorum kendimi. Geç uyandım. İşçiler 1 Mayıs’ı Kadıköy İskele Meydanı’nda kutlayacaklarmış. Sirkeci’den vapura biner karşıya geçerim diye düşündüm. Ne gezer, vapur ve tekne yasaklanmış Kadıköy’e. Eh Bravo! Şeytanın aklına gelmez. Saat 16.00’ya kadar yasakmış. Niye? 1 Mayıs gösterilerine katılmayalım diye. Bravo vallahi, şeytana tersten giydirmek bu olsa gerek. Bari elinizi vurmuşken, siz evladı fatihansınız. Meydanların etrafına derin kanallar kazdırın. Elinizde bol yanmış yağ vardır. Onları da o kanal ve kanaletlere döktürün, yangın çıkarın, kimse meydana çıkamasın. Bu zahmetli ve masraflı gözükebilir. İkinci bir öneri: Meydanları hüpletin, amelenin toplanacağı alan kalmasın. Örneğin; Kadıköy’ün iskele ve meydanını Arap kirvelere tahsis edin, yedi yıldızlı, burgulu kule oteller diksinler. Hem para kazanır, hem de devrimci radikal önlemler almış olursunuz. Bir dahaki seneye 1 Mayıs işçi bayramında yer isteyenlere Adapazarı ovası ve Trakya ovasını tahsis edin. Hadi onlar da gitmeye kalktı. Ne güne duruyor trafik polisi, yola çıkan araçlara düzgün kontrolmuayene çeksinler. Bir dahaki seneye bir Allah’ın kulu sokağa çıkmaz! Sultanahmet Meydanı bu tür toplumsal gösteri ve bayramlara kapalı. Sadece Ramazan ayı açık. Sucuklahmacun partisi yapılır Sultanahmet Camiİ’nin dibinde. 11 ayın sultanı sadece Sultanahmet Meydanı’na yerleşir. Banal eğlencelerle, çatal kaşıksız, elle dürüm yeme, yağlı ellerle kaşınma mekânı olur Sultanahmet Camii ve Meydanı. Amelesolcu için toplanacak meydan kalmadı. En iyisi onlara; ‘‘Gidin Moskova’ya Kremlin Meydanı’nda toplanın! ‘’ diyebilirsiniz. ??? 30 Nisan’da İstanbul Tabip Odası kongresi vardı. Sabah 10.00’da gittim. Naçizane tabip olmam dolayısıyla oda seçimlerine katıldım. Sabahın ilk saatleri, bir de ne göreyim, MTTB’li arkadaşlardan tanıdıklarım, biraz göbeklenmişler, bıyıklar aynı, kirli, güzel dudaklar gözüküyor, dişler dışarıda; ‘‘hoş geldin’’, ‘‘niye geldin’’?.. Sonra elime liste tutuşturdular. Hekim Hakları Grubu. Sadece hekim hakları için mücadele edeceklermiş! Dünya yansa onların bir tutam otu yanmayacak. Demokrasi, eşitlik, genelde insan hakları onları ilgilendirmiyor. Hekim dediğin günlük iaşe peşinde koşmalı. Öyle hükümeti, hükümetin politikalarını irdelemek, yurt ve dünya sorunlarıyla ilgilenmek ayıp. Soru sormamak gerek! Ne de olsa Müslümanız ya! Şirk koşulur mu? Ya da bu tekkeye eğri odun taşınmaz. Hepsi ‘düz’ olacak. Tabip Odası da, Laleyi Sevenler Derneği de AKP’li olmalı. Sabahtan akşama kadar, günde beş vakit ‘‘mutluyum, mutlusun, mutlular’’ çekmeliyiz. AKP’li abiler iktidar ya; taşıma sorunu yok! Yemekkumanya beleş! Doktorları da gecekondu garibanı sanıyorlar. 3500 kişi taşımışlar, 2400 oy oldılar, kendi kendine gelenler de, yani bizimkiler 5500 oy aldılar. Tıbbiye, Mülkiye, Rüştiye size karşı abiler. Bıyıkları terlemeden katılmışlardı Kurtuluş Savaşı’na. Sizinkiler halifeye dua okurken onlar Bağımsız Türkiye kavgasına katılıp, isimsiz kahramanlar, taşsız mezarlar olmuşlardı. Yoksul halkımın dertlerini dert edinmeyene doktor denmez. ??? Biz dün sizleri okutmak istemeyen, okulda döverek teslim almaya çalışan MHP’li öğrencilere karşı çıkarak sizin okuma hakkınızı nasıl koruduysak, bugün de ne kadar sorun sahibi varsa onların sorunlarına sahip çıkmaya devam edeceğiz. Diyarbakır Tıp Fakültesi’nde bir tekinizin teline zeval gelmemiştir. Zira sigortanız da naçizane bendim. Bundan pişmanlık duymuyorum. Haksız bir saldırıya maruz kalırsanız sizi yine korumaya çalışırım. Siz çok olduğunuz ya da güçlü olduğunuz yerde neden bizim gibi davranmıyorsunuz? Kendiniz soru sorun! Türbanlılar da okumalı, biz Dr. Hasret Hanım’ı okutmuştuk. Geçmişimizle de, geleceğimizle de aydınlık Türkiye’nin öncüleri olmaya devam edeceğiz. Siz de bildiğiniz yolda devam edin. [email protected]/Faks: 0212 672 71 71 SESSİZ SEDASIZ (!) Mustafa Necati için ayağa kalkın! İZMİR 15 Mayıs 1919’da işgal edilince, Balıkesir cephesinde çete savaşlarına katıldı. Anzavur kuvvetlerine karşı, Kuvayı Milliye komutanı olarak savaştı. Yunanlara karşı girişilen savaşlarda bulundu. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen yazılar yazdı. Milletvekili oldu. 1925’ten 1929’a kadar Milli Eğitim Bakanlığı yaptı; kapatılan medreselerin yerine laik cumhuriyet okullarını kurdu. 1929’da öldüğünde başucunda Mustafa Kemal Paşa göz yaşı döktü. Varisi yoktu, Ankara Çankaya’daki evi devlete kaldı Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Recep Nas: ‘‘Nükleer santral kurulunca Sinop marka olacakmış. Sinopluların giysileri de ölünün üzerinden çıkan giysi soyka olacak.’’ Soyka Çözücü Akif Kökçe: ‘‘Çözüm insanı olarak aranmak istiyorsanız, işe işleri düzeltilemeyecek biçimde bozmakla başlayın!’’ Mustafa Necati’nin. Yıllar sonra devlet evi onardı. Ve bugün İslamcı hükümet, müze olması gereken o evi, 49 yıllığına bir ‘‘kurufasulye’’ciye kiraladı. Ertuğrul Sevimbike bu ‘‘iş’’in bu kadar kolay olamayacağı kanısında: ‘‘AKP bir taşla iki kuş vurmuş oluyor. Hem Laik eğitimden intikam alınıyor hem de cumhuriyetin laik eğitimi tarihe gömülüyor. Buna izin vermemek zorundayız. Buna bir çare bulmak lazım. Ayağa kalkın laik eğitim dünyası. Ayağa kalkın üniversiteler. Ayağa kalkın aydınlar. Buna izin vermeyin!’’ Türbanı fazla germeyin AKP’ci abiler... Caaart diye yırtılır sonra! Laiklik Tartışması MERİÇ VELİDEDEOĞLU 23 Nisan’ın 86. yılı kutlamasında TBMM Başkanı Bülent Arınç, iki gün sonra da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başka konularla birlikte laiklikle ilgili düşüncelerini ortaya koydular. Her ikisi de laikliğin yeniden tanımlanmasından yani tartışılmasından yana görüş bildirdi. Hep bilindiği gibi laiklik ilkesinin ortaya konması, laik yaşam düzeninin kurulması 1789 Fransız Devrimi’nin bir ürünüdür; dolayısıyla Fransızlar laiklik konusunda çok hassastırlar, tetiktedirler ve bu konuda ‘‘Jakoben’’ olmakla bir bakıma suçlandırılmalarına hiç mi hiç pabuç bırakmazlar. Nitekim iki buçuk yıl önce, Fransa’da okullarda dinsel simgeleri (kippa, haç, başörtüsü) yasaklayan yasanın kabulü sırasında ve öncesinde laiklikle ilgili kimi tartışmalar başlayınca, Cumhurbaşkanı J. Chirac, 17 Aralık 2003’te ‘‘Cumhuriyette Laiklik İlkesi’’ adlı bir konuşma yaptı. Dünya kamuoyunda yankı uyandıran konuşma bizde AKP yanlısı basın tarafından görmezden gelinmişse de, gazetelerin bir bölümünde kısa da olsa yer almıştı. Muhafazakâr kanattan olan Cumhurbaşkanı J. Chirac’ın laiklikle ilgili kimi açıklamalarını şöyle sıralayabiliriz: ‘‘Laiklik Cumhuriyetçi kimliğimizin merkezinde bulunmaktadır; laiklik ilkesi Fransa için bir şanstır; bunun içindir ki anayasamızın birinci maddesinde yer almaktadır; bunun içindir ki tartışılamaz!’’ Demek ki Fransız Anayasası’nın bu ilk maddesinin diğerlerinden bir ayrımı var; demek ki anayasalarda ayrıcalıklı maddeler oluyormuş tıpkı bizim anayasamızda olduğu gibi. Ne ki Başbakan R.T. Erdoğan bu ayrıcalığın anayasamızdan kaldırılmasını, böylece laikliği içeren maddenin değişmezliğine son verilmesini istiyor. Alıntıyı sürdürelim, Chirac: ‘‘Bugün artık laikliği yeniden tanımlamak ya da sınırlarını değiştirmek söz konusu değildir.’’; ‘‘Cumhuriyetin kanun ve laiklikle birlikteki ilkelerine, dini özgürlük örtüsü altında itiraz edilmesi hoş görülemez’’ diyor. Laikliğin sınırları ile oynamayı amaçlayan, dolayısıyla laikliğin yeniden tanımlanmasını isteyen Meclis Başkanı B. Arınç’a dolu dolu bir yanıt. J. Chirac bu tarihsel konuşmasının bir yerinde şunu da söylüyor: ‘‘Laiklik, farklı dinlerin uyumlu birlikteliğini sağlayan ‘kamu alanı’ tarafsızlığıdır’’; ‘‘Kamu hizmetlerinin tarafsızlığını ve laikliğini yeniden kuvvetle dile getirip vurgulamalıyız.’’ Laik yönetimin ‘‘kamu alanı’’ görüşünü açıklayan bu söylemin ardından J. Chirac bir gelişmeyi müjdeliyor Fransız halkına. Laik düzende Başbakan Erdoğan’ın istediği ‘‘değişim’’in değil de ancak bir ‘‘gelişme’’nin söz konusu olabileceğini vurgulayıp bunu şöyle dile getiriyor J. Chirac. ‘‘Fransızları ve kamu yetkililerini, laiklik ilkesinin saptırılmasına ya da saldırıya uğramasına yol açacak durumlarda uyaracak bir ‘Laiklik Gözlem Evi’ kurulacaktır.’’ Demek ki ‘‘değişim’’ adı altında laiklikle oynamaya laikliğin kendisi engeldir, yapılmas gereken, ‘‘saptırılmasının ya da saldırıya uğramasının’’ önüne geçmektir. Bunun için Fransa’da kurulacak bu gözlem evinin gönüllü sayısız destekçisi, yandaşı olacaktır. Sayısız diyoruz, çünkü Fransa’da konusu, çalışma alanı yalnızca ‘‘laiklik’’ olan on binlerce sivil toplum kuruluşu varmış; mahalle, köy, bucak, kent demeden bütün Fransa’yı sarmış olan bu derneklere milyonlarca, milyonlarca Fransız üyeymiş. Laikliğe karşı bir tutumun ortaya çıkmasında hemen ayağa kalkan bu dernekler şimdi bir devlet kuruluşu olan ‘‘Laiklik Gözlem Evi’’nin yardımcısı olacaklardır. Bir AB ülkesiyle, AB’ye girmek için çırpınan Türkiye’nin laiklik görüşleri kısaca böyle... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN BULMACA hayatepik?mynet.com SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 5 Mayıs www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Kesilerek 1 biçim verilmiş parçaları 2 bir yüzeye 3 kompozisyon oluşturacak 4 biçimde ya 5 pıştırma sa 6 natı. 2/ Orta 7 Anadolu'da bir göl... Bü 8 yüme, geliş 9 me. 3/ ‘‘1 2 3 4 5 6 7 8 9 kahkahalar yükseli1 M Ü S T E V L İ yorken evinizden / A L A İ Y E Bendim geçen ey 2 Ü Ç İ S sevgili sandalla de 3 S Ü R S A T P nizden'' (Yahya Ke 4 T R E M O R Z OMA mal)... Avlanırken 5 E D İ K avcıların hayvanlar 6 V Ü S A T M A D T R dan gizlendiği yer. 4/ 7 F M N A S Perhiz. 5/ Aşırı ol 8 İ E K K O L İ mama durumu... 9 K R İ M İ N A L Kuzu sesi. 6/ Niğde'nin bir ilçesi... Sınırlı bir yerle ilgili olan. 7/ Halk dilinde ayrana verilen ad... Sipersiz şapka... Titan elementinin simgesi. 8/ Kullanılmaya hazır para... Ruh. 9/ Birine dokunsun diye söylenen söz... İslam dinini korumak ya da yaymak amacıyla yapılan savaş. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kır bekçisi, korucu. 2/ Oyunda cezalı çocuk... Bir ilimiz. 3/ Kenevir... Akım şiddeti birimi kiloamperin kısa yazılışı. 4/ Mezopotamya'da kurulmuş en büyük sitelerden biri... İlkel benlik... Bir cins tuzlu turta. 5/ Bir tür bağımsızlığı olan büyük il. 6/ Önden ya da arkadan geniş biçimde evaze, içte kalan eteğin ucunun yan dikişle birleştiği etekler için kullanılan sözcük. 7/ Yerinde yapılan ve beğenilen davranış... Tantal elementinin simgesi. 8/ Bir nota... ‘‘Çok sarhoş'' anlamında argo sözcük. 9/ Antil Adaları'nda yetişen çok zehirli bir ağaç. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle