19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MAYIS 2006 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI A A A A A A A A A 24 30 27 29 34 35 35 34 26 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya A PB PB PB A A A A A 22 22 20 19 29 30 29 24 28 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A PB Y Y Y 33 29 31 33 28 28 17 17 19 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun doğusu ile Artvin çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Tüm yurtta mevsim normallerini üzerinde olan hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y B Y Y 13 16 17 14 13 16 15 14 16 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB PB Y A A A A PB 20 29 22 23 34 29 26 30 21 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB A A A A PB PB A A 23 31 23 31 25 30 27 34 33 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada si zamanın tek başına iktidar sahibi Turgut Özal aynı yönteme başvurdu. Solsağ çatışmasını gösteren ne kadar film varsa TV’den gösterdi, gazetelerin başlıkları sergiledi. Laikliğe karşı eylemlerle sarsılan iktidar, gerçeğin üzerini örtmek, olayların başka yönde yorumlanmasına olanak sağlamak için Özal benzeri bir yolda. RTE, Mısır yollarında gazetecilere konuşuyor; sözüm ona Cumhuriyete sahip çıkıyor. Evet ama hangi Cumhuriyete? Laik Cumhuriyete mi, yoksa ılımlı İslam Cumhuriyetine mi? Başta RTE, AKP iktidarının önde gidenleri, konuşmalarında ve toplumsal eyleme karşı saldırılarında Cumhuriyeti koruyacağız derken laik Cumhuriyeti diyemiyorlar. Laikliğe sahip çıkan toplumsal olayları dar hükümetçilik zihniyetiyle yorumlayarak aslında Türkiye’de laikler ve laiklik karşıtı diye kamplaşmanın mimarı olduklarını ortaya koyuyorlar. ??? Ilımlı İslam iktidarına isim babalığı yapan ABD, gelen haberlere bakılırsa Türkiye’de ‘‘Neler oluyor’’ sorusuna yanıt arıyormuş. Washington’daki yetkili çevrelerin istikrar öğeleri diye saydığı koşullar arasında Cumhuriyetin ve demokrasinin temel öğesi laiklik yok! Ülkedeki toplumsal eylemleri ‘‘eski günlere döndürme’’ hareketi diye yorumlayan kişi, bir Dışişleri Bakanı olursa; elbette dış dünya Danıştay’a saldırı ile su üzerine çıkan laiklik tartışmalarını ve toplumsal eylemleri, Türkiye’yi ‘‘eski günlere döndürme’’ çabası diye yorumlayabilir. RTE ise yeni masallar icat etmekte. Genelkurmay Başkanı Org. Özkök’ün, ‘‘halkın haklı reaksiyonunun sürekli olmasını’’ dileyen sözlerini, ‘‘Türk Silahlı Kuvvetleri nereye bağlı? Başbakan’a. Dolayısıyla bu tür hareketleri ve tepkileri makul karşılamak, devamını talep etmek hiçbir zaman tasvip edilemez’’ diye karşılıyor. Ne demek bu? Örneğin Cumhuriyetin temel koşulu laiklik konusunda askerin Başbakanlık’a bağlı diye Başbakan’la aynı ağızla konuşması mı gerekiyor? Başbakan bu saptamasıyla terse işleyen rejimsel konularda Genelkurmay Başkanı’nın aynı görüşü paylaşmasını zorunlu görüyor. Oysa, Genelkurmay Başkanlığı Başbakanlık Müsteşarlığı değil. Genelkurmay Başkanı Org. Özkök, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer hiç değil! ??? Org. Özkök, ‘‘başka çağrılara meydan vermeyecek’’ biçimde, üstelik özenle devletin ve demokrasinin temel kuralı laikliğin korunması amacını taşıyan laiklik karşıtı hareketlere karşı toplumsal eylemlerin devamını diliyor. Bir iktidar laikliği gerçekten gönülden destekliyorsa ne var bunda? Daha doğrusu nasıl davranacaktı asker? Saldırının laik rejime saldırı olduğunu bir türlü söyleyemeyen RTE ve sıkıştıkları köşede kendilerini karanlık günlerin dönmesi olasılığından söz ederek savunan Dışişleri Bakanı Gül gibi mi? Hadi canım sen de! Cumhuriyet’e bombalı saldırı düzenleyen grubu teknik takip çökertti GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Saldırganlar iz bıraktı MEHMET FARAÇ İstanbul polisi gazetemize yönelik bombalı saldırıların faillerini, yaptıkları hataları teknik takiple sonuçlandırarak deşifre etti. Merkez binamızın çevresindeki 4 kilometrekarelik bir alanda çalışma yürüten ekipler, zanlıların bölgede toplanma, gezme ve görüşme gibi izler bırakmasından yola çıkarak organizasyonu çökertti. Cumhuriyet ve ardından Danıştay’a yönelik eylemler yapan dinci organizasyonu çözmek için İstanbul Emniyeti’nin İstihbarat Şube Müdürlüğü ile Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü yoğun bir çalışma yürüttü. Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’la birlikte olay sonrası gazetemize gelen iki şubenin müdürü de bireysel failler üzerinde durdular ve saldırganları en kısa sürede yakalayacaklarına ilişkin söz verdiler. Derlenen bilgilere göre emniyetin iki şubesi 11 Mayıs’taki bombalı saldırının ardından özel bir ekip oluşturarak ilk planda gazetemizdeki güvenlik kameraları üzerinde çalışma yürüterek zanlıların eşkallerini belirlemeye çalıştı. Bu sırada Cumhuriyet’teki görüntüler yetersiz kalınca gazetemizin iki sokak arka İSTANBUL’DA BİR KİŞİ DAHA YAKALANDI İstanbul Haber Servisi Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve gazemize yönelik saldırı gerçekleştiren avukat Alparslan Arslan’ın aracında bulunan 20 bin YTL’lik çeki kestiği belirlenen Atilla E, İstanbul’da yakalandı. Atilla E. ile birlikte İstanbul’da gözaltında tutulan Erhan T. de gece geç saatlerde Ankara’ya götürüldü. Olayla ilgili hakkında yakalama emri çıkarılan Ayhan P. adlı bir kişinin de halen arandığı öğrenildi. sındaki bir binanın güvenlik kamerasının görüntüleri incelendi. Ancak flu görüntüler ciddi ipuçları vermedi. Bu çalışma sürerken istihbarat şubesi ekipleri merkez binamızın çevresindeki 4 kilometrekarelik bir alanda özel bir çalışma yürüttü. Ekipler bölgedeki esnaf, taksi sürücüleri, öğrenciler ve özel güvenlik elemanlarından oluşan onlarca kişiyle birebir görüşerek kuşkulu aradı. Bu sırada zanlıların bıraktığı izlerden yararlanan ekipler, saldırganların gazetemizin çevresinde çok sık dolaştığını, toplantı için yakındaki tesisleri kullandığını ve gereksinimlerini de bölgeden karşıladıklarını saptadı. Alan çalışmasından elde edilen verilerle operasyon, zanlılara ulaşılabilecek 4 ayrı noktaya yayıldı, bilgi ve robot resimler arşivle karşılaştırıldı. Bu sırada saldırının hemen arkasından olay yerinden kaçan militanları gören bir görgü tanığının ifadeleri polise ciddi yarar sağladı. Uzmanlar bölgede sıklıkla gezenleri tek tek mercek altına aldı ve süzgeçten geçirilenlerle birlikte zanlıların çevresindeki alanı daralttı. İstihbaratçıların ilk kuşkularında, karşılarına gazetemize üçüncü el bombasını atan avukat Alparslan Arslan çıktı. Arslan’ın Göztepe Camisi ile Ermeni konferasındaki protestocular arasında olduğu saptandı. Ancak cep telefonunu kapatan Arslan’a bir türlü ulaşılamadı. Uzmanlar Arslan’ın çevresinde bir suç örgütü olduğunu saptayınca, organizasyon şemasını çizdi ve zanlıları tek tek belirledi. Operasyon 6 gününe yaklaştığında Danıştay saldırısı yaşandı. Polis bu olayın ardından iki saldırıda paralellik olduğu konusunda bilgileri somutlaştırdı ve ilişkiler pamuk ipliği gibi çözüldü. Türkiye’yi sarsan saldırıları gerçekleştiren ve ülkücü gelenekten gelen elebaşı Alparslan Arslan’ın arkasında karanlık bir organizasyon var mı?.. Uzmanlar operasyonla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: ‘‘Zanlıları yakalamak için Cumhuriye’e söz vermiştik. Gazete de mağdur olmasına karşın yöneticiler olgun davrandı, bir suçlamaya girmedi. Zanlılar eylemler sırasında amatörce davrandılar. Bölgede kamera olmasını göz ardı ettiler, pervasız davranarak yüzlerini gizleme gereği duymadılar. Bu organizasyonun içinde beş kişi var, elebaşı da avukat Alparslan Arslan. Silahları bu kişi temin etmiş. Yardımcısı Osman Yıldırım ise bombaları temin etmiş. Ancak ikisi de silah ve mühimmatı kimden aldığını söylemedi. Yıldırım, eski TİT üyesi Semih Tufan Gülaltay’ın hemşerisi. Emekli asker Muzaffer Tekin’in ise organizasyonun içinde olduğuna yönelik İstanbul’daki soruşturma sırasında bir saptama yapılamadı. Ankara’daki uzmanlar hem bu konunun hem de olayın arkasında birileri var mı, onun peşinde.’’ Danıştay kamerası Saldırıdan 1 gün önce bozulmuş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 2. Dairesi’ne yönelik saldırının ardından yapılan inceleme sonucu, Danıştay girişinde bulunan görüntü kayıt sisteminin saldırıdan bir gün önce 16 Mayıs günü saat 16.00’da arızalandığı saptandı. Sistemi kuran firma yetkilileri ‘‘Arızanın dışarıdan bir müdahaleyle olmadığını, teknik bir nedenden kaynaklandığını’’ belirlediler. Yetkililer, bilgisayarın belleğinde bulunan önceki kayıtların da silindiğini bildirdi. Görüntü kayıt sisteminin daha önce de birkaç kez arızalandığı öğrenildi. Öte yandan, Danıştay Başkanlığı’nın Emniyet Genel Müdürlüğü’ne Danıştay binası ve çevresinde güvenlik önlemleri alınmasına yönelik geçen yıl eylül ayında 3 yazı yazıldığı öğrenildi. Karısını tehdit eden Türk’e sınır dışı ? ZÜRİH (AA) İsviçre’de karısını ölümle tehdit eden bir Türk ve babasının silah zoruyla sınır dışı edildiği bildirildi. Saint Gallen kentinin adli kaynakları, İsviçre’de ailesiyle birlikte oturma izni bulunan 46 yaşındaki babanın, bu ülkeye 10 yıl süreyle girişinin yasaklandığını, 21 yaşındaki kadının kocasının ise 5 yıl süreyle ülkeye girişinin yasaklandığını bildirdiler. Babasının zoruyla bu kişiyle evlendiği belirtilen genç kadının, daha önce de Türkiye’de şiddet eyleminde bulunmaktan mahkum olan ve İsviçre’de aile birleşimi gereğince oturma izni bulunan kocasıyla yaşamayı reddettiği, bu yüzden de kocasından ölüm tehditleri aldığı kaydedildi. bilgi vermesinin çok zor olduğunu gösteriyor. Bir zanlı Emniyet soruşturmasının tamamlanıp cezaevine konması halinde yeniden ifadesinin alınması çok güç. Eğer yeni zanlılar yakalanıp Arslan’la ilgili yeni bilgiler verirlerse, Emniyet’ten bir ekip cezaevine gidip orada sorguya çekebilir. Yeni yasalara göre, Emniyet’e dönüş yok. Bunları vurgulamamızın nedeni şu: Arslan’ın ifadesinde yanıtını aradığımız soruların çoğu hâlâ çengelli! Karşımızda çok parçalı bulmaca var. Bu bulmacanın şehit olan ve yaralananlar kısmı net. Tetiği çeken kısımda ise sadece tabanca ve tabancayı tutan el, bileğine kadar görünüyor. Ötesi yok. ??? Arslan, gerek mesleğinin gerekse aldığı terör eğitiminin katkısıyla olsa gerek, çok profesyonel bir ifade vermiş görünüyor. İfadenin satır aralarında birkaç ay sonra başlaması beklenen duruşmada Arslan’ın alacağı cezayı hafifletme olasılığı yüksek tümceler yer alıyor. Örneğin Arslan, Danıştay’da saldırıyı düzenlediği odaya girerken, herkesi hedef almadığını söyleyip ayrıntı vermiş. Bu ve benzeri anlatımların yargılamayı nasıl etkileyeceğini şimdiden söylemek zor. Arslan’ın ifadesinde şu iki kilit sorunun yanıtı yok: Evinin kirasını zor verecek durumda bir kişi olarak, eylemler için gerekli parayı nereden buldu? Harcama tutarı 50 bin YTL’yi buluyor. Silah ve el bombasını almasında aracılık eden ve bunları aldığı kişi ya da kişiler kim? Arslan ifadesinde, aracılık edenin adını açıklamak istemediğini söylüyor. Silah ve el bombasını satın aldığı kişiyi de tanımadığını belirtiyor. Dikkat çekici bir nokta daha var; Arslan, Cumhuriyet’e atılan 3 bombadan sadece sonuncusunu kendisinin gerçekleştirdiğini kabul etti. İlk iki bombayı atan Tekin İrşi’yi tanımadığını söyledi. Bu durumda ortaya şu soru çıkıyor: Tüm saldırılarda adı geçenler birbirini tanımıyor mu? Bunlar belli bir merkezden farklı biçimlerde yönlendirilen ve birbiriyle bağlantısı olmayan kişiler mi? ??? Danıştay saldırısına ilişkin soruşturmaları yorumlarken AKP’nin tutumu da ister istemez hep gündemimizde olacak. Ne yazık ki, AKP olayda Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümeti gibi davranamadı. AKP’nin davranış bozukluğu halen devam ediyor. AKP’liler döne dolaşa saldırganların ‘‘irticacı’’ diye tanımlanan yelpazeden olmadığını kanıtlatmaya çalışıyor. Her şeyden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin daha Danıştay saldırısının üzerinden yarım gün bile geçmeden Meclis kürsüsünden şunu söylemişti: ‘‘Soruşturma safhasında sürprizlere hazır olun!’’ Demek ki, Şahin olayı çözdü. Tepki gösterenlerin de şaşıracağı sonuca ulaştı ve bunu Meclis kürsüsünden haykırıyor! Gelinen noktanın özeti şu: 1 Soruşturmanın seyri, olayın bütün yönleriyle aydınlatılmasına ilişkin umut vermiyor. 2 AKP düğümün çözücüsü değil, bir parçası halinde; gerilim politikası uygulayarak ayakta durmaya çalışıyor. ankcum?cumhuriyet.com.tr YÖK Başkanı Teziç ve devlet üniversitelerinin rektörleri Sezer tarafından kabul edildi. Rektörlerin Danıştay’a saldırının ardından ortaya çıkan tabloyu destekleyen görüşlerine Sezer de katıldı. (AA) IŞIL ÖZGENTÜRK Rektörler Çankaya’da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç ve devlet üniversitesi rektörlerini Çankaya Köşkü’nde kabul etti. Rektörlerin, Danıştay’a yönelik saldırının ardından çıkan tabloyu destekleyen görüşlerine katılan Sezer’e rektörler ‘‘Ümidimiz sizsiniz’’ dedi. Sezer ise rektörlere ‘‘Üniversiteler toplumun güvencesidir’’ yanıtını verdi. Geçen hafta başında rektörlere dün için randevu veren Sezer, kamu üniversitelerinin rektörleri için Köşk’te kokteyl düzenledi. Sezer, vakıf üniversitelerinin rektörlerini çağırmadı. Rektörler, Köşk’e çıkmadan önce YÖK’te buluştu. Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıda, yaşanan gelişmeler ve Sezer’in bilgisine nelerin sunulacağı konuşuldu. 1 saatlik toplantının ardından Teziç ve rektörler Köşk’e hareket etti. 1 saat 15 dakika süren kokteylde en önemli konu Danıştay’a yönelik saldırı oldu. TÜ Rektörü Ural Akbulut, “Cumhurbaşkanı, Cumhuriyete yönelik saldırılara toplumsal refleksten ve cumhuriyete sahip çıkılmasından memnundu’’ dedi. Üniversitelerin maddi sorunlarına da değinen rektörler, Sezer’e ‘‘Bu maaşlarla çalıştıracak araştırma görevlisi bile bulamıyoruz’’ derken Sezer de, ‘‘Biliyorum, hükümete aktardım’’ diye konuştu. Sezer, üniversitelerle daha yakından ilgileneceğini söyledi. Edinilen bilgilere göre, Sezer, yükseköğretimin sorunlarıyla ilgili önümüzdeki ay, bir başka toplantı düzenlemeyi planlıyor. Ülkemin kahraman kadınları! ? Baştarafı Arka Sayfada Seyrantepe’de korkutan yangın ? İSTANBUL (AA) Seyrantepe İbrahim Karaoğlanoğlu Caddesi Özgür Sokak 55 numaradaki 4 katlı binanın 2. katında bulunan Çevikel Tekstil Sanayi ve Ticaret Şirketi’ne ait tekstil fabrikasında, dün akşam saatlerinde henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Kısa sürede 3. kata da sıçrayan yangına Sefaköy, Beşiktaş, Beyoğlu ve Şişli itfaiye ekipleri müdahale etti. İtfaiye erlerinin yaklaşık 2 saat süren yoğun uğraşları sonucu kontrol altına alınarak söndürülen yangın, binada büyük çapta maddi hasara yol açtı. CHP’den soru önergesi CHP’li Canan Arıtman, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Danıştay’ın koruma talebine karşın niçin daimi koruma tahsis edilmediğinin açıklanmasını istedi. ‘Sezer de memnun’ Rektörler, saldırının ardından ortaya çıkan toplumsal refleksin yerinde olduğu görüşünde birleşirken Cumhurbaşkanı da bu görüşü destekledi. OD 2. Daire için görevlendirme Danıştay Başkanlar Kurulu, Danıştay 2. Dairesi’nin çalışmalarını sürdürebilmesi için diğer dairelerden 5 üye görevlendirdi. Danıştay 2. Dairesi Başkanlığı’na en kıdemli üye Kamuran Erbuğa vekâlet edecek. Cumhuriyet değerleri korunacak Haber Merkezi Gazetemize ve Danıştay’a yapılan saldırılara tepki büyüyor. Yurttaşlar yurt genelinde tepkilerini dile getirerek ‘‘laiklikten ödün vermeyeceklerini’’ vurguluyorlar. ANKARA: İç Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akyürek, Ostim Sanayici ve İşadamları Derneği (OSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Güçlü, Anadolu Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay, OSİAD Güçbirliği AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Rıfkı Güvener, SS OSİAD Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şevki Oğan ve SS Orta Büyüklükte Sanayi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Savaş Özüdoğru, dün gazetemizin Ankara bürosuna destek ziyaretinde bulundu. Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay ile görüşen heyet, gazetemize ve Danıştay’a yapılan saldırılara ilişkin ortak kınama mesajında şunları kaydetti: ‘‘Kurşunlar, rejimin temel değerlerine, laikliğe, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye sıkılmıştır. Türkiye karanlık çevrelerin provokatif eylemiyle karşı karşıyadır. Saldırıdan toplumun her katmanındaki insanın ders çıkarmasını bekliyor, sağduyu çağrısında bulunuyoruz.’’ İSTANBUL: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Senatosu’nun oybirliğiyle aldığı kararda, Danıştay’a saldırının ‘‘Cumhuriyete ve onun kazanımlarına yapılan bir saldırı’’ olduğu kaydedildi. Doç. Dr. Ümit Sayın da gazetemize gönderdiği mesajda, ‘‘Bu saldırıların nedeni Cumhuriyet gazetesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kazanımlarının korunmasına karşı verdiği mücadeledir’’ dedi. Fotoğraf: VURAL KÖSE ATATÜRK SEVGİSİ AdanaMersin yolundaki Silsan Silindir Fabrikası önüne, ‘‘Atam, kurduğunuz Cumhuriyete göğsümüz tunç siperdir. 125. doğum yılınız kutlu olsun’’ yazılı bilboard konuldu. Bu yurt en çok onlarındır. En çok da kızlarının okumasını isterler. Onları hâkim, savcı, doktor, mühendis görmek isterler. Her küçük kız çocuğuna yapılan haksızlık onların yüreklerini parçalar, töre cinayetlerinde ölenle ölürler, okula gidemeyen kız çocukları onların derdidir. Bu acılı durumu değiştirmek için inatla mücadele ederler. Derneklere girip çalışırlar, yeni projeler üretirler ve alışılmış erkek politikaların dışında yepyeni, daha eşitlikçi, daha saydam politikalar oluşturmak için canla başla çalışırlar. En riskli davalarda başvurdukları tek şey evrensel hukuktur. Onları kandırmak zordur, çünkü hayata ve geleceğe inanırlar. İşte ülkemin bu kahraman kadınlarının ikisi, Anıtkabir’de hepimiz için defteri imzaladılar. Milyonlarca Türkiyeli kadın adına. Onlara teşekkür ederim, ederiz. Ve benim artık dayanamadığım bir şey var, hiçbir şey üretmeden, zengin kocalarının sağladığı imkânları sonuna kadar kullanıp daracık giysiler, açık ayakkabılar ve ojeli tırnaklarla ve az sonra sahneye çıkacakmış gibi makyajlı yüzleri ve son moda türbanlarıyla, ciplerini Bağdat Caddesi’nde dolandıran hemcinslerim. Bunların partisi AKP, acaba yoksulluktan anası ağlayan, yoksulluğunu gizlemek için sırtına çarşafı geçiriveren ya da baba baskısı nedeniyle okuyabilmek, hayatın içinde var olabilmek için örtünen, gerçekten inanmış bir kitlenin kadınlarını daha ne kadar kandırabilecek? Hiç kuşkunuz olmasın, onlar da çok yakın bir gelecekte, cipleriyle turlamaya çıkmış bu türbanlı kadınlarla hiçbir ortak noktaları olmadığını kavrayacaklar. Orada da bu iş önce kadınlardan başlayacak.. çünkü onlar da Kibele’nin torunları. [email protected] CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle