27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Sözde Ermeni soykırımını kabul etmeyenleri hapse atan Paris, yaptığı katliamların tarihçilere bırakılmasını istiyor Fransa’ dan çifte standart uygulama ransa’da görülen en önemli Ermeni etkinliklerinden biri de Diaspora’daki Ermenilerin, 36 Eylül 1979 tarihleri arasında, Paris’te yaptıkları ‘‘I. Dünya Ermeni Örgütleri Kongresi’’dir. Söz konusu kongrede şu kararlar alınmıştır. ? Ermeniler arasında birlik ve beraberliğin sağlanması, ? Askeri güç oluşturulması, ? Ermeni Bankası kurulması, ? Diaspora Ermenilerinin bir bütün olarak konuya sahip çıkmaları, ? Lokal faaliyet gösterecek basın bürolarının açılması. Bu kongrede alınan kararların önemli bir bölümü gerçekleştirilmiştir. Fransa’daki tüm bu Ermeni siyasi, sosyal ve dini kuruluşlarının Türkiye aleyhindeki çabaları, zaman içinde artarak devam etmiştir. Bunun için yoğun gayretler gösterilmekte ve çok paralar harcanmaktadır. Sözü edilen tüm bu etkinliklerin de katkılarıyla Fransız Yasaması 1990’dan bu yana tarihi olaylar ile ilgili yasalar çıkarmıştır. Anılan yasalar: 1. 13 Temmuz 1990 tarihli ‘‘İnsanlık Suçlarının İnkâr Edilmesini Cezalandıran Gayssot Yasası’’. 2. 29 Ocak 2001 tarihli ‘‘Ermeni Soykırımının Tanınması Yasası’’. 3. 21 Mart 2001 tarihli ‘‘Kölelik ve Zenci Ticaretinin İnsanlık Suçu Olarak Tanınması Yasası’’. 4. Fransa’nın geçmişteki sömürge siyasetinin olumlu gösterilmesini öngören 23 Şubat 2005 tarihli ‘‘Sömürge Yasası’’dır. F SÖZDE SOYKIRIM YA S A S I N A TEPKİLER MADDİ VE MANEVİ YARDIMLAR ransız yasaması, 1990 yılından bu yana, tarihi olaylar ile ilgili 4 yasa çıkartmıştır. Ancak, 12 Aralık 2005 tarihinde, 19 tarihçi bu yasalara karşı gelmiştir. Aralarında Pierre Milza, Pierre Nora, Marc Ferro, Mona Ozouf, Paul Veyne gibi önemli bilim adamlarının bulunduğu bu grup, ortak bir metne imza koyarak, söz konusu yasal düzenlemelerin demokratik bir rejime yakışmadığını belirtip, kaldırılmalarını istemiştir. Fransa’nın önde gelen 19 tarihçisinin, aralarında Ermeni soykırımının tanınmasının da bulunduğu 4 yasanın iptal edilmesi çağrısına, parlamentodan da destek gelmiştir. Fransa Meclis Başkanı Jean Louis Derbre, Sömürgecilik Yasası’yla ilgili sorunu çözdükten sonra soykırım ve kölelikle ilgili kararları yeniden gözden geçirmeyi amaçladıklarını söylemiştir. Debre bu amaçla bazı parlamenterleri bir araya getireceğini belirtmiştir. Meclis başkanı, Sömürge Yasası’nın yürürlükten kaldırılması veya tekrar yazılması seçeneklerini dışlamadığını kaydetmiştir. Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da yaptığı açıklamada, ‘‘Tarih yazmak, yasaların işi değildir’’ demiş ve yasanın bu haliyle Fransızları böldüğünü belirtip ‘‘yeniden yazılması gerektiğini’’ savunmuştur. Oysa ki bu gün tarihçilere sarılan adı geçen, ne 2001’de Ermeni Soykırım Yasası’nın ne de geçen yıl çıkartılan Sömürgecilik Yasası’nın onay süreçlerinde hiçbir sorun çıkartmamıştır. Öte yandan, 19 Fransız tarihçisinin, aralarında Ermeni Soykırım Yasası’nın da bulunduğu, Meclis’in tarihi konularda çıkardığı yasaların iptal edilmesi yönündeki çağrısının ardından harekete geçen Ermeniler, Soykırım Yasası’nın etkilenmemesi için kampanya başlatmışlardır. Ermenilerin desteklerini alan birçok sivil toplum örgütü de, sadece Sömürgecilik Yasası’nın değiştirilmesini, diğerlerine dokunulmamasını istemektedir. Anlaşıldığı üzere, Fransa, bu konulardaki çifte standardını belirgin bir şekilde göstermektedir. Önümüzdeki günlerde, gelişmelerin, tarzı muhtemelen yeni oluşumlara göre şekillenecektir. Anlatılanların dışında, önümüzdeki günlerde Türkiye’yi meşgul edecek iki yeni olay daha vardır. 2005 yılında, Fransız AXA Sigorta şirketi, Osmanlı döneminde, sigorta ettikleri ve aynı tarihlerde ölen Ermenilerin hayat poliçelerini ödeyeceğinden söz etmiştir. AXA, bu Ermenilerin ölümlerinden Türkleri sorumlu tutup, sigorta ödemeleri için muhtemelen TC’ye rücu etmeyi düşünmektedir. Fransa, 2006’yı ‘‘Ermenistan Yılı’’ ilan etmiştir. Buna tepki gösteren Türkiye, Ermeni diasporasının bu kararı ‘‘soykırım gösterisine’’ dönüştürmesi olasılığına karşı Fransa’yı uyarmıştır. F Ermenilerden PKK’ye destek rmeni kaynaklarına göre: Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu ve G.Doğu topraklarında yaşayan Ermeniler, 19. yüzyılın sonlarından itibaren, bu yörelerde yaşayan Türk ve Kürtler ile çatışmışlardır. ? 1883 yılında Sason Ermenileri, haraç vermeyi kesince bölgedeki Kürtlerin saldırılarına uğramışlar, çıkan arbedede binlerce Ermeni ve Kürt ölmüştür. ? 1897’de, Ermeni çeteleri, 18941896 yıllarında çok sayıda Ermeniyi öldürdükleri gerekçesiyle Mazgirt Kürtlerine saldırıp, yok etmişlerdir. ? 1904 yılında, Ermeni çeteleri, sözde milli kahramanları Antranik Ozanian yönetiminde, Sason’da, Kürtler tarafından desteklenen Osmanlı güçleriyle çarpışmışlar, bastırılmışlardır. ? 1915’te, Osmanlı yönetimi tarafından tehcire tabi tutulan Ermeniler, zaman zaman Kürtlerin saldırılarına uğrayıp, kayıplar vermişlerdir. ? 1919 Nisan ayında, Kürtler, Kafkasya Yerzinka’da, düzenli Ermeni askerlerine saldırıp iki yüz kişiyi öldürmüşlerdir. Yöre Ermenileri, asırlarca sorunsuz halde birlikte yaşadıkları Türklere ve Kürtlere, dış güçlerin tahrikleriyle düşman olmuşlardır. Önce Çarlık Rusyası, sonrasında İngiltere ve Fransa, Ermenileri, Osmanlı yönetimine karşı kullanmışlardır. Fransa’daki Ermeniler, uzun süredir Kürtçülük hareketlerini desteklemektedirler. Bu cümleden olmak üzere, PKK’nin 1984 yılında Türkiye’de başlattığı terör olaylarına maddi ve manevi destek vermişlerdir. Ayrıca Ermenistan Cumhuriyeti de ayni yardımlarda bulunmuş, hatta topraklarında PKK’nin kamplar kurmasını sağlamıştır. Fransa’daki, Türkiye aleyhine yapılan Ermeni gösteri ve törenlerine, Rumlar gibi Kürtler de katılmaya başlamış, birbirlerine destek olmuşlardır. Burada ilginç olan, Ermeniler ile Kürtlerin, Türkiye’den aynı topraklar üzerinde hak iddia etmeleridir. Bu husus kendilerine hatırlatıldığında, ‘‘Yöreyi Türklerden kurtaralım, sonrasını aramızda hallederiz’’ demeleridir. E F ransa, Ermenilerin sözde soykırım iddialarını yasalar çıkararak, anıtlar dikerek siyasallaştırmada öncülük etmiştir. Fransa’nın bu politikası bir kısım diğer Avrupa ülkelerinin de parlamentolarının etkilenmelerine, aynı doğrultuda kararlar almalarına neden olmuş, Ermenilere de çok moral vermiştir. Fransa’da önde gelen siyasetçiler, Türkiye’nin AB üyeliğinde Ermeni soykırımını kabul etmeyi koşul olarak öne sürmektedir. Cezayirli yetkili devlet adamlarının ve 19 Fransız tarihçisinin çıkışları sonucu güç durumda kalan Fransız yetkilileri, ‘‘Soykırım olaylarını tarihçilere bırakalım’’ tezini öne sürmeye başlamışlardır. SOYKIRIMI İNKÂR EDENLERE HAPİS Bunlardan 29 Ocak 2001 tarih ve 70 sayılı yasa, açıkça, sözde 1915 Ermeni soykırımını tanımışır. Bu, bir kısım diğer Avrupa ülkelerinin de parlamentolarının etkilenmelerine, aynı doğrultuda kararlar almalarına neden olmuş, Ermenilere de çok moral vermiştir. Fransız yargısı da soykırımın olmadığını savunan bir tarihçiyi, aynı yasa ile yargılayıp mahkum etmiştir. Ermeni etkinlikleri hep süregelmektedir. 2000’li yıllarda, SaineSaint Denis, Les Lilas’da Belediye Başkanı Jean Jacques tarafından ‘‘Soykırımı Hatırlatma Anıtı’’ açılmıştır. Yapılan törene Paris Ermeni Arşöveği Nakachian ile Ermenistan Cumhuriyeti’nin Paris Büyükelçisi Edvard Nalbandian katılmışlardır. 2003 yılında, Paris’te Komitas Soghomonyan anıtı dikilmiştir. Adı geçen, 1869’da Kütahya’da doğmuş, Ermeni dini müziği ve türküleri üzerinde araştırmalar yapmış, ünlü bir müzikolog ve din adamıdır. 23 Nisan 2005’te, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, ülkeyi ziyaret eden Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçeryan ile Komitas’ın heykeli önünde düzenlenen törene katılıp, saygı duruşunda bulunmuştur. J. Chirac’ın bu davranışı, sözde Ermeni soykırımının 90. yıldönümü olan 24 Nisan 2005 günü, böyle bir davranış ile 29 Mayıs 2005’te yapılan Avrupa Birliği Anayasası Referandumu’nda Ermeni oylarını etkilemek olarak yorumlanmıştır. FRANSA’DAKİ TÜRKLERE GÖREV İddialara karşı bilinçlenilmeli Paris’te Kanada meydanında sözde Ermeni soykırımı anısına din adamı ve besteci Komitas anıtı 24 Nisan 2003 yılında açıldı. lkemiz için önemli bir tehdit unsuru olan, Fransa’daki Ermeniler ile kuruluşlarının yıllardır süren etkinlikleri anlatılmaya çalışılmıştır. Fransa, sözde dostumuz ve müttefikimizdir. Dış ticaretimizin de önemli bir partneridir. Vaktiyle, Türklere olduğu gibi hamilik ettiği Ermenilere de özellikle çok zararlar vermiştir. Bu kompleks, iç ve dış etkenler (zaman zaman, Türkiye’ye siyasi baskı uygulamak istemi) nedenleriyle, ülkesindeki Ermenilik etkinliklerini desteklemektedir. I. Dünya Savaşı’nda, kendisi de, Almanya’ya komşu Alsace bölgesindeki Almanca konuşan yurttaşlarını güneye nakletmiştir. Fakat aynı tarihlerde Osmanlı Devleti’nin Ermenilere uyguladığı tehciri, sözde soykırım olarak değerlendirip, olayı iyice siyasallaştırarak, yasa dahi çıkartmıştır. Ancak bu günlerde, Cezayirli yetkili devlet adamlarının ve 19 Fransız tarihçisinin çıkışları sonucu güç durumda kalan Fransız yetkilileri, ‘‘Soykırım olaylarını tarihçilere bırakalım’’ tezini öne sürmeye başlamışlardır. Yıllardır yapılan Ermenilik etkinliklerine karşı koymada başarılı olamayan Türkiye, söz konusu tez ile kendini rahatça savunabilir. Bu konuda, çok geç kalmadan, tüm dünyada yoğun bir çalışma yapmanın zamanı gelmiştir. Fransa’daki iç politik etkenlere gelince, halen bu ülkede yaşayan Türklerin sayıları en az Ermenilerinki kadardır. Ancak, Türk nüfus çok dağınıktır. Yine de cami yaptırma, yeşil sermayeye para toplama vb. konularda organize olabilen vatandaşları da bu tehdit konusunda bilinçlendirip, siyasi arenada birlikte hareket etmelerini sağlamak TC hükümetlerinin başta gelen görevlerinden biri olmalıdır. Ü TÜRKİYE’Yİ SUÇLAYAN FRANSA VE ERMENİLERİN SOYKIRIM SABIKALARI A B ÜYELİĞİNDE ERMENİ ŞARTI Yine Paris’te 24 Nisan 2005 günü yapılan sözde Ermeni soykırımını anma törenlerinde konuşan Fransız anamuhalefet Sosyalist Parti Genel Sekreteri François Hollande, SP Meclis Grubu’na sunacağı ‘‘Ermeni soykırımı olmadı demeyi suç sayan’’ yasa teklifini diğer siyasi grupların da desteklemelerini istemiştir. F. Holande, ‘‘insan haklarına önem veren herkesin Ermeni savlarını tanıması gerektiğini’’ belirtmiş, Türkiye’nin, Ermeni soykırımını tanımaması durumunda AB’ye üye olamayacağını vurgulamıştır. Fransa Demokrasi Birliği (UIF) lideri François Bayrou, sözde Ermeni soykırımının tanınması için Nisan 2005’te AB’ye bir teklif sunulduğunu açıklamıştır. Fransa’da 2005 Mayıs ayında yapılan AB Anayasası oylamasında, hayır oyu çıkmıştır. Ülkedeki Ermeniler de aynı doğrultuda oy kullanmışlardır. Bu tavır, Türkiye’nin AB’ye alınmaması hususunu içermektedir. Nitekim Ermeni yanlısı, eski Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard D’Estaing, 2004 yılı başlarında, ‘‘Türkiye Avrupalı değildir’’ diyerek Türkiye’nin AB’ye girmesini önlemeye çalışmaktadır. Fransa’da iktidardaki Halk Hareketi Birliği (UMP) lideri, İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy, 2006 yılı mesajında; ‘‘AB’nin kurumları uyumlu hale gelmeden yeni bir genişlemeye karşı olduğunu’’ belirtmiştir. Anlaşılacağı üzere Fransa sonuçta, Ermenilerin sözde soykırım iddialarını siyasallaştırmada öncülük etmiştir. Türkiye ise bu savlar üzerinde tarihçilerin çalışma yapmalarını öne sürmekte ve yardımcı olmak amacıyla arşivlerini dünyaya açmaktadır. ‘Paris önce kendi evinin önünü temizlesin’ 2 0. yüzyılın ilk sözde jenosidini Türkler yaptı, diye dünyayı etkilemeye çalışan Ermenilerin soykırım sabıkaları vardır. ? Nitekim 19. asırda ve 20. yüzyılın başlarında, Çarlık Rusyası ordularının Doğu Anadolu’ya girmeleriyle, bundan güç alan Ermeniler, yüzyıllar boyu birlikte yaşadıkları bölgede Türkleri ve Kürtleri katletmişlerdir. 20. asırda da, İngilizlerin ve birlikte oldukları Fransızların Güneydoğu Anadolu’ya çıkmalarıyla Türk halkına zulüm yapmışlardır. ? Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını almasından sonra, Ermenistan Cumhuriyeti, 1992 yılında, Ermeni azınlığın yaşadığı, Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ bölgesini zaptetmiştir. Bu işgal sırasında binlerce Azeri öldürülmüş, 1 milyondan fazla Azeri de tarihi topraklarını terke zorlanmıştır. Y. Karabağ Azerileri halen Azerbaycan’da ‘‘kaçkın’’ olarak çok zor şartlarda yaşamaktadırlar. BM, bölgede etnik temizlik yaptıkları gerekçesiyle, Ermenileri birçok kez kınamıştır. İşgal sürdürülmektedir. Her konuda Ermenilere destek veren Fransızların da, tarihte soykırım yaptıklarına dair savlar vardır. ? SAINT BARTHELEMY KATLİAMI: Papa 13. Gregorius’un tahriki ve Kral 9. Charles’ın emriyle, 25 Ağustos 1572 günü, SaintBarthelemy Yortusu’nda, Paris’te 60 binden fazla Protestan katledilmiştir. Bu vahşetten kurtulabilen Protestanlar, Almanya’ya kaçmışlardır. Söz konusu tarihte Fransız halkının yüzde 30’u Protestan iken, bugün oran yüzde 2’dir. ? Antiller kökenli, Fransız yazar Claud Ribbe, kısa bir süre önce yazdığı ‘‘Napolyon’un Katliamı’’ isimli kitabında, Bonapart döneminde 1 milyondan fazla insanın, etnik kökenleri yüzünden katledildiğini belirtmiştir. C. Ribbe ayrıca, insanların Afrika ve denizaşırı ülkelerden getirtilerek köleleştirilmeleri ve insanlık dışı davranışlara tabi tutulmalarında, Fransa’nın sorumlulukları bulunduğunu savunmuştur. ? Tarih kitapları, Fransızların 3. Napolyon döneminde ele geçirdikleri ve 20. yüzyılın ortalarına kadar sömürdükleri Vietnam’da yaptıkları soykırımlardan söz etmektedir. ? Afrika üzerine yaptığı araştırmalar ile tanınan yazar Pierre Pean ise ‘‘Siyahlar Kaçıyor Beyazlar Yalan Söylüyor’’ isimli son kitabında, 19901994 yılları arasında Ruanda’da işlenen soykırımda, Fransa’nın birinci derecede sorumlu olduğunu belirtmektedir. Bu arada 2005 yılında, Türkiye lehine çok önemli bir gelişme olmuştur: Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika, 8 Mayıs 1945’te Fransız ordusunun, ülkenin doğusunda yaptığı bir katliama değinerek, Paris’in bu olayın sorumluluğunu kabul etmesini ve resmen özür dilemesini istemiştir. İddialara göre, 8 Mayıs 1945 günü Fransız ordusu, Cezayir’in Setif ve Guelme kentlerinde yollara dökülüp, bağımsızlık isteyen halktan 45 binini katletmiştir. A. Buteflika’nın bu isteğine Fransa’nın ‘‘resmi’’ tepkisi ‘‘Bu konuyu tarihçilere bırakalım’’ şeklinde olmuştur. Yine Mayıs 2005’te, Cezayir Senatosu Başkanı Amar Bakhouche, Ermeni soykırımı savlarıyla, Türkiye’nin AB sürecini engelleyen Fransa’ya tepki göstermiştir. A. Bakhouche, 8 Mayıs 1945’te katledilen Cezayirliler için Fransa’nın özür dilememekte direndiği belirtilip, ‘‘Fransa önce kendi evinin önünü temizlemeli. Ermeni soykırımı savları Türkiye’nin önüne bahane olarak konuluyor. Müslüman bir nüfusu AB’de istemiyor’’ demiştir. A. Bakhouche, Fransa’nın dönemin arşivlerini kapalı tutmasına tepki gösterip, olaylara ilişkin Cezayir’deki arşivlerin büyük çoğunluğunun Fransa’ya götürüldüğünü ilave etmiştir. BİTTİ KAYNAKÇA: Alem, Jean Pierre, Larmenie, Paris, 1972 Aktar, Cengiz, Vatan gazetesi, Fransa’da Tarih ve Bellek Çatışması, 6 Ocak 2006. Armenia dergisi, Reflexion, Marsilya, Şubat 1978 C.D.C.A., Le Probleme Armenien et le Paragraphe 30 a IONU, Paris 1975 Cevherli, Alptekin, Yeniçağ gazetesi, 1 Mayıs 2005 Hürriyet gazetesi, 13 Mayıs 2005 Koçaş, Sadi, Tarih Boyunca Ermeniler ve Türk Ermeni İlişkileri, Ankara, 1967 Kohen, Sami, Milliyet gazetesi, Gerçeğin İki Yüzü, 12 Mayıs 2005 Revolution Armenienne Bülteni, Paris, 1977 Sander, Oral, Siyasi Tarih 19181994, Ankara 1993 Zaman gazetesi, 5 Ocak 2006 CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle