19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Geçen Cumartesi İş Sanat’taki konserde A. Mardin ve H. Sermet’in yapıtları seslendirildi BERTAN ONARAN 15 GÜZELİN ARDINDA Arif Mardin’in kültür birikimi Onun adını, Amerika’daki öğrenciliğimiz sırasında, yetmişlerin başındaki uzunçalarlardan öğrenmiştik: Arif Mardin, caz müziği dünyasının, derken pop müziği dünyasının çatısında yaşayan bir Türk... Arif Mardin, müzik prodüktörü olarak mesleğinin zirvesinde 40 yıldan fazla kalan ender bir sanatçı. Kimleri zirveye taşımamış ki, kimlerin albümlerine ödüller kazandırmamış ki! Young Rascals, Bee Gees, Average White Band, Melissa Manchester, Phil Collins, Chaka Khan, Bette Midler, Willie Nelson, Barbra Streisand ve sekiz dalda Grammy Ödülü alan Norah Jones albümlerinin prodüktörü. İstanbul’da kültürlü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. İstanbul Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra London School of Economics’de okumuş. Derken Dizzy Gillepsie ve Quincy Jones’la tanışmış, onların etkisiyle Boston’daki Berklee College of Music’ten de mezun olmuş ve New York’a taşınıp Atlantic Records’a katılması, Nasuhi Ertegün’ün yardımcılığına gelmesi, onun caz ve pop dünyasında art arda başarılara imza atmasına yol açmış. Manhattan/ EMI Records’un genel müdürlüğünü de yapan Mardin, kırkın üstünde altın ve platin plak sahibi. On beş kez Grammy Ödülü adaylığı, on bir Grammy Ödülü var. Halen, neredeyse elli yıllık eşi yazar Kıymet Giray’ın ‘Orhan Peker’i Kıymet Giray’a zaten borcum vardı, Ayten Yetiş Doğu’dan, sergisinden, kitabından söz ederken adını anmayı unutmuştum; derken bu borcu katladı: Beşiktaş Belediyesi’nin Çağdaş Sanat Merkezi’nde açtığı Orhan Peker sergisini duyurdu, kitabını yolladı. Günümüz ulaşım kargaşasında Akatlar’a gitmeyi göze alamadım, bereket kusursuz kitap elimde. Kapağını sevgili Erkal Yavi tasarlamış, yapıtların saydamlarını Ali Konyalı çekmiş. Kıymet, çok yerinde bir seçimle, önce Orhan’ın yaşamöyküsünü özetlemiş; bilirsiniz Demokritos’un ünlü ikilisini, ‘‘olasılık gereklilik’’i sık anarım; Orhan’da bu ikili başından beri kusursuz işbirliği yapmış: Yakışıklı, yetenekli doğmuş. Geleneksel değerlere de, çağdaş gelişmelere de sevgi ve saygıyla bakan ailesi, daha küçük yaşta yeteneğini bulgulamış; hem anası babası, hem ablaları ressam olabilmesi için her türlü özeni, yardımı esirgememiş. Ve öbür yetenekli ressam adaylarından ayrı olarak, ablasının öğretmen eşinden Almanca öğrenir; bu dil, ileriki yaşamında birçok fırsatı değerlendirmesine, yeni fırsatlar yaratmasına izin verecektir. ??? 1945’te Akademi giriş sınavını başka bir yetenekli, Turan Erol şöyle anlatmış: ‘‘Minyon, kara bir oğlanın bir adım ardında durduk. Minyon ama yakışıklıydı, çalışmasını izlediğimiz delikanlı saçlarını özenle taramıştı. ‘Homeros’ büstünün yüzündeki ışıkgölge oyunlarını ıkıntısız sıkıntısız yetenekli ellere saptamaktaydı. Resim sehpasının köşesine tutturulmuş sınava giriş belgesine göz attım, adı Orhan Peker’di...’’ Kişiliğini yansıtan başka bir alıntı: ‘‘...Resim yapıyor muyum? Öyle yazmışsın. Bu lafa ne denir? Benim gibi akşama kadar resim yapan resim yiyip içen bir adama, tabii iş olsun diye böyle soru sorulur. Hepsini geçelim, belki bu ara biraz değiştim. Eskiden çok ciddiye aldığım şeyleri, belki şimdi soğukkanlı karşılayabiliyorum. Şu veya bu şekilde düşüncelerim değişti. Fakat resim yapmak sanat yapmak neşemi hiç kaybetmedim.’’ Ve birbirine eklenen güzel halkalar, Bedri Rahmi, El Greco, Velasquez, Meinecke, Kokoşka, Viyana, Paris, Madrid, Münih, Tokyo... ??? Resim sanatımızın bildiğiniz parlak adlarıyla oluşturulan On’lar Grubu; birbirini izleyen sergiler, yarışmalar, ödüller. Şimdi de sanata bakışını yansıtan şu sözleri okuyun yeniden: ‘‘Ben içinde bulunduğumuz çağın bütün meselelerine karşı tam bir alaka duyan insanın gerçek sanat yapabileceğine inanıyorum. Ne yapalım ki ben de iyiye varmak, güzele varmak isteyen her sanatkâr gibi ‘gerçek sanat’ yapmak istiyorum. Resim dediğimiz şu işin, sadece göz boyamak işi olduğunu kabul etmiyorum. Öyle olsaydı veya öylesini yapmak isteseydim samimi söylüyorum bırakırdım bu yolu. İşte bu bakımdan estetik çalışmaların yanı başında bir gün sosyal meseleleri de ciddiye almak gerekiyordu. Ancak bir farkla. Ne bir sosyolog katılığına düşmek, ne de dogmatik düşüncelere saplanıp kalmak. Nitekim bugün sosyal gerçeklerin her türlüsüne karşı koyamayan sanatçı tipleri, ya fildişi kulesine kapanıyor ya da bir nevi toplum dinciliği yapıyor. İşi madrabazlığa, istismara götürenleri bir kalem geçelim. Kabul etmek gerekiyor ki bizim tuttuğumuz yol, yolların en zoru. Hem güzel eser yapacaksın, hem de doğrudan yana olacaksın.’’ Sizin anlayacağınız, Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın sağladığı olanaklarla, çok doyurucu bir sergi düzenlenmiş; çok değerli bir belge kitap basılmış. Böylece vergilerimiz en yararlı biçimde kullanılmış. Kıymet Giray da adına yakışan bir çalışma yapmış; bütün benzerleri gibi ressam doğmuş, ressam olabilme talihine kavuşmuş Orhan Peker’in değerini kusursuz ortaya koymuş. Hepsine yürekten alkış! K lasik müzik bestecisi Arif Mardin vardı karşımızda. Ve yirminci yüzyılın getirdiği bütün yenilikleri tanımış, o ortamların yanı başında yaşamış bir besteci olarak bize olgunluk ürünlerini sunuyordu. Bu ders çokkültürlülük dersiydi. Kültür dediğimiz sözcüğün ta kendisiydi. Yani tortu! Latife Mardin ile New York’ta yaşıyor. rini sunuyordu. Bu ders çokkültürlülük dersiydi. Kültür dediğimiz sözcüğün ta kendisiydi. Yani tortu! Yaylı Çalgılar Dörtlüsü için ‘Üç Karalama’ başlığını taşıyan kuvarteti postromantik renklerle örülmüş, Arnold Schönberg’in ilk yapıtlarından ‘Aydınlanan Gece’nin ya da erken bir Alban Berg kuvartetinin tutkusunu taşıyor. Kuvartet yazmak bir bestecinin ustalığını sergiler. Dört çalgının dengesini sağlamak belki de çok daha geniş çaplı bir yapıtı ortaya çıkarmaktan zordur. Arif Mardin’in ‘Karalamalar’ının her birisi Kültür birikiminin göstergesi Cumartesi akşamı İşSanat’ta dinlediğimiz yapıtları Türkiye’de ilk kez seslendiriliyordu. Bizim bugüne dek tanıdığımız o tılsımlı adın gizli bir yönü sergileniyordu sanki: Klasik müzik bestecisi Arif Mardin vardı karşımızda. Ve yirminci yüzyılın getirdiği bütün yenilikleri tanımış, o ortamların yanı başında yaşamış bir besteci olarak bize olgunluk ürünle bilge ve olgun bir bestecinin dengeyi koruyan işlemesini sergiliyordu. Dünya prömiyeri yapılan ‘Piyano Süiti’nin yazılış öyküsü ise çok ilginç: Hüseyin Sermet doğduğunda, babası Cüneyt Sermet ile yakın dost olan Arif Mardin, eline doğan bu çocuğun piyanist olarak parlamaya başladığını, daha doğrusu üstün yeteneğini görünce, bir gün onun çalması için bu süiti bestelemiş. Yine, Eric Satie’den Bela Bartok’a, çağ başının tatlarını taşıyan, piyanistik açıdan zorlukları da içeren bir yapıt. Her iki çalışmada da genel bir hüzün ortak paydası dikkat çekiyordu. Ama en önemlisi Arif Mardin’in onca yıl caz ve pop müzikle yoğurulmuş bir ustanın, klasik müzik birikiminin ortaya çıkışıydı. Hüseyin Sermet’in heykelleri Bu konserin planlaması iki yıl kadar önce İşSanat yöneticileri ve Hüseyin Sermet ile birlikte yapılmış. Arif Mardin de sırf bu geceki konserde çalınması için bir piyanolu BU YIL KISA VE UZUN METRAJLI FİLMLER YARIŞACAK Altınkoza gelecek yıl dışa açılıyor SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Altınkoza Film, Kültür ve Sanat Festivali için geri sayım başladı. Bu yıl 13. kez düzenlenecek festivalin, geçtiğimiz yıl Altınkoza’yı kazanan Ümit Ünal, Kudret Sabancı, Selim Demirdelen, Yücel Yolcu ve Ömür Atay’ın yaptığı “Anlat İstanbul”adlı filmin gösterimiyle başlayacağını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, festivalde çeşitli dallarda toplam 160 filmin gösterileceğini söyledi. Ülkemizden önemli filmler Durak, “ Bu yıl 13. kez düzenleyeceğimiz festivalimizi gelecek yıl uluslararası olarak düzenleyeceğiz” dedi. Toplantıda, festivali baş latırken, programını da açıklayan Durak şunları söyledi: ‘‘ Festivalde ‘Uzun metrajlı Ulusal Film Yarışması’nda 14, ‘Öğrenci Filmleri Yarışması’nda 40, ‘Onur Ödülleri Özel Gösterimi’nde 4, ‘Hayallerimiz, Aşklarımız ve Atıf Yılmaz’ bölümünde 4, ‘Türk Sineması’nda Usta Oyuncu: Kadir İnanır’ bölümünde 4, ‘Dünya Sinamıs’ndan Örnekler’ bölümünde 14, ‘Akdeniz’den Beyazperdeye’ bölümünde 8, ‘Dünya Kısa Filmlerinden Örnekler’ bölümünde 23, ‘Dünyadan ve Türkiye’den Belgesel Örnekleri’ bölümünde 30, ‘Altınkoza Kısa Film Seçkisi’ bölümünde 20 olmak üzere toplam 160 film gösterilecek. Filmler öğrenciler, engelliler ve Sokak Çocukları Derneği üyeleri, ulaşım için otobüslerden de ücretsiz yararlanarak izleyebilecek.’’ ‘Uzun Metrajlı Ulusal Film Yarışması’nda ‘Banyo’, ‘Beş Vakit’, ‘Dondurmam Gaymak’, ‘Döngel Karhanesi’, ‘Dün Gece Bir Rüya Gördüm’, ‘Gen’, ‘Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü’, ‘İki Genç Kız’, ‘Oyun’, ‘Sen Ne Dilersen’, ‘The İmam’, ‘Tramvay’,, ‘Sinema Bir Mucizedir’ adlı filmlerin yarışacağını anımsatan Durak, jüride Cengiz Ergun,Garo Mafyan,Gülriz Sururi, Hüseyin Kuzu, Kenan Ormanlar, Mehmet Güleryüz, Menderes Samancılar ve Osman Sınav’ın yer aldığını açıkladı. Durak, geleneksel ‘Sevgi Yürüyüşü’ ve ‘Geleneksel Sinema Dayanışma Gecesi’nin yanında, geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz Yönetmen Atıf Yılmaz’a Türk sinemasına bulnuduğu katkıdan dolayı ‘Onur Ödülü’ verileceğini, ayrıca Fatma Girik, Şener Şen ve Safa Önal’a da ‘Festival Onur Ödülleri’nin sunulacağını söyledi. beşli bestelemeye başlamış. Ancak düşündüğü yapıtı bir özet halinde derlemiş ve Türk halk ezgileriyle örülmüş coşkulu bir bölüm çıkmış ortaya. Bu akşam için Hüseyin Sermet’in de iki yapıtının ilk Türkiye seslendirisi yapıldı. Birincisi onun öğrencilik yıllarında bestelediği ve Fransa’da ilk kez çalınmış olan ‘Mevsimler’ başlıklı çalışmasıydı. Bunu ‘‘İnsan yaşamındaki mevsimler’’ olarak açıkladı. Klarinet, çelesta ve piyanonun birbirini tamamlayan tınıları içinde insan yaşamının öyküsü programlı müzik çerçevesinde sunuluyordu. Diğeri ise İşSanat’ın kendisine ısmarladığı ve dünya prömiyeri yapılan ‘Heykeller’ başlıklı çalışmasıydı. 2006’da tamamlanan bu yapıtta, heykel ustası Mehmet Aksoy’un ‘Çekicin Rüzgârında Kırk Yıl’ adlı retrospektif sergisinden etkilenen Sermet, onun heykel atölyesine gitmiş ve çalışmaları izlerken böyle bir yapıt için esin kaynağı bulmuş. Heykeltıraşların lokumu yontmaları, heykelin görkemle ortaya çıkışı, müthiş zengin tınılarla duyuruluyor. Vurma çalgılar ve vurmalı özellikleri öne çıkan iki piyanoki dört piyanist tarafından çalınıyor bir senfonik şiir yazıyorlar. Minimal müzik yöntemindeki yinelemelerle, uzayıp giden tınılarla bir heykel atölyesini yaşıyorsunuz. Metalik tınının egemenliği ise Fütürist akıma örnek gösterilecek nitelikte. Yapıtların tümünü gencecik bir kadro seslendirdi: Boğaziçi Dörtlüsü ve Hüseyin Sermet’in yanı sıra Toros Can, Emre Şen, İris Şentürker, Mustafa Haybat gibi piyanistler, çelestayı çalan piyanist Tuğçe Tez, vurma çalgılardaki Erhan Seçkin, Soner Özer, Emre Günay, Çığ Turgay ve Dinçer Özer son derece özenli, nitelikli bir yorum ortaya koydular. Fransa’dan gelen klarinetçi Jean Marc Volta ve fagotçu Jean Claude Montac ise Sermet’in yapıtını daha önce orada seslendiren gruptan, deneyimli sanatçılardı. Seslendiricilere kadar bestelere ilgi gösteren dinleyicileri de kutlamak gerek. Zira ülkemizde ilk seslendiriler pek merak edilmez, son derece tarihi özellikler taşıyan bu ilk konserler genellikle boş geçer. Gerek Arif Mardin’in, gerekse Hüseyin Sermet’in izleyicileri onları bu çok özel konserde yalnız bırakmadılar. www.evinilyasoglu.com sbonaran?yahoo/hotmail.com KADIKÖY 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ’NDEN Esas No: 2005/138 Mahkememizin 2.5.2006 gün ve 2005/138 Esas, 2006/119 sayılı kararının hüküm kısmında: Hüküm: Kadıköy ilçesi, Göztepe mahallesi yeşilbahar sokakta kain 104 pafta, 414 ada, 31 parsel sayılı taşınmazda bahçeli kargir apartmanın 4/54 arsa paylı, 6. kat 14 no’lu dairenin davalı Mehmet Mahzar Hikmet Orbay tarafından davalı Seval Çetin’e intikaline ilişkin 29.11.2001 tarih ve 11160 yevmiye no’lu tasarrufun davacının İstanbul 7. İcra Müdürlüğü’nün 2002/9825 sayılı icra takip dosyasındaki alacak ve ferilerini karşılayacak miktar ile sınırlı olmak üzere iptaline, 1.142.10.YTL. ilam harcından daha evvelce tahsil edilen 162,00.YTL. peşin harcın mahsubu ile bakiye 980,10.YTl. ilam harcının davalılardan tahsiline. Davacı taraf için Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesap ve takdir edilen 2.172,00.YTl. vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, Davacı tarafından yapılan 652,87.YTl. yargılama giderinin davalılardan alınarak tarafa verilmesine, Dair, kanun yolu açık olmak üzere gelen taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi. 2.5.2006 İş bu hüküm aşağıda isim ve adresi yazılı davalıya ilanın gazetede yayınlandığı tarihten itibaren 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı, bu tarihten itibaren davalı tarafından 30 gün içerisinde kanuni yollarına başvurulmadığı takdirde kesinleşeceği karar yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 11.5.2006. Davalı: Mehmet Mahzar Hikmet Orbay: Yeşilbahar Sokak No: 3/14 Göztepe, Kadıköy, İstanbul. Basın: 23152 68'LİLER ADD CUMOK ORTAK ÇAĞRISI Yurttaşlar.. Bu ülkenin aydınlık insanları... Cumhuriyet Devrimine kastedenler, Cumhuriyet Gazetesine bomba yağdırıyorlar. ABD ve AB emperyalizmi ile işbirlikçileri büyük sevinç içinde izliyorlar. Ya sizler ne yapıyorsunuz? Bu ülkede, “Çılgın Türk”lerin yaşadığını ne zaman göstereceksiniz? Harekete geçmek için son Kaleniz Cumhuriyet’in de düşmesini mi bekliyorsunuz? Bugün değilse ne zaman ayağa kalkacaksınız? Gün direnişimizi, kazanma azmimizi, birlik ve dayanışmamızı gösterme günüdür. Haydi dostlar görev başına! Yaşasın Bağımsız, Demokratik ve Aydınlık Türkiye. 68'liler Birliği Vakfı ADD Genel Merkezi CUMOK NOT: 17 Mayıs Çarşamba saat 12.30'da İstanbul'da Şişli'de, Gazetemizin önünde, tüm Türkiye'de Gazetemizin büroları önünde, büro bulunmayan yerlerde Atatürk Anıtlarında toplanıp basın bildirilerimizi hep birlikte okuyacağız. ‘‘Biz aşağıda ismi olan Sıvas Yöre Dernekleri; Laik, Demokratik, Çağdaş Cumhuriyeti yok etme girişimlerinin bir halkası olan Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan saldırıları şiddetle kınıyoruz.’’ Sıvas Kültür ve Dayanışma Derneği Divriği Kültür Derneği Gürün Yardımlaşma Derneği İmranlı ve Köyleri Dayanışma Derneği Kangal Dernekler Federasyonu Karabel Yöresi Köy Dernekleri Federasyonu Ulaş Yardımlaşma Derneği Zara Kültür ve Yardımlaşma Derneği ACİL İHTİYAÇTAN SATILIK 2002 SUZUKİ LİONA İrtibat için: 0 532 780 57 92 Akın Can CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle