Katalog

17 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Baykal, Cumhurbaşkanlığı seçimini ‘Türkiye’nin kırılma noktası’ diye nitelendirdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Üzerimize düşeni yaparız’ Sezer’in istediği oldu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, 6. maddesinin bir kez daha görüşülmesi için geri gönderdiği Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu, iade gerekçelerine uygun olarak kabul edildi. Cumhurbaşkanı Sezer’in iade ettiği 6. madde, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda iade gerekçesine uygun olarak, ‘’Başkan yardımcısı ve üyelerinin atanmasının, ilgili bakanlıkların teklifi üzerine, müşterek kararname ile yapılacağı’’ şeklinde değiştirilmişti. Fethullahçılar Panikte... AKP’nin giderek kan yitirmesi, özellikle kırsal kesimde eski gücünü yitirmesi, birilerinin canını sıkmış olmalı ki bağırıp çağırmaya başladılar: ‘‘Toplumun kimyasını bugün 28 Şubat benzeri bir taktikle bozmak isteyenler var...’’ Kimdir bu bağırıp çağıranlar? Fethullahçı medya ve onların öteki gazetelere sızmış sözde demokrasi kahramanı(!) dostları, ahbapları... Onlara göre 28 Şubat’ı destekleyenler şimdilerde AKP iktidarına karşı bir hareket içindeymişler, provokatörleri kullanarak çatışma çıkarmak istiyorlarmışlar... O zaman ne yapmalıymış? Medya antidemokratik bir eğilime kapılmayıp askersivil ilişkisi bir kez daha çuvallamalıymış... Fethullahçı bay bilmiş acaba neden panikledi durduk yere? Tarikatçılar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurum ve kuruluşlarında örgütlendiler... Gün onların günü değil mi? Fethullahçı bay bilmiş diyor ki: ‘‘Bugün hükümete tuzak kuranlar var! Milli ve dini duyguları tahrik etmek için insanları tahkir edenler var ve bu şer odaklarının medet umduğu yer yine medyadır.’’ Neymiş efendim? 28 Şubat’ın hesabı verilmiyormuş. O zaman, medya sahipleri ve yöneticileri daha dikkatli olup, hükümete tuzak kuranların yanında yer almamalıymış. AKP iktidarının tarım politikaları iflas etti, Başbakan Erdoğan ise üreticiye öfkelendi... AKP iktidarı, hani ‘‘istihdam’’ ve ‘‘gelir artışı’’ sağlayacaktı üç yılı doldurduktan sonra? İşsizlik ve yoksulluk tırmanıyor, üreticiler, AKP milletvekilleri ne tepki gösteriyor.. Ortada salt din sömürüsü var... Tarikatlara sırtlarını dayayan müritlerin bir elleri yağda bir elleri balda... Fethullahçı, Süleymancı ve Nakşi ol, ‘‘cemaate yalakalık et’’, güle oynaya yaşa!.. Tarikatçılar ‘‘dindar kesimi’’ dolandırıp 5 milyar Avro’nun üzerine yatıp yatlar, katlar, villalar aldılar... Sıkıntı bu!.. ??? Dindar kesim uyandı, din pazarlamacılarını tanıdı... Fethullahçılar neden panikte? Çünkü Fethullah Gülen, yargı tarafından aklanmasına karşın Türkiye’ye dönmüyor, daha doğrusu dönmekten korkuyor... O yüzden de Fethullahçı bay bilmiş, 28 Şubat’ı gündeme getiriyor, AKP’ye karşı sivilasker birlikteliğinin ‘‘tuzak kurmak’’ için harekete geçtiğini yazıyor... Aklı başında bir Fethullahçı olan Hüseyin Gülerce ne diyor Devrim Sevimay’a, okuyalım: ‘‘Gülen’in dönmesi için devletin güvencesi şart...’’ Şimdilik o güvence yok!.. Bunu Fethullahçılar biliyor... Belki, bir yıl sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra durum değerlendirmesi yapılabilir... Aslında Fethullahçılar arasında kamuoyuna yansımayan bir çatışma var... Fethullah Gülen’den sonra kim başa geçecek, cemaati kim yönetecek? Kolay iş değil bu!.. Kimi Fethullahçıları çok yakından tanıyorum. Onlar zaman zaman bana bilgi verirler... Diyorlar ki: ‘‘Fethullah Gülen ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ilişki üç yıl öncesi gibi değil. Belediye başkanıyken İstanbul’da Altunizade’deki evine ziyarete gelip elini öpen Erdoğan’a Hocaefendi kırgın.’’ Konuştuğum kişi, Fethullahçıların önde gelenlerinden genç birisi... Yanıtı şu oluyor: ‘‘Bugün Fethullahçıların genç olanları, Zaman gazetesinde etkinliği bulunanların bazıları, AKP ve Erdoğan’la, Cüneyt Zapsu’yla yakın ilişkide. Fethullah Hoca bunu biliyor, Hüseyin Gülerce ve arkadaşları da biliyor. Eğer Erdoğan isteseydi, Gülen’e devlet güvencesi verebilirdi. Üstelik kimi iş takipçilerinin bazı hükümet üyeleri ve bazı Fethullahçılarla birlikte Gülen’den sonraki lideri aramaya başlaması gerginliği arttırdı...’’ ??? Gazeteci Aydın Engin ve Hrant Dink dün Şişli İkinci Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargıç önündeydiler ‘‘adil yargılamayı etkileme’’ suçundan. Bu tür davalara şikâyetçi olarak katılan Av. Kemal Kerinçsiz ve bir grup ülkücü de oradaydı. Ülkücüler duruşmada olay çıkardı her zaman olduğu gibi. Aydın ile Hrant’a ve sanık avukatlarının üzerine bozuk para ve kalem attılar, iki kişiyi dövdüler, tehdit ettiler. Aydın, Hrant, avukatları ve arkadaşları adliyede mahsur kaldılar bir saat. Sonra polis otobüsüyle götürüldüler. Bu saldırganlara kimse dokunamıyor. Neden ve niçin?.. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmaması için ‘‘son çare’’ olarak ‘‘sinei millet’’e dönebileceklerini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı seçiminin önümüzdeki dönemin en önemli ‘‘kırılma noktası’’ olduğunu belirten Baykal, anayasaya inanmayan birinin bu anayasaya göre yapılacak seçimle cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturamayacağını belirterek, ‘‘Bunu önlemek için kritik bir noktaya geldiğimiz aşamada, bizim üzerimize ne görev düşerse, hiç kimse kuşku duymasın, gereğini yaparız. Biz hepimiz bu devlet, bu millet, Türkiye, cumhuriyet için varız’’ dedi. Baykal’ın, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını önlemek için ‘‘gerekirse, son çare olarak sinei mil ? ‘‘Bu anayasaya inanmayan, bu anayasaya göre seçilecek cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturamaz’’ diyen CHP Genel Başkanı Baykal, bunu önlemek için üzerlerine düşün görevi yapacaklarını vurguladı. lete dönebileceklerini’’ açıklaması siyasi gündemi hareketlendirdi. Baykal, bu konuda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in de topluma ciddi ve köklü bir uyarı yapması gerektiği’’ görüşünü dile getirdi. Baykal dün partisinin grup toplantısında da ‘‘sinei millet’’ mesajı verdi. AKP’nin Türkiye’nin anayasal düzeniyle doku uyuşmazlığının son dönemde iyice netleştiğini belirten Baykal, gerek Başbakan Erdoğan’ın gerekse diğer AKP yöneticilerinin açıklamalarıyla bunu ortaya koyduğunu ifade etti. Bir süreden beri cumhurbaşkanlığı tartışmaları yaşandığına da dikkat çeken Baykal, anayasaya göre cumhurbaşkanının toplumun, anayasal düzenin uyumlu, etkili ve tutarlı şekilde çalışmasını sağlama görevi olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı’nın görevinin ‘‘anayasayı sahiplenmek, savunmak ve işletmek’’ olduğunu belirten Baykal, şunları söyledi: ‘‘Anayasaya inanmayan, köklü şekilde tersine çevrilmesini isteyen siyasi zihniyetin cumhurbaşkanlığına seçilmesi durumunda, o ülkede barış kardeşlik ne olur? Bu cumhurbaşkanlığı anlayışının arkasında büyük bir tarihi birikim var, bir büyük mücadeleyi arkasında taşıyor. Anayasaya inanmayan birinin bu anayasaya göre cumhurbaşkanı olmaya hakkı yoktur. Şimdi görmezlikten mi gelelim? Gidişi görüyoruz. Kafayı, arayışı görüyoruz... Bu tablo Türkiye’yi çok gerer, çok sıkıntı yaratır. Bir an önce Türkiye’nin bir uzlaşma, barış, anlayış birliği içinde olmasına ihtiyaç var. Olay ciddidir. Cumhuriyet tarihimizin en önemli kırılma noktalarından birine yaklaşıyoruz. Bunu söylemek benim görevim. Bunu önlemek için söylüyorum. Böyle bir davranışa karşı toplumu duyarlı hale getirir, toplumsal direnci sağlar ve bunu hep birlikte önleriz diye bunu söylüyoruz. Eğer toplum yeterli kararlılık içinde olursa bu kudret toplumumuzda vardır. Hiçbir kurumun devletin güvencesi olması beklentimiz yok. İşciler, işverenler, medya mız, aydınlarımız, kadınlarımız, öğrenciler hep beraber ülkemize sahip çıkarız.’’ Türkiye’nin önemli ve sert çatışmalar içine gittiğini kaydeden Baykal, bunun sorumlusunun da AKP iktidarı olduğunu söyledi. Bu durum karşısında Türkiye’nin sessiz kalmasının mümkün olmadığını belirterek ‘‘Görevimiz neyi gerektiriyorsa onu yapacağız’’ diyen Baykal, ‘‘Önce anlatacağız. Şimdi anlatma aşamasındayız, tehlikeyi ve tehditi anlatıyoruz. Topluma bunu kabul ettireceklerine, inananlara anlatıyoruz. Sakın ha elini yakar uzatma diyoruz. Topluma da sakın fırsat verme. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bunu önlemek için kritik bir noktaya geldiğimiz aşamada, bizim üzerimize ne görev düşerse hiç kimse kuşku duymasın, gereğini yaparız’’ SÜREÇ Başbakan’ın danışmanları ? ANKARA (AA) Anavatan Partisi Grup Başkanvekili ve Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanları Cüneyd Zapsu ve Mücahit Arslan hakkındaki iddiaları, Meclis gündemine getirdi. Sarıbaş, Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, ‘‘Bu kişiler ne kadar maaş alıyor; lojmanda oturuyor mu? Bu kişilere, Başbakanlık’tan araç tahsis edildi mi? Özel olarak takip ettikleri proje var mı? Mücahit Arslan’ın sahibi olduğu şirket veya yakınlarının şirketi Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden, Sağlık Bakanlığı’ndan, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’ndan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan iş aldı mı’’ diye sordu. Seçim kararı ‘siyasal’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa’nın 84. maddesine göre, istifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi için önce istifanın geçerliliği TBMM Başkanlık Divanı tarafından saptanıyor, ardından genel kurulda oylama yapılıyor. AKP çoğunluğunun CHP milletvekillerinin istifasını kabul etmemesi olasılıklar içinde yer alıyor. İstifaların kabul edilmesi durumunda ise ara seçim gündeme gelebilir. Ancak genel seçimlere 1 yıl kala ara seçime gidilemiyor. Bu nedenle CHP milletvekillerinin istifasının kabul edilmesi ve ara seçim sürecinin başlaması için kasım ayı öncesinde karar verilmesi gerekiyor. Anayasadaki düzenlemeler nedeniyle, CHP’nin sinei millete dönmesi erken seçimi getirecek kesin bir yol olarak görünmüyor. Ancak, siyasal açıdan ana muhalefet partisinin çekildiği bir TBMM ile devam etmenin olanaksız olduğu, bu nedenle iktidarın erken seçim kararı almaya zorlanabileceği kaydediliyor. Karayalçın’dan Ecevit’e ziyaret SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın eski Başbakan Bülent Ecevit’i Oran’daki evinde ziyaret ederek solda birlik çağrısına ‘‘evet’’ dediklerini bildirdi. Rahşan Ecevit’in de katıldığı görüşme 1.5 saat sürdü. Solda birlik çağrısını kendi kararıyla yaptığını belirten Ecevit, ‘‘DSP ile ayrıca konuşacağım’’ dedi. DSP ve CHP’yi ziyaret etmeyeceğini belirten Karayalçın’ın, ‘‘Dileğimiz CHP ve DSP’nin de evet demesi’’ dediği öğrenildi. Karayalçın, gazetecilerin, ‘‘Yılmaz Büyükerşen ismi ortaya atıldı, nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ sorusuna, ‘‘Büyükerşen beğendiğimiz, saydığımız, uygun gördüğümüz bir isim ama önce bu birlikteliğin sağlanması sonra isimlendirmeye gelinmesi doğru olacak’’ yanıtını verdi. (AA) Parti yöneticileri ‘Baykal ne söylediğinin farkında değil’ diyerek tepki gösterdi AKP ‘sinei millet’e kızdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın ‘‘Gerekirse son çare olursa elbette sinei millete döneceğiz’’ açıklaması, AKP’nin sert tepkisine neden oldu. CHP lideri Deniz Baykal’ın sinei millet ile ilgili açıklaması, AKP’lilerin tepkisiyle karşılaştı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, gazetecilerin ‘‘Sayın Baykal sinei millet tartışması açtı, nasıl değerlendiriyorsunuz’’ sorusu üzerine, ‘‘Açar açar, ama yapmaz’’ dedi. Fırat, ‘‘Sayın Baykal blöf mü yapıyor?’’ sorusu üzerine de ‘‘Blöf değil. Anayasayı incelerseniz, onun öyle çalış Eski danışman olay çıkardı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan Balandı’nın eski danışmanı Ali Yücel Akarcalı, önceki gün gece yarısı Balandı’nın apartmanında olay çıkardığı ve bekçiyi silahla tehdit ettiği gerekçesiyle tutuklandı. Balandı’nın kaldığı apartman dairesi gelen ancak Balandı’yı bulamayınca apartman kapıcısıyla tartışan Akarcalı, Balandı’nın olay yerine gelerek olayı polise bildirmesi üzerine gözaltına aldı. Akarcalı’nın, Afyonkarahisar’da yayınlanan Balandı’ya ait bir yerel gazetenin kendisine ait olduğu iddiası ve gazetenin devri konusunda Balandı ile anlaşmazlıkları olduğu belirtildi. ? AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, ‘‘Baykal’ın sinei millette yeri var mı? Biz milleti temsil ediyoruz. Burası milletin temsil edildiği yerdir. Sinei millet çok büyük bir laf’’ dedi. mayacağını siz de görürsünüz. Zannediyorum ki kendisi anayasayı kesinlikle okumuştur’’ diye konuştu. Fırat, ‘‘CHP, toptan istifa edip Meclis’i seçime zorlayabilir mi’’ sorusuna, ‘‘Hele bir yapsınlar da ondan sonra görelim. Demirel’in lafında olduğu gibi doğmamış çocuğa don biçmenin faydası yok. Önce istifa ederler, ondan sonra konuşuruz onu’’ yanıtını verdi. Fırat, ‘‘Baykal bunu neden gündeme getiriyor’’ sorusunu ise ‘‘Bu aralar ne söylediğinin farkında değil. Bu aralardaki konuşmalarını toplayıp arka arkaya koyarsanız, neden olduğunu siz çıkarırsınız’’ görüşünü dile getirdi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, aynı yöndeki sorular üzerine, ‘‘Çok konuşuldu ama olmadı’’ demekle yetindi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, ‘‘Kendi bileceği iş, dönüyorsa dönsün’’ dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli ise ‘‘Millet size bu yetkiyi verdikten sonra sinei millete dönmeyi istemek, çok yanlış bir yaklaşım olacaktır’’ dedi. Gedikli, sinei millete dönmek yerine TBMM’de gerekli muhalefet anlayışını ortaya koymanın çok daha sağlıklı olacağını ifade etti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı da ‘‘Baykal’ın sinei millette yeri var mı? Biz milleti temsil ediyoruz. Burası milletin temsil edildiği yerdir. Sinei millet çok büyük bir laf. Millet, siyasi partileri parlamentoya, fonksiyon icra etsin diye gönderiyor. Burayı beğenmiyor dönüyorsa, o onun bileceği bir şeydir’’ dedi. AKP grup toplantısında vekillerin tasarıya ilişkin eleştirilerine Adalet Bakanı yanıt verdi ‘TMY’yi isteyerek getirmedik’ EMİNE KAPLAN Avivi: BOP’u destekliyoruz ? ADANA (AA) İsrail’in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) desteklediklerini söyledi. Avivi ve İsrail’in Ashdod şehri Belediye Başkanı Zvi Zilker, Adana’da yayın yapan yerel Ekspres gazetesini ziyaret etti. Avivi, ‘‘BOP’un amacı, bundan 2030 yıl sonra, demokratik, bağımsız, hür ve savaş olmayan bir Ortadoğu yaratmaktır. Bu nedenle destekliyoruz. Ancak, şu anda bölge için de dünya için de en büyük tehlike İran’dır’’ dedi. İsrail yurttaşlarının Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çok miktarda arazi satın aldığının anımsatılması üzerine Avivi, ‘‘İsrailliler bölgede arazi alanlar arasında son sıralarda yer almaktadır’’ diye konuştu. ANKARA AKP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, partisinin grup toplantısında Terörle Mücadele Yasa (TMY) Tasarısı’nı eleştirirken toplumun özgürlükler ile güvenlik arasında sıkıştırıldığını söyledi. TMY’nin 15 yılda 15 kez değiştirilerek kevgire döndüğünü vurgulayan Yarbay, ‘‘Yeni bir anlayışla yasa yeniden yapılmalıdır’’ dedi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise, ‘‘Durup dururken getirmedik. Gönlümüz böyle bir tasarıyı getirmekten yana değildi’’ dedi. AKP’nin dünkü grup toplantısında söz alan Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, TMY Tasarısı’nı eleştirdi. TMY Tasarısı’nda bir değişikliğe ihtiyaç olmadığını kaydeden Yarbay, toplumun özgürlükler ile güvenlik arasında sıkıştırıldığını belirtti. Yarbay, ‘‘Sanki güvenliğin arttırılması için özgürlüklerden vazgeçmek gerektiği gibi bir anlayış var. Halbuki özgürlükler arttıkça güvenlik artar, öz Aksaray’da üç kişi gözaltına alındı Atatürk büstüne saldırı AKSARAY (AA) Aksaray’da bir ilköğretim okulu önündeki Atatürk büstüne saldırdığı iddia edilen 3 kişi gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, Şamlı Mahallesi’ndeki Cumhuriyet İlköğretim Okulu önünde bulunan Atatürk büstüne 3 kişinin saldırdığını gören çevre sakinleri, polise ihbarda bulundu. Olay yerine gelen Aksaray Emniyet Müdürlüğü ekipleri, okul önünden kaçmaya çalışan İ.D’yi (18) yakaladı. İ.D’nin gürlükler kısıtlandıkça terör artar’’ dedi. TMY’nin 1991 yılında çıkarıldığını, 15 yıllık süreçte yasanın 15 kez değiştirilerek kevgire döndüğünü vurgulayan Yarbay, ‘‘Yeni bir anlayışla yeni bir yasa yapmak gerekir’’ diye konuştu. Sıvas katliamı, Başbağlar katliamı, Uğur Mumcu’nun öldürülmesi, 33 askerin kurşuna dizilmesi gibi olayların TMY çıktıktan sonra yaşandığına dikkat çeken Yarverdiği ifade doğrultusunda eşkâl üzerinde soruşturma başlatan polis, H.T. (16) ve E.F’yi (16) gizlendikleri bir internet kafede yakalayarak gözaltına aldı. Okul önünde yapılan incelemede, Atatürk büstünün yüz kısmına yemek artıkları döküldüğü tespit edilirken olaya karışan İ.D’nin endüstri meslek lisesi son sınıf öğrencisi olduğu bildirildi. Gözetim altında tutulan 3 kişinin sorgusunun sürdüğü bildirildi. olayını anımsatan Yarbay, ‘‘Bu silahları o dönemin yetkililerinin emriyle ithal etmiş. Vali diyor ki, ‘O dönem bize alkış tutanlar sonradan arkamızda durmadı’. Devlet bazılarını şeffaf yürütmüyor, bazılarına görev veriyor. Sonra arkasında durmuyor’’ görüşünü dile getirdi. Yarbay, gazetemize yönelik bombalı saldırıların faillerinin mutlaka ortaya çıkarılarak kimliklerinin iyi araştırılması gerek tiğini de söyledi. Yarbay’ın eleştirilerine yanıt veren Adalet Bakanı Çiçek, ‘‘Durup dururken bunu getirmedik. Bir ihtiyaç hasıl olduğu için getirdik. Gönlümüz böyle bir yasayı getirmekten yana değildi. Terörle ilgisi olmayan vatandaşlarımızın mağdur edilmemesi öncelikli hedefimizdir’’ diye konuştu. Çiçek, bu konuda grupta kapalı bir oturum düzenlenmesini önerdi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ‘Ecdadımızın verdikleri...’ Grup toplantısında 9. uyum paketiyle ilgili bilgi veren Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, AB ile ilişkilerde hükümet politikasında değişiklik olmadığını, ancak kamuoyu ve medyada dikkat dağınıklığı bulunduğunu söyledi. Uyum paketi içinde yer alan tasarılarla ilgili bilgi veren Gül, azınlıklarla ilgili olarak ‘‘Bizim tanıdığımız haklar ecdadımızın verdiklerinin binde biri bile değil. Geçmişte verilen haklardan geri gitmek söz konusu bile olamaz. Kaldı ki bu ülkede yaşayan azınlıklar bizim eşit vatandaşlarımızdır’’ dedi. bay, yasanın teröre çare olmadığının görüldüğünü söyledi. Şemdinli olaylarına dikkat çeken Yarbay, ‘‘Devlet, terörle mücadelede şeffaf olmalıdır. Şeffaf olmadığı takdirde birtakım karışıklıklar meydana gelir. Devlet de, görevlilerin arkasında duramaz. Kamu görevlileri de bundan mağdur oluyorlar’’ görüşünü dile getirdi. Eski Batman Valisi’nin Bulgaristan’dan silah ithal etmesi CUMHURİYET 05 K