23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 2006 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y PB Y Y PB Y Y 16 18 16 18 20 20 23 22 13 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y PB Y PB 13 13 15 14 16 16 20 16 22 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y PB PB PB PB PB PB Y 25 23 23 27 22 21 16 17 10 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Tüm yurt parçalı çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, kuzey ve iç Ege, iç Anadolu’nun kuzey ve doğusu, göller yöresi, doğu Akdeniz’in iç kesimleri, Karadeniz ve doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Balıkesir çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 7 Helsinki Y 9 Stockholm Y 11 Londra Y 16 Amsterdam Y 11 Brüksel Y 12 Paris PB 16 Bonn PB 18 Münih PB 18 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB Y PB Y Y Y Y Y PB 18 14 26 17 19 17 22 20 19 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB Y Y Y PB Y K PB PB 14 26 9 29 12 20 1 31 30 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu AÇI MÜMTAZ SOYSAL Mete’nin takma adla yazdığı kitapta yayınların dini kurallarla yapılması isteniyor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Demokrasi ve Cumhuriyet BAŞBAKAN ve Meclis Başkanı’nın sözleriyle tartışma yine başladı: ‘‘Demokrasi mi, cumhuriyet mi? Demokrasi, cumhuriyeti öldürüyor mu?’’ Kökenbilimle, yani sözcük kökenlerine giderek soruları yanıtlamak kolay değil. Demokrasinin kökeninde ‘‘demos’’ diye klasik Yunancanın ‘‘halk’’ sözü var, cumhuriyetin ‘‘cumhur’’u da az çok aynı anlama geliyor. ‘‘Demos’’ biraz ‘‘avam’’ anlamı taşır, “cumhur” da ‘‘cümbür cemaat’’ galatının gösterdiği gibi ‘‘kuru kalabalık’’ demektir diye her ikisini hafife alıp yanlış sonuçlara bile varırsınız. En doğrusu, kavramların tarih içindeki gelişmeleriyle işe başlamaktır. emokrasinin temelinde ülke yönetiminde halkın temsil edilmesi yatar. ‘‘Halk’’ın, yani devletin vatandaşları olarak o gün yaşamakta olan insanların temsili. Genel oya dayalı seçim, yüzyıllar süren bir evrim sonunda, artık bunun en yaygın ve çağdaş yöntemidir. Ama, hep böyle olmadı. Eski Yunan demokrasilerinin bazısında ‘‘adçekme’’ çok daha ‘‘demokratik” sayılırdı: şimdi kamuoyu anketlerinde örneklemelerle yapıldığı gibi, temsilde de toplumun bir çeşit minyatürünü yaratmak. Ne kadar akıllı varsa o ölçekte akıllı temsilci, ne kadar aptal varsa o ölçekte aptal, varlıklıvarlıksız, zenginyoksul, dürüstdolandırıcı, ne tür insan varsa hepsinin torbadan çıkma olasılığını aynı tutmak. Cumhuriyet ise, ‘‘halk egemenliği’’ne değil, daha ‘‘nüanslı’’ bir kavrama, ‘‘ulus egemenliği’’ anlayışına dayanır. Geçmişten geleceğe, ecdattan ahfada uzanan bir kavram, ‘‘yüceleştirilmiş’’ bir soyutluktur ulus. Ulusal egemenliği kullananlar, bu yüceliğe göre düşünmeli ve karar almalıdırlar. Kavramları bağdaştırmak için Fransız anayasacılarının bulduğu ‘‘Ulusal egemenlik Fransız halkınındır’’ gibi formüller bile, kullanılan egemenliğin niteliğindeki bu inceliği vurgulamaya yarar. Kavramın yüceliği birtakım ilke, kural ve kurumlarla korunmaya muhtaçtır; anayasalar, anayasa mahkemeleri, egemenliği kullanma yetkisinin parlamentolar dışında başka organlara da verilmesi hep bundandır. öyle olunca, ‘‘Bizi halk seçti, her şeyi yaparız; hilafeti de geri getiririz; çağdaş demokrasinin temeli olan laikliği de kaldırırız’’ diye konuşmak, cumhuriyetin cenaze namazını hazırlamaktan başka nedir? Hele, seçiliş kayıtlı seçmen sayısının dörtte birinden ibaret bir temele dayanıyorsa. Ayrıca, kavramların özü açısından çoğunluğun oranı da önemli değil. Unutmayalım ki, Mussolini 1924’ün hileli seçimleriyle işbaşına geçmiş, Hitler Ağustos 1934 plebisitinde yüzde 90 çoğunluğa dayanarak diktatör olmuştu. Cumhuriyetin özüne inmeksizin sözde demokrasiden dem vurmak, yeşil sermayeye dayalı bir mollalar faşizminin peşrevi de olabilir. TRT’yi yöneten zihniyet FIRAT KOZOK D ANKARA TRT Genel Müdür Yardımcısı Muhsin Mete’nin, Abbas Abalı takma adıyla yazdığı ‘‘Ekranın Büyüsüne Kapılmadan’’ isimli kitap, TRT’yi nasıl bir zihniyetin yönettiğini bir kez daha ortaya koydu. Kitapta, ‘‘gayri milli’’ ve ‘‘pornografik yayın yapmakla’’ eleştirilen TRT’nin, sağ iktidarların da ‘‘ayakbağı olduğu’’ ileri sürülüyor. HaberSen Genel Sekreteri Osman Köse,‘‘TRT’de dini içerikli yayınların son iki yılda üç katına yükselmesinin arkasındaki zihniyet ortaya çıkmış oldu’’ dedi. Muhsin Mete’nin, ilk baskısı Ocak 1997’de yapılan kitabından bazı bölümler şöyle: ? ‘‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir’’ zihniyetine bağlı olanlar için kültürel farklılıklar ayak bağı olmaktan öte bir anlam taşımazlar. ? Özel radyo ve televizyonların iddiası TRT’ye alternatif olmaktı. Müslümanlarca da pek çok radyo ve televizyon kuruldu. Dört bir koldan, ‘‘İslam gemisini yüzdürmeye’’ koyulduk. ? ‘‘İslami televizyon ve radyo niyetimiz neden gerçekleşemiyor’’ sorusu üzerinde kafa yormamız gerekiyor. ? Köklü çözüm, tevhit esaslı bir toplum hayatının var olması ve tabii olarak bu durumun radyo ve televizyon yayınlarını belirleyici olmasıdır. Mevcut iletişim ortamı içinde kalarak düşünülebilecek çözümse, tematik yayıncılık esas alınarak dini bir kanal oluşturmaktır. Vatikan radyo ve televizyonu bu tür yayıncılığa örnek teşkil edebilir. ? Resmi radyomuz, devletimiz gibi demokrat olmak yerine Cumhuriyetçi olmayı tercih etmiştir. Laik ve Kemalist olmak din programlarında bile ihmal edilmemiştir. ? Lokman Suresi’nin 6. ayetinde buyurulmaktadır: ‘‘insanlar içinde bilgisizce, Allah yolundan saptırmak, o (yolu) bir eğlence edinmek için icat edilmiş boş lafa müşteri çıkan (nice) adamlar vardır. İşte onların (hakkı) horlayıcı bir azaptır.’’ ? TRT, kuruluşundan bu yana kültürel değerlerimize sırtını, Batılı değerlere yüzünü dönmüştür. Bu genel tavrını sola ve Kemalizme yaslanarak sürdürmüş, milli iradeyle işbaşına gelmiş sağ iktidarlara ayak bağı olmuştur. ? Ülkemizdeki müzik ve eğlence yozlaşmasının müsebbibi TRT olmuştur. ? ‘‘İnanç Dünyası’’ haber öncesi yayınlanırken daha az seyircisi olan 18.25’e alınmıştır.Ramazan yayınları ile mevlitlerin süreleri kısaltılmıştır. Bu uygulamalarla malum çevreler ve laikperestlere hizmet edildiği sanılıyorsa da Müslümanlar Cenabı Allah’ın lütfuna nail olmaktadırlar. Bu tür yayınların hiç yapılmaması daha evladır. ? Aslolan din programları yayınlamak değil, dini bütün açılımları dikkate alan, mihenk taşı din olan bir yayın anlayışını benimsemektir. ? İlahi kanunlar dışındaki kanunlara mükemmeliyet izafe edemeyiz. ? TRT, ilk Genel Müdürü Adnan Öztrak döneminde çizilen yolda yürümeye devam ediyor. Şaban Karataş ve Tunca Toskay’ın genel müdürlükleri sırasında farklı sesler ve renkler görüldüyse de TRT’nin gayri milli olma özelliği devam edegeldi. ‘Zihniyet ortaya çıktı’ HaberSen Genel Sekreteri Köse, konuyla ilgili, ‘‘TRT’de dini içerikli yayınların son iki yılda üç katına çıkmasının, TRT ekranlarından şeriat propagandası yapılmasının, TRT’nin tarikat destekli televizyon kuruluşlarına benzetilmesinin, sansür uygulamalarının arkasındaki zihniyet de ortaya çıkmış oldu’’ dedi. Muhsin Mete’nin, bir yurttaş olarak bu görüşleri savunabileceğini, ancak bu tavırdaki bir kişinin TRT Genel Müdür Yardımcılığı koltuğuna oturamayacağını vurgulayan Köse şunları kaydetti: ‘‘TRT’yi gayri milli ilan eden, bütün yayınların dini kurallara göre yapılmasını savunan Mete istifa etmelidir. TRT Genel Müdürü Vekili, Mete’yi görevden almalıdır.’’ HAREMSELAMLIK B Türk Yıldızları büyüledi Türk Hava Kuvvetleri Akrobasi Timi Türk Yıldızları, Türkiye Pilotlar Günü etkinlikleri kapsamında Kadıköy’de gösteri yaptı. Birbirinden zor hareketleri zorlanmadan gerçekleştiren Türk Yıldızları, gösteriyi izleyen yurttaşlardan büyük alkış aldı. (Fotoğraf: AA) Başbakan basına çattı EDİRNE (AA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Edirne kongresinde, AKP Kars il kongresindeki haremselamlık uygulamasının bir gazete tarafından manşet yapılmasına tepki gösterdi. Erdoğan, ‘‘Ne yapmak istiyorsun sen? Benim hanım kardeşim kongre salonuna gelmiş, nerede isterse orada oturur. Sana ne ya, ayıptır ya... Bu ne biçim gazetecilik anlayışıdır. Hani özgürlükler, hani demokrasi? Bunun için Edirne il kongresinde de hanım kardeşlerim istedikleri yere gelmiş oturmuşlar. Ülkeyi karıştırmanın, ayırmanın, bir yerlere kendine göre sinyal vermenin anlamı nedir? Benim vatandaşım bu kongreye geliyorsa, başı örtülüsüyle, başı açığıyla el ele, yan yana, omuz omuza AK Parti’nin kongresi yapılıyorsa, bu, milletin ta kendisidir’’ dedi. Gazalcı: Öğretim birliği bozuluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, AKP döneminde laik ve bilimsel eğitimin hızla dinselleştiğini ve öğretim birliğinin bozulduğunu bildirdi. Tarikatların okullarda rahatça propaganda yaptıklarını ve bunun son örneğinin Sıvas’taki Prof. Necati Erşen Anadolu Öğretmen Lisesi’nde yaşandığını anımsatan Gazalcı şunları kaydetti: ‘‘Son aylarda hemen her gün bir ya da birkaç okulda bu tür propagandalar basına yansımaktadır. Konu TBMM’ye taşınmasına karşın AKP kayıtsızdır. Bu dinsel etkinlikleri cesaretlendiren, Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı’dır.’’ Özel Öğretim Kurumları Yasa Tasarısı’na da tepki gösteren Gazalcı, ‘‘Devlet kendi okulları dökülürken kendi kuyusunu kazmaya çalışan kurumlara yardım yapacak’’ dedi. Böyle bir yasanın gerekliliği bir yıl önce gündeme gelmişti. O dönem hükümet, daha doğrusu AKP Genel Merkezi bu görüşte değildi! Aradan geçen zaman diliminde terör azınca, AKP gönülsüzce de olsa bir yasa hazırladı. Önceki hafta yasanın içeriğine bakınca ilk gözlemim şu oldu: Öyle anlaşılıyor ki, AKP bu yasanın çıkmasını istemiyor. İçine her şeyi doldurmuş, her kesim bunun bir bölümüne itiraz edecek. Tartışmaların ardından AKP, ‘‘madem bu yasayı kimse istemiyor, o zaman biz de geri çekelim’’ diyecek! İşin seyri ne yazık ki böyle devam ediyor. Yasada fuhuştan orman cezalarına kadar her şey var. Bu suçlara verilecek ceza başka yasaların içinde olabilirdi. Ama hükümet yelpazeyi o kadar geniş tutmuş ki, hani neredeyse iş kazalarını bile terörden sayacak! ??? Her türlü suçu terör kavramının içine sokmak için olağanüstü çaba harcayan hükümet, teröristleri affetmek için de yasaya maddeler koymuş! Terörle Mücadele Yasası’nın (TMY) 6. maddesi; bir terörist teslim olup örgütle ilgili doğru bilgiler verirse, örgütün başı olsa bile hüküm giymeyecek, diyor. Eğer, teslim olmayıp yakalandıktan sonra aynı bilgileri verirse cezası dörtte üçe kadar varan oranda azalacak. ‘‘Bir terör örgütü lideri, bilgi verirse affedilir’’ tümcesini okuyan kişinin aklına ilk kim gelir? Tabii ki terör örgütünün başı Öcalan! CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bunu gündeme getirdiğinde Başbakan’dan Adalet Bakanı’na kadar herkes Baykal’a yüklendi. 6. maddenin böyle bir yolu açıp açmayacağı hukuksal bir tartışma... Ancak gelişmeleri izleyenler, ‘‘AKP bunu da yapar’’ diyor. Zira AKP, terörle mücadele konusunda kamuoyunu tatmin edecek bir kararlılık gösteremedi. ??? Ortada çengelli bir soru daha var: 6. maddeyi tasarıya kim soktu? Henüz belli değil! Adalet Bakanı Çiçek konuyla ilgili bir dizi söz etti ama, söyledikleri bu soruyu netleştirmeye yetmedi. Çiçek’in şu sözü ayrıca dikkatimizi çekti: ‘‘Tasarı devlet ihtiyacı sonucu getirildi!’’ Tümceyi Türkçeye çevirmek gerekirse; Çiçek, bu yasayı AKP olarak biz istemedik, güvenlik güçleri isteyince şart hale geldi, demeye getiriyor! Bunlar tartışılırken ortaya bir de yasanın 7. maddesi çıktı. Buna göre, bir örgüt eğer eline silah almamışsa, terör örgütü sayılmayacak! Bunu kazıyınca da altından tanıdık bir isim çıktı: Fethullah Gülen! Gülen’in avukatları, Ankara adliyesinden beraat kararı almak için olağanüstü çaba harcıyorlar. Tüm dayanaklarını da şuraya oturtuyorlar: ‘‘Biz elimize silah almış bir örgüt değiliz...’’ Bu girişimle TMY birleşince bir soru daha çengelleniyor: ‘‘Yoksa AKP, bu yasa ille de çıkacaksa bir de Gülen’e selam verelim, planı mı yaptı?’’ Başbakan’dan Meclis Başkanı’na kadar AKP’lilerin 23 Nisan sürecinde verdikleri demeçlere de bakınca insanın aklına asıl şu soru geliyor: Acaba arkadaşlar devletle mücadele yasasına mı hazırlanıyor? ankcum?cumhuriyet.com.tr İstanbul Tabip Odası seçimi CHP’li Ateş, tartışmalı CIA uçakları konusunu TBMM gündemine taşıdı ‘Demokratik Hekimler’ iktidara rağmen kazandı Haber Merkezi İstanbul Tabip Odası (İTO) seçimlerini oyların yüzde 60’ını alan Prof. Dr. Özdemir Aktan başkanlığındaki Demokratik Katılım Grubu kazandı. İktidarın desteklediği Hekim Hakları Grubu yüzde 30 civarında oy alabildi. Türkiye’nin en büyük tabip odası olan İstanbul Tabip Odası’nda dün seçim heyecanı vardı. Prof. Dr. Özdemir Aktan başkanlığındaki Demokratik Katılım Grubu, AKP iktidarı tarafından desteklenen Prof. Dr. Yunus Söylet başkanlığındaki Hekim Hakları Grubu ve Doç Dr. Mustafa Yenigün başkanlığındaki Milliyetçi Hekimler Grubu’nun yarıştığı seçimlere hekimler büyük ilgi gösterdi. Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi’nde gerçekleştirilen seçimlerde 9 bin hekim, 58 sandıkta oy kullandı. Akşam saatlerinde sandıkların kapanmasının ardından oy sayım işlemine başlandı. Başbakan’a ‘uçak’ sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Gaziantep Milletvekili Abdülkadir Ateş, CIA’nın kaçırdığı bazı kişilerin gizli gözaltı ve sorgulama merkezlerinde sorgulandığı savlarını bir soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. CIA’nın insan kaçırma olaylarında kullandığı öne sürülen uçakların listesine yer veren Ateş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ‘‘bu uçaklardan Türkiye’de sivil veya askeri havaalanlarını kullananlar olup olmadığını’’ sordu. Ateş, ABD Merkezi Haberalma Örgütü CIA’nın 2001 yılından bu yana dünyanın çeşitli ülkelerinde gizli gözaltı ve sorgulama merkezleri kurmasının uluslararası platformlarda tartışılan önemli konulardan biri olduğuna dikkat çekti. Ateş, CIA tarafından kullanıldığı sanılan 33 şirkete ait uçakların modeli, sahibi, personeli, yolcu sayısı, faaliyet bölgesi ve şirket adresi bilgilerinin yer aldığı bir listeyi önergesine ekledi. Ateş, Erdoğan’a şu soruları yöneltti: ? Hükümetiniz, listedeki uçaklardan Türkiye sivil veya askeri havaalanlarını kullananlar olup olmadığından haberdar mıdır? ? Türk havaalanları kullanılmış ise hangi tarihlerde hangi havaalanları kullanılmıştır? ? Bu tür kullanımlar sırasında, hükümetinizin ilgili uçaklara ilişkin talep ettiği bilgiler nelerdir? ? Bu talepler arasında yolcu listesi var mıdır? Varsa yolcu listesini verebilir misiniz? ? Yolculardan Türkiye’ye giriş yapanlar olmuş mudur? Olduysa kimler olduğu bilinmekte midir, isimleri ve uyrukları nedir? ? Söz konusu uçaklardan Türkiye havalimanlarını ikmal, yakıt vb. nedenlerle kullananlar var ise, Türkiye’den hangi ülkelere gitmişlerdir? ? Listedeki uçaklardan yalnızca Türk hava sahasını kullananlar olmuş mudur? Oldu ise rotalarına ilişkin bilgi verebilir misiniz? Gönül: Mayınların temizliği pahalı olacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı’nın, mayınlı arazilerin temizliği ihalesine ilişkin soru önergesine yanıt veren Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, mayınlı arazileri temizleme çalışmaları için maliyet araştırmaları yapıldığını, ayrılan kaynağın çok üzerinde bir maliyetle gerçekleştirilebileceğinin belirlendiğini kaydetti. Gönül, büyük çaplı temizleme çalışmalarının silahlı kuvvetlerin görevleri arasına girmediğini belirtti. Oyların yüzde 60’ını aldı 68’lilerden Çağrı 1 Mayıs Kokteyline Davet İşçi sınıfının BirlikDayanışmaMücadele gününü mitingden sonra kutluyoruz. Yer: Vezirçeşme Sok. No: 3/1 Aksarayİst. Tel: 0212 635 22 10 0536 681 66 98 Saat: 19.00 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI ÖZOK: SULTANBEYLİ’DEKİ ÇALIŞMA DURDURULDU TMY yeniden yazılmalı Cemevi inşaatına engel ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBB Başkanı Özdemir Özok, Terörle Mücadele Yasa Tasarısı’nın yeniden yazılması gerektiğini bildirdi. Özok, devletin kuruluş ideolojisine ve temel niteliklerine yönelik terör eylemlerini bir bütün olarak kapsayan, terorizm ile diğer suçlar, terörist ile terör amacı taşımayan suç işleyen yurttaşlar arasında ‘‘kalın bir çizgi oluşturan’’ bir yapıya sahip bulunan bir yasaya gereksinim duyulduğunu belirtti. Tasarıda terorizmle mücadelede ulusal yöntem gereksiniminin ve özgürlükgüvenlik dengelerinin giderilemediğini kaydeden Özok, suçların medya yoluyla işlenmesi konusunda özgürlükçü yaklaşımdan uzaklaşıldığını ve ‘‘propaganda’’dan ne anlaşıldığının belirtilemediğini kaydetti. Özok, bugünkü mevzuat ve Yargıtay uygulamalarıyla yasal şartlar oluşturduğunda terör örgütü liderlerine etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma imkânı getirebileceğine dikkat çekti. İstanbul Haber Servisi Sultanbeyli Belediyesi, Pir Sultan Abdal Derneği’nce yaptırılan cemevi inşaatını ‘‘ruhsatsız’’ olduğu gerekçesi ile durdurdu. İnşaatta çalışan iş makinelerinin ruhsatlarına da el konuldu. Pir Sultan Abdal Derneği Sultanbeyli Şube Başkanı Sadegül Çavuş, yaptığı açıklamada, 89 Nisan tarihlerinde cemevi inşaatının temelini attıklarını, ancak cumartesi akşamı saat 20.00 sıralarında Sultanbeyli Belediyesi zabıta ekiplerinin inşaat çalışmasını durdurduğunu belirtti. Ekiplerin burada çalışan kepçe ile kamyonun ruhsatlarına el koyduğunu ifade eden Çavuş, ‘‘Belediye başkanı ve belediye yöneticileri temel atma töreni sırasında söz vermişlerdi, müdahale etmeyeceklerdi.Ama yine de cemevini inşa etmekte kararlıyız’’ dedi. Sultanbeyli Belediyesi İmardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Coşkun Karayiğit, inşaatı ruhsatsız olduğu için durduklarını, kullanılan araçların da mühürlendiğini kaydetti. Geç saatlere kadar süren sayım işleminin sonunda seçimlere ‘‘Bakanlık bürosu değil; çağdaş, bağımsız, demokratik tabip odası’’ sloganıyla giren Demokratik Katılım Grubu, ezici bir üstünlükle oyların yaklaşık yüzde 60’ını alarak seçimi kazandı. AKP hükümetinin İTO’yu da ele geçirmek amacıyla desteklediği bir grup olarak bilinen ve grup üyelerinin aidatlarının bir ilaç firması tarafından ödendiği belgelerle basına yansıyan Hekim Hakları Grubu, yüzde 30 civarında oy alabildi. Milliyetçi Hekimler Grubu ise yüzde 10 civarında oy aldı. Yeni başkan Prof. Dr. Aktan Seçim sonucunda Prof. Dr. Özdemir Aktan başkanlığındaki İTO’nun yönetim kurulu, Dr. Nazmi Algan, Dr. Ayşegül Bilen, Dr. Hüseyin Demirdizen, Prof. Dr. Nergiz Erdoğan, Doç. Dr. Özgür Kasapçopur ile Dr. Ali Küçük’ten oluştu. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle