28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MAYIS 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Cumhuriyet, İran’ın Irak üzerindeki etkisini gözler önüne seren genelgeyi ele geçirdi BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI ABD’yi korkutan belge BAHADIR SELİM DİLEK Senaryoyu Kim Yazdı? Oyunu Oynayan Kim? Gerçekten ‘‘Hayatım Avrupa’’!... İçinde kimler yok ki? Kimlerin olduğu o kadar da önemli değil diyebilirsiniz. ‘‘Ne dediklerine göz attığımızda’’ işler biraz sarpa sarıyor... Vehbi Koç Gümrük Birliği’ne neden karşı çıkmıştı? Üstelik bu görüşlerini İstanbul Sanayi Odası’nın dergisinde bile yazdı. Sanayicilerle Devlet Planlama Teşkilatı’nın üst yönetimi niçin Avrupa konusunda Dışişleri Bakanlığı ile taban tabana zıt görüşlere sahiptiler? Sanayiciler ve tüccarlar, DPT ve Dışişleri cephelerinde nasıl karşı karşıya gelmişlerdi? Bunlar benim değerlendirmelerim değil. Kendi ağızlarından, kendi kalemlerinden gazetelerde ve dergilerde yer alan açıklamaları. Raporlara girmiş belgeler. Kendi yazılarımla birlikte sanayicilerin, tüccarların, sendikacıların, planlamacıların, Dışişleri’nin, kimi profesörlerin değerlendirmeleri bu kitapta toplandı. Yalan yok, dolan yok... Vehbi Koç’tan Ertuğrul Soysal’a, Turgut Özal’dan 12 Eylülcülere kadar herkes sahnedeki yerini almış. Peki, senaryoyu kim yazmış? Kendi ağızlarından ve kalemlerinden duruşlarını, önerilerini, dayatmalarını sayfaları çevirdikçe görüyoruz. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 sesli darbeleri ile 24 Ocak 1980 ve 6 Mart 1995 sessiz darbelerinin birbirlerini nasıl tamamladıklarını, bir cinayetin belgeselini seyredercesine kare kare avucumuzun içine alıyoruz. 1978 Washington Uzlaşması’nın daha 20 Aralık 1977’de Turgut Özal tarafından hangi koşullarda bağlarının bulunduğunu ve içindeki yerini görüyoruz. Washington Uzlaşması ile 12 Eylül darbesi arasındaki bağlar da kendini ele veriyor. 6 Mart 1995 ‘‘sessiz darbe’’sinin, taa 1978’e uzanan ipuçlarını yakalıyoruz. Ve AKP yönetiminin, Özalcılığın ılımlı İslamla örtüştürülmesinde üstlendiği misyonunu keşfediyoruz. ANKARA Tahran ile Washington arasındaki nükleer krizin kritik bir aşamaya geldiği dönemde, Irak’taki ABD politikalarının, İran’ın politikaları karşısında nasıl iflas ettiğini gözler önüne seren belge ortaya çıktı. Belgede, Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi (IİDYK) Başkanı Abdülaziz el Hakim’in İran destekli bölgesel hedefleri yer alıyor. Cumhuriyet, Tahran destekli Şii grupların en önemlisi olan IİDYK’nin Başkanı El Hakim’in genelgesini ele geçirdi. El Hakim, 1 Aralık 2005’te yayımladığı genelgesinde, Saddam Hüseyin’in Sünni yönetimini ‘‘kâfir’’ ilan ederek ‘‘Seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte görevimizin daha tamamlanmadığını, Ayetullah Humeyni’nin ? IİDYK Başkanı El Hakim, genelgesinde, Humeyni’nin İslam devrimini ihraç etme vasiyeti yerine gelene kadar mücadelenin sürmesi çağrısında bulunuyor. Genelge, Şiileri destekleyip İran’ın Bağdat üzerinde çok daha fazla etkili olmasının önünü açan ABD’nin, Irak’ta kendisi açısından tarihi bir hata yapmış olduğunu ortaya koyuyor. İslam devrimini tüm İslam ve Arap dünyasına ihraç etme vasiyetini yerine getirme hedefi gerçekleşinceye kadar devam edeceğini unutmamalıyız’’ çağrısında bulundu. Genelge, Saddam Hüseyin’e karşı Şiileri destekleyip, İran’ın Bağdat üzerinde çok daha fazla etkili olmasının önünü açan ABD’nin, Irak’ta kendisi açısından tarihi bir hata yapmış olduğunu da ortaya koydu. IİDYK genelgesi, ‘‘Hz. Ali’nin Şii halkı’’ ifadesiyle başlıyor. Genelgenin ilk paragrafında, ‘‘Kâfir Sünni rejimi olan Saddam rejiminin yıkılmasından 3 yıl sonra, İran’daki insanlarımız, dost, vefalı İngiliz ve Amerikan ortaklarımız ve Irak’taki Şii halkımızın mücadelesi sayesinde Irak’ı dikta rejiminden kurtardık, kendi rejimimizi kurduk, bakanlıklar ve güvenlik dairelerini ele geçirdik...’’ ifadelerine yer verildi. şeklinde söz etmesi de dikkat çekti. Genelgenin 2. paragrafında ise ‘‘Seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte görevimizin daha tamamlanmadığını, Humeyni’nin İslam devrimini ihraç etme vasiyetini yerine getirme hedefi gerçekleşinceye kadar devam edeceğini unutmamalıyız’’ çağrısı yapıldı. Bu çağrı, İran’daki rejimi tanımayan ABD’nin kendi eliyle aynı rejimi Irak’ta uygulamaya koyduğunu ve bölgeye ihracına da zemin hazırladığını gösterdi. 3. paragrafta, ‘‘Dolayısıyla, kâfir Vahabi kalesi olan Suudi Arabistan’da Gizli gündem itirafı Böylece El Hakim, bakanlıkları ve güvenlik dairelerini ele geçirmek gibi bir gizli gündemleri olduğunu da itiraf etmiş oldu. Tahran’ın Irak’taki politikalarını yürüten IİDYK’nin, ABD ve İngiltere’den ‘‘ortaklarımız’’ ki zavallı kardeşlerimizi desteklememiz gerekmektedir’’ denildi. Bu çağrısıyla El Hakim, dolayısıyla da Tahran, ABD’nin müttefiki Suudi Arabistan’daki Şiileri de etkisi altına alma potansiyeli olduğu mesajını vermiş oldu. Son paragrafta ise ‘‘İran’daki yetkililerle yardımlaşma içerisindeki örgütlerimiz bu kutsal görev için hac mevsimini fırsat bilip her türlü ihtiyacı karşılayacaktır’’ denildi. Genelge, Iraklı Şiilerin Sünni gruplara da bakışını ortaya koymuş oldu. IİDYK, Sünnilere olan bu bakış açısına karşın, yine Sünni olan ama etnik kimliğini daha ön planda tutan Kürtlerle yakın ilişki içinde bulunuyor. IİDYK’nin, Kerkük’ün Kürt bölgesine dahil edilmesi konusunda da Kürt gruplar ile gizli bir anlaşması bulunuyor. ‘Bazı örgütlerle anlaşılabilir’ ? BAĞDAT (AA) Bazı direnişçi grupların temsilcileriyle bir araya geldikten sonra açıklama yapan Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, “7 silahlı örgütle anlaşılabileceğine inanıyorum’’ dedi. Bağdat Büyükelçiliği’ndeki ABD’li sözcü de, Saddam Hüseyin ve Ebu Musab el Zerkavi’ye bağlı olmayan grupları, siyasi sürece katılmaları için iknaya çalıştıklarını söyledi. İRAN’A MİSİLLEME UYARILARI Tahran işbirliği koşulunu açıkladı Dış Haberler Servisi Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ile işbirliği için koşullar açıklayan Tahran yönetimi, nükleer programından vazgeçmeyeceğini yineledi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hamid Rıza Asefi, İran’ın, nükleer programıyla ilgili dosyanın Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne gönderilmeyip UAEK’de kalması halinde en üst düzey işbirliğine hazır olduğunu söyledi. Sözcü, böyle bir durumda Rusya’nın, uranyumun kendi topraklarında zenginleştirilmesi yönünde yaptığı öneriyi de tartışabileceklerini kaydetti. Asefi, ‘‘UAEK ile BM Güvenlik Konseyi, İran’ın dosyasının UAEK tarafından incelenmesinde anlaşırlarsa o zaman maksimum işbirliğine hazırız. Ancak BM Güvenlik Konseyi radikal önlemler alırsa biz de buna karşı önlemler alırız. Kararları akılcı olursa bizim kararlarımız da akılcı olur’’ dedi. İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani, İran’ın nükleer programını durdurmaya zorlanamayacağını ve bu yöndeki BM kararlarına uymayacaklarını söyledi. Laricani, Washington’a yönelik olarak, ‘‘İran’a zarar vermek istiyorsanız bilin ki biz de size zarar veririz’’ uyarısında bulundu. Sadece benim kitabım değil... ‘‘Hayatım Avrupa’’, TürkiyeAB olaylar dizisinin birinci ayağı. 19701983 dönemini kapsayan birinci kitap bugüne de ışık tutuyor. Kitabın içinde benim yazdıklarım da var kuşkusuz. Ancak Avrupa ile ilişkiler konusunda kimi siyasilerin, bürokratların, işadamlarının ve akademisyenlerin gazete ve dergilerde çıkan açıklamaları bugünkü sorunlar yumağına da açıklık getiriyor. Bu arada, bugün de yazmakta olan kimi köşe yazarlarının katkılarını da görüyoruz.. 1970’li yıllarda A.E.T. (A.B.) konusunda sanayiciler, bürokratlar, akademisyenler net bir tavır içindeler. Vehbi Koç, Ertuğrul Soysal, Mümtaz Zeytinoğlu gibi sanayicilerle kimi akademisyenler tutumlarını açık olarak ortaya koyuyorlar. Kimi siyasilere ve kimi bürokratlara karşı tavır alıyorlar. Sanayici o dönemde Washington Uzlaşması’na ve Katma Protokol koşullarına karşı çıkıyor. Avrupa ile ilişkilere, ‘‘hâlâ Türkiye’nin tarafından bakabiliyor’’. Özal ve Özalcı bürokratlar Washington Uzlaşması’nın savunucuları durumundadırlar. Türkiye’ye Washington ve Brüksel’den bakıyorlar. İlginç bir görüntü ortaya çıkmış. Sovyetler Birliği henüz yerli yerinde olduğu ve ABD’nin Vietnam’dan yenilip kaçtığı yıllar yaşanıyor. Ulusalcılar ve ‘‘hariciler’’ birbirlerinden net bir biçimde ayrılmışlar. Washington Uzlaşması’nın izini sürdüğümüz zaman iş 3 Kasım 2002 düzenlemelerine kadar uzanıyor. Özal’ın Dünya Bankası’nda Washington Uzlaşması’nı öğrendiği yıllarda Abdullah Gül de İslam Kalkınma Bankası’ndaki stajını sürdürüyordu. Doğu’dan da Batı’dan da aynı noktaya gelmişler. Öyle ya, Dünya yuvarlak değil mi!.. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali ‘Ek protokol tartışılamaz’ ? ATİNA (AA) Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis, Gümrük Birliği’nin genişletilmesi konusunun sadece Atina’yı değil tüm AB’yi ilgilendiren bir konu olduğunu söyledi. Bakoyannis, ek protokolün yeniden müzakere edilmesinin mümkün olmadığını ve bu konuda, önümüzdeki aylarda belirli bazı gerginlikler yaşanma ihtimali bulunduğunu belirtti. Geri dönüş yok İran Atom Enerjisi Kurumu Başkan Yardımcısı Muhammed Saidi de Fransa’nın başkenti Paris’te BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya’nın katılımıyla yapılacak toplantıya 1 gün kala İran’ın nükleer programının geri döndürülemez olduğunu yineledi. Muhammed Saidi, ‘‘Paris’teki toplantıyla 9 Mayıs’ta New York’ta yapılacak toplantıya katılanlar, İran’ın nükleer programının İranlıların genel iradesine karşılık geldiğini ve programın geri döndürülemez olduğunu bilmelidir’’ diye konuştu. New York kentinde on binlerce kişi, Irak saOn binler Irak için yürüdü ABD'nin vaşını protesto amacıyla gösteri düzenledi. Gösteriye ünlü siyah rahip, politikacı ve insan hakları savunucusu Jesse Jackson ve Irak savaşında oğlunu kaybeden ve savaş karşıtı hareketin simgesi haline gelen ‘‘barış annesi” Cindy Sheehan da katıldı. (Fotoğraf: AFP) Örgütün haberleşme yöntemini Attila Türk anlattı El Kaide’nin sırrı çözüldü Dış Haberler Servisi İspanya’nın başkenti Madrid’de 2004’te düzenlenen saldırıları gerçekleştiren örgütün liderlerinden Hasan el Haski’nin, suç ortakları ile eposta adresindeki taslak mesajları aracılığıyla haberleştiği bildirildi. New York Times gazetesi, El Haski’nin basit bir hile kullandığını kaydetti. El Haski’nin mesajları taslak olarak sakladığını, suç ortaklarının da eposta adreslerine girerek mesajları taslaklar bölümünden okuduklarını belirten gazete, iddianamede Attila Türk adlı bir Türk’ün ifadelerinin bulunduğunu yazdı. Gazete, 2004’te Fransa’da terör eylemleri gerekçesiyle gözaltına alınan Türk’ün, saldırıların ardından korktuğunu, kaçmak için El Haski’den yardım istediğini anlattığını belirtti. Türk, ifadesinde şunları söyledi: ‘‘Hasan, ayrıldığım gün bana internette bir adres verdi. Her gün taslaklar bölümünden mesajlara bakacaktım. Onunla temas kurma yolu, şifresi Wahd11 olan Babana12002 eposta adresi idi.” Duvar inşaatı hızlanacak ? KUDÜS (AA) İsrail'de kabinenin, Batı Şeria'daki tartışmalı duvar inşaatını hızlandırmaya karar verdiği bildirildi. Resmi kaynaklar, Başbakan Ehud Olmert'in, Bakanlar Kurulu toplantısının açılışında, duvarın inşaatının hızlandırılması gerektiğini söylediğini açıkladı. Olmert'in “Alınacak kararlar, saldırı girişimlerini daha çok başarısızlığa uğratmak için güvenlik bariyerinin daha hızlı bitirilmesine olanak sağlayacaktır” dediği bildirildi. IRAK SAVUNMA BAKANLIĞI, TAHRAN YÖNETİMİNİ SUÇLADI İran, PKK’yi Irak’ta vuruyor Dış Haberler Servisi Irak, İran’ı PKK’nin mevzilerini bombalamak için topraklarına girmekle suçladı. Irak Savunma Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, İran güçlerinin Irak’ın kuzeyinden 5 kilometre içeri girdikleri belirtildi. Irak Savunma Bakanlığı’nın açıklamasında ‘‘İran güçleri son 24 saatte Erbil bölgesinde Hac Ümran yakınındaki PKK mevzilerini bombaladı’’ denildi. Irak topraklarına 180’den fazla ağır top mermisinin düştüğü kaydedilen açıklamada, ‘‘İran birlikleri bu saldırılar vesilesiyle Irak topraklarının 5 kilometre içine girdi’’ denildi. Son 10 gün içinde İran, Kürt mevzilerine 2 saldırı düzenledi. Tahran, 20 Nisan’da da 2 PKK’linin ölümü ve 10’unun yaralanmasıyla sonuçlanan başka bir saldırı gerçekleştirmişti. Dünkü saldırıdan sonra, ölü ya da yaralılar konusunda bilgi verilmedi. Sayın Bülent Arınç TBMM Başkanı Ulusal Egemenliğin kutlandığı her 23 Nisan’da, geleceğin yetişkinleri olan çocuklarımızın söz aldığı Çocuk Meclisinde, 21 yaşında, imam hatipli bir gencin “çocuk sıfatıyla” kürsüye çıkması kabul edilir olmadığı gibi, bir siyasetçi tavrıyla tehdit eder biçimde konuşması, ne günün anlamı, ne düşünce özgürlüğü ne de demokrasi gibi kavramlarla açıklanabilir. Meclis Başkanı olarak sizin “olayı savunmanız”, bir Meclis Başkanı’nın “tarafsızlık ilkesiyle” bağdaşmamakta, aksine, bulunduğunuz makam gereği, Türkiye Cumhuriyeti’nin kazanımlarına, öncelikle de laiklik ilkesine taraf olmanız gerekmektedir. Ayrıca TBMM kürsüsünden, “laiklik tanımının yeniden yapılması” yolundaki talebinizin ve buna benzer açıklamalarınızın, işgal ettiğiniz yüce makamın değerleriyle bağdaşmadığı bir gerçektir. Onurlu bir geçmişe sahip Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ulusu hiçbir şekilde bunları hak etmemektedir. Türk Ulusu için böylesine anlamlı bir günü; Cumhuriyet’in çağdaş değerleri ve yasalarıyla adeta hesaplaşmak üzere tehdit eden bir öğrenciyi eğiten ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getiren zihniyeti şiddetle kınıyoruz. Başta laiklik olmak üzere Cumhuriyetimizin olmazsa olmaz tüm kazanımlarını zedelemeye ya da yok etmeye yönelik her türlü eylemin karşısında yılmadan mücadele vereceğimizi, bu vesileyle siz TBMM Başkanı’na ve halkımıza duyuruyoruz. Çağdaş Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu CUMHURİYET 11 K El Kaide'den El Fetih'e tehdit ? ANKARA (AA) El Kaide örgütünün bir kolu olduğu sanılan Tevhid ve Cihad örgütü, El Fetih’in önde gelen isimlerini öldürmekle tehdit etti. Örgütün dağıttığı bildirilerde, Mahmut Abbas yanlısı 5 kişinin ‘‘katledileceği” belirtilerek bu kişilerin Muhammed Dahlan, Yaser Abd Rabbo, Semir Maşharavi, Nebil Amr ve Ebu Ali Şahin olduğu belirtildi. Bildiride, ‘‘Filistin’de faaliyet göstermeye başladığımızı ilan ederiz” denildi. PKK, İran’ı uyardı PKK komutanlarından Rüstem Cudi, Kuzey Irak’ta Fransız Haber Ajansı (AFP) muhabirine yaptığı açıklamada, ‘‘İran güçlerinin PKK’ye saldırması için hiçbir neden olmadığını, çünkü çatışmaların Türk askerleriyle PKK’liler arasında olduğunu, İran sınırından uzakta ve Türkiye tarafında yaşandığını’’ söyledi. Cudi, İran’ı, Irak’taki PKK hedeflerine yönelik saldırılarının ciddi sonuçları olacağı konusunda uyardı. AFP konuyla ilgili haberinde, Türkiye ile İran arasında PKK ve İranlı muhalif örgüt Halkın Mücahitleri’ne karşı birlikte savaşacakları yönünde anlaşma olduğunu yazdı. Geçen yıl, en az 120 İranlı polisin Tahran’ın PKK ile bağlantılı olduğunu belirttiği PEJAK adlı Kürt grubun sınırdan sızma girişimlerini engellemeye çalışırken öldüğü bildirildi. İran’da yayımlanan Kayhan gazetesi de, Mehabad bölgesinde İran’a sızmaya çalışan gruplarla çatışmalar sırasında ‘‘4 İran askerinin şehit olduğunu’’ yazdı. AKP İKTİDARI, ERMENİ POLİTİKALARINA KARŞI DİRENEMİYOR Türkiye’ye ‘soykırım’ çemberi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin Ermeni iddialarına karşı izlediği politikaların etkisiz kalması, Türkiye’yi ‘‘sözde soykırım çemberi’’ içinde sıkıştırdı. Kanada Başbakanı Stephan Harper’i, ‘‘soykırım’’ ifadesini kullanması, AKP’nin Ermeni sorununda uyguladığı politikaların etkisiz kalmasının son örneğini oluşturdu. 1965’te Arjantin ve Paraguay’ın kabul etmesinin ardından başlayan süreçte son 20 yıl içinde 15 ülke parlamentosu soykırım iddialarına ilişkin karar aldı. Ancak .5 yıllık AKP’nin iktidarı döneminde soykırım iddialarını kabul eden parlamento kararı sayısı 12 oldu. Yine son 3 yıl içinde Avrupa Parlamentosu da Türkiye aleyhine 2 karar aldı. 3 milyona yakın Türk’ün yaşadığı Almanya’da sadece 60 bin kişilik Ermeni diasporasının 2005 yılında aldırdığı parlamento kararı, Ermeni lobisine büyük moral destek sağladı. Fransa’da ise sözde Ermeni soykırımını inkâr etmenin suç sayılması yönündeki yasa tasarısının parlamentoda bekliyor. tin’den geldi. Arjantin’in Senatosu Ermenistan’a yönelik özel bir oturum gerçekleştirdi ve buna ilişkin de bir bildiri yayımladı. Bildiride, soykırım kınandı. Bu durum Ankara’da hayal kırıklığı yarattı. Sözde soykırım anma gününde bir mesaj yayımlayan Kanada Başbakanı Harper’e büyük tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı ise bu ülkenin büyükelçisini Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı. Türkiye’nin, konuyu tarihçilerin ele alınması yönündeki önerisinin reddedilmesinden sonra, konuyu hukuki açıdan ortaya koymaya başladı. Ermeni iddalarına karşı geliştirilen bu tez ile Türkiye, ‘‘yargı kararı olmadan bir ülkenin soykırım yapmakla suçlanamayacağını’’ savunuyor. Çin'de maden kazası ? PEKİN (AA) Çin’in kuzeybatısındaki Şanşi eyaletinde bulunan bir kömür madenindeki patlamada 24 kişi öldü. Yeni Çin Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, Yanan'daki Vayaobao kömür ocağında önceki gün meydana gelen patlamadan sonra 8 işçiye ulaşılamadı. Görüşmelerde sonuç yok Türk ve Ermeni yetkililer arasında Viyana’da yapılan görüşmelerde, Ermenilerin, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımayan, soykırım iddialarından vazgeçmeyen politikalarından ödün vermemesi üzerine sonuç alınamadı. En ilginç karar ise Türkiye’nin ‘‘Latin Amerika Yılı’’ ilan ettiği 2006’da Arjan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle