18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2006 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y Y Y 16 15 16 17 19 20 23 21 14 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y PB 12 15 16 17 17 18 17 17 23 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB PB PB Y 27 25 21 27 24 17 13 14 9 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Tüm yurt çok bulutlu, Marmara, Ege, göller yöresi, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışlar; iç Ege, göller yöresi, İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Bolu çevrelerinde etkili olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra B Amsterdam Y Brüksel Y Paris PB Bonn Y Münih Y 12 16 16 13 12 11 14 9 9 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y B PB Y Y Y 10 24 23 17 22 18 22 20 12 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm B Y Y Y Y PB Y Y PB 11 18 3 26 10 18 15 35 30 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada yüzyılın en büyük katili Öcalan’ın İmralı’daki deliğinden çıkarmayı amaçladığını 23 Nisan Pazar günü Kanal Türk’teki Politika Durağı programında dile getirdik. Pazartesi, salı geldi geçti. Haber medyamızın kılını bile kıpırdatmadı. Ama o günlerde CHP bu madde üzerinde derin incelemeler yapıyor olmalı ki; Baykal, çarşamba günü sessiz ve derinden giderek Öcalan’ın cezasını 27 yıl indirip 2 yılda tahliye etmelerine olanak sağlayacağını saptadıkları (TCY’nin ‘Etkin Pişmanlık’ başlıklı 221. maddesine dayanan TMY’nin 6. maddesini içeren) yasa tasarısı üzerindeki görüşlerini açıklayıverdi. Maddenin yasadan çıkarılmasını istedi, ‘‘Bu fazla ‘bilerek’ yapılabilecek yanlışlıktır’’ dedi. ‘‘Fazla bilerek yapılabilecek’’ yanlışlığı kim yapabilirdi? Bakanlar Kurulu’ndan geçen yasayı hazırlayan Adalet Bakanlığı... ve Adalet Bakanı Çiçek, derhal, acele, hemen Baykal’a karşı çıktı. Hiçbir Cumhuriyet hükümetinin, hiçbir milletvekilinin, hiçbir Türk vatandaşının terörist başının affına evet demeyeceğini, diyemeyeceğini söylediği basın toplantısında CHP liderinin öne sürdüğü hukuksal görüşleri ‘‘bühtan (iftira)’’ diye tanımladı. ??? Evvvet ama, Çiçek’in hamasi söylemlerine, bu yasayla Öcalan’a asla af gelmeyeceğini kanıtlama çabasına karşın aynı gün toplanan, TMY’nin görüşüldüğü AB Uyum Komisyonu’nda da çarpıcı irdelemeler ve... Çiçek’in savunularını değersiz kılan bir gelişme izlendi. Tasarıyla ilgili görüşmelere Milli Savunma adına katılan Hâkim Albay İsmail Hakkı Dirik, tasarıdan 6. maddenin çıkarılmasını isterken TMY’de kim tarafından hangi amaçla yapıldığı henüz ortaya çıkmayan bir değişikliğe değindi. Belli bir amacı sağlamaya çalışan ‘‘meçhul kişiler’’ 221. maddeye gönderme yaparak 6. maddeye, Öcalan’a etkin pişmanlık öğesiyle af sağlayacak bir ek yapmışlardı! Oysa askerlerin gördükleri tasarıda böyle bir ek yoktu! Demek ki bu iktidar zamanında hükümetin kabul ettiği tasarıda ‘‘meçhul eller’’ istedikleri gibi değişiklik ve hatta ek yapabiliyorlar. ??? İktidar sahiplerinin ne yapacakları bilinmez; tabii en başta RTE, çoğu zaman sergilediği hatanın neresinden dönsek kârdır diyemeyen tutumunu sürdürebilir; o da Çiçek gibi Baykal’ın terörist başına af kapısını açan ‘‘terör örgütü kuranlar, yönetenler ve örgüte üye olanlar’’ diye açık bir tanım içeren 6. maddeyi her zamanki demagojik üslubuyla savunabilir ya da rivayet olduğu gibi maddeyi yasadan çıkarabilir. Çiçek, maddeyi savunurken Baykal’ın ‘‘dağlarda ülkenin bütünlüğü için mücadele eden güvenlik güçlerimizin moralini bozarak terör örgütünün istediği ortamı yarattığını’’ gerekçe gösterebiliyor da... Olasılığı bile Türkiye’yi ayağa kaldırmaya yetecek kadar önemli bir konuyu, 30 bin kişinin katili bir insanın affını sağlayacağı öne sürülen o maddeyi, o maddenin son paragrafını tasarıdan çekip çıkaracağını söyleyemiyor. Oysa; maddenin terörist başına af sağlayacağı veya sağlamayacağı, hatta silahsız örgüt kuranları yargıdan kurtarmaya yarayacağı tartışıldığına göre; yapılacak olan, maddeyi yasadan çıkarmak değil midir? Gerçeği gizleyen maskeler bir bir aşağı iniyor. RTE ve Arınç; 23 Nisan’da din devletine can verecek yasal değişikliklere ışık yakacaklarını ilan ettiler. Şimdi de PKK terörünü engelleyeceği sanısıyla Öcalan’ı affedebileceklerine işaret eden hareket ortada. Hükümet sorunu ‘‘elerken deveyi (Öcalan affını) geçirecek mi elekten?’’ Türkiye komşuları arasında Irak hariç en yüksek annebebek ölüm oranına sahip GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Günde 120 bebek ölüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM, annebebek ölümlerinin azaltılması için proje başlattı. TBMM Nüfus ve Kalkınma Grubu Başkanı Mahfuz Güler, Türkiye’de her gün 120 bebeğin öldüğünü belirterek ‘‘Her gün bir uçak dolusu bebek ölüyor ve insanlar buna kayıtsız kalıyor’’ dedi. Türkiye Aile Planlaması Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu da modern doğum kontrol yöntemlerinin kullanılmasında Türkiye’nin İran, Mısır ve Cezayir’den sonra geldiğine dikkat çekti. Güler, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, ‘‘Anne Bebek Ölümlerinin Azaltılmasına Parlamenterler Aracılığı ile Multi Sektörel İşbirliği ve Politik Kararlılık Yaratılarak Katkı Verilmesi Projesi’’ hakkında bilgi verdi. Dünyada her 1 dakikada 390 kadının hamile kaldığını ve dakikada 1 kadının öldüğünü bildiren Güler, her yıl dünyada 6 milyon bebeğin kaybedildiğini söyledi. Türkiye’de bebek ölüm oranının binde 28 olduğunu hatırlatan Güler, Türkiye’nin, komşuları arasında Irak hariç en yüksek annebebek ölüm oranına sahip olduğunu bildirdi. Türkiye Aile Planlaması Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, Türkiye’nin ekonomik büyüklük olarak dünya sıralamasında 17. sırada yer aldığını, buna karşılık sağlık göstergeleriyle 77. sırada bulunduğunu bildirdi. Şatıroğlu, 3 yıldır yürüttükleri projenin önemine işaret ederken günlük bebek ölümlerinin 3 yılda 133’ten 120’ye düştüğünü bildirdi. Şatıroğlu, modern doğum kontrol yöntemlerinin kullanılmasında Türkiye’nin, İran, Mısır ve Cezayir’in gerisinde olduğunu kaydetti. Şatıroğlu, ‘‘Hani günahtı, kültüre aykırıydı. Ama İran, bu konuda 1. sırada yer alıyor’’ dedi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi uzman doktorlarından Bora Cengiz, Türkiye’deki anne ve bebek ölüm rakamlarının tam gerçeği yansıtmadığını bildirerek ‘‘Türkiye’de hâlâ nüfusa kaydedilmemiş bebekler ve anneler var. Ölen bebek ve annelerin de sağlıklı bir doğum ve ölüm kaydı yok’’ dedi. Nüfus idaresinin web sayfasında 55 yaşın üzerinde hamile görülen 1500 kadın olduğuna dikkat çeken Cengiz, bunun tıbben mümkün olmadığını belirterek kadınların yaşının nüfusa yanlış kaydedilmiş olabileceğine işaret etti. ADANAGİRESUN Şehitler uğurlandı ADANA/GİRESUN (Cumhuriyet) Tunceli’de terör örgütü PKK’nin Karşılar Jandarma Karakolu’na düzenlediği saldırıda şehit olan Jandarma Er Mehmet Yeşilçam’ın cenazesi Adana’da, Jandarma Er Şahin Abanoz’un cenazesi de Giresun’da toprağa verildi. Adana’da şehit asker Mehmet Yeşilçam için Sabancı Merkez Camisi’nde düzenlenen törene katılan yurttaşlar, AKP hükümeti, Terörle Mücadele Yasası ve PKK’yi sloganlarla protesto etti. Bingöl’den 10 yıl önce terör nedeniyle Adana’ya göç ettiklerini anlatan şehit erin babası Tahir Yeşilçam, ‘‘Bizim yüreğimiz yandı, başkasınınki yanmasın. Bu acıyı bir an önce söndürmeye çalışsınlar. Bir evladımızı şehit verdik. Vatan sağolsun’’ dedi. Aynı saldırıda şehit olan Jandarma Er Şahin Abanoz için de Giresun’un Eynesil ilçesinde tören düzenlendi.Şehit Abanoz, Derebaşı Mahallesi’ndeki aile mezarlığında toprağa verildi. Cenaze töreninde bir grup, terör örgütü aleyhine slogan attı. Behramoğlu kitaplarını imzaladı Gazetemiz yazarı şair Ataol Behramoğlu, 11. İzmir Kitap Fuarı etkinlikleri kapsamında Cumhuriyet Kitap Kulübü Standı’nda kitaplarını imzaladı. ‘‘Kimliğim: İnsan’’ başlıklı söyleşiye katıldı. Genç bir dinleyici kitlesinin katıldığı söyleşide Behramoğlu, insan olmak için sadece akıl ve bilgiyle donanmış olmanın yetmeyeceğini, dünyada ve Türkiye’de yükselen gericiliğe karşı elbirliğiyle mücadele etmek gerektiğini anlattı. Behramoğlu, daha sonra okurlarına ‘‘Kimliğim: İnsan’’ adlı kitabını imzaladı. Çankaya’dan kısmi veto Cumhurbaşkanı Sezer, Sosyal Güvenlik Kurumu Yasası’nın atamalarla ilgili olan 6. maddesini yeniden görüşülmek üzere TBMM’ye iade etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanmasını öngören Sosyal Güvenlik Kurumu Yasası’nın bir maddesini yeniden görüşülmek üzere TBMM’ye iade etti. Sezer, yasanın Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu’nun 4 üyesinin atamasının bakan onayına bırakılmasının anayasaya aykırı olduğunu, atamaların cumhurbaşkanı tarafından yapılması gerektiğini bildirdi. Sezer, hükümetin ‘‘sosyal güvenlik reformu’’ olarak nitelendirdiği yasa dizisinin ilk ayağını oluşturan Sosyal Güvenlik Kurumu Yasası’nın 6. maddesini veto etti. Söz konusu 6. maddede, Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu’nun seçilmişler dışındaki 4 üyesinin atanmasının bakanların onayına bırakıldığına dikkat çeken Sezer, veto gerekçesinde şu görüşleri dile getirdi: Çağdaş demokrasilerde, parlamenter sistem ve bu sistemi yaşama geçirecek erkler ayrılığı ilkesi kabul edilmiş; yürütmenin iktidar gücü, yasama ve yargı denetimi ile dengelenmeye çalışılmıştır. İktidar gücünün çoğunluk egemenliğine dönüşmesinin parlamenter demokratik sistemi zedeleyeceğini öngören anayasa koyucu, bununla yetinmemiş, devletin başı olan cumhurbaşkanına bir denetim, dengeyi ve uyumu sağlama görev ve yetkisi vermiştir. Cumhurbaşkanının bu denetim ve dengeleme görev ve yetkisi, bir siyasal partinin tek başına iktidar olduğu ve yasama organında çoğunluğu elde bulundurduğu dönemlerde çok daha gerekli olmaktadır. Çünkü bu dönemlerde, özellikle üst düzey kamu görevlileri siyasal güce karşı çok daha korunmasız kalmaktadır. Anayasamızda cumhurbaşkanına kararnameleri imzalama yetkisinin verilmesi üç önemli gerekçeye dayanmaktadır. Bunların birincisi, cumhurbaşkanının yansızlığı nedeniyle, kararnamelerin, kamu yararına ve kamu hizmetinin gereklerine uygun olmasının sağlanması ve siyasal emellere hizmet etmesinin önlenmesi; ikincisi, cumhurbaşkanına, yürütme alanında hükümete öneri ve uyarılarda bulunma yetkisini kullanabilmesi için olanak yaratılması; üçüncüsü de, cumhurbaşkanının devletin ve yürütmenin başı olması ve devlet organlarının düzenli çalışmasını gözetme görev ve yetkisiyle donatılmış bulunmasıdır. Bu anayasal kurallar karşısında, birer yönetsel işlem olduğunda kuşku bulunmayan atama işlemlerinden, kurumların karar ve uygulama düzeneklerinde önemli işlev gören üst düzey kamu görevlilerine ilişkin olanlarının hukuksal geçerlilik kazanabilmesi için cumhurbaşkanınca da imzalanması anayasal zorunluluktur. Cumhurbaşkanını böylesine yetkilerle donatıp güçlendiren, parlamenter hükümet sistemini bütün gerekleriyle uygulamaya koyan, yürütme yetki ve görevinin cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu’nca yerine getirileceğini belirten bu kurallar karşısında, kimi atamalarda cumhurbaşkanının imzasına gerek görmemek, anayasanın 8. maddesine aykırılık oluşturur. malzemeler, bölgemizde patlamaya hazır dinamitlerin olduğunu gösteriyor. Bush yönetimi, BM Güvenlik Konseyi’nden istediği kararı çıkaramayabilir. ABD, uzun yıllar İran’ın BM’lik olması için çaba harcadı. Ancak gerek İran’la iyi ilişkiler içinde olan AB ülkeleri gerekse RusyaÇin hattı buna karşı çıktı. Bush yönetimi 2006 başında, istediğini aldı. İran’ı BM’lik yaptı. ABD’nin tezi şu: İran, uluslararası kamuoyu ile işbirliği yapmıyor. Nükleer silahların sınırlandırılmasına evet dediği halde, buna uymuyor. Atom bombasının temelini oluşturan uranyum zenginleştirme işlemini sürdürüyor. Buna dur demek gerekir. Eğer Tahran yönetimi dur kararına uymazsa, öyle ya da böyle durdurulur! Bush yönetimi, bu tezi BM’nin de benimsemesini istiyor. Benimsemezse? O zaman, ABD tek başına hareket edecek ve şunu ilan edecek: İran terörist bir ülkedir. Dünya devletleri ya teröristten yana tavır alır ya bizden yana! ??? ABD bu yönde hızla ilerlerken İran’ın da aynı katılıkla yanıt verdiğini görüyoruz. İran’da eski cumhurbaşkanından yenisine kadar herkes şu tavrı benimsemiş durumda: Amerikan yönetimi askeri gücüne güvenerek bize hükmedemez. Biz, gerekirse ABD ile savaşacak güce sahibiz. Nükleer çalışma yapmak en doğal hakkımızdır. Kimse karışamaz! Ahmedinejad’ın, ülkesinin nükleer programına karşı çıkan ülkelere yönelik son sözleri şöyle: ‘‘Siz hâlâ, İran halkının gücünü anlamamışsınız. İran bugün kendi bilim adamlarının çabasıyla nükleer teknolojiyi elde etmiştir. Hiç kimse İran halkını bu haktan mahrum edemez.’’ Görünen o ki, İran gerilime karşı gerilim politikasıyla hareket edecek. ??? Türkiye ne yapacak? İki görüş arada bir karşı karşıya geliyor: 1 Türkiye, ABD’nin yanında yer almalıdır. NATO’da müttefik olduğumuz bir ülkeyle bölgenin yeniden şekillenmesi için ortak çaba harcayabiliriz. Gidişin dışında kalırsak daha kötü olur. 2 Türkiye, İran’ın yanında yer almalıdır. Mazlum olan taraf o taraftır. Eğer ABD, İran’ı alt ederse sıra Türkiye’ye gelecek. Arada değişen farklı bakışlar var, ama özeti bu... Kısa bir tarihsel anımsatma: 1930’lu yılların ortasında İran’la Irak arasında sınır sorunu yaşanıyor. Türkiye, hangi tarafta yer alayım diye bakmıyor. İki ülke de Atatürk’ten yardım istiyor. Devreye giriyor ve sorunun çözülmesini sağlıyor! Bu bağlamda Atatürk’ün dış politikası şöyle de özetlenebilir: Sorunun tarafı olmak değil, çözümüne katkıda bulunmak. Bugün çok değişik koşullarla karşı karşıyayız, ama emperyalizmden ya da mollarşiden birini tutmak durumunda değiliz. Tutmamız ve güçlendirmemiz gereken tek şey var: Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti! ankcum?cumhuriyet.com.tr ANKARA ADLİYESİ Hukukçulara at ve eşek eti yedirildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Adalet Sarayı yemekhanesindeki yemeklerin ‘‘at ve eşek’’ etinden yapıldığı ortaya çıktı. Yemekhaneye et veren şirketin sahibi Ali Fuat Seçkin, ‘‘at ve eşek eti’’ sattığı iddiasıyla tutuklandı. Edinilen bilgiye göre Ankara Adalet Sarayı yemekhane personelinin kuşkusu üzerine depoda bulunan etler tahlil yapılması için Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Müdürlüğü’ne gönderildi. Yapılan laboratuvar incelemesinde etlerin sağlığa zararlı, ‘‘tek tırnaklı hayvan’’ eti olduğu belirlendi. Bunun üzerine yapılan soruşturmada, Ankara Adalet Sarayı Yemekhanesi’ne et satan şirketin yetkilisi Ali Fuat Seçkin gözaltına alındı. Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Yücel İldeniz, Seçkin’i ‘‘halk sağlığını tehlikeye sokacak gıda sağlamak ve satmak’’ suçundan tutuklanması istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti. Ankara Nöbetçi 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan Seçkin, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sağlığa zararlı etlerin adliye yemekhanesinde kullanıldığı iddiasının duyulması üzerine bazı adliye personeli yemekhaneye girmedi. İddialar üzerine Büro Emekçileri Sendikası İşyeri Temsilciliği, yemekhaneyi boykot kararı aldı. ‘DİNİ İSTİSMAR EDİYORLAR’ AKP’den hadisli propaganda VURAL KÖSE ADANA AKP iktidarı ‘‘erken genel seçim’’ savlarını reddederken parti yandaşı türbanlı kadınlar, Adana’da evleri dolaşarak kenarına ‘‘yöneticilerinize itaat edin, böylelikle Rabbinizin cennetine girersiniz’’ vurgulu hadislerin yazılı olduğu kartlar iliştirilmiş güller dağıtıyor. AKP, seçim propagandasına Adana’da ‘‘hadisli güller’’ ile başladı. Kutlu Doğum Haftası’nın siyasallaştırıldığı yönündeki söylemleri destekler biçimde türbanlı kadınlar hafta süresince Adana’nın çeşitli mahallelerinde ev ev dolaşarak kenarlarına hadisler iliştirilmiş güller dağıttı. Güllere iliştirilen kartlarda ısrarla ‘‘Müslümanların yöneticilerine itaat etmesi gerektiği’’ vurgulandı. ‘‘Seçim yatırımı ve şeriat yanlısı propaganda’’ diye değerlendirilen kartlarda Arapça ve Türkçe olarak şu ifadeler yer alıyor: ‘‘Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekâtını verin, yöneticilerinize itaat edin. Böylelikle rabbinizin cennetine girersiniz (Tirmizi, Cum’a, 80.’’ ve ‘‘Allah Rasulü ‘Din nasihattır / samimiyettir’ buyurdu. ‘Kime Ya Rasulallah’ diye sorduk O da ‘Allah’a, kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün Müslümanlara’ diye cevap verdi. (Müslim, İman, 95).’’ CHP Adana Milletvekili Ziya Yergök, AKP’nin adeta şeriat propagandası yaptığını belirterek, ‘‘İnsanların inançları kullanılıyor.Yapılan açık bir din istismarıdır’’ dedi. Adli Tıp’ta skandal atama ? Baştarafı 1. Sayfada Tahlil karmaşası Bu arada, Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Müdürlüğü tahliline firma yetkililerinin itirazı üzerine, ikinci bir tahlil yapılması kararı alındı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nce yapılan tahlil sonuçlarında ise numunelerde, ‘‘tek tırnaklı hayvan eti ve domuz eti’’ tespit edilemediği belirtildi. Savcılık, Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Müdürlüğü ile Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü raporlarındaki çelişkili durum nedeniyle yeni bir tahlil daha yaptırılmasını kararlaştırdı. Tahlilin Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nde ya da İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nda yapılabileceği belirtildi. tarafından Bayrampaşa Cezaevi’ne psikologluk göreviyle atandı. Atanma yazısını okuyan Oğuz, ‘‘yanlışlık yapıldığı’’ düşüncesiyle kuruma başvurarak durumun düzeltilmesini istedi. Ancak Adli Tıp yöneticileri Oğuz’un dilekçesini yanıtsız bıraktı. Bunun üzerine Oğuz, avukatı aracılığıyla İstanbul İdare Mahkemesi’ne başvurarak yürütmenin durdurulmasını talep etti. Dava dilekçesinde, Oğuz’un mesleği ile ilgisi bulunmayan bir yere atandığı anımsatılarak atamanın hukuka aykırı olduğuna dikkat çekildi. Dava dilekçesinde, atamanın Adli Tıp Kurumu Başkanı Keramettin Kurt imzalı bir yazıyla gerçekleştirildiği ancak ‘‘Kurum başkanının kanun ile kendisine verilmeyen yetkiyi kullandığı’’ belirtildi. Dilekçede, Oğuz’un akademik eğitimi gereği trafik alanında bilirkişi olduğu, bunun dışında kurumdaki mühendislik incelemelerine katıldığı belirtildi. Dava dilekçesinde, ‘‘Müvekkilin tüm deneyimi ve çalışmaları yok sayılmış, üstelik kendisine trafik ihtisas dairesinde ihtiyaç bulunması göz ardı edilmiş ve hukuka ve ilgili mevzuata açıkça aykırı davranılmıştır’’ denildi. Mesleki formasyonu ve deneyimi ile ilgili olmayan bu görevlendirmenin müvekkile zarar vermesinin yanında resmi bilirkişilik hizmetine ve topluma olan zararlarına işaret edilen dilekçede, bu nedenlerle atamanın ‘‘tartışmasız hukuka aykırı olduğu’’ vurgulandı. Dilekçede, trafik kazalarındaki kusur oranlarını belirlemekle yetkili birinin, ‘‘Mahkemelerce gözleme tabi tutulmasına karar verilen kişileri, gözleyerek, rapor hazırlaması, dolayısıyla psikologluk görevini yapmasının istenmesinin, hukuksuzluk ve liyakatsızlık örneği’’ belirtildi. Atamanın ‘‘uzmanın boş oturtulması’’ anlamına geldiğinin ifade edildiği dilekçede, Oğuz’un eski görevine atanması istendi. Adli Tıp Kurumu’nda son 2 yılda 40’a yakın uzman ya istifa etti ya da görev görev yeri değiştirildi. Konu ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz Keramettin Kurt, sorularımızı yanıtsız bıraktı. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle