18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 NİSAN 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER İşin Başı Sağlık Gazeteciliğin alfabesi öğretilirken insanların sağlık haberlerine olan duyarlılığının altı çizilir. İnsan olmanın, yaşam güdüsünün ürünü bu ilgiyi değerlendirirken medya kaçınılmaz olarak paraya dönüştürmenin yollarını da bulmuştur. Yani sağlıkla ilgili haberlerin okunurluğu, izlenirliği ilaç ve sağlık hizmeti pazarlama ağırlıklı haberciliği geliştirmiştir. Sağlık sorunlarımıza da bağlı olarak artan duyarlılığımız haber görüntüsünde pazarlamacılık eksenli haber ve programları öne çıkarmıştır. Koruyucu sağlık, insan sağlığının, hizmetlerinin gerçek sorunları gündem dışındadır. İnsan haklarının en vazgeçilmezi olan sağlık hakkından yararlanmada geriye gidişin, milyonların durumu, medyanın ağırlıklı gündeminin dışındadır. Ülkemizde küreselleşme, yeni dünya sömürü düzeni eksenli AKP iktidarı uygulamalarında sağlık hakkından yararlanmada, hele de SSK, Emekli Sandığı, BağKur üyesi olanlar için çok önemli ve hızlı bir geriye gidiş süreci yaşanmıştır. Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın Meclis’ten hızla geçirilişi ile de, milyonların geleceği karartılmıştır. Kitleler başlarına gelenin, kaybettiklerinin boyutları hakkında henüz bilgi sahibi olmadıkları için, yeterli duyarlılık içinde de değiller. Sağlık ve ilaç hizmetlerinden yararlanamayanlar, yararlanacak olanların da katkı paylarının daha yüksek oranda artmasına tepki göstermede, isyan etmede geç kalmış olacaklardır. Kitleleri olup bitenlere ilişkin uyarmaya çalışan, öncülük yapan örgütlenmelerin başında sağlık emekçilerinin sendikaları ile doktorların meslek örgütü TTB vardı. İnsan sağlığı hizmeti veren uzmanlık örgütlerinin, olacakları içinden bilmeleri nedeniyle, duyarlılığı ve kamuoyunu uyarmada öncülük yapmaları elbette çok doğal. ??? Doğal olmayanı genel olarak işçilerin çıkar örgütleri sendikaların etkin, caydırıcı karşı duruşu örgütleyememeleri ya da örgütlemekte isteksiz olmalarıydı. Meclis’te CHP’nin son yasanın çıkışında oturumlardan çekilmesi ise, sıradan bir muhalefet eylemi gibi algılandı. Kitleler sesiz kaldı. Önümüzde 1 Mayıs var. İşin doğası, geleneği gereği 1 Mayıs alanlarının gündemi, emekçilerin yılın sorunları ağırlıklı olur. Yani ABD’nin bölgemizde yarattığı kanlı sıcak savaş, emek haklarına saldırılar.. kapsamında sağlık hakları üzerine de çok ağırlıklı kitlesel bir karşı duruşun olması gerekiyor. İşçi konfederasyonlarımızın, sendikalarımızın, emekçilerimizin bilinçli emek haklar savaşımı sınav karnelerini bir kez daha görebileceğiz. Bugünkü yazı konumu çok daha yakın bir gelişme nedeniyle seçtim. İşçi sendikalarının moral değerler çöküşünde rahat bir iktidar dönemi yaşayan Erdoğan hükümeti, kitlelerin sağlık haklarının geriye gidiş operasyonunda hakların gasp edilmesi karşısında durmaya çalışan sağlık örgütlenmelerinin, TTB ve odalarının çalışmalarından besbelli çok rahatsız. Demokrasiyi, kendi siyasal İslami çizgisi kadar, emperyal politikalar güdümünde izlediği dış siyaset ve ekonomi programlarında da dikensiz gül bahçesi olarak kullanmakta kararlı. Başbakan Erdoğan, nereden gelirse gelsin, ister meslek, sivil toplum örgütü isterse köylü, sıradan bir vatandaştan, medyadan gelsin en küçük bir eleştiride kıyameti koparıyor. Kasımpaşa raconu içinde bağırıp çağırmak, en ağır suçlamalarla sindirmeye çalışmakla yetinmiyor, hak arama, uyarı boyutundaki en sıradan eleştiride ilgili örgüt ya da bireyleri tehdit etmekten geri kalmıyor. AKP iktidarı icraatı olarak geri kalmadıkları bir başka eylem biçimi de siyasal kadrolaşmada olduğu üzere kurumları ele geçirme operasyonları... AKP yandaşı kadrolarca ele geçirilmiş, susturulmuş o kadar çok sivil toplum örgütü, meslek örgütü var ki. Besbelli sıra doktorların meslek odalarında, sonraki aşamada TTB yönetiminde. Bu hafta sonu İstanbul ve Ankara gibi büyük illerimizde tabip odalarının seçimleri var. AKP iktidar gücüyle, yandaşı yönetimleri seçtirmek için tam kadro seferber. Doktorlara, üye örgütlerine sahip çıkmak, kendi sorunlarını halk sağlığı sorunlarından uzak tutmamak üzere görev düşüyor. AKP’nin teslim alma operasyonuna karşı olmak yetmiyor. Şöyle bir zahmet edip tatil günü kongreye gidip oy kullanmak da gerekiyor. Doktorlar kendi odalarına sahip çıkmazlarsa, hem kitleleri sağlık haklarından giderek uzaklaştıran düzene tam teslim olacaklar, hem de özlük haklarının savunulmaması gerçeği karşısında çaresiz kalacaklar. Yüksek katılımlı oyları ile siyasi iktidar karşısında bağımsız kalmak üzere birleşmiş aday yönetime, Demokratik Katılım Grubu’na destek verirlerse, hiç değilse demokrasinin olmazsa olmaz özerk bir kurumu daha AKP iktidarına teslim edilmiş olmayacak.. [email protected] Enflasyon raporunu açıklayan yeni başkan Durmuş Yılmaz’ın, soruları yanıtlarken Para Politikası Kurulu üyeleri Erdem Başçı ve Güven Sak’tan destek alması dikkat çekti. Erken seçimi dikkate aldıklarını söyleyen başkan Yılmaz, ‘Fiyat düşüşlerinde duraksama var’ dedi Petrol Merkez’i de korkuttu ? Enflasyonun yılın ilk çeyreğinde kira artışları ve petrol fiyatlarına bağlı olarak duraksama eğilimi gösterdiğinin altını çizen Yılmaz, ‘‘Petrol fiyatlarındaki artış sürerse gerekli tepkiyi veririz’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, başta petrol olmak üzere, kira ve hizmet fiyatları ile global gelişmelerin enflasyonist riskleri arttırdığını bildirdi. ‘‘Petrol fiyatları çok yukarı giderse, bizim hedefimiz tehlikeye girebilir’’ diyen Yılmaz, bu gelişmelere karşın başında bulunduğu Para Politikası Kurulu’nun (PPK) faizleri düşürmesini ‘‘temkinli iyimser’’ olmalarına bağladı. Yılmaz, 2007’nin başında YTL’den Y’nin kaldırılacağını açıklayan Başbakan ile de çelişkiye düşerek ‘‘YTL ’den Y’nin kaldırılması zaman alacak. Acelemiz yok’’ dedi. Yılmaz, başkanlığa seçilmesinden sonraki ilk basın toplantısında 2006’nın ikinci ‘‘enflasyon raporu’’nu tanıttı. Yılmaz, yılın 2. çeyreğinden (NisanMayısHaziran) itibaren enflasyonun tekrar ‘‘aşağı yönlü eğilim izleyeceğini’’ öngördüklerini anımsattı. Yılmaz, Merkez Bankası’nın yakın gelecekte faizleri aşamalı Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, başkanlığa seçilmesinden sonraki ilk basın toplantısında ‘enflasyon raporu’nu tanıttı. ENFLASYON ÜCRETLİ SAYESİNDE DÜŞÜYOR Enflasyonun düşüş sürecinde en önemli faktörlerden birisi olarak ‘‘reel birim ücretlerindeki düşüşü’’ gösteren Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, ‘‘erken seçim beklentisini’’ de hesaplarında dikkate aldıklarını söyledi. Reel birim ücretlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.2 oranında gerilediğini belirten Yılmaz ‘‘Reel birim ücretlerindeki düşüşlerin sürmesi, enflasyondaki düşüş sürecinin devamında en önemli faktörlerden birisi olmuştur’’ dedi. Yılmaz, ‘‘Öte yandan 2006 için belirlenen memur maaşları ve asgari ücret artışları enflasyonun üzerinde bir artış olabileceğine işaret etmektedir’’ diyerek de bu artıştan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. olarak düşürmesi durumunda, enflasyonun 2006 yılı sonunda yüzde 4.8 ile 6.4 aralığında, 2007’nin ilk 9 aylık döneminin sonunda ise yüzde 2.9 ile 5.4 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini söyledi. Faizlerin bu seviyelerinde bırakılması halinde ise enflasyonun 2007’nin 9. ayı sonunda yüzde 1.9 ile 4.5 aralığında gerçekleşmesini beklediklerini ifade etti. ‘‘Faiz indirimi kararı alırken bugünkü enflasyona bakmıyoruz, geleceğe bakıyoruz. Enflasyonun düşeceği yönünde önemli sinyaller var’’ diyen Yılmaz, en sağında yer alan PPK üyesi Güven Sak’ın, sağında bulunan Başkan Yardımcısı Erdem Başçı aracılığıyla ilettiği notu okuduktan sonra da ‘‘Biz temkinli iyimseriz’’ diye konuştu. Merkez Bankası’nın ‘‘enflas yon raporu’’nda da, enflasyon eğiliminin yakın gelecekte aşağı yönlü olacağının öngörüldüğü bildirildi. Raporda, petrol fiyatlarının seyrindeki belirsizliklerin, enflasyon hedefine ulaşılabilirlik konusundaki temel risklerin başında geldiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi: ‘‘Önümüzdeki aylarda eğilimin devam etmesi halinde, petrol fiyatlarının 2006 yılı sonu enflasyonu üzerin deki olumsuz etkisi hissedilmeye başlayacaktır.’’ Enflasyondaki düşüş sürecinin yavaşlamasına yol açan bir diğer unsurun, konut sektöründeki arz açığı nedeniyle, kira gibi kalemlerde normalin ötesinde oluşan fiyat artışları olduğuna işaret edilen raporda, bu artışların 2006 yılı boyunca enflasyon eğiliminin oldukça üzerinde gerçekleşeceği tahmin edildi. AF DA ÇARE OLAMADI, BATIK ORANI YÜZDE 9’A ÇIKTI Kredi kartı borca battı Ekonomi Servisi Yasayla ödeme kolaylığı da getirilmesine karşın bankaların batık kredi kartı alacaklarındaki büyüme sürüyor. 1.6 milyar YTL’ye kadar yükselen bankaların kredi kartlarındaki sorunlu alacakları toplam kredi kartı alacaklarının yüzde 9’u kadar bir büyüklük oluşturdu. Merkez Bankası’nın verilerine göre son bir yılda bankaların sorunlu alacakları 950 milyon YTL arttı. Bunun 688 milyon YTL’si kredi kartlarından kaynaklandı. Yılbaşından bu ? Bankaların sorunlu kredi kartı alacakları 1.6 milyar YTL ’ye kadar çıktı, bu yılın ocakmart döneminde protesto edilen senet sayısı da geçen yıla göre yüzde 44 arttı. yana ise toplam batık alacak na toplam batık kredi alacaklarda 256 milyon YTL artış larında 256 milyon YTL’lik oldu bunun tümü de kredi bir artış gözlendi. Bu yıl sekkartlarından kaynaklandı. törün batık kredi alacaklarınKredi kartlarındaki batık daki artışın tümünün de krealacakların 688 milyon YTL di kartlarından kaynaklandığı arttığı son bir yılda bankala gözleniyor. rın toplam batık kredi alacakBatık kredi kartı alacaklarıları ise 950 milyon YTL art nın bankaların toplam kredi tı. Yine batık kredi kartı ala kartı alacaklarına oranı 21 Nicaklarının 257 milyon YTL san itibarıyla yüzde 8.9’a kaarttığı bu yılbaşından bu ya dar yükseldi. Söz konusu oran geçen yıl nisan ayında yüzde 6.1 düzeyinde bulunuyordu. Bu oran ilk kez geçen yıl temmuzda yüzde 7’yi, kasımda ise yüzde 8’i aşmıştı. Öte yandan yılın ilk üç ayında toplam tutarı 820.9 milyon YTL olan 274 bin 822 senet protesto edildi. Ocakmart döneminde protesto edilen senet sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 44.1 oranında artarak 190 bin 762’den 274 bin 822’ye çıktı. Protestolu senetlerin tutarındaki artış ise yüzde 51.9 düzeyinde gerçekleşti. Dış ticaret açığa çalıştı Ekonomi Servisi İhracat bu yılın ocakmart döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4.3 artarak 17 milyar 985 milyon dolar, ithalat ise yüzde 13.2 artarak 29 milyar 123 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde dış ticaret açığı ise yüzde 31.2 artışla, 11 milyar 138 milyon dolar olarak hesaplandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, mart ayı dış ticaret açığı da, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16.9 artışla 4 .2 milyar dolar olarak belirlendi. İhracatın ithalatı karşılama oranı ocak mart döneminde yüzde 61.8 oldu. Karacan Lastik işçileri greve gidiyor Ekonomi Servisi Lastikİş Sendikası, toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanan Goodyear, Türk Pirelli ve Brisa lastik fabrikalarında grev kararı aldı. Lastikİş Sendikası Genel Başkanı Abdullah Karacan, düzenlediği basın toplantısında, 15 Aralık 2005 tarihinde başlayan ve Pirelli, Goodyear ve Brisa işyerlerinde çalışan yaklaşık 3 bin 500 sendika üyesi işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlandığını ve dün itibarıyla ‘‘grev kararı’’ aldıklarını söyledi. Sözleşmenin, kazanılmış hakları koruyan ve makul artışlar içeren bir çerçeve içinde bağıtlanması için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını bildiren Abdullah Karacan, şunları kaydetti: ‘‘Ancak işverenlerin belirtmeye çalıştığımız kabul edilmez nitelikteki talepleri dolayısıyla bugüne dek uyuşmazlığı sona erdirip sözleşmeyi bağıtlamak mümkün olmamıştır.’’ CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle