11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MART 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Tropik İstanbul’un en yüksek ve dolayısıyla en soğuk tepesi Çamlıca’ya, belediye sıcak iklimde yetişen palmiyeler dikti. Ya küresel ısınmayı dikkate aldılar ya da ihaleleri fazla ısıttılar! Ya ğ m u r E k i m Kıyılar halka kapatılacakmış... ‘‘Birileri kumdan oynasın diye!’’ YAZIİŞLERİ’ndeki arkadaşlar, biraz daha esprili yazı yazmamı istiyorlar. Gülüp eğlenme fikrini ben de benimsiyorum. Sigara içenlerin yüzde 60’ının öldüğü, sigara içmeyenlerin ise yüzde 100’ünün öldüğü şu dünyayı çekilir hale getirmek için komedi dizisi bile yazmaya hazırım. Yeter ki ölüm korkusu insanların aklını başından almasın. Yel yepelek yelken kürek bodoslamadan girenlerin karşısında, değil yelkenleri suya indirmeye, beyaz teslim bayrağı çekmeye bile hazırım. Maksat gülelim, eğlenelim. Cigaranın dumanı, yoktur yârin imanı derken geçenlerde Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi önünde namaz kılan öğrencilerin fotoğrafının altına iki satır yazı yazmıştım. Hay, bilgisayar tuşlarının arasına sigaramın külü dökülseydi de yazamaz olsaydım. Ne bilimin araştırmacı özelliği ile gazeteciliğin araştırmacı GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM Şu mesele güzelliğini göz ardı etmem kaldı, ne de bir tür paparazzilik yaparak, kelle uçuruculuğum kaldı. Ben neymişim de haberim yokmuş. Rektör, boş bulduğu parka cami kondurmakla meşhur belediye başkanı ile protokol imzaladığını açıklamasa az kalsın kendime en ağır cezayı verip sigarayı bırakacaktım. Anımsıyorum da bundan altı yıl kadar önce, yine böylesi bir paparazzilik yapmıştım. Konumuz ASELSAN’dı. Türkiye’deki F16 savaş uçaklarının elektronik savaş sistemlerindeki bilgisayar yazılımları konusunu gündeme getirmiştim. Yazılımların ilk partisini Amerikalılarla ortak bir Türk şirketi üretmişti. Sıra ikinci partinin üretimine Patronlar açlık sınırındaymış. Nereleri aç? Karınları mı, gözleri mi? Hiç Nurhan Öztaş: ‘‘Geçen perşembe TRT’deki ‘Din ve Hayat’ programında Çanakkale konusu işlenirken sunucu, bir yandan şehitlere övgü yağdırdı, bir yandan da ‘Bir hiç uğruna öldüler’ dedi. Belli ki terfisi gelmiş.’’ gelince devreye bir Fransız şirketiyle ortaklık kuran ASELSAN girmiş ve Türk şirketinin sözleşmesi iptal edilmişti. ASELSAN’ın her zaman başımızın üstünde yeri vardı ama Fransız ortak, aynı işi Belçika’da yaparken sonu intihar, hapis cezaları ve istifalarla sonuçlanan büyük bir skandal yaratmıştı. Çünkü yazılım programı çalışmamış; onun yerine rüşvet çalışmıştı. Dün gibi hatırlıyorum. O zaman da ‘‘Vay sen misin bunu yazan’’ dersleri almıştım. Peki altı yıl önceki o proje ne oldu? Ayıptır söylemesi, yazdıklarımın bazı gazeteciler aracılığıyla yalanlandırılmasının üzerinden bir süre geçtikten sonra haklı çıkan ben oldum. Bilim, imzaları silecek bir teknoloji bulmadıysa kimin ne yazdığı gazete arşivlerinde duruyor. Gelelim, Yıldız Teknik Üniversitesi konusuna. Fakat yerimiz bitti. Sigaradan ölmez sağ kalırsam, yarın devam ederiz inşallah. İran’da Ahmedinejad’ı Kim Destekledi Sanıyorsunuz? İran’da, Ahmedinejad’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından, ülkenin neredeyse tüm dünya ve özellikle Batılı ülkeler tarafından uluslararası bir tehdit olarak algılanma süreci giderek hız kazandı. İran olayının yarattığı Türkiye ve dünya konjonktürü ile ilgili daha detaylı düşünceleri ele almadan önce, bu makalenin size taşıdığı önemli fikri hemen vurgulamak istiyorum: Öncelikli soru malum: İran’da onca ‘‘ılımlıreformist’’ aday varken, neden halk gidip en sert, en aşırı dinci aday olan Ahmedinejad’ı seçti? Bunun yanıtı şu: Tabii ki İran’da 30 yıldır giderek yayılan aşırı yobaz Ayetullahçılar, Ahmedinejad’ı destekledi. Ama bu kimseyi yanıltmasın. Oylara bakıp ‘‘Demek ki İran’da aşırı dincilerin arkasında böyle bir oy potansiyeli var’’ denemez. Çünkü İran’da, uluslararası kamuoyunu yanıltabilecek şu iç dinamik yaşandı: Ülkenin en reformcu, en ilerici, dincilerden en yaka silkmiş kesimi, özgürlük arayan gençleri de, aynen dinciler gibi son seçimlerde gidip özellikle Ahmedinejad’a oy verdiler! Hem de aralarında sessizce anlaşarak... ??? Gelelim nedenine: İran’da 1979’da bilinçsiz ve düzensel derinliği olmayan solcuların Şah’a karşı eylem yapan Ayetullahçılarla beraber kol kola girip, ‘‘devrim’’den sonra vinçlere asılarak idam edilmelerinin ardından akıp giden çeyrek asırda, İranlı ‘‘normal’’ vatandaşlar, demokrasiyi hiçbir zaman bulamamış ve bunun özlemiyle ömür tüketmiş insanlar, artık o kadar hayatlarından bezdiler ki, yaşamlarının tamamını esarete dönüştüren bu rejimin içten çatırdayarak çökmesi için, ‘‘Yeter, ne olacaksa olsun’’ deyip dincilerin en gözü karasını, en tehlikelisini başlarına getirdiler! Çünkü artık ‘‘ara tüp oksijen’’ kaçamaklarıyla içlerine birkaç saniyeliğine sözde reformcu özgürlük nefesleri çeker gibi görünüp kendi kendilerini avutmanın hiçbir işe yaramadığını gördüler. Birbirine bağlı iki kuşak bu yeni senaryoyla, ülkede gerçekleşebilecek en büyük kaos ortamının veya yaşanacak koca bir harbin bile, onlara dayatılan bu aşağılayıcı, baskıcı, tehdit dolu ve sefil hayattan daha iyi olduğuna inandılar. İşte gerçek ‘‘derin’’ neden bu... ??? Bu ‘‘iç muhasebeyi’’ birçok farklı İranlı dostumdan olduğu kadar, ülkede yaşamış ve ilişkileri halen süren yabancılardan da dinledim. Birbirinden tamamen bağımsız ve farklı kaynaklardan... Bize önce şaşırtıcı gelse de, anlaşılır bir taktik. Çeyrek asırdır şeriatçılara, çok daha uzun zamandır Şah döneminde faşizme ve baskı rejimine göğüs germeye çalışan İranlılar, aslında hepimizin bildiği gibi çok büyük bir medeniyetten; mimari, edebiyat, sanat ve düşünce hayatına kalıcı dev eserler bırakmış koca bir uygarlıktan geliyorlar. Şu anda kendi ülkelerinde hapis konumunda yaşıyor olmaları, kızlıerkekli gençlerin sokakta el ele yürüyemiyor, evlerde buluşup müzik dinleyemiyor olmaları, kadın sesinin şarkılarda yasak olması ve daha makalelere, kitaplara sığamayacak korkunç siyasi antidemokratik uygulamalar, onlara 21. yüzyılda hiç yakışmayan bir koca kâbus. Ateş düştüğü yeri yakar ve bunun ne anlama geldiğini ancak o korkunç hayatı yaşayanlar bilir. ??? İran vakasını ve bunun dünyadaki etkilerini gelecek haftalarda ele alacağız. Ama işte ortada böyle yadsınamaz bir gerçek var: Demokrasi arayan İranlılar, Ahmedinejad’ın ülkelerini son sürat bir felakete taşıyor gibi görünmesinden sanıldığı gibi rahatsız değiller. Belki de bu sayede kamyon, mollalar sokağında devrilirse, kilitli kapı kırılıp açılacak ve ancak böylece özgürlüklerine kavuşabilecekler... Email: bedbay?tnn.net Web: www.bedribaykam. com Email: info?yurtseverhareket.org Web: www.yurtseverhareket.org SESSİZ SEDASIZ (!) Elif Şafak, Pamuk’u sollayacak YENİ romancımız Elif Şafak’ın, Orhan Pamuk’tan daha başarılı olacağını belirtmişti bir okur. Televizyon kanallarında sıkça tanıtımı yapılan Şafak’ın son kitabı ‘‘Baba ve Piç’’ten alıntılarla Aysel ve Sıtkı Ergüney konuya açıklık getiriyor: ‘‘Sayfa 215: Cemaat, öncü beyinlerinden mahrum kalsın diye ilk olarak Ermeni entelektüeller öldürülmüş. Sayfa 216: 1915 hakkında ne biliyoruz? Kapsül kapsül resmi tarih yutuyoruz her gün. Sayfa 240: Ne demiş Enver biliyor musun? Demiş ki Ermeniler Paskalya yumurtalarını kendi kanlarıyla boyayacak bu sene! Sayfa 266: Şimdi turistlere gösterdiğiniz o görkemli camileri yapan mimar kim? Sinan! Sinan’ın zekâsını sömürdünüz. Resmi tarihinizin hiçbir sayfasında hakikatlere yer vermediniz. Sinan’ın Ermeni olduğunu inkâr ettiniz. Sayfa 267: Zalimin geçmişle işi yok. Mazlumun ise geçmişten başka tutunacak dalı yok. Bu sebepten işte, sen ‘hadi unutalım’ diyorsun, biz de ‘hadi hatırlayalım’ diyoruz. Sayfa 269: Devletiniz tarihi inkâr ediyor, o devleti sizler var ediyorsunuz. Suça ortaksınız demektir bu. Hep beraber bir inkâr politikası içindesiniz. Sayfa 270: Piç olmak insanın babası olmamasından ziyade geçmişinin olmamasıdır.’’ Akif Kökçe: ‘‘Tarikat kanalıyla makam peşinde koşanlar bu ülkenin zencileriyse; kayıp trilyonlar davasından yırtmaya çalışan Necmettin Erbakan da ülkenin Nelson Mandela’sı olmalı!’’ Mandela Çankaya: Laik, Bağımsız Cumhuriyet’in Simgesi! ALPASLAN BERKTAY Çankaya, laik, bağımsız Cumhuriyet’in simgesidir, Atatürk’ün mirası, mekânıdır, yüreklerin birlikte attığı yerdir. Önümüzdeki yıl oranın yeni sakini belirlenecek. Bu kim olacak; bağımsızlık ve laiklik mi, yoksa ABD’ye bağımlı ılımlı İslam mı? CIA çiftliğinde şeyhin kerameti kendinden menkul bir ‘Dünya İmamı’ var. Burada da onun müridi bir ‘Türkiye İmamı’... İmamdan bir başbakan çıkar da, neden cumhurbaşkanı çıkmasın? Laik ve bağımsız Çankaya, kılıfına uydurulmuş bir ‘‘Amerikan demokrasisi’’ ile ılımlı İslama teslim edilemez. Çünkü böylesi bir ortaçağ düzenine demokrasi denilemez. Cumhuriyet laik devrim ile kuruldu. Devrimsiz demokrasi karşıdevrimdir; yaşanmakta olan da budur. Tırmandırılmakta olan, demokrasi değildir. Bunun adını, New York Times, ‘‘İslamofaşist darbe’’ olarak koydu, başına da Tayyip Erdoğan’ı oturttu. Acaba ne demek istedi? Yoksa sivil darbeler de mi olabiliyor? Tayyip Erdoğan bu gazete hakkında da dava açacak mı, ya da bu konuda bir şeyler söylüyor gibi yapacak mı? Recep Tayyip, önümüzdeki yıl, birkaç ay sonraki seçimleri bekleyemeden, bu işi şimdiki Meclis ile oldubittiye getirmek istiyor. Gözü Çankaya’da... GOP’a da uygun bir senaryo! Neden olmasın? Çankaya’da ılımlı İslam! ‘‘Gidin derlerse gideriz. Gitmeyin derlerse gitmeyiz.’’ Bir gün ‘‘Zina suçtur’’, hemen ertesi gün ‘‘Zina suç değildir’’... ‘‘Gerekirse papaz kılığına girebilirim’’ diyebilen (‘‘Kıvırtma’’ sözüne ise dava açabilen)... Uzaktan kumandalı, ‘‘Lan artistlik yapma! Nokta... nokta...’’ diyebilen biri Çankaya’da hangi bağımsızlığı, kimliği, saygınlığı temsil edecek? Cumhuriyet, devrimle doğdu. O devrim ölmedi. Çankaya’ya sahip çıkmak, Cumhuriyet’e sahip çıkmaktır. Söz konusu devrim de İran devrimi değildir. Karanlık devrim olmaz. Ilımlı İslam Çankaya’ya çıkamaz! Bu, 3’üncü binyılda eşyanın doğasına da aykırıdır. Çankaya’nın sesi, ‘‘Amerika’nın sesi’’ değildir! İpleri germe, olayları tırmandırma, bir noktaya dek... Ilımlı İslamın Çankaya’ya tırmandırılması bardağı taşıracaktır. Atatürk’ün mirası, onurumuz, kimliğimiz Çankaya, sahipsiz değildir; tüm ülke yüzeyinde konuşulmalı, savunulmalıdır! Çankaya’yı savunmayan, Anıtkabir’e ne yüzle çıkacak, aynaya ne yüzle bakacak? Ya bağımsız, laik Atatürk Cumhuriyeti ya da ABD kuyruğunda, ılımlı İslam cumhuriyeti... Atatürk Cumhuriyeti! ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBİ SEMİH POROY kamilmasaraci?mynet.com Kâmil Masaracı yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından çizgilerine bir süre ara vermiştir. HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hayatepik?mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN İLAN TC İSKENDERUN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Dosya No: 2004/440 Davacı: Müntecep Tilki, vekili Av. Müslüm Kızıl, İskenderun Davalı: Hazine ve Üçgüllük Belediye Başkanlığı Dava: Tescil Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan işbu tescil davası nedeniyle, İskenderun ilçesi, Üçgüllük beldesi, Zilli Çayı mevkiinde kain doğusu Zidan Tilki’ye ait bahçe, batısında tapulama harici, kuzeyi Zidan Tilki’ye ait tarla ve bahçe, kısmen de tapulama harici yer, güneyi kısmen Zidan Tilki’ye ait bahçe ve kısmen de tapulama harici yer ile çevrili 13.386.55 m2 yüzölçümündeki taşınmaz üzerinde hak iddia edenlerin ilan tarihi müteakip üç ay içerisinde mahkememize ait 2004/410 esas sayılı dosyaya müracaat etmeleri ilan olunur. 07.03.2006 Basın: 11677 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 28 Mart www.mumtazarikan.com Esas No: 2005/781 Davacı TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından davalı Trabzon Belediye açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tapuya tescili davasında, Kamulaştırma Kanunun 4650 SK’nun ile değişik 10. maddesi hükmü gereğince tensiben verilen karar uyarınca, Trabzon Merkez Kutlugün Köyü’nde kain ve aşağıda davalıları, malikleri ve özellikleri yazılı taşınmazlardan belirtilen yer kadar TEİAŞ Genel Müdürlüğü’nün 25.10.2005 tarihli kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiği ve kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen bedeli aşmamak kaydı ile pazarlıkla satın alınması için anlaşma sağlanamadığından kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili için Trabzon Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davanın açıldığı ve yapılacak yargılama sonunda kamulaştırılan taşınmazın bedelinin 4650 SK’nun gereğince saptanmasını müteakip bedelin ilgililer adına mahkemece belirlenen TC Ziraat Bankası Trabzon Şubesi’ne yatırılmasına ve bedelin yatırılması üzerine de taşınmazın idare adına tesciline karar verilebileceği hususu kamulaştırma kanununun 4650 SK’nun ile değişik 10. maddesi hükmü gereğince ilan olunur. Davalı ve malikler: Trabzon Bld. Pafta ve parsel: 1065 Vasfı: Fındık bahçesi Yüzölçümü: 1058 m2 Kamulaştırılan alan (m2): 419.72 Basın: 657 İLAN TC TRABZON 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN TC PAMUKOV A SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No:2 005/261 Davacılar vekili tarafından davalı Cavit Alp aleyhine mahkememize ait terekenin tespiti ve taksimi davasında verilen ara kararı uyarınca, Emine Alp’in 07.04.2003 tarihinde vefatı nedeniyle geriye mirasçıları olarak davacılar Zehra Ünez, Esra Çetin ve Fatih Alp’in kaldığının Pamukova Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/50 karar no’lu veraset ilamı ile tespit edildiği, miras bırakının terekesinin tespit edilerek mirasçıları arasında paylaştırılması talep edilmiş olup, duruşma günü olan 05.05.ƒ 2006 günü saat 09.30’da mahkememizde hazır bulunmadığınız veya bir vekil tarafından temsil edilmediğiniz takdirde tahkikat ve yargılamaya yokluğunuzda devam edileceği ve hüküm verileceği (HUMK 213, 337 mad.) hususu, Cavit Alp’in tüm araştırmalara rağmen adresinin tespit edilememiş olması nedeniyle, ilanen tebliğ yapılmasına karar verilmiş olmakla, işbu ilanın yayım tarihinden itibaren 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı, Cavit Alp’e tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 11722 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Boğa güre1 şinde hayvana mızrakla 2 saldıran atlı. 3 2/ ‘‘Hazanbel’’ de deni 4 len ve kökü 5 hekimlikte 6 kullanılan ot7 su bitki... Taş dibek. 3/ Kı 8 rım hanlarına 9 verilen un1 2 3 4 5 6 7 8 9 van... Kızgın bir de1 S Ü N D Ü RME mirle vurulan damga. 4/ En kısa zaman 2 O N A R M A M A süresi.. Yuvarlak ve 3 Ğ Ş A M K E S J İ GO L O bombeli bir şapka 4 U S A R R türü. 5/ Tıp dilinde 5 K E S E L İ T O T frengiye verilen ad. 6 S K İ H İ T F İ 6/ Bir optik alette gö 7 U T zün önünde yer alan 8 Ö T A N A Z İ mercek dizgesi... Bir 9 E R İ N Ç A S A nota. 7/ Anlama ve kavrama becerisi. 8/ Yaprakları salata olarak yenen baharlı bir bitki... Olağanı aşan büyüklüğü olan. 9/ ‘‘ kahkahalar yükseliyorken evinizden/Bendim geçen ey sevgili sandalla denizden’’ (Yahya Kemal)... Asya’da bir ülke. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yunan mitolojisinde kanatlı at. 2/ Kanlı basur hastalığı... Bir cetvel türü. 3/ Pasak... Taflan ağacının çubuklarından yapılan ve resim çiziminde kullanılan kömür kalem. 4/ Mezopotamya’da çeşitli krallıklar kurmuş eski Sami halkı. 5/ Yüksek ve çevresi açık yer. 6/ Kat kat çakıl ve kumdan oluşmuş yer kıvrımı... Para birimimiz. 7/ Ege Denizi’nde Yunanistan’a ait bir ada... ‘‘Çok önemli kişi’’ anlamında kullanılan uluslararası kısaltma. 8/ Yaşamsal sıvı... Trabzon’un Akçaabat ilçesinde bir göl. 9/ Saz ya da kamıştan yapılmış kulübe... Büyük bakraç. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle