12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MART 2006 CUMARTESİ 6 HABERLER ABD Genelkurmay Başkanı Pace, bağımsız bir Kürt devletine karşı olduklarını yineledi ‘PKK için sabırlı olun’ Pace, Terorizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi tarafından düzenlenen ‘‘Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği’’ sempozyumunda PKK konusunda değerlendirmelerde bulunurken bu konunun Türkiye ile ABD arasındaki önemli konulardan birini oluşturduğunu kaydetti. PKK’nin bir terör örgütü olduğunu söyleyen Pace, bu örgütün bundan sonra da herhangi bir şe CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Federal İslam Cumhuriyetine Doğru... Geçen haftaki yazımda, Sayın Doğu Silâhçıoğlu’nun ‘‘ulusal duruş sergileyecek yeni bir hükümet’’ oluşumu konusunda beklenti ve önerisine ilişkin sözlerinden yola çıkarak AKP’ye karşı ‘‘etkili, inandırıcı, samimi’’ güç birliği yapılmasının zorunluluğundan söz etmiştim. Sayın Silâhçıoğlu, bu güç birliğinin unsurlarını ‘‘demokratik solcular’’ ve ‘‘özgürlükçü sağcılar’’ tanımlarıyla dile getirmişti. 19 Mart 2006 tarihli ‘‘Milliyet’’ gazetesinde, usta gazeteci Fikret Bila’nın köşesinde, aynı zorunluluğa yaklaşık olarak aynı sözlerle bu kez Sayın Yılmaz Büyükerşen’le yapılan bir söyleşi kapsamında değinilmekte... DSP’nin başına geçmesi ya da sol birliğe önderlik etmesi konusunda ‘‘adres’’ gösterilen Sayın Büyükerşen’in, Sayın Bila’ya söylediklerini özetleyerek buraya alıyorum: ‘‘Sorun daha büyüktür ve ulusal düzeyde düşünmek gerekir. Benim önerim, parlamento dışındaki partilerin seçimlere güç birliği yaparak gitmeleridir. Radikal partiler dışında, yüzde 1’den yüzde 10’a kadar oy almış partilerin ortak listeler yaparak seçime gitmeleri uygulanabilir bir formüldür. Artık sağ sol ayrımı yapmanın anlamı yok. Türkiye bu ayrımdan çok zarar gördü. Bu yöntemle güç birliği yapılır, parlamentoya girdikten sonra da her milletvekili kendi partisine döner.’’ Sayın Büyükerşen daha sonra, bu güç birliği sonucunda oluşacak parlamentonun, ‘‘bir anlamda Kurucu Meclis işlevi’’ göreceğini söylüyor ve ‘‘AKP’nin birçok kurumda yarattığı erozyonun onarılması için Türkiye’nin ulusal bir uzlaşma ve çıkış yapması’’ zorunluluğunun altını çiziyor... Görüldüğü gibi, iki ‘‘solcu’’ (ya da ‘‘yurtsever’’), (Sayın Silâhçıoğlu ve Sayın Büyükerşen), birbirlerinden bağımsız ve habersiz olarak verdikleri demeçlerde, esas olarak ortak bir noktada buluşmaktalar: Bu ortak nokta, seçim sisteminin antidemokratikliğinden, bunun yanı sıra da oy vermeye gitmeyen büyük bir seçmen kitlesinin aymazlığından büyük ölçüde yararlanarak iktidarı ele geçiren AKP’nin, böylece gerçekleşen ‘‘sivil darbe’’yi kararlı adımlarla ‘‘dinci bir dikta’’ya doğru götürmekte oluşuna karşı, bütün ‘‘sivil’’ güçlerin ortak bir cephede, ortak bir eylem planı içinde hareket etmeleri zorunluluğudur... ??? Bugün ülkede bu konuda bir halkoylaması yapılsa, çıkacak sonucun da bundan farklı olmayacağına inanıyorum. Türkiye insanı, etnik kökeni ve sınıfsal konumu ne olursa olsun, ülkesinin geleceği konusunda derin kaygı içindedir. Kaygı duymayanlar, bir avuç omurgasız aydın, ‘‘ense karartmama’’ konusunda pişkinleşmiş teslimiyetçi çevreler, halkla ve ülkeyle somut bir bağı bulunmayan bazı ‘‘sol’’ hayalcilerle dinci ve parçalanmış bir ülke olmaya doğru gidişi ‘‘ulusal devletten demokratik devlete geçiş’’ olarak tanımlama çabasındaki kimselerdir... AKP yönetimindeki Türkiye, ‘‘demokratik devlet’’e doğru değil, ‘‘Türkiye(?) Federal İslam Cumhuriyeti’’ olmaya doğru ilerliyor... Bu partinin, cumhurbaşkanlığını da ele geçirerek genel seçimlerde bir kez daha iktidar olmasının, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin sonu olacağından sağduyu sahibi kimse kuşku duymuyor. Öyleyse, yapılması, en azından yapılmasına çalışılması gereken şey bellidir... Türkiye’de siyaset (Fransa’da Le Pen’in yükselişini durduran, Avusturya’da Heider’i alaşağı eden) böyle bir ‘‘sivil’’ iradeyi gösterebilecek birikime, olgunluğa, sağduyuya sahip mi? Sorun burada düğümleniyor... PKK DEĞERLENDİRMELERİ (Fotoğraf: AA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace, Türkiye’nin PKK konusunda sabırlı olması gerektiğini belirterek, ‘‘PKK’ye karşı operasyon yapmak için Irak’ın güçlenmesi gerek’’ dedi. Pace, Irak’ta iç savaş beklemediklerini de ifade ederken bölgede bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasına karşı olduklarını dile getirdi. Pace, Süleymaniye’de 11 Türk subayının başına çuval geçirilmesi olayını ise ‘‘Talihsiz bir yanlış anlaşılma. Bu olay hiç yaşanmamalıydı’’ şeklinde değerlendirdi. ? Çuval geçirme yanlış anlaşıldı, hiç olmamalıydı. ? İran’a silahlı müdahale gündemde değil. ? Irak’ta iç savaşa ihtimal vermiyoruz. ? PKK’ye karşı operasyon yapmak için Irak’ın güçlenmesi gerek. ? Türkiye’nin Kuzey Irak’ta adımlar atılmasını beklediğini biliyorum. kilde faaliyetlerini sürdürmesine izin verilmesinin söz konusu olamayacağını vurguladı. Türkiye’nin bu konuda uzun yıllar boyunca mücadele ettiğini anımsatan Pace, ‘‘bu sorunun çözümünün kolay olmadığını, kolay olsa çoktan çözülmüş olacağını’’ belirtti. Irak’ın istikrarının ve güvenliğinin sağlanmasının önemine dikkat çeken Pace, Irak’taki tüm kesimlerin temsil edileceği bir hükümetin kurulmasının önemli olacağını, böylece bu hükümetin daha sonra Türkiye ve ABD ile ortaklaşa çalışabileceğini söyledi. Pace, ‘‘Böylece PKK terörü tehdidinin Irak’ın kuzeyinden tamamen kaldırılabileceğini’’ bildirdi. Pace şöyle konuştu: ‘‘Terör örgütü PKK’ye yönelik Kuzey Irak’ta adımlar atılmasının beklendiğini biliyorum, Türkiye’deki bazı kişilerin sabırsızlandığını da biliyorum. Ancak öncelikle güçlü ve birleşik bir ülkenin kurulması gerekiyor. Böylece ortaklaşa PKK terörüyle mücadele edebilelim ve bu sorunu tamamen ortadan kaldırabilelim.’’ ‘‘Terörle mücadelenin yolu ortaklıktan geçer’’ diyen Pace, tüm dünya ülkelerinin konuya yönelik farklı ölçülerde katkıları olabileceğine işaret etti. Silahlı kuvvetlerin, güvenliği sağlamak yönünde üstlendiği görev bulunduğunu belirten Pace, ‘‘Ama yalnızca silahların kuvvetiyle terörle savaşı kazanamayız. Bizim güvenliğe ihtiyacımız var. Bu konuda silahlı kuvvetlerin yanı sıra kentlerde polis teşkilatının da sağlayacakları var. Güvenlik temin edildikten sonra, ulusal güçlerin diğer unsurları da teröre karşı kazanacağımız zaferde anahtar rol üstlenecektir’’ diye konuştu. ABD Genelkurmay Başkanı Org. Pace, NTV’de katıldığı bir programda ise Irak’taki PKK unsurları ile mücadele konusunda Türkiye’den sabır istedi. Pace, ‘‘PKK’ye karşı operasyon yapmak için Irak’ın güçlenmesi gerek’’ dedi. Pace, Irak’ta öncelikli hedeflerinin güvenlik güçlerinin eğitimi olduğunu söyledi. Bölgede saldırıların sürdüğünün altını çizen Pace, teröristlerin hükümet kurma çalışmalarını engellemeye çalıştığını vurguladı. Ancak bu girişimlerin başarıya ulaşamayacağını belirten ABD Genelkurmay Başkanı, Irak’ta bir iç savaş çıkacağına ihtimal vermediğini de bildirdi. Pace, bağımsız bir Kürt devletine karşı olduklarını yineleyerek birleşik bir Irak’tan yana olduklarını tekrarladı. Pace, Süleymaniye’de Türk askerlerinin başına çuval geçirme olayını da, ‘‘Talihsiz bir yanlış anlaşılma’’ olarak niteledi. ‘‘Bu olay hiç yaşanmamalıydı’’ diyen Pace, İran ve Suriye ile ilgili sorulara da yanıt verdi. ABD Genelkurmay Başkanı, İran ile nükleer krizde şu aşamada askeri bir operasyonu öngörmediklerini, diplomatik çabaların süreceğini bildirdi. Pace, Türkiye’den ayrılırken Esenboğa Havaalanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ‘‘Irak’ta iç savaş çıkma olasılığını nasıl görüyorsunuz’’ sorusu üzerine, ülkedeki siyasi parti liderlerinin arka arkaya verdikleri dostluk mesajlarından memnuniyet duyduklarını belirtirken, ‘‘Ama şu anda iç savaş için her koşul mevcut. Asker sayımızı da yaklaşık 1 hafta önce arttırdık. Bu karmaşalar Irak’ın geleceğinin çok da ‘kolay’ olmayacağını gösteriyor. Gerekirse asker sayımızı yine arttırabiliriz. Irak’ta Şii, Sünni ve Kürt liderler ile tüm dini unsurların istikrarın sağlanması için birlikte çalışması gerekiyor’’ değerlendirmesini yaptı. ABD Genelkurmay Başkanı Peter Pace, ‘‘PKK konusunda Türkiye ile ne tür bir işbirliği yapıyorsunuz’’ sorusu üzerine de, ‘‘Bunu halkla paylaşamam. Ama işbirliğimiz sürüyor. PKK’yi çözmek kolay olsaydı, 30 yıldır mücadele ediyorsunuz, siz çözerdiniz. Şimdi hükümetlerimiz arasında zaten birlik var. Irak’ın da katılmasıyla üçlü olarak fiziki bir çözüme yaklaşmalıyız’’ dedi. Öte yandan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Pace’in terör örgütü PKK ile mücadele konusunda zamana ihtiyaç duyulduğu yönündeki sözlerine yanıt verdi. Çiçek, ‘‘Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz. Bu işlerde önce kendi gücünüze bakacaksınız’’ dedi. BİRLEŞİK IRAK... ‘İslamist terör var’ ‘Terorizm’ sempozyumunun son gününde konuşan Suriye asıllı Alman bilim adamı Prof. Dr. Bassam Tibi, İslam ve İslamizm arasında fark olduğunu söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terorizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi tarafından düzenlenen ‘‘Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu’’nda Pakistanlı akademisyen Dr. Shireen Mazarı, Danimarka ve Norveç’in yasalarını kendi yurttaşlarına karşı uygulamayarak çifte standart ortaya koyduklarını savundu. Suriye asıllı Alman yurttaşı Prof. Bassam Tibi, ‘‘İslami’’ değil ‘‘İslamist’’ terör olduğunu savundu. Sempozyum dünkü oturumların ardından sona erdi. Sempozyumun ikinci günündeki oturumlarda söz alan Pakistanlı akademisyen Mazarı, terör gruplarının artık bir araya gelerek koalisyon oluşturduklarını belirterek bu gruplara karşı mücadele veren devletlerin de bir araya gelmesi gerektiğini söyledi. Suriye asıllı Alman bilim adamı Prof. Dr. Bassam Tibi, cihadın, terörist örgütler tarafından İslam için kendini feda etmek olarak yorumlandığını ve yanlış olduğunu söyledi. Tibi, şunları kaydetti: ‘‘İslam inanıştır. Cihat ise kendini feda etmektir. ‘Siyasi İslam’ı 30 yıldır inceliyorum. Cihadı devrimci bir savaş olarak niteliyorlar. İslami ümmeti tüm küreye yaymaya çalışıyorlar. İslamizm azınlıkların ideolojisi. Ve ideolojik bir savaş için mücadele ediyorlar.’’ İslam ile İslamizm arasında farklar olduğunu, ‘‘İslami terör yoktur, İslamist terör vardır’’ nitelemesinde bulunan Tibi, terorizme karşı mücadele etmek için gençlerin eğitilmesi gerektiğine dikkat çekti. NATO Genel Sekreter Yardımcısı John Colston, terörle mücadelede kendi kurumlarının tekel olmadığını, AGİT ve AB gibi uluslararası kurumların da bu konuda katkı sağlayabileceklerini söyledi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, soruyanıt bölümünde yaptığı değerlendirmede şöyle konuştu: ‘‘Acaba PKK’nin terör örgütü olduğunu anlamak için kaç kişinin ölmesi gerekiyor. Şimdiye kadar 80’e yakın heyet kabul ettim. Varsa yoksa sanık hakları. Hepsi cezaevlerini sordu. Kimse şehit ailelerini ziyaret etmedi.’’ Toplantıya katılan Yusuf Ziya Zol adlı bir yurttaş, panelist Prof. Dr. Michelle van Cleave’e ‘‘Siz hep 11 Eylül’ü yaşadım diyorsunuz. Ama ben de kendi ülkemde terörü yaşadım. 9 ameliyatım var. Kolumda hâlâ bir kurşun var. 22 evladımı kaybettim. Neden PKK ile mücadeleye destek vermiyorsunuz’’ sorusunu yöneltti. Cleav ise yanıt olarak, 11 Eylül sonrası terorizme ilişkin düşüncesinin değiştiği yanıtın verdi. Özkök, sempozyumun kapanış konuşmasında, ‘‘çağın vebası’’ olarak nitelendirdiği teröre karşı zafer için toplumsal birliğin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti. Özkök, şunları kaydetti: ‘‘Devletlerimizin, ordularımızın, yargı organlarımızın uluslararası örgütlerle hükümet dışı örgütlerin, medyanın, yerel yönetimlerimizin, en önemlisi sokaktaki insanlarlarımızın teröre karşı ortak bir duruş gösterdikleri, ortak bir dili konuşmaya başladıkları gün, bizim terör karşısında zafer günümüz olacaktır. ’’ ‘HİÇ YAŞANMAMALIYDI’ CİHADA YANLIŞ YORUM ‘İÇ SAVAŞ KOŞULU VAR’ ErdoğanBüyükanıt görüşmesi, Şemdinli iddianamesinin ardından gerçekleşen ilk yüz yüze görüşme. (AA) ataolb?cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 513 85 95 Konutta sürpriz görüşme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt dün sürpriz bir görüşme yaptı. Büyükanıt’ın suçlandığı Şemdinli iddianamesinin kamuoyuna yansımasının ardından gerçekleşen ilk baş başa görüşmenin, Erdoğan’ın isteği ile yapıldığı öğrenildi. Başbakan Erdoğan dün sabah saatlerinde geldiği Başbakanlık Resmi Konutu’nda saat 10.00 sıralarında Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı kabul etti. Önceden duyurulmayan ve resmi programlarda da yer almayan görüşmenin ABD’li Genelkurmay Başkanı Peter Pace’in Ankara’da olduğu sırada gerçekleştirilmesi dikkat çekti. Görüşmenin ardından bir açıklama yapılmadı. Orgeneral Büyükanıt, konuttan çıkışı sırasında herhangi bir değerlendirme yapmazken kendisini görüntüleyen gazetecilere el Kıbrıs Rum Kesimi’nde olduğu iddiası ? ABD Genelkurmay Başkanı’nın Ankara’da olduğu saatlerde, Başbakan Erdoğan, davet ettiği Kara Kuvvetleri Komutanı Büyükanıt ile konutta bir araya geldi. Büyükanıt, öğleden sonra Özkök ve Jandarma Genel Komutanı Türkeri ile görüştü. salladı. Büyükanıt’ın konuttan ayrılmasının hemen ardından Başbakan Erdoğan da, cuma namazına gitmek üzere konutu terk etti. Yaklaşık 2 saat süren görüşmeye ilişkin hiçbir açıklama yapılmaması kulislerde bazı olasılıkların dillendirilmesine neden oldu. Bir iddiaya göre, Orgeneral Büyükanıt, görüşmede Şemdinli iddianamesinin hazırlanma sürecinde bazı üst düzey bürokratla rın savcı ile yaptıkları konuşmaların kayıtlarını Erdoğan’a dinletti. Büyükanıt ayrıca bazı bakanlar ile ‘‘Savcı bizim yapamadığımızı yaptı’’ diyen AKP’li milletvekillerine ilişkin rahatsızlığını da Başbakan’a iletti. Görüşmenin ardından öğleden sonra Orgeneral Büyükanıt, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri ile bir araya geldi. Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu’nun yapıldığı Bilkent Otel’deki görüşmeye, daha sonra Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Ergin Saygın ve Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu da katıldı. Öte yandan Başbakan Erdoğan da İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile görüştü. Ankara, Erdal takibini sürdürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sabancı suikastı faillerinden Fehriye Erdal’ın Kıbrıs Rum Kesimi’nde olduğu iddiası Ankara’yı hareketlendirdi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile Emniyet Sözcüsü İsmail Çalışkan ise ‘‘kendilerine gelen bir bilgi olmadığını’’ söyledi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Erdal’ın Rum kesiminde görüldüğü iddiasının ardından Ankara’da yoğun bir trafik başladı. Interpol tarafından ‘‘kırmızı bülten’’ ile aranan Erdal’ın durumu, Türkiye’nin Kıbrıs Rum Kesimi’ni tanımaması nedeniyle doğrudan bu ülkeye sorulamadı. Ancak Ankara, AB nezdinde bir girişimde bulunmaya hazırlanıyor. Adalet Bakanı Çiçek, katıldığı, ‘‘Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği’’ sempozyumunda gazetecilerin konuya ilişkin sorusu üzerine, ‘‘Bana gelmiş herhangi bir şey yok’’ dedi. Emniyet Sözcüsü İsmail Çalışkan da, Erdal’ın Kıbrıs Rum Kesimi’nde olduğu yönünde kendilerinde bilgi bulunmadığını söylerken ‘‘Kırmızı bülten ile aranıyor. Bize gelen bir bilgi yok’’ açıklamasını yaptı. Dışişleri Bakanlığı kaynakları da Erdal’ın Brüksel mahkemeleri tarafından hapse mahkum edildikten sonra kaçtığını anımsatarak bu kişinin herhangi bir AB ülkesine yasal yollardan sokulmasının söz konusu olamayacağını belirttiler. Kaynaklar, Erdal’ın bu ülkede olması ve yakalanması durumunda Brüksel’e teslim edilmesinin daha büyük ihtimal olduğunu dile getirdiler. Ankara Rum Kesimi’ni tanımaması nedeniyle bu ülke ile hiçbir hukuki ya da siyasi bağ kurmuyor. Bu arada Fransız Le Monde gazetesi ‘‘Belçika’da bir teröristin garip kaçışı’’ başlığını kullandığı haberde kaçış sayesinde Belçika’nın mahcup olmaktan kurtulduğunu öne sürdü. KOMUTANLAR TOPLANDI ÇİÇEK’İN YANITI Özkök: Büyütmeye ve heyacana gerek yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın sürpriz görüşmesi konusunda ‘‘Kara Kuvvetleri’nin normal, rutin işlerine ait, özellikle iç güvenlik harekâtına ilişkin görüş alışverişinde bulunmuşlardır. Tabii bunun en iyi adresi Sayın Başbakanımıza sormanızdır.” dedi. Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu’ndan ayrılırken gaze tecilerin soruları üzerine şunları söyledi:‘‘Heyecanlanmışsınız. Ama heyecanlanacak bir şey yok. Nadir olmakla beraber genellikle, bazen, Sayın Başbakanımız özel bir konuda kuvvet komutanlarıyla doğrudan konuşmayı isteyebilir. Neden bu kadar büyütüldüğünü bilmiyorum.’’ ‘‘Hangi konuda olduğunu öğrenebilir miyiz’’ sorusu üzerine ise Özkök, ‘‘Şu konuşuldu, bu konuşuldu demem uygun düşmez. Konu bundan ibarettir. Sakın bunu böyle abartmayın. Kamuoyunu da heye canlandırmayın’’ dedi Büyükanıt da, ‘‘Heyecanlanacak bir şey yok’’ diyerek Özkök’ü onayladı. Görüşmenin uzun sürdüğünün belirtilmesi üzerine, Özkök, ‘‘O andaki havaya bağlı’’ dedi. ‘‘Bizimle paylaşabileceğiniz herhangi bir sonuç var mı’’ sorusunu yanıtlarken de Özkök, ‘‘Hayır yok, onu Başbakan’a sorarsınız. Ama herhangi bir olağanüstü durum yok’’ dedi. ‘‘İç güvenlik harekâtıyla ilgili ama değil mi’’ sorusuna ise Özkök, ‘‘Büyük çoğunlukla o’’ karşılığını verdi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle