13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 2006 PERŞEMBE 6 HABERLER Anne babaların aşırı hoşgörülü olması, gençlerin sorumluluk almalarını engelliyor PERŞEMBE ORHAN BURSALI Çocuklar büyümek istemiyor Kantinler öğrencileri tehdit ediyor İstanbul Haber Servisi İlk ve ortaöğretim okulu kantinlerinin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na bağlı olması ve denetlenmemesi çocukların sağlığını tehdit ediyor. CHP Adana Milletvekili Prof. Dr. Gaye Erbatur, gazetemizde 7 Ekim 2005 tarihinde yayımlanan ‘‘Kantinler mikrop saçıyor’’ başlıklı haberle ilgili olarak TBMM’ye Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdiğini, ancak yanıt olarak sorularla ilgisi olmayan kanun metinlerinin sunulduğunu söyledi. CHP’li Erbatur, kantinlerde satılan ürünlerin çocukların sağlığı açısından risk oluşturduğunu belirterek kantinlerin MEB yerine Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından denetlenmesinin, denetimden uzak bir şekilde varlığını sürdürmesi anlamına geldiğine dikkat çekti. EMEL KILIÇ nne babaların aşırı hoşgörü ve koruyucu tutumları çocuk ve gençlerin sorumluluk almalarını ve birer yetişkin gibi davranmalarını engelliyor. Uzmanlara göre, yaşam karşısında mücadele etmeyi öğrenemeyen çocuklar, başta beslenme olmak üzere çeşitli sağlık sorunları yaşıyorlar. Psikolog Dr. Nevin Dölek ailenin tutumu nedeniyle çocukların büyümek ve mücade etmekten kaçındığını belirterek ‘‘Çocuklar ve gençler büyümek istemeyen, kendi yaşamını idare etmek yerine sorumluluklardan kaçıyor, çabalamak yerine kolay bir yaşantıyı tercih ediyor’’ dedi. Anne babaların aşırı hoşgörülü olması ve çocuğun her istediğinin hemen yapıldığında, çocuğun istediğini elde etmeye çalışma ve tekrar el Yıpratma Bozma İktidarda normal bir hükümet, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin bugünkü anayasal konumunu özümsemiş ve kabul etmiş bir parti olsaydı, Merkez Bankası’na böyle bir atama rezaleti yaşanır mıydı? Şu sorunun doğal ve normal hiçbir yanıtı yoktur: Neden Merkez Bankası başkanı, dünyadaki uygulamalarda görüldüğü gibi üç ay, hadi diyelim bir ay önce açıklanmaz? ‘‘Son kaleyi düşürmek’’ mantığıyla hareket eden Başbakan, kamuoyunda türbanlı eşi ile gündeme gelen Erdem Başçı için ‘‘Bal gibi atarız!’’ derken bile, meğer kamuoyuyla ve insanlarla oyun oynuyor ve Başçı’nın da sırtından güç gösterisi yapıyormuş.. Yazık değil mi insanlara? Başçı’yı kurbanlık gibi öne sürerken arka planda Çankaya’ya başka isimler göndermek.. Burada art niyetsiz bir mantık aranabilir mi? ??? Erdoğan hükümeti hemen her konuda neden böyle davranıyor? Akla gelen tek izah: Kurumları yıpratmak, laçkalaştırmak, sağından solundan, enine boyuna çekiştirerek onları AKP’ye hizalamak! Sadece Merkez Bankası’yla oynamıyorlar.. Türk Silahlı Kuvvetleri ile de.. Özellikle Şemdinli İddianamesi bu büyük oyunun sahneye konmasıydı.. AKP iktidarı, savcıyı iyi kullandı. ‘‘Şemdinli Operasyonu’’nun bütününe bakıldığında, AKP üst yönetiminin bilgisi dışında tezgâhlandığını söylemek mümkün değil! Erdoğan, zaten olayın arkasından yaptığı açıklamada, adalete (yani savcıya!) sahip çıkmış, TSK’ye de sahip çıkar görünmüştü.. Gün, zaman AKP’nin.. Kalıcı olan bürokrasiyi, devleti, Cumhurbaşkanlığı dahil, ne kadar kendilerine dönüştürebilirlerse, ileride daha büyük hamleleri için, o kadar daha geniş bürokratik ve tabii maliekonomik bir zemin yaratabileceklerinin bilincindeler. DİPNOT: Gazetemizde talihsiz bir ‘‘sigara tartışması’’ yaşanıyor. Hem sigara savunucuları, hem gazetemiz hem de okurlarımız için talihsizlik.. Cumhuriyet, bilime, bilimsel verilere, bilimsel düşünceye büyük önem verir. 20 yıldır BilimTeknik dergisi yayımlıyor. Bilim, aydınlanmanın, Cumhuriyet’in kuruluşunun fil ayaklarından biridir. Cumhuriyet’in bilime aykırı yayın yapması, kuruluş ruhuna da uymaz.. Ülkemizde uzun yıllar yapılan tartışmalar sonucunda AKP iktidarı, CHP’nin de desteğiyle, yani Meclis, ‘‘sigara içmeyenleri’’ korumaya yönelik bir yasa tasarısı hazırladı. Ayrıca CHP’nin desteği olmasa bile, halkımız yararına yapılacak her yasayı desteklerim! Bu gelişme, Dünya Sağlık Örgütü’nün ve bütün bilim kuruluşlarının bulgu ve önerilerine uygundur. ABD ve Avrupa ülkelerinde, sigara içmeyenleri korumaya yönelik önlemler birbiri ardına alınıyor.. Pazar günkü yazım bu eksende yazılmıştı ve sigara içmeyenlerin zoraki sigara içicisi yapılmasının önlenmesine destek vermiştim.. Burada esas olan, sigara içmeme özgürlüğüdür!.. İçenler istedikleri kadar içebilirler, paylaşılan ortak mekânlar dışında! Hepsi bu kadar! Kıyamet koptu, ne benim ne de yazan okurlarımızın sosyal faşistliği kaldı! Hangi hakla, neye dayanarak bu pis saldırı ve düşünce! Mesele daha derin: Yazımın, muhakemesi yerinde bütün aklıselim sahibi insanların paylaşabileceği, itiraz edemeyeceği bir mantığı, dokusu, savunma zemini var!.. Bu mantık, sigara içenlerin, başkalarını zehirleme hakkının olmadığı gibi, çok basit, sıradan bir ‘‘insan hakkı’’na dayanıyor. Bu basit bir muhakemedir, çocukların bile izleyebileceği.. Bu muhakemeyi yapamazsak, yazdığımız ve yazacağımız diğer konular hakkında da, okurda (Cumhuriyet’e karşı da!) derin bir şüphe uyandıracağını tahmin etmek zor değil.. Fakat Cumhuriyet okurlarının sağduyusuna güveniyorum.. İkinci bir tartışma konusu da bazı insanların ‘‘gazetecilik’’ anlayışıdır! Fakat bu şimdilik ayrı bir konu.. Bugünkü yazımızda ağırlıklı merak noktamız, algılamada, muhakemede ortaya çıkan sorunlarda ne gibi etkenlerin rol oynamış olabileceğidir... Okurlarımdan özür dileyerek.. A ? Uzmanlar, annebabalara övgüyü yerli yersiz kullanmamalarını önerirken ‘‘Kişiliğini değil çabasını, emeğini övün’’ diyor. Çocuklara, yenilme, acı çekme ve yalnız kalma hakkı verilmesini söyleyen uzmanlar, model olunması gerektiğini belirtiyor. de etmeye çalışma gibi yeteneklerinin gelişmediğini kaydeden Dr. Dölek, bu durumda çocuğun sıkıntıya toleransının düşük olduğunu, çocuğun alacağı verimi annebabanın engellediğini söyledi. Dr. Dölek, çocuklara zaman ayırmak gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti: ‘‘Anne ve babamızın bize ayırdığı kadar zamanı, çocuklarımıza ayıramıyoruz. Suçluluk duyup onlar adına her şeyi yapayım diyebiliyoruz. Ya da çocuk günlük bitirmemiz gereken işlerden biri gibi görülüyor. Çocuğun hem bizden kopması hem de hayata atılabilmesi için gerekli olan en önemli şey ‘kendine saygı’, bunun için de benlik algısı önemli. Anne ve babalardan aldığımız mesajlar, benlik algısı açısından çok önemli.’’ Dr. Dölek, anne babalara çocuklarının sorumluluk almaları konusunda başta sevgi ve anlayışın olması gerektiğini dile getirerek şu önerilerde bulundu: ‘‘Onların ayrı bir ruh olduğunu fark edin. Bunu hissettiğiniz anda onlara saygı duymaya başlıyorsunuz. Ona inanın. Övgüyü bol kullanın. Ama olur olmaz, yerli yersiz değil. Kişiliğini değil çabasını, emeğini övün. Ama gerçekçi övgüler. Ona, yenilme, acı çekme, yalnız kalma hakkı verin. Model olun. Yaşama karşı tutkulu, heyecanlı olursanız o da öyle olacaktır. Karşısında iyi model olsun.’’ AĞLIK SORUNLARI Uzman psikolog Alanur Özalp, aşırı hoşgörü ortamında, sorumluluk verilmeyen çocukların yaşam karşısında güçsüz kaldıklarını ifade ederek özetle şu görüşlere yer verdi: ‘‘Çocuklar başta yeme bozukluğu olmak üzere, birçok sağlık problemi yaşıyorlar. Akranlarına göre kıyaslandığında hayatla mücade etme konusunda da yetersiz kalıyorlar. Çocuklarını her türlü kötülükten korumayı amaçlayan aileler, çocukların yaşam karşısında güçlü olmalarını engelliyorlar.’’ S SUÇLULUK DUYGUSU... YİNE ÖĞRENCİLER ARASINDA ŞİDDET Okulda kalbinden bıçaklandı Haber Merkezi Son günlerde ‘‘korkutucu’’ boyutlara ulaşan okulda şiddet olaylarına bir yenisi eklendi. Beşiktaş’taki bir ilköğretim okulunda eğitim gören öğrenci, tartıştığı başka bir öğrenci tarafından bıçakla kalbinden yaralandı. Levent’te bulunan okulun sekizinci sınıf öğrencisi F.C. ile aynı sınıfta olan öğrencilerden C.B. (17) arasında teneffüs sırasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine F.C., C.B’yi kalbinden bıçakladı. Önce aynı ilçedeki bir polikliniğe kaldırılan F.C., daha sonra Memorial Hastanesi’ne nakledilerek ameliyata alındı. C.B. ise olay sonrası polislerce yakalandı. C.B., yaşı küçük olduğu için polis merkezindeki işlemlerinin ardından Çocuk Büro Amirliği’ne teslim edilecek. Polis yetkilileri, birbirleriyle geçinemeyen F.C. ile C.B’nin ‘‘kız meselesi’’ yüzünden tartışmış olabileceklerini belirterek olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü bildirdi. Dinin psikolojik boyutu Eğitim Servisi Maltepe Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi’nce düzenlenen panelde, ‘‘Dinin Psikolojik Boyutu’’ tartışıldı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mualla Selçuk, dinin etik temelleri olması gerektiğine dikkat çekerek ilahi sorumluluk bilincinin, salt dış görünüşe indirgenmemesi gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Özcan Köknel de inançla duygusal zekâ arasındaki ilişkiler üzerinde durarak sağlıklı bir düşünme bağlamında inançla bilgi, bilimle din arasında hiçbir çelişkinin olamayacağına dikkat çekti. Semerci (yanda), önlem olarak bilgisayara saat sınırlaması konulabileceğini söyledi. ‘Chat’ bilgisayarın sokağı Prof. Dr. Bengi Semerci, ailelerin çocuklarını ‘chat’teki yabancılara karşı mutlaka uyarması gerektiğine dikkat çekti EVRİM KAYA rof. Dr. Bengi Semerci, internet üzerinden yapılan sohbetleri (chat) ‘‘bilgisayarın sokağı’’ olarak tanımlayarak ebeveynleri uyardı. Semerci, ‘‘Çocuğunuz sizinle oturmak yerine bilgisayarı ya da televizyonu tercih ediyorsa mutlaka profesyonel yardım almalısınız’’ dedi. Anne babaların ‘‘korkulu rüyası’’ haline gelen internet ve chat bağımlılığı İstanbul Özel Çevre Okulları’ndaki seminerde tüm yönleriyle ele alındı. Seminere katılan psikiyatrist Prof. Dr. Semerci, ai P Okul ruh sağlığı sempozyumu Eğitim Servisi Psikolojik Rehabilitasyon ve Eğitim Programları Derneği ile Fogarty Uluslararası Ruh Sağlığı ve Gelişimsel Bozukluklar Araştırma Eğitim Programı’nın 2425 Mart tarihlerinde düzenleyecekleri ‘‘1. Uluslararası Okul Ruh Sağlığı Sempozyumu’’nda, koruyucu ruh sağlığı için okulların nasıl konumlanması gerektiği tartışılacak. Galatasaray Üniversitesi’nde yarın yapılacak sempozyumun başkanlıklarını MÜ Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Yankı Yazgan ve Harvard Üniversitesi, Boston Çocuk Hastanesi, çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanı ve Fogarty Uluslararası Ruh Sağlığı ve Gelişimsel Bozukluklar Araştırma Eğitim Programı Başkanı Dr. Kerim Münir yapacaklar. lelerin çocuklarını chat’teki yabancılara karşı mutlaka uyarması gerektiğini belirtti. Gençlerin chat sırasında kişisel ve özel bilgilerini kesinlikle paylaşmaması gerektiğini söyleyen Semerci, bu noktada ailelerin çok dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Semerci seminere katılan bilgisayar mühendisi bir babanın ‘‘Çocuğumu bilgisayardan nasıl uzak tutabilirim’’ sorusunu şöyle yanıtladı: ‘‘Bilgisayara şifre koymak, bilgisayarı çocuğun odası yerine tüm aile üyelerinin bir arada olduğu odaya almak, saat sınırlaması getirmek gibi önlem ler uygulanabilir ama çocuğunuz sizinle oturmak yerine bilgisayarı ya da televizyonu tercih ediyorsa mutlaka profesyonel yardım almalısınız.’’ Denetimin sadece çocukla sınırlı kalmaması gerektiğini belirten Semerci, ailelerden yalnızca çocuklarını değil mahallelerindeki internet kafeleri de denetlemelerini de istedi. Semerci, ailelerin 18 yaşından küçüklerin gittiği internet kafeleri tespit etmesi halinde şikâyette bulunarak bu kafelerin kapattırılması için mutlaka mücadele etmeleri gerektiğinin altını çizdi. OKULLAR DURULMUYOR Son dönemde okullarda meydana gelen diğer olaylardan bazıları ise şöyle: İSTANBUL: Üsküdar’da 20 Şubat’ta okul bahçesinde iki öğrenci arasında çıkan kavgayı izleyen 11 yaşındaki bir öğrenci, bıçakla kolundan yaralandı. MERSİN: 20 Şubat’ta bir lise öğrencisi, internet kafede tartıştığı iki ilköğretim okulu öğrencisini bıçaklayarak ağır yaraladı. MANİSA: Yine 22 Şubat’ta bir öğrenci okulda tartıştığı başka bir öğrenci tarafından 10 yerinden bıçaklandı. DİYARBAKIR: Tasdiknameyle uzaklaştırma cezası alan lise ikinci sınıf öğrencisi M.U. 13 Mart’ta okulunda olay çıkardı. Sekiz öğrencinin yaralandığı olaylar sonucu okul bir gün tatil edildi. obursali?cumhuriyet.com.tr ‘Yaratıcı Okuma Projesi’yle ekonomik durumu kısıtlı öğrencilere ulaşılacak ‘ÖĞRETMENİNİZ NASIL OLSUN?’ Kitaplar yola çıkmaya hazırlanıyor Japon takvimleri sergisi açıldı aponların, yaşamlarını günün özelliklerine göre ayarladıkları takvimler, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde (ÇOMÜ) sergileniyor. Üzerlerinde, Japon kültürünün özelliklerini taşıyan 250 takvimden 104’ü, ÇOMÜ Anafartalar Yerleşkesi Süleyman Demirel Salonu’nda sergilenmeye başladı. ÇOMÜ Japon Dili Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Yukiko Kondo, takvimin Japonlar için bir süs eşyası gibi olduğunu söyledi. Japon takvimlerinde, günlerin ‘‘iyi gün’’, ‘‘kötü gün’’, ‘‘normal gün’’ olarak nitelendirildiğini, Japonların ‘‘kötü gün’’ olarak belirlenen günlerde asla evlenmediklerini ve tören yapmadıklarını belirtti. (AA) J Eğitim Servisi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nce (ÇYDD) yürütülen ‘‘Yaratıcı Okuma Projesi’’ kapsamında ilköğretim okullarına yönelik bir dizi kitap hazırlandı. ÇYDD’nin Toroslu Kitaplığı ile ortaklaşa yürüttüğü bu projedeki amaç, ‘‘yatılı bölge okullarına, kentlerin varoşlarında yaşayan ekonomik durumu kısıtlı öğrencilere, olanaksız kütüphanelere ve okullara bu kitapları sponsorlar aracılığıyla ulaştırmak’’. Yeni İlköğretim Türkçe Programı’nın beklentilerini karşılayabilecek biçimde hazırlanan bu kitaplar, öğretmenlerin Türkçe derslerinde kullanabilecekleri metinlerden ve yapabilecekleri etkinliklerden oluşuyor. Ayrıca çocuklarının etkin bir okur olma yolunda ilerlemesini isteyen annebabalar da bu kitaplardan ve yaratıcı okuma dosyalarından yararlanabilecekler. ÇYDD Beyoğlu Şubesi’nin beş yıl önce başlattığı Yaratıcı Okuma Projesi’nin devamı olan bu dizi, Gökte Biri Var, Şişko Patates, Şimdiki Çocuklar Hâlâ Harika, Şiir Saldım Gökyüzüne ve Resimlerle Konuşalım adlı beş kitaptan oluşuyor. Dizinin amacı şöyle açıklanıyor: Öğrencilerin okuduklarından, gördüklerinden zevk almalarını sağlamak. Onları edebiyat ve resim sanatıyla tanıştırmak. Öğrencilerin okuduklarını, gördüklerini daha iyi anlamalarını, okuduklarıyla, gördükleriyle iletişim kurmalarını, okuduklarıyla, gördükleriyle kendi yaşamları arasında bağlar kurmalarını ve kitabın ötesini düşleyerek yeniden üretmelerini sağlamak. Edebiyatın değişik türleriyle tanıştırmak. MEB’in yeni öğretim programlarının yapılandırıcı ve öğrenci odaklı eğitim yaklaşımlarına yardımcı olmak. Araştırmacı ve çevreci öğretmen İstanbul Haber Servisi Öğrenciler hayatlarını belirleyecek sınavlara hazırlanırken kendilerine yardımcı olacak öğretmenlerini seçebilmeyi istiyor. Özel okullar, öğrencilerin beklentilerini karşılamak için öğretmen seçiminde öğrenci görüşlerini de dikkate alırken devlet okullarında okuyan öğrenciler için henüz böyle bir olasılık söz konusu değil ancak bütün öğrencilerin öğretmenlerden istedikleri özellikler ortak... Final Dergisi Dershaneleri, İstanbul Kadıköy’de ilköğretim ve lise öğrenimi gören 3 bin 500 öğrenciye yönelik ‘‘Öğretmeniniz nasıl olsun’’ konulu bir anket düzenledi. Ankette, öğretmenin kılık kıyafetinden ders anlatımına, alışkanlıklarından çevreye ve hayvan sevgisine kadar pek çok soru yöneltildi. Anket sonuçları öğrencilerin öğretmenlerinden araştırmacı, kendisiyle barışık, teknolojiyi ders anlatım yöntemlerinde iyi kullanabilen, sigara içmeyen, araştırmacı, çevre dostu olmalarını beklediğini gösterdi. Anket sonuçlarına göre, öğrencilerin öğretmenlerinden istemedikleri arasında ise şunlar yer aldı: ‘‘Öğretmen kesinlikle sigara kokmamalı. Öğretmenler, suç ve ceza kavramını kullanmasınlar. Arabasından, yazlık evinden, yurtdışı seyahatlerinden sık sık söz etmesinler. ’’ CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle