13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 2006 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr A Ankara’ya İran ziyaretleri BD DESTEK ARIYOR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’den İran’a yönelik ziyaretler yeniden yoğunlaştı. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Ortadoğu’dan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Gordon Gray, İran konusunu görüşmek üzere Ankara’ya geldi. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace de bugün Genelkurmay Başkanlığı’nın davetlisi olarak Ankara’ya gelecek. Edinilen bilgilere göre ziyareti önceden planlanan Gray, ilk görüşmesini Başbakanlık’ta, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarıyla yaptı. Öğle yemeğinde çeşitli partilerden milletvekilleriyle bir araya gelen Gray, Dışişleri Bakanlığı’nda da çeşitli temaslarda bulundu. Görüşmelerin ana gündem maddesini ise İran oluşturdu. Nükleer programı nedeniyle İran’ın izole edilmesini isteyen Washington yönetimi, Türkiye’den de Tahran’a baskı yapmasını beklediğini iletti. Temaslardan sonra bir açıklama yapan Gray, ABD’nin sorunu çözmek için diplomatik sürece bağlı olduğunu, bu çerçevede AB ülkelerinin İran’la sürdürdüğü diyalog, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun faaliyetleri ve BM sürecine saygılı olduklarını kaydetti. Gray, Türkiye’nin de bu diplomatik süreci desteklediğini duymaktan memnun olduğunu belirtti. Diplomatik sürecin başarısızlığa uğraması durumunda Türkiye’den askeri açıdan herhangi bir isteklerinin olup olmadığının sorulması üzerine Gray, ‘‘Hayır. Türkiye bizim dostumuz ve müttefikimiz. Herhangi bir talepte bulunmuyoruz’’ diye konuştu. ABD’li komutan Pace de, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün açış konuşmasıyla başlayacak ‘‘Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği’’ konulu sempozyuma katılacak. Sempozyumun yanı sıra Pace, baş başa görüşmelerde de bulunacak. Genelkurmay Başkanı Org. Özkök ile gerçekleştirileceği öğrenilen temasın en önemli gündem maddesini ise İran oluşturacak. 82 ülkenin üst düzey askeri temsilcilerinin katılacağı sempozyumda terörle mücadelede etkin bir uluslararası işbirliğinin sağlanması için çözüm yolları üretilmeye çalışılacak. Hükümetin üzerinde görev yapması planlanan Egemenlik Konseyi’nin ipleri ABD’nin elinde olacak Bağdat’a göstermelik hükümet BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Irak’ta 15 Aralık 2005’te yapılan seçime giren büyük grupların temsilcilerinin, Cumhurbaşkanı Celal Talabani başkanlığında yaptığı toplantıda, yeni kurulacak Irak hükümetinin de üzerinde görev yapacak bir ‘‘Egemenlik Konseyi’’ kurma kararı aldığı öğrenildi. Irak Anayasası’nda yer almamasına karşın böyle bir konseyin kurulmasının ardında ABD yönetiminin ‘‘ipleri elden bırakmama’’ niyetinin olduğu belirtildi. Cumhuriyet’in Iraklı kaynaklardan edindiği bilgilere göre, üç gün önce Şii, Sünni ve Kürt grupların ? ABD, Irak’ta anayasa ve hükümeti ‘‘bypass’’ ettirme çabasında. ‘‘Hükümeti her açıdan denetleme hakkını haiz’’ olması planlanan Egemenlik Konseyi, başbakanın idari anlamda yetkilerini de düzenleyecek. Konseyde, Şiilerin, Sünnilerin ve Kürtlerin veto hakkı olacak. temsilcileri, Talabani başkanlığında bir araya geldi. Toplantıdan, ‘‘yürütme organının üzerinde ve hükümeti her açıdan denetleme hakkını haiz’’ bir Egemenlik Konseyi kurulması kararı çıktı. Egemenlik Konseyi’nde, Irak’ta seçime katılan bütün gruplar temsil edilecek. İçinde, cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanının da bulunacağı Egemenlik Konseyi’nin 10 veya 15 kişiden oluşması öngörülüyor. Egemenlik Konseyi’nin içinde, Şii, Sünni ve Kürtlerin yanı sıra, Türkmenler, Asuriler ve Yezidiler de temsil edilecek. cek olan Egemenlik Konseyi’nde Şiilerin, Sünnilerin ve Kürtlerin veto hakkı olacak. Iraklı liderlerin böyle bir karar almasına karşın, kararın uygulamasına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı da öğrenildi. Düzenlemenin yapılıp yapılmayacağı veya ne zaman hangi koşullarda yapılacağı netleşmezken böyle bir konseyin kurulmasının, ‘‘ABD’nin Irak üzerinde mutlak kontrolü’’ anlamına gelece Karar var düzenleme yok Egemenlik Konseyi, hem iç politika hem de dış politika konularında stratejik kararlar alabilecek ve hükümetin yalnız başına hakeket etmesini kısıtlayabilecek. Başbakanın idari anlamda yetkilerini de düzenleye ği belirtildi. Irak Anayasası’nda Egemenlik Konseyi kurulmasına ilişkin bir madde olmamasına karşın, Iraklı liderlerin böyle bir karar alma dayanağının ne olduğu sorusu yanıtsız kalırken konuya ilişkin bilgi veren kaynaklar, ‘‘Bu konsey Irak’ta anayasayı, hükümeti, parlamentoyu bir kenara atıyor’’ değerlendirmesini yaptılar. Irak’ta işgalin hemen ardından, yine tüm dini ve etnik grupların temsil edildiği Geçici Yönetim Konseyi kurulmuştu. ABD, geçici yönetim konseyinde yer alacak üyeleri kendi belirlemişti. Ancak bu konsey, Irak yönetiminde çok fazla söz sahibi olamamıştı. W ‘İran’la savaş kaçınılmaz olabilir’ ASHINGTON POST Dış Haberler Servisi Washington Post gazetesinde yer alan bir yorumda, ABD ve İran’ın bölgede birbirinin çıkarlarını dikkate alacak politikalar izlemesi gerektiği ve diplomasinin başarısız olması halinde, savaşın kaçınılmaz olabileceği uyarısında bulunuldu. David Ignatius imzasını taşıyan yorumda, ABD ile İran arasında Irak’ın güvenliğine ilişkin birkaç hafta içinde başlaması öngörülen temasların, 30 yıldan sonra iki ülke arasındaki ilk görüşmenin başarısına göre, zaman içinde İran’ın nükleer programını da kapsayacak şekilde genişleyebileceği belirtildi. Yorumda, ‘‘ABD’nin, İran’ı da içine alacak yeni bir bölgesel çerçeve olmadan Ortadoğu’yu istikrara kavuşturabileceğinden şüpheliyim. Bölgede başarılı bir Amerikan politikası, İran’ın çıkarlarını da dikkate almalı ve aynı şey, İran’ın izleyeceği politikalar için de geçerli. Bunun alternatifi savaş. Eğer diplomasi başarısız olursa savaş kaçınılmaz hale gelebilir. Bu da hiç hoş olmayan bir olasılık’’ denildi. Ignatius, ‘‘Olabilecek en kötü şey, İran’ın bakış açısından, Irak’ta iç savaşın çıkması ve bunun, istikrarlı bir demokratik hükümet kurulmadan ABD askerlerinin daha çabuk çekilmesine neden olması’’ ifadesini kullandı. Yorumda, ABD ile İran arasındaki görüşmeyi, her iki taraftaki, diyalog isteyen gerçekçilerle yararlı bir diyaloğa az yer bırakan etik bir dille görüşlerini süsleyen sertlik yanlıları arasındaki çekişmenin karıştırdığı savunuldu. İ RAN’IN NÜKLEER DOSYASI Londra askeri seçeneğe yöneliyor Dış Haberler Servisi İngiliz The Times gazetesi, Londra’nın İran’ın tartışma yaratan nükleer faaliyetlerini durdurmaması halinde, yaptırımların, hatta güç kullanımının önünü açacak bir BM Güvenlik Konseyi kararından yana olduğunu yazdı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın siyasi işlerden sorumlu yetkilisi John Sawers’ın geçen hafta kaleme aldığı gizli mektuba dayandırılan haberde, Londra’nın önümüzdeki aylarda İran’ın nükleer faaliyetlerini sona erdirmesini öngören BM Güvenlik Konseyi kararına destek vereceği belirtildi. Afrika’dan İspanya’ya ulaşmaya çalışan kaçak göçmenlerin 1200 ila 1700’ünün sadece 45 günde boğularak öldüğü sanılıyor. Bu bilginin, İspanyol Ulusal İstihbarat Merkezi’nin (CNI), geçen Aralık 2005’te hazırladığı bir raporda yer aldığı ortaya çıktı. CNI’nın 21 Aralık’ta Jandarma ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne verdiği raporda, 2005 sonunda, 45 günlük bir süre içinde Moritanya kıyılarından yasadışı yollardan teknelerle İspanya’nın Kanarya Adaları’na geçmek için hareket eden 2000 ile 2500 arasında Afrikalı göçmenin bulunduğu, bunlardan sadece 800 ya da 900’ünün Kanarya Adaları’na varmayı başarabildiği kaydedildi. Atlas Okyanusu’nda binden fazlaAfrikalı Atlas Okyanusu mezar oldu göçmenin boğulduğu iddiasıyla ilgili bilgiye İspanyol hükümeti, CNI’nın raporundan haberdar olduğunu bildirdi. Jandarma ise savcılığın iddiayla ilgili soruşturma başlatmasını istedi. Bir hafta önce, bir İspanyol hastane gemisi Moritanya açıklarında 25 ceset bulmuştu. İspanyol hükümetinin yasadışı göçe karşı Moritanya hükümetine teklif ettiği ve kabul edilen işbirliğinden sonra göçmenler için konaklama merkezleri inşa etmek üzere İspanyol Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı uzman bir grup Moritanya’ya gitti. Kanarya Adaları’na doğru göç ise devam ediyor. Geçen pazartesi günü 121 Afrikalının geldiği bildirildi. (Fotoğraf: AP) Sonucu belli diyalog İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ilk kez Irak’taki istikrarsızlık konusunda ABD ile görüşmelerde bulunulmasına destek verdi. Bu görüşmelerde Irak dışında başka konuların ele alınmayacağının altını çizen Hamaney, ABD’ye ‘‘Irak’ı terk et çağrısı’’ yaptı. Meşhed kentinde konuşan Hamaney, ABD güçlerinin Irak’ta büyük bir güvensizlik ortamı yarattığını, aşiretleri kışkırttığını belirterek bir an önce bu ülkeden çekilmeleri gerektiğini söyledi. ABD ile Irak’ın istikrarsızlığını görüşmeye hazır olduklarını kaydeden Hamaney ‘‘Ancak eğer bu kurnaz Amerikalıların kabadayılık yapmaya devam edecekleri anlamına geliyorsa Irak konusunda ABD ile görüşmeler yasaklanacaktır’’ dedi. Hamaney, ABD’nin, nükleer programlarıyla ilgili olarak kendilerine gözdağı veremeyeceğini ve konunun BM Güvenlik Konseyi’ne taşınmasından korkmadıklarını da kaydetti. İngiltere’den gizli mektup Sawers’ın ABD’li, Fransız ve Alman meslektaşlarına ilettiği 16 Mart tarihli gizli mektubunda, ‘‘İranlılar, çok ciddi önlemlerin olasılık dahilinde olduğunu bilmelidir’’ ifadesini kullandığı bildirildi. BM Güvenlik Konseyi’nin önceki gün yapılması planlanan İran’ın nükleer çalışmalarının ele alınacağı toplantısı ertelenmişti. . İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerine son vermesini amaçlayan taslak, çalışmaların sürdürülmesi halinde alınacak tedbirleri içeriyor. BM Genel Sekreteri, Lübnanlı ve yabancı yargıçların görev yapmasını istiyor Annan’dan Hariri mahkemesi önerisi Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastıyla ilgili olarak Lübnanlı ve yabancı yargıçlardan oluşacak özel bir uluslararası mahkeme kurulmasını istedi. Annan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin talebiyle hazırladığı raporda, Lübnanlı yetkililerin, güvenlik gerekçesiyle böyle bir mahkemenin ülkede faaliyet gösteremeyeceği endişesini taşıdığını, konunun çok dikkatli ve geniş kapsamlı ele alınması gerektiğini belirtti. Özel mahkemenin Lübnanlı ve yabancı yargıçlardan oluşmasını tavsiye eden Annan, uluslararası bir mahkemenin maliyetinin yüksek olacağını, ancak Hariri ve diğerlerine yönelik ölümcül saldırıların ardındakilerin kovuşturulmasının, Lübnan’da kalıcı bir barışı sağlayacak koşullar için zemin sağlayacağını kaydetti. iz ay yıldızlı bayraklarımızı Ruslara karşı defalarca nasıl bir imanla dalgalandırmıştık. Gerçi savaşlar genellikle bizim yenilgimizle sonuçlanmıştı. Ama olsun... Asıl şimdi kazandık galiba. Bugün ay yıldızlı bayrağımız Moskova sokaklarında, Rus gençlerin tişörtlerinde... Belki Antalya’dan getirmişlerdir. Yalnızca geçen yıl 1 milyon 865 bin Rus turist ağırladık. Rusların en çok gittiği yabancı ülke Türkiye. Türkiye’ye gelen yabancılar arasında ise Ruslar, Almanlardan sonra iki numara. Terör, deprem, kuş gribi falan derken ‘‘en cesur turist’’ Ruslar belki de yakında lider olur... Ay yıldızlı tişörtler, son yıllarda Türkiye’ye duyulan sempatinin göstergesi. Zaman zaman Rusların organize ettiği, bizi de konuk olarak çağırdığı ‘‘Türk geceleri’’ oluyor Moskova’da. Şarkılarımız, göbek dansı, lokum... Tarkan en sevilen yabancı şarkıcılardan biri. Anlamını bilmeden de olsa, Rus gençler Türkçe şarkıların sözlerini mırıldanıyor. Zamanında Çalıkuşu SSCB’yi fethetmişti. Şimdi Tuncer Cücenoğlu’nun Çığ adlı oyunu kent kent dolaşıyor Rusya’yı. Mustafa Sandal, Anadolu Ateşi gibi adlar yaygınlaşıyor. Peki ya bizde durum nasıl? Çağdaş Rus kültürünün temsilcileri Türkiye’de ne kadar biliniyor? Rus filmleri, tiyatroları, baleleri, operaları ne kadar izleniyor acaba? Peki, Rus bayraklı tişörtlerle gezilir mi Türkiye’de?.. Ay Yıldızlı Ruslar B PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY elarus seçimleri sonrasında bazı Türk gazeteleri, Batılı yayınları örnek alarak yeni bir ‘‘kadife devrim’’ daha başlatmakta acele ettiler. Belarus petrol ve gaz hatları üzerinde yer alan küçük, ama stratejik önem taşıyan bir ülke. Rusya’nın en yakın ittifakı. İki devlet yıllardır tek bir konfederasyon çatısı altında birleşme planı yapıyor. Ama bu birleşmenin yakında gerçekleşmesi mümkün değil. Çünkü Rusya, Belarus’u fiilen bir eyaleti gibi görmeye eğilimli. Belarus lideri Lukaşenko’nun gözü ise çok yükseklerde. Son zamanlarda gaz fiyatı ve enerji hatları konusunda iki ülke yö[email protected] Kadife Devrimler Türkiye’nin Yararına mı? B Belarus lideri Lukaşenko, ülkesindeki cılız muhalefetin direnişini kolayca bastıracağından emin. Kitapsız ev, ruhsuz bedene benzer. n Marcus Tullius Çiçero çeşitli yöntemlerle Gürcistan ve Ukrayna’da ‘‘sıkı Amerikancı’’ liderlerin iktidara gelmesinde büyük rol oynadı. Kremlin bu ülkelerdeki ‘‘Rus etkisi’’ni güçlendirerek ve enerji silahını kullanarak karşı atağa geçti. Kırgızistan ise ayrı hikâye. Orada olup bitenler, büyük ölçüde etnikbölgesel anlaşmazlıkların sonucuydu ve yeni iktidarın politikalarında radikal değişiklik olmadı. ??? Bakanları açıkça ABD’den ücret alan Gürcistan, olası İran operasyonunda ve Karadeniz’in ABD gölü haline getirilmesinde aktif rol almaya can atıyor. Türkiye’nin de içinde olduğu bölge hassas dengeler üzerinde. Farklı devlet ve ittifaklardan birinin ölçüsüz biçimde ağır basması, bölgenin terazisini altüst ediyor. Irak krizi buna örnek. Şimdi ABD’nin sert ya da ‘‘kadife yumuşaklığında’’ yöntemlerle bölgemizi kuşatmasının ve Avrupa’nın denge ayarını kendine göre yapmasının, uzun vadede Türkiye’nin çıkarına olacağını düşünmek en hafif deyişle iyimserlik olur. Milliyetçi Gözyaşları Moda ‘‘Büyük adamlarda inevimli bir ilkokul sani zaaf’’ arayan halkıS öğrencisi İstiklal mızı da anlıyorum. Ama Marşı’nın sözlerini okurken ağlayıveriyor. Gözyaşlarında heyecan, ürperti, coşku... Bir toplantıda sözü bu çocuğa getiren Bülent Arınç (o cümleye kadar gayet sakin konuşurken) aniden ağlıyor, sesi titriyor. Anlaşılan bu sahneyi daha önce yaşamış, belleği nerede ağladığını iyi öğrenmiş... Ve salonda bir alkış tufanı kopuyor! Televizyonlar bu bölümü defalarca tekrarlıyor. Belli ki siyasilerin gözyaşları ‘‘reyting getiriyor’’. Yani reklam ve para kazandırıyor. Tayyip Erdoğan’ın gözyaşlarını da görmedik mi? Ondan önce başka devlet büyüklerinin? Tansu Hanım sıkça başvururdu bu yönteme... ??? Melike Demirağ’ın şarkısındaki gibi, ‘‘ağlamak ayıp değil, saklama gözyaşını’’. ‘‘Erkekler ağlamaz’’ tabusunun ekranlarda yıkılması da güzel. ben bu gözyaşlarına inanmıyorum. Çünkü ağlayanlar, halkın daha iyi bir yaşama kavuşması, ülkenin çağdaşlaşması görevini gerçekleştirirken bol kırıklı karneler getiren üst düzey memurlar. Bayrak, marş, ezan, Türklük... Bu kavramları bol keseden kullanarak ‘‘duygu show’’ düzenlemek yerine, herkes kendi işini sessizce ve hakkıyla yapsa, daha iyi olmaz mı? Böylesi daha düzeyli bir yurtseverlik değil mi? İşini iyi yapamıyorsa da kimse çıkıp ekranlarda zırıl zırıl ağlamasın! ??? Ama neylersin, hayatımız medyatik! Halk da gözyaşına bayılıyor. Bakın, ben bile bu satırları yazarken (siz okurların sorunlarını düşünüp) duygulandım. Gözlerim doldu. Bilgisayara uzanan ellerim titredi. Artık Cumhuriyet okuru, beni göklere çıkarmaz mı acep?.. timinin arası gerginleşmişti. Ama yine de dışarıya karşı, ardında bir dizi ekonomik, siyasi Çin’in Politikası Tanrı, huzuruna çıkan ABD, Rusya ve Çin liderleri Bush, Putin ve Hu Jintao’ya dileklerini sorar. Bush: ‘‘Rusya’nın haritadan silinmesi’’, der. Putin de ‘‘ABD’nin haritadan silinmesini’’ ister. Sıra Hu Jintao’ya gelmiştir: ‘‘Yüce Tanrım, ben her iki liderin isteğinin de gerçekleşmesini dilerim.’’ ve askeri çıkar gizlenen ‘‘Slav kardeşliği’’ ağır basıyor. Bu yüzden Kremlin, Lukaşenko’nun içteki otoriter yöntemlerinden ve dışa yönelik provokatif açıklamalarından usanmış da olsa, renk vermemeye çalışıyor. ??? Lukaşenko’yu ‘‘Avrupa’nın son diktatörü’’ ilan ederek hedef gösteren ABD ise Avrupalı müttefikleriyle birlikte Minsk’e yönelik ekonomik ve siyasi yaptırımları ağırlaştırıyor. ABD, Soros vakıfları da dahil CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle