Katalog

22 MART 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Okul dergisinde şeriat ‘Bazıları dinini yaşamaya çalışıyor, onlara engel olanlar da ‘Müslümanım’ diyor’ gibi ifadelerin bulunduğu derginin yazıişleri müdürü, emeğe saygı gerekçesiyle yazıları yayımlamakta sakınca görmediklerini söylüyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Karabağlar’daki bir ilköğretim okulunun çıkardığı ‘‘Bir Yudum Anadolu’’ adlı dergide, 6. sınıf öğrencilerinin yazdığı öne sürülen ‘‘şeriat övgülü’’ makalelere yer verildi. Okul yöneticileri ise öğrencilerin yazılarını ‘‘başka bir yerden’’ almış olabileceklerini, ancak yayımlamakta sakınca görmediklerini söyledi. Karabağlar’daki Seniha Mayda İlköğretim Okulu yöneticilerinin çıkardığı ve 1000 adet basıldığı belirtilen ‘‘Bir Yudum Anadolu’’ adlı dergide, Hazreti Muhammet’e seslenildiği savunulan yazılarda şeriat propagandası yapıldı. Okulun 6/F sınıfından B.N.O. adlı öğrencinin yazdığı belirtilen ve ‘‘Selamün aleyküm’’ diye başlayan ‘‘Âlemlerin efendisine selam olsun’’ başlıklı yazıda, ‘‘Ben senin ümmetinden olan B.N.O’yum. Öyle bir devirde yaşıyorum ki insanlar insanlıktan çıkmış, kimsenin kimseye güvenmediği bir devir. Bazıları dinini yaşamaya çalışıyor, onlara engel olan insanlar da ‘Elhamdülillah Müslümanım’ diyor. Biz İslamı bu şartlar altında ne derece güzel yaşarız bilmiyorum doğrusu. İleride bir meslek sahibi olmuş, okumuş, kültürlü bir genç olmak istiyorum. Fakat şimdiden dinimi yaşayıp hem mesleğimi yapabilecek miyim diye düşünmekten kendimi alamıyorum’’ ifadelerine yer verildi. GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Irak 2006 Bir süre önce yirmi kadar Amerikalı genç politikacı Türkiye’deydi. Hem bilgi ve görgülerini arttırmak hem de Türkiye’deki ‘‘imaj’’larını anlamak istiyorlardı. Çeşitli eyalet meclislerinde temsilci olan beyaz, siyah, kadın, erkek, otuz yaşın altında, politikacılar... Cumhuriyetçi Parti’den de Demokrat Parti’den de temsilciler vardı aralarında. Basın turuna çıkmışlardı. Doğal olarak Irak’a geldi konu. Bugünkü Amerikan hükümeti gibi, Irak’a demokrasi, barış ve insan hakları götürmek, teröre karşı mücadele etmek için bu ülkeyi işgal ettiklerine inanmışlardı. Ya da inandırılmışlardı. Ya da öyle inanmak gerektiğine inanıyorlardı. Ve Irak’ta işgal gününden beri başgösteren, giderek artan direnişi bir türlü anlamıyorlardı. Dünyanın en büyük askeri gücü nasıl olur da bu direnişle başa çıkamazdı? 19’uncu yüzyıl sömürgeciliğinin hortlatılması çabası bir yana... İşin siyasal, stratejik, tarihsel koşulları bir yana... Dengeler bir yana... Bildikleri ya da bilmedikleri ya da bilip bilmemezlikten geldikleri ama büyük olasılıkla umursamadıkları biriki şey hatırlatıldı kendilerine: ‘‘Bakın kardeşim, hiç büyük büyük değerlendirmelere gerek yok. Irak topraklarına ‘Böcekistan’a girer gibi girdiniz. O topraklarda, o kültürlerde evlere köpek sokulmaz. Siz, gece yarıları bile evlere köpeklerle girip arama yaptınız. Evlerimize köpek sokmayın dediler, önce kabul eder gibi yaptınız ama devam ettiniz. Adamların dini inançlarını, geleneklerini hiçe saydınız. Başka ne yaptınız? Silahlarınızın namlularını çocuklara doğrulttunuz. Yapmayın, etmeyin dediler, dinlemediniz. Başka ne yaptınız? Evleri, insanlar uyurken, kapıları kırarak bastınız. Korkutucu görünüşleriniz ve silahlarınızla, bağırıp çağırarak çoluk çocuğu yataklarından kaldırdınız. Kadınları, çocukları bir yana fırlatıp evin erkeğini yere yatırdınız. Sırtına, ensesine postallarınızla basıp ezdiniz. Çoluk çocuğunun gözleri önünde, çığlıkları arasında kafasına çuval geçirip, ellerini arkadan bantladınız, alıp meçhule götürdünüz. İnsanların onurunu ayaklar altına almak, ölümden daha kötü bir duygu olabilir. Sizde nasıldır bilemem ama, buralarda evin erkeğini çoluk çocuğunun gözleri önünde bu hale düşürürseniz, baştan çuvalladınız demektir.’’ Başka örneklere gerek var mı? Demek ki, hayatta en modern silahların, tepeden tırnağa uzaylı gibi giydirilmiş, çelik yelekli, siyah gözlüklü askerlerin yapamayacağı işler de varmış. Hele bu askerler, gözlerini hırs bürümüş, insandan, tarihten, coğrafyadan habersiz siyasetçilerin elindeyse... Irak’ın işgalinin üçüncü yılında durum ortada. Bush yönetimi ne kadar ‘‘Başarılıyız’’ derse desin, ‘‘büyük projesi’’nin daha ilk durağında batağa saplandı. Bunu artık aklı başında Amerikalılar da söylüyor. Amerika, Irak’ta aslında ‘‘İmdat’’ diye bağırıyor; ama şimdilik içinden. Çok geçmeden çığlığa dönüştüğünü duyarsanız, şaşırmayın. [email protected] Okullara ‘peygambere mektup’ daveti ALİ AYAROĞLU ZONGULDAK Zonguldak Milli Eğitim Müdürlüğü, akıl almaz uygulamalara imza atıyor. Okullarda ‘‘Peygamberimize Mektup Yarışması’’ düzenlenmesine izin veren müdürlük, pazar günü yapılacak ‘‘Hafızlık Yarışması’’na da her okuldan en az 5 öğrenci ve 1 öğretmenin katılması talimatını verdi. Zonguldak İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Duyar imzasıyla merkez ilçe ilköğretim, lise ve dengi okullara gönderilen yazıda pazar günü saat 13.00’te Genel Maden İş Sendikası Konfe rans Salonu’nda yapılacak hafızlık yarışmasına katılımın sağlanmasını istedi. 7529 sayılı yazıda, ‘‘Yarışmaya imam hatip liseleri meslek dersleri, diğer okullardaki din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmenleri 5’er öğrenci ile birlikte davetlidir. İlgilerinizi rica ederim. Mehmet Duyar. Müdür adına Merkez İlçe Şube Müdürü’’ ifadesi yer aldı. Milli Eğitim Müdürlüğü, ayrıca Çaycuma İşadamları Derneği’nce düzenlenen ‘‘Peygamberimize Mektup Yarışması’’na da destek verdi. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencileri arasında ayrı kategoride yapılacak yarışmayla ilgili dernek yetkilileri, Milli Eğitim Müdürü Harun Girgin’e yazı yazarak destek istediler. Girgin de talebi ‘‘İlköğretim ve ortaöğretim kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği’nin 22/E maddesi’’ne uygun bularak onay verdi. CHP İl Başkanı Ali Koçal, bu yarışmanın Milli Eğitim’in amaç ve ilkelerine uygun olmadığını vurgulayarak ‘‘Söz konusu madde Atatürk ilkeleri doğrultusunda etkinlik yapma ve yaptırmayı içermektedir. Burada yasa ve yönetmelikler ihlali vardır. Atatürk ilke ve devrimlerinin göz ardı edilerek böyle bir yarışmaya izin verilmesi üzüntü vericidir’’ dedi. ‘İNSANLAR DİNDEN SOĞUDU’ 6/C sınıfından F.S.’nin ‘‘Sevgili Peygamberim’’ diye başlayan yazısında da, insanların dinden soğudukları, ne yapacaklarını şaşırdıkları belirtildi. Yazıda, Danimarka’da yaşanan karikatür krizine isyan edildiği vurgulanırken şu görüşler de savunuldu: ‘‘Sizle aklıma takılan bir konuyu da paylaşmak istiyorum. Hani şu Amerikalılar, Japonlar, İngilizler var ya hani! Teknolojide, bilimde çok gelişmiş olan kimseler. Anlamıyorum teknolojide onca şeyleri icat edecek zekâya sahipler. Kendi dinlerinin mantıksızlığını, saçmalığını görmüyorlar mı? Cennetten arsa almak, parayla günah çıkarmak, bunların saçmalığını fark etmiyorlar mı? Ne yani, demek ki onlara göre parası olan cennetlik. Bunu çok düşündüm. Ama hâlâ anlamış değilim. Nasıl zekiler bunlar!’’ Derginin yazıişleri müdürlüğünü yapan Okul Müdür Yardımcısı Kadir Yılmazkan, ‘‘emeğe saygı’’ kapsamında yazım hataları dışında, yazılara müdahale etmemeyi tercih ettiklerini söyledi. Aynı dergide Atatürk’e, Attilâ İlhan’ın şiirlerine, eğitici bilgilere de yer verildiğini savunan Yılmazkan, ‘‘Öğrenciler Danimarka’da ortaya çıkan karikatür krizinden etkilenmişler. Kutlu Doğum Haftası’nın güncelliği nedeniyle de böyle bir yazı yazmışlar. Çevrelerindeki uyuşturucu, tiner bağımlılığı gibi olumsuzluklardan çok etkileniyorlar’’ dedi. Yılmazkan, ‘‘yazıların başkalarına ait olup olamayacağına’’ ilişkin sorularımızı ise ‘‘Bunu bir yerden çekmiş olabilirler. Bir dergiye yazı yazmış olmanın sevincini tatmalarını istediğimiz için müdahale etmedik’’ diye konuştu. Nâzım Hikmet, Orhan Veli, Edip Cansever, Ahmed Arif, Cahit Sıtkı Tarancı gibi şairlerin maskelerini takarak İstiklal Caddesi boyunca Tünel’e dek yürüyen şairler, ellerindeki karanfilleri ve şiir örneklerini yurttaşlara dağıttılar. Beyoğlu’nda şairler geçidi ‘‘Dünya Şiir Günü’’ İstiklal Caddesi’nde birçok şair ve yurttaşın katıldığı yürüyüşle kutlandı. TYS Başkanı Enver Ercan, şairin gücünün iktidarın gücü ile eşdeğer olduğunu belirterek ‘‘Biz bu gücü elimizden geldiği kadar halk için kullanacağız’’ dedi. Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) tarafından düzenlenen etkinliğe, aralarında İlhan Berk, küçük İskender, Nihat Ateş, Nevzat Çelik, Altay Öktem, Yusuf Uğur Uğurel ve çok sayıda şair katıldı. Arif Damar’ın yazdığı 21 Mart Şiir Bildirgesi’ni okuyan TYS Başkanı Enver Ercan, yıllardır salonlara kapatılmış şiirlerin artık sokaklara taşınması gerektiğini vurgulayarak ‘‘Şiir halkla daha fazla buluşmalıdır. Şairin gücü, iktidarın gücü ile eşdeğerdir. Ve biz bu gücü elimizden geldiği kadar halk için kullanacağız’’ dedi. (EMEL KILIÇ/BARIŞ MUMYAKMAZ) Köftecide kanlı kavga: 2 ölü ? MANİSA (AA) Manisa Alaybey Mahallesi Hürriyet Caddesi’nde köfteci dükkânı işleten Recep Durmaz (29) ile işyerine gelen Etem Artürk (32) ve Fevzi Karabaş arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın ardından işyerinden ayrılan Artürk ve Karabaş, bir süre sonra arkadaşları Zafer T. ve Barış T. ile tekrar köfteci dükkânına geldi. Yeniden başlayan tartışma, silahlı kavgaya dönüştü. Kavgada Durmaz, Artürk ve Karabaş çeşitli yerlerinden yaralandı. Olay sırasında seken kurşunlardan biri yoldan geçen 59 yaşındaki Sevim Şengül’ün kafasına isabet etti. Hastaneye kaldırılan Durmaz ile Artürk kurtarılamadı. Bolu F Tipi’nde cezasını çeken Bülent Barmaksız’ın avukatı uygulamanın insan haklarına aykırı olduğunu söyledi Tedavi masrafları geri ödenecek HİLAL KÖSE Üniversitede ülkücü saldırısı ? İstanbul Haber Servisi Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde geçen günlerde iki kız öğrenci, kendilerini ülkücü olarak adlandıran on beş sağ görüşlü öğrencinin sözlü ve fiziksel saldırısına uğradı. Saldırıya uğrayan öğrenciler, kendi okudukları bölümde ‘‘Newroz’’ yazılı afişlerin olduğunu belirterek ‘‘Ülkücü gruptakiler afişi oraya bizim astığımızı düşündüler. Ve bize tokat atarak, sözlü tacizde bulundular. Üniversite yönetimine bir dilekçe verdik ama sonuç alacağımızı düşünmüyoruz’’ dediler. F tipi cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülere yönelik keyfi uygulamalardan birine daha mahkeme kararı ile son verildi. Bolu F Tipi Cezaevi’nde hükümlü bulunan Bülent Barmaksız’dan alınan ilaç paraları yasal faiziyle birlikte geri ödenecek. Bülent Barmaksız, Bolu F Tipi Cezaevi idaresinin, kullanması zorunlu ilaçları vermediğini belirterek Ankara 3. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. 19 Aralık 2000 operasyonları sonrasında Bolu’ya sevk edilen Barmaksız, yalnızca F tipi cezaevlerinde olan bu uygulamanın ip talini istedi. Barmaksız’ın avukatı Gülizar Tuncer, müvekkilinin 8 yıla yakın bir süredir cezaevinde olduğunu, hem Terörle Mücadele Şubesi’nde yapılan işkenceler hem de cezaevi koşulları nedeniyle sürekli sağlık problemleri yaşadığını kaydetti. Barmaksız’ın bu nedenle sıklıkla revire kaldırıldığını dile getiren Tuncer, ‘‘Özellikle geçmişten kalma zatürree, tüberküloz ve son dönemde yakalandığı faranjit gibi hastalıkları nedeniyle uzun süreli tedavilere ihtiyaç duymaktadır’’ dedi. Bolu Devlet Hastanesi ve Ankara Numune Hastanesi’ne götürülen Barmaksız’a çeşitli ilaçların verildiğini kaydeden Tuncer, cezaevi idaresinin hükümlü olarak tutulan müvekkiline iyileşmesi için gerekli ilaçları temin etmediğini belirtti. Bu ilaçlara yapılan harcamaların, ailesinin kantin ihtiyaçları için yatırdığı paradan karşılandığını ifade eden Tuncer, ‘‘Bolu’da bulunan harhangi bir eczaneden satın alınan ilaçların parası sürekli müvekkilimden alınmaktadır. Bu nedenle müvekkilim ilaç dışındaki diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır’’ diye konuştu. Adalet Bakanlığı’nın genelgesinde, cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin muayene, tetkik ve tedavilerinin ücretsiz yapılması gerek tiğinin bildirildiğini kaydeden Tuncer, F tipi cezaevlerinde tedavi kapsamındaki ilaçlar için hastalardan para istenmesinin yasalara ve insan haklarına aykırı olduğunu vurguladı. Mahpus haklarıyla ilgili tüm uluslararası sözleşmelerin de çiğnendiğini savunan Tuncer, ‘‘Bu uygulamanın yalnızca F tiplerindeki siyasi hükümlülere yönelik olması anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni de (AİHS) ihlal etmiştir. Müvekkilim birkaç ay önce Bolu’dan İzmir Kırklar F Tipi’ne sevk edilmiştir. Aynı uygulama genel anlamda bütün F tipi cezaevlerinde sürdüğü için bu hukuk dışı uygulamanın sona erdirilmesini talep ediyoruz’’ diye konuştu. Çocuk pornocularına tutuklama ? İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) İzmir polisinin üç ay süren çalışması sonucu, erkek çocukları zengin erkeklerle para karşılığı cinsel ilişkiye zorladıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 10 kişinin emniyetteki sorgusu tamamlandı. Adliyeye sevk edilen zanlılardan 7’si çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı, 3 kişi ise serbest bırakıldı. Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran, aralarında sokakta yaşayanların da bulunduğu çocuklar, kendilerini kandıran bir şebeke tarafından çıplak fotoğraf ve görüntülerinin çekildiğini anlatmış, bunun üzerine operasyon başlatılmıştı. Zanlıların ev ve işyerlerinde yapılan aramada, çok sayıda pornografik görüntü bulunmuştu. MİNİBÜS YAYALARIN ARASINA GİRDİ: 4 ÖLÜ TRABZON (Cumhuriyet) Trabzon’un HavalimanıPolis Okulu kavşağında bir minibüs, sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu yol kenarında yürüyen vatandaşların arasına girdi. Kazada 4 kişi yaşamını yitirirken bir kişi de ağır yaralandı. Kazada Şehriye Karaoğlu, Ali İbuk (70) ve Fırat İbuk ile Aysel Özer yaşamını kaybetti. Yaralanan Cihan Özer (63) de Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Olay yerine gelen jandarma ve polis ekipleri uzun süre yaralı bir çocuğu aradı. Çevredeki vatandaşlar ise minibüsün şoförüne tepki gösterdiler. Yurttaşlar, kazanın olduğu yere üst geçit yapılmasını istediklerini belirterek bir süre yolu trafiğe kapattılar. Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz tarafından ikna edilen grup, yaklaşık 15 dakika süren eylemin ardından dağıldılar. Şoför Sabri Selim’in gözaltına alındığı bildirildi. CARGILL’DE YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI BURSA (Cumhuriyet) Danıştay 10. Dairesi, İznik Gölü havzasına, aleyhindeki yargı kararlarına karşın kurulan Cargill Mısır İşleme Tesisi arazisinin ‘‘Özel Endüstri Bölgesi’’ ilan edilmesiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. Danıştay 1. Dairesi de Cargill hakkındaki yargı kararlarını uygulamaması nedeniyle eski Bursa, halen İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal hakkında İçişleri Bakanlığı’nca soruşturma izni verilmemesi kararını kaldırdı. Böylelikle Köksal’ın yargılanmasının yolu açıldı. Cargill’den yapılan açıklamada, ‘‘Kararın tebliğ edilmesiyle Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na Başbakanlık yanında müdahil olarak temyiz başvurusunda bulunacaktır.’’ denildi. Kararı değerlendiren eski DSP milletvekili ve Bursa Barosu Çevre Hukuku Komisyonu üyesi avukat Ali Arabacı ise ‘‘Son karar, Türkiye’nin parsellenmesi, hukuk dışı yatırımlara ayrıcalıklı kararlar üreten anlayışın da durdurulması özelliğindedir” dedi. En yüksek 3’üncü şelale bulundu ? Haber Merkezi Bir Alman kâşifin Peru’nun balta girmemiş ormanları içinde 2002 yılında gerçekleştirdiği gezi, eşi bulunmaz bir keşifle son buldu. Peru’nun Amazonas bölgesinde tek başına keşfe çıkan Stefan Ziemendorff, dünyanın en yüksek 3. şelalesini keşfetti. Ziemendorff, geçen günlerde bir grup gazeteciyi ve kameramanı bu doğa harikasına ulaştırdı. Gazetecilerden oluşan ekip çetin bir coğrafyada günler süren zorlu yolculuğun ardından kendilerini 771 metre yükseklikten dökülen şelalenin karşısında buldu. Gazeteciler eşine az rastlanır bu doğa harikasını ilk görenler arasında olmanın keyfini şelaleyi uzun uzun görüntüleyerek çıkardılar. 39 aile Kızılay çadırında Edirne’de, nehir taşkınları nedeniyle evleri su altında kalan 39 aile, Kızılay’ın kurduğu çadırlarda yaşamaya başladı. Karaağaç Mahallesi Muhtarı Agah Korkan, nehir taşkınlarında mahallede evleri zarar gören ve bir süredir Mustafa Necati İlköğretim Okulu’nda barınan vatandaşların Kızılay tarafından kurulan çadırlara taşındığını bildirdi. Kızılay tarafından 50 çadır kurulduğunu ve okulda kalan 49 aileden 39’unun çadırlara yerleştiğini ifade eden Korkan, çadırda kalanlara yatak, battaniye ile katalitik soba dağıtıldığını söyledi. (AA) CUMHURİYET 03 K