27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2006 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI S S PB PB Y Y Y Y B 10 15 14 13 17 17 19 19 12 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B PB PB PB S B B S B 10 13 10 10 11 12 13 5 19 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B K K K 19 18 14 16 11 12 5 3 1 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Tüm yurtta parçalı bulutlu, Güney Ege kıyıları, Doğu Karadeniz’in doğusu ve Doğu Anadolu’nun doğusu yağışlı geçecek. Yağışlar, Güney Ege kıyıları ile Doğu Karadeniz’in doğu kıyılarında yağmur ve sağanak diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K Y PB PB PB PB PB 2 3 0 9 8 8 13 10 14 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB Y PB Y PB Y Y PB 7 13 14 12 14 11 15 16 14 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm K PB PB PB Y B K PB Y 1 26 4 24 9 17 2 26 20 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu AÇI MÜMTAZ SOYSAL Eğitim BirSen’in düzenlediği yarışmanın ödül törenine türbanlı öğrenciler katıldı GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Sorun Ne? ACABA sorun, Merkez Bankası’na başkanlık edecek kişinin türbanlı bir hanımla evli olup olmadığı mıdır? Sayın Cumhurbaşkanı, o saygıdeğer hanımın başını örtüp örtmediğini mi araştırmakta günlerdir? Bunun gibi, bir askeri garnizon içindeki anaokuluna giden öğretmenin başını örterek işe gelişi miydi sorun? Medyanın büyük çoğunluğu hâlâ niçin böyle yansıtmakta o sorunu? orun, elbette bu değil. Türban sadece bir simge. Başbakan da Merkez Bankası’nın başına geçecek kişiyi asıl sıradaki adaylar arasından seçerken herhalde eşinin türbanına bakarak karar vermemiştir. Tercih, belirli bir zihniyetteki kimseleri bürokrasinin kilit noktalarına getirme tercihidir. Onların meslekleri için gerçekten donanımlı olup olmayışlarından daha çok, bu ölçütün öne çıktığı artık besbelli. Bütün kurumlarını ele geçirip Cumhuriyeti başka bir şeye dönüştürme girişimiyle karşı karşıyayız. Alınan mesafe de ortada. Girişimin sahipleri, çok tartışmalı bir seçim sisteminde halk yığınlarının ancak dörtte bir oyuyla iktidara gelmiş olduklarına aldırış etmeksizin, ‘‘Ulusal egemenlik adına her şeyi yapmaya yetkili oldukları” inancındalar. Tıpkı, 27 Mayıs 1960 öncesindeki Demokrat Parti iktidarının, illerdeki tek oyluk farkın bile bütün milletvekilliklerini kendilerine veren bir seçim sistemiyle kazandıkları ezici Meclis çoğunluğuna bakıp o çoğunluğu ‘‘milletin yegâne ve hakiki mümessili’’ sayışları gibi. Zamanın anayasasında bu deyim vardı ama, iktidar için değil, Millet Meclisi için kullanılmış bir deyimdi o. Şimdiki anayasa, bırakın iktidar çoğunluğunu, Meclis’e bile böyle bir nitelik tanımadığı gibi, Anayasa Mahkemesi başta, ulus egemenliğine dayanan başka organlar da var artık. ukuksal durum böyleyken, şimdiki iktidar sahiplerinin ‘‘Cumhuriyeti başka bir şeye dönüştürme’’ diye özetlenebilecek devasa bir işe kalkışmaları gerçekten son derece tehlikeli bir girişim. ‘‘Türbanlı eş’’ simgesi, görünüşteki sıradanlığına ve masumluğuna karşın, derin patlamalara yol açabilir. Bu girişim boyunca sorumlularca edilen yatıştırıcı ve Cumhuriyete bağlılık ifade edici sözler tehlikenin niteliğini örtbas edemez. Ampul resmi, gerisindeki belirsizliği aydınlatmaya yetmiyor. Unutmayalım ki, Cumhuriyete geçişin hemen ardından 1924’te, bu rejim karşıtlarınca kurulan ‘‘fırka’’nın tabelasında da ‘‘cumhuriyet’’ diye bir ‘‘isim’’ ve ‘‘terakkiperver’’ gibi ilericilik bildiren bir ‘‘sıfat’’ vardı. O partinin akıbetini ve ‘‘Takriri Sükun’’ yasasının nelere yol açtığını merak edenler tarih kitaplarına bakmalıdırlar. Atatürk’süz Çanakkale İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim BirSen) İzmir Şubesi tarafından düzenlenen ‘‘Şehide Mektup’’ yarışması törenine türbanlı öğrencilerin katıldığı, Atatürk’ün Çanakkale Savaşları’ndaki rolünden bahsedilmediği belirtildi. Törene katılan Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın, öğrencilerin türban takmasına ilişkin sorulara, ‘‘Öğrenciler, sanırım okul dışı bir etkinlik olarak değerlendirdiler’’ yanıtını verdiği öğrenildi. Çanakkale’deki 250 bin şehide gönderilen temsili mektupların ödüllendirildiği İzmir Kız Lisesi’ndeki törene Özel Fatih İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi R. S. ile Bergama Anadolu İmam Hatip Lisesi 10. sınıf öğrencisi N. C’nin türbanla katıldığı belirtildi. Törende, Aydın’ın konuşması dışında ödül alan mektuplarda ve sendika yöneticilerinin konuşmalarında Atatürk’ün Çanakkale Savaşları’ndaki rolünden bahsedilmediği bildirildi. Aydın’ın yanı sıra İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, Konak Kaymakamı Ali Muhsin Nakiboğlu’nun da törende yer aldığı açıklandı. S ‘Kıyafet yasağı kaldırılsın’ İzmir Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan değerlendirme yapmayacağını belirtirken Eğitim BirSen İzmir Şube Başkanı Abdurrahim Şenocak, törene katılımda öğrencilerin kıyafet zorunluluğu bulunmadığını kaydetti. Konuşmalarda Atatürk’e yer verilmemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını kaydeden Şenocak, ‘‘Törene katılan öğrencilere kıyafet zorunlu tutulmadı. Törende selamlama yaptıktan sonra sözü Bakanımız’a bıraktım. Çanakkale ve Atatürk üzerine bir konuşma yaptı. Ayrıca sendika olarak kılık kıyafet yasasının kaldırılmasını istiyoruz’’ dedi. H İstanbul’daki Nevruz kutlamasına on binlerce kişi katıldı. (üstte) İzmir’de polis noktasında yapılan aramalarda 19 adet molotofkokteyli bulundu. (VEDAT ARIK / AA) Nevruz, PKK gösterisine dönüştü Yurt Haberleri Servisi Nevruz nedeniyle binlerce kişi meydanları doldurdu. Güneydoğu’daki kutlamalar PKK’nin gövde gösterisine dönüşürken Şanlıurfa’da Abdullah Öcalan lehine slogan atan gruba polis müdahale etti. Mersin’de katılımcıların iç çamaşırları ve ayakkabılarının aranması tepki çekti. İzmir’de bir grup, polisle çatıştı. İSTANBUL: Demokratik Toplum Partisi (DTP) İl Örgütü tarafından düzenlenen, DİSK ve bazı siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri tarafından desteklenen Zeytinburnu Kazlıçeşme Meydanı’ndaki kutlamaya on binlerce kişi katıldı. ‘‘Bölünme değil özgürce bir arada yaşamak istiyoruz’’ sloganıyla düzenlenen mitingde ‘‘eşit, özgür ve demokratik toplum’’ istemleri dile getirildi. Feshedilen DEHAP’ın Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da yaptığı konuşmayla alandakilerin Nevruz bayramını kutladı. DTP İstanbul İl Başkanı Doğan Erbaş da bir konuşma yaptı. ‘‘Savaşa hayır’’ ve ‘‘Yaşasın Nevruz’’ yazılı Türkçe ve Kürtçe dövizlerin taşındığı mitingde, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın fotoğrafları taşınarak Öcalan lehine sloganlar atıldı. Şarkı ve türküler eşliğinde halaylar çekildi. Miting için alınan güvenlik önlemleri çerçevesinde 4 bin 500 polis görev yaptı. Ayrıca 500 jandarma ve 1000 asker hazır bekletildi. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın mitingi Mobil Entegrasyon Sistemi (MOBESE) mobil aracı içinde kamera takip sistemiyle izlediği belirtildi. Kazlıçeşme Meydanı’na yerleştirilen MOBESE bağlantılı 3 ayrı kamera sistemi ve bir mobil araçla da miting takip edildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde Vali Yardımcısı Ergün Güngör başkanlığında oluşturulan kriz merkezi gelişmeleri izledi. ŞANLIURFA: Haleplibahçe Fuar Alanı’nda organize edilen kutlamalarda Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile örgütün üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan’ın kız kardeşi Adile ile Hazal Karayılan, protokolün ön sıralarında yer aldı. Binlerce kişinin katıldığı kutlamalarda konuşan eski DEP milletvekili Selim Sadak, tüm yurttaşların ve özellikle de Abdullah Öcalan’ın Nevruz bayramını kutladığını vurguladı. Alandan çıkan 100 kişilik grup Öcalan lehine sloganlar atarak DTP İl Örgütü’ne doğru yürüyüşe geçti. Polisin müdahale ettiği gruptan 3 kişi yaralandı, 2’si kadın 27 kişi gözaltına alındı. İZMİR: Nevruz kutlamalarında göstericiler polise taşla saldırdı, bazı vitrinlerin camını kırdı. Cumhuriyet Alanı’nda toplanan göstericiler Öcalan ve PKK lehine slogan attı. Arama noktasında 19 adet molotofkokteyli bulundu. ANKARA: Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi’nce Altınpark’ta düzenlenen şenlik düzenlendi. Abdi İpekçi Parkı’nda düzenlenen etkinlikte ise Öcalan’ın posterleri açıldı. Polisin uyarısını dikkate almayan göstericiler ile polis arasında gerginlik yaşandı. HAKKÂRİ: Nevruz nedeniyle önceki gece bazı mahallelerde ateşler yakıldı. Emniyet ekipleri bu mahallelerde geniş güvenlik önlemleri aldı. Biçer Mahallesi’nde yakılan ateşe müdahale eden polis memurları, ellerindeki söndürme tüplerinin boşalması nedeniyle başarılı olamadı. ŞIRNAK: Ömer Kabak Meydanı’nda binlerce kişinin katılımıyla kutlamalar düzenlendi. DTP yöneticilerinden Hatice Çoban, burada yaptığı konuşmada Öcalan’ın muhatap kabul edilmesi gerektiğini savundu. BATMAN: Festival Alanı’ndaki kutlamalara yağmura karşın binlerce kişi katıldı. Asrın Hukuk Bürosu’ndan Öcalan adına gönderilen bir de mesaj okundu. DİYARBAKIR: DTP Diyarbakır İl Başkanı Ahmet Cengiz ise herkesi 21 Mart’ta yapılacak Nevruz kutlamasına çağırdı. MARDİN: Kızıltepe ilçesinde bir araya gelen binlerce kişi önceki yıl 13 kurşunla öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz anısına saygı duruşunda bulundu. LİSTE NİSANDA AÇIKLANACAK 40 Türk oteli ilk 100’e girdi ÖZCAN YAŞAR adım adım hesaplanmıştı! O hesaba göre, bugünlerde Irak’ın tümüyle durulması, ülkeyi yeniden inşa programının tıkır tıkır işliyor olması gerekiyordu. Gelinen noktada görüyoruz ki, ABD her şeyi hesaplamış. Bir şeyi unutmuş: Halkı! Irak halkının işgali adeta kusması, direnişçilerin gücünü arttırmış görünüyor. ABD, Irak’ı işgal etti, ama hâkim olamadı. Artık işgalin yanında olan Iraklılar bile, bugün yaşananların iç savaş olduğunu kabul ediyor. İki yıl önce ‘‘Irak Bataklığında TürkAmerikan İlişkileri’’ kitabını yazarken, Irak’taki gelişmeleri dikkatle izleyip raporlaştıran güvenlik güçlerimizin çalışmalarından da yararlanmıştım. Hazırladıkları raporlara, kitapta yer verdim. Raporlarda, daha işgalin birinci yılı bile tamamlanmadan, görünümün iç savaş habercisi olduğu vurgulanıyordu. O çalışmaları yapanları kutlamak gerek. İşgalin üçüncü yılında genel görünüm şu: 100 binden fazla Iraklı yaşamını yitirdi. Birlikte yaşayan insanlar giderek düşmanlaşıyor. Elektrik, su gibi en temel gereksinimler bile karşılanamıyor. Ülke bölünmeye doğru gidiyor. ??? Yarın 21 Mart... Asya steplerinden Balkanlar’a kadar pek çok ülkede kutlanan ‘‘yeni gün’’, yani Nevruz... Nevruzlar ülkemizde, özellikle 90’lı yıllarda kutlamadan çok, kanlı gösterilerle anılıyordu. 2000’li yılların başında göreceli bir durulma yaşandı. Bu yıl yeniden gerginlik havası esiyor. Ankara, mart ayının başından beri tedirgin. Endişe verici beklenti şu: Terör örgütü bu yıl Nevruz’u, kitlesel gösteriler için kullanacak, gücünü gösterme zemini haline getirecek! Terör örgütünün amacı, hedefi bir yana, kimi kişi ve gruplar da Nevruz’u ‘‘ezilen halkların günü’’ olarak algılıyor ve ‘‘ona göre’’ kutlama yapıyor. ??? İşte Irak işgaliyle Nevruz kutlamalarını aynı yazının haritası içine almamızın nedeni, yukarıdaki son tümce! Geleneksel sözdür: Bir ülkeyi, bir kişiyi, birileri kurtarıcı olarak davet etmeye görsün, o kurtarıcıdan kurtulmak çok zordur! Siz bakmayın, ABD’nin, İngiltere’nin ‘‘Irak’tan her an çekilebiliriz’’ açıklamalarına... Şu andaki planları tutmamış olsa bile, bölgeye yönelik hedeflerine ulaşmadan Irak’tan ayrılmayacaklardır. Geçen günlerde İngiliz basınında şöyle bir haber yer aldı: ABD ve İngiltere petrol şirketlerinin Irak’tan 5 yılda elde etmeyi planladıkları petrol geliri 250 milyar doların üzerinde! Irak’ta kan ve petrol akmaya devam ediyor... Biz ülkemize dönelim... Türkiye’nin iç barışı her şeyden, ama her şeyden önemlidir. AB’den de ABD’den de önemlidir! Türkiye’de barış içinde yaşamak isteyenler, eğer düşüncelerinde samimi ise bu gerçeği göz ardı etmemeli. Bölgemizde kan akıtanlara, kanlı planlar yapanlara yuh olsun... Nevruz kutlu olsun! ankcum?cumhuriyet.com.tr EL KAİDE’NİN YÖNETİCİSİ Antalya’nın Kemer ilçesinde 24 Nisan tarihinde gerçekleştirilecek olan ‘‘2. TürkiyeAvrupa Turizm Zirvesi’’nde, dünyanın en iyi 100 oteli açıklanacak. AvrupaTürkiye Turizm İş Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner, en iyi 100 arasında Türkiye’den 40 otelin bulunduğunu söyledi. Hüseyin Baraner, zirveye, Avrupa’dan 300 büyük turizm grubu ve seyahat acentesinin temsilcilerinin katılacağını söyledi. Alman Seyahat Acenteleri ve Tur Operatörleri Birliği, Almanya Turizm Sektörü Federal Birliği Başkanı Klaus Laepple’nin de zirveye katılacağını bildiren Baraner, Laepple’nin, Almanya pazarında son durumu değerlendireceğini, Almanya’nın 2006 beklenti ve önerilerini anlatacağını kaydetti. Türkiye’den yaklaşık bin otel sahibinin Avrupalı turizmcilerle bir araya geleceğini anlatan Baraner, bu zirvenin, Türkiye’nin satışlarını da olumlu etkileyeceğini kaydetti. Zirvede, merkezi İsviçre’de bulunan Holiday Check tarafından milyonlarca turistin katılımıyla düzenlenen oylamanın sonuçlarına göre, dünyanın en iyi 100 otelinin de açıklanacağına değinen Baraner, en iyi 100 arasında Türkiye’den 40 otelin bulunduğunu söyledi. Kuş gribi ve karikatür krizleri nedeniyle yıl başından bu yana Türkiye’nin turizm satışlarının yavaş gittiğini de kaydeden Baraner, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, satışların artmasına yönelik çalışmalarının Avrupa’daki turizm piyasasında etkisini göstermeye başladığını ve rezervasyonlarda bir artış yaşandığını kaydetti. Sakka yargıç karşısına çıkıyor İstanbul Haber Servisi Terör örgütü El Kaide’nin üst düzey yöneticisi olduğu ve İstanbul’daki bombalı saldırıların finansörlüğünü yaptığı iddia edilen Louai Sakka, bugün hâkim karşısına çıkacak. Ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle haklarında dava açılan Louai Sakka ile Hamed Obysi’nin yargılanmasına İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. Sakka’nın, 1520 Kasım’da İstanbul’da yapılan bombalı intihar eylemlerinin fikrini ortaya attığı, eylem finansmanında kullanılan 150 bin doları El Kaide davası sanıklarına aktardığı belirtiliyor. Bombalama eylemlerinde bizzat Usame bin Ladin’le görüşerek Türkiye’de eylem yapma görevini aldığı ifade edilen iddianamede, Sakka’nın, Antalya’da İsrail yolcu gemilerine yönelik patlayıcı yüklü tekne ile büyük çaplı eylem gerçekleştirmek amacıyla patlayıcı madde yaptığı anlatılıyor. Sakka’nın, Antalya’daki eylemde kullanmak için 6 bin Avro’ya bir yat ile 350 bin dolara villa aldığı belirtilen iddianamede, bu eylem için denizde 25 metre derinliğe inebilen, saatte 34 km. hız yapabilen, kabarcık ve ses çıkarmayan akülü özel bir scooter aldığı da kaydediliyor. Ulusal ilaç pazarının yabancı tekellerin güdümünden kurtarılması gerektiği vurgulandı Türkiye ilaç tüketiminde birinci FATMA KOŞAR Bahçeli’den uyarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP lideri Devlet Bahçeli, yaklaşan Nevruz Bayramı nedeniyle tahrik ve provokasyonların olabileceğine işaret ederek terör örgütü PKK’nin siyasi yöntemlere yöneldiğine dikkat çekti. Bahçeli, ‘‘Türkiye’de etnik temelde bir ayrışma ve çatışma ortamı yaratmak için kanlı terör örgütü ve siyasi maşalarının izlediği stratejinin yeni ve ileri bir aşamasına gelindiğini gösteren işaretlerin her geçen gün arttığını’’ kaydetti. Türkiye, toplam sağlık harcamaları içinde başat konumda olan ve sağlık harcamalarının yarısına yakınını oluşturan ilaç harcamalarında dünya lideri oldu. Tıp Kurumu Derneği’nin 2005 rakamlarıyla yaptığı araştırma, bilinenin aksine ilaç harcamalarının ulusal gelire oranı bakımından Türkiye’nin dünyanın en büyük ilaç pazarı konumuna yükseldiğini gösterdi. Tıp Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Altınok ve Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer’in imzasını taşıyan araştırmada, özellikle SSK’nin avantajlı ilaç alım modelinin ‘‘Kamu İlaç Alımı Protokolü’’yle tasfiye edilmesinin ardından önemli bir artış olduğuna dikkat çekildi. Araştırmaya göre, Türkiye’de 2005 yılında üretici fiyatları baz alındığında eczane satışlarına göre kişi başı ilaç tüketimi 93 dolar. Aynı yıl üretici fiyatlarıyla kişi başı ilaç tüketimi, İtalya, İspanya ve İngiltere’de 250, Almanya’da 325, Fransa’da 375, Japonya’da 480, ABD’de de 670 dolar. Türkiye’nin kişi başı ilaç tüketimi Avrupa ülkeleri Japonya ve ABD ile karşılaştırıldığında düşük gibi görünüyor. Ancak kişi başı ilaç tüketimi Meksika’da 70, Arjantin’de 50, Brezilya’da da 40 dolar. Türkiye kişi başına çok daha fazla ilaç tüketmek le beraber ulusal gelire oranla bakıldığında dünyada birinci konumuna yerleşiyor. Araştırmaya göre, eczane pazarı 2004’te 6 katrilyon lira iken 2005’te 9 katrilyon liraoldu. 2006’da bu tutarın çok daha yüksek olması bekleniyor. Türkiye’de 2005 yılında tüketici fiyatlarıyla eczane pazarı ise yaklaşık 12 katrilyon lira. Hastane ilaç harcamaları buna dahil değil. Araştırmada, özellikle ulus ötesi ilaç şirketlerinin Türkiye’de ilaç tüketiminin düşük olduğunu savladığı ve AB, ABD ve Dünya Ticaret Örgütü gibi küresel güç odaklarının Türkiye’nin de arasında olduğu ülkelere patent, veri imtiyazıveri koruması gibi konularda ağır baskı uyguladığı anımsatıldı. Verilere göre, Türkiye’de üretici fiyatlarıyla ilaç tüketiminin ulusal gelire oranı her yıl hızlı bir artış gösterdi. Bu oran 1996’da 0.93 iken 2005’te 1.93’e çıktı. Türkiye’nin 2005 yılındaki ilaç ve eczacılık ürünleri ithalatı 3 milyar dolara yaklaştı. İhracatın ithalatı karşılama oranıysa yalnızca yüzde 8.5. Ulusötesi dev şirketler, Türk ilaç pazarının yüzde 65’ine hâkim ve her geçen yıl bu oran artıyor. Tıp Kurumu’na göre, ilaç pazarındaki bu bağımlılığı azaltmanın yolu, ulusal politikaların yaşama geçirilmesi. Araştırmada, şöyle denildi: ‘‘Bu politika ve stratejiler; ulusal çıkarlarımızı gözetmeli, ilaç üretimimizi teşvik etmeli, teknolojik yatırımları ve araştırma geliştirme etkinliklerini desteklemelidir. İlaçta kalite, fiyat ve pazarlama yönünden etkili bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır. Ulusal ilaç pazarımız yabancı tekellerin güdümünden kurtarılmalıdır. İlaca ayırdığımız kaynakların toplum sağlığımızın geliştirilmesinde akılcı bir biçimde yönlendirilebilmesi için etkin ve verimli kullanımı temel hedef olmalıdır.’’ ‘Demokrasi yok’ BERLİN (AA) İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Berlin’de düzenlenen ‘‘Talat Paşa 2006 Kurultayı’’nda yaptığı konuşmada, ‘‘Türkiye’de demokrasi yoktur, Bu hükümeti devirmek zorundayız’’ dedi. Konuşmasında katılımcılara ‘‘fedailer’’ şeklinde hitap eden Perinçek, ‘‘Alman devleti yürüyüşümüze karşı çıkmak için büyük çaba harcadı. ABD de bunların arasında. Bizim programımız, emperyalist güçlere karşı çıkmak amacıyla Atatürk devrimlerini tamamlamak, Türk milletini de bunun için tüm imkânlarla seferber etmektir’’ dedi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle