Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 MART 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Tema Halkın bir bölümünün başını kapatmayan kadından rahatsızlık duyduğuna ilişkin bir anketin açıklandığı gün TBMM Başkanı Bülent Arınç Ankara Hiltonsa Oteli’nde ‘‘Kıymetli olan gizlenir’’ temalı türban defilesini izlemeye gitmiş.Gizlenen tema gerçekten çok sırıtıyor: ‘‘Başı açık kadınlar kıymetsizdir!’’ Soru SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Emek Dediğin Emekli Olmaz ‘‘Esnek çalışma’’, düzenli olmayan, güvencesiz çalışma türünün süslenmiş püslenmiş ‘‘neo’’ adıydı ve İş Yasası ile işçilere armağan edilmişti. İşçiler kendilerine verilen armağanı açınca, içinden bir cafcaflı paket daha çıktığını gördüler: ‘‘Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı.’’ Türkİş, tasarıya ilişkin görüşlerini geçen hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na iletti ve işçilerin ellerine tutuşturulan paketin ne anlama geldiğini çok iyi bildiklerini sezdirdi: ‘‘Tasarının yaşlılık sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartlarını düzenleyen 28. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde, yaşlılık aylığını hak etmede öngörülen prim gün sayısı 9 bine, üçüncü fıkrasında kısmi aylık için 5400 güne yükseltilmiştir. Her ne kadar tasarının geçici 6. maddesinde prim gün sayısında artış için iki kademe öngörülmüşse de yapılan düzenleme ülkemiz çalışma hayatının koşullarına uygun düşmemektedir. Sosyal Sigortalar Kurumu’nun kayıtlarına göre prim ödeyen sigortalıların önemli bir oranı mevsimlik işlerde çalışarak yılda 90 ile 120 gün prim ödeyebilmektedir. İş Kanunu ile esnek çalışma usulleri kabul edildiğinden bir yılda kısmi prim ödeyen sigortalıların sayıları önemli ölçüde artacaktır. Prim gün sayısının tam aylıkta 9bin, kısmi aylıkta 5400’e yükseltilmesi bu nitelikteki sigortalıların emekli aylığından yararlanma haklarını ortadan kaldırmaktadır. Çalışma hayatında en düşük gelir düzeyinde olan bu kimselerin isteğe bağlı sigortaya primlerini ödeyerek gün sayılarını arttırmaları ise asla mümkün değildir. Tasarıda sosyal devlet ilkesi ile örtüşmeyen bu düzenlemenin kaldırılmasını gerekli görmekteyiz.’’ Esnetilmiş neososyal güvenlik reformunda emek dediğin emekli olur muymuş hiç... Şiir Mevsimi Cemrelerin hepsi düştü. Havaya da, suya da, toprağa da... Artık akşamlar erken abanmıyor üstümüze üstümüze... Tam da Oktay Rifat okuma zamanıdır: ‘‘Bezdik yüzlerini görmekten, gözlerine bakmaktan gece gündüz.’’ Ağaçlara su yürüdü, kocakarı soğuklarını bile atlattık, ama Oktay Rifat’ın dediği gibi: ‘‘Bıktık gölgelerinde yaşamaktan, kırıntılarıyla geçinmekten, / patlangaç kesekâğıtları gibi yozlaşmış sözler duymaktan.’’ Bozkır güzeli sarı çiğdemler açtı, biliyor musunuz? Şiir mevsimine girdik hem... Açın sandıkların kapağını, naftalin kokmasın sözcükler. Eğitimİş Trabzon Şube Başkanı Cevdet Öztürk’e göre memura ek ödeme yasa tasarısı ‘‘ekonomik’’ değil, ‘‘politik’’ öncelikler taşıyor. Örnek: Tasarının kabul edilmiş maddeleri arasında yer alan ve okul yöneticilerinin haftada 6 saat derse girmesini zorunlu tutan düzenleme. Eğitimciler Dikkat! ‘‘Bunun neresi politik?’’ demeyin, Cevdet Öztürk’e kulak verin: ‘‘Okulların bürokratik yükü nedeniyle gece geç saatlere değin çalışan okul yöneticilerine haftada 6 saat ders verdirmek, bir de o derse hazırlık yaptırmak, sınav sorularını ve cevaplarını belirletmek, sınav kâğıtlarını okutmak anlamına gelir ki, emekliliği gelmiş bir okul yöneticisinin bu yükün altına giremeyeceği ni her eğitim çalışanı çok iyi bilir. AKP iktidarının amacı, yönetici kadrolara değişik zorluklar çıkararak onları emekliliğe yöneltmek ve boşalan yerlere kendi yandaşlarını atamaktır. Bu düzenleme, eğitim alanındaki kadrolaşma hareketini zirveye taşıyacaktır.’’ Gensoru görüşmelerinden bir gün sonra. TBMM’de, bazı memur ve sözleşmeli personele ek ödeme yapılmasına ilişkin yasa tasarısı görüşülüyor. CHP’li İzzet Çetin, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a soru sormak üzere kürsüde: ‘‘Sayın Bakan, geçen aylarda, Kenya’da Maliye Bakanı, Murungi skandalına adı karıştığı için şerefli bir davranış göstererek istifa etti. Burada, hakkınızda üç gensoru görüşmesi yapıldı. Bunlar, bir bakıma, adli yargılama değildi. Bir mahkeme kararı olmayacak, aramadık burada. Siyasi etik açısından, siyasi ahlak ve tutarlılık açısından baktık konuya. Bu çerçevede olaya baktığımızda; hakkınızda skandal sayılabilecek onlarca iddia ve nüfuz ticareti yaptığınız ortada. Bu durumda, siz de şerefli bir davranışta bulunacak mısınız?’’ Hava geriliyor. AKP’li Şükrü Ünal, yerinden ‘‘Böyle soru mu olur?’’ diye bağırıyor. CHP’li Tuncay Ercenk de karşılık veriyor: ‘‘Soru işareti var sonunda. Soru işareti oldu mu, sorudur o.’’ Turhan Selçuk ve Syriana Hangi birini anlatsam? ‘‘Özgürlük Heykeli’’nin tacına takılıp kalan barış güvercininin çaresizliğini mi? Bir araya geldiklerinde koca bir balığa dönüşen ve büyük balığı yutan küçük balıkların gücünü mü? Balkabağı tarlasında yeşeren gericilerin ‘‘balkabağı kavuğu’’nu mu? Ultra modern gökdelenlerin tepesinden biten camileri mi? Yüzüne pancur çekilmiş, sırtına hurafe mavi boncuk iliştirilmiş kara çarşaflı kadınları mı? Yerlileri ateşte pişiren, yamyamlaşan uygarlığı mı? Turhan Selçuk’u tarife hacet yok. Ama karikatürlerinden bir kesiti toplu halde gördüğünüzde işte böyle tokat yemiş, cin çarpmış gibi oluyorsunuz. Her biri bir köşe yazısı, her biri sanat eseri! Tartışma götürmez bir fikir ve fırça hâkimiyeti, ustalık, özgünlük, oturmuşluk, netlik ve berraklık... Ne desem az. Görmelisiniz! Salı akşamı, serginin açılışına katılmıştım. Bir başıma, sonra sakin kafayla da görmek istedim. Selçuk’un karikatürlerini sergileyen galerinin (GArt) üstünde GMall sinemaları var. Syriana’ya bir bilet aldım. Ve filme girmeden önce bir kez daha sergiyi gezdim. Daha isabetli bir seçim olamazmış. George Clooney’e Oscar kazandıran film çünkü, Selçuk’un bize yıllardır anlattıklarını anlatıyor. Yamyamlaşan petrol devlerini, İslam kapitalizmini, yolsuzluk, yobazlık ve güçlerini birleştiremeyen biz küçük balıkların çaresizliğini anlatıyor Syriana... ‘Yolsuzluk kapitalizmin zırhıdır!’ Filmin mesajı şu: ‘‘Yolsuzluk mutlak ka pitalizmin güvencesi ve zırhıdır. Onu güvende tutan biricik dayanaktır!’’ Bu mesajın etrafına yobazlıkla uyutulan ve satın alınan petrodolar zengini Körfez ülkelerini; petrol şirketlerinin yönlendirdiği ABD dış politikaları ve CIA oyunlarını, suikastlarını serpiştirin. İçine petrol şirketleri yöneticileri, uzmanları ve avukatlarını; şeyhleri, şıhları, siyasetçileri, CIA ajanlarını ekleyin. Alın size Syriana... Biraz karışık mı oldu? Film karışık zaten. Senaryoda yer alan oyuncuların listesi, telefon rehberi gibi. Ancak verilen mesaj net: ‘‘Petrol bitiyor. ABD yolsuzluk, savaş, entrika dahil elindeki her türlü imkân ve aracı bu kaynağı elinde tutmak amacıyla seferber ediyor!’’ ‘‘Bunda bilmeyecek ne var?’’ da diyebilirsiniz. Ancak unutmayın ki bu bir Hollywood yapımı. Hollywood’dan uzun süredir böylesine keskin bir özeleştiri yükselmemişti. Başlı başına bu, Syriana’nın ilgi çekmesine yetiyor. Nitekim dün filmi izlediğim sinemada biletler iki saat öncesinden tükenmişti. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Kiracının kapıcılık yapması SORU: Biz kat malikleri olarak, sigortalı olarak çalışmakta olan bir kişiye katlardan birini kiraya verdik. Kendisiyle, kira karşılığında apartmanda oturanların servislerini yapmak koşulu ile kira sözleşmesi yaparak anlaştık. O dışarıda sigortalı olarak çalışmasını sürdürecek ve karısı ile birlikte bizlere de yardımcı olacaktı. Şimdi, ev hizmetlerine giden karısı ile kendisini kapıcı olarak çalıştırdığımızı ve kapıcı olarak haklarının verilmesini istemektedir. Oysa ki, biz ona oturduğu konutu kira karşılığında kendisinden ufak tefek işler görmesini için kiralamıştık. Kendisi başka bir işyerinde sigortalı olarak çalışmaktadır. Karısı da, değişik evlerde gündelikçi olarak temizlik işleri yapmaktadır.. Artan zamanlarında bize ufak tefek işlerde yardımcı olmaktalar. Onun kiracı olarak oturması ve kira karşılığı, bazı ufak işlerimizi karısı ile birlikte yapması, onu ve karısını kapıcı konumuna getirir mi? (Z.L.) YANIT: 4857 sayılı Yeni İş Yasası’nın 110. maddesi ile ‘‘Konut kapıcılarının özel çalışma koşulları’’, Konut Kapıcıları Yönetmeliği’ne bırakılmıştır. Konut Kapıcıları Yönetmeliği’nin 3. maddesinde ‘‘Konut Kapıcısı: Anataşınmazın bakımı, korunması, küçük çaptaki onarımı, ortak yerlerin ve döşemelerin bakımı, temizliği, bağımsız bölümlerde oturanların çarşı işlerinin görülmesi, güvenliklerinin sağlanması, kaloriferin yakılması ve bahçenin düzenlenmesi ve bakımı ve benzeri hizmetleri gören’’ kişi olarak tanımlanmıştır. Konut kapıcısının işvereni ise konutun maliki veya ortaklarıdır. Yönetmeliğin 7. maddesi, kapıcıların ‘‘Çalışma Süresi ve Ara Dinlenmesi’’ ile ilgilidir. ‘‘Çalışma süresi genel olarak haftalık 45 saattir. Bu süre çalışma biçimine göre sözleşme ile azaltılabilir. Ayrıca, İş Kanunu’nun 63. maddesindeki süreyi aksatmamak koşuluyla yoğunlaştırılmış çalışma ilişkisi de kurulabilir. Çalışma süresi, kapıcının işte geçirdiği zamandır. Kapıcı konutu tahsis edilmiş işyerinde çalışma biçimine göre günlük çalışma süresi en çok dörde bölünebilir. Ara dinlenmesi çalışma süresinden sayılmaz. Çalışma saatleri, yaz ve kış saat uygulamaları ve iklim şartları dikkate alınarak düzenlenebilir.’’ Yargı kararları, konuya bazı yönlerden açıklık getirmektedir. (*) ‘‘ÖZETİ: Davacı, kira ile apartman dairesinde oturmakla birlikte aynı apartmanın kapıcılık hizmetlerini de yerine getirdiğine göre aradaki ilişki hizmet akdine dayanır. Bu durumda, varsa İş Kanunu’ndan doğan hakların davacıya ödenmesi gerekir.’’ (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi, 18.12.1997 Tarih, 1997/ 17755 Esas ve 1997/21839 Karar (*) ‘‘ÖZETİ: Kapıcı dairesinde kira karşılığı oturan kişi, aynı zamanda oturduğu apartmanın kapıcılık hizmetini de görüyorsa, bu kişi ile apartman yönetimi arasında hizmet ilişkisinin bulunduğunu kabul etmek gerekir.’’ (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 3.3.1999 Tarih, 1999/3204 Esas, 1999/3964 Karar) (*) ‘‘ÖZETİ: Apartmanın kalorifer, temizlik ve alışveriş işlerini kadın bizzat yaptığına göre, kamu işyerinde memur olarak çalışan kocanın apartmanda kapıcı olarak gösterilmesi ve kadının sigortalı yapılmaması kanuna uygun değildir.’’ (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 7.4.1997 Tarih, 1997/2387 Esas, 1997/2444 Karar) (*) ‘‘ÖZETİ: Apartman yönetimi ile dairesiyle ilgili bir kira sözleşmesi olsa dahi, apartmanın kapıcılık hizmetlerini gören kadın ile apartman yönetimi arasında hizmet ilişkisinin bulunduğunun kabulü gerekir.’’ (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 14.3. 2001 Tarih, 2001/9125 Esas, 2001/227 Karar) (*) ‘‘ÖZETİ: Kapıcılık sözleşmesi koca ile yapıldığına, ücretler de makbuz karşılığında kocaya ödendiğine göre, konutun kapıcısı kocadır. Kadının kapıcılık hizmetlerinde kocasına yardım etmesi ve apartman maliklerinin bu duruma itiraz etmemesi taraflar arasında fiili hizmet akdi ilişkisinin varlığını göstermez.’’ (Hukuk Genel Kurulu, 14.2.1990 Tarih, 1989/9713 Esas, 1990/73 Karar) (**) ‘‘ÖZET: Konut kalorifersiz ve kapıcı tüm çalışmasını konut işverenine hasretmemişse, kapıcılık işi İş Kanunu kapsamı dışında kalır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 4.6.1981 Esas, 7780 Karar) (**) ‘‘ÖZET: Davacının; kendisine gösterilen kapıcı dairesinde oturmakla beraber davalının ev hizmetlerinde çalıştığı bunun yanında başkalarının ev hizmetlerine de gündelikçi olarak gittiği, bu durumda kapıcı olmayıp, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesindeki istisnalar kısmında yer alan (ev hizmetlerinde çalışan) bir kimse olduğu anlaşılmaktadır.’’ Kaynaklar : 1) (*) Lebib Yalkın Yayımları: Yüksek Mahkeme Kararları 2)(**) Mustafa ÇENBERCİ: İş Kanunu Şerhi, 1986, sayfa 217 Büyük Ortadoğu Projesinin kod adı Syriana, ABD dış politika uzmanlarının güç oyunları ve senaryolar üzerinden Ortadoğu’yu ‘‘yeniden düzenleme projesine’’ verdikleri admış. Syriana, ‘‘Büyük Ortadoğu Projesi’’nin kodadı başka deyişle.. ABD ve petrol şirketlerinin, Ortadoğu üzerindeki hâkimiyet savaşında devreye giren yeni unsur kuralsızlığın ve pervasızlığın tavan yaptığı ‘‘globalleşme’’ oluyor. Bu globalleşmenin bir yanı çölde yükselen Körfez’deki ‘‘yeni Dubai kapitalizmine’’; bir yanı ‘‘vahşi BatıTeksasWashington’’a uzanıyor. Ortadoğu ile ABD arasında sürekli gidip gelen film; bu iki vahşi uç arasında iç içe geçen hikâyelerden örülü. Filmin içinde en az altı ayrı hikâye var: Alavere dalavere üzerinden birleşen iki Amerikan petrol şirketi; bu petrol şirketlerinin kuklası olan bir ‘‘Emir’’, ‘‘kukla olmayı ret eden’’ Emir’in ilerici kardeşi, ‘‘ilerici kardeş Emir’’ için suikast hazırlayan CIA ajanı (George Clooney), ‘‘Emir’’in Amerikalı danışmanı (Matt Damon) ve Körfez’deki bu yeni kapitalizmin beslediği kamikaze kültürü... Globalizmin yeni esaret şartlarında çalışan, başkaldırıyı ‘‘cihatta’’ bulan gençler... Film ilginç, hareketli, iyi çekilmiş, iyi oynanmış... ama biraz fazla dolu. Filmi çekmeden önce ünlü Ortadoğu uzmanı Seymour Hersh’le uzun mülakatlar yapan, iki yıl bölgeyi dolaşan yönetmen Stephen Gaghan birbiriyle bağlantılı altı ayrı hikâyeyi, tek bir filme sığdırmaya çalışmış. Seyrederken bu yüzden zorlanıyorsunuz. Gene de izleyin derim. Önce Selçuk’un karikatürlerini görün, sonra Syriana’yı... HARBİ SEMİH POROY BULMACA HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hayatepik?mynet.com SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 20 Mart www.mumtazarikan.com 2003/609 Davacı Zehra Ünal vekili tarafından davalı Akın Ünal aleyhine açılan Boşanma davasında Mahkememizden verilen 8.11.2005 tarih ve 2003/609 Esas, 2005/698 karar sayılı karar uyarınca; Açılan davanın KABULÜNE, Düzce, Akçakoca, Dilaver C.21, H.19, BSN 28’de nüfusa kayıtlı bulunan TARAFLARIN BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocuk Kaan Ünal’ın velayetinin davacı anne Zehra Ünal’a VERİLMESİNE, Her ayın 2 ve 4. haftaları Pazar günleri ile dini bayramların 2. günü 10.0017.00 saatleri arasında, ayrıca her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 10.00’dan 15. günü saat 17.00’ye kadar davalı Akın Ünal’ın çocuğu ile gerek görüşmek, gerekse yanına almak suretiyle davalı ile küçük çocuğu Kaan Ünal arasında KİŞİSEL İLİŞKİ TESİSİNE, Dava tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar tarafların müşterek çocukları Kaan Ünal için aylık 100.YTL (100.000.000 TL) tedbir nafakasının davalıdan alınarak küçük çocuğuna, velayeten davacı Zehra Ünal’a VERİLMESİNE, Kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 125.YTL (125.000.000 TL) iştirak nafakasının davalıdan alınarak, küçüğe velayeten davacı Zehra Ünal’a VERİLMESİNE karar verilmiş olup, davalı Postacı Sokak, Gülistan Sitesi, Gülistan Apt. No: 5 D. 3, Acıbadem ve Alanaldı Caddesi, Altay Sokak 25/15 Bostancı adresinde ikamet eden AKIN ÜNAL’ın, ilanın yayınlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ edileceği, yasal 15 günlük süre içerisinde karara itiraz edebileceği, aksi halde kararın bu haliyle kesinleşeceği, karar tebliği yerine geçmek üzere ilanan tebliğ olunur. 22.12.2005 Basın: 10924 ÜSKÜDAR 1. AİLE MAHKEMESİ’NDEN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Ksilofona benzeyen ve 1 tokmaklarla 2 çalınan bir 3 Afrika çalgısı. 2/ Birkaç 4 renkli iplikten 5 yapılmış do 6 kuma... Bü7 yük demiryolu durağı. 3/ 8 Bir nota... Ge 9 mi demirinin 1 2 3 4 5 6 7 8 9 zincirini denize verme. 4/ ‘‘Hayat zaman 1 M Ü Ş R E F İ Y E E L AM da bırakmaz / Bir 2 İ D E A ÖN E Z E boşluğa düşersin bir 3 D E V F L İ T boşluktan’’ (Attilâ İl 4 A B K İ B E han)... Kazı yeri. 5/ 5 S A K İ A R A S İ S Elektrik direnç biri 6 E D E mi... Algılanan nes 7 K A P U Z nelerin temel niteliği. 8 A K O Z A D EM 6/ Bir yarışın başlama 9 M Ü K E B B İ R E anı... Tuzak, kapan. 7/ Önemli tarihsel olgu... Taş dibek. 8/ Enis Batur’un bir şiir kitabı... ‘‘ olmayan neyler ayinei mücellâ’’ (Şeyhülislam Yahya). 9/ Bahçelerde yazın oturulmak için yapılan kafes biçiminde süslü çardak. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ File benzeyen, soyu tükenmiş iri hayvan. 2/ Dört Halife’nin sonuncusu... Duvar örülürken büyük taşların arasına konulan ufak taşlar. 3/ Eski Mısır’da güneş tanrısı... Afrika’da yaşayan zarif görünümü ve güçlü sıçrayışıyla tanınan antilop. 4/ Az sözle çok şey anlatma... ‘‘İsmet ’’: Oyuncumuz. 5/ Konya ilinde bir baraj... Tümör... Asaf Halet Çelebi’nin bir şiir kitabı. 6/ Temel, esas... Kale duvarı. 7/ Açık alanlardan ve kalabalık yerlerden duyulan korku. 8/ Reşat Nuri Güntekin’in bir romanı. 9/ Cerahat... ‘‘Destbusu arzusuyla ölürsem dostlar / eylen toprağım sunun anınla yâre su’’ (Fuzuli). CUMHURİYET 17 K