11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MART 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr ALLEGRO EVİN İLYASOĞLU 15 İşadamlarına şeflik çağrısı Hemen her gün elektronik posta kutuma müzik öğrencilerinden burs yardımı için istekler gelir. Kimini gözlerim sulanarak okurum: Yurtdışında okurken bursu kesilenler, çok özel bir okulun sınavını kazanıp parası çıkışmayanlar, patates soyarak, bulaşık yıkayarak yaşamını sürdürmeye çalışanlar... Ve hep bir düş kurarım: Keşke bir parasal havuz oluşsa, büyük kuruluşlar, işadamları bu havuza her yıl belli bir bütçe aktarsalar, onlar için çok küçük, oysa birleştiğinde kocaman bir tutarla zenginleşecek olimpik bir havuz! Güçlü bir denetimle, özel teşebbüsün sanat boyutunda birleşeceği yüce bir örgütlenme... Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın 9 Şubat 2006 tarihinde verdiği özel konser sanki böylesi bir birleşmenin ilk belirtisiydi. Geniş bir davetli kitlesinin çağrılı olduğu konserde Gürer Aykal’ın yanı sıra Borusan’ın sahiplerinden Ahmet Kocabıyık da Carmen Uvertürü’nü yöneterek şef kürsüsünde yer aldı. Bundan böyle her yıl 25 bin Avro veren işadamı bu orkestrayı yönetecek; gelirlerle yurtdışındaki müzik öğrencileri desteklenecek. Bu ilginç girişim üzerine Ahmet Kocabıyık ile bir söyleşi yaptık: Böyle bir uygulamaya başlamanın ilk fikri nereden doğdu? AHMET KOCABIYIK İlk fikir Gürer Bey’den doğdu. Daha önce görev yaptığı ABD’deki orkestraların buna benzer uygulamaları varmış. Biz onların konseptini kendimize uyarladık. ‘BİFO Harika Çocukları’ Ahmet Kocabıyık ? ‘‘BİFO özel konserlerinin, yetenekli gençlerin yurtdışında alacakları eğitime destek sağlamanın yanı sıra çok önemli bir misyonu bulunuyor. Bu alanda hiçbir iddiası olmayan bir işadamının büyük bir orkestrayı yönetmesi ve bunu, klasik müzik alanının gelişmesine destek olmak için yapması dikkat çeken bir olaydır. Klasik müzik böylelikle uzun süre konuşulur hale geliyor.’’ su mu? KOCABIYIK Burs karşılıksız verilecek, ancak öğrenimi tamamlanınca orkestramızın bir üyesi olmasını bekleriz. Bundan sonraki bağışçı/şeflere Borusan kendi orkestrasını ücretsiz mi sunacak? KOCABIYIK Her yıl bir işadamımızın BİFO’ya şeflik yapması hem etkinliğimize ilgiyi ve desteği arttıracak, hem de özel sektörün dikkatini bu alana çekecektir. Oluşturduğumuz modelde şeflik görevini üstlenecek işadamımız ve orkestramız ortak bir amaç için birbirlerini tamamlayacaklar. Bundan sonraki bağışçı/şef, konseriyle birlikte yine böylesi görkemli bir davet verecek mi? Yoksa bu ilk olduğu için mi dikkat çekmek amacıyla davet yapıldı? KOCABIYIK BİFO özel konserlerinde, Borusan gönüllü şefe kendi orkestrasını sunar. Gönüllü şef, arzu ederse davet vererek bu olayı kutlar. İlk konserimizde ben davet vererek bu olayı kutlamayı arzu ettim. Bu tür konserlerin biletleri de satılsa yararlı olmaz mı sizce? BİFO özel konserlerinin, yetenekli gençlerin yurtdışında alacakları eğitime destek sağlamanın yanı sıra çok önemli bir misyonu bulunuyor. Bu alanda hiçbir iddiası olmayan bir işadamının büyük ‘‘Harika Çocuklar’’ Yasası’na yeniden dikkat çekmek diyorsunuz, bu devletin desteği idi ve çocukları küçük yaşta ailesiyle birlikte yurtdışına göndermeyi üstleniyordu. Sizin uygulamanız bununla nasıl benzerlikler taşıyacak? KOCABIYIK Bu yasa bugün olgunluk çağını yaşayan çok sayıda müzisyenimize, daha da önemlisi Türkiye’de klasik müziğin gelişimine çok önemli bir katkı sağlamıştır. Müzikte yeteneğin keşfi de, eğitimi de çok zorlu bir süreçtir. Her zaman için devletlerin ya da varlıklı kesimlerin ihtimamını gerektirmiştir. Devlet, doğası gereği kaynaklarının büyük çoğunluğunu yaygın eğitime ayırmak zorunda kalıyor. Fırsat eşitliğine önem veriyor. İleri seviyede eğitim ise çok daha büyük kaynaklar gerektiriyor. Türkiye’de bu tür sofistike alanlara kaynak sağlanmasında özel sektörün vereceği destek hayatımızda iyi yönde fark yaratabilecektir. Biz gelenekselleşecek konserlerimizle klasik müzik alanında sürekli bir eğitim bursu başlatıyoruz. Bu bursla yetenekli gençlerimizin eğitim süreçlerinin bir dönemine dahil oluyoruz. Klasik müzik alanında temel eğitimini tamamlayan özel yeteneklerin yurtdışında yüksek lisans eğitimini almalarına destek olacağız. Harika Çocuklar Yasası’ndan esinlenerek oluşturduğumuz modelle, Türk sanat dünyasına bir ‘‘BİFO Harika Çocukları Kümesi’’ kazandırmayı amaçlıyoruz. 25 bin Avro, neye göre hesaplandı? Bir çocuğun iyi bir sanat merkezinde eğitimini tamamlamasını karşılayacak mı? KOCABIYIK 25 bin Avro Avrupa’daki müzik eğitimi için yeterli, ancak ABD’de yeterli olmayabilir. ABD de 40 bin Avro olarak düşünmek gerekebilir. İlerideki senelerde bu bursu 40 bin Avro olarak revize etmemiz gerekebilir. Ne kadar süreyle verilecek? KOCABIYIK Burs yükseköğrenim göreceklere verileceği için bir veya iki yılı kapsar; yani öğreniminin sonuna kadar değerlendirilir. Karşılığında bir zorunlu hizmet söz konu bir orkestrayı yönetmesi ve bunu, klasik müzik alanının gelişmesine destek olmak için yapması dikkat çeken bir olaydır. Klasik müzik böylelikle uzun süre konuşulur hale geliyor. BİFO özel konserlerinin hedef kitlesi değişik olacak. Konserimiz ülkemizin sanat, medya ve ekonomi dünyasının çok önemli isimlerini buluşturacak. Davetlilerimiz ve katılımcılarımızdan, bu geleneği sürdürmek, kültür ve sanat alanında daha fazlasını yapabilmek için cesaret ve enerji alıyoruz. Tüm bunları konserden sağlayacağımız gelirden çok daha değerli buluyoruz. Bu nedenle BİFO özel konserlerini bundan sonra da biletsiz düzenlemeye devam edeceğiz. Siz, gerek flüt çaldığınız için nota bilginizle, gerekse bugüne dek tanık olduğumuz o görkemli kitaplardaki sanat yaklaşımınızla, belki de orkestranın önüne çıkmaya hazırlıklıydınız? KOCABIYIK Klasik müzik ile yıllardan beri özel olarak ilgileniyorum, iyi bir dinleyiciyim, ayrıca on yıl öncesine kadar flüt de çalmıştım. Ama bu konser için ilk başta çok hazırlıklı olduğumu söyleyemem. Konser öncesinde yoğun bir hazırlık dönemi geçirdim. Nota okumayı tekrar öğrendim. Şefimiz Sayın Gürer Aykal ve orkestramız hazırlık sürecinde bana çok yardımcı oldular. Bir yandan da orkestranın kendine güveni kanıtlanmış oluyor: Bizim orkestramız öylesine güçlü ki, şef olmayan şefle bile çalabilir, gibi? KOCABIYIK BİFO, bugüne kadar başarısını kanıtlamış bir orkestramızdır. Bunu, orkestrayı yönetmeye gelen misafir şeflerden ve BİFO ile beraber çalan solistlerden duyuyorum. Bizlerin şeflik görevi üstlenerek kısa bir süre orkestrayı yönetmesinin sembolik bir anlamı var. Gelecek konserin aralıkta olması uzak bir tarih değil mi, sıcakken ardı gelse ve olay gündemden silinmese? KOCABIYIK Bu konserler uzun bir hazırlık süreci gerektiriyor. Bunun ötesinde yılda bir kez düzenlenecek etkinliğin daha çok ses getireceğine inanıyoruz. Size şimdiden başvuran var mı, bir sonrası için? KOCABIYIK Henüz yok. www.evinilyasoglu.com Ayhan Işık’ın kaleminden ? Kültür Servisi Türk sinemasının taçsız kralı Ayhan Işık’ın çizdiği ‘Aşka İnanmıyorum’ adlı resimli roman, HemAlHemSat.com’da açık arttırmayla satışa sunuldu. 200’ü aşkın filmde ve hep başrolde oynayan Ayhan Işık’ın Güzel Sanatlar Akademisi’nin resim bölümünden mezun olduğunu ve hayatını bir dönem grafikerlik yaparak kazandığını ise pek az kişi bilir. Oysa Ayhan Işık; Sururi, Firuz, Bedri Koraman, Altan Erbulak, Nehar Tüblek, Çetin Özkırım ve Mehmet Tekdal gibi ustalarla birlikte Babıâli’de çalış; Işık, 1951 yılına kadar Yıldız dergisinde çizmişti. 250 YTL açılış fiyatıyla başlayacak artırmada en yüksek fiyatı veren kişi taçsız kralın bu çok nadide yapıtının sahibi olacak. ‘Denizi Düşlemek’ Kültür Servisi Yurtiçinde ve yurtdışında birçok ödülü bulunan Recep Dönmez’e ait ‘‘Denizi Düşlemek’’ adlı fotoğraf sergisi, yarın Maltepe Üniversitesi ‘‘Maltepe Sanat Galerisi’’nde sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Fotoğraf sanatçısı Recep Dönmez’in, son beş yılda Malezya’nın Borneo Adası’nın doğusunda, dünyanın en önemli dalış bölgeleri olan Sipadan, Kapalai ve Mabul adalarında tamamı Tamamı sualtında çekilen fotoğraftan oluşan sergi 30 Mart’a kadar açık kalacak. Fellini’nin filmleri İstanbul’da ? Kültür Servisi İtalyan Kültür Merkezi ve İstanbul Modern işbirliğiyle düzenlenen etkinlikte 3 Mart’tan başlayarak sinema ustası Federico Fellini’nin filmlerinden oluşan bir toplu gösterim gerçekleşecek. Türkİtalyan diplomatik ilişkilerinin 150. yılı nedeniyle düzenlenen etkinlik, 326 Mart tarihleri arasında İstanbul Modern Müzesi’nin sinema salonunda yer alacak. Ayrıca, 5 Mart’ta saat 17.30’da Fellini’nin arkadaşı ve iş ortağı Gianfranco Angelucci tarafından gerçekleştirilen ‘‘Ve Fellini’nin Kazanovası’’ adlı belgesel filmin gösterimi yapılacak. Filmin oyuncuları Fellini’nin yanı sıra Gassman, Sordi, Tognazzi, Mastroianni ve Alain Cuny. Gösterimde yönetmen Gianfranco Angelucci de hazır bulunacak. (0212 293 98 46) Mozart’ın 250. doğum yılı İzmir’de de kutlandı ÖNDER KÜTAHYALI Çalışkan kurumumuz İzmir Sanat’ta geçen hafta üç dinleti vardı. İlkinde değerli kemancılar Kartal Akıncı, İmge Tilif, Aslı Doğan, Ozan Akkol, Deniz Akkol ve Lukas Davit (piyano), DESO’nun eşliğinde çaldılar. Bir gün sonra kemancı Elif Nihal Akın ile piyanist Gökhan Aybulus’un resitali sunuldu. Onu, gitarcı Martin Maria Krüger ile piyanist Silke Thoro Mathies’in resitali izledi. Bu arada TürkAmerikan Derneği’ndeki resitalde müzikseverler, viyolonselci Çağlayan Ünal ile piyanist Tülay Gürerk’i dinlediler. Yazarınız, üzücü bir olay nedeniyle özetlenen güzellikleri izleyemedi; ancak İZDSO’nun, çarpıcı etkiler bırakan ‘‘Wolfgang Amadeus Mozart: 250. Doğum Yılı Anısına’’ başlıklı dinleti si, eksikleri gidermektedir. Dinletide orkestrayı şef, Devlet Sanatçısı Gürer Aykal yönetti. Solocular: Devlet Sanatçısı Suna Kan (keman), Aytül Büyüksaraç (soprano), Aydın Uştuk (tenor), Anna Chubuchenko (mezzosoprano) ve Alpaslan Mater’di (bas). Dinletiye ‘‘Ankara Devlet Çoksesli Korosu’’ da katıldı. 19. yüzyılın bir İngiliz yazarı, Mozart için şöyle der: ‘‘Eğer besteci olmasaydı mutlaka bir metamatik dâhisi olurdu.’’ Aykal’ın sunduğu izlence yazarı onaylıyor; bestecinin otuz yıla sığdırdığı 700 dolayındaki yapıtında yer alan şaşırtıcı buluş zenginliğini ortaya koyuyordu.İlk olarak 11 sayılı Re Majör Divertimento seslendirildi. Mozart bu sevimli yapıtında yaylı çalgılar orkestrasıyla yaylı çalgılar dörtlüsünü karşılıklı çaldırıyor. Timpaninin kullanılışı ise güldürü öğesini vurguluyor. Kemanlar Kartal Akıncı ve Sema Korkut, viyola Zeliha Özel, viyolonsel Hakkı Çoban ve kontrbas Saim Akış, tutarlı bir tınıyla ve temiz bir teknikle bestecinin istediği zıtlığı yarattılar. Başkemancı Kartal Akıncı’nın duraklama yerlerinde yaptığı kadanslar da ilginçti. Yorumu çok sevdim. Divertimento’nun ardından değerli kemancı Suna Kan, bestecinin Sol Majör 3. Konçertosu’nu çaldı. Sanatçının olgun bir yaklaşımla, etkileyici bir tonla, en güzel cümlelendirmelerle, temiz bir teknikle ve inandırıcı bir müziksellikle ortaya koyduğu yorum herkesi mutlu kıldı. Orkestranın eşliği de güzeldi. Obualarla kornaların tınısı özellikle dikkati çekti. Son yapıt, Mozart’ın ünlü Requiem’iydi. Aykal burada devingen ve dramsal bir yorum sergiledi; ama lirik kesimleri de unutmadı. İkinci bölümdeki ‘‘Lacrimosa’’ ile dördüncü bölümde ki ‘‘Benedictus’’ örnek olarak verilebilir. Yorumun bütününü hayranlıkla dinledim; ancak birinci bölümden, özellikle de ikili fügden (Kyrie), dördüncü bölümdeki ‘‘Hosanna’’dan ve son bölümden (Comunio) çok etkilendiğimi söylemeliyim. Bir süre önce Almanya’da G. Mahler’in 2. Senfonisi’nden CD yapılmıştı. Kayıt sırasında şef Justus Franz orkestraya şöyle der: ‘‘Baylar; gördüğünüz topluluk dünyanın en iyi koroları arasındadır.’’ Masal gibi gelebilir, ama ‘‘Ankara Devlet Çoksesli Korosu’’ndan söz ediyorum. Onunla gurur duymamız gerek. Topluluğun Requiem’deki yorumu şefi doğruluyordu. Koromuz, parlak tınısıyla ve görkemli tonuyla Aykal’ın yoruma kattığı esritici güzellikleri başarıyla uyguladı. Orkestranın eşliği ise plak gibiydi. İçtenlik dolu bir çabayla söyleyen solocularımıza da teşekkürler. İz’in yeni sayısı çıktı Kültür ServisiFotoğraf dergisi ‘İz’in yeni sayısı raflarda yerini aldı. Derginin ikinci sayısında, adı foto röportaj geleneğinin başlangıcıyla birlikte anılan efsane fotoğrafçı W. Eugene Smith’in, ‘Köy Doktoru’ ve ‘Ebe’ röportajlarından bir seçki yer alıyor. Bu sayıda fotoğrafseverleri dört tane ‘Çingene’ röportajı karşılıyor. Nikos Economopoulos okurları Balkanlar’ın ‘Tanrısız çocukları’ ile buluşturuyor; Kutup Dalgakıran, 50 yıldır kendi getto kurallarıyla yaşayan Kuştepe Romanlarına ‘Çingene bizzat bahardır’ diyor. Bir diğer Çingene röportajı Halim Kulaksız’a ait. Halim Kulaksız; objektifi ile bizleri Edirneli Romanların hayatlarına taşıyor. Dergideki son Çingene röportajı bizlere çok uzak bir coğrafyadan, Tayland’dan. Tayland’ın deniz çingeneleri Mokenler, Andrew Testa’nın objektifinden okurla buluşuyor. Ayrıca İz’in bu sayısında Vanessa Winship’in genç dansçılara yönelik dünyanın en saygın bale yarışmalarında rekabet içindeki çocukları konu alan röportajı, dünyada manzara fotoğrafçılığına yeni bir soluk getiren Michael Kenna’dan bir portfolyo, Jerry Uelsmann’ın yaratıcı karanlık odasından seçkiler de yer alıyor. Ebruya yeni bir bakış geliyor ? Kültür Servisi Suya resim yapmak diye de adlandırılan ebru sanatının ustalarından Feride Dayanç atölyesinin yeni ebru sergisi 2 Mart15 Mart tarihleri arasında Taksim Atatürk Kitaplığı Sergi Salonu’nda açılıyor. Güzin Kayır, Nesrin Bilsel ve Bilgin Yılmaz’ın yaklaşık 40 yapıtla yer alacağı serginin çalışmaları iki yılda tamamlandı. Yapıtların yanı sıra sanatçıların ebru sanatını nasıl algıladıkları, sanatsal gelişimlerini anlatan bir bölüm de sergide yer alıyor. Satışın da yapılacağı sergi 15 Mart’a kadar açık kalacak. Orfeon’un ‘İstanbul Konseri’ ? Kültür Servisi Çoksesli koro müziği alanında yaptığı çalışmalar ile Türkiye’yi tüm dünyada başarılı bir biçimde tanıtan, ülkemizin en dinamik çoksesli topluluğu Orfeon Oda Korosu, İstanbul’da gerçekleştirdiği özel konserler sonrasında gösterilen yoğun ilgi üzerine ilk kez kendi repertuvarıyla 11 Mart Cumartesi günü İş Sanat’ta saat 20.00’de İstanbullu müzikseverlerle buluşuyor. Şef Elnara Kerimova yönetimindeki topluluk, kendileri için özel olarak düzenlenen Türk ezgileri ve dünya folklorunun yanı sıra cazın dünyaca bilinen örneklerinin çoksesli koroya uyarlanmış biçimlerini de seslendirecekler. Erken dönem koral yapıtlardan çağdaş yapıtlara, türkülerden caza kadar, çeşitli dillerden ve coğrafyalardan geniş bir repertuvara sahip olan ve sahne mizansen ve koreografileri ile örnek alınan topluluk, 1994’te başladığı yolculuğunda 12. yılını yaşadığı bugünlerde, Türk koral müziğinin ender kayıtları arasında sayılan ‘10’ adlı albümlerinin başarısıyla da gündemde. Aralarında iki dünya birinciliği, dört olimpiyat gümüş madalyasının da bulunduğu, ulusal ve uluslararası 16 ödülün sahibi Orfeon, son olarak Oran Rotary Kulübü tarafından ‘Meslekte Başarı Ödülü’ne değer görüldü. A3343919 No’lu sağlık karnemi kaybettim. Hükümsüzdür. BURHAN ÖZATEŞ CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle