18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE 10 ‘Tatbikat İran’a karşı değil’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan düzenlediği haftalık basın toplantısında BM Güvenlik Konseyi tarafından İran’a 6 Mart’a kadar zaman tanındığını belirterek, ‘‘Ülkemiz sorunun diplomasi yoluyla çözülmesini savunagelmektedir. İran’ın gerekli adımı atacağına inanıyoruz’’ dedi. Tan, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasına Karşı Güvenlik Girişi (PSI) kapsamında nükleer silahlarla mücadele amacıyla Türkiye ve ABD’nin mayıs ayında gerçekleştireceği tatbikatın İran ile alakasının olmadığını da kaydetti. Tan, PSI’nın uluslararası hukuk açısından meşruiyeti olan bir kurum olduğunu belirterek, ‘‘Ancak ülkemiz önderliğinde ve ev sahipliğinde yapılacak tatbikat hiçbir üçüncü ülkeyi hedef almamaktadır’’ diye konuştu. DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr AB Komisyonu’nun raporu, serbest dolaşımın ekonomileri olumlu etkilediğini gösterdi B USH’A YÜKLENDİLER Muslukçu korkusu yersiz ? Sosyal politikadan sorumlu komisyon üyesinin hazırladığı rapora göre, Doğu Avrupalı işçilere sınırlama getirmeyen İngiltere, İrlanda ve İsveç’te işsizlik yükselmedi, yeni işgücü büyümeyi teşvik etti. BRÜKSEL (Cumhuriyet) Avrupa Komisyonu, Batı Avrupa ülkelerinden Doğu Avrupalı işçilere kapılarını açmama kararını gözden geçirmelerini istedi. Komisyonun dün yayımladığı rapordaki verilere göre doğudaki işgücünün Batı ekonomilerine zarar vereceğine yönelik kaygılar yersiz. Sosyal politikadan sorumlu komisyon üyesi eski Çek Cumhuriyeti Başbakanı Vladimir Spidla imzalı raporda, Doğu Avrupalı işçilere sınırlama getirmeyen İngiltere, İrlanda ve İsveç’te işsizliğin yükselmediği ve bu işgücünün büyümeyi teşvik ettiği kaydedildi. Bu ülkelere yönelik işçi akınının ‘‘AB işgücü piyasasını etkileyecek düzeye ulaşmadığı’’ ifade edilen raporda, tersine gıda ve inşaat sektöründeki işgücü açığının kapandığına dikkat çekildi. Raporda bu nedenle doğrudan kapıların açılması tavsiyesinde bulunulmasa da ‘‘sınırlama kararlarının gözden geçirilmesi’’ istendi. Ticaretten sorumlu Komisyon üyesi Peter Mandelson da önceki gün Avrupalı liderlere ‘‘Korkularınızı bir kenera bırakın ve cesur olun’’ diyerek serbest dolaşım için onay verme çağrısı yapmıştı. Avrupalı göçmenlerin oluşturduğu kaydediliyor. Kıbrıs ve Malta ile birlikte 8 Doğu Avrupa ülkesi 1 Mayıs 2004’te AB’ye katılmıştı. Ancak İngiltere, İrlanda ve İsveç dışındaki birlik üyeleri Doğu Avrupalı işçilerin serbest dolaşımına 7 yıla kadar sınırlama getirmişti. Bu AB üyelerinin nisan ayı sonuna kadar 3 yıl daha serbest dolaşım kısıtlamasının sürüp sürmeyeceğine ilişkin bir karar almaları bekleniyor. Finlandiya ve İspanya, 1 Mayıs’tan itibaren Doğu Avrupa ülkelerine sınırlamaları kaldıracaklarını açıklamışlardı. Almanya ve Avusturya ise kapılarını kapalı tutacaklarını açıkladı. Fransa gibi işsizliğin yüksek olduğu ülkelerde, Doğu Avrupalı işçilere serbest dolaşım hakkı tanınmasına ekonomik dengelerin daha da bozulacağı gerekçesiyle olumlu bakılmıyor. Hatta bu olumsuz bakış açısı ‘‘Polonyalı muslukçu’’ kampanyasının ortaya çıkmasına da neden olmuştu. Kitle imha silahı yok, yoksulluk var Dış Haberler Servisi ABD’de, siyahların mücadelesinin efsanevi lideri Martin Luther King’in eşi Coretta Scott King’in cenaze töreninde Bush yönetimi ağır bir şekilde eleştirildi. ABD Başkanı George W. Bush dahil hayatta olan tüm Amerikan başkanlarının katıldığı törende, eleştiriler yoğun alkış aldı. Eşiyle birlikte, ABD’deki siyahların haklarını kazanması için mücadele veren Coretta King’in cenaze töreninde, Bush’un yanı sıra eski başkanlar Bill Clinton, George Bush ve Jimmy Carter hazır bulundu. ABD Başkanı, Coretta King’in, ülkenin bütünlüğü için mücadele verdiğini ve kendisine bu nedenle sempati duyduğunu söylediği bir konuşma yaptı. Nisanda karar alınacak İngiltere’de 1 Mayıs 2004’ten sonra yaklaşık 300 bin Doğu Avrupalının çalışma izni aldığı ve bunun hükümetin tahminlerinin üstünde olduğu belirtiliyor. İrlanda’nın yeni üyelerden 150 bin göçmen kabul ettiği ve ülkenin işgücü piyasasının yüzde 5’ini Doğu Siyah din adamı konuştu Fransa’da Doğu Avrupalı işçilere olumsuz bakış açısı, Polonya’nın turizmde “Polonyalı muslukçu” kampanyasını başlatmasına yol açmıştı. Daha sonra konuşan siyah din adamı Coseph Lowery, Irak savaşı ve Bush’un politikalarını eleştirdi. Lowery’nin konuşması izleyiciler tarafından ayakta alkışlandı. Lowery, ‘‘Orada kitle imha silahları olmadığını biliyoruz. Ama Coretta da biz de burada yanlış bir yönlendirme olduğunu biliyoruz. Milyonlarca insanın sağlık sigortası yok. Yoksulluk artıyor. Yoksullar için değil, savaş için milyarlarca dolar harcanıyor’’ dedi. Lowery’nin eleştirileri alkışlanırken Bush’un tepkisi TV ekranlarına yansımadı, ancak konuşmanın ardından din adamının elini sıkarak güldüğü görüldü. Eski başkanlardan Jimmy Carter da siyahların yoğun olarak yaşadığı kentleri vuran Katrina kasırgasının, ülkede herkesin eşit olmadığını gösterdiğini ve bu mücadelenin henüz sona ermediğini söyledi. 79 yaşında ölen Coretta King, 1968’de silahlı saldırıda öldürülen eşi Martin Luther King’in ideallerini gerçekleştirebilmek için yaşamı boyunca çaba harcamıştı. Bir günde 30 kişi dondu ? KİEV (AA) Ukrayna’yı etkisi altına alan soğuk hava nedeniyle yalnızca bir günde 30 kişi öldü. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, son ölümlerle 16 Ocak’tan bu yana ülkede ölenlerin sayısının 801’e çıktığı belirtildi. Ölenlerin çoğunun evsizler olduğu belirtilen açıklamada, ülke genelinde 9 bin 600 kadar kişinin tıbbi yardım talebinde bulunduğu, bunlardan 4 bin 900’ünden fazlasının hastaneye kaldırıldığı kaydedildi. Yunanistan Vodafone’u istemiyor İngiliz GSM şirketi, skandalın ortaya çıkmasının ardından hızla abone kaybediyor... Gelişmeler, şirketin neredeyse bütün devlet sırlarını kaydettiğini gösteriyor MURAT İLEM Nepal’de seçim şiddeti ? KATMANDU (AA) Nepal’in güneydoğusunda askerlerin, yerel seçimleri engellemek isteyen protestoculara ateş açması sonucu 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Ordudan yapılan açıklamada, ‘‘Dang’da protestocuların oylamayı engelleme girişiminin askerleri ateş açmaya zorladığı’’ belirtildi. Yetkililer, seçim öncesinde oy sürecini engellemeye çalışanların vurulacağı uyarısında bulunmuştu. Siyah bayrak anıtı Küba’nın Havana’daki ABD temsilciliğinin son provokasyonuna yanıtı, binanın önüne dikilen 138 bayrak direğinden oluşan bir anıt oldu. ABD temsilcilik binasından yapılan dijital propagandanın önünü kapatan bayrak direklerine, üzerlerinde birer beyaz yıldız bulunan siyah bayraklar çekildi. Bu anıt, 1959 devriminden sonra Küba’yı hedef alan ve ABD tarafından desteklenen saldırılarda hayatını kaybeden 3 bin 400 kişiyi simgeliyor ve ABD’nin insan hakları konusundaki ikiyüzlülüğünü teşhir etmeyi amaçlıyor. Anıtın açılışından sonra Kübalılar, ölen kişilerin fotoğraflarıyla, ABD irtibat binasının önünde sessiz bir eylem düzenledi. Gece nöbetiyle birlikte 24 saat süren eylemin ardından Kübalılar, yine resimleri taşıdıkları bir yürüyüşle meydandan ayrıldı. (Fotoğraf: AP) ATİNA Yunanistan’da ortaya çıkan telekulak skandalında Başbakan ve bakanlardan sonra dinlenenler arasında devletin tüm üst düzey müdürlerinin de bulunduğu anlaşıldı. Kamu Düzeni Bakanı Y orgos Vulgarakis’in önceki gece parlamentoda açıkladığı yeni dinlenenler listesi, devletin tüm sırlarının Vodafone’un elinde olduğunu kanıtlar nitelikte. Kamu Düzeni Bakanı’nın açıkladığı listede on yeni üst düzey yetkili bulunuyor. Geçen hafta açıklanan ilk listede Başbakan, eşi ve dört bakan olmak üzere birçok üst düzey görevlinin telefonlarının, GSM operatörü Vodafone’un gizli kulakları tarafından dinlendiği belirtilmişti. Bu açıklamadan kısa süre sonra dinlenenler arasına yeni isimlerin katılması devlette büyük rahatsızlık yarattı. Muhalefet partileri sorumlu bakanların istifa etmelerini istedi. Vulgarakis’in açıkladığı listenin ilk sırasında 2004’e kadar milli istihbarat örgütü EİP’nin başkanlığını yürütmüş olan Pavlos Apostolidis bulunuyor. EİP başkanının makam arabasına yerleştirilen Vodafone şirketine ait telefon tüm konuşmaların kaydedilmesini sağlıyordu. Eski Yunanistan Emniyet Ge nel Müdürü ve Olimpiyat Güvenliği Stratejik Planlama Başkanı olan Fotis Nasiakos’un Vodafone’a kayıtlı telefonu da dinleniyordu. Liste uzayıp gidiyor. Skandalın ortaya çıkması ile büyüteç altına alınan Vodafone şirketinin Yunanistan içindeki abone kaybı ise her geçen gün artarak sürüyor. Başta devlet organlarının üst düzey yöneticileri olmak üzere, özel şirketlerin yöneticileri, kritik görevlerde bulunan hükümet yetkilileri ve halkın bir bölümü telefonlarının dinlendiği kaygısı ile İngiliz Vodafone şirketi ile olan sözleşmelerini iptal ederek başka şirketlere geçmeye başladılar. C EMAL EL HUDEYRİ Hamas’ın başbakan adayı Dış Haberler Servisi Filistin’de 25 Ocak’ta yapılan seçimlerden birinci parti olarak çıkan Hamas’ın, başbakanlık için, seçimlerde örgütün desteğiyle bağımsız aday olan Gazzeli işadamı Cemal el Hudeyri’de karar kıldığı bildirildi. Bir Hamas üyesi, örgüt yetkililerinin başbakanlık için, 14 yıldır Gazze’deki İslam Üniversitesi’nin yönetim kurulu başkanlığını yapan El Hudeyri’yi seçtiklerini söyledi. Yetkili, Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın El Hudeyri’yi kabul etmemesi halinde Ticaret ve Ekonomi Bakanı Mazen Sonnoktort’un önerileceğini belirtti. Yetkili, Hamas dışından birinin başbakan olamaması halinde, örgüt lideri İsmail Haniye’nin önerileceğini ifade etti. Hamas’ın Suriye’de sürgünde yaşayan siyasi lideri Halid Meşal ise öne sürdükleri koşulları yerine getirmesi durumunda İsrail’le görüşmelerinin ve uzun süreli bir ateşkesin mümkün olduğunu söyledi. Meşal, ‘‘1967 savaşı öncesi sınırlarına çekilmesi de dahil koşullarını kabul etmesi durumunda görüşmelere hazır oldukları mesajını göndermek istediğini’’ belirtti. Telsim’i de almıştı İngiliz GSM şirketi Vodafone, geçen yıllarda Panafon şirketini satın alarak Yunanistan’a girmiş, ilk yıllar bedava dağıttığı telefonlarla pazarda önemli bir yer edinmişti. Şirket geçen yıl Telsim’i 4 milyar 550 milyon dolara satın alarak Türkiye’deki pazarın yüzde 25’ini ele geçirmişti. Rekabet kurulu söz konusu satışı 27 Ocak 2006 tarihinde onaylayarak Danıştay’a gönderdi. Danıştay’ın onayının ardından satış konusundaki nihai kararı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu verecek. kur mesajlarından bazen zor sorular çıkıyor. ‘‘Moskova’da yaşamak nasıl bir duygu?’’ gibi. Ne demeli? Hayatı anlatmak gibi güç bir iş. Resmi verilere göre, 3.6 milyon Türk, 70’i aşkın ülkeye dağılmış. Bunun 3.1 milyonu Batı Avrupa’da. Rusya’dakilerin sayısı 26 bin. Türkiye’de ikamet eden yabancıların sayısı ise 157.2 bin. Eğer kendinizi yaşadığınız ülkeye sabretmek zorunda hissetmiyorsanız onu benimsersiniz. Başkaları, en başta da Türkler, sizin yaşadığınız ülkeye haksızlık etmesin istersiniz. Oturduğunuz ülkenin futbol takımını içten içe desteklersiniz. Konuşmanız, şakalarınız ister istemez yerel çizgilerle zenginleşir. Rusya’da olmak farklıdır. Bu, biraz ürkütücü tarihin bilinmeyenlerinden kaynaklanır. Biraz da yaşanan değişimlerin olağanüstü hızından. BBC’nin siparişiyle 33 ülkede araştırma yapan GlobeScan şirketine göre, dünyada en fazla tepki duyulan ülke İran’mış. Sonra ABD. Sonra da Rusya. Rusya’yı Türklerin yüzde 38’i olumsuz, yüzde 13’ü olumlu buluyormuş. Acaba bunların ne kadarı Rusya’yı gördü? Yıllar önce neden Rusya’da yaşadığını sorduğum bir Türk işçisinin cevabı aklıma geliyor: Biz burada kendimizi insan hissettik, abi! Kim bilir, bu sözcüklere o hangi anlamı yüklüyordu... Rusya’da Türk Olmak O PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY [email protected] Bush’a Açık Mektup arlığınızdan ne zaman haberdar olV duğumu hatırlayamıyorum. Ama fotoğrafınızdan edindiğim izlenim aklımda: A, tıpkı babası! Evet, babanıza çok benziyordunuz, ama bakışlarınız farklıydı. Nasıl söylesem, biraz safça gelmişti bana. Daha sonraları sizin bisikletten düşmeleriniz, maç izlerken yediğiniz krakerlerin boğazınıza kaçması sonucu ölüm tehlikesi atlatmanız, kameralar karşısında ağzınızdaki sakızı çıkarıp koyacak yer aramanız bu izlenimimi güçlendirmişti. ??? Okul yıllarını avarelikle geçirdiğinizi, ilk şirketinizi batırdığınızı, kendinizi alkole verdiğinizi, bu yüzden polise bile düştü ları Zaaflarımız, eğer biz on ez. rem ve biliyorsak bize zarar Georg Christoph Lichtenberg ‘Hayat Bayanı’ on yıllarda Türkiye’de kadına ‘‘kadın’’ yerine S ‘‘bayan’’ denmesi dikkatimi çekiyor. Nedense artık ‘‘kadın’’ kaba bir söz sayılıyor. (Daha önce de ‘‘karı’’ sözcüğü kabalıktan diskalifiye edilmişti. Tabii ‘‘karıkoca’’ durumları hariç.) Cinsel sorunlardan bunaldıkça dilimizde ‘‘cinsel reform’’ yapıyoruz herhalde. Ama erkek sözcüğü taş gibi duruyor yerinde. Biraz daha incelirsek belki yakında ‘‘hayat bayanı’’ demeye başlarız ‘‘hayat kadını’’ yerine. ??? Kimilerinin ‘‘en eski meslek’’ dediği ‘‘hayat kadınlığı’’ ülkemizde ayrı bir yere sahip. Nasıl olmasın? Fuhuşta dünyada adı geçen ülkelerden biri olduk. Özellikle de fuhuşun yasal değil, en vahşi türünde. Seks köleliğinde. 1 Şubat tarihli Los Angeles Times gazetesi, Uluslararası Göçmen Organizasyonu Türkiye Direktörü Marielle Lindstrom’un, ‘‘Türkiye’de seks köleliğinin yıllık gelirinin 3.6 milyar dolara ulaştığını, yarısından fazlası Ukrayna ve Moldova kökenli yaklaşık 5 bin kadına zorla fuhuş yaptırıldığını’’ söylediğini yazdı. Çalışma vaadiyle Türkiye’ye getirilen pek çok kadının pasaportlarına el konduğunu ve bunların köleleştirildiğini bildiren haberde, geçen yaz Antalya’da bir baba ve oğlunun 10 ay penceresiz bir bodrumda tuttuğu iki Ukraynalı kadın hatırlatıldı ve 2005 yılı boyunca toplam 52 kölenin kurtarıldığı aktarıldı. ??? Birleşmiş Milletler Örgütü’ne bakılırsa, dünyada 40 milyon hayat kadını var. Yani doğurma dönemindeki her 25 kadından 1’i. Yine BMÖ verilerine göre, her yıl eski Sovyet cumhuriyetlerinden çıkan yaklaşık yarım milyon hayat kadını dünyaya satılıyor. Bir kısmı gönüllü olarak, bir kısmı zorla. İşte bu kadınların pazarlanmasında ‘‘Türkiye’nin lider ülke olduğu’’ cümleleri düştü geçenlerde ajanslara. İster misiniz, Ağca ve kuş gribinden sonra, şimdi bir de böyle yayılsın dünyaya namımız? Bush falcıya sormuş: Üçüncü Dünya Savaşı ne zaman çıkacak? Beş yıl sonra. Kim kazanacak? Biliyorum, ama sana söyleyemem. Peki, savaştan sonra CocaCola’nın fiyatı ne olacak? On ruble! ğünüzü unutmamışsınızdır sanırım. Her şeyin değişmesinde babanızın ve şansınızın rolü az değildir. 20 yıl önce içkili bir parti sonrası Colorado Springs Oteli’nde ayılınca, kendinize verdiğiniz sözle hayatınızı nasıl değiştirdiğinizi biliyoruz. Kendinizi kurtarmak için dine sarıldığınızı ve yıllardır her sabah İncil’i okuyarak güne başladığınızı da. Tanrı’nın size özel bir misyon verdiğini düşündüğünüzü de. Irak’a silah zoruyla demokrasi getiremediniz. Ama vazgeçmiyorsunuz. Dahası, İran’a saldırmayı planlıyorsunuz. Önceki gün Kongre’den, ABD savaş bütçesini 439 milyar dolara çıkarmasını istedi niz. Demek daha çok kan dökülecek... Oysa siz, İkinci Dünya Savaşı’ndaki kahramanlığından dolayı ödüllendirilen babanızın telkinlerine bile aldırmadan Vietnam Savaşı’na gitmemenin yolunu bulmuştunuz. Neden? Çünkü ölmek istemiyordunuz! Kızlarınız Jenna ve Barbara’nın ölmesini de istemezsiniz. Hatta köpekleriniz Barney ve Spot’un ölümü bile sizi perişan eder. Ama aldığınız kararlar Ortadoğu’da binlerce hayata mal oluyor... ‘‘Terör karşıtı’’ politikanız terorizmi güçlendiriyor. Dilinizden düşürmediğiniz ‘‘demokratik özgürlükler’’ bile tehlikeli sonuçlara yol açıyor. İşte Hamas! İşte karikatür savaşları! ??? Eşiniz Laura ile Crawford çiftliğinde dolaşırken bir durun ve düşünün, Bay Bush! 6 Temmuz’da 60 yaşını dolduracaksınız. 20 yıl önceki gibi radikal bir değişimi gerçekleştirebilirsiniz. Savaş planlarınızdan vazgeçebilirsiniz. Sizin şahlanışa geçtiğiniz 11 Eylül 2001’de başlayan döneme son verilmezse dünya kül olabilir. Bunu görün artık! Cevabı aramızda kalmak şartıyla bir de soru soracağım size: 11 Eylül’den ne zaman haberiniz oldu, Bay Bush? CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle