Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2006 CUMA 4 HABERLER İhaleye fesat karıştırdığı, görevini kötüye kullandığı ve haksız kazanç sağladığı iddia edildi DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Neyi Anlatamazmışsınız Dünyaya? Avenesi ile birlikte evrakta sahtekârlıkla, zimmetine para geçiren Necmettin Erbakan’ın, hapis süresini evinde geçirmesi ve de parayı ödemekten kurtulması için çıkarılması amacıyla hazırlanan yasanın TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında, AKP Gaziantep Milletvekili Mehmet Durdu’nun yaptığı konuşmayı anlamak gerçekten çok güç. Sayın Durdu’nun konuşmasına geçmeden önce, Erbakan’ın ‘‘Ben paranın bana düşen kadarını öderim, öbürlerini de diğerleri ödesin’’ yollu pişkinliğine değinmek istiyorum. Eski İstanbul Baro Başkanı Avukat Turgut Kazan bir noktaya özellikle dikkat çekiyor ve bu davada 65 sanık olduğunu, bir bölümünün dokunulmazlıkları dolayısıyla, adalet önüne çıkarılamadığını, bir bölümünün firarda olduğunu, bir kısmının da cezasını çekmeye başladığını belirttikten sonra, bu sanıkların önemli bir bölümünün ellerinin bu paraya değmediğini, paranın bir kişide olduğunu söylüyor. Bu açıklamanın yanına, bir de o sıralarda, Erbakan’ın mahdumu Fatih Erbakan adına bir yalı alınmış olduğunu da eklerseniz, ortaya garip bir görüntünün çıktığını anlarsınız. ‘‘Bu durumda, yoksa bu yalı o para ile...’’ diye başlayan bir soru zihninize takılırsa, kimse sizi öküz altında buzağı aramakla suçlayamaz. ??? Şimdi ‘‘Kabul ediyorum, bu yasayı Erbakan için çıkarıyoruz’’ diyen Durdu’nun konuşmasına gelelim. Önce belirteyim ki, bu konuşma, kişiye özel yasa çıkarıldığının TBMM Adalet Komisyonu önünde ikrarıdır. Bu yasa Anayasa Mahkemesi’ne gitse döner, ama o zamana kadar da, atı alan Erbakan yalıyı geçmiş olur. Ama Sayın Durdu’nun bu yaşta bir adamın hapse konmasını dünyaya anlatamayacaklarını söyleyip, ‘‘Menderes’in idamını hâlâ dünyaya anlatabilmiş değiliz’’ demesindeki mantığı kavramak doğrusu çok güç. Evet, Menderes’in idamını dünyaya anlatabilmiş değiliz. Bırakın dünyaya anlatmayı, Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idamlarını kendi içime sindirebilmiş değilim. Bu üç kişi de siyasi suçtan mahkum olup, idam edilmişlerdir. Bu olay, gerçekten tarihimizin yüzkaralarından biridir. Bu siyasi yanlışların yaptırımı da, siyasi olmalıydı; siyasi suçtan idam, hiçbir demokraside olmaması gereken bir husustur. Ama Menderes’in idamı ile evrakta sahtekârlıkla zimmetine para geçirmekten mahkum olan Erbakan’ın cezasının infazını karşılaştırmak, elmayla armudu kıyaslamak gibi bir davranıştır ve Menderes’e de hakarettir. ??? Necmettin Erbakan’ın evrakta sahtekârlıkla, devletin, yani milletin parasını zimmetine geçirdiği için hapis yatmasının dünyaya anlatılamayacak ne yanı var? Benim paramı evrakta sahtekârlıkla gasp eden kişinin evinde yan gelip yatmasına karar veren zevat, bunu millete sorarak mı yapıyor? Kimin parası kime hibe ediliyor, söyler misiniz? Kişiye özel yasa çıkarılamayacağı ilkesini, milletin gözü önünde alenen çiğneyenler, bu davranışlarını dünyaya rahatlıkla anlatıyorlar da, saçı bitmemiş yetimin parasını zimmetine geçiren kişinin hapis yatmasını mı anlatamıyorlar? Evet Menderes’in idamından hâlâ utanıyorum. Ama yetimin parasını utanmadan zimmetine geçiren kişinin hapis yatmasından neden utanayım, dünya önünde? Hani oldu olacak, yasa salt kişiye özel olmasın diye, ceza yasasının ilgili maddesine, ‘‘ devletin parasını, evrakta sahtekârlıkla zimmetine geçiren sanıklar, belirli bir yaşı geçmişlerse, mahkum edilseler bile cezalarını evlerinde çekerler’’ diye bir ilave yapsalar, yine de bugünkünden daha tutarlı davranmış olacaklar. Tabii böyle bir madde eklenince de, herkes bu arak işini, yaşını başını almışlara yaptıracak; o da başka bir husus. Doğrusu, ben Erbakan’ın fiilinden dolayı hapse girmesinden hiç utanmıyorum. Ama TBMM Adalet Komisyonu önünde sergilenen Durdu zihniyetinden, tüm dünyaya karşı çok büyük utanç duyuyorum. CHP’den Unakıtan gensorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında başta Galataport ihalesi ve mal bildirimibanka hesapları konularında olmak üzere, kamu gücü ve görevini kötüye kullandığı ve ihaleye fesat karıştırdığı gerekçesiyle gensoru açılmasını istedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal imzasını taşıyan gensoru önergesinde Unakıtan’a ‘‘Galataport ihalesi ve mal bildirimibanka hesapları konularında görevini kötüye kullandığı, ihaleye fesat karıştırdığı, ticari sır ve bankacılık sırrı kurallarını ihlal ettiği, kişi ve kurumlara yönelik olarak iftiralarda bulunduğu, kamu gücü ve yetkisini, siyasi ve kişisel sebeplerle sorumsuz bir şekilde kötüye ? CHP Genel Başkanı Baykal imzalı gensoru önergesinde ‘‘Naylon fatura düzenlemesi ve hayali ihracattan dolayı yargılanan bir kişi Türkiye Cumhuriyeti’nde Maliye Bakanlığı yapamaz, yapmamalıdır’’ denildi. kullandığı, bu surette kamuyu zarara uğrattığı ve yanlış bilgilendirdiği’’ suçlaması yöneltildi. Gensoru önergesinin gerekçesinde de AKP hükümetleri döneminde Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkındaki ‘‘yoğun ve ciddi yolsuzluk iddialarının’’ ülke gündemini hep meşgul ettiğine işaret edildi. Gerekçede, ‘‘Naylon fatura düzenlemesi ve hayali ihracattan dolayı yargılanan bir kişi Türkiye Cumhuriyeti’nde Maliye Bakanlığı yapamaz, yapmamalıdır. 53 dönüm orman arazisini adi senetle 2B arazisine çevirip uhdesinde tutan ve geleceğe yatırım yapan bir Maliye Bakanı’na devletin milli emlaki teslim edilemez’’ denildi. Önergenin gerekçesinde şu eleştiri ve suçlamalara yer verildi: ? Maliye bakanları tüm dünyada bulunduğu makamı zenginleşme ve zenginleştirme aracı olarak kullanmazlar. Böyle bir düşünce ve eylem içinde olamazlar. Oysa Maliye Bakanı Unakıtan siyasal yandaşları dışında kendisine ve çocuklarına da çıkar sağlamış ve bu konuda sorulan bir soruya TBMM Genel Kurulu’nda ve kamuoyu huzurunda ‘‘Çocuklarım aç mı kalsın’’ deme cüretini ve ciddiyetsizliğini göstermiştir. ? TÜPRAŞ’ın yüzde 14.76 hissesinin satışında kendisine bağlı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yöneticileri hakkında soruşturma izni vermemiş, yolsuzlukları örtme yoluna gitmiştir. Ancak Danıştay 1. Dairesi bu oyunu bozmuş ve suç ilişkilerinin varlığını ortaya çıkarmıştır. Kaldı ki, bu satışın SPK mevzuatına aykırı olduğu, OferKutmanUnakıtan üçlüsünün gizli ilişkileri sonucu gerçekleştiği artık bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. ? GalataportTÜPRAŞ Kuşadası gizli banka hesaplarının açıklanması, özel vergi ve imar afları, hangi uygar ülkede mey Kemal Unakıtan. dana gelse o ülkelerde bırakın maliye bakanlarını, hükümetlerin varlığı sorgulanmaya başlanır. Ancak maalesef Unakıtan, hiçbir şey olmamış gibi ‘‘Galataport, Galatamort oldu’’ diyerek kendince bu hukuk tanımaz süreci olağan gibi gösterme gayretine girmiştir. ? Gelinen aşamada, Bakan Unakıtan’ın doğrudan ya da dolaylı olarak suç ilişkileri içinde olduğu, haksız kazanç sağladığı, sahte belge düzenlediği, içeriden öğrenenlerin ticareti yoluyla ihaleye fesat karıştırdığı anlaşılmaktadır. ? Hazine’nin kendisine emanet edildiği Maliye Bakanı’nın, ‘‘Hazine’yi soyduğu ve zarara uğrattığı’’ yolunda toplumda yaygın bir kanı ve kuşku doğmuştur. ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN FİRE BEKLENTİSİ Gizlilik kişiye bağlıymış ? Malvarlığını açıklamanın önünde yasal bir engel olmadığını söyleyen Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, kimsenin de buna zorlanamayacağını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tersine malvarlığını açıklamanın önünde hiçbir engel olmadığını söyledi. ‘‘İsteyen açıklar, istemeyen açıklamaz’’ diyen Kuzu, kimsenin de buna zorlanamayacağını belirtti. Kuzu, dün TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu toplantısı öncesinde gazetecilerin malvarlığı tartışmalarına ilişkin sorularını yanıtladı. Konunun tümüyle kişiye özel bir şey olduğunu kaydeden Kuzu, isteyenin malvarlığını açıklayabileceğini, istemeyenin de açıklamayacağını söyledi. Kuzu, ‘‘Bu kadar basittir. Açıklamasının önünde hiçbir engel yoktur. Yasak da yoktur, ama kimseyi zorlayamazsın. ‘Sen niye açıklamıyorsun, seni de göreyim’ diye bir yarışmaya girilmez’’ dedi. Malvarlığının açıklanmasına taraftar olup olmadığı sorusu üzerine Kuzu, herkesin mal bildirimini ilgili yerlere verdiğini anımsatarak ‘‘Hepimiz verdik zaten’’ dedi. Kuzu, bu konuda bir yanlışlığın olması halinde, ilgili kurumlar tarafından takibata alındığını bildirdi. ‘‘Baykal’a işaret edilerek yapılan bu haberler, suç mu’’ sorusuna Kuzu, ‘‘Suç anlamında değil, ama böyle bir baskı doğru değil. Açıklanması konusunda kimseye baskı yapılamaz’’ karşılığını verdi. Malvarlığını açıklayan milletvekillerinin ‘‘yasağı delip delmediği’’ sorusu üzerine de Kuzu, bunun milletvekillerinin kendi takdirinde olduğunu, isteyenin açıklayabileceğini, ancak kişinin açıklamaya zorlanamayacağını tekrarladı. CHP’nin konuyla ilgili yasal değişiklik isteğinin anımsatılması üzerine Kuzu, böyle bir değişikliğe gereksinim olmadığını söyledi. Kuzu şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Gizlilik niye kalksın? Onun yerine, siyasi etik yasasını çıkaralım. Eski yıllardan beri gündemde olan bir konu ve başka ülkelerde de var. Siyasetçilerin mal sürecini gösteren, seçim harcamalarını gösteren uygulamalar var; getireceksek bunları getirelim. Mal kazanmak suç değil ki. ‘Şu kadar malım var, şu kadar param var’ dese bir adam, ne olacak? Dediğinde, ‘Aa, ne kadar zengin adam’ diyeceğiz. İşte o kadar. Nasıl kazandığı çıkmaz ki bunlardan. Devlete verdiği, arşivdeki bilgilerde var zaten. Ne kadar para vermişti, ne olmuştu. kimseyi zorlamamak lazım.’’ AKP’de istifa sesleri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP içinde Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a dönük rahatsızlık büyüyor. Bazı AKP’li milletvekilleri, Unakıtan ile ilgili iddialar nedeniyle partinin yıprandığını belirterek ‘‘Haklı ya da haksız. Bundan parti zarar görüyor. Son günlerdeki tartışmalar nedeniyle parti puan kaybetti. O nedenle Unakıtan ya istifa etmeli ya da kabine değişikliği yapılmalı’’ görüşünü dile getirdiler. CHP’nin Unakıtan hakkında vereceği gensoru önergesinde, AKP içindeki firenin artabileceğine dikkat çekiliyor. AKP’de Unakıtan’a yönelik ‘‘istifa’’ sesleri gelmeye başladı. Birçok AKP’li milletvekili, Unakıtan’ın görevden alınmasını istiyor. Kabinede değişiklik yapılması gerektiğini düşünen milletvekilleri, görevden alınması gereken bakanların başında Maliye Bakanı Unakıtan’ın geldiğini belirtiyorlar. Bir milletvekili, ‘‘Unakıtan konusu yumuşak karın oldu. Parti bu iddialar nedeniyle yıpranıyor, puan kaybediyor. Bakan haklı ya da haksız, iddialara yanıt vermeli ve malvarlığını açıklamalıdır’’ diye konuştu. AKP içindeki rahatsızlık nedeniyle CHP’nin Unakıtan hakkında vereceği gensoru önergesinin görüşmeleri sırasında parti içindeki firenin artabileceğine dikkat çekiliyor. Özellikle muhalif milletvekillerinin toplu olarak oylamaya katılmama gibi bir tavır sergileyebileceği konuşulurken ‘‘kabul’’ oyunun da çıkabileceği dile getiriliyor. zafertemocin@postamatik.com AKP zamana yayacak Hükümet, muhalefetin malvarlığı konusundaki şeffaflaşma taleplerine karşı kamu görevlilerinin durumunu öne sürdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Muhalefetin ‘‘Başbakan Erdoğan, malvarlığını açıklasın’’ baskısı karşısında köşeye sıkışan AKP, üniversite, yargı ve TSK mensupları başta olmak üzere tüm kamu görevlilerinin malvarlıklarının açıklanması yönünde bir yasa önerisi hazırlıyor. Muhalefetin, siyasilerin malvarlıklarıyla ilgili ‘‘şeffaflaşma’’ öngören yasa önerilerinin TBMM’nin ön sıralarına alınmasını reddettiren AKP’nin bu girişimi, konuyu ‘‘zamana yayma ve sulandırma taktiği’’ olarak yorumlandı. TBMM Danışma Kurulu’nda, dün CHP ve Anavatan Partisi grupları, AKP’li Ertuğrul Yalçınbayır ile CHP’li Algan Hacaloğlu’nun mal bildiriminin şeffaflaştırılması ve siyasi etik ile ilgili yasa önerilerinin gündemin ön sıralarına alınmasını önerdi. Ancak bu konuda kapsamlı bir çalışma yapıldığını gerekçe gösteren AKP’nin oylarıyla CHP ve ANAVATAN’ın önerileri reddedildi. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, AKP’nin ‘‘hodri meydan’’ çağrısına ‘‘hodri meydan’’ dediklerini belirterek ‘‘Gel ver hesabını. Bak sana yasal çerçeve de hazırlıyorum. ‘Yok biz hazır değiliz, hazırlanalım bakalım’ diyorlar. Bunlar ipe un sermektir’’ diye konuştu. AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa ise dokunulmazlıklar, siyasi etik ve malvarlığı konusunda yaptıkları çalışmalara muhalefetin daha önce destek vermediğini belirterek yeni bir çalışma başlattıklarını söyledi. AKP’nin hazırlayacağı yasa önerisinde, tüm kamu görevlileri ve siyasilerin mal bildiriminin ‘‘gerekli hallerde’’ kamuoyuna açık hale getirilmesi, birinci ve ikinci derece akrabaların da mal bildiriminde bulunmasını öngöreceği belirtildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr ‘‘Susurluk’’ kazasında ortaya çıkan devletçete ilişkisi üzerine başlatılan ‘‘Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakika Karanlık’’ eyleminin 9. yıldönümünü hatırlamak için önceki gece bir araya geldik. Abdi İpekçi’nin öldürülmesinin ise 27. yılıydı. CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan da bu skandallara eklenen son skandalın ‘‘Şemdinli bombalaması’’nın yakın tanığıydı. O da gördüklerini, hissettiklerini bütün bu konuları konuşmak için yapılan toplantıda anlattı. ‘‘Yurttaş Girişimi’’ nin çağrısıyla Hadi Çaman Tiyatrosu’ndaydık. Yüzlerce insan, Türkiye’nin kötü kaderini yeniden hatırladık. Yeniden bir şeyler yapmak gerektiğini konuştuk. Savcı Doğan Öz’ün eşi Sezen Öz, kızı Bengi Öz, Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul’un eşi Ülker Yurdakul, Profesör Cavit Orhan Tütengil’in kızı Deniz Tütengil de oradaydılar. Rıdvan Akar, gece için hazırladığı belgeseli göstermeden önce yanıma geldi ve Mehmet Ali Ağca’nın, Abdi İpekçi’yi öldürdükten Bu Yara Böyle Açıkta Kalamaz sonra Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırılmasına yardım eden er Bünyamin Yılmaz’la konuştuğunu söyledi. Bünyamin Yılmaz, Ağca’yı kaçırmak için ‘‘emrin yüksek yerden geldiğini’’ söylemişti. Bir program önce de yine Ağca’yı kaçırmak isteyen Atilla Serpil bu kaçırma girişimi için ‘‘devletin yüksek yerleriyle bağlantılı’’ olduğunu ifade etmişti. ??? Bünyamin Yılmaz ve Atilla Serpil ne kadar doğru söylüyor, bilemeyiz? Ancak, Kenan Evren’in söylediklerini ne yapacağız: Kenan Evren, ‘‘Özel Harp Dairesi’ndeki personelin öldürme eyleminde kullanılmış olduğunu ve böyle kullanılmaya devam edilmesi gerektiğini’’ dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in kendisine söylediğini anılarında yazdı. Orta yerde bir askeri darbe duruyor. Bu askeri darbenin gerekçesi ‘‘kardeş kanının akıtılması’’na son vermekti. Ancak akıtılan bu ‘‘kardeş kanının’’ kimin tarafından planlanarak akıtıldığına ilişkin yapılan bütün araştırmalar, devlet içindeki bazı ilişkileri gösteriyor. Bu ülkede Cumhurbaşkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı yapmış, askeri darbenin lideri bile ‘‘öldürme’’ işinin arkasında kendisine bağlı bir askeri kurumun olduğunu söylüyor. Bu bile orta yerde cevapsız kalıyor. ??? Bünyamin Yılmaz doğru mu söylüyor? Ağca’nın cezaevinden kaçırılmasında ‘‘yüksek yerler’’in parmağı var mı? Bu cinayetle ilgili çok şey yazıldı, çok şey söylendi. Hepimizin şüpheleri, elimizdeki veriler, ‘‘yukarı’’dan bazı parmakların bu işin içinde olduğunu çağrıştırıyor. Çağrıştırmak bir yana, böyle olduğuna inanıyoruz. Bizim buna inanmamız bir şey ifade etmiyor. Siyasi ve de askeri iradenin bu işin çözümü konusunda kararlı olması gerekiyor. Bu yara böyle açıkta kalamaz. Bünyamin Yılmaz ve Atilla Serpil doğru mu söylüyor, bilemeyiz. Ancak onları dinlediğimiz zaman, doğru söyleme ihtimallerinin yüksek olduğuna inanıyoruz. Çünkü, başka bildiklerimizi onların söyledikleri tamamlıyor. Bu kadar şüphe ve endişe içinde bir ülkede sağlıklı bir sistem yaratılamaz. ??? CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan’ı dinlerken aslında devlet içindeki bu sorunu çözemediğimiz gerçeğiyle tekrar yüz yüze olduğumuzu anladık. Şemdinli olayının ilk günlerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ‘‘esip gürlüyordu.’’ ‘‘Nereye kadar giderse peşini bırakmayacakları’’nı söylüyordu. Ancak daha sonra bunun ‘‘münferit’’ bir olay olduğu konusunda kendisinin ‘‘ikna’’ olmuş bulunduğunu anladık. Onu birileri bu konularda ‘‘ikna etmiş’’ti. Günlerdir, malvarlığı tartışması gündemi kaplıyor. Siyasetçiler mal varlıklarını açıklamalıdırlar. Bunun siyasi tartışma konusu yapılması bile anlamsız. Kardeşim ne kadar malınız, paranız varsa açıklayın. Çok paranız varsa, bunu nereden kazandığınızı da milletin önünde ikna edici bir dille anlatınız. Siyasetçiler, ülkenin kaderini belirliyorlar, bu nedenle onların ne kadar mala ve paraya sahip olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. Ortalığı karıştırmadan herkes bunu millete anlatsın. Yine de şunu ilave edeyim: Siyasetçilerin mal varlıklarını açıklamaları da Türkiye’deki devletçeteler ilişkisi tartışmasının önüne geçmemeli. Deniz Baykal’dan malvarlığı konusundaki duyarlığı çeteler konusunda da göstermesini beklemek hakkımız. İş çetelere gelince, herkes birden susuveriyor. Gece, Abdi İpekçi’nin öldürüldüğü yere karanfiller bıraktık. Kırmızı karanfiller. Bu kırmızı karanfillerin, hükümet için de muhalefet için de bir anlamı olmalı... CUMHURİYET 04 K