25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ARALIK 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 ABD işgalinin ardından ülkedeki arkeolojik alan ve müzeler ciddi tahribata uğradı, çok sayıda eser çalındı Irak’ta yağmalanan insanlık tarihi Saddam Hüseyin temyize gidiyor ? BAĞDAT (AA) Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in, ölüm cezasına çarptırıldığı Duceyl davasında, kararın temyiz edilmesi için mahkemeye başvurduğu bildirildi. Irak’ta Aralık 2003’te kurulan özel mahkemenin statüsüne göre, temyiz talebi, dava sürecinde bir hataya ya da bir kanunsuzluğa dayandırılarak Yargıtay’a götürülebiliyor. Başvuruyu, mahkemenin 9 hâkimden oluşan Temyiz Dairesi inceliyor. Temyiz Dairesi’nin karar vermek için belirli bir süresi bulunmuyor. Temyiz Dairesi’nin mahkemenin sanıklar hakkında verdiği kararı onaması durumunda, cezalar 30 gün içinde infaz ediliyor. Sadece ölüm cezalarının infazı için, kararın devlet başkanı ya da yardımcıları tarafından imzalanması gerekiyor. ünyadaki müzecilere göre Irak’taki müzelerin yağmalanması, bu alanda II. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük hırsızlık. oğolların 1258’de Bağdat’ı yakıp yıkması, İskenderiye Kütüphanesi’nin 5. yüzyılda yakılması gibi, Irak’ın ABD tarafından 2003 yılında işgalinden sonra müzelerin ve arkeolojik alanların yağmalanması insanlık tarihine kara bir sayfa olarak açıldı. Ayaklar altına alınan sadece bir ülkenin kültürü değil, dünya mirasıydı. Mezopotamya’nın kalbini taşıyan bugünkü Irak, binlerce arkeolojik bölgeye sahip bir ülke. Ne yazık ki bunlardan bazılarının üzerine ABD ve İngiliz uçakları bombalar yağdırdı. 2003’te başta Irak Ulusal Müzesi’nde (Bağdat Müzesi) olmak üzere yağmalama sırasında yaşananlar, saldırıları gerçekleştiren insanların profesyonel olmadığını gösteriyordu. Ellerine ne geçiyorsa alıyorlar ya da kırıyorlardı. Yağmacılar arasında kadınlar, çocuklar ve yaşlı insanlar vardı. Eğitimsiz insanlardı. Bu insanların çoğu yoksul Şii bölgesinden geliyordu. Uzak bir köşede bulunan İslami el yazmaları, İbranice yazılar ve binanın zeminindeki eserler yağmadan kurtulabilmişti ancak. Bu arada, insan bir yandan soruyor kendisine, Irak’a birkaç kuruş para biriktirmek için ya da “ramboluk” yapmaya giden ABD’li genç askerler Sumer kültüründen, Mezopotamya’nın medeniyetin beşiği olduğundan haberdar mıydı? Geçmişi ancak birkaç yüzyıla dayanan ABD’nin askeri, geçmişi 5 bin yıl öncesine giden insanlık tarihini korumayı kendiliğinden akıl edebilir miydi? ABD’DE TEPKİ ABD’de bile bazı sanat çevreleri de hükümete Irak’taki hastane, okul ve kültürel öğeleri içeren binaların vurulmaması, korunması çağrısında bulunmuştu, ancak seslerini yeterince duyuramadılar. Bush yönetimine kültürel konularda danışmanlık veren iki kişi istifa etti. Baltimore’daki Walters Art Gallery’nin Müdürü Gary D M Vikan“Benzin nasıl arabalarımız için gerekliyse, Sumerlerden kalan tabletlerin de geçmişimiz için o kadar önemli olduğunu bir anlamış olsaydık, bunlar olmazdı” diyerek isyan ediyordu. SAKLANAN ESERLER Neyse ki çalınan 15 bin parça eserden yaklaşık yarısı daha sonra geri geldi. Bazı eserler de saklı olduğu için kurtulmuştu. Müzenin çevresindeki saklı beş güvenlik odasında, merkez bankasının altındaki mahzenlerde ve Bağdat’ın çevresinde yeraltı sığınaklarında binlerce parça saklıydı. ABD işgalinin ardından Bağdat’ta her köşede gerçek ya da sahte tarihi eserler pazarlanıyordu. Ancak sahtecilik öylesine gelişmişti ki bu eserler üzerinde bile Irak Ulusal Müzesi mührü vardı. Dünyadaki müzecilere göre Irak’taki müzelerin yağmalanması, bu alanda II. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük hırsızlıktı. Bu arada, ABD işgali başlamadan da bazı tarihi eserlerin çalındığı iddia edildi. Hatta Saddam’ın oğlu Uday’ın uluslararası pazarlarda sattığı tarihi eserlerden milyonlar kazandığı ileri sürülüyordu. Irak Ulusal Müzesi, 1921’de Irak’ın sınırlarını çizen İngiliz arkeolog ve casus Gertrude Bell tarafından kuruldu. Müze, 1991 yılında Körfez Savaşı yüzünden kapattığı kapılarını 10 yıl sonra yeniden açmıştı. “Mythologies of Ancient World” (America, 1961, s.358360) 10. Maalouf, Amin, “Arapların Gözünden Haçlı Seferleri”, çeviren: Ali Berktay, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2006. 11. Nomiku, H.A., “Haçlı Seferleri”, Yunancadan çeviren Kriton Dinçmen, İletişim Yayınları, İstanbul, 1997 12. Rahnema, Ali., “ALİ ŞERİATİ, Bir İslami Ütopyacının Siyasi Biyografisi”, çeviren: Zehra Savan, Kapı Yayınları, İstanbul, Haziran 2006. 13. The Guardian G2, 6 Ekim, 2006. I rak Müzesi’nde her iki Körfez Savaşı’nda da yapılan yağmalarda yaklaşık 4 bin parça tarihi eser kayboldu. Müze sadece savaşlarda değil, Saddam’a karşı yapılan ayaklanmalarda da yağmalandı. Yağmalanan ve Irak’tan çıkarılan eserler açık artırmalarda tarihi eser koleksiyoncularının eline geçti. ‘Arkeoloji bilmeyenler kültür bakanlığında’ rak Ulusal Müzesi’nde, MÖ 3200 yılına ait eserler bulunuyordu. Yağmalama sadece ABD’nin 2003 yılındaki işgalinde gerçekleşmemiş, daha önce 1991 yılındaki Körfez Savaşı sırasında yaşanan karışıklık sırasında da benzeri yaşanmış. Körfez Savaşı’ndan sonra da Irak’ta Saddam’a karşı geniş çaplı ayaklanmalar olduğunda yaşanan karışıklıkta birçok önemli müze ve arkeolojik alan yağmalanmış. Yaklaşık 4 bin parça tarihi eser kaybolmuş veya tahrip edilmiş. Irak’a uygulanan yaptırımlar yüzünden artan yoksulluk sonucunda arkeolojik alanlardan ve müzelerden tarihi eserler çalınmış. Kolay taşınsınlar diye kimisi parçalanan çalıntı eserlerin İsrail ve İsviçre üzerinden Londra’ya uzanan yolculukları, açık artırmalarda ya da antikacıların arka odalarında son bulmuş. SADDAM’IN TARİH MERAKI Birçok diktatör gibi Saddam Hüseyin de tarihi kişiliklere özeniyordu. Ulusal uyanış ve geçmişteki zaferlerin benzerlerini başaracağına söz veren Saddam, Babil’deki ünlü Asma Bahçeleri’ni kurduran Nebuchadnezzar ile kıyaslıyordu kendisini. Hatta kentin duvarlarının restorasyonu sırasında üzerinde Nebuchadnezzar ile kendi adının yazılı olduğu tuğlalar kullandırtmıştı. Arkeoloji alanında Saddam’ın kendisi için yaptırdığı bir saray bile vardı. Behiç Aşçı’ya esnaf desteği ? İstanbul Haber Servisi Gazi Mahallesi esnafı, tecride karşı başlattığı ölüm orucunun 244. gününe giren avukat Behiç Aşçı’yı dün ziyaret etti. Aşçı’nın ölüm orucunu sürdürdüğü Şişli’deki apartmanın önünde Gazi Mahallesi esnafı adına açıklama yapan Selçuk Karababa, bugüne dek ölüm orucunda 122 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatarak “123. ölümün gerçekleşmesini istemiyoruz. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e sesleniyoruz: Tecridi kaldırın, ölümleri durdurun” diye konuştu. Aşçı da “Halkın desteğini görmek beni mutlu ediyor. Adalet Bakanı’na tecridin sorun olduğunu anlatamadık. Bu ziyaretler gösteriyor ki halk bu sorunu gördü” dedi. I KAYNAKÇA: 1. Art&Thought (Fikrun wa Fann) Goethe Enstitüsü Yayını, Sayı 81. 2. Bilim ve Gelecek, Eylül 2006, Sayı 36. 3. Bottéro, Jean / Stève, MarieJoseph, “Evvel Zaman İçinde Mezopotamya”, çeviren:Anita Tatlıer, Yapı Kredi Yayınları, 1.basım, İstanbul, 2002. 4. Bottéro, Jean, “Kültürümüzün Şafağı Babil”, çeviren: Ali Berktay, Yapı Kredi Yayınları Genel Kültür Dizisi21, 2. basım, İstanbul, 2006. 5. Çığ, Muazzez İlmiye, “Kur’an İncil ve Tevrat’ın Sumer’deki Kökeni”, Kaynak Yayınları, 2. basım, İstanbul, 1996. 6. Çığ, Muazzez İlmiye, “Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği”, Kaynak Yayınları, Ekim 2005, İstanbul 7. Ekinci, Oktay, Uygarlıkların İzinde, Cumhuriyet Gazetesi, 13 Ekim, 2005 8. Holt, P.M., “Haçlılar Çağı, 11.Yüzyıldan 1571’ye Yakındoğu / (The Age of the Crusades The Near East from the Eleventh Century to 1517)” Tarih Vakfı Yurt Yayınları İstanbul, 1999 9. Kramer, Samuel Noah, Dr. George, 2003’te Irak Ulusal Müzesi’nden yağmalanan eserleri kurtarmak için verdiği uğraşlarla tanınıyor. Dr. Donny George, Irak’ta Tarihi Eser ve Mirası Kurulu Başkanı’ydı. 2003’te Irak Ulusal Müzesi’ni korumak ve yağmalanan eserleri kurtarmak için verdiği uğraşlarla tanınıyordu. Hatta elemanlarına silah dağıtıp işgalcilere ve yağmacılara karşı direnmelerini istemişti. George yıllarca verdiği uğraşa rağmen Ağustos 2006’da istifa etti. Ailesiyle birlikte Suriye’nin başkenti Şam’a kaçmak zorunda kaldı. George, “Eylülden itibaren maaşları ödeyecek para yok” demişti. Ona göre özel statüdeki tarihi eserleri korumakla görevli 1400 kişinin maaşsız kalması, olası yağmalamaların önlenmesi için çok az çaba harcanacağı anlamına geliyor. Asuri Hıristiyan olan Dr. George, tarihi eserlerle ilgili çalışmaların Irak’taki mezhep farklılıklarından ve bunların yönetime yansımasından olumsuz etkilendiğini belirtiyor. Aylık Art Newspaper’ın ağustos sayısına konuşan George, Irak Kültür Bakanlığı kadrolarının Şii Mukteda el Sadr yandaşları ile doldurulduğunu söyledi. El Sadr’ın, Tarihi Eser ve Mirası Kurulu üzerindeki etkisinin giderek arttığını söyleyen George, “Yeni bakanlığa gelen bu kişilerle çalışamam. Arkeoloji ya da tarihi eser nedir bilmiyorlar...” diyor... George’a göre radikal İslamcılar sadece İslam eserleriyle ilgileniyorlar, Irak’ın İslam öncesi tarihini ise önemsemiyorlar. BİTTİ İŞKENCECİ POLİSLER HAKKINDAKİ DOSYALAR BULUNAMIYOR İstanbul’da su kesintisi ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’un bazı semtlerine, kavşak inşaatı çalışması nedeniyle 20 saat su verilemeyecek. 5 Aralık Salı günü saat 03.00 ile 23.00 arasında su alamayacak semtler şöyle: Küçükçekmece Başak konutları, sanayi bölgesi, Esenler sınırında kalan deprem evleri ve Gaziosmanpaşa’ya bağlı Arnavutköy, Taşoluk, Boğazköy, Bolluca, İmrahor, Haraccı beldeleri, Habipler, Cebeci ve Sultançiftliği’nin bir kısmı ile Işıklar köyü. 7 yıl geciken muayene ruşturma dosyası bulunamadığı için mahkemeye gönderilmiyor. İşkence kuşkusu nedeniyle YarUyanık’ın avukatı Emcet Olcaygıtay’dan dönen 11 sanıklı Devrimtu, mahkemeye sunduğu dilekçede, ci Yol davasında, “sanıklara işpolisler hakkındaki işkence iddikence yaptıkları ileri sürülen poalarına 1997 yılında Fatih Cumhulisler hakkındaki soruşturma dosriyet Savcılığı’nın takipsizlik karayası” yıllardır bulunamıyor. Halrı verdiğini belirtti. Karara yapılan kevleri üyesiyken gözaltına alınan, itirazın Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mah“anayasal düzeni silah zoruyla kemesi’nce reddedildiğini, ancak teşebbüs” suçundan 9 yıl 9 ay tumahkeme kararının bulunamadığıtuklu yargılanan Özgür Uyanık’ın nı söyleyen Olcaytu, “Dosya içinişkence muayenesi 7 yıl sonra yade olmadığı için, mahkemenin pıldı. Cezaevinde üniversite okuyan, itirazın reddine ilişkin kararının resim sergileri açan Uyanık, adil neye dayanılarak verildiği belli yargılanma hakkı ihlal edildeğildir” dedi. Fatih Cumdiği gerekçesiyle AİHM’ye huriyet Savcılığı’nın yürütbaşvurdu. ? Halkevleri üyesi olduğu için tüğü soruşturmanın mahÖzgür Uyanık, (33) 12 gözaltına alınan Uyanık, yaklaşık 10 kemenin 1998 yılında verMayıs 1996’da Pendik’te, diği karar doğrultusunda taarkadaşı Şükrü Hancıoğ yıl cezaevinde yattı. Uyanık’a işkence mamlanıp tamamlanmadılu ile silahlı sivil kişilerce yapan polisler hakkındaki soruşturma ğının anlaşılmadığını kaybir minibüse bindirildi. deden Olcaytu, aynı mahkedosyası bulunamıyor. Gözleri, elleri bağlı, bilmemenin 2003 tarihli itirazın dikleri bir yere götürülerek reddine ilişkin kararının toprak zemine yatırıldılar. İkisinin İstanbul 4 No’lu DGM, THKP/C müşteki avukatlarına hukuka uyarasındaki boşluğa defalarca ateş Devrimci Yol örgütü üyesi olduk gun olarak tebliğ edilmediğini, kaedildi. İstanbul Terörle Mücadele ları ileri sürülen Uyanık’ın da ara rar aleyhine yazılı emir yoluna başŞubesi’ne götürülen Uyanık’ın Dev larında bulunduğu 11 sanığın yar vuru haklarını kullanamadıklarını rimci Yol dergisi çalışanlarının da gılandığı davayı 2003 yılında kara kaydetti. Olcaytu, bu belgelerin buaralarında bulunduğu kişiler hakkın ra bağladı. Uyanık ve Ozan Kaba lunarak Yargıtay’ın bozma nedenida suçlamaların olduğu bazı kâğıt dayı ağırlaştırılmış müebbet hapse, ni oluşturan soruşturmanın akıbeları imzalaması istendi. Uyanık, diğer sanıklar da çeşitli hapis ceza tinin tespitini talep etti. Mersin, Antalya, Balıkesir Emniyet larına çarptırıldılar. Yargıtay 9. DaUyanık ve Kabadayı’nın avukatMüdürlüğü’de gördüğü işkencele iresi, kararı polisler hakkında iş ları müvekkileri adına AİHM’ye rin ardından kendisi hakkındaki kence iddiasıyla soruşturma yürü başvurduklarını belirterek “Davasuçlamaları kabul etti. tüldüğünü, sanıkların hukuki du nın sürdüğü mahkeme, sanıklaUyanık’ı savcılığın isteği ile Tak rumlarının, bu konunun sonucuna rın uyuşturucu ticareti yaptıklasim İlkyardım Hastanesi’ne götü göre takdir edilmesi gerektiğini be rına ilişkin bile belge düzenleren polisler, “Doktor yok” diye lirterek 2004 yılında bozdu. Dava miştir. Bu durum yargılamanın rek adliyeye geri getirdiler. Muaye nın yeniden görülmesine DGM’le ciddiyetini ortaya koymaktadır. ne edilmeden savcılığa sevk edilen rin kapatılmasının ardından 7 Tem Sanıkların polis zoruyla imUyanık, DevYol’cu olduğu gerek muz 2004’te 12. Ağır Ceza Mah zaladığı, yargıç önünde reddettikçesiyle tutuklandı. Yargılamasının kemesi’nde başlandı. Ancak 2 yıl leri belgeler hâlâ dava dosyasınsürdüğü İstanbul 4 No’lu DGM’nin dır, polisler hakkında yürütülen so dan çıkarılmamıştır” dediler. HİLAL KÖSE KADINLARA KAPALI SİYASET KAPISINI BİRLİKTE AÇALIM 5 Aralık 2006 Salı Günü Saat 10.30’da Kadıköy İskele Meydanı’nda buluşalım.. Seçme Seçilme Hakkının V erilmesinin 72. Yılında TBMM’de Kadının Adı Y ok 1935 Yılında Kadın Milletvekili Oranı % 4.6 2006 Yılında Kadın Milletvekili Oranı % 4.4 Nüfusun Yarısıyız Eksiksiz Demokrasi İçin 2007 Yılı Genel Seçimi Sonunda TBMM’nin de Yarısı Olmak İstiyoruz. Kadıköy Kadın Konseyi : Atatürkçü Düşünce Derneği, CHP Kadıköy, Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV), Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kadıköy Şubesi (ÇYDD), Emekli Subay Eşleri Derneği, Engelli Danışma ve Dayanışma Platformu, Fakir ve Yardıma Muhtaç Ailelere Destek Derneği, İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı, Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği Kadıköy Şubesi, Kadınlarımız Fikir ve Kültür Derneği, Kadıköy Kadın Platformu, Kadıköy Sağlık ve Sosyal Dayanışma Vakfı (KASDAV), Kadıköy Sağlık Eğitim Vakfı (KASEV), Kreuzberg – Frederlishe / Kardeş Kentler Derneği, Marmara Üniversitesi Kadın İş Gücünü Destekleme Derneği, Mavi Melekler / Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Moda Soroptimist Kulübü Derneği, Şahkulu Derneği, Türk Anneler Derneği Kadıköy Şubesi, Türk Kadınlar Birliği, Türkiye Sakatlar Derneği Kadıköy Şubesi, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Türkiye Yardım Severler Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası, Yeni Çağdaş Kadınlar Eğitim, Kültür ve Yardım Derneği. yazısının ardından 1997’de ki muayenelerin sonuçları, Adli Tıp Kurumu’na ulaşmadı. Hastane yetkilileri bu belgelerin kaybolduğunu söylediler. Uyanık’ın muayenesi, adli kurumlar ve hastaneler arasındaki sayısız yazışmaların ardından Pendik Devlet Hastanesi’ne 2003 yılında yapılabildi. Şikâyet dilekçesinin üzerinden tam 7 yıl sonra Uyanık’ın rahatsızlıklarının bir bölümünün tespit edildiği raporda, bulguların işkenceden kaynaklı olup olmadığının anlaşılmasının mümkün olmadığı kaydedildi. On üç kişiye bir otomobil düşüyor ? Haber Merkezi Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2000 yılında Türkiye’de bin kişiye 65 otomobil düşerken bu rakam 2004’te 76’ya, 2005’te 78’e yükseldi. İstatistik Kurumu verilerine göre, dört kişiye bir telefon ve yaklaşık iki kişiye ise bir televizyon düşüyor. Kurumun verileri bin kişiye 261 telefon ve 600 televizyon düştüğünü de gösteriyor. 2005 verileri, ortalama ömrün arttığını ortaya koyuyor. Kadınlar erkeklerden daha uzun yaşıyor. Kadınların ortalama ömrü 73.4’e, erkeklerinse 68.9’a yükseldi. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB), İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle