23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 2006 PAZAR 8 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Arap ve Müslüman dünyasında idamın bayram günü gerçekleşmesi tepki yarattı ‘Koyun gibi kurban edildi’ ış Haberler Servisi Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in dün sabah bayram namazından hemen öncesinde asılarak idam edilmesine Araplar ve Müslümanlar büyük tepki gösterdi. Saddam Hüseyin’in ölümü hak ettiğini düşünenler bile özellikle zamanlama konusunda öfkelerini dile getirdiler. El Kuds el Arabi gazetesinin editörü Abdülbari Atvan, idamın bayramın hemen öncesinde gerçekleştirilmesinin Araplara ve Müslümanlara hakaret olduğunu söyledi. Atvan, “ABD ve Irak hükümeti büyük bir dini aşağılamıştır” dedi. Gazze’deki bir Filistinli “Saddam nedir, bir koyun Saddam Hüseyin’in yaşam öyküsü YOKSULLUKTAN DİKTATÖRLÜĞE rap birliğinin kahramanıyken ülkesi ABD tarafından işgal edilen ve iktidardan indirilerek adeta “parya’’ durumuna sokulan Saddam Hüseyin’in iktidarı, Irak tarihinin kilometre taşlarından biri oldu. Saddam, kendi halkına karşı işlediği suçlardan yargılanan ilk Arap lideri oldu. Saddam Hüseyin, Bağdat’ın kuzeyindeki Tikrit’e 13 kilometre uzaklıktaki El Avca kasabasında yoksul bir ailenin çocuğu olarak 28 Nisan 1937’de doğdu. Annesi, bebeğine Arapçada “karşı koyan’’ anlamına gelen “Saddam’’ adını verdi. Saddam Hüseyin, siyasal yaşamına 20 yaşında Baas (Doğuş) partisine katılarak başladı. 1958 yılında Irak lideri Abdülkerim Kasım’a karşı düzenlenen suikast girişimi yüzünden yurtdışına kaçtı, Suriye ve Mısır’daki sürgün yıllarını hukuk eğitimi alarak geçirdi. Baas partisinin 1968 yılında kansız darbeyle iktidarı ele geçirmesine yardımcı olan ve iç güvenlikten sorumlu bir göreve getirilen Saddam, kısa süre içinde Baas partili olmayanların hükümetten uzaklaştırılmasını sağladı. Saddam Hüseyin, yeni yönetim içinde gerek hitabet ustalığı, gerekse atılgan ve yenilikçi düşünceleriyle yükseliyordu. Irak petrollerinin 1972’de millileştirilmesiyle ilgili çalışmaları yürüttü. General Ahmet Hasan el Bekir’i 1979’da devirerek iktidara tek başına oturan Saddam, ilk olarak, kendisine muhalefet etme olasılığı bulunan yüzlerce Baas üyesini ya idama ya da sürgüne yolladı. Saddam Hüseyin’in yönetimi sırasında değer verdiği ilk ve en önemli unsur, Irak ordusu oldu. Cumhuriyet muhafızlarını, kendisinin ve rejimin koruyucusu olarak eğitti. Devlet Başkanlığı’nın yanı sıra Devrim Komuta Konseyi Başkanlığı’nı ve Başbakanlık görevlerini üstlenen Saddam, petrol gelirlerine dayanarak geniş çaplı bir kalkınma programı başlattı. 1980 ile 1988 arasında İran ile savaşan Saddam Hüseyin, 1991’de Kuveyt’i işgal edince patlak veren Körfez savaşında hezimete uğradı. Saddam Hüseyin, 22 Eylül 1980’den 20 Ağustos 1988’e dek süren 8 yıllık Irakİran savaşını, sınır tartışmalarını gerekçe göstererek başlattı. Geride 1 milyon ölü ve yaralı bırakan bu korkunç savaş, BM Güvenlik Konseyi’nin çıkarttığı Ağustos 1988’deki kararla son buldu. İran’daki müttefiki Şah’ı devirip iktidara gelen İslami rejimden hoşnut olmayan ABD, çeşitli kanallardan Irak’a silah yardımı yaptı ve büyük miktarda borç para sağladı. Irak’ın biyolojik ve kimyasal silahlar üretmesine yardımcı oldu. ABD ve İngiltere 1986 Mart’ında, BM Güvenlik Konseyi’nin Irak’ın İran’a karşı kitle imha silahları (kimyasal ve biyolojik silahlar) kullanmasını eleştiren kararlar almasını, karşı oy kullanarak engelledi. Saddam Hüseyin, “ABD’den alındığı ileri sürülen tuzak yeşil ışıkla’’, 2 Ağustos 1990 günü, 18. vilayeti olarak ilan ettiği güney komşusu Kuveyt’i tamamıyla işgal etti. Hüseyin, 1 gün önce, 1 Ağustos 1990 Çarşamba günü, güney sınırında 80 bin mevcutlu istihkam birliklerini işgal için hazır etmişti. ABD, BM Güvenlik Konseyi’nin diğer 4 daimi üyesi ile birlikte Irak’a karşı ambargo başlattı. ABD, 16 Ocak28 Şubat 1991 arası giriştiği savaşla Irak’ı Kuveyt’ten çıkardı. Ve ABD, Irak’ı işgal ettiği 20 Mart 2003’e dek BM ambargosunu aralıksız sürdürdü. Saddam, ABD birlikleri “Kitle imha silahları var’’, “El Kaide ile bağlantısı var” iddialarıyla 2003 yılının Mart ayında Irak’ı işgal edene dek ABD’ye meydan okumayı sürdürdü. Saddam Hüseyin yönetimi, 9 Nisan 2003’te devrildi. Saddam saldırının başlamasıyla birlikte ortadan kayboldu. Saddam’ın yönetimde önemli görevlere sahip oğulları Uday ve Kusay, 22 Temmuz’da ABD güçleri tarafından Musul’da öldürüldü. Saddam Hüseyin 13 Aralık 2003’te doğum yeri Tikrit yakınlarındaki Advar’da ele geçirildi. D ? Saddam Hüseyin’in ölümü hak ettiğini düşünenler bile, zamanlama konusunda öfkelerini dile getirdiler. Bir Filistinli, “Saddam koyun mu? ABD’liler köleleri olan Arap liderlerine, bayramda kurban edilen bir koçtan başka bir şey olmadıkları mesajını veriyor” sözleriyle tepkisini dile getirdi. mu? Bence ABD’liler köleleri olan Arap liderlerine Saddam gibi Kurban Bayramı’nda kurban edilen bir koçtan başka bir şey olmadıkları mesajını veriyor” diyerek öfkesini dile getirdi. Arabistan yönetimi, “Kurban bayramında öldürülmesini üzüntü ve şaşkınlıkla” karşıladı. Filistin’de iktidarda bulunan Hamas, Irak’ın ABD tarafından devrilen devlet başkanı Saddam Hüseyin’in idam edilmesinin “siyasi bir cinayet” olduğunu belirtti. Hamas’ın sözcüsü Fevzi Barhum, “Saddam Hüseyin’in idam edilmesi siyasi bir cinayettir, savaş tutsaklarının korunmasına yönelik uluslararası hukuk kurallarının tamamını çiğnemektir. Saddam Hüseyin bir savaş esiriydi” dedi. ABD’yi “bütün kırmızı hatları geçmekle” suçlayan Barhum, Saddam Hüseyin’in yargılandığı davanın adil olmadığını belirterek, infazın Kurban bayramı arifesine denk gelmesini de kınayarak “Bu Arap sokaklarına bir mesajdır: Amerikalılar bütün Arapları tehdit etmiştir” ifadesini kullandı. Siyasi bir cinayet Suudi Arabistan’ın Mekke kentindeki hacılar da Saddam’ın bayram arifesinde idam edilmesini büyük tepkiyle karşıladı. Suudi D ÜNYADAN TEPKİLER Arap Birliği Genel Sekreterinin sözcüsü Alaa Rüşdi, “Irak’ın eski devlet başkanının idamı eski rejimin trajik sonunu simgeliyor” dedi. Sözcü, infazın Irak’taki güvenlik durumunun daha da kötüleşmesine yol açmamasını umduklarını dile getirdi ve Irak’ın bütünlüğünün korunmasının ve uzlaşma çabalarının devamının önemine işaret etti. Afganistan’daki Taliban komutanı Molla Obeydullah Akhund, Irak’ın devrik liderinin “cihadı yoğunlaştıracağını’’ savundu. Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, infazın bayramda yapılmasının yanlış bir zamanlama olduğuna dikkati çekerek, “Bayram mutluluk günüdür, uzlaşma günüdür, intikam günü değildir’’ dedi. A Adalet mi, intikam mı? evrik Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in dün sabah idam edilmesine farklı tepkiler yağdı. Kimi ülkeler memnuniyetlerini dile getirirken kimileri de olayı kınadı. Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, Saddam Hüseyin’in idamıyla ilgili olarak, “Bu adalet mi yoksa intikam mı?” sorusunu sordu. Lula, Saddam Hüseyin’in idam edilmesinin Irak’taki sorunu çözmediğini belirterek, “Bu adalet mi yoksa intikam mı, bilmiyorum. Her durumda, idam Irak’ın sorununu çözmüyor, sanırım şiddet devam edecek” dedi. ABD’ye atıfta bulunan Lula, şunları söyledi: “Irak’ı işgal edenler, Irak’ın barışa, ancak iç meselelerin Irak halkı tarafından çözülmesine izin verdiklerinde kavuşacağını bilmelidir. Irak, kendi sorunlarını, Iraklılar kendi kararlarını almaya başladıklarında ve kaderleri kendi ellerinde olduğunda çözecek.” Avrupa Birliği (AB), Saddam Hüseyin’in asılarak idam edilmesini “barbarca” buldu. AB Komisyonu Kalkınma Komiseri Louis Michel, “Barbarca hareketlerle barbarizmle mücadele edemezsiniz” diyerek ölüm cezasının demokrasiyle bağdaşmadığını ifade etti. Ölüm cezasının AB değerlerine aykırı olduğunu belirten Michel, idamdan sonra Saddam Hüseyin’in şehit olarak görülme riski bulunduğunu ve onun bunu hak etmediğini söyledi. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Terry Davis, “Saddam Hüseyin cezalandırılmayı hak eden acımasız bir suçluydu ama öldürülmemesi gerekiyordu. Saddam Hüseyin, suçlarının hesabını vermedi, epkilerde, sadece öldü, oysa Saddam Irak halkı her gün Hüseyin’in şiddet ve kargaşayla “barbarca” karşı karşıya eylemlerinin yaşamaya devam ediyor” ifadesini “barbarca” Davis, cezalandırıldığı kullandı. Iraklıların vurgulandı. adam asmaya ya da Irak’ı bekleyen misillemeye değil adalete, uzlaşmaya şiddete dikkat ve barışa ihtiyacı çekildi. olduğunu da belirterek, şunları kaydetti: “Irak, uygar dünyaya katılma fırsatını kaçırmıştır. Ölüm cezası zalimce ve barbarcadır. Irak’ı, ölüm cezasını kaldırmaya çağırıyorum.” Vatikan Basın Bürosu Müdürü Federico Lombardi, “Trajik bir haber. Bunun, intikam duygularını kamçılaması, yeni bir şiddete neden olma riski var. Suçlunun öldürülmesi, adaleti tesis ve toplumu uzlaştırma yöntemi olamaz” şeklinde konuştu. Papalık Kültür Kurulu ve Papalık Dinler Arası Diyalog Kurulu Başkanı Kardinal Paul Poupard da, “Bir insanı yaptıklarından dolayı yargılamak ayrı iş, onun yaşamına son vermek ayrı bir iş’’ dedi. İtalya Meclis Başkanı Fausto Bertinotti, ölüm cezasına olumlu yaklaşamayacaklarını belirterek “Siyasi çizgisini yıkım ve şiddet üzerine bina etmiş Saddam Hüseyin hakkındaki ceza infaz edilmiş olsa da hiçbir şey, idam konusundaki tiksintimizi ve reddimizi azaltamaz” dedi. Hollanda Başbakan Yardımcısı Gerrit Zalm, Saddam’ın idamının “barbarlık” olduğunu söyledi. “Saddam kendi halkına karşı korkunç suçlar işlemiş bir diktatördü” diyen Dışişleri Bakanı Bernard Bot ise idam kararını da anlayışla karşıladığını belirtti. Almanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Gernot Erler, “Ölüm cezası nerede uygulanırsa uygulansın biz buna karşıyız’’ dedi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mihail Kamyin, ölüm cezasının infaz edilmemesi çağrılarının yanıt bulmamasından üzüntü duyduklarını söyledi. Libya’da 3 gün yas Mısır’da başlıca muhalif grubu temsil eden Müslüman Kardeşler, infaz gününün kötü seçildiğini açıkladı. Libya Saddam Hüseyin için 3 günlük yas ilan etti. Pakistan, infazdan üzüntü duyduğunu bildirdi. İran, cezanın infazından memnun olduğunu açıkladı. Kuveyt Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Sabah el Haledi el Sabah “Saddam Hüseyin’in insanlığa karşı işlediği suçlardan ötürü idam edilmesi, Iraklıları ilgilendiren bir iştir. Kuveyt, Saddam rejiminin elinde çok acılar çekti” dedi. D Hindistan’daki gösterilerde “Bush’u asın” pankartları taşındı. (Fotoğraflar: AP/AFP/REUTERS) Fisk, ‘Amerika yarattı Amerika yok etti’ başlıklı yazısında soruyor: Ya diğer suçlular?.. addam Hüseyin’in öldürülmesinin ardından bütün dünyada pek çok kişinin dile getirdiği bazı sorulara, İngiliz Independent gazetesi yazarı Robert Fisk de köşesinde yer verdi. Fisk “Amerika tarafından yaratılan ve yok edilen diktatör” başlıklı yorumunda idamın, kimyasal silah kullanan, yüz binlerce Iraklının ölümünden sorumlu “Bağdat hayvanı” , “Dicle Hitler’i” olarak adlandırılan Saddam’dan daha çok hak eden pek kimse bulunmadığı savları ile savunulacağını, “efendilerimizin” idam gününü Iraklılar için “büyük bir gün” olarak ilan edeceğini kaydetti. İmzanın Amerikalılar adına Irak “hükümeti” tarafından atıldığını belirten Fisk, ancak milyonlarca Arap ve Müslüman ile milyonlarca Batılının Batı basınının gündemine gelmeyecek bir başka soruyu daha soracağını vurguladı: Ya diğer suçlular? Fisk şöyle devam etti: “Hayır. Tony Blair Saddam değil. Düşmanlarımıza gaz sıkmıyoruz. George W. Bush da Saddam değil. İran veya Kuveyt’i iş S gal etmedi. Sadece Irak’ı işgal etti. Ancak yüz binlerce Iraklı sivil ve binlerce Batılı asker öldü. Çünkü Bay Bush ve Bay Blair ile İspanya Başbakanı, İtalya Başbakanı ve Avustralya Başbakanı 2003 yılında bol yalan ve atmasyona dayanarak savaşa girdiler vekullandığımız silahlara bakılırsa– büyük bir vahşetle.” Amerikan işi “Irak’ta Saddam’ın Ebu Garib’deki ayıplarına, kendi Ebu Garib ayıplarımızı ekledik. Ama şimdi işlediğimiz korkunç suçları unuturken yarattığımız diktatörün sallanan cesedine alkış tutmamız bekleniyor” ifadesini kullanan Fisk şunları kaydetti: “Saddam’ı, bir buçuk milyon canın ölümüne yol açtığı için işlediği en büyük savaş suçu olan 1980 İran işgaline kim teşvik etti? İran ve Kürtlere sıktığı kimyasal silahların bileşenlerini ona kim sattı? Biz yaptık. Saddam’ın tuhaf yargılamasını kontrol eden Ame T rikalıların iddianamede bu en iğrenç suçtan söz etmemesine şaşmamalı. Çünkü bu bizim de sorumluluğumuzu ortaya koyardı.” Robert Fisk, New York Times yazarı Tom Friedman’ın 2003 işgali öncesi Saddam’ı “yarı Don Corleone, yarı Donald Duck” gibi tanımladığını ve bu tanımlamayla tüm diktatörlerin ortak bir yönünü tarif ettiğini anımsattı. Arap dünyasının Saddam’ı böyle görmediğini kaydeden Fisk, Saddam’ın vahşetinden çekenlerin infazı memnuniyetle karşılayacaklarını, ancak milyonlarca Müslümanın, Saddam Hüseyin’e idamının nasıl, kendisinin bile alaycı bir şekilde suçluları affettiği Kurban Bayramı’nın şafağında haber verildiğini anımsayacaklarını vurguladı. İdamının bir “Amerikan işi” olarak kayıtlara geçeceğini belirten Fisk, zamanla da “Washington’5ın emirlerine uymayan bir Arap liderin Batı tarafından yok edildiği” ve Saddam’ın “Yeni Haçlılar”ın iradesi ile bir “şehit” gibi öldüğünün akıllarda kalacağını yazdı. Irak’ta bayram kana bulandı rak’ın eski Devlet BaşI kanı Saddam Hüseyin’in idamının ülkede şiddeti arttıracağı yorumları, ABD ve işgal hükümetinin infazı niye bayrama denk getirdiği sorularıyla beraber gündeme geldi. Irak idamın ardından bayrama yeni şiddet eylemleriyle girdi, saldırılarda 80’e yakın kişi öldü. Devrik liderin doğum yeri Tikrit ile Samarra kentlerinde 4 gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Selahaddin vilayetinin sınırları içindeki Tikrit ve Samarra’da yaşayanların çoğu Sünni. Başkent Bağdat’ın ağırlıkla Şiilerin yaşadığı, ancak Sünnilerin de bulunduğu Hürriye semtinde bomba yüklü üç araçla birbiri ardına düzenlenen saldırılarda en az 37 kişi öldü, 80’e yakın kişi yaralandı. Güneydeki Şii kenti Küfe’de bombalı bir aracın patlaması sonucu en az 31 kişi öldü, 30’a yakın kişi yaralandı. Irak’ın çeşitli bölgelerinde işkenceye uğradıkları belirlenen 32 kişinin cesedi bulundu. Sünni bölgelerinde sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, Şiilerin yaşadığı Küfe kan gölüne döndü. Bağdat’ın kuzeyindeki El İskan Çocuk Hastanesi yakınlarında bomba yüklü bir aracın infilak etmesi sonucu 2 kişinin öldüğü, 8 kişinin yaralandığı bildirildi. ABD ordusundan yapılan açıklamada, 4’ü Anbar’da olmak üzere 5 askerin öldüğü bildirildi. Irak ve ABD güçleri en üst düzeyde alarm durumuna geçerken, dünyadaki bütün ABD elçiliklerinde de güvenlik önlemleri arttırıldı. ABD güçlerinin konvansiyonel yöntemlerle yenilemeyeceğinin farkında olan Saddam, yandaşlarına, altyapıya zarar vermeye ve İslamcı güçlerle güçlerini birleştirmeye çağırmıştı. Bu taktiklerin Saddam’dan sonra da devam etmesi bekleniyor. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle