20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ARALIK 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBMM Başkanı Arınç, türban konusundaki son tartışmaları değerlendirdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Ben hesabını sorardım’ CHP’li Arıtman’dan Çubukçu’ya tepki ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Şanlıurfa’da berdel usulüyle evlendirilen bir kadının, sığındığı baba evinden geri gönderilmek istenmesi üzerine intihar etmesiyle, kadınların dramının bir kez daha gündeme geldiğini ifade eden CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’ya bir mektup göndererek, “Berdel uygulamalarının kurbanı olan tüm kadınlar, belki bu dünyada sizden hesap soramıyorlar ama öteki dünyada elleri yakanızda olacak’’ dedi. Arıtman mektubunda, “berdel’’ uygulamasına son verecek yasal düzenlemelerin “acil’’ olarak Meclis gündemine getirilmesini istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Bülent Arınç, türban konusundaki son tartışmaları “bayanlara saygısızlık” olarak değerlendirirken “Birileri ‘Eşlerinize söyleyin, başlarını açsınlar’ diyebiliyor. Siz, bizim eşlerimizi köle mi zannediyorsunuz? Eğer bu sorunun muhatabı olsaydım, benim söyleyeceğim bir şey vardı; benim, eşime böyle bir teklifte bulunacak kadar düşük bir insan olduğumu zannediyorsanız size bunun hesabını sorarım” açıklamasını yaptı. Arınç dün düzenlediği basın toplantısında geçen hafta kabul edilen TBMM Genel Sekreterlik Teşkilat Yasası hakkında bilgi verdi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, Başbakan Erdoğan’ın “Birileri Allah göstermesin, eşimin başı Kandırın Bakalım... Türkiye’yi yönetenler ağızlarına “laik” kelimesini almayıp, demokrasiden, özgürlükten, çağdaşlıktan söz ediyorlar, Anıtkabir’deki anı defterine “Atatürk’ün izindeyiz” deyip halkı kandırıyorlar... Türkiye’yi yönetenler tarikatlara kucak açıyorlar, şeyhlerin, şıhların müritlerini kamu kurum ve kuruluşlarına doldurup “Çağdaş olmak erdemli olmaktır” diyorlar... Türkiye’yi yönetenler orman alanlarını işgal edip, zilliyet yöntemiyle toprak alıp kaçak villa yaptırıyorlar, ardından kaçak konut yapanlarla mücadele ediyorlar... Türkiye’yi yönetenler bir yandan “temiz toplum”dan söz ediyorlar, öte yandan Kuşadası’ndaki Fransız Tatil Köyü’nü satıp, belediye meclisinin AKP’li ve DYP’li üyelerinin oylarıyla oraya on iki kat imar izni veriyorlar... Türkiye’yi yönetenler AB’nin tüm dayatmalarına, “limanları açın” bayraklarına karşın, “tren kazası yok, yolumuz açık” diye açıklama yapabiliyorlar... Tüm bunlar olurken, Türkiye’yi yönetenlerin “ibrikçileri” sabah akşam TV kanallarında, sabahları gazete köşelerinde “tarikatlarla birlikte yaşamalıyız” diye ahkâm kesip halkın beynini yıkıyorlar... “Kentleşmeyi iyi yönetememiş, laik Cumhuriyet “Halkevleri”nde başarısız olmuş, “Halkevleri” komünist yuvasına dönüşmüş, kentlerde yaşayan insanlar yalnız kalınca tarikatlara yönelmiş...” Böyle palavralarla Nurcular, Fethullahçılar, Nakşiler, Süleymancılar, Milli Görüşçüler aklanıyor, onların da bu toplumun parçası olduğu savları dalga dalga yayılıyor... Bir bakıyorsunuz kamuoyu anketi yapılmış, Türkiye’de irtica tehlikesi ortadan kalkmış, sıkmabaşlı ve çarşaflı kadın oranında düşme olmuş... Efendim, Türkiye’de irtica tehlikesi yok!.. Dindarlık artmış!.. ??? Halkı kandırarak, oyalayarak ülkeyi yönetenler hiç utanmadan, sıkılmadan “AB yolunda yürüyoruz” derlerken, ibrikçiler de dört koldan onlara destek veriyorlar: “Ha gayret, AB’nin kapılarını açmaya az kaldı...” AB, Kıbrıs’ta limanların açılmasını yıllardır istemiyor muydu? İstiyordu!.. Çünkü Güney Rum kesimi bastırıyor, veto kozunu kullanıyordu... Şimdi şaşırıyorlar!.. Bilmem Lekoşa, Girne meydanlarında “yes be annem” çığlığı atanlar, AB’ye “Annan Planı”na “evet” diyerek gireceklerini sananlar, acaba bugün ne düşünüyorlar? Kimse kimseyi kandırmasın... AB açık açık şöyle diyor: “Güney Kıbrıs’ı tanı, Kuzey Kıbrıs limanları açsın, sonra gel oturup müzakere edelim.” Sen bu teklife “evet” mi diyorsun, hayır mı?! Eğer “hayır” diyorsan, AB Türkiye’yle müzakere etmez!.. Bizimkiler bu gerçeği bal gibi görüyorlar... Görüyorlar da ne yapıyorlar? Neredeyse her hafta bir uçak dolusu işadamı, sanayici Brüksel’e gidiyor... Başmüzakereci Ali Babacan AB ülkelerini dolaşıyor... TÜSİAD devrede, TOBB devrede!.. Sonuç yok!.. Peki AB, Türkiye’ye nasıl bakıyor? AB yetkilileri, Brüksel’den Ankara’ya değil, önce Diyarbakır’a uçuyorlar... Diyarbakır’da belediye başkanıyla görüşüp, Ankara’ya geliyorlar... Bakın, Karayılan Kuzey Irak’tan Türkiye’ye kafa tutuyor, Türk aydınlarına “Mayıs ayına dek silahı bıraktık, Türkiye bizimle masaya otursun” diye sesleniyor... Ardından da tehdidin dozunu artırıyor: “Sınırları değiştiririz ha!” ??? Güneydoğu’da salt PKK terörü yok. Köktendinci bir örgütlenme söz konusu. Güneydoğu’daki siyasi boşluğu ne DTP doldurabildi ne de öteki partiler. Bu yüzden köktendinci bir gelişme Güneydoğu’da ivme kazanıyor. AKP, 3 Kasım 2002 seçimleri öncesi ne demişti: “Yoksulluğun nedeni yolsuzluktur...” CHP, gümrüklerdeki yolsuzluk savlarıyla ilgili bir araştırma önergesi verdi. Bu önerge ilgili bakanın istifasına ya da düşürülmesine dek gidecek gensoru filan değildi. Sadece araştırma komisyonu kurulmasını istiyordu CHP. Sonuç ne oldu? AKP adı geçen bürokratları korudu, onları bir bakıma akladı... CHP dört yıldır dokunulmazlıkların kaldırılmasını istemiyor mu? İstiyor! Peki AKP ne yapıyor? Dokunulmazlıkların kalkmasını engelliyor!.. ? TBMM Başkanı Arınç, Başbakan Erdoğan’ın “Birileri Allah göstermesin, eşimin başını açmasını istiyor” sözleriyle başlayan tartışmalar hakkında “Türkiye’de zaman zaman görev başında olabilmiş birileri ‘Eşlerinize söyleyin, başlarını açsınlar’ diyebiliyor. Siz, bizim eşlerimizi köle mi zannediyorsunuz?” dedi. nı açmasını istiyor” sözleriyle başlayan tartışmaları da değerlendirdi. Arınç bu konuda şunları söyledi: müdür veya başka sıfatlar taşıyan insanların gelişigüzel bu sözleri sarf etmesine kızmıyorum, ama üzülüyorum. Bu kadar bilinçsiz insanlar, Türkiye’de zaman zaman görev başında olabilmiş birileri ‘Eşlerinize söyleyin, başlarını açsınlar’ diyebiliyor. Siz, bizim eşlerimizi köle mi zannediyorsunuz? Siz, bizim eşlerimizin; ‘başını kapa’ dediğimiz zaman kapadığını, ‘aç’ dediğimiz zaman açacağını mı düşünüyorsunuz? Siz kadına saygı diye bir şey bilmez misiniz? Bu, bu kadar basit bir olay mıdır? Kendi hür iradesiyle kendi kıyafetini belirlemiş insanlara, bir eş de olsanız ‘onu çıkar, bunu tak’ deme hakkına sahip misiniz? Bu kadına karşı bir ayrımcılık olmaz mı? Bundan daha büyük bir saygısızlık düşünebiliyor musunuz? Birileri daha önceleri başka formüller de bulmuştu. ‘Kumaş fabrikalarını kapatalım da örtü yapacak kumaş bulamasınlar’ diye... Bu da biraz ona benziyor. Eğer bu sorunun muhatabı olsaydım, benim söyleyeceğim bir şey vardı; benim, eşime böyle bir teklifte bulunacak kadar düşük bir insan oldu ‘Köle mi zannediyorsunuz’ “Kimi insanlar, önüne arkasına bakmadan şunu rahatlıkla söyleyebilmektedir; bunu söyleyenler de Türkiye’de belli yerlere, belli konumlara gelmiş insanlardır. Sokaktaki bir insan söylese gülüp geçersiniz. Ama zamanında emekli olmadan önce başka kurumlarda görev yaparken, her gün kamuoyunun önünde olan, isimlerinin önünde genel ğumu zannediyorsanız, size bunun hesabını sorarım. Böyle saygısızlık olmaz.’’ Arınç, bir ABD gazetesinde yer alan “2007 yılında Türkiye’de darbe ihtimali yüzde 50’’ başlıklı yazının anımsatılması üzerine de “Darbe sözünden nefret ederim. Bu, irticanın belirtisidir’’ dedi. Arınç, “darbe’’ sözünün ağza alınmaması ve tartışılmaması gerektiğini kaydetti. Arınç, cumhurbaşkanı seçimi konusuna değinirken de “Beni Meclis Başkanı olarak ilgilendiren, cumhurbaşkanı seçiminin anayasada gösterilen şartlar içerisinde Meclis’te ne zaman ve nasıl yapılacağıdır. O da kurallara bağlanmıştır. Ömrümüz olursa 16 Nisan ve 16 Mayıs arasında bu sürecin nasıl işleyeceğini hep beraber göreceğiz’’ diye konuştu. CHP’Lİ ÖZYÜREK: ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Tefirom’a takipsizlik ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı, gümrük müfettişlerince “kaçakçılık” yapmakla suçlanan Tefirom Grubu hakkında takipsizlik kararı verdi. Savcılığa sunulan soruşturma raporuna göre, “Tefirom Grubu’na bağlı 6 aracın Irak petrol şirketi SOMO’ya ihraç etmek üzere, İskenderun’dan aldığı LPG’yi yasadışı olarak yurtta bırakıp yerine su götürdüğü’’ iddiası yer alıyordu. Silopi Savcılığı’nın 16 Kasım tarihli kararında, “Vakanın incelenmesi sonucunda, atılı kaçakçılık suçuna ilişkin delil tespit edilememesi nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına” işaret edildi. Çocuklara mirasımız borç yükü ? Erdoğan’ın çaysimit hesabıyla ücretlilerin reel gelirinin arttığını söylemesinin gerçekleri yansıtmadığını belirten Mustafa Özyürek, reel ücretlerin 1999 yılının altında olduğunu söyledi. Özyürek, “CHP iktidarında IMF ile ilişkiler sona erdirilecek” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, “ekonominin tarihi rekorlar kırarak büyüdüğü” söylemlerine karşın bugün Türkiye’de her dört kişiden birinin kayıtlı yoksul olduğunu belirtti. Özyürek, “AKP’nin 4 Yılı, Ekonomi Nereden Nereye’’ konulu basın toplantısı düzenledi. Özyürek, reel sektörün, çalışanların, emeklilerin, esnafın durumunun içler acısı olduğunu, ancak belli çevrelerin sürekli beyin yıkayarak “ekonominin iyi olduğunu’’ iddia ettiğini söyledi. Özyürek, ekonominin tarihi rekorlar kırarak büyüdüğü söylemlerine karşın bugün Türkiye’de her dört kişiden birinin kayıtlı yoksul olduğunu belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sürekli çaysimit hesabıyla ücretlerin reel olarak arttığını ifade ettiğini belirten Özyürek, AKP döneminde reel ücret düzeyinin 1999 yılı düzeyinin altında bulunduğunu vurguladı. Eylül ayı sonu itibarıyla Türkiye’nin kamu ve özel sektör borçları toplamının 360 milyar doları aştığını belirten Özyürek, şöyle konuştu: “AKP döneminde kişi başına borçluluk YTL cinsinden yüzde 50.3, dolar cinsinden yüzde 64.1 artış göstermiştir. Çocuklarımıza mirasımız yüksek bir borç yüküdür. Kişi başına toplam tüketici kredisi ve kredi kartı borcu 2002 yıl sonunda 64 dolarken 2006 Eylül ayı ortasında 603 dolara sıçramıştır.’’ Özyürek, iktidara gelmeleri durumunda IMF’ye yönelik politikalarının ne olacağının sorulması üzerine de “Bizim iktidarımızda artık IMF’ye ihtiyaç olmayacaktır” dedi. Soru önergesine suç duyurusu ? HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkâri Valiliği, CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan’ın, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yanıtlaması talebiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesi nedeniyle, Canan hakkında Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğu bildirildi. Suç duyurusunda, Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca köyünde 23 Kasım’da, 1 kişinin ölmesi, 1 kişinin de yaralanması olayıyla ilgili Canan’ın, Bakan Aksu’ya soru önergesi sunduğu, önergede ‘’Valiliğin zan altında’’ bırakıldığı ileri sürüldü. [email protected] ‘Yeni takım kuracağız’ CHP lideri Baykal, AB krizini değerlendirirken ilk seçimden sonra kendi kalesine gol atmayacak bir milli takım kurulucağını söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AB ile ilişkilerde gelinen noktayı değerlendirirken “AB bizim yöneticilerden Türk kalesine bir ‘Kıbrıs altın golü’ atmasını istiyor. Ama hatırlatıyorum, ilk seçimden sonra yeni bir milli takım ortaya çıkacaktır. O milli takım kendi kalesine gol atmayacak. Herkes hesabını buna göre yapsın” dedi. Baykal, “TürkiyeAB ilişkilerinde yeni bir yol haritasının gerekli olduğunu” vurguladı. Baykal, dün yaptığı yazılı açıklamada Türkiye’nin AB ile müzakere yolculuğunun ciddi bir kesintiye maruz kaldığını söyledi. Baykal, “Hiçbir şey olmadı gibi devam etmek imkânı maalesef yok. Bu kararın hiçbir önemi yok, hiçbir etkisi yok demek yanlış. Ciddi olmak lazım bu işlerde. Artık yeni bir yol haritası lazım. Önemli olan bu yol haritasını yaparken eski yol haritasındaki hataları yapmamaktır” dedi. lanmalıdır. Artık herkes biliyor ki, Kıbrıs ile ilgili ödün AKP’li bakanın imzasıyla verilmiştir. Rumlar AKP hükümetinin attığı imzanın gereğinin yerine getirilmesini istemekte, bunun için bastırmaktadır. AKP hükümeti böyle bir taahhüt yapmamış olsaydı çok haklı, çok daha güçlü olurduk. Biz bunu önermiştik ve o zaman Başbakan’a, ‘imza atma, uçağa atla gel’ demiştim, dinlemediler. İşte o nedenle AB yöneticisi Olli Rehn Türkiye’den altın gol bekliyor. Yani AB bizim yöneticilerden Türk kalesine bir ‘Kıbrıs altın golü’ atmasını istiyor. Ama hatırlatıyorum, ilk seçimden sonra yeni bir milli takım ortaya çıkacaktır. O milli takım kendi kalesine gol atmayacak. Herkes hesabını buna göre yapsın. İkinci husus, Türkiye’nin demokrasi konusundaki ilerleyişini bireysel hak ve özgürlükler temelinde demokratikleşme olarak kabul etmek ve ettirmektir. Bu konuda gereken her türlü adımı elbette Türkiye atar. Atacaktır. Ama kolektif hak ve özgürlükler biçiminde, Türkiye’ye yönelik bir dayatma yapılmasına kesinlikle evet demeyeceğimizi netleştirmemiz lazım. Üçüncü hedef ise, Türkiye’nin imtiyazlı ortak gibi bir üyeliğe değil, tam üyeliğe yönelik çalıştığının netleştirilmesidir.” ‘Üç önemli konu’ Yeni yol haritasını hazırlarken üç önemli konuya çok büyük önem vermek gerektiğini vurgulayan Baykal, şu görüşleri dile getirdi: “Birinci önemli konu, Kıbrıs konusunun AB ilişkilerimizi etkileyecek bir konu olmaktan çıkarılmasıdır. Buna ihtiyaç vardır. Bu mutlaka sağ hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ‘Sebepsiz feshe’ durdurma ?ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay, sözleşmeli öğretmenlerin istihdamına ilişkin genelgedeki “tarafların, bir ay önce ihbar etmek şartıyla sebep göstermeksizin sözleşmeyi feshedebileceğine” ilişkin düzenlemenin yürütmesini hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle durdurdu. Türk EğitimSen’in açtığı davayı görüşen Danıştay, sözleşmeli öğretmenlerin tip hizmet sözleşmesinin 13. maddesinin diğer fıkralarında, sözleşmenin hangi hallerde feshedilebileceğinin objektif olarak belirtildiğini vurgulandı. Son dönemde sürpriz çıkışlarıyla gündeme gelen Mehmet Ağar’dan şaşırtıcı bir öneri daha ‘AB olmazsa Benelüks modeli var’ ANKARA (ANKA) DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, sürpriz çıkışlarına bir yenisini ekledi. Ağar, “Avrupa Birliği’nde sıkıntı olursa bölgesel bir Türkiye Benelüks modelim var” dedi. Ağar, bir süre önce terörle mücadele konusunda Diyarbakır’da “Dağda silah taşıyacaklarına düz ovada siyaset yapsınlar” açıklamasının ardından “Yozgat’ın kaderiyle Musul’un kaderi birleştirilecek”, ‘sözleriyle çıkışını sürdürdü. Son olarak katıldığı bir programda, tartışılacak bir öneri ortaya atan Ağar’ın AB ile ilgili açıklaması şöyle: “AB’de büyük sıkıntı olursa benim başka modelim var. Bölgesel bir Türkiye Benelüks modelim var. Türkiye komşu ülkeleriyle, bir ortaklık modeli geliştirir. Yani Türkiye’nin çok alternatifleri var.” Benelüks nedir? Benelüks; Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında 18 Temmuz 1932’de imzalanan Ouchy Sözleşmesi ile Avrupa’da gerçekleştirilen ilk ekonomik birleşmenin adı oldu. Avrupa Birliği’nden farklı olarak Benelüks’te ortak ve uluslarüstü yetkiyle donatılmış organlar kurulmadı. Kararların, hükümetler arasından doğrudan görüşmeler yoluyla alınması uygun bulundu. Bu arada DYP lideri Ağar dün DYP Konya İl Başkanlığı’nda par tililerle sohbet toplantısına katıldı. Ağar,burada yaptığı konuşmada “Diğer siyasi partiler, Güneydoğu açılımımızın, tıkanmış olan tüm oy kanallarını patlattığını görerek sıkıntı içine girmişlerdir’’ dedi. Ağar, “ Ben ülkenin enerjisini kendi iç meseleleriyle kaybetmesinden yana değilim. Biz her türlü açılımı gerçekleştiririz. Adam illaki elinde bomba, dağdan inmezse, o konuyla da güvenlik güçleri ilgilenecektir’’ diye konuştu. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle