16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 2006 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Atatürk’ün siyasi, askeri ve aydın kimliğinin temelindeki ‘insanlık’ erdeminin kitabı ODAK NOKTASI AHMET CEMAL ‘Her yönüyle insan’ dı... B’nin “üyelik koşulları”na ne kaA dar uyduğumuzu adeta “sorgu”layan “ilerleme raporu”, ölümünün 68. yılında Ata’mızı anarken açıklandı. “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen bir ulusal önderi kutsadığımız günlerde, “Biz ne istersek onu yapacaksınız” denilen bir sözde “ortak gelecek” dayatması ne kadar da hazin… Cumhuriyetin devrimci ilkeleriyle çelişen hedefleri için “AB’den medet” umanlar da Atatürk’ten söz etmek zorunda kalırlarken(!), adeta “O’nu artık unutun” denilen ilerleme raporuna “uyumlu muhalefet”in gerilimi içindeler. Bu nedenle 2006’nın “Atatürk Haftası”, siyasal tarihimize “titrek sesli anma konuşmaları”yla geçecek. Çünkü, AB’nin onur kırıcı istemlerine “karşıymış gibi görünerek çözüm aramak”, her sözünü en açık, en anlaşılır ve önce “insan”lığıyla söylemiş bir bilgeyi “lider” görerek nasıl mümkün olabilir ki? Nitekim dikkat edin, AB’ye “görünüşte” kızsalar bile konuşmalarında, yazılarında hep sevimli görünmeye çalışanlar, aynı zamanda insani duygularını da sanki yitirmişçesine “donuk bakışlı” değiller mi? Buna karşın, 4 Kasım’da Ankara’daki “Cumhuriyetimiz için halk yürüyüşü”ne koşanların gözleri ışıl ışıldı… Tıpkı Gazi’ninkiler gibi… KİTABI Ata’mızı çok daha yakından tanıyacağımız anlamlı bir çalışma, İlknur Güntürkün Kalıpçı’nın derlediği “Her Yönüyle İnsan” kitabı… Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü’nce düşünce ve kültür dünyamıza armağan edilen kitap için Rektör Prof.Dr. Mustafa Yurtkuran diyor ki; “Bu çalışma Ulu Önder’i, hüzünlenen, sevinen, seven, sevilen, ağlayan, gülen, espri yapan; kısaca duyguları olan bir insan olarak ele alıyor.” Kitabın adı gibi “her yönüyle” bir Cumhuriyet kadını olan, içten bir Atatürk sevdalısı İlknur Hanım da şunları ekliyor: “…çünkü artık O’nu ‘anma’nın değil; hoşlandıklarıyla, özlemleriyle, tutkularıyla, sevdikleriyle ‘anlama’nın zamanıdır.” Mustafa Kemal’in en gerilimli ortamlardan en keyifli dost meclislerine kadar, hep “insan” derinliği içinde yaşadığını belgeleyen bu kitap, aynı erdemin dünyadaki yankılarını da içeriyor; Örneğin Amerikalı General MacArthur diyor ki; “…en sıkıntılı zamanlarımda, o büyük istisadı ile Mustafa Kemal’i hep yanımda görmek istedim.” Tahranlı bir şair şöyle söylüyor: “Tanrı bir toplumun elinden tutmak isterse, başına Mustafa Kemal Paşa gibi bir önder getirir.” Haiti Cumhurbaşkanı Duvalier mezar taşına şunu yazdırmış; “Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü örnek alarak yaşadım.” 1934’te Rus Dışişleri Bakanı, “Avrupa’nın en büyük adamı kimdir” sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Boğazların öte yanında oturuyor…” İngiliz tarihçi Toynbee bakın ne yazıyor: “Batı'daki Reform, Rönesans, aydınlanma ve endüstri devrimlerinin hepsini bir insan hayatına sığdıran Atatürk, 10 yılda hiçbir ülkede uygulanmamış en devrimci programı gerçekleş tirdi. Tüm dünya örnek almalıdır.” ABD Cumhuriyetçi Parti Başkanı Gingrich 1996’da diyor ki; “20. yüzyılın en büyük değişimi, şiddet kullanılmadan, gizli polissiz ve insanlar hapsedilmeden gerçekleştirildi; bu bir mucizedir.” Bir Amerikan papazının 1934’teki mektubu ise şöyle: “Biz Amerikalılar için cehalet ve gericilik örtülerini yırtansınız; kadınların cinsi tutsaklığını kaldırdınız; 500 Arap harfi yerine 26 harfli alfabeyi milletinize hediye ettiniz; Kuran’ı dilinize çevirdiniz; Kilisemize asmak için imzalı bir fotoğrafınızı rica ediyoruz.” İşte bu gibi sayısız hayranlığın odağındaki Atatürk, daha 1911’de Bingazi’de binbaşıyken demiş ki: “Bir gün Türkiye’nin kaderinde rol alırsam, sosyal bir darbe yapacağım. Ama ben, halkın seviyesine inmeyeceğim; eğitim ve kültürde kendi seviyeme çıkaracağım.” Z DEĞERLER'İN DEVRİMCİSİ Bu seviyenin “öz değerlerimiz”e dayanan “devrimci tanımı”nı ise 1921’deki Maarif Kongresi’nde bakın nasıl yapıyor: “Eski, boş inançlardan ve yeniden kuruluş özelliğimize hiç de uymayan yabancı fikirlerden, doğudan ve batıdan gelen etkilerden uzaklaşabilmek, ulusal karakterimize ve tarihimize sahip çıkan bir kültür birliği ile mümkündür.” Ya aynı kültürün “mimarlık söylemi”ne ne demeli? Ankara’nın imar planına tavsiyeleri arasında; “Binaların balkonları, taraçaları geniş olsun. Türk kadınının çiçek zevki vardır; balkonlarını çiçeklerle süslesinler” de var… Bütün bunların destansı bir “alçakgönüllü”lük içinde yaşandığının çarpıcı kanıtı da Cumhuriyetin 12. yıldönümü için hazırlanmış afişlere tavrı; “Atatürk bizim en büyüğümüzdür; Atatürk bu milletin en yükseğidir; Türk Milleti bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı” gibi sözlerin üstünü çizmiş ve tek bir afişi istemiş; “Atatürk bizden biridir.” Nitekim Oktay Akbal da “Atatürk Bir Gün Gelecek” kitabında; “O uzaklarda değildir; geçmişe karışmış değildir; ilerici kuşakların yanındadır” demiyor mu? Doğan Hızlan’lı Yıllarım... Bilincine çoğu kez geç varılan gerçeklerden biri: Belki de artık tam olarak hatırlayamadığımız kadar uzun bir zamandan bu yana yaşamımızda olan bir insan. Sonra, bir vesileyle o “uzun bir zamandan bu yana”nın dökümünü yaptığımızda, karşılaştığımız gerçek: O insanla geçen yıllar, meğer yaşamımızın da en uzun bölümüymüş! Tıpkı benim “Doğan Hızlan’lı yıllarım” gibi… Sanki, veya daha doğrusu, meğer Doğan Hızlan, yaşamımda hep varmış! Aslında bu, benim için şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan, yılların ardından bunun bilincine belki de ilk kez böylesine açık ve seçik varışım. ??? Bu yılki TÜYAP Kitap Fuarı’nda Doğan Hızlan’ın onur konuğu oluşu; fuarda, “Dünya Kitap Dergisi Yılın En İyileri" ödülleri dolayısıyla düzenlenen toplantıda karşılaşmamız; o toplantıda hakkımda söylediği ve çeviri uğraşıma yeni bir güç kaynağı olan sözler – beni çok yoğun biçimde Doğan Hızlan’lı yıllarıma döndürenler, işte bunlar oldu. Neredeyse kırk yıl kadar önce Doğan Hızlan’la yaşam yollarımız kesişmeseydi, belki de bugün Ahmet Cemal adında bir çevirmen ve yazar olmayacaktı. Rahmetli Burhan Arpad, “Başlangıcından Bugüne Sosyal Gerçekçilik Açısından Alman Edebiyatı" başlıklı ve Altın Kitaplar Yayınevi’nde basılacak bir seçki hazırlıyordu. O güne kadar tanışmadığımız, ama benim iyi Almanca bildiğimi duymuş olan Doğan Hızlan da beni bu seçki için aradı. Goethe’den ve Schiller’den yaptığım bazı çeviriler, bu seçkide yer aldı. Bu olay, Doğan Hızlan’ın da yönetmen olarak bulunduğu Altın Kitaplar’da, uzun sürecek bir çeviri sürecimin başlangıcını belirledi. Bugüne kadar rastladığım en nazik, en sevecen insanlardan biri olan rahmetli Dr. Turhan Bozkurt’la tanışmam da aynı yayınevinde gerçekleşti. ??? Sonraki yıllarda artık Doğan Hızlan neredeyse, ben de genellikle orada oldum. Altın Kitaplar’ı Hürriyet Yayınları, ardından da Cumhuriyet gazetesinin kültür ve sanat sayfalarındaki birlikteliğimiz izledi. Bu yılların akışı içersinde başlangıçtaki tanışıklığımız, yerini yoğun bir dostluk sürecine bıraktı. Bu süreç boyunca Doğan Hızlan, gerek çevirilerim gerekse kendi yazdıklarım bağlamında aynı zamanda hep en güvendiğim eleştirmenim ve yol göstericim de oldu. Bu arada, hiçbir zaman önceden belirlenen tarihte bitirmeyi başaramadığım çeviri kitaplarımın da ‘aman tanımaz’ takipçisiydi. Bir defasında, bir konferans için Ankara’ya gideceğim sırada ve böylece birkaç gün olsun Hızlan’dan ‘yakamı sıyırdığıma’ sevinmişken, beni havaalanında anons ettirdi! Teşvikiye’deki Avusturya Kültür Ataşeliği’nde basın danışmanı olarak çalıştığım yıllar boyunca, orada, Kültür Ataşesi Prof. Hans E. Kasper’in sağladığı olanaklarla çok çeşitli konularda düzenlediğim panellerde en değerli yardımcılarımdan biri, yine Doğan Hızlan’dı. O yıllar içersinde Doğan Hızlan, gerek Batı’nın, gerekse Doğu’nun insancıl ve düşünsel değerlerini aynı kimliğin potasında neredeyse kusursuz kaynaştırabilmiş ender aydınlardan biri olarak, gerek Prof. H. E. Kasper’in, gerekse Türkiye’ye ilk kez Elias Canetti’den yaptığım “Körleşme” çevirisinin tanıtımı için gelen, Avusturya Edebiyat Derneği Başkanı ve Dışişleri Müsteşarı Dr. Wolfgang Kraus’un büyük hayranlığını kazandı. ??? Bugünden geriye baktığımda, Doğu, Batı, Avrupa, Osmanlı, Anadolu ve Türk kavramları bağlamında Doğan Hızlan’ı ancak eşsiz ya da en azından çok kendine özgü bir sentez olarak nitelendirebiliyorum. O, gerek yaşama üslubuyla, gerekse bu üslubun yazılarına yansımalarıyla, rahmetli Erdal Öz’ün “Edebiyatımızın Cumhurbaşkanı” değerlendirmesini gerçekten hak etti. Kürşat Başar, Doğan Hızlan’la gerçekleştirdiği ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları arasında çıkan “Sanki Bir Roman Kahramanı” başlıklı o nefis nehirsöyleşiye yazdığı “Başlarken” yazısını şöyle noktalamış: “Doğu ile Batı’nın kültürünü, zevkini, değerlerini birleştirmiş, Osmanlı ile Cumhuriyet’in ortak noktalarını hayatına taşımış, eskilerin deyimiyle ‘nevi şahsına münhasır’ bir yazı adamının öyküsünü okuyacaksınız … Doğan Bey için çok zaman, ‘Bir İstanbul Beyefendisi’ denildiğini duydum. Bilmem, böyle de denebilir. Ama sanırım, o yalnız İstanbul’da değil dünyanın her yerinde artık az rastlanacak bir beyefendidir.” “Doğan Hızlan’lı Yıllarım”ın hepsiyle gurur duyuyorum! eposta : [email protected] [email protected] FRANSA’DA EDEBİYAT ÖDÜLLERİ HAREKETLİ: 'Ö Jonathan Littell'den bir taşla iki kuş UĞUR HÜKÜM PARİS Fransa’da 20062007 edebiyat ödülleri mevsimi hareketli geçiyor. Sezonun ilk büyük ödülü, 26 Ekim’de açıklanan Fransız Akademisi Edebiyat Armağanı beklenmedik bir satış başarısı sağlayan Amerikalı yazar Jonathan Littell’e gittti. 21 Ağustos’ta yayımlanan kitap çoğu eleştirmen tarafından beğenildiği gibi kısa sürede okurun da ciddi sevgisini kazandı. Hiçbir ödül almadan yaklaşık 250 bin satan eser, gerçek büyük sürprizi, önceki gün Fransız dilinin en prestijli ödülü Goncourt’u kazanarak yaptı. İki büyük ödülün aynı yazara gitmesi geçmişte çok nadir rastlanan bir durum. Ayrıca 39 yaşındaki yazarın 900 sayfalık ilk romanı, “Les Bienveillantes / İyi Yürekliler”i (Gallimard) İngilizce yerine Fransızca kaleme alması, belirli çevrelerde belli bir gururlanma vesilesi de oldu. Soğuk savaş döneminde yazdığı casusluk romanlarıyla da tanınan gazeteci Robert Littell’in oğlu olan Jonathan, 1967 yılında New York’ta doğdu. Annesi Alsaslı bir Fransız olan Jonathan, lise diplomasını Paris’te aldıktan sonra Yale Üniversitesi’nde sanat ve edebiyat eğitimi gördü. 2001’de kitabını yazmaya karar verip Barselona’ya yerleşti. Oğul Littell “İyi Yürekliler”de 2. Dünya Savaşı'nın sonunu ve dehşetini bir SS subayının gözünden anlatıyor. Sezonunun 2. önemli ödülü Renaudot ise ilginç bir rastlantıyla Michigan Üniversitesi’nde Fransız dili ve edebiyatı profesörlüğü yapan Kongo kökenli Fransız yazar Alain Mabanckou’nun “Memoires de porcepic / Kirpi Anıları” (Seuil) adlı romanına verildi. Sezonun diğer büyük ödüllerinden Femina, 20 yıldır Paris’te yaşayan ve Fransızca yazan Kanadalı Nancy Huston’un 11. romanı “Lignes de faille / Çatlak Çizgileri” (Actes Sud), ‘Yabancı Femina’ yani Fransızcaya çevrilen yeniler arasından seçilen ödül ise İrlandalı Nuala O’Faolain’nin “L’Histoire de Chicago May / Şikago Mayısı Hikâyesi”ne (Sabine Wespieser) verildi. New York’ta yerleşik 70 yaşındaki muhalif Rumen yazar Norman Manea’nın “Le retour du hooligan: une vie / Holigan’ın Dönüşü: Bir Yaşam” (Seuil) adlı romanı ise 2006 ‘Yabancı Medicis’ ödülüne layık görüldü. Fransızca Medicis’i ise Libération gazetesi yazarlarından Sorj Chalandon, son romanı “Une promesse / Bir Vaat” (Grasset) ile kazandı. Bu arada Femina jürisinde bir skandal yaşandı. Jürinin en eski ve saygın üyelerinden yazar Madeleine Chapsal kısa bir süre önce yayımlanan anı kitabında, perde arkalarında olup bitenleri anlattığı gerekçesiyle seçici kuruldan atılırken, bu davranışı protesto eden bir başka jüri üyesi, Fransa’nın en popüler yazarlarından Regine Desforges de dayanışma gerekeçesiyle siçeci kuruldan istifa etti. İLK ROMANI İLKNUR HANIM’IN BAKIRKÖY 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2006/681 Talimat Borçluya ait ve bir borçtan dolayı hacizli bulunan ve aşağıda tapu kaydı, kıymeti, satış gün ve saati ve önemli özellikleri ile satış şartları belirtilen taşınmaz Bakırköy 4. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. 1 İİK. I27.Md. Göre Satış İlanının Tebliği: Adresleri tapuda kayıtlı olmayan (Mübrez tapu kaydında belirtilen) alakadarlara, gönderilen tebligatların tebliğ imkânsızlığı halinde işbu satış ilanı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 2 İİK. 151., 142. Md. Göre Sıraya Şikâyet ve İtiraz: Uygulama aykırılığı nedeniyle, alacağa mahsuben ihalenin yapılması veya satış bedelinin İİK. 138’inci madde cümlesinde dosya alacaklısına ödenmesi durumunda, alakadarların satışı takip ederek İİK. 142’nci maddeye göre şikâyet veya itirazları olanın, bu hakkını 7 gün içinde kullandıklarına dair dosyamıza derkenaren ibraz etmeleri İİK 83, 100, 142, 151, MK. 789, 777. maddeye göre ayrıca ilanen tebliğ olunur. 3 Satılacak Taşınmazın Tapu Kaydı: İstanbul ili, Bahçelievler ilçesi, Yenibosna Kuleli mevkiinde kain, tapunun 15 pafta 10118 parsel sayılı 426.50 m2 miktarındaki kargir apartmanın 66/426 arsa paylı bodrum kat (21) numaralı İŞYERİNİN tamamı vasıflı taşınmaz. 4 İmar Durumu: Bahçelievler Belediye Başkanlığı İmar ve Planlama Müdürlüğü Durum Bürosu’nun 18.04.2006 tarih ve 2006/3880 sayılı imar durum belgesine göre: Bahçelievler İlçesi, Yenibosna Zafer Mahallesi, 15 pafta, 10118 parsel sayılı yer; 1/1000 ölçekli 29.07.2003 tasdik tarihli Bahçelievler Revizyon İmar Planı’nda H=15.50 mt irtifada (5 kat), ikiz nizam yapılaşma şartlarında konut alanında kalmaktadır, denilmiştir. 5 Taşınmazın Hududu ve Sahası: Söz konusu taşınmazın dosyası içerisinde mübrez tapu kaydı ve 1/1000 ölçekli çapı arazide belirgin sabit noktalardan istifade ile arz üzerine aplike edildiğinde anılan taşınmazın alanı, boyutları, bulunduğu semt ve mevkii itibarıyla yerine aynen uygun olduğu, parsel alanının 426.50 m2 olduğu tespit edilmiştir. 6 Taşınmazın Halihazır Durumu ve Evsafı: Satışa konu taşınmaz İstanbul, Bahçelievler ilçesi, Yenibosna Zafer Mahallesi, Yıldırım Beyazıt Caddesi’nden ayrılan İpek Sokak’ta, tapunun 15 pafta, 10118 parsel numarasında kayıtlı ve İpek Sokak’tan 46 kapı numarası alan 426.50 m2 miktarlı kat mülkiyetli kargir apartmanda 66/426 arsa paylı bodrum kat (21) no’lu işyerinin tamamı niteliğindedir. Bodrum Kat + Zemin Kat + 4 Normal Kattan müteşekkil, B.A.K. tarzda ve ikiz nizamda, 2. sınıf malzeme ve işçilik kalitesi ile inşa edilmiş, takribi 15 yılı geçkin ömre sahip, bodrum katında işyeri ve binaya ait sığınak ve kömürlük mahalli, zemin katında yol cepheli konumda sıralı dükkânlar ile normal katlarında mesken olan ana binanın yoldan 21 basamak ile inilen bodrum katında yer alan (21) no’lu işyerinin projesinden alınan iç ölçüleri itibarıyla net kullanım alanı 293 m2, net irtifası 3.10 mt olup zemin katta merdiven üzerine isabet eden kısımda büro mahalli teşkil edilmiş durumda, işyeri zemini karo mozaik, duvarları sıvalı ve boyalı, demir doğramalı, taşınmaz dahilinde iki adet WClavabo mahalli, elektrik ve sıhhi tesisatlar ikmal edilmiş durumda, normal soba ısıtmalıdır. Satışa konu taşınmaz, bulunduğu semt ve mevki itibarıyla alt ve üst yapısı tamamlanmış, belediye ve sosyal imkânlardan istifade edecek konumda Yıldırım Beyazıt Caddesi’ne 2. bina konumunda ve ulaşım imkânları elverişli olup, civarın talep gören iskâna elverişli konut sahasında yer almaktadır. 7 Tapu kaydında varsa mükellefiyetler: Yoktur. 8 Muhammen Kıymeti: Gayrimenkulün bulunduğu semt ve mevki, imar durumu, yüzölçümü, inşaatında kullanılan malzeme ve işçilik kalitesi, belediye ve altyapı hizmetlerinden yararlanma durumu, inşaat maliyetleri, deprem sonrası emlak alım ve satım koşulları, değerine tesir edecek olumlu ve olumsuz tüm etkenler ile günün iktisadi koşulları da göz önüne alınarak, Bahçelievler ilçesi, Yenibosna Kuleli mevkiinde kain, tapunun 15 pafta 10118 parsel sayılı 426.50 m2 miktarındaki kargir apartmanın 66/426 arsa paylı bodrum kat (21) numaralı İŞYERİNİN tamamına = 150,000.00YTL (yüz elli bin YTL) kıymet takdir edilmiştir. 9 Satış Şartları: 1 Söz konusu taşınmaz ile ilgili olarak; 1. Satış: 18/12/2006 Pazartesi günü, 10.30 10.45 saatleri arasında, 2. Satış: 28/12/2006 Perşembe günü, 10.30 10. 45 saatleri arasında, Bakırköy 4. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Bu bedellerle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla artırma 10 gün daha uzatılarak ikinci satış yukarıda belirtilen tarih ve saatlerde tekrar yapılacaktır. Bu artırmada da tahmin edilen kıymetin %40’ını ve rüçhanlı alacaklıların alacakları mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmesi şartı ile en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin ve alacağa mahsuben iştirak edeceklerin kendinden önceki sırada bulunan alacakların alacağının, (muhammen bedelin %20’si ile sınırlı olarak) % 20’si nispetinde pey akçesi (nakit) veya bu miktar kadar milli bir bankanın (şartsız, kesin ve süresiz) teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Yabancı para kurunda günlük değişimler olması ve 805 sayılı kanunun 1. maddesine göre (döviz) teminat olarak kabul edilmez. 3 Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhaleye itiraz vaki olması halinde dahi (alacağına tekabül eden satış bedelinin müşteri sıfatıyla ödemekte imtina suretiyle alacaklıya ihale yapılmamış olması şartı ile) satış bedeli nakden icra veznesine yatırılır (mad. 134/4). Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları ile Katma Değer Vergisi ( 150 m2 ye kadar olan net meskenlerde % 1, mesken olmasına rağmen işyeri olarak kullanılmış dairelerde metruk durumda olan binalarda, tarla, bina, han, otel ve arsalarda % 18 olarak KDV müşteriden tahsil edilir), tahliye ve teslim giderleri öncelikle müşteri tarafından ödenir. Birikmiş emlak vergisi, tellaliye ve tapu satım harcı satış bedelinden müşteriye iade edilir. 4 İhaleye iştirak edenlerin icra satış dosyası, tapu kaydı, şartname, ilan ve tebligatları incelemek suretiyle ihaleye katıldığını kabul ettiği. Satılacak taşınmazın tapu kaydında varsa; taşınmazın bütünleyici parçalarının (MK. Mad 684, 862) , taşınmazın eklentilerinin (MK. Md 686, 862) hukuki semerelerinin (MK.md 879) taşınmazın birleştirilmesi durumunun (MK.md 859). İİK. 128 mad. göre taşınmaz mükellefiyetlerinin (intifa hakkı MK. Md 794, oturma hakkı MK. Md. 823, üst hakkı MK. Md. 834, kaynak hakkı MK. Md. 837, irtifak hakları MK. Md. 838, kaydi hayatla ölünceye kadar akdi BK.m. 507) mükellefiyetleri nazara aldığı kabul edilir. 5 Uygulamada rehin bedelinin ödenmesinde ve alacağa mahsuben satışta İİK. 140, 151, 268. mad emredici hükmüne rağmen sıra cetveli düzenlenmemekte olduğundan; taşınmaz üzerinde haciz, ipotek, satış vaadi ve sair hakları olan ilgililerin ihaleyi takip ederek satış tarihinden itibaren 7 gün içinde İİK 100, 151 ve 268, 4792 sayılı S.S. Kurumu K. Mad 21, 1479 sayılı BağKur K. Yasası md. 17, 3065 sayılı Katma D. V. Kanunu 55., Amme Alacağının Tahsili Hakkındaki Kanun mad. 21, MK 766, 789, 777/2, 796/1, İİK.83/C2,100,142/1, 51 maddelerine göre sıra ve alacağın aslına yönelik şikâyet ve itiraz dava haklarını kullanmaları ve icra dosyasına dava açtıklarına dair derkenar ibraz etmeleri gerekir. 6 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 7 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 8 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 9 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/681 Talimat sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 02.11.2006 (İc. İf. K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 54486) ESAS 2006/170 Davacı MALİYE HAZİNESİ vekili AV. MELİKE GÜLTEKİNLER tarafından davalı HASAN KOCAOĞLU aleyhine açılan TAPU İPTAL ve TESCİL davasında verilen ara kararı gereğince, Dava konusu Antalya Merkez Kütükçü Mahallesi 9343 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı HASAN KOCAOĞLU’na ait olduğunu, oysa dava konusu taşınmazın 1946 yılında 3116 sayılı Orman kanununa göre yapılan orman tahdidinde Devlet ormanı sınırları içinde kaldığını ve kesinleştiğini davalıya ait tapunun iptali ile davacı maliye hazinesi adına tapuya tesciline ve dava konusu taşınmazın devrinin ve satışının önlenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiş, Davalı Seyfı oğlu HASAN KOCAOĞLU Fevzi Çakmak mah. 1171. sokak No. 24 ANTALYA adresinde ikametgah eden Davalı adına çıkarılan davetiyelerin bila ikmal iade edildiği, yapılan Savcılık araştırmasında da adresi tespit edilemediğinden mahkeme ilanen tebliğine karar verilmiş olup, Adı geçen davalının duruşmanın bırakıldığı 29.11.2006 günü saat 09.50’de bizzat mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde davanın yokluğunda karar verileceği, Dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere HUMK’un 213. ve 377. maddeleri gereğince ilanen tebliğ olunur. 19.10.2006 (Basın: 54291) ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN İLAN ASMA VE İNDİRME TUTANAĞI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 2005/163 E / 2006/373 K Davacı Mehmet Sarısu tarafından davalı Feride Sarısu aleyhine açılan boşanma davasında verilen karar gereğince, 1DAVACININ DAVASININ KABULÜ ile, 2İzmir Tire ilçesi, Paşa mah. Cilt: 14, hane: 291, BSN:5’te nüfusa kayıtlı Hasan Ali ve Hatice’den olma Tire 15.9.1949 doğumlu, 25154116926 TC kimlik numaralı Mehmet Sarısu ile aynı yerde BSN: 15’te kayıtlı Mudanya 10.03.1960 doğumlu Ali ve Nedriye’den olma 17144358126 TC kimlik numaralı evlenmeden önceki soyadı Şenhisar olan Ayfer Sarısu’nun TMK 166 gereği boşanmalarına, 3Talep edilmediğinden nafaka ve tazminat takdirine yer olmadığına, 4Alınması gereken 12.20 YTL harçtan peşin alınan 11.20 YTL harcın mahsubu, bakiye 1 YTL harcın davalıdan tahsiline, 5Davacı tarafından yapılan 230.20 YTL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 400.00 YTL Avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, İlişkin karar davalının adresi meçhul olduğundan ,kararın trajı 50.000’in üzerinde olan ulusal gazetede ilanına,10.07.2006 tarihinde karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 28 ve müteakip maddeleri gereğince kararın ilanen tebliğine, Hüküm fıkrasının ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra muhataba tebliğ edilmiş sayılacağı tebliğ olunur. (Basın: 54303) Lise diplomamı ve öğrenci belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. GÖNÜL TALAYOĞLU CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle