16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 KASIM 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Dakika Bir Gol Bir İstanbul’a gelen Papa 16. Benedikt, havaalanında Vali Muammer Güler tarafından karşılandı. Papa’nın programı kapsamında ziyaret edeceği bölgelerde geniş güvenlik önlemleri alındı. Bu kapsamda bazı yolların trafiğe kapatılması evlerine gitmeye çalışan yurttaşların büyük sıkıntı çekmesine neden oldu. İstanbullular uzun saatlerini yollarda geçirdi. (Fotoğraflar: AA/ REUTERS) Sonunda korkanların korktukları başlarına geldi. Avrupa Birliği, bin naz ve niyazla kabul ettiği müzakere sürecini askıya alıverdi. Bizimkilerin durumunu özetlemek için kullanılacak en uygun tek tanım kalıyor galiba: “Eşekten düşmüş karpuza döndüler.” Oysa afra ve tafralarından geçilmiyor, kendilerine güvenin seçkin örneklerini vermekte kusur etmiyorlardı. Son güvenceleri de Katolik dünyasının lideri Papa 16’ncı Benedictus’un Ankara’da yaptığı temaslar sırasındaki sözleri olmuştu. Medyada yer alan haberlerin kaynaklarına göre Papa şöyle demişti: Başbakan’ın görüşme sonrasındaki açıklaması: “Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğini arzu ediyorum.” Başbakanlık’tan verilen bilgi: “Türkiye’yi AB ile birlikte görmek istiyoruz.” Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde söylediği ve gazetecilerin ulaştıklarını ileri sürdükleri bilgi: “Türkiye’nin yeri Avrupa Birliği’dir.” Papa’nın bu yaklaşımının bizimkilerin değerlendirmesiyle yorumu da şöyleydi: “AB ile müzakerelerin askıya alınması söz konusu değildir ve bu destekle Türkiye’nin üyeliği handiyse çantada kekliktir.” ??? Avrupa Birliği Komisyonu’nun müzakerelerin sekiz başlıkta askıya alınmasını öneren tavsiyesi Türkiye açısından olumlu olmadığı gibi zarar da yaratacak bir karardır. Ama örnek alınması gereken bir yaklaşımı da sergilemektedir. Bizimkiler dine her konuyu bulaştırmaya çalışmaları nedeniyle Papa’nın sözlerine büyük önem vermişler ve güvence olarak algılamışlardır. Oysa hepsi birer Hıristiyan olan ve Papa’nın yüzüğünü öptüklerinde günahlarından da arındıklarına inanan komisyon üyeleri dinsel inançlarını görevlerinden ayrı tutmasını becermişlerdir. Yani karşımızda, kararlarına kızsak da, Türk düşmanı olduklarını söylesek de ders çıkarılması gereken bir sonuç vardır. Bu sonuç da insanların laik olduklarının bilinciyle karar alabileceklerinin somut örneğini göstermeleridir. ??? Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek olmadığını düşünerek, komisyon kararını irdelemek yerine değerli meslektaşım Melih Aşık’ın dünkü köşesinden (Milliyet) alıntı yapmayı yeğliyorum. “...‘Ya Kıbrıs’ı verirsin ya da müzakereler durur’ kılıcı tepemizde asılı duruyor. Eğer, deniz ve havalimanlarını açmazsak müzakereler yavaşlayacak... Sonra duracak... AB bu noktadan geri adım atmıyor. Atmaz da. Ellerinde kapı gibi 17 Aralık metinleri ile sonraki deklarasyonlar var. 17 Aralık 2004’te Tayyip Erdoğan Ankara Anlaşması’nı 10 ülkeye genişletmeye söz verdi. Peşinden de ‘Bu protokolün imzası Kıbrıs’ı tanımamız anlamına gelmez’ diye diye protokolü imzaladılar. Kendilerini ve halkı aldattılar... ...Brüksel’de tam üyelik müzakeresi fiyaskosu, yani bir ‘hiç’ karşılığında ‘Kıbrıs’ sözü verildi. Bunun faturasını kim ödeyecek? Merak ediyoruz.” ??? Bizimkilerin iyimserliklerini koruma çabalarına karşın komisyonun tavsiye kararının ne olacağı, sabahın erken saatlerinde belirginleşmişti. Önce Almanya, ardından da Danimarka Başbakanı kendilerine yöneltilen soruları yanıtlarken “verdiği sözü tutmayan Türkiye’ye bir yaptırım uygulanması gerektiğini” vurgulamışlardı. Tavsiye kararı ile sadece Papa’nın sözleri değil, Finlandiya Başbakanı Matti Vanhanen’in yarın yapacağı Ankara ziyareti de güme gitti. Hadi içerdeki yönetimin laçkalığına alışmaya başlayanlar var diyelim. Ama dış politikada bırakın büyükleri, en küçük bir yanlışın bile faturasının büyük olduğunu aklımızın bir yanına yazmayı unutmayalım. Bu nedenle de bu yazıya son noktanın konulduğu saat 16.30’a kadar devletlilerimizin ne dediklerini öğrenemediğimizi de ekleyiverelim. Papa ve Bartholomeos, Fener Rum Patrikhanesi’ndeki ayinde yakınlaşma mesajları verdi Kiliselerin İstanbul buluşması İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in resmi davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Vatikan Devlet Başkanı ve Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 16. Benedikt, “iki kilisenin uzlaşması ve karşılıklı sevgiyi güçlendirmesi” dileğinde bulundu. Fener Rum Patriği Bartholomeos da Katolik ve Ortodoksların atılan doğru ve yanlış adımlardan eşit derecede sorumlu olduklarını söyledi. Türkiye ziyareti kapsamında Ankara ve İzmir’de temaslarda bulunan Papa, dün akşam saatlerinde İstanbul’a geldi. Papa’yı Atatürk Havalimanı’nda İstanbul Valisi Muammer Güler ile resmi görevliler karşıladı. Sahil yolu Bugün Ayasofya’da Papa 16. Benedikt, bugün 09.4515.30 saatleri arasında Fener Rum Patrikhanesi’ndeki ayine katıldıktan sonra balkondan halkı selamlayacak. Akşam saatlerinde Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II ile birlikte Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana) Patriklik Merkez Kilisesi’nde “Kelam Töreni’’ diye adlandırılan ayini yönetecek olan Papa, daha sona Vatikan Konutu’nda Türkiye Musevileri Cemaati Hahambaşı İsak Haleva ile görüşecek. Papa, daha sonra Ayasofya Müzesi’ni ve Sultanahmet Camisi’ni gezecek. nu takiben Yenikapı, Eminönü ve Unkapanı güzergâhını kullanan Papa’nın konvoyu, saat 19.00’da Fener Rum Patrikhanesi’ne ulaştı. Aya Yorgi Kilisesi’ne giren Papa, girişte bulunan Aziz Andrea’nın çiçeklerle süslü ikonasını ve İncil’i öptü. Kilisede düzenlenen ayinde Patrik Bartholomeos da dua okudu. Ortodoks geleneklerine göre gerçekleştirilen ayine, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, İstanbul Başkonsolosu Deborah Jones, Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisi Giorgos Gennimatas, İstanbul Başkonsolosu Aleksis Aleksandris, Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, Prof. Dr. Kezban Hatemi, Prof. Dr. Niyazi Öktem, gazeteci Can Dündar ve Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. EKÜMENİK VURGUSU Ayinin ardından konuşan Papa, Fener Rum Patrikhanesi’ne yaptığı ziyaretin iki kilisenin uzlaşması ve karşılıklı sevgiyi güçlendirmesi dileğinde bulundu. Birlik ve kardeşlik içinde yaşamanın güzel olduğuna işaret eden Pa Trafik çilesi yarına kadar sürecek Yollar kapalı seferler iptal İstanbul Haber Servisi Papa 16. Benedikt’in bugün de devam edecek olan İstanbul temasları nedeniyle, kentteki birçok ana arter ulaşıma kapalı olacak, bazı deniz otobüsü ve feribot seferleri de yapılmayacak. Dün ev ve işyerlerine ulaşamayan İstanbulluların trafik çilesi, Papa’nın İstanbul’dan ayrılacağı yarına dek sürecek. Papa’nın bugünkü programı nedeniyle 16.0021.00 saatleri arasındaki tüm deniz otobüsü ve feribot seferleri de yapılmayacak, Sahil Kennedy Caddesi trafiğe kapalı olacak. Balat’taki Fener Rum Patrikhanesi ile Ayasofya Müzesi ve Sultanahmet Camisi’nin bulunduğu geniş bir bölgede de bazı cadde ve sokaklar trafiğe kapatılacak. Divanyolu Caddesi’nden Ayasofya Müzesi ve Sultanahmet Camisi’ne giden yolların kenarlarına polis bariyerleri yerleştirilirken Papa’nın ziyaret edeceği tüm bölgelerde ev veya işyeri olanların girişlerine kimlik kontrolünden sonra izin verilecek. Papa’nın İstanbul ziyareti nedeniyle yolların kapatılması, zaten büyük sorunlar yaşayan kent trafiğini kilitledi. Aylardır yoğun trafik dolayısıyla isyan eden İstanbullular, Papa’nın gelişiyle saatlerce yollarda kaldı. İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, önlemleri havadan denetledi. Güler, “Uyarılarımızı dikkate alan yurttaşlarımıza teşekkür ediyorum’’ dedi. pa, “Şahsınız ve Ekümenik Patriklik Kutsal Sinod’un beni kardeşçe karşıladığı bu anı takdirle her zaman kalbimde taşıyacağımı söylüyor ve derin şükranlarımı dile getiriyorum. Kilise için anlamlı ve gerçek iyi niyetle dolu bu buluşmayı bize armağan ettiği için Rab’be şükrediyorum’’ diye konuştu. “Katolik ve Ortodokslar arasında tam birlik içinde çalışmaya koyulmamızı destekleyen unutulmaz olayları anımsayarak sizinle birlikte olmak bana büyük bir sevinç veriyor’’ diyen Papa, iki kilise arasındaki tarihsel ilişkilere atıfta bulunarak “Hıristiyan imanıyla çok yakından bağlantılı olan ve eski çağlarda birçok kilisenin yeşerdiği bu topraklarda bulunmaktan dolayı seviniyorum’’ diye konuştu. Bartholomeos da “Tıpkı bizden önceki seleflerimiz olan ekümenik patrik Athenagoras ve Demetrios’un, selefleriniz olan Papa 6. Paul ve Papa 2. Jean Paul’ü ağırladığı gibi, biz de sizi bu kente yaptığınız ilk kutsal ziyaretinizde sevgiyle ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz’’ dedi. Bartholomeos, “Kilisenin bu saygıdeğer insanlarının, sevgi ve gerçeğin diyaloğu yolundaki uzlaşma sürecinde bu tür karşılaşmaların paha biçilemez değerini ve acil ihtiyacını idrak etmiş olduklarını” söyledi. Konuşmaların ardından Papa ile Patrik Bartholomeos, 2004 yılında Vatikan’dan patrikhaneye getirilen Aziz Grigorios Theolog ile Aziz İoannis Hrisostomos’un kutsal emanetlerinin sandukalarını öptüler. Papa ile Bartholomeos’un basına kapalı olarak 35 dakika süren özel görüşmesine Vatikan heyetinden Kardinal Walter Kasper ve Fener Rum Patrikhanesi’nden Bergama Metropoliti Yohannes katıldı. Papa, görüşmenin ardından Harbiye’deki Vatikan Büyükelçiliği İstanbul Temsilciliği’ne gitti. HAÇI DEĞİŞTİRDİ Öte yandan Papa, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan İstanbul’a gelişinde boynundaki haçı değiştirdi. Haç değişikliğini yorumlayan araştırmacıyazar Aytunç Altundal, bu hareketin Papa’nın, “Ortodoks Kilisesi’ne yaptığı bir jest olduğunu’’ belirterek “Papa’nın Atatürk Havalimanı’nda taktığı haç, Ortodoksların ‘Şükran Haçı’ olarak bilinir’’ dedi. Vatikan Sözcüsü Federico Lombardi, El Kaide’nin Papa’nın seyahatine ilişkin tehdidinin “şiddete karşı tüm güçleri beraberce seferber etmek gerektiğini gösterdiğini’’ söyledi. Lombardi, “Bu tür tehditler karşısında Papa’nın da ekibinin de kaygılanmaları söz konusu değildir’’ dedi. İBDAC’YE OPERASYON Bu arada, İstanbul’da, İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri dün gece çok sayıda adrese eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda El Kaide ve İBDAC örgütü üyesi 18 kişi gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah, operasyonun Papa ile bir ilgisinin bulunmadığını söylerken üst düzey bir emniyet yetkilisi eylem yapacaklarından şüphelenilen bazı kişilerin tedbir amaçlı gözaltına alındığını söyledi. oerinc?cumhuriyet.com.tr Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 16. Benedikt, Fener Rum Patriği Bartholomeos ile birlikte Aya Yorgi Katedrali’nde ‘‘Şükran Ayini’’ne katıldı. Papa’ya Sultanahmet Camisi’ni ziyaretinde, üzerinde “güvercin figürü şeklinde besmele yazısı ve iki zeytin dalı” bulunan İznik Çinisi bir karo hediye edilecek. (AA) TRT rezil etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştiren Papa 16. Benedikt’in temaslarını yayımlama ve tüm televizyonlara dağıtma görevi verilen TRT bir dizi skandala imza attı. Başbakan Tayyip Erdoğan ile Papa, baş başa görüşme yapacağı salona girdiğinde TRT yönetmeni, kameranın görüntülerini ekranlara aktardı ve masadaki mikrofonun sesini açtı. Bu sırada Erdoğan’ın “Bu koltuklar çöküyor, başka koltuk yok muydu?”, “O perdeyi kapat perdeyi?”, “Ben burada mı oturacağım, daha yakın oturmamız için mi böyle konuldu bu koltuklar” şeklindeki sözleri ekranlara yansıdı. Dünya medyası tarafından da naklen verilen bu sözlerden hemen sonra, yayın bir anda kesildi. Görüntüleri canlı olarak yayımlayan binlerce televizyon, dakikalarca Erdoğan ve Papa’yı görüntüleyen foto muhabirlerinin sırtlarını izledi. TRT’nin skandalları Anıtkabir ziyareti sırasında da sürdü. Atatürk’ün mozolesine çelenk koyan Papa’nın saygı duruşunda bulunduğu sırada, dünya televizyonlarından Papa’nın değil, Anıtkabir’de görevli bir askerin görüntüsü izlendi. HaberSen Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Osman Köse, yaşananlara son dönemde artan kadrolaşmanın neden olduğunu vurguladı. NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA Gezinin en kritik aşaması, bugünkü Ayasofya etabında... İtalyan medya ordusunun gözü, Ayasofya’da... Çizmenin etkili yayın organı “Repubblica”; “Ayasofya Bilmecesi” başlığı altında yayımladığı başyazısında “Papa Ayasofya’da ne yapacak?” sorusuna yanıt arıyor: Türk devletinin kutsal olmaktan çıkardığı bir mekânı, “yeniden kutsama, kutsallaştırma yolunda” yorumlanacak haç çıkarma ya da mozaikleri takdis etmek gibi bir jestin, İslam âlemince “Haçlı eylemi” olarak görüleceğini vurgulayan gazete, “iyi başlayan geziyi bekleyen en büyük tuzağın bu olduğunu” söylüyor ki Arap kamuoyunun etkili yayın organı “El Cezire”nin yargısı da bu... İlk günkü bilanço, hem Türk hem de Vatikan diplomasisi açısından başarılı. Papa’yı yakından izleyen gözlemcilere göre Erdoğan’ı Papa’nın uçağının kapısına dek getiren “sihirli değişimin” ardındaki “sır”; XVI. Benedikt’in “Türkiye’nin AB serüvenine yaptığı açılım”... “Papa Avrupalı Türkiye’yi takdis ediyor” (Il Giornale), “Papa Avrupa’daki Türkiye’ye açılıyor” (Corriere Della Sera), “Papa Türki Gözler Ayasofya’da.. ye’yi Kucaklıyor” (Manifesto), “Ratzinger’in Yeni Avrupası” (Il Sole 24 Ore), “Papa Türkiye’nin AB Talebini Destekliyor” (International Herald Tribune) şeklindeki manşet ve başlıklara yansıyan gelişmenin arka planı bir hayli girift. XVI. Benedikt’le havaalanında yaptığı kısa görüşmenin ardından Başbakan, jet hızıyla bunu açıklıyor. Erdoğan bu desteği Papa’dan başka deyişle, “kerpetenle koparmış” oluyor! Vatikan labirentlerini tanıyan gazeteciler, bu ayrıntıyı gözden kaçırmıyor. Ve Erdoğan’ın açıklamasının hemen ardından gelen “Papa’nın sözcüsü” Federico Lombardi’nin yaptığı nüanslı deklarasyona dikkat çekiyorlar. Sözcü kısaca şunu söylüyor: “Vatikan her ne kadar Türkiye’nin AB üyeliğinde siyasi etki sahibi değilse de; ‘ortak değerler ve ilkeler temelinde Ankara’nın AB’ye yakınlaşmasına’ olumlu bakmaktadır!” “Ortak değerler ve ilkeler”in “Vatikan dilindeki anlamı” ise şöyle: 1. Türkiye’deki “laik sistemin yeniden tanımlanması”; 2. Hıristiyan azınlıklara, Vatikan’ın anlayışına göre yeni bir “din, inanç, ibadet özgürlüğü tanınması”. önce, İtalyan basınına “havada” vermiş olduğu demeç. Bu demeçte XVI. Benedikt, Ankara’dan “yeni bir laiklik tanımı” bekliyor. Demeç özetle şöyle: “Atatürk, Türkiye’yi yeniden inşa ederken Fransız anayasasını örnek almıştır... (Günümüz) Avrupa’(sın)da biz ‘laiklik’ ile ‘laikçilik’ arasında sağlıklı bir tartışma içindeyiz. Türkiye ile gerçek diyalog, bu tartışmadan geçiyor. Kamu yaşamı ile geleneksel değerler arasında katı bir ayrım gerektiren ‘laikçilik’; çıkmaz yoldur. Bu iki alanı uyum içinde bir araya getiren yeni bir laiklik tanımına ihtiyacımız var... Tarihi kökenlerinden hareketle Türkiye, laiklik ile gelenek arasında, akıl ve hoşgörüyü bir araya getiren bir yeni yaklaşım bulmak zorunda!” “Papa yeni statüko peşinde” başlıklı yazımda, cumartesi günü bu konunun ayrıntılarına girmiştim. İkinci mesele, Türkiye’deki “din özgürlüğü”... Bu konuya da Ankara’daki “kordiplomatiğe” yaptığı konuşmada damardan giren Papa, “Hıristiyan azınlıklara din özgürlükleri” ifadesini kullanmıyor gerçi ama kastettiği bu. Vatikan’ın anahtarı ‘Avrupa’ Vatikan diplomasisi, Türk kamuoyunun kalbine giden yolun, “Avrupa!” sözcüğünden geçtiğini tespit etmiş durumda. “Zorlu geziyi” büyük dikkat ve özenle hazırlayan Vatikan çevreleri, hafta sonu damdan düşer gibi birdenbire yepyeni bir “AB açılımının” işaretini veriyorlar. Vatikan Başbakanı Tarcisio Bertone, pazartesi günkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, Papa’nın uçağı Ankara’ya hareket etmeden 48 saat önce; “Türkiye’nin ilk halkada olmasa dahi, AB’nin çekirdek ülkeleri etrafında oluşacak ikinci halkada yer alabileceğini” basına sızdırıyor. Vatikan açısından, “Erdoğan kilidini” açan “sihirli anahtar” bu... Ancak ne var ki “Vatikan’ın bu son dakika desteği” Ankara’da ilginç bir şekilde basına, bizzat Papa tarafından değil, Erdoğan tarafından duyuruluyor. Ve Papa’nın ‘çıkmaz sokağı!’ Yani Vatikan’ın da şartları var! Papa bu “şartları”, iki farklı vesileyle yaptığı konuşmada ortaya koyuyor. Bunlardan ilki, Ankara’ya inmeden “Demokratik ülkelerdeki sivil otoriteler, inananlara tüm özgürlükleri tanımak ve dini cematlere diledikleri örgütlenme özgürlüklerini vermek zorundadır!” diyor Papa... Bunlar da AB üyeliği için Vatikan’ın koyduğu şartlar! Papa, Türk topraklarına ayak basmadan önce, gene uçakta gazetecilere yaptığı konuşmada “gezinin ruhani niteliğini” vurgulayarak, bunun bir “siyasi gezi olmadığını” söylüyor. Gerçek oysa bunun tam tersi. XVI. Benedikt’in Türkiye’ye yaptığı gezi, baştan sona “politik”; politikten de öte, “reel politik”. Yalnız Türk devlet temsilcileriyle değil, Papa’nın Patrik Bartholomeos buluşması da gene aynı “reel politik” boyutta değerlendirilmeli. Ortadoğu’nun yeniden dizayn edildiği, Batı’daki dengelerin yeniden tanımlandığı bir ortam ve zamanlamada düzenlenen bu ziyaret, yalnız Türkiye ile Avrupa’nın geleceğini değil, küresel jeostrateji ve jeopolitik dengeleri içeren, gözeten bir buluşma. Türkiye, bu dengelerin merkez üssünde. XVI. Benedikt’in attığı her adım, yaptığı her jest; bu “ölçek” üzerinden hesap ediliyor. Bunu, aklımızdan çıkarmayalım. Papa memnun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı Beşir Atalay, Papa 16. Benedikt’i İzmir’e uğurladıktan sonra yaptığı açıklamada, Papa’nın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmelerden duyduğu memnuniyeti dile getirdiğini söyledi. Atalay, Papa’nın, Erdoğan’ın kendisini Esenboğa Havaalanı’nda karşılamasından ve görüşmesinden ayrıca memnun olduğunu söylediğini bildirdi. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle