25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan Erdoğan, uluslararası camiaya ‘herkes aklını başına almalıdır’ çağrısı yaptı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Ortadoğu ateşi hepimizi yakar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ortadoğu’da barışın sağlanması için bölgesel ve küresel aktörlere “Çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. Bu ateş, uzak yakın hepimizi yakar. Herkes bu konularda aklını başına almalıdır” uyarısında bulundu. Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ile Papa’nın dün başlayan Türkiye ziyaretini değerlendirdi. Dünyanın giderek daha kötü bir yer haline geldiğini, yoksulluk ve şiddetin birbirinden beslenerek hızla küreselleştiğini kaydeden Erdoğan, Ortadoğu’nun her gün biraz daha fazla barış ve refahın uzağına sürüklendiğine dikkat Papa Geldi, Erdoğan Kaçtı... AKP hükümeti Papa’ya “yüz vermeyerek” ne yapmak istiyor? Yanıtı çok açık: “Milli Görüş ve radikal İslamcılara şirin gözükmek için...” AKP’liler bu yanıtın tam tersini verebilirler elbet. Çünkü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, NATO toplantısı için Brüksel’e giderken, Esenboğa’da Papa 16. Benedikt’le bir süre görüştü... Böyle görüşmelere diplomatik dilde şöyle denir: “Ayaküstü bir buluşma...” 265. Papa, Katolik Hıristiyan dünyasının ruhani lideri ve Vatikan Devleti’nin Başkanı olarak Türkiye’ye geliyor. Yani Papa, turistik bir gezi yapmıyor. Bizim “dini bütün” ve “katıksız Müslüman” AKP hükümeti, Papa’nın, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün “yemek çağrısı”na “hayır” yanıtı vermesinin ardından, TV’lerde kendisini şöyle savundu: “Papa Vatikan’ın Devlet Başkanı olarak geliyor, o yüzden muhatabı Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’dir.” İyi de Erdoğan Başbakan, Gül ise Dışişleri Bakanı değil midir? Papa 16. Benedikt’in, Bakan Gül’ün yemek çağrısına verdiği yanıtı bir kez daha anımsayalım: “Yemek dünyevi zevktir...” Gül’ün yemek çağrısını reddeden Papa’nın kullandığı dil ne anlama geliyordu? Papalar resmi yemek çağrılarına katılmazlar... Papa 16. Benedikt’in nazik “hayır” yanıtı, Gül’e ya da Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik değildir... Görünen o ki, bu diplomatik protokolden Abdullah Gül’ün haberi yok. Katolik Hıristiyan dünyasının ruhani lideri ve Vatikan Devleti’nin Başkanı Papa 16. Benedikt’in, İslam dinine karşı tavrı öteden beri biliniyor... Papa bir bilge insan hiç değil!.. Mücadeleci, daha açıkçası savaşçı... Papa için “dinler arası diyalog” bir kandırmaca... Ne diyor Papa: “Hıristiyanlık tüm dinlerden üstündür...” Yine öteden beri “İslam” ile uzlaşmayı istemiyor, Hıristiyanlığın bütünlüğüne inanıyor... ??? Peki, tüm bunlar ortadayken niçin geliyor Müslümanların çoğunlukta olduğu laik demokratik Türkiye’ye... Bilinçli olarak geliyor!.. Papalık, insanlık tarihinin en güçlü kurumlarından biridir. Papalık koltuğuna oturanların siyasi ve diplomatik yapıları vardır. Bu gelenek yıllardır sürmektedir. Türkiye’ye gelen Papa 16. Benedikt, siyasette ve diplomaside satranç ustası gibidir. Gezinin amacı 1054 yılından beri devam eden kiliselerin ayrılığına son vermek eylemidir. Burada önemli nokta şu: Patrik Bartholomeos, Papa Benedikt tarafından muhatap kabul edilirken, Rus Ortodoks Kilisesi ve Patrik II. Aleksey dışlanmış oluyor. Eh, Vatikan’ın muhatap aldığı Bartholomeos’un ekümenikliği de böylece onaylanmış oluyor... Özellikle Avrupa basını Papa’nın Türkiye’ye gelişini birinci sayfalarından veriyor, “suikast girişimi” üzerinde duruyor... Bir şey olacağını sanmıyorum... Halkımıza gelince... Halkımız Papa’nın gelişini umursamıyor. Halkımız ekonomik sorunlarla boğuşuyor... Din bezirgânlarının ise keyfi yerinde... Onlara iş çıktı!.. Tam bir haftadır kışkırtıyorlar Müslümanları!.. Sonuç ise başarısız... Erbakan Hoca’nın “Milli Görüş”ü 1 milyon değil, 20 bin kişi toplayabildi Çağlayan mitinginde... AKP hükümeti Papa’nın gelişinden hiç de hoşnut değil aslında... Papa geldi... Başbakan Erdoğan karşıladı... Yüzü biraz asıktı Erdoğan’ın... Nereden nereye? Erbakan’ın “yaramaz çocukları” Allah’ın gâvuru Papa’yı da karşıladı ya!.. Şimdi ne olacaktı? Oylar Erbakan Hoca’nın emanetçisine mi gidecekti? Korkmasınlar, korkmasınlar hiçbir şey olmaz!.. Tarikat şeyhleri olayı çözer, Fethullah Gülen, Samanyolu’nda bir konuşur... Biraz gözyaşı döker, iş biter... ??? Yazıma noktayı koydum ve bilgisayarıma gelen mektupları okumaya başladım.. Tufan Aksoy, İzmirli bir gazeteci dostum. Uzun yıllar İstanbul’da Sabah, Hürriyet ve Star gazetelerinde görsel yönetmen olarak çalıştı. Şimdilerde Hamdi Türkmen’in “Yeni Gün gazetesi”nde çalışıyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde karaciğer nakli ameliyatı geçirdi. SSK emeklisi olan Aksoy’dan doktorlar döner sermaye ücreti dışında 10 bin YTL “bıçak parası” istediler. Ne biçim ülkedir burası? Hem ayıp, hem yazık!.. ? Ortadoğu’nun her gün biraz daha fazla barış ve refahın uzağına sürüklendiğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, bölgesel ve küresel aktörlere şu çağrıda bulundu: “Düşmanlıkları ortadan kaldırmaya çalışırken yüzyıllardır bir arada yaşayan mezhepleri çatıştırmak, aralarına nifak sokmak için masum kanı dökmek en büyük insanlık suçudur. Terör bir bumerang gibi eninde sonunda dönüp sahibini vurur. Bundan kazançlı çıkan olmaz.” çekti. Kendisiyle ve dünyayla barışık bir Ortadoğu inşa edilmesi gerektiğini anlatan Erdoğan, bölgesel ve küresel aktörlere şu çağrıda bulundu: “Kritik günlerden geçiyoruz. Bütün bölgesel ve küresel aktörlere sesleniyorum. Çok tehlikeli bir oyun oynanıyor, bu ateş uzak yakın demeden hepimizi yakar. Düşmanlıkları ortadan kaldırmaya çalışırken yüzyıllardır bir arada yaşayan mezhepleri çatıştırmak, aralarına nifak sokmak için masum kanı dökmek, en büyük insanlık suçudur. Terör bir bumerang gibi eninde sonunda dönüp sahibini vurur. Bundan kazançlı çıkan olmaz. Kaybeden ise her şeyden önce küresel barış olur. Terörün tetikleyicisi İsrailFilistin savaşlarıdır. Bugün çatışmalarla gölgelenen Ortadoğu coğrafyasında barış tesis edilmeden dünyanın huzur ve esenliğe kavuşması mümkün değildir.” Türkiye’nin barış için çabalarının süreceğini belirten Erdoğan, bölge üzerinde etkinliği olan dış güçlerin çeşitli hesaplarla zaman zaman bölgedeki çatışma alanlarını körüklediğini, barış adımlarını sekteye uğrattığını söyledi. Çatışmacı zihniyetlerin dünyayı krize doğru sürüklediğine dikkat çeken Erdoğan, buna karşı ortak ve kararlı bir duruş sergilenmesi gerektiğini dile getirdi “Irak bize ırak değildir” diyen Erdoğan, Irak’taki fay kırıklarının bütün Ortadoğu coğrafyasında çatlaklara neden olacağına dikkat çekti. Erdoğan, “Herkes aklını başına almalıdır” diye konuştu. Irak’taki bütün unsurların barış için daha fazla çaba göstermesi ge rektiğini kaydeden Erdoğan, insanların konuşarak çözemediği hiçbir sorunun silah yoluyla çözülemeyeceğini söyledi. Sorunu orantısız güç kullanarak, masum kalabalıkların canına kastederek halletmeye çalışanların olduğunu anlatan Erdoğan, bunun sorunların çözümüne ilaç olmayacağını, atılan her bombanın düşmanlıkları daha da körükleyeceğini vurguladı. Şiddetle oyun olmayacağını anlatan Erdoğan, “Şiddet eken şiddet biçer” dedi. Sözlerinin Lübnan için de geçerli olduğunu anlatan Erdoğan, bu ülkedeki siyasi aktörlerin tuzaklara düşmemesi ve Hizbullah’ın hükümetten çekilmemesi gerektiğini dile getirdi. Erdoğan, Filistin’de iç bütünlüğü sağlamanın önemli olduğunu, Filistin hükümetinin ateşkes kararını olumlu bulduklarını bildirdi. ‘Albaraka’daki hissem sembolik’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, “Albaraka Türk’te sembolik bir hissesi bulunduğunu, ailesinin ise hisselerini 2002 yılında sattığını” bildirdi. Maliye Bakanı Unakıtan, Cumhuriyet’in önceki günkü sayısında yayımlanan “Unakıtan bereketi” haberi üzerine şu açıklamayı yaptı: “Benim Albaraka Türk’te sembolik bir hissem vardır, bu hissenin tutarı ise 500 YTL’dir ve bu hissenin bugünkü değeri ise 1952 Yeni Türk Lirası’dır. Bu rakam on binlerde birlik dilimlerle ancak ifade edilebilir. Bu nedenle bahsedilen oranda hissem kesinlikle yoktur.” Unakıtan ailesinin hisseleri ile ilgili olarak da “Eşim ve çocuklarıma ait hisselerin tamamı 2002 yılında satılmıştır” dedi. BAYKAL ’DAN ERDOĞAN’A ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Çık, adayım de, niye saklıyorsun? ? Cumhurbaşkanının uzlaşmayla seçilmesi gerektiğini yineleyen Baykal, “uzlaşma sağlanamazsa erken seçim” önerdi. Baykal, “Bireysel hesaplar, anayasa dışı özlemler Türkiye’ye dayatılmamalı. Kimse Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kaygı yaratma hakkına sahip değildir’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Martta, hatta nisan ayında seçime gidelim” çağrısını yinelerken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Bir Cumhurbaşkanlığı kapıp kaçırılır mı? Çık, adayım, diye ilan et. Niye saklıyorsun, niye mahcupsun, utanıyorsun?” diye seslendi. Baykal, dünkü grup toplantısında Papa’nın ziyaretini değerlendirirken çatışma kültürüne katkı veren olumsuz süreçlere dikkat çekti. Baykal, Papa’nın “İslamiyetin özüyle ilgili gerçeklerden kopuk” açıklamalarının gereksiz, anlamsız olduğunu ve tehlikeli sürece “tuz biber ektiğini” vurguladı. Baykal, “Ortada bilinçli bir provokasyon söz konusu değilse, zamanlama yanlış ve talihsiz olmuştur” dedi. Hükümetin ziyaret sürecindeki tavrını da eleştiren Baykal Papa’ya, ‘Türkiye’ye hoş geldiniz’ diyorum. Burada Türk halkının konukseverliğine tanık olacaksınız” diye seslendi. Türkiye’de son dönemde “derinden, sessiz bir gerilimin yükseldiğine” dikkat çeken Baykal, Newsweek dergisinde yayımlanan “darbe olasılığı yüzde 50” yorumuna da dikkat çekti. Baykal, “Bunlar üzüntü verici gelişmenin işareti. Türkiye’de sorunlar, gerilimler olur ama hiçbir zaman demokratik rejimin askıya alınması söz konusu olamaz” dedi. “Türkiye’de de kimsenin demokrasiyi tehdit etmeye gücü ve hakkı yoktur” diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bireysel hesaplar, anayasa dışı özlemler, bekleyişler Türkiye’ye dayatılmamalı. Türkiye tam bir güven içinde yönetildiği duygusunu yaşamayı hak etmiş bir ülke, kimse Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kaygı yaratma hakkına sahip değildir. Bu tedirginliğin altında cumhurbaşkanlığı seçimi var... Cumhuriyet tarihinin bu kadar önemli olayını bu kadar gizliden, konuşmadan, paylaşmadan herkesin dikkatinden kaçırarak kotarma ihtiyacı nereden çıkıyor? İlan et, adayım de. Bir cumhurbaşkanlığı kapıp kaçırılır mı?” Cumhurbaşkanının uzlaşıyla seçilmesi gerektiğini yineleyen Baykal, “Uzlaşma sağlanamazsa erken seçim” önerdi. Baykal, “Martta sandığa gideriz. Cumhurbaşkanı olmak istiyorum, dersin. Halk destek verirse saygı duyarız” dedi. Mehmet Ağar’dan geri adım ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, terör konusunda söylediği sözlerin bazı kişiler tarafından farklı yorumlandığını savunarak “Türkiye’de teröre kaynak oluşturan yeni yapılanmaların önünü kesmek, siyasetin görevidir. ‘Ben silahtan, bombadan, terörden vazgeçmem’ diyenin muhatabı da askerimizdir, polisimizdir, güvenlik güçlerimizdir” dedi. DYP’nin Balçova’da gerçekleştirilen 9. bölge toplantısının açılışında konuşan Ağar, Türkiye’de din merkezli siyasetin uygulanamayacağını söyledi. Ağar, “Din eksenli, etnik köken eksenli, etnik milliyetçilik eksenli siyasetin önünü kapatan demokrat misyondur. Siyaset, milletin değerlerinin tümümü kabul eder’’ dedi. musakart@yahoo.com Orgeneral Büyükanıt, ilk kez Genelkurmay Başkanı olarak katılıyor YAŞ toplantısı yarın yapılacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) bu yılki 2. toplantısı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yarın yapılacak. Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı Çakmak Salonu’ndaki toplantıda, başta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) personel, eğitim, disiplin konuları olmak üzere planlı faaliyetlerle ilgili değerlendirmelerde bulunulacak. Toplantıya, Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Fethi Remzi Tuncel, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, 3. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Koçman, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Şükrü Sarıışık, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral Atila Işık, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Donanma Komutanı Oramiral Muzaffer Metin Ataç ile Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Orhan Yöney katılacak. Şura üyeleri, öğle saatlerinde Anıtkabir’i ziyaret ederek mozoleye çelenk koyacak ve saygı duruşunda bulunacak. Şura çalışmalarının tamamlanmasının ardından alınan kararlar, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in onayına sunulacak. Kararlar daha sonra Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği tarafından duyurulacak. Şurada, 30 Ağustos’ta orgeneralliğe terfi eden Orgeneral Iğsız ile Orgeneral Işık ilk kez yer alacak. Ardahan savcısı intihar etti ? ARDAHAN (AA) Ardahan Cumhuriyet Savcısı Fikret Sümbül (44) Yeni Mahalle adliye lojmanlarındaki evinde gece 01.30 sıralarında beylik tabancasıyla intihar etti. Ardahan Başsavcısı Cemil Akdeniz, soruşturmanın sürdürüldüğünü, önümüzdeki günlerde olayın netleşeceğini söyledi. Sümbül’ün bu yılın ağustos ayında Ardahan’da görevine başladığı öğrenildi. Sümbül, Tunceli’nin Ovacık ilçesinde görev yaparken 21 Ekim 2001’de bulunduğu otomobile teröristler saldırıda bulunmuş, Sümbül’ün yara almadan kurtulduğu olayda 2 er yaralanmıştı. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Meclis’te irtica ve terör tartışması CHP’li Mustafa Özyürek, Türkiye’nin en büyük sorununun terör olduğunu belirterek ‘2002’de sıfır olan terör, bu hükümet döneminde hortladı’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda terör ve irtica tartışması yaşandı. AKP’li Ahmet İnal’ın, “sınır ötesi operasyonlardan bir sonuç alınamadığı” yolundaki sözleri tartışmalara neden olurken CHP Ordu Milletvekili Kazım Türkmen ise Ordu’da tarikatların cirit attığını söyledi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşların 2007 yılı bütçelerinin görüşmeleri sırasında gergin anlar yaşandı. Bütçe üzerine görüşlerini dile getiren CHP’li Mustafa Özyürek, Türkiye’nin en büyük sorununun terör olduğunu belirtti. Özyürek, “2002 yılında sıfır olan terör, bu hükümet döneminde hortlamıştır. Kuzey Irak ve Kandil Dağı’ndaki teröristlerin buraları bir üs olarak kullanması önemli bir sorundur. Bu konuda sonunda aldatmaca bir formül bulundu. Türkiye, ABD ve Irak koordinatör belirledi. Ancak ikisi bir araya gelirken, bu üçünün görüştüğü görülmedi. ABD’nin engellemesi nedeniyle o tarafa operasyon yapılamıyor” dedi. CHP’li Türkmen ise seçim bölgesi Ordu’da tarikatların cirit attığını, tarikat evlerinin sayısının da çoğaldığını söyledi. AKP’li İnal’ın, “sınır ötesi operasyonlardan bir sonuç alınamadığı” yolundaki sözleri ise tartışmalara neden oldu. İnal’ın Kuzey Irak ve Kandil Dağı’nda yuvalanan teröristlere karşı sınır ötesi operasyonların kolay olmadığı yönündeki sözlerine ise CHP’li Gürol Ergin tepki gösterdi. Ergin, “Sen ne dediğini biliyor musun? Karşı tarafı yüreklendiriyorsun. Böyle bir konuşma nasıl yapılabilir?” diye konuştu. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle