16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER UĞUR KILIÇ CİNAYETİ 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Çakıcı’ya 19 yıl hapis lenin, sanık için BURSA (Cum‘Dündar Kıhuriyet) Ululıç’ın silik kopdağ’da, 1995 yıyası’, ‘Abdullında eski eşi Nulah Öcalan dariye Uğur Kılıç’ı ha şerefli bir inöldürttüğü iddisan’ gibi kulasıyla yargılanan landığı sözler Alaattin Çakımüvekkilimi cı, 19 yıl 2 ay haderinden üzpisle cezalandımüş ve yaralarıldı. mıştır. MaktuUğur Kılıç, Uludağ’daki bir Alaattin Çakıcı. le, bunu sistemli şekilde otelin lobisinde 20 Ocak 1995’te Abdur sürdürmüştür. Ağır tahrahman Keskin’in silah rik unsurları oluşturlı saldırısı sonucu yaşa muştur.’’ Alaattin Çakıcı ise esas mını yitirdi. Keskin, ömür boyu hapis cezasına çarp hakkındaki savunmasıntırılırken, cinayeti azmet da, önceki savunma ve tirdiği öne sürülen Çakı açıklamalarını yineledicı hakkında dava açıldı. ğini söyledi. Çakıcı’yı, Bursa 1. Ağır Ceza Mah ilk olarak cinayeti azmetkemesi’nde dün görülen tirdiği iddiasıyla ağırlaşdavanın karar duruşma tırılmış ömür boyu hapissında, Tekirdağ 2 No’lu F le cezalandıran mahkeme Tipi Cezaevi’nden getiri heyeti, suçun ‘’Nuriye len Alaattin Çakıcı ile avu Uğur Kılıç’tan kaynakkatları Muammer De lanan haksız fiilin meymirtaş, Ahmet Ateş, Şa dana getirdiği hiddetin fak Mahmut Yazıcıoğlu etkisi altında işlendiği’’ ve Sezgin Karaca hazır kanaatiyle cezayı 23 yıla bulundu. Uğur Kılıç’ın, indirdi. Sanığın duruşmaAlaattin Çakıcı hakkında daki iyi halini de göz önüki sözleri için “ağır tah ne alan heyet, Çakıcı’nın rik’’ uygulanmasını iste 19 yıl 2 ay hapse mahkum yen avukat Demirtaş, şöy olmasına karar verdi. Kararın yüzüne okunmasıle konuştu: “Abdurrahman Kes nın ardından Alaattin Çakin’in, Kılıç’ı öldürdüğü kıcı, mahkeme heyetine tartışılmazdır. Maktu teşekkür etti. Bir Farklı Bakış Papa geldi, hoş geldi. Ziyaret öncesinde Papa’ya karşı belli çevrelerin gösterdiği tavır, belli ki ziyaret sırasında da devam edecek. Papa aleyhtarı mitingler, sokaklara asılan ‘Gelmesin’ pankartları, basında bu yöndeki yayınlar nasıl bir hava yarattı? Sanki Türkiye, halkıyla da devletiyle de Papa’yı istemiyor. Bu mitingler, bu pankartlar, bu yorumlar öne çıkarıldı. Öyle bir ortam yaratıldı ki, sanki Türkiye Cumhuriyeti, papalığa savaş açmış bir cihat ülkesi. Oysa Papa, dini liderliğinin yanında bir siyasi liderdi ve Vatikan devletinin devlet başkanıydı. Türkiye’ye de Türkiye’nin cumhurbaşkanı tarafından davet edilmişti. Ve hiç kuşku yok ki, Türk halkının çok büyük çoğunluğu, geleneksel misafirperverliğin Papa’ya da gösterilmesinden yanaydı. Papa, siyaseti ve dini harmanlayıp, Müslümanları üzecek abuk sabuk laflar etmiş olsa bile. Üstelik, her aleyhte konuşan devlet başkanının Türkiye’ye gelmesi engellenirse kimseyle konuşmamak gerekir. Bu da olacak şey değil. Siyasetin gereği siyasetle yapılır ve siyaset akıl işidir. ??? Geçtiğimiz hafta Fransız Le Figaro gazetesinde ilginç bir yazı yayımlandı. Alxandre Adler imzalı yazı, Avrupa’nın son durumu ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda farklı bir bakış getiriyordu. Adler, Türkiye’nin AB üyeliği hedefinin gerçek düşmanlarının Ermeniler, Rumlar ve Yunanlılar olmadığını söylüyor ve şöyle diyordu: “Türkiye’nin üyeliğinin gerçek düşmanlarını, Avrupa’da, hatta ırkçı eğilimli köktendinciler ile Avrupa ve Arap dünyası arasında sıkı bir ittifak taraftarı olanlar arasında aramak gerekir. Bazıları, özellikle Almanya ve Avusturya’da, ikinci kuşak Türk göçmenlere vatandaşlık hakkının verilmesini reddettikleri gibi, bir Müslüman ülkenin Avrupa’ya girmesini de reddediyor. Arap dünyasındaki milliyetçi ve İslamcı akımlarla uyum içinde olan diğerleriyse, komşu diktatörlükler açısından istikrarsızlaştırıcı etkileri olan örnek bir demokrasiye sahip Müslüman bir ülkeyi istemiyor. Amacı Türk adaylığını baltalamak olan gerçek bir komplo ile karşı karşıyayız’”diyen Adler’in bir sözü de Fransa’yaydı: “Fransa bu süreci hızlandırarak kendisine sadece Türk pazarlarını kaybettirmekle kalmayıp aynı zamanda, şimdiye kadar tarihinde en önemli anlarda her zaman yönünü Paris’e dönen bu büyük halkın gözündeki değerini kaybetmesine de sebep olacak durumda nasıl bir yarar gördü?” Adler, “Türk demokratları ve Avrupa kamuoyu bu büyük uygarlık projesini sabote etmek isteyenlerden hesap sormalı” diye de ekliyordu. Bu sözlerin çok kişinin gözünü açması gerek. Özellikle, her zaman, her durumda, her şey için Türkiye’yi suçlayan Türklerin gözlerini... [email protected] USA 2006 Antalya’daki tapu davası Yarım asır sonra kaos yaratacak karar ANTALYA (Cumhuriyet) Antalya’da 1958 yılında açılan ve bir süre önce davacılar lehine sonuçlanan tapu davasıyla, Bahçelievler Mahallesi’ndeki 552 bin 250 metrekare yüzölçümündeki 556 ada, 2 parsel sayılı taşınmaz ile 1 milyon 837 bin 750 metrekare yüzölçümündeki 570 ada 3 parsel şahıslara geçti. Söz konusu araziler üzerinde, halen Meteoroloji Bölge Müdürlüğü, Karayolları Bölge Müdürlüğü Sosyal Tesisleri, Falez Oteli, Sheraton Oteli, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne ait Yüzüncü Yıl Spor Kompleksi, Antalya Kültür Merkezi (AKM), Cam Piramit Kongre ve Fuar Merkezi, Hillside Su Oteli, tamamlanmayan yüzme havuzu ile Dilek Sabancı Spor Salo nu, Antalyaspor Kulübü, adliyenin bir bölümü, eski Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü ile Soğuksu ve Bayındır mahallelerinin bir kısmı bulunuyor. Söz konusu yatırımların işletmesinin tehlikeye düştüğü bildirilirken, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bölgeye yapacağı 30 bin kişilik stat projesi de iptalle karşı karşıya kaldı. DYP Antalya İl Başkanı Ahmet Kiştin, dava sonucunun Antalya’da tapu kaosuna yol açacağını belirtti. 1958 yılında şehir kadastrosu sırasında, Hacı Bekirzade, Hacı Mehmet Ağa, Arap Süleyman ve “mütegayip eşhastan’’ Bakırcı Yorgi adlarına kayıtlı tapuların, Hazine’ye devredilmesinin iptalini içeren dava, tam 48 yıl sürdü. Atatürk’e çirkin saldırı ? KUŞADASI (Cumhuriyet) Öğretmenler Günü nedeniyle düzenlenen törende Atatürk’e benzemeyen bir afişin asıldığı Kuşadası Endüstri Meslek Lisesi’nde, bu kez girişte yer alan panodaki Atatürk resminin üzerine “enayi” yazıldı. Öğrenciler yazının uzun süredir panoda yer aldığını söylerken Okul Müdürü Muzaffer Moral, “Bu yazının yeni farkına vardım. Öğrenci bunlar, yaparlar. Devlet malına zarar vermekle ilgili daha yeni çocukları uyardım. Mutlaka birisi geldi, dangalaklık yaptı” dedi. KARACİĞER NAKLİ AMELİYATI Bıçak parası istediler ? Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakli Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde karaciğer nakli ameliyatı geçiren Tufan Aksoy, kendisinden 4 öğretim üyesi için 10 bin YTL istendiğini söyledi. ŞULE KÖKTÜRK Dört gün sonra kuyuda bulundu ? TİRE (AA) İzmir’in Tire ilçesinde ailesinin 24 Kasım Cuma gününden bu yana aradığı N.E. (17) adlı genç kız düştüğü su kuyusundan 4 gün sonra çıkarılabildi. Gökçen beldesinde tarlasında çalışırken, üzeri çalıyla örtülü su kuyusundan sesler geldiğini fark eden İbrahim Güloğlu, durumu Tire itfaiyesine bildirdi. Tire’den gelen ekip, 45 dakika süren çalışma sonunda yarı baygın haldeki N.E’yi, derinliği 27 metre olduğu belirtilen su kuyusundan çıkardı. 6 günde 20 bin sürücüye ceza ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da 6 günde yapılan kontrol ve denetimler sonucunda 20 bin 590 sürücüye ceza uygulandı. İstanbul polisinin 20 ile 26 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirdiği uygulamada 45 bin 716 araç kontrol edildi. Bu kontrollerde 18 bin 511 araç sürücüsüne yasak parktan, 1744 sürücüye kırmızı ışık ihlalinden, 267 sürücüye alkollü araç kullanmaktan, 30 motosiklet sürücüsüne kask kullanmamaktan cezai işlem uygulandı. Üniversite hastanelerinde “hoca parasıprim ücreti” adı altında, öğretim üyelerinin girdiği ameliyatlarda alınan ekstra ücretler hastaların belini büküyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakli Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde karaciğer nakli ameliyatı geçiren Tufan Aksoy da Sağlık Bakanlığı onaylı bu uygulamanın mağdurlarından biri. Aksoy, girdiği ameliyat sonrası kendisinden 4 öğretim üyesi için istenen 10 bin YTL ile karşı karşıya kaldı. Karaciğer nakli için 2 yıl önce adı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakli Araştırma ve Uygulama Merkezi hasta listesine yazılan Tufan Aksoy’a, 19 Kasım Pazar akşamı telefonla ameliyat olacağı bildirildi. O gün İstanbul’da olan Aksoy, sabah gittiği Ege Üniversitesi’nde hemen ameliyata, 1 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra ise özel odaya alındı. Aksoy, yanında bekleyen yakınlarından, ameliyatına 4 öğretim üyesinin girmesi nedeniyle 10 milyar lira ekstra ücret istendiğini öğrendi. Ancak kendisinin daha önceden böyle bir şeyden haberi olmadığı için Aksoy, bu parayı ödemeyeceğini söyledi. Bunun üzerine merkezin öğretim üyelerinden Doç. Dr. Murat Kılıç’ın odasına gelerek kendisini bu parayı ödemesi yönünde ikna etmeye çalıştığını iddia eden Aksoy, Dr. Kılıç’ın, “Taburcu ediyorum seni, bir daha da özel görüşmeyelim” dediğini söyledi. Tufan Aksoy’un oğlu Kerem Aksoy ise öğretim üyelerini seçenlerden böyle bir ücret istenmesinin yasal olduğunu, ancak kendilerinin herhangi bir seçim yapmadığını ve herhangi bir kâğıt imzalamadıklarını söyledi. ‘ÜCRETTEN VAZGEÇİLDİ’ Doç. Dr. Kılıç ise hastayla hiç muhatap olmadığını, yalnızca yakınları ile görüştüğünü belirterek organ nakli olan hastaların, herhangi bir sorun yoksa 5’inci günden sonra çıkabileceğini, ancak Aksoy’un 9 gün olmasına karşın hâlâ hastanede yattığını söyledi. Kılıç, hastadan istenen öğretim üyesi ücretinden de vazgeçildiğini ifade etti. Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Kaplan ise prim ücretinin yasal olduğunu anımsatarak alınan ücretin yüzde 60’ının hastanenin döner sermayesine, yüzde 40’ının ise ameliyata giren öğretim üyelerine verildiğini söyledi. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle