Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2006 PERŞEMBE 10 ‘Guantanamo’ya Türk görevliler de geldi’ ? BERLİN (AA) ABD’nin Küba’daki Guantanamo Üssü’nde yaklaşık 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan Murat Kurnaz, tutukluluğu boyunca Türk görevlilerin de kendisini sorguladıklarını söyledi. Kurnaz, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) Avrupa’daki gizli uçuşlarını soruşturan Avrupa Parlamentosu Komisyonu’na verdiği ifadede, “Guantanamo’ya Türk görevliler de geldi. Diğer Türk tutuklulara yaptıklarının aksine bana yardım etmediler’’ dedi. DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Suikasta kurban giden Hıristiyan Cemayel’in cenazesi dün doğduğu köye götürüldü Lübnan’ da yas ve korku Ş am karşıtları Suriye’yi suçluyor. Hizbullah ise saldırıyı düzenleyenlerin ‘‘Lübnan’ı kargaşa ortamına, kayba ve iç savaşa sürüklemek istediklerinden şüphe olmadığını’’ belirtti. Devlet Başkanı Lahud da son suikastın, Hariri suikastıyla başlayan komplonun bir parçası olduğunu söyledi. rudan sorumlu tutmadı. Bush, ‘‘Başbakan Fuad Sinyora hükümetini ve demokrasiyi destekliyoruz. Lübnan halkının barış içinde yaşama arzusuna ve Suriye, İran ve müttefiklerinin şiddet ve istikrarsızlık yaratma girişimlerine karşı demokrasilerini koruma çabalarına destek veriyoruz’’ dedi. Timur Göksel ‘SURİYE DE O KADAR GERİ ZEKÂLI DEĞİL’ BAHADIR SELİM DİLEK ‘İstikrarsızlaştırmaya çalışıyorlar’ Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Lübnan’ı sıkıntıya sokacak her türlü terör eylemini kınadıklarını belirttiği açıklamasında, ‘‘Bu cinayetin ülkede yeni sıkıntılar yaratabileceğinden endişe ediyoruz’’ dedi. Musa, ‘‘Bu tehlikeli dönemde Lübnanlıların birliğine zarar veren her eylemin bu ülkenin geleceğini ve istikrarını etkileyeceğini’’ kaydetti. Fransa Dışişleri Bakanı Philippe DousteBlazy, katillerin Lübnan’ın bağımsızlığını ve egemenliğini hedef almak istediklerini, bugünlerde Lübnan’ın iseclisin Suriye ve Hizbullah karşıtı kanadındaki tikrarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyFalanj partisinin üyesi Cemayel’in cenazesi dün ledi. DousteBlazy, Suriye ve Lübdoğduğu köy Bikfaya’ya çok sayıda kişinin katılımıyla nan’daki müttefiklerine atıfta bulunagötürüldü. Öldürülen Sanayi Bakanı’nın babası eski rak ‘‘Bu yeni saldırı da diğerlerinin dedevlet başkanı Emin Cemayel ve gelininin acıları vamı olsa da sorumluların yakalanmayüzlerinden okunuyordu. (Fotoğraflar:AP/AFP) sını isterim. Bu saldırıların sorumlularıyı düzenleyenlerin ‘‘Lübnan’ı kargaşa or nuştu. Suriye’yi, Hariri’nin ölümüyle ilgi rı hesap vermeli’’ diye konuştu. tamına, kayba ve iç savaşa sürüklemek iste li şüphelilerin yargılanacağı uluslararası İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Cemadiklerinden şüphe olmadığını’’ belirtti. Ör mahkemeyi raydan çıkarmaya çalışmakla yel’in öldürülmesinin bölgede istikrarsızgüt, bu kişilerin ‘‘Lübnan’daki farklı siyasi suçlayan Canbolat, Devlet Başkanı Beşar lığa yol açmamasını diledi. tarafların siyasi ve barışçı bir çözüme var Esad’a, geçen 2 yıl içinde Hariri’nin ve diİran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Muhamğer Suriye karşıtı siyasetçilerin öldürülme med Ali Hüseyni, cinayetin, ‘‘Lübnan’daki masını engellemek istedikleri’’ni kaydetti. si talimatını verdiği suçlamasını yineledi. gelişmelerin barışçıl ve demokratik bir or‘Başka suikastlar da olacak’ 1989’da öldürülen eski başkanlardan Re tama doğru giden süreçte’’ işlendiğine dikSuriye karşıtı Dürzi lider Velid Canbolat, ne Muavad’ın eşi Bakan Neyla Muavad da kat çekti. Hüseyni, ‘‘Bu saldırı Lübnan düşhükümeti sarsmak amacıyla bakanlara ve mil cinayetin arkasında Suriye ve müttefikleri manları, Lübnan’ın ulusal uzlaşmaya varletvekillerine karşı başka suikastların da dü nin bulunduğunu öne sürdü. Muavad, ‘‘Ben masını ve direniş zaferini istemeyenler tarazenlenmesini beklediğini söyledi. Dürzi li ce Suriye ve müttefiklerinin bu cinayetin ar fından yapılmıştır’’ dedi. der, cinayetle ilgili Suriye’yi suçladı. ‘‘Şam kasında olduğu açık, çünkü başta Esad’dan Önceki akşam Hariri suikastını araştırrejiminin, suikastları sürdürecek göründü olmak üzere her türlü tehdit aldık’’ dedi. mak üzere kurulması planlanan özel mahğünü’’ ifade eden Canbolat, ‘‘Başka suikastABD Başkanı George Bush, Suriye ve kemeye yeşil ışık yakan BM Güvenlik lar da bekliyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar İran’ı Lübnan’da şiddet ve istikrarsızlığı kö Konseyi de suikastı ve Lübnan’ı istikrarbiz buradayız ve biz kazanacağız’’ diye ko rüklemekle suçladı, ancak suikasttan doğ sızlığa düşürme çabalarını kınadı. İngiltere Basra’nın devrini umuyor ? LONDRA (AA) İngiltere Dışişleri Bakanı Margaret Beckett, Basra’nın denetiminin ilkbaharda Iraklılara devredilebileceğine inandıklarını kaydetti. İran ile Irak sınırındaki Maysan vilayetinin denetimininse ocakta devredilebileceğini belirten Beckett, “Operasyondaki ilerlemeler, bize Basra’nın denetimini ilkbaharda devredebileceğimiz konusunda güven vermektedir” dedi. Olmert: Bush’a şükürler olsun ? KUDÜS (AA) İsrail Başbakanı Ehud Olmert kendisini ziyaret eden Amerikan Yahudileri heyetine hitaben yaptığı konuşmada, ABD Başkanı George Bush’un politikalarının ABD içinde de tartışmalı olduğunu anımsatarak “Ben ise Başkan’ı destekliyorum çünkü Saddam Hüseyin’siz Irak, İsrail’in güvenliği için daha iyi. Başkan Bush tarafından ortaya konan güç, kararlılık ve liderlik için Tanrı’ya şükürler olsun’’ dedi. Dış Haberler Servisi Lübnan’da Sanayi Bakanı Piyer Cemayel’in önceki gün Beyrut yakınlarında öldürülmesinin ardından ülkede gerginlik tırmanırken Şam karşıtları Suriye’yi suçluyor. Meclisin Suriye ve Hizbullah karşıtı kanadında Falanj partisinin üyesi Maruni Hıristiyan Cemayel’in cenazesi dün doğduğu köy Bikfaya’ya götürüldü. Cenaze töreni bugün Marunilerin SaintGeorges Katedrali’nde yapılacak ve 34 yaşında öldürülen Cemayel, doğduğu köyde toprağa verilecek. Cemayel için ülkede 3 gün yas ilan edildi. Eski Devlet Başkanı Emin Cemayel’in oğlu, 1982’de öldürülen eski Devlet Başkanı Beşir Cemayel’in de yeğeni olan Piyer Cemayel’in ölümü ülkeyi sarstı. Cemayel, son 2 yılda öldürülen 5. Suriye karşıtı isim oldu. Devlet Başkanı Emil Lahud, Lübnanlılara ulusal birlik ve diyalog çağrısı yaptı. Lahud, aksi takdirde ‘‘bunun bedelini tüm Lübnan’ın ödeyeceğini’’ belirtti ve ‘‘tüm sorunlara en kısa sürede çözüm için diyalog’’ istedi. Lahud, suikasta karışanların, geçen yıl şubat ayında eski Başbakan Refik Hariri suikastıyla başlayan komplonun bir parçası olduğunu söyledi. Suikastı kınayan Hizbullah örgütü, saldı M ANKARA Suriye karşıtı Hıristiyan Maruni kökenli Sanayi Bakanı Piyer Cemayel’in önceki gün bir suikast sonucu yaşamını yitirmesi, Türkiye’de gözlerin Lübnan’a çevrilmesine neden oldu. BM’nin Lübnan’daki eski siyasi danışmanı ve sözcüsü Timur Göksel, “Çok ağır bir tahrip oldu. Gruplar arası ayrım derinleşti. Burada, Hizbullah ve Suriye’ye tokat atan her şey İsrail’in işine yarar” değerlendirmesini yaptı. Cumhuriyet’in, Lübnan’dan telefonla ulaştığı Göksel, suikastın ardından ortaya çıkan havayı dile getirirken “Bunun bizle, bizim askerimizle hiçbir ilgisi yok. Ama burada bayağı gerginlik yarattı. Bugün ulusal günleri, cumhuriyet bayramları. Sokaklarda kimse yok. Herkeste bir ürkeklik var” dedi. UNIFIL ’i etkilemez Cemayel ailesinin Lübnan siyasetindeki ağırlığına atıf yapan Göksel, “Tartışmalı bir adam da değildi. Gayet mutedil. Niye öldürüldüğünü bilmiyorum. Sadece çok büyük bir tahrik olabilir” yorumunu yaptı. Göksel “Barış sağlamak o kadar kolay olmayacak bundan sonra. Ama buna bağlı olarak daha büyük bir çatışma olacağını sanmıyorum. Fakat önemli bir mücadele ortaya çıkacak” dedi. Suikastın ardından ortaya çıkacak olası gelişmelerin UNIFIL’i ve bu çerçevede görev yapan Türk askerini etkilemeyeceğini belirten Göksel, suikastın arkasındaki güçlere ilişkin olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: “Tabii, suikastın ardından otomatik bütün gözler Suriye’ye çevriliyor. Ama dediğim gibi Suriye de o kadar geri zekâlı değil. Şu anda zaten başları belada, bir uluslararası mahkeme kurulmak üzere, Hariri ve diğer cinayetler ile ilgili... Böyle bir zamanda, çok tanınmış bir aileden bir bakanı öldürmek hangi akla hizmet, hiç aklım almıyor. Doğa ve mantık dışı bir olay. Burada her cinayetin en az 10 makul nedeni olabilir, kimin işine yaradığı şeklinde.” Göksel, provokasyonlara işaret ederken de “Burada, Lübnan’da Hizbullah’a, Suriye’ye tokat atacak, ağırlık yapacak her şey İsrail’in işine yarar” dedi. İ Hizbullah’ın elini zayıflattı KTİDARIN KOZLARI ARTTI Dış Haberler Servisi Lübnan’da Sanayi Bakanı Piyer Cemayel’e düzenlenen suikastın ardından ülkenin uçurumun eşiğinde olduğu yorumları yapılıyor. Lübnan 6 bakanın hükümetten istifasının ardından ağır bir siyasi krizin içerisine girmişti. İstifa eden bakanların 5’inin Hizbullah ve Emel örgütünden olması, yeni bir hükümetin kurulması için en önemli fırsatlardan biri olarak görülüyordu. Hizbullah da bütün çabalarına karşın hükümetin istifa etmesini sağlayamayınca, sokak gösterileriyle hükümeti düşürmeyi sağlamaya çalışıyordu. Hizbullah’ın bugün için planladığı büyük gösteriyi büyük olasılıkla iptal etmesi bekleniyor. BM Güvenlik Konseyi, cinayetten birkaç saat sonra, eski Başbakan Refik Hariri suikastını araştırmak üzere kurulması planlanan özel nitelikteki mahkemeye önceki gece ‘‘yeşil ışık’’ yaktı. Hizbullah, Emel ve bazı Hıristiyan güçler, Suriye’yi kurulacak bir mahkemede hedef olmaktan çıkarmak için büyük çaba harcıyor ve bu hedeflerine ulaşmak için hükümeti düşürmeye çalışıyorlardı. Ancak bu suikastın gelecek günlerde hem Hizbullah’ın sokaklara dökülmesini engelleyeceği hem de iktidarın elini güçlendireceği söyleniyor. Independent yazarı Fisk ‘Lübnan’da hiçbir şey tesadüfen olmaz’ diyor Zamanlama dikkat çekici Dış Haberler Servisi Lübnan’da Sanayi Bakanı Piyer Cemayel’in öldürülmesi İngiliz gazetelerinde geniş yer buldu. Gazetelere göre bu bir iç savaş uyarısı ve Suriye bu suikast nedeniyle büyük zarar görecek. The Independent gazetesinin Beyrut’ta bulunan yazarı Robert Fisk, “Neden şimdi?” diye sorduğu makalesinde konuyu “Dün hepimizin dilinde tek bir söz vardı: İç savaş” diye yorumladı. Lübnan’da siyasi ortamın, günlerdir tehditlerle çalkalandığını vurgulayan Fisk, “Şii Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Fuad Sinyora kabinesinin yasadışı olduğunu söylerken, Dürzi lider Velid Canbolat, İran’ın denetimi ele geçirmeye çalıştığını savunuyordu. Cemayel suikastı ise bir uyarı. Vurulan Canbolat da olabilirdi, Sinyora da” dedi. Fisk, Lübnan’da hiçbir şeyin tesadüfen olmadığın altını çizerek siyasi dedektiflerin Lübnan’ın sınırların ötesine bakmalarını salık verdi. Robert Cemayel (en sağda), Lübnan’da son 2 yılda öldürülen 5. Suriye karşıtı isim oldu. Son iki yılda suikasta kurban giden isimler ise soldan sağa şöyle: Eski başbakan Hariri, gazeteci Kesir, Lübnan Komünist Parti lideri Havi, Hıristiyan milletvekili Tuveyni. Kraliçe’nin kuğusunu yedi ? LONDRA (AA) Ramazanda İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in kuğusunu yiyen kişi 2 ay hapis yattı. 2 ay hapis yatan Şemsu Miah (52) dün salıverildi. Polise verdiği ifadede Miah, “Ben Müslümanım, oruç tutuyorum, yemeye ihtiyacım vardı’’ demişti. Miah, vahşice bir hayvanı kasten öldürmekten suçlu bulunmuştu. 12. yüzyıla dayanan bir geleneğe göre İngiltere’deki kuğuların tümü Kraliçe’ye ait. Fisk, bazı soru işaretlerine de dikkat çekiyor ve şöyle diyor: “Cemayel, neden Suriye’nin Irak’la 15 yılın ardından, yeniden diplomatik ilişkiler başlattığı açıklamasından birkaç saat sonra öldü? Sinyora kabinesi, Hariri suikastı zanlılarını yargılamak için BM’nin kuracağı mahkemeyi henüz kabul etmişken, neden Nasrallah hükümete karşı gösteri çağrısı yaptı? Ve neden ABD’nin BM temsilcisi John Bolton, Lübnan’da demokrasi için timsah gözyaşları dökerken Suriye’nin adını anmadı?” Fisk’e göre tüm bunlar binlerce Batılı askerin, İsrail’in saldırılarını önlemek ve Hizbullah’ı silahsızlandırmak üzere Lübnan’da konuşlandığı bir sırada meydana geldi. Fisk’in altını çizdiği bir başka nokta da Cemayel’in öldürülmesi ve geçen hafta 6 Şii bakanın ayrılmasıyla birlikte hükümetin, en büyük dini grubu temsil edemez hale gelmiş olması. Fisk, “Hükümetin yıkılması iki bakanın daha ayrılmasına kalmış. Lübnanlılar, belki yeni bir iç savaşa hazır olmayabilir. Ancak bakanların kurşun yememek için Beyrut sokaklarında bir süre makam araçlarıyla dolaşmayacakları ortada” diyor. Çocuklar Sevgiden Doğmalı aşkan Putin altı yıl kadar sürekli “acil siyasi ve ekonomik sorunlar” ile uğraşB tı durdu. Sonra bir rahatlama anında şöyle bir düşündü ve farklı, uzun vadeli bir sorunun varlığını keşfetti: Rusya tükeniyordu; yani nüfus büyük bir hızla azalıyordu. Yılda 700750 bin kişilik azalmalarla 50, 100, 200 yıl sonra ortada çok daha küçük bir Rusya kalacağını gördü. O gün bugündür “Rusya nasıl kurtulur” konuşmalarını dinliyoruz. Bir çocuktan fazlasını doğuranlara 10 bin dolara yakın devlet yardımı yapılması kararı, bu sürecin en önemli adımıydı. Ama bunun nasıl uygulanacağı, nelere yol açabileceği konusunda kuşkular çok fazla. Önceki gün açıklanan Birleşmiş Milletler verilerine bakılırsa, Rusya nüfusu 2050’de 100 milyona, 21. yüzyılın sonunda ise 80 milyona düşecek. Nüfus, bu yılın başından itibaren 438.9 bin azalarak 142.3 milyona düştü. Ocakeylül aylarında 1 milyon 105.5 bin kişi doğmuş (2005’in ilk 9 ayına göre 2.6 bin fazla). Aynı dönemde ölenlerin sayısı ise 1 milyon 639.5 bin kişi (2005’in aynı dönemine göre 92.8 bin fazla). Ölenlerle doğanlar arasında 9 ayda 534 bin kişilik hüzünlü bir fark var. Bu arada, söz konusu dönemde kıyılan nikâhların sayısında geçen yıla göre 48.8 bin artış kaydedilerek 849.9 nikâha erişilmiş. Sayıları 470 bine ulaşan boşanmalarda ise 28.1 binlik bir artış saptanmış. Rusya’da ortalama insan ömrü 59 yıla düştü. Son yıllarda tüberküloz, AIDS, hepatit C gibi hastalıklar yaygınlaştı. Rusya nasıl kurtulur? Buna cevap vermek kolay değil. Ama yalnızca maddi önlemlerle doğumların artırılmasının yetmeyeceği ortada. Çocuklar parasal amaçlarla değil, sevgiyle ve güvenle doğmalı. Bu duygular, herhalde yalnızca kadınla erkek arasında değil, onlarla toplum, ülke ve devlet arasında da geçerli olabilmeli. PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY aksay@rusya.ru Başarısız Bir Siyasi Dedektiflik Yazısı B ağdat’ta yeni bir patlama olsa ve onlarca insan ölse... Veya Tayland’da bir deprem sonucu yüzlerce insan hayatını kaybetse... Sizce bu haberler, İngiltere’de zehirlenen eski bir KGB ajanı kadar dikkat çeker mi?.. Ortada Rusya haberalma örgütünü terk eden, dahası Kremlin’i acımasızca eleştiren deneyimli bir casus var. Her sözü altın değerinde. Neden mi? Çünkü bittiği ilan edilen Soğuk Savaş’ın yeni bir soluk bulabilmesi, en azından “enformasyon savaşı”nda kılıçların bilenmesi için mükemmel bir fırsat bu. Doğru ya da yanlış fark etmez, ama İngiliz Guardian gazetesinin dediği gibi, “Batı, Rusya ve Putin yönetimiyle ilgili en kötü haberlere bile inanma eğiliminde”... Sonuçta, olay aydınlatılıp failler ortaya çıkarılamıyor, ama dünkü Kommersant gazetesinin yazdığı gibi, “Rusya’nın dış politikası zehirlenmiş oluyor”. Sekiz yıl kadar önce Moskova’da bir basın toplantısıyla haberalma örgütüne karşı bayrak açan, altı yıl önce İngiltere’den siyasi sığınma hakkı alan ve Londra’da yaşayan eski ajan Aleksandr Litvinenko’yu ölümün eşiğine getirdiği öne sürülen “talyum” adlı zehirden hiç anlamam. Ama bu olay bana, 2001’de gösterime giren, rejisör Karen Şahnazarov’un yönettiği ve başrolünü Boris Basilaşvili’nin oynadığı “Zehirler ve Dünya Zehirleme Tarihi” adlı bir Rus komedi filmini hatırlattı. Neron’dan Papa IV. Aleksander’a kadar “Büyük Zehirleme Kulübü” üyelerinin deneyimlerini ezbere bilen bir emekli Rus, tesadüfen tanıştığı bir gence problemli eşin, kaynananın, arkadaşın nasıl zehirleneceğini coşkuyla anlatıyordu. Kuşkusuz bu “zehirleme tarihi”ne Rusya’nın katkısı da az değildir. Çarlık dönemini ve SSCB’yi bir kenara bırakalım; 1995’te RosBusiness Bankası’nın Başkanı Kivelidi, 2002’de Çeçenistan’da Ürdünlü Hattab, 2003’te gazeteci ve milletvekili Şekoçihin, 2004’te Baltık Export Şirketi Genel Müdürü Tsepov... Bunlar yakın tarihteki zehirlenme kurbanlarından yalnızca bazıları... kötü Dinlemeyi öğrenirsen konuşmalardan bile yararlanabilirsin. Mestrius Plutarchus rulan apartmanların altına bombaları kim yerleştirdi? Nasıl sansasyonlar ama? Hele Rusya’dan oldum olası hoşlanmayanlar açısından, nasıl fırsatlar?.. ...Yoksa Rusya değil mi? Kremlin’den ve Rusya haberalma örgütü yetkililerinden Litvinenko olayıyla ilgili yapılan açıklamalarda en sık kullanılan kelimeler “saçmalık” ve “Cevap vermeye bile değmez” idi. Sonra Sergey İvanov adlı resmi bir sözcü ortaya çıkıp “ciddi bir açıklama” yaptı ve “En son 1959’da Ukraynalı Stepan Bendera’yı öldürmüştük; daha sonra billahi yurtdışında kimseyi öldürmedik” dedi. Herkesin günahı boynuna, ama Litvinenko’yu bir “demokrasi kahramanı” gibi görmek zor. Yıllarca haberalma örgütünde çalıştıktan sonra, son dönemlerin en zengin rejim karşıtı, Yahudi işadamı Boris Berezovski ile birlikte faaliyetlerine devam etti. Berezovski, parasını kurtarmak ve Kremlin’e yerleşmek için her şeyi yapabilecek, karanlık bir şahsiyet olarak görülüyor. Kremlin, “Litvinenko’yu eski patronu Berezovski öldürtmüştür” diyor. Kimseyi yalan makinesine bağlama şansına sahip olmadığımızdan yine susmayı tercih ediyoruz. Ama son olarak bir konuya değinmekte yarar var. Batı’da ne zaman yeni Rusya’nın yönetiminden söz edilse, Moskova’ya doğru “Onlar eski KGB’cidir, eski komünisttir” gibi etiketler fırlatılıyor. Sovyetler dağılalı yalnızca 15 yıl geçti. Dolayısıyla o günlerden bugünlere devrolan liderlerin büyük bölümünün eskiden Komünist Parti, Komsomol Gençlik Derneği, Kızılordu ve haberalma örgütü KGB üyesi olmasından daha doğal ne olabilir ki? Sevgi Seçenekleri İngilizin karısı ve metresi vardır. O karısını sever. Fransızın karısı ve metresi vardır. O metresini sever. Yahudinin karısı ve metresi vardır. O annesini sever. Rusun karısı ve metresi vardır. O içmeyi sever. Litvinenko’nun zehirlenmesi, Rusya ile Batı arasında büyük bir enformasyon savaşının başlamasına yol açtı. Yani zehrin yalnızca fareler için kullanıldığı bir ülke değil Rusya. Ama bu, “Evet, kesin Ruslar yapmıştır” demek için yeterli mi? Ya Ukrayna lideri Yuşçenko’nun yüzünü değiştiren zehirlenme vakasının arkasında kim var? Ya da 78 yıl önce Rusya’da havaya uçu CUMHURİYET 10 K (Fotoğraf: AP) Zehirleyen Rusya mı?...