15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Sarmaş AKP’nin genel kurulunda partinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen Prof. Dr. Edibe Sözen’in aynı zamanda Anadolu Ajansı’nın yönetim kurulu üyesi olduğunu ve iktidar partisi yönetimi ile devlet ajansı yönetiminin sarmaş dolaş olduğunu biliyor musunuz? Yağmur Ekim ABD, türbanı destekliyormuş... “Siyasi sembolden emperyalist örtü biçtiler!” İSTANBUL’DA, Kartal sahil yoluna dikilmiş tabelalarda şöyle yazıyor: “Dikkat! Sahil boyunca alkollü içki içmek, çevreyi kirletmek yasaktır. Riayet etmeyenler hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun ilgili maddesi gereğince idari para cezası uygulanacaktır. Tel: 0216 306 06 06. Kaymakamlık.” Telefon numarası, Kartal İlçe Çevre Müdürlüğü’ne ait. Telefonu çevirip, sahilde alkollü içki içenlere Çevre Kanunu’nun hangi maddesine göre idari para cezası uygulandığını sorduğunuzda şu yanıtı veriyorlar: “8. maddenin birinci fıkrasına göre.” 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 8. maddesinin birinci fıkrasını hep birlikte okuyalım: “Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN İçki yasağı ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır.” Nerede alkollü içki yasağı? Bu soruyu bir de Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Eylem Tuncabelli’ye yöneltelim ve yanıtını alalım: “Çevre Kanunu’nun 8. maddesi ile alkollü içki yasağı arasında bağlantı kurmak olağanüstü bir yetenek gerektirir ve sanırım bu ‘yetenek’ de ancak aşırı alkolün etkisi ile sağlanmış olabilir!” Evet; İslamcı iktidar, Üsküdar’da yerel yönetim eliyle uyguladığı içki yasağını Kartal’da devletin kaymakamlığı eliyle yürütüyor. Hem de ilgili yasayı çarpıtarak! Sol birleşmek için formül arıyormuş. Biz önerelim; cenaze namazında! Kartal Kaymakamı Hasan Bağcı sakın ola “Boş içki şişe ve kutularını yere atanlara ceza kesiyoruz” demeye kalkışmasın. Tabeladaki uyarı, anlama zorluğu çekenler için bile çok açık: “Dikkat! Sahil boyunca alkollü içki içmek, çevreyi kirletmek yasaktır.” Türkiye işte böyle şeriatın kucağına itiliyor. İşte bu nedenle de ben, yedi kuşak bir Üsküdarlı olarak, Üsküdar Belediye Başkanı Mehmet Çakır’a “gel de ceza kes bakalım” diyerek bu pazar günü saat 14.00’le 15.00 arasında Salacak sahilinde Kızkulesi’nin tam karşısındaki “içki yasağı tabelası”nın önünde eşimle birlikte yarım bardak şarap içeceğim. Görünen o ki, havaların biraz daha soğuduğu bir günde de Kartal sahiline gidip kanyak içmek “farz” olacak! Artık birilerinin hadlerini bilme zamanı geldi! Düş Kurusu 1960’ların sonu 1970’lerin başında tüm dünyada yükselen özgürlük ve demokrasi çığlığından Türkiye de nasibini almış; sol ve sosyal demokrasi kavramları kitlelerle tanışmıştı. O yıllarda CHP’yi ve Ecevit’i ben sol cenahın farklı bir yerinden izliyordum. Ecevit ‘Milli Şef’e karşı CHP Genel Başkanlığı’nı kazandığı kurultayda, “Devrimin halka değil, halkın dışında ve üstünde ilerici kadrolara dayanarak yürütüleceğine inananlar bizimle beraber olamazlar” diyordu. Onun “Halkçı Ecevit” diye anılmasını sağlayan pek çok örnekten birisiydi bu kurultay. “Toprak işleyenin, su kulananın...” “Ne ezilen, ne ezen; insanca hakça bir düzen” gibi sloganlar tüm ülkeye yayılmış, herkesin umudu “Karaoğlan”ın adı dağlara taşlara yazılmıştı. Onun genel başkanlığı döneminde CHP kabuk değiştirmiş, gençleşmiş, geniş toplum kesimleri için bir soluk borusu olabilmişti. Bugünkü CHP’nin programından farklı olarak o günkü CHP’nin programında örneğin “seçilme yaşının 21’e indirilmesi”, “devlet yetkilerini, halkın özgürlük ve örgütlenmesiyle sınırlamak”, “fikir suçunu kaldırmak” gibi öneriler yer alıyordu. CHP Gençlik Kolları “Demokratik Sol Düşünce Forumları” düzenliyordu. CHP halka karışmış, sokağa yayılmıştı. Yüz binlerin katıldığı 1977 Taksim mitinginde Ecevit, “Halk, düzeni değiştirme kararı almış. Dursam beni aşar” diyordu. ??? Ecevit’in deyimiyle halkın düzeni değiştirme kararı başarılı olamadı. Ama 12 Eylül 1980’de askerler düzeni değiştirdiler. Siyasi partiler kapatıldı. Liderleri Hamzakoy’a gönderildi. Darbenin başı Kenan Evren cumhurbaşkanı oldu. Ecevit, CHP’nin genel başkanlığından istifa etti. Ona partinin başında dur diye ısrar edenlere, ancak “Ali Topuz ve Deniz Baykal’sız” çalışmaların içinde var olabileceğini söyledi. Nitekim Ecevit’in bu talebine karşılık Deniz Baykal ve Ali Topuz yeni parti çalışmalarının içinde yer alırken Ecevit içine kapandı, kabuğuna çekildi. CHP kapatılmıştı, ama darbenin ardından yeniden filizlenen sol parti kurma girişimlerine yanaşmadı. O kararını vermişti. Yeni bir parti kurdu. Adına “Demokratik Sol” dedi. Ve partisini yeniden iktidara taşımayı bildi, yeniden başbakan oldu. Yeni neslin aklında 2001 ekonomik krizi ve hastalığı nedeniyle başbakanlık görevini bırakması yönündeki ısrarlara karşın sonuna kadar direnmesiyle yer etti. “Fethullah Gülen ile olan ilişkisi ve Vahdettin hain değildir” açıklamalarına karşın yığınlar onu, “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganlarıyla uğurladı. İşte Ecevit’i uğurlarken aklımdan onun, dolayısıyla bu ülkenin otuz yıllık kısa tarihi geçti. Benim kuşağımın pek çok üyesi için Ecevit “halkçıydı”, “Karaoğlan’dı”, “umuttu”, “solcuydu”; adını dağlara taşlara yazdırmıştı. Cenazesinde kitleler ağladı, helal ettiler haklarını. Belki de hatırladılar; “Ne ezilen ne ezen hakça bir düzen” dedikleri günleri ve o günlerin ardından ağladılar. Rahşan Ecevit cenaze arabasına tutunarak eşinin ardından yanına beyaz güvercinleri de alarak ve kırmızı karanfillerle yürüdü.. yürüdü. Bizler neleri ortak etmedik ki düşlerimize; bazen beyaz güvercinleri, bazen kırmızı karanfilleri, bazen de gülleri. Ekmek, şarap ve hürriyetti kavgamız. Ve “Karaoğlan” düşlerini yanına alarak, bize ise düş kırıkları bırakarak ayrıldı aramızdan… [email protected]/Faks: 0212 672 71 71 Bushluk Erol İşisağ: “Seçim yenilgisine karşın, Bush’un Irak politikası değişmeyecekmiş. Bush, Bushluğunu, kış kışlığını yapacak!” SESSİZ SEDASIZ (!) Emanete hıyanet eden zavallılara 22 yaşında bir genç olarak Murat Gökmen düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmak istiyor: “Birinci Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri Osmanlı İmparatorluğu’nu paylaşmaya başladı ve o zamanki hükümet gıkını çıkarmayıp her karara boyun eğerken Mustafa Kemal buna asla boyun eğmeyeceğini, ülkenin kurtuluşu için sonuna kadar mücadele edeceğini ve herkesin de etmesi gerektiğini ilan etti. Çok az kişi ona destek verdi ve geri kalanlar ise İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletleri gibi ona ‘hayalperest’ dedi. Ama bu hayalperest insan, halkı örgütleyip herkesi kurtuluş mücadelesine çağırdı. Olayın ciddiyetini kavrayan İtilaf Devletleri ve İstanbul Hükümeti hayalperestin yakalanıp idam edilmesi kararını çıkardı. Ama başaramadılar, sonuçta ‘hayalperest’ denilen insan hayaline ulaştı; Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Aradan 80 küsur yıl geçti. Hayalperestin yaptığı devrimler bir kesimi rahatsız etmişti, örneğin dinin devlet işlerinden ayrılması, kısacası o kesimin uyuz olduğu kelimeyi belirteyim laiklik ilkesi! Cumhuriyetin emanet edildiği kişiler, hazıra kondukları emanete hıyanet içinde İslam dinini siyasete alet ediyorlar. Nefret ettikleri hayalperestin söylediği gibi ‘gaflet, dalalet hatta hıyanet’ içindeler. Ama ‘zavallılar’ farkında değiller sanırım: Hayalperestin emanetine sadık kalan bizler olduğu sürece, o zavallılar çürüyüp gidecek, yok olacaklardır.” behicak?yahoo.com.tr Gülhan Elmas: “Başbakan laik vatandaşların sloganlarına sinirleniyor. Başbakan’ı hasta etmemek için balyozlu korumalar ara sıra ‘Türkiye laik değildir, laik kalmayacak’ sloganı atsın!” Balyozlu Ardında Kalanlar MERİÇ VELİDEDEOĞLU Yanılmıyorsam 1972 yılı baharının ilk aylarıydı; CHP’nin İzmir İl Kongresi yapılacaktı; sıkıyönetimden dolayı kongrenin İzmir’de yapılma olanağı yoktu, Manisa’da toplanıldı. Delegelerin hemen hemen tümü katılmıştı; salon tıklım tıklımdı; atılan sloganlar İnönü’yü eleştirip, Ecevit’i övüyordu. İzmir merkez delegeleri olarak önlerde yer almıştık; hemen arka sıramızda CHP’nin İzmir Milletvekili Mirkelamoğlu oturuyordu. Mirkelamoğlu bestelediği “Gül ağacı değilem ben herkese eğilem” şarkısı ile gündemdeydi, İnönü’yü tutuyordu; bağırarak Ecevit’i eleştiren sözler söylüyordu. Biz öndeki delegeler de ona: “Sen git şarkı bestele!” diye konuyla hiç ilgisi olmayan, biraz da yakışıksız çıkışlar yapıyorduk. Bir süre sonra Ecevit, çalışma arkadaşları ile birlikte salona girdi; yer yerinden oynadı; son derece sakin bir görünüş içinde delgeleri selamlaya selamlaya kürsüye çıktı, dingin bir duruş ve ses tonuyla konuşmaya başladı. Ne var ki, salonda hareketlilik durulmamıştı; sloganlar az da olsa hâlâ atılıyordu; ama Ecevit dinginliğini hiç bozmadan o oturmuş, egemen sesiyle konuşmasını sürdürüyordu; söyleminde delegelerin beklediği İnönü’yü eleştirmenin en küçük izi yoktu. Dinledikçe, biz delegeler durumun ayrımına varıp yavaş yavaş kendimize geldik. Ecevit, siyasette karşıtına bu denli derin bir saygı göstermenin belki de ilk örneğini veriyordu; konuşmasını İnönü’ye herhangi bir eleştiri getirmeden, ortanın solunun anlamını açıklayarak bitirdi. Ecevit’in bu tutumu doğrultusunda olan başka bir davranışına bir süre sonra yine tanık oldum. MSP lideri Necmettin Erbakan ile kurduğu hükümetin kısa sürede dağılmasından hemen sonraydı; aileden bir yaşlı yakınımızı döndüğü vapur gezisinden karşılamak üzere Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ile birlikte İzmir’in Alsancak rıhtımındaydık. Vapur yanaşınca güvertede Ecevit göründü; rıhtımdakiler büyük bir sevgi gösterisinde bulundular. Topluluğu selamlayan Ecevit, Velidedeoğlu’nu görünce ona ayrıca selam verdi. Velidedeoğlu, üç haftadır pazar yazılarında Ecevit’in MSP ile hükümet kurmasını, sonra bozmasını ağır bir dille eleştirerek söz ediyordu. Ecevit’in babası Prof. Fahri Ecevit, Ankara Yüksek Hukuk Mektebi’nde Velidedeoğlu’nun “Adli Tıp” hocası olduğundan, ona hem “Hocazadem!” diyor hem de kıyasıya eleştiriyordu. Ecevit rıhtıma çıktığında doğru bize yaklaşarak önümüze geldi; içten gelen, dolu dolu bir saygıyla Velidedeoğlu’nun elini sıktı, hatırını sordu, saygı dolu sözcüklerle elini bir müddet elinde tuttu, yine selamlayarak ayrıldı. Ben başta bu karşılaşmadan hiç hoşnut değildim; tatsız bir durum diye düşünüyordum; oysa Ecevit uzun süredir görmediği kırk yıllık bir dostu gibi Velidedeoğlu’na yaklaşmış, bu karşılaşmadan memnun olarak yanımızdan ayrılmıştı. Durumdan Velidedeoğlu da çok memnundu; o da içtenlikle karşılık vermişti. Ecevit yarım yüzyıllık siyaset yaşamında muhalefete, muhaliflerine genelde hep ölçülü davranmaya gayret etti; çoğu zaman bunu başardığı da söylenebilir. İçtenlikle örülmüş nezaketini, yüreğinde insan sevgisi olmasaydı bir yaşamboyu sürdürebilir miydi? Karşıtlarına gösterdiği bu incelikli anlayış, halkın karşısında damıtılmış bir sevgiye dönüşüyordu. Halka “Ananı al da git!” diyen bir yaklaşımın sürdüğü günümüz ortamında bu tutum daha bir büyüyor. Işıklar içinde yatmasını dileriz. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com 2005/1180 Esas Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Balıkesir ili Burhaniye ilçesi İskele Mah, Ören Cd.’de 12 bloktan ibaret 29 adet bina niteliği içinde olup kat irtifakı planına göre 150/3450 arsa paylı 24 26 G pafta, 406 ada, 44 parsel, zemin kat H Blok’ta bir bağımsız bölümdür. Mesken 3 oda, 1 salon, 1 mutfak, banyo ve tuvaletten ibaret olup katı yakıtlı kat kaloriferi mevcuttur. 2 odası halı kaplı olup diğer yerler çini taşı döşemelidir.Garajı mevcut olup takriben 80 m2 kullanım alanlı ve çatısızdır.Taşınmaz denize 100 m2 mesafede olup, inşaat durumu, konumu, imar durumu göz önüne alınarak 100.000,00YTL. muhammen bedele sahiptir. Ayrık nizam 3 kata kadar müsait inşaat yapmaya elverişli imar planı içerisindedir. Satış Şartları : 1Satış 05/01/2007 Cuma günü saat 10.00’dan 10.10’a kadar Burhaniye İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 15/01/2007 Pazartesi günü saat 10.0010.10’da ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermesi lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Damga vergisi, KDV, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. (Tapu harcının 1/2’si alıcıya ait olup, 1/2’si satış bedelinden ödenecektir.) 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer iigiliierin (*) bu gayrimenkulun üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca %64 temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, varsa öncelikle teminat bedelinden yatırılacaktır. İİK’nun 133. md. tatbik olunur. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2005/1180 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 08/11/2006 İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 56019 BURHANİYE İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Aralık www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Bir ülkenin 1 iskele ya da limanları ara 2 sında gemi iş 3 letme işi. 2/ Tevfik Fik 4 ret’in, şimdi 5 müze olarak 6 kullanılan e7 vi... Eski dilde su. 3/ Le 8 tonya’nın pa 9 ra birimi... 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Tuzlanıp kurutul1 K ON S O L İ T muş yiyecek. 4/ İşa2 O B A T A R A K ret... Büyük Rus L A kentlerinin yakının 3 N A Y L O N L AM S İ S daki tatil evlerine 4 S verilen ad. 5/ 5 O T O M A N K A T Uşak’ın bir ilçesi... 6 L A N N O T S T A B U Tibet sığırı. 6/ Bir 7 İ R yerde biriken sıvıla 8 T A L İ K B O R rı dışarıya akıtmak 9 K A S A T U R A için kullanılan boru ya da oluk... Bir nota. 7/ Avrupa Birliği’nin ortak para birimi... Telli balıkçıl. 8/ Üzerinde sarı çizgiler bulunan küçük bir balık. 9/ Yıkanılan yer, hamam... Gölgede kalan yan. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Mermilerde ve ateşli silahlarda çap. 2/ Varılmak istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri... Erendiz Atasü’nün bir öykü kitabı. 3/ Asalak bir böcek... İnce yapılı. 4/ Rey... Bir savaş uçağı tipi. 5/ Azarlama, serzeniş... Bir renk. 6/ Yavru yapmaya alışkın kümes hayvanları için kullanılan sözcük... Hastalık, dert. 7/ Yaz yağmuru... Dar, uzun ve hafif bir yarış kayığı. 8/ Anadolu halklarının en eski ana tanrıçası... “Yine bu yıl sensiz içime hiç sinmedi” (Şarkı). 9/ Karagöz balığının yavrusu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yayınladığı günlük sivil toplum gazetesi BİZİM GAZETE tarafsız haberleri, ilginç röportajları, araştırmaları, köşe yazıları ve ülke sorunlarını yansıtan raporlarıyla 10 yıldır okurlarıyla el ele... Tel: 0 212 511 94 94 Abone: 0 212 513 83 00 CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle