15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 2006 CUMA 17 KASIM 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Üye ülkeler, kaç başlığın ve hangi başlıkların askıya alınması gerektiğini konuşuyor Irak Başbakanı Maliki, konuşmasında PKK konusunda söz verdi ancak örgütün adını kullanmadı BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI AB’de Türkiye pazarlığı Che’nin Bolivya günlüğü internette ? Dış Haberler Servisi Devrimci lider Ernesto Che Guevara’nın Bolivya’da kaldığı son döneminde tuttuğu günlükler internette. Arjantin asıllı Kübalı devrimci Che Guevara’nın, Bolivya devrimi için mücadele verdiği 7 Kasım 1966 ve Ekim 1967 tarihleri arasında tuttuğu günlükler www.diariochebolivia.cu basi.cu adresinde yayımlanmaya başladı. Havana’daki Che Guevara Merkezi’nin alternatif projeler koordinatörü, merkezin ve Cubasi portalının “Bolivya. Mücadele Günlüğü” başlıklı projeyi başlattığını duyurdu. Sitede diğer 4 gerillanın günlük ve biyografileri de yer alıyor. ELÇİN POYRAZLAR İsim vermeden güvence verdi Endonezyalı büyücü Pamungkas. (AFP) İlerleme Raporunun Anlamı Ya da ‘Ben Sana Mecburum...’ AB’nin ilerleme raporu aralık ayına ertelendi ve bir “orta yol” bulunmaya çalışılıyor. Orta yol bulunması gereken sorunların başında şunlar var: Askerin, “tamamen sivillerin emrine” sokulması; Kıbrıs’ta Rumların (Kıbrıs Cumhuriyeti’nin) gümrük birliği kapsamına sokulması; yani Rumlara, “diğer 24 AB üyesine tanınan tüm hakların verilmesi”; AB’nin Lozan dışında azınlık kapsamına soktuklarına da istenenlerin sağlanması. Başlıcaları bunlar. Ancak “somut ödün” olarak Rumların taleplerinin karşılanması gerekiyor. İlerleme raporunun, “AB istekleri doğrultusunda yerine getirilmesi ve bir trafik kazası olmadan görüşmelerin ilerlemesi” kime ne sağlıyor? Türkiye karşılığında ne elde ediyor: Bu hiç tartışılmıyor. TürkiyeAB ilişkileri bugün “bütün alanlarda AB’nin yararına ve Türkiye’nin zararına ilerlemektedir”. Bazı başlıklar şöyle: 1) İktisadi olarak dış ticaret fazlası giderek büyüyen AB ülkeleridir. Ticari, sınai, mali ve enerji alanlarında onların şirketleri bizim pazarımızda daha avantajlı konuma geliyorlar ve pazarımızı tekellerine alıyorlar. 2) Türkiye’nin AB dışı ülkelerle olan iktisadi ve ticari ilişkileri, “AB’nin öngördüğü ve onların yararlandığı bir biçimde” derinleşerek Brüksel’in denetimine geçmektedir. 3) AB ile görüşmelerin aksamadan sürmesi ile Brüksel, siyasi alanlarda da ödünler elde etmektedir. Güneydoğu, Ermeni tasarıları, Fener Patrikhanesi, Kıbrıs, Ege ve diğerleri bunlar arasında bulunuyor. 4) AB tarafı görüşmelerin devamı sayesinde iktisadi ve siyasi tek yanlı üstünlükleri elde ederken “tam üyelik konusunda hiçbir yükümlülük altına girmemektedir”. Türkiye’nin tam üye yapılması konusunda hem güvence yok hem de verdikleri bir karar bulunmuyor. Buna karşılık imzalanan üç belgede (6 Mart 1995, 17 Aralık 2004 ve 3 Ekim 2005) “görüşmelerin Türkiye’yi üyeliğe götürmeyeceği; aksine, üyelik dışı özel statüye götüreceği” maddeler halinde yazılmıştır. Bunların neler olduğunu bu köşede defalarca yazdım. BRÜKSEL Avrupa Birliği içinde Dönem Başkanı Finlandiya’nın Kıbrıs anlaşmazlığını çözmesine yönelik ümitler tükenirken, üye ülkelerin Türkiye’nin müzakere sürecinde askıya alınacak başlıklara ilişkin tutumları netleşiyor. 1415 Aralık AB doruğundan önce bu konuyu geniş biçimde ele almak isteyen Fransa, Yunanistan, Avusturya ve Kıbrıs Rum Kesimi, AB Komisyonu’nun İlerleme Raporu ve Strateji Belgesi’ni yayımlandığı 8 Kasım’da, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’a limanlarını açmamış olmasıyla ilgili bir öneride bulunmamış olmasından rahatsızlık duyuyorlar. AB yetkilileri Türkiye’nin yıl sonuna kadar ek protokolü uygulamaması ve Fin girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda müzakere sürecinde en ? Fransa, 810 başlığın askıya alınmasını istiyor. 8 Kasım öncesi tüm başlıklara “genel çekince” koyan Rum kesiminin AB doruğunda kısmi askıya alma kararı çıksa bile diğer başlıklarda müzakere sürecini tıkayabileceği olasılığından söz ediliyor. İngiltere, İtalya, İsveç, az başlığın askıya alınmasını isterken, Almanya’nın arabuluculuk yapması bekleniyor. az üç başlığın askıya alınmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdiler. AB Komisyonu’nun aralık ayı başında “kısmi askıya alma” yönünde bir öneri getireceğini belirten kaynaklar, AB içinde bundan sonraki süreçte “kaç adet ve hangi” başlıkların askıya alınacağıyla ilgili pazarlıkların yaşanacağını kaydediyorlar. 21 Eylül 2005 tarihli karşı deklarasyonunda yer alan Gümrük Birliği’ne yönelik “ilgili başlıkların” ne olacağı konusunu belirleyecek olan AB ülkelerinin tutumları şöyle: ? Fransa: AB’nin karşı deklarasyonuna bağlı kalınmasını isteyen Fransa, 810 başlığın askıya alınmasını istiyor. Fransa Fin önerilerine destek vermesine karşın Türkiye’nin ek protokolden doğan yükümlülüklerinin “yasal” olduğunu öne sürerek, konunun Kuzey Kıbrıs’ın izolasyonunun kaldırılmasıyla ilişkilendirilmesine karşı. Fin önerisinin başarısızlığı halinde bir B planı ge Ortadoğu için yeni girişim Gazze Şeridi’ne yönelik operasyonlarını sürdüren İsrail ordusu 2 militanın evini havadan bombaladı. İspanya, Fransa ve İtalya ise, yeni bir Ortadoğu barış girişimi başlatacak. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ı konuk eden İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, yeni bir girişim başlatacaklarını açıkladı. Zapatero, ‘‘Gözümüzün önünde devam eden dehşete kayıtsız kalamayız’’ dedi. Avrupa Parlamentosu da, Gazze Şeridi’ne, AB üyesi ülkelerin, uluslararası askeri gözlemci göndermesini istedi. (Fotoğraf: AP) ‘Saldırılar katlanacak’ ? Dış Haberler Servisi ABD askeri istihbaratı, Afganistan’da 2006’da gerçekleşen saldırıların bir önceki yıla göre iki kat artacağı tahmininde bulundu. Amerikan askeri istihbarat şefi General Michael Maples, 2006’da ağır kayıplar vermesine karşın direnişin kapasitesini ve nüfuzunu artırdığını söyledi. General Maples, “Muhtemelen bu yılki saldırılar geçen yılın iki katına çıkacak ve 2007’de de direnişçiler, Afganistan’ın yeniden yapılandırılması ve askeri operasyonları destekleyen uluslararası gücün çabalarını baltalamak için, kuşkusuz daha görünür, daha saldırgan ve daha kanlı teknikler kullanacak” dedi. liştirilmesini isteyen Fransa, sadece 3 başlığın askıya alınmasına sıcak bakmıyor. Fransa’nın Gümrük Birliği ile ilişkilendirdiği başlıklar arasında malların dolaşımı, ulaştırma, gümrük birliği, rekabet, fikir hakları mülkiyeti, tarım, mali kontrol ve dış ilişkiler bulunuyor. Avusturya, Yunanistan ve Danimarka Fransa’nın tutumunu benimsiyor. ? Kıbrıs Rum kesimi: Türkiye’nin müzakere sürecinin durmaması gerektiği yönünde resmi açıklamalar yapan Güney Kıbrıs, iç toplantılarda müzakere sürecini tıkıyor. 8 Kasım öncesi tüm başlıklara “genel çekince” koyan Rum kesiminin, bu tutumunu AB doruğuna kadar sürdürmesi bekleniyor. Rum kesiminin AB doruğunda kısmi askıya alma kararı çıksa bile diğer başlıklarda Türkiye’nin müzakere sürecini tıkayabileceği olasılığından söz ediliyor. ? İngiltere: Finlandiya’nın çabalarına yıl sonuna kadar destek verecek olan İngiltere, en fazla 3 başlığın askıya alınmasını uygun görüyor. İngiltere, kararın dorukta alınmasını bekliyor. ? Almanya: Dönem başkanlığı görevini 1 Ocak’ta devralacak Almanya, Kıbrıs sorununun kendi dönemine taşınmasına karşı. Finlandiya’yı destekleyen Almanya, AB içindeki bölünmelerde tarafsız kalmaya çalışıyor. Türkiye’nin müzakere sürecinin devamı yönünde tutum sergileyen Almanya’nın İngiltere ile Fransa arasında “arabulucu” bir rol üstlenmesi bekleniyor. ? İtalya: Türkiye’nin müzakere sürecinde “mümkün olduğunca az başlığın” askıya alınması gerektiği görüşündeki İtalya, bu konuda İngiltere’nin tutumunu benimsiyor. ? İsveç: Türkiye’nin teknik müzakere sürecini Kıbrıs’la ilişkilendirmesini uygun bulmayan İsveç, sadece 2 başlığın askıya alınması gerektiği görüşünde. Kara büyü yapıldı Bush bir brokoliye dönüşecek! Dış Haberler Servisi ABD Başkanı George Bush, Endonezya’ya yapacağı ziyaret sırasında bir brokoliye dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya! Endonezyalı ünlü büyücü Ki Gengeng Pamungkas, Bush’a kara büyü yaptı. Başkent Cakarta yakınlarındaki Bogor kentindeki büyücü Pamungkas, pazartesi günü Endonezya’yı ziyaret edecek olan Bush’a yaptığı kara büyü için bir karga, bir yılan ve bir keçi kurban etti ve bunların dondurulmuş kanını da brokoli ve şeker kamışıyla karıştırdı. Yüzünü bu karışıma buladıktan sonra büyüsünü yapmaya başlayan Pamungkas şu kehanette bulundu: ‘‘Kehanetim Bush’u bir brokoliye dönüştürecek ziyareti sırasında kendini kötü hissedecek, adamları da paranoyak olacak ve başkanlarının saldırıya uğradığını sanacak. Ardından şiddetli yağmurlar yağacak, şimşekler çakacak.’’ Büyücü, Bush’a bir Haiti büyüsü yaptığını, çünkü Endonezyalılara özgü kara büyünün yabancılara işlemediğini, Bush’un da bir Batılı olduğunu söyledi. Büyünün tutup tutmayacağını soran gazeteciye de ‘‘Endonezya’daki beyaz adamlara bu büyüden yaptım, hepsi öldü’’ yanıtını verdi. Bush, Vietnam’a geçmeden önce pazartesi günü uğrayacağı Endonezya’nın Bogor kentinde yaklaşık 5 saat kalacak ve Devlet Başkanı Susilo Bambang Yudhoyono ile akşam yemeği yiyecek. ? Erdoğan, görüşmede terör örgütüne yönelik alınacak önlemleri gözden geçirme fırsatı bulduklarını kaydetti. Irak’ta komşuların güvenliğini tehdit edecek ‘‘aşırı uçlara’’ izin verilmediğini ifade eden El Maliki, soru üzerine Kerkük’ün, ‘‘Irak’ın vazgeçilmez bir kenti’’ olduğunu kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak Başbakanı Nuri el Maliki, Türkiye için tehlike oluşturan ‘‘aşırı uçları’’ Irak’ta barındırmayacaklarını söyledi. Maliki’nin basın toplantısında PKK’nin adını kullanmaması dikkat çekti. Irak Başbakanı Maliki, beraberinde Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Irak’ın PKK ile Mücadele Temsilcisi Şirvan Vaili ile birlikte dün Ankara’ya geldi. Başbakanlık’ta resmi törenle karşılanan Maliki ile Erdoğan daha sonra baş başa görüşmeye geçti. İkili, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, özellikle terör örgütüne yönelik alınacak önlemleri gözden geçirme fırsatı bulduklarını belirterek, Türkiye’nin Irak’a bugüne kadar verdiği desteğin süreceğini söyledi. Başbakan Erdoğan, askeri alanda, özellikle de Irak güvenlik güçlerinin, polisinin, Türkiye’de eğitiminin yapılabileceği konusuna yine vurgularını yaptıklarını belirterek du ve bu komisyon Kerkük ve çevresinde ikamet edenlerin görüşlerini almıştır. Fakat dikkat ederseniz ben konuşmamda bir şey söyledim; ‘Kerkük Irak’ın bir kentidir ve böyle kalacaktır’ diye altını çizdim. Bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum ki kökeni ne olursa olsun hiçbir vatandaşın haksızlığa maruz kalmasına izin verilmeyecektir. Uzlaşı içerisinde, bütün vatandaşları kucaklayacak bir çözüm bulunacaktır.’’ Zebari’den dosya bahanesi Irak Başbakanı El Maliki, ülkesinde baskın nedeniyle hükümet krizinin yaşandığı bir dönemde Ankara’ya geldi. El Maliki’nin heyetinde Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari de yer aldı. El Maliki, basın toplantısında El Cezire’nin sorusunu yanıtlamadı. (Fotoğraflar: REUTERS / AP) ‘‘Biz bu konuda, askeri alanda olsun, polis kuvvetleri noktasında olsun ‘Kendilerini eğitmeye hazırız’ dedik’’ açıklamasını yaptı. Maliki ile, terör örgütüne karşı işbirliğinin aynı kararlılıkla, daha da hızlanarak sürmesi gerektiğini konuştuklarını anlatan Erdoğan, ‘‘Bu konudaki mutabakatımız da bizleri memnun etti. Neticeye dönük somut adımlar atılması talebimizi ben Sayın Başbakan’a tekrar ifade ettim’’ dedi. Maliki ise konuşmasında, güvenlik sorununun kendilerini kaygılandırdığını ve dış müdahalelere artık ‘‘dur’’ denilmesi gerektiğini söyleyerek anayasa çerçevesinde Irak’ın komşularıyla barış içinde yaşamaya devam etmek istediğini, Irak halkının büyük diyetler ödediğini, komşu ülkelerle kısa ve geçici değil, kalıcı ve uzun süreli ilişkiler kurmayı hedeflediklerini bildirdi. Irak anayasasında ayrıca önemli olarak gördüğü bir başka hükmün daha bulunduğunu belirten Maliki, bu hüküm çerçevesinde Irak’ta komşuların güvenliğini tehdit edecek ‘‘aşırı uçlara’’ ve bunların zararlı faaliyetlerine izin verilmediğini ifade etti. Konuk başbakan, anayasanın bu hükmünü çalışmalarıyla uygulamaya döktüklerini ve bu çerçevede komşulara tehlike oluşturan temsilciliklerin kapatılması kararı aldıklarını anımsatarak ‘‘Komşu ülkelerin güvenliğine tehlike oluşturacak oluşumlara izin verilmeyecektir. Bizim politikamız net ve açıktır’’ dedi. Irak anayasasında Kerkük ile ilgili ne gibi hükümler bulunduğunun sorulması üzerine de Maliki şunları kaydetti: ‘‘Irak anayasasında ilke olarak Kerkük Irak’ın vazgeçilmez bir kentidir. Anayasanın çizdiği çerçevede bu konuda bir komisyon oluşturulKürt kökenli Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, CNN Türk’te Türkiye’ye gerçekleştirdikleri ziyarete ilişkin açıklamalarda bulundu. ‘‘Türkiye’nin hassasiyetini anlıyoruz’’ diyen Zebari, Türkiye’nin Irak’tan iadesini talep ettiği 150 PKK’li konusunda ise Türkiye’nin eksik dosya gönderdiğini ileri sürdü. Zebari, ‘‘Haklarındaki mahkeme kararlarını iletmediğiniz sürece iade edemeyiz’’ dedi. Irak Dışişleri Bakanı Zebari, Kerkük’ün bir Türkmen değil, Irak kenti olduğunu ve kentin kaderine kentte yaşayanların karar vereceğini söyledi. Kerkük’e özel statü talebi Görüşmede Kerkük konusunun da masaya yatırıldığını anlatan Erdoğan, ‘‘Bu konuda yine aynı şekilde herhangi bir hileye başvurulmadan Kerkük bir özel mutabakat formülü ile çözüme kavuşturulmalı ve özel bir statüye tabi tutulmalı ve geleceğe de Kerkük böyle taşınmalıdır. Yoksa demografik yapıyı değiştirerek Kerkük’te bir referandum zemini oluşturmak suretiyle Kerkük’ü belli bir etnik unsurun egemenliğine alma girişimleri gelecek için hayra alamet bir girişim olamaz. Tam aksine bir sıkıntı kaynağı olur’’ görüşünü dile getirdi. ITC’ye engelleme Irak Türkmen Cephesi Başkanı Sadettin Ergeç’in ziyaret öncesinde Maliki’nin heyetinden çıkarıldığı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, Maliki’nin ekim ayında ertelenen ziyaretinin listesinde yer alan Ergeç’in yerine ülkedeki Türkmenleri temsilen Irak Başbakanı’nın danışmanı olarak eski milletvekili Faruk Abdullah Abdurrahman yer aldı. D ÖRT MADDELİK ‘ZAFER STRATEJİSİ’ ağdat’ta dün sabah düzenlenen saldırılarda 14 kişi öldü, 13’ü yaralandı. Başkentin doğusundaki bir fırına düzenlenen silahlı saldırıda 9 kişinin ölmesinin ardından, kurbanların yakınları olay yerine koştu. Önceki akşamdan dün sabaha kadar işkence gördükten sonra öldürülmüş dört Iraklının cesedi bulundu. Bağdat’ın güneyinde Yusufiye yakınlarında dün sabah “9 teröristin öldürüldüğünü” açıklayan ABD ordusu Irak’ta iki kayıp daha verdi. (Fotoğraf: AP) Washington son bir hamleye hazırlanıyor Dış Haberler Servisi Washington’ın Irak’taki savaşı kazanabilmek için “son bir büyük hamle” yapmayı planladığı ve bu doğrultuda gelecek yıl Irak’tan asker çekmek yerine, asker sayısının 20 bin artırılmasını tasarladığı öne sürüldü. İngiliz Guardian gazetesi, ABD Başkanı George Bush’un bu konuyu danışmanlarıyla görüştüğüne dikkat çekerek Irak’la ilgili çalışma grubunun dört maddeden oluşan bir “Zafer Stratejisi” oluşturmasının beklendiğini yazdı. Bu stratejinin birinci maddesinin, asker sayısında azalma yerine, artış öngördüğü öne sürülürken Irak’taki ABD askerlerinin sayısının 20 bin kadar artırılmasının söz konusu olduğu iddiasına yer verildi. “Zafer Stratejisi”nin ikinci maddesinde bölgesel işbirliğinin önemine işaret edileceği kaydedilen haberde, bunun için uluslararası bir konferans düzenlenebileceği ya da ABD’nin bölgedeki müttefikleri Suudi Arabistan ve Kuveyt’in daha çok diplomatik, ekonomik ya da finansal desteğinin sağlanabileceği ifade edildi. Üçüncü maddeyi Sünniler, Şiiler ve diğer etnik ve dini gruplar arasında ulusal uzlaşmanın canlandırılmasının oluşturduğuna dikkat çekilen Guardian’ın haberinde, raporun gevşek bir federal sistemde bölünmenin barış değil, geniş çaplı bir insani kriz yaratacağı uyarısını içereceği belirtildi. Guardian’a göre, raporun son maddesinde, Kongre’ye Irak ordusunun asker ve polis sayısının artırılması, bu güçlerin eğitimlerine destek verilmesi, ekipman ve kaynak sağlanması için çağrıda bulunulması öneriliyor. B Tartışılan şey yanlış... Bugün medyada ve kamuoyunda ilerleme raporu yanlış bir zeminde tartışılıyor. Sanki Romanya’nın ve Bulgaristan’ın durumundaki “normal bir aday ülke varmış”; aradaki görüş farklılıklarının giderilmesi için bir orta yol bulunmasına çalışılıyormuş gibi bir hava, “özellikle yaratılmaktadır”. Brüksel’i arkalarına alarak, “Türkiye içindeki yapılanmalarını” yürütmek isteyenlerin doğal olarak görüşmelerin sürmesine şiddetle ihtiyaçları vardır. Başdanışman Dr. Yalçın Akdoğan’ın açıkça ifade ettiği gibi, “Avrupa’nın talepleri ile kendilerinin talebi” 200 yıldır ilk defa bu kadar örtüşmektedir. Bölücü çevreler, aynen Kuzey Irak’ta olduğu gibi, Türkiye’de de Batı’ya (ve AB’ye) gereksinim duyuyorlar. AB görüşmeleri sürecinde bekleme odasında iğfal edilen Türkiye, onlar için en uygun koşulları sağlamış oluyor. Turgut Özal’la başlatılan sermayesiyaset bağlarının geliştirilmesi ve siyasete tekellerin egemen olması için “Türkiye’nin AB boyunduruğunda tutulması gerekmektedir”. Bu üç çevre ve medyadaki sözcüleri, TürkiyeAB ilişkilerindeki mevcut sürecin aksamasından fena halde korkuyorlar. Tren kazası demek, bu üç çevrenin de hesaplarının bozulması demektir. AB ve içimizdeki ortakları ellerinden gelen her şeyi yaparak görüşmeler sürecinin yürümesini istiyorlar. Türkiye sanki tam üye yapılıyormuş gibi halkı kandırıyorlar. Halk bütün sansüre ve karartmalara karşın gerçeği görmeye başladı. “AB bizi kandırıyor” diyenler yüzde yetmişi buldu. “İlerleme raporu trafik kazasına uğramasın” diyenler, “kendi sivil ve sessiz darbelerinin” kazaya uğramasından korkuyorlar, bütün mesele bu sevgili okurlar... Hiçbir tren kazası olmayacak. Her yıl yapıldığı gibi sahnede birkaç hafta HacivatKaragöz oynatılacak; son gün içinde bir çözüm bulunacak. Nedeni çok açık; Ankara’dakiler ve Brüksel aynı hedefe yönelmişler. “Ben sana mecburum...” diyorlar... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Eleftherotipia: Türkiye’ye AB ölçütleri için baskı yapan Yunanlılar, bu listeden ‘utanç’ duymalı Yunanistan’da gizli 301 uygulaması MURAT İLEM Fransa’da yarış Vatanseverlik dersi müfredatta ? TOKYO (AA) Japonya’da vatanseverlik dersinin müfredata alınmasına ilişkin tartışmalı yasa tasarısı parlamentodan geçti. Merkeziyetçilerden komünistlere bütün muhalefet partileri tarafından boykot edilen oylamayla parlamentodan geçen yasa tasarısı, yeni başbakan olan muhafazakâr Şinzo Abe’nin eğitim reformu kapsamında yer alıyor. Yasa tasarısı, vatanseverlik derslerinin Japonya’nın geçen yüzyıldaki militarizmini çağrıştırdığı gerekçesiyle sol örgütler tarafından da eleştiriliyor. Tasarının yürürlüğe girebilmesi için Japon senatosundan da geçmesi gerekiyor. Senatodaki oylamanın 15 Aralık’a kadar yapılması bekleniyor. ATİNA Yunanistan’da, bugüne kadar hükümet yetkilileri tarafından kamuoyundan gizlenen ve Türkiye’deki 301. maddenin karşılığı olan yasa nedeniyle alınan cezaların kabarık olduğu ortaya çıktı. Eleftherotipia gazetesinde yer alan haberde, Türkiye’ye AB ölçütlerini ileri sürerek baskı yapan Yunanlıların, bu listeyi inceledikten sonra “utanç” duymaları gerektiği belirtiliyor. 19901993 yılları arasında meydana geldiği belirtilen “Yunanlığa hakaret” ve ifade özgürlüğü konusundaki mahkeme kararları, “demokrasi ve özgürlüğün anayurdu” olarak nitelendirilen Yunanistan’ı zor durumda bırakacak nitelikte. Bugün gizli olarak halen uygulandığı belirtilen soruşturma ve kovuşturmalara son verilmesi gerektiği belirtilen yorumda, AB ülkesi olan Yunanistan’a yakışmayacak çirkin davranış tanımlaması yapılıyor. Hapis cezala AFİŞ ASANLAR, ‘BÖLÜCÜLÜK YAPANLAR’, BROŞÜR DAĞITANLAR... 1990 yılında Batı Trakya Türklerine karşı uygulanan asimilasyon ve baskı politikaları hızlandırıldı. Bu yıl içinde kendini “Türk” olarak tanımlayan onlarca Batı Trakyalı kovuşturmaya uğrarken, saldırılarda İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga linç edilmek istendi. Yüzlerce Türk’ün ev ve işyerleri yağmalanarak tahrip edildi. Türkiye’nin yaptığı girişimlerden sonuç alınamadı. 1992’de sol bir örgütün (OAKKE) 6 üyesi, “Vatanseverlere hayır. SlavoMakedonya’yı tanıyın” yazılı afişler astıkları için altı buçuk yıl hapis cezasına mahkum edildi. Mahkeme, bu afişlerin devlete karşı hakaret olduğu rına çarptırılanlar arasında Yunanlığı aşağılayanlar, ulusal konularda görüş belirtenler, afiş asanlar bulunuyor. Gazete, demokratik olmayan mahkeme kararlarının, merkez sağdaki Yeni Demokrasi Partisi’nin 1990 yılında iktidara gelmesiyle boyut kazandığına dikhükmüne vardı. 1992 yılı Mayıs ayında “Komşularımız düşman değil. Milliyetçiliğe ve savaşa hayır” başlıklı broşürler dağıtan 4 kişi 19 ay hapse mahkum oldu. 1992 Aralık ayında, 17 yaşındaki Mihalis Papadakis, “Büyük İskender savaş suçlusudur. Makedonya Makedonyalılara (halkına) aittir” yazılı el ilanı dağıttığı için 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, bildirinin vatandaşlar arasında bölücülük yarattığı kararına vardı. 1993 yılı Mayıs ayında, Sosyalist Devrim Örgütü’nün (OSE) 5 üyesi, Yunanistan’ın uluslararası ilişkilerine zarar verebilecek yalancı haberler yaydıkları gerekçesiyle yargılandılar. Suçları, “Balkanlar’daki kriz: Makedonya konusu ve işçi sınıfı” başlıklı broşürün yayımlanmasıydı. 1993 yılı Mayıs ayında, iki SlavoMakedon (Yunan vatandaşı) siyasi eylemci “kendilerini Makedon hissettikleri” ve Yunanistan’da 1 milyon “Makedon”un bulunduğunu iddia ettikleri için, 5 ay hapis ve 100 bin drahmi para cezasına çarptırıldılar. Mahkeme, 2 sanığın “Makedonya’nın Helen olmadığı” ve Yunanistan’da “Makedon azınlığın” bulunduğuna ilişkin yalan haberler yaydıklarına karar verdi. sı. İkinci önemli nokta ise kendini “liberal” olarak niteleyen zamanın hükümetlerinin sadece bir tek üyesinin yargılamalara itiraz edebilmiş olması. Çuderu tutuklamaları gerçekleştiren polisleri de “dar kafalılıkla” suçlayarak, “Umarım sanıklar aklanacaklardır” dedi. Sosyalistlerin aday seçimi Dış Haberler Servisi Fransa’da ana muhalefetteki Sosyalist Parti dün, 2007 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için adayını belirledi. Sonuçlarının bu Anketletlerde Sego sabah açıklanması lene Royal öndeydi. beklenen seçimin öncesinde yapılan son anketlerde, 3 aday içinde ülkenin ilk kadın lideri olma yolunda ilerleyen Segolene Royal öne çıkan isimdi. Royal’in rakipleri ise eski Başbakan Laurent Fabius ve eski Maliye Bakanı Dominique StraussKahn. Popülistlikle suçlanan Royal, sağın adayı olmasına kesin gözüyle bakılan İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’yi yenebilecek tek sosyalist lider olarak görülüyor. Royal, Türkiye’nin AB üyeliğine koşullu destek veriyor. Royal, “Türkiye’nin Ermeni soykırımını tanıması gerektiğini” söylemişti. ‘Takvim vermeyin’ Demokratlardan Irak’tan asker çekilemesi çağrıları gelirken ABD’nin Ortadoğu’daki birliklerinin komutasını üstlenen Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General John Abizaid de, Kongre’den Irak’taki Amerikan askerlerinin çekilmesi konusunda takvim vermemesini istedi. Senato Silahlı Kuvvetler Komisyonu’nda konuşan Abizaid, Kongre’nin Irak’tan çekilme takvimi vermesine karşı olduğunu belirterek bunun işlerin daha da kötüye gitmesine neden olacağını savundu. Abizaid, “Irak’ta istikrarı sağlayabileceğimiz konusunda iyimserim” dedi. Irak yönetiminde baskın çatlağı ? El Maliki’nin 40 kişinin serbest bırakıldığı, kalan rehine sayısının da bir avuç olduğu iddiasına karşın Yükseköğrenim Bakanı, kaçırılan 150 kişiden 70 kadarının hâlâ kayıp olduğunu, bazılarının işkence gördüğünü ve öldüğünü söylüyor. Dış Haberler Servisi Irak Yükseköğrenim Bakanı Abid Ziyab, Bağdat’ta önceki gün kaçırılan bakanlık çalışanlarından bazılarının işkence gördüğünü ve öldürüldüğünü söyledi. Kaçırılan 150 civarında bakanlık çalışanı ve ziyaretçisinden 70 kadarının hâlâ kayıp olduğunu hatırlatan Ziyab, kaçırılan bakanlık çalışanları ve muhafızlardan bazılarının öldürüldüğünü ifade etti. Ziyab, serbest bırakılanlardan edindiği bilgilere göre, ölenlerin işkenceye maruz kaldığını kaydetti, ancak kaç kişinin öldürüldüğünü açıklamadı. Sünni bakan, kaçırılanların tamamı serbest bırakılıncaya kadar hükümeti boykot etmeye kararlı olduğunu da yineledi. Bağdat’ta etkili bir hükümet bulunmadığını kaydeden Ziyab, daha önce bakanlık ve kabinedeki faaliyetlerini askıya aldığını açıklamıştı. Bakanlık sözcüsü kaçırılanların iki bölümde çalışan en az 100 kişi ve 50 kadar ziyaretçiden oluştuğunu ve yalnızca 70 kadarının serbest bırakıldığını açıkladı. Başbakan Nuri el Maliki ise kaçırılanlardan 40 kadarının serbest bırakılmasının ardından kalan kişi sayısının bir avuç kadar olduğunu iddia ediyor. Bakanlık binasına gerçekleştirilen baskının, milislerin yeni bir saldırı dalgasını tetiklemesinden kaygı duyuluyor. ABD, El Maliki’ye Şii milislerin yasaklanması konusunda baskı yapıyordu. kat çekiyor. Dönemin Başbakanı Konstantin Mitçotakis’in göz yumduğu soruşturmalarda, buna neden olarak AB’den Yunanistan’a gönderilen ödeneklerin kesilmesinden kaynaklanan korkular olduğu belirtiliyor. Konuyla ilgili olarak konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Vir ginia Çuderu, uygulamalardaki iki önemli noktaya dikkat çekiyor. Çuderu’ya göre birincisi, bu yargılamaların Türkiye gibi AB’ye “aday bir ülke”de değil, 26 yıldan bu yana AB üyesi olan ve ifade özgürlüğü gibi temel hakların güvenceye alındığı Yunanistan’da gerçekleşmiş olma ABD askerinin itirafı ? Dış Haberler Servisi Irak’ta görev yapan bir ABD askeri, 14 yaşındaki Iraklı kıza tecavüz etmek, kızı ve ailesini öldürmek suçunu kabul etti. Tecavüzü itiraf eden asker James Barker, kızla birlikte 3 aile üyesinin öldürüldüğü saldırıya karışan diğer askerler hakkında tanıklık yapmayı da kabul etti. Avukatının verdiği bilgiye göre Barker, cezasının hafifletilmesi için suçunu itiraf etmeye ve savcılarla işbirliğine karar verdi. Savcılar, saldırıya karışan 4 askerden ikisi için idam istiyor. Bir Iraklı erkeği öldürdüğünü itiraf eden deniz piyade eri de 18 ay hapis cezası aldı. Alman istihbaratı kaygılı ? BERLİN (AA) Alman İstihbarat Teşkilatı (BND), “Irak’tan teröristlerin yasadışı yollarla Avrupa’ya gelmelerinden” endişe ediyor. BND Başkanı Ernst Uhrlau, Irak’tan Avrupa ülkelerine yasadışı yollardan getirilen insanlarla teröristler arasında bugüne kadar önemli bir bağlantı tespit edilememesine rağmen, teröristlerin insan taciri şebekelerin yardımıyla Avrupa’ya gelebileceklerini söyledi. CUMHURİYET 1011 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle