16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 ‘Ortanın solu’ndan ‘demokratik sol’a, ‘baba ocağı’ CHP’den ‘Evladım’ dediği DSP’ye giden zorlu yol Ecevit’in ideolojik arayışları ülent Ecevit’in CHP’den DSP’ye, ‘‘ortanın solu’’ndan ‘‘demokB ratik sol’’a uzanan siyasal serüveninde meydanlardaki sloganlar da değişti. ‘‘Toprak işleyenin su kullananın’’, ‘‘Ak günlere’’, ‘‘Bu düzen değişmelidir’’ sloganlarından; ‘‘Bize güven Türkiye’’, ‘‘Hakça bir düzen’’, ‘‘Gözün aydın Türkiye ak güvercin geliyor’’ sloganlarına geçildi. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün ilk kez ortaya attığı ‘‘Ortanın solundayız’’ yaklaşımını Bülent Ecevit sahiplendi. Bu yaklaşım o günlerde sağcılar tarafından ‘‘Ortanın solu Moskova’nın yolu’’ benzeri sloganlarla hedef alınıyordu. Ecevit, 12 Eylül sonrasında ise ‘‘ortanın solu’’ yerine ‘‘demokratik sol’’ ve ulusalcı bir söylemi öne çıkardı. Bülent Ecevit, DSP kurulurken ‘‘sosyal demokrat’’ yerine ‘‘demokratik sol’’ kavramını kullanmayı yeğledi. Israrla, inatla sosyal demokratlardan ayrı olduklarını vurguladı, yineledi. Ecevit, ‘‘Neden demokratik sol’’ sorusuna şu yanıtı veriyordu: ‘‘Bu kavramı kullanmamın iki nedeni var. Birincisi şu: Beni sosyal demokrasinin tarihteki kökenleri değil, çağdaş anlamı ve uygulaması ilgilendiriyor. Batı’daki sosyal demokratlar, o tarihsel doktriner kökenlerin gölgesinden, ipoteğinden ve tartışmalarından kendilerini koparmakta büyük güçlük çekmişlerdi. Bu güçlükleri hâlâ bir ölçüde sürmektedir. Katı bir Marksist anlayışı benimseyenler, onları, sosyal demokrasiyi yozlaştırmakla, saptırmakla veya Marksizme ihanet etmekle suçlamaktadırlar. Bu tür eleştirileri ve suçlamaları karşılamaya çalışırken, bazı sosyal demokrat partiler veya düşünürler, Marksizmle ilgili değişik yorumlar yapmak zorunda kalmaktadırlar. Zaten Marx’ın gençlik dönemiyle daha sonraki dönemi arasında yer alan bazı farklar da değişik yorumlara olanak vermektedir. Türkiye’deki sosyal demokrat akım Marksizmden kaynaklanmadığına göre, değindiğim tartışmaların Batı’da bile anlamsızlaşıp yapaylaştığı bir aşamada ortaya çıktığına göre, bizim sosyal demokrasinin tarihsel kökenlerine ilişkin tartışmalar içine sürüklenmemizin gereği yoktur. O nedenle, ben Türkiye’deki sosyal demokrat hareketi ‘demokratik sol’ olarak adlandırmakta başından beri yarar görüyorum. İkinci neden de şu: Bizim sosyal demokrasi anlayışımız, ekonomik demokrasiyi de daha başından beri içermektedir. Onun için sosyal demokrasinin ötesinde, ama onun doğal sonucu ve gereği olan ekonomik demokrasiyi de kapsar biçimde ‘demokratik sol’ terimini kullanıyorum. Bir başka deyişle, Türk demokratik solu, siyasal demokrasiyle ve sosyal demokrasiyle birlikte, ekonomik demokrasiyi de amaçlamaktadır.’’ Ecevit’in DSP dönemindeki siyasal söyleminde ‘‘inançlara saygılı laiklik’’ vurgusu CUMHURBAŞKANI SEZER ONUN ARMAĞANI ülent Ecevit, DSP kurulurken ‘‘sosyal demokrat’’ yerine ‘‘demokratik sol’’ kavramını kullanmayı yeğledi. Israrla, inatla sosyal demoratlardan ayrı olduklarını vurguladı, yineledi. Bu yaklaşım ‘‘DSP sağa kaydı’’ eleştirilerine yol açarken, Ecevit şu görüşleri dile getiriyordu: ‘‘Marksist kökenden kaynaklanan yaklaşımlarla solculuk yaptığını sananlar, geleneklerine, dinine bağlı ama demokratlığı, solculuğu içine sindirmiş birçok vatandaşımızı sağ partilerin tabanına ittiler ve orada hapsettiler.(...) CHP laikliği savunayım derken, bu dinin siyasete alet edilmesinden rahatsız olan iyi niyetli dindar kesimlerin duygularını incitiyor. Oysa biz dindarların da gönlünü kazanarak laikliği koruma mücadelesi veriyoruz. ’’ özel bir önem taşır. Bu yaklaşım ‘‘DSP sağa kaydı’’ eleştirilerine yol açarken, Ecevit şu görüşleri dile getiriyordu: ‘‘Marksist kökenden kaynaklanan yaklaşımlarla solculuk yaptığını sananlar, geleneklerine, dinine bağlı ama demokratlığı, solculuğu içine sindirmiş birçok vatandaşımızı sağ partilerin tabanına ittiler ve orada hapsettiler.(...) CHP laikliği savunayım derken, bu dinin siyasete alet edilmesinden rahatsız olan iyi niyetli dindar kesimlerin duygularını incitiyor. Oysa biz dindarların da gönlünü kazanarak laikliği koruma mücadelesi veriyoruz.’’ Ecevitler’in DSP’yi kurma nedenlerinin altında ise ‘‘öfke’’ vardı. Rahşan Ecevit, gazeteci Fikret Bila’ya bunu şu sözlerle anlatıyordu: ‘‘Söz aramızda ama DSP’nin kökeninde öfke vardır. Bu mücadele azmi ve parti kurma fikrinin, her şeye sıfırdan başlama kararının altında Hamzakoy vardır. Hamzakoy’a gittiğimizin ertesi günüydü galiba. Tesislerin komutanı General Hüsnü Çelenkler odamıza geldi. Bizi bir salona davet etti. Salonda Nazmiye Hanım ve Süleyman Demirel de vardı. Bize televizyondan Kenan Evren’in konuşmasını dinlettiler. Konuşmayı dinleyince ben öfkelendim. Evren öyle bir konuşma yapıyordu ki... Siyaset ve tüm siyasetçiler için ‘çamur’ diyordu. Çamur...’’ CHP’nin 12 Eylül sonrasında yeniden açıldığı 9 Eylül 1992 tarihi öncesinde Ecevit’in yine kapısı çalındı. CHP çatısı altında DSPSHP bütünleşmesi önerisi tartışılıyordu. Ecevit bu formüle yanaşmadı: ‘‘DSP’yi çok güç koşullar altında, ağır çilelere katlanarak, eşimle birlikte onon bir yılda oluşturduğumuz için DSP bir bakıma benim evladım gibi; ama siyasal yaşamımın 30 yılını CHP’de geçirmişim, milletvekili olarak, genel sekreter, genel başkan, başbakan olarak. O da benim için tüm siyasal eğitimimi aldığım baba ocağı gibi. Ben bu bütünleşme arayışı içinde ne birinden, ne ötekinden vazgeçebilirim.’’ B Siyasete yeni isimler kazandırdı Ecevit’in siyasete kazandırdığı politikacılardan büyük bir bölümüyle sonradan yolları ayrıldı. DSP liderinin siyasete kazandırdığı en önemli isim ise Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer oldu. Ecevit’in ülkeye kazandırdığı Genç Parti yöneticilerinden. en önemli isim Sema Pişkinsüt ise önce Cumhurbaşkanı Ahmet Toplumcu Demokratik Parti Necdet Sezer oldu. Süleyman adlı bir parti kurdu, sonra Demirel’in görev süresini aktif siyasetten uzaklaştı. uzatmaya dönük girişimler Mehmet Sevigen, Hasan sonuç vermeyince, Anayasa Gemici, Metin Şahin başta Mahkemesi Başkanı Ahmet olmak üzere bazı eski Necdet Sezer ismini DSP’liler de bugün CHP gündeme getirdi. Koalisyon kadrolarında. ‘‘Fırıldak ortakları da onay verince, Kubi’’ olarak anılan ve bir Sezer cumhurbaşkanı seçildi. dönemin en çok parti MGK’de yaşanan ‘‘anayasa değiştiren milletvekili olan Kubilay Uygun da DSP fırlatma’’ krizi listelerinden sırasında parlamentoya girmişti. araları Ecevit’in siyasete açıldıysa da kazandırdığı isimlerden daha sonra bu olan Ahmet Piriştina çok gerginlik sevilen bir belediye sürmedi. başkanı oldu. Eskişehir Ecevit, aktif Büyükşehir Belediye siyaseti Başkanı Yılmaz bıraktıktan Büyükerşen ise Ecevit’in sonra bu son siyasal girişimi olan konudaki sorulara şu Ahmet Necdet Sezer. bütünleşme arayışında ‘‘başbakan adayı’’ olarak yanıtı verdi: ‘‘Sayın Sezer’le birbirimize önerdiği isimdi. Yılmaz çok saygımız, sevgimiz var. Büyükerşen, ‘‘sağın da Kendisi çok zor koşullar katılacağı bir güçbirliği altında, bazen tek başına hareketinin zorunlu olduğu’’ mücadele veriyor. Bu nedenle kanısında. Büyükerşen, onun başarılı olmasını çok ‘‘ittifak’’ sözcüğü yerine istiyorum. Bizim 19 Şubat ‘‘güçbirliği’’ demeyi krizinde tartışmamızın ayrı yeğlerken, bu konudaki nedenleri vardı. Onlar çok görüşlerini şöyle özetliyor: geride kaldı. Zeki Sezer’in ise ‘‘İttifak yasalara uygun değil. Önceden bir demokrasi kültürümüzü, anlaşmaya hakça düzen varılarak bir kültürümüzü, inançlara protokol saygılı laiklik imzalanabilir. anlayışımızı iyi şekilde Birlikte barajı yayabileceğini aşacak gücü düşünüyorum. Birinci oluşturan Sezer’den Türkiye partiler, memnun görünüyor, hedeflerini ikinci Sezer’in de en az açıklarlar. Bu Cumhurbaşkanı Sezer birlikteliğin kadar Türk siyasetinde Zeki Sezer. iz bırakacağına Meclis’e girmesi inanıyorum. Esprili bir sağlanır. CHP başlangıçta yaklaşım olacak. Türkiye’ye buna katılmasa da barajı iki Sezer hediye etmiş aşmak için oluşturulan oluyorum.’’ birliktelik TBMM’ye Rahşan Ecevit, DSP’nin girdikten sonra bunun içinde kuruluş yer alabilir. Birlikte günlerinde koalisyon kurulabilir, ‘‘sadece bir tür kurucu meclis seçkinlerin değil, gibi çalışılabilir. Baraj sıradan atlandıktan sonra bir insanların’’ restorasyon hükümeti siyasete kurulur.’’ girebilmesinin Güçbirliği ‘‘sol’’ mu önemi üzerinde olacak yoksa Rahşan duruyordu. Ecevit’in dediği gibi Nitekim DSP ‘‘sollu sağlı’’ mı olacak listelerinden çok tartışmaları sürüyor. sayıda yeni Ahmet Piriştina. Büyükerşen, ‘‘sağlı politikacı sollu’’ güçbirliğinden parlamentoya girdi, bakan, yana: ‘‘Sağı solu bıraktık. belediye başkanı oldu. Türkiye’nin yokuş aşağı Zekeriya Temizel’den Hikmet gidişini durdurmak için, Uluğbay’a, Şükrü Sina ulusal çıkarlarını güvence Gürel’den Hikmet Sami altına alabilmek için Türk’e, Zeki Sezer’den güçbirliği yapacağız, derseniz Ahmet Tan’a, Hasan çok mesafe Gemici’den Mehmet alabilirsiniz. Sevigen’e, Ali Geçmişte Arabacı’dan Emin yaptıkları Karaa’ya, Ahmet hatalar nedeniyle Piriştina’dan Yılmaz parlamento Büyükerşen’e dek. dışında kalan ve Ecevit’in siyasete bugün hatalarını kazandırdığı gören politikacılardan büyük parlamento dışı bir bölümüyle kalmış sağ sonradan yolları partiler var. ayrıldı. Geçen dönem Yılmaz Büyükerşen. Onlarla birlikte parlamentoya Cumhuriyetin girenlerden Ertuğrul kuruluşundaki gibi bir Kumcuoğlu daha sonra kurtuluş ideolojisi ile yola MHP’ye geçerken, Ali Tekin çıkılabilir.’’ ANAVATAN’ı seçti. Gönül Saray Alphan ise bugün Bitti MHP’NİN TUHAF SAVLARI Erdal İnönü’nün Ecevit’le olan siyaset dışı ilişkisi 1950’lere dayanıyor: Sanskritçe ve bölücülük 12 Eylül askeri darbesi sonrasında MHP’nin CHP ile ilgili suç duyurusu üzerine Ecevit, 555 sayfalık bir savunma yaptı. Bu savunmada MHP’nin suç duyurusunda yer alan 211 maddelik savları tek tek yanıtladı. Bu savlardan biri de ‘‘Sanskritçe öğrenme çabasıyla bölücülük’’ arasında bağlantı kurulmaya çalışılmasıydı. Ecevit, kendini şöyle savundu: ‘‘Gençlik yıllarımda bir ara klasik Hint dillerinden Sanskrit öğrenimi görmüş olmam bile, nedense, benim, bazı yurttaşlarımızı ‘ayrı bir etnik grup olarak telakki’ edişimin kanıtı gibi gösterilmektedir. Sanskrit öğrenimi yapmakla bölücülük arasındaki bağlantıyı göremediğim için savcılığın bu konuda benden bir açıklama beklemediğini umarım. Fakat suç duyurusunu yapan MHP avukatlarının Milli Güvenlik Konseyi’ne yazdıkları dilekçede ‘Sanskritçe öğrenmeye çalışmakla’ bölücülük arasında bağlantı kurmaya kalkışacak kadar ciddiyetten uzaklaştıklarına dikkati çekerken, böylesine gayri ciddi bir tutumla hazırlanan bir suç duyurusunun ciddiye alınmasını yadırgadığımı da belirtmek isterim. Ayrıca bu suç duyurusu üzerine YÖK’ün üniversitelerimizde Sanskrit öğrenimini durdurmayacağını umarım.’’ Ecevit, savunmasının sonunda ‘‘sol kanadı olmayan bir demokrasi yaratma, solu siyasetten tümüyle tasfiye etme’’ çabalarına dikkat çekti ve sözlerini şöyle noktaladı: ‘‘Sol kanadı olmayan bir demokrasi uçuşa geçemeyeceği gibi, tarihi geriye çevirmek de olanaksızdır.’’ Onunla çok eski dostuz ülent Ecevit, 1987 B seçimlerinde DSP’nin barajın altında kalması üzerine siyasetten çekilme kararı aldı. Dönemin SHP lideri Erdal İnönü, gazetecilerin ‘‘Bu kararı duyunca ne hissettiniz’’ sorusuna ‘‘Önce onu ve bütün DSP’yi SHP’ye davet etmek istedim. Sonra yanlış anlaşılır diye vazgeçtim, kararına saygı duyduğumu söylemekle yetindim’’ yanıtını verdi. Ecevit’i 1950’li yıllardan beri tanıdığını vurgulayan İnönü, bu tanışıklığı şöyle anlatıyordu: ‘‘Arkadaşlığımız sanıyorum 1952 yılında başladı. O zaman Helikon derneği vardı. Sanat Erdal İnönü, siyasetin tartışmaları yapılırdı. Ben de doktoramı yaptıktan sonra yurda dönmüştüm. Orada sık sık buluşurduk. Eşlerimizle birlikte. Karşılıklı gider gelirdik. Sonra Forum dergisi vardı. O dergi etrafında beraber olurduk. Sonra Ecevit siyasete girdi, ben siyasetin içinde değildim. Ama uzaktan izlerdim.’’ İnönü, ‘‘Ecevit’le babanız karşı karşıya geldiler’’ dışında olduğu yıllarda babası İsmet İnönü’ye karşı Bülent Ecevit’i desteklediğini anlattı. anımsatması üzerine de ‘‘Evet, ama ben o sırada onu (Ecevit’i) destekliyordum. Babam da bunu bilirdi. Hatta babam bana, bir keresinde, ‘Senin arkadaşın ama böyle davranmaması gerekiyor’ diye kendi tutumunu anlatmıştı. Ama ben ondan yana olmaya devam ettim. Babam, 12 Mart’ta genel sekreterlikten istifasını kendisinden habersiz açıklamasını kabul edememişti. Asıl mesele orada çıkmıştı’’ yanıtını verdi. İnönü, Ecevit’in ölümünden sonra da duygularını şöyle dile getirdi: ‘‘40 yıllık arkadaşımdı. Ankara’da üniversiteye asistan olarak başladığım dönemde, bir sanat derneğinde sık sık bir araya gelirdik. O zaman edebiyata ve resme meraklıydı. Ondan sonra siyasete girdi, CHP’de, babamla beraber çalıştı. Sonradan babamla mücadele etti, ama saygısını hiçbir zaman elden bırakmadı. Benim de kendisine saygım hep devam etmiştir. Türk siyasetinde yeri doldurulamaz.’’ Gazeteci Ecevit’in Saddam’la görüşmesi ülent Ecevit, 1990 yılınB da ‘‘gazeteci’’ sıfatıyla Bağdat’a giderek Saddam Hüseyin’le görüştü. Yanında Milliyet gazetesinden Derya Sazak ile Bülent Hiçyılmaz vardı. ABD’nin her an Irak’ı vurması beklenirken yapılan bu görüşme sert eleştirilere yol açtı. Ecevit, eleştirilere ‘‘Vur fakat dinle’’ diye yanıt verdi: ‘‘(...)Bir gazeteci arkadaşım da, yazısına ‘Ecevit kimden yana?’ başlığını atmış. Bunun yanıtı çok açık: Ben Amerika’dan da, Irak’tan da, Ku veyt’ten de yana değilim. Kendi ülkemden, Türkiye’den yanayım. Türkiye eğer bir ölçüde demokratik ve çoğulcu bir ülke ise hükümetten yana olmak gibi bir yükümlülüğüm de yok. Ben, kendi anlayışıma göre Türk ulusundan yanayım. Geçmişte devlet sorumluluğu taşıdığım dönemlerde de neredeyse tüm dünyayı karşımıza almak pahasına Türkiye’nin ve Türk ulusunun yararını gözetebileceğimi kanıtlamış olduğumu sanıyorum. Dünyayı karşımıza almayı göze almadan, ne haşhaş ekimi yasağını kaldırabilirdik; ne Kıbrıs barış harekâtına girişebilirdik ne de Ege’deki ulusal haklarımızı gündeme getirebilirdik. Tabii bunları göze alırken hem haklılığımıza güveniyorduk hem de dünya koşullarını ve belirli dengeleri göz önünde tutuyorduk.’’ CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle