15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 2006 CUMARTESİ DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Limanları Açarsam Tam Üye Yapacak mısın?’ Doğru cevap alıp gerçeğe varmak istiyorsak soruları doğru sormak zorundayız. Diyaloğun sağlıklılığı, doğru soru, doğru cevaba dayanır. “İlerleme Raporu” açıklandı. Raporda birçok talep var. Bunlar yerine getirilmezse müzakerelerin kesilebileceği de ileri sürülüyor. Talepler arasında, Türkiye’nin ek protokolü yürürlüğe sokup limanlarını ve havalimanlarını Kıbrıs Rum Yönetimi’ne açarak bunların Kıbrıs’ın tek ve gerçek temsilcileri olarak tanınmaları yolunda yeni bir adım atılması da var. Şimdi bu noktada durup şu soruyu açıkça sormak gerek: Limanlarımızı, havalimanlarımızı Kıbrıs Rum Yönetimi gemi ve uçaklarına açarsak bizi AB’ye tam üye yapacak mısınız? Tabii, bu açılmayı zorunlu koşul olarak ileri sürenler, yalnızca bunun yeterli olmayacağını söyleyecekler ve diyecekler ki, AB üyeliğinin öbür gereklerini de yerine getirmeniz gerekir. O zaman açıklıkla şu soruyu sorabiliriz: Onları da yerine getirirsem, öbür devletler gibi, bütün hak ve yükümlülüklere sahip tam üye olarak, AB bünyesine alacak mısınız? Soru doğrudur. Ama bunu yeniden sormanız gereksizdir. Çünkü adamlar bu sorunun cevabını bize 17 Aralık 2004 yılında, yalnız aptal ya da hain olmayanların anlayamayacağı kadar, açık bir dille verdiler: Ne yaparsanız yapın, sizi tüm haklara sahip, tam üye olarak, AB’ye almayacağız. ??? Dediğim gibi, bu soru gayet açık bir biçimde yanıtlanmıştır. Türk halkının tümünün hain olması beklenemeyeceğine, Türk halkının zekâ düzeyi konusunda olumsuz görüş beyan etmek de TCK 301. maddesi kapsamına girdiğine göre, biz halkın kandırıldığını söylemekle yetineceğiz. Türk halkı kandırılmıştır. Çünkü AB’nin bizi ne yaparsak yapalım almayacağı, diplomatik dilin en açık şekliyle, hatta zaman zaman istiskal eder bir biçemle söylenmiş olmasına rağmen, iktidar ve medya bu gerçeği kamuoyundan gizlemiştir. AB bizi oyalamak, özel statü karşısında bizden istediğini almak peşindedir ve bu arada yalan da söylememektedir. Yalan söyleyen iktidardır. Çünkü onlar AB üyeliğini amaçladıklarını söylüyorlar, oysa amaçları, kendi istediklerini AB aracılığıyla Türk halkından koparmak üzere, müzakere sürecini araç olarak kullanmaktır. Şimdi kim isterse aşağıdaki soruyu yeniden sorabilir: Limanları açarsak, her istediğinizi yaparsak bizi AB’ye öbürleriyle eşit haklara sahip üye olarak kabul edecek misiniz? 17 Aralık 2004’ten bu yana koşullar daha da ağırlaştığına göre, bu sorunun yanıtı açık bir “hayır” olacaktır. ??? Bu durumda, şu soruyu kaçınılmaz olarak sormamız gerekir. O zaman ben limanlarımı neden açayım Kıbrıs Rum Yönetimi’ne? Bunun yanıtını AB’ye gerek kalmadan Türkiye’deki Avsalaklar (“Euromania” tutkusundan mustarip kişiler) vereceklerdir: Müzakere süreci devam etsin de, sen de bundan yararlanıp daha uygar daha demokrat ol, diye. Biz de bu yanıta, açık bir başka soruyla yanıt verebiliriz: Ben demokrat ve daha uygar olmak istersem, onu AB’ye gerek olmadan kendi irademle de yaparım ve yapıyorum. Ama limanların açılmasının bununla ne ilgisi var? Buna “kem küm”den başka bir yanıt veremez, olsa olsa şunu söylerler: Limanları açmazsan müzakere süreci kesilir! Biz de deriz ki: Beni üyeliğe götürmeyen süreci ben ne yapayım! Kesilirse kesilsin birader! Sonra da ekleriz: Hem, sonu beni üyeliğe götürmeyen, ama onların her istediklerini almalarını sağlayan bu süreci adamlar niye kessinler ki? Onlar aptal mı? Bu soruya alacağımız yanıt ve bu yanıta karşı tepkimiz zekâ düzeyimizle orantılı olacaktır. Onun için hiç beklemeden şimdi açıkça sorarak başlayalım işe: Limanları açarsak, bizi tam üye olarak AB’ye alacak mısınız? PKK operasyonu Diyarbakır’da gerçekleştirilen operasyonda Büyükşehir Belediyesi hizmet aracıyla terör örgütü PKK mensuplarına malzeme götürdüğü ileri sürülen 3 kişi yakalandı. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre araçlar ile şahısların işyerlerinde yapılan aramada 1 adet Glock marka tabanca, 117 adet beyaz renkli sırt teçhizatı muhafazalı kar kamuflajı, 35 adet çeşitli şirketlere ait kaşe ve sahte fatura, 2 adet propaganda içeren CD, 100 gram esrar, 107 kutu antibiyotik ilaç, 1 adet bilgisayar yazıcısı, 12 not defteri, 4 bilgisayar ile 2 cep telefonu ele geçirildiği bildirildi. (Fotoğraf:AA) ŞEMDİNLİ DAVASINDA KARAR PKK itirafçısı Ateş’e 39 yıl hapis cezası YUSUF ZİYA CANSEVER VAN Şemdinli olayı davası sanıklarından tutuklu PKK itirafçısı Veysel Ateş, 39 yıl 10 ay 27 gün hapis cezasına çarptırıldı. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005’te Umut Kitabevi’nin bombalanması olayına karıştığı gerekçesiyle Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan PKK itirafçısı Veysel Ateş’in, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, sanık avukatı Yurdakan Yıldız, esas hakkındaki savunmasında, müdahil Seferi Yılmaz’ın terör örgütü PKK ile bağlantısının olduğuna dair hakkında Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın incelenmesini, Veysel Ateş ile Ali Kaya arasında yapıldığı iddia edilen telefon görüşmesinin, patlamadan önce ya da sonra yapıldığı konusunun açığa kavuşturulmasını talep etti. Duruşmaya 15 dakika ara veren mahkeme heyeti, talepleri reddetti. ‘İsteseydim Yılmaz’ı öldürürdüm’ Son sözü sorulan Veysel Ateş de teröre iki kardeşini kurban verdiğini belirterek, bu suçlarla hiçbir ilgisi bulunmadığını ve suçsuz olduğunu öne sürdü. Ateş, şöyle konuştu: ‘‘Böyle bir olayı yapmak isteseydim kolaylıkla yakalanabilecek bir şekilde astsubay olan iki şahıs ile bu şekilde davranmazdık. Seferi Yılmaz’ı öldürmek isteseydim kendisini daha uygun başka ortamlarda her zaman öldürme imkânı bulurdum.’’ Duruşmaya 10 dakika ara veren mahkeme heyeti, sanık Veysel Ateş’in 39 yıl 10 ay 27 gün hapisle cazalandırılmasını kararlaştırdı. asirmen?cumhuriyet.com.tr UMUT DAVASI Yargıtay, Özmen’in müebbetini onadı affın önünü kapadı ? Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Umut davasında 9 sanık hakkında verdiği kararın temyiz incelemesinde sanık Ferhan Özmen’in, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin kararı onadı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay, gazetemiz yazarları Uğur Mumcu, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok’un öldürülmesi olaylarının aralarında bulunduğu ‘‘Umut’’ davasında, Ferhan Özmen’in ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin kararı onadı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Umut davasında yaptığı ikinci yargılamada 9 sanık hakkında verdiği kararın temyiz incelemesini tamamladı. Daire, sanık Ferhan Özmen’in, ‘‘anayasal düzeni cebren değiştirmeye teşebbüs etme’’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin kararı onadı. Sanık Ekrem Baytap’ın 15 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin karar ise eksik soruşturma nedeniyle bozuldu. Yasadan yararlanamazlar! Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Topluma Kazandırma Yasası’ndan yararlandırılan sanıklar Abdulhamit Çelik, Hasan Kılıç, Mehmet Ali Tekin, Mehmet Şahin, Fatih Aydın, Muzaffer Dağdeviren ve Yusuf Karakuş hakkındaki kararı ise sanıkların aleyhine bozdu ve bu kişilerin yasadan yararlanamayacaklarına dikkat çekti. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle