19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 EKİM 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABD Büyükelçisi Wilson’ın, irtica tartışmalarını gürültü olarak yorumlaması tepki çekti POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 5 ‘Sömürge valisi gibi’ Karayalçın: İrtica tehdittir ? İstanbul Haber Servisi Sosyal Demokrat Halk Partisi Genel Başkanı Murat Karayalçın, AKP iktidarının irtica tehdidine yönelik gerekli adımları atmadığını belirterek ‘‘İrtica, Cumhuriyetin güvenliği ile ilgili olan tehdittir’’ dedi. SHP’den yapılan yazılı açıklamada, AKP iktidarının TSK ile irticanın varlığına ilişkin tartışmaya girmek yerine, irticaya karşı gerekli önlemleri alması gerektiği belirtilerek ‘‘Bunun gereğini yerine getirecek hükümet, valiler, İçişleri Bakanlığı ve iç güvenlik güçleridir’’ denildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Siyasi parti temsilcileri ve Türkiye Barolar Birliği (TBB), irtica tartışmalarıyla ilgili olarak ‘‘kakofonik, gürültü’’ benzeri değerlendirmeler yapan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson’a sert tepki gösterdi. CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, ‘‘Büyükelçi kendini müstemleke genel valisi gibi görüyor’’ dedi. Topuz, dün düzenlediği basın toplantısında son gelişmeleri değerlendirdi. İrticaterör tehditleri sıralamasının altında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası bulunduğunu vurgulayan Topuz, ‘‘Başbakan, irtica tehlikesi yoktur, diyerek tartışmanın bunalıma dönüşmesine Baykal’ın Masasındaki Kaplumbağa... Güneşli bir Ankara sabahı... Trafik kilitlenmiş Çankaya’da... Peki siyasi trafik nasıl? Siyasi kulisler hareketli. Kulislerde Soros destekli TESEV’in ‘‘Almanak: TürkiyeGüvenlik Sektörü ve Demokratik Düzen Raporu’’ tartışılıyor... Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın yaptığı konuşma siyasi çevrelerde yankı buluyor... Türkiye’de irtica tehlikesi var mı yok mu? Bakıyorum bazı kesimler ‘‘irtica’’nın ne olduğunu tam olarak kavramış değiller... ‘‘Sıkmabaş’’ın Washington’da ‘‘Beyaz Saray’’a girmesi, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin göstergesi değil mi? Başbakan Erdoğan, Londra üzerinden Türkiye’ye döndü. Yanında üçbeş yazar. Washington ve New York’ta neler oldu? BushErdoğan görüşmesi nasıl geçti? Washington’da olup bitenleri Erdoğan’ın yanında götürdüğü meslektaşlarımız izlediler. Yazılarını okudum. Sadece Yasemin Çongar, ilk günkü gelişmeleri hem CNN Türk’te hem de Milliyet’te ayrıntılı verdi. Bush, PKK’nin adını koymadı basın toplantısında. Üstelik terör konusunda vurgulu bir ifade de kullanmadı. Bu görüşme ne getirdi? Yazılanlardan ‘‘hiçbir şey getirmediği’’ çıkıyordu ortaya. Ne PKK, ne Kerkük ne de Kıbrıs konusunda somut bir şey görülmüyordu. Bir gün sonra yine Milliyet’te Yasemin Çongar’ın yazısını okudum... Çongar, bir gün önce yazdıklarının tam tersini yazmıştı... Bir gazeteci 24 saat içinde nasıl olurdu da tam tersi bir yazı yazabilirdi? İşe bakın siz, Bush’un AB desteği mesajı çok önemliymiş... ??? Ankara’da on beş gün önce CHP lideri Deniz Baykal’la alınmış randevumuz vardı. Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yıldız, Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay ve Cüneyt Arcayürek’le birlikte CHP’nin Söğütözü’ndeki yeni genel merkezine gittik... CHP’nin yeni genel merkez binası görkemli. İnsanın başını döndürüyor. Alman SPD’nin Berlin’deki merkez binasından daha görkemli ve çağdaş. Hoşuma gitti... Deniz Baykal ile iki saat sohbet ettik... Cüneyt Ağabey bir ara Baykal’ın çalışma masasının üzerindeki kaplumbağayı gördü... Ne ben ne de İbrahim Yıldız ve Mustafa Balbay kaplumbağayı fark etmiştik... Kolay değil, Cüneyt Ağabey yılların deneyimli gazetecisi... Deniz Baykal, İzmir gezisinde bir orman yangınına gitmiş gazetecilerle birlikte. Ormanda yanan kaplumbağayı almış ve çantasına koymuş ve Ankara’ya dönmüş... ‘‘Ormanlarla birlikte canlılar da ölüyor. Bir anı olarak aldım. Her sabah odama geldiğimde o günü anımsıyorum...’’ Deniz Baykal’la siyaset konuşuyoruz... Baykal AKP iktidarının laikliği içine sindiremediğini söylüyor... Baykal: ‘‘Hükümet, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin altına Türkiye’ye yönelik en önemli tehdit diye bir numaraya ‘irtica’ yazıp imza atıyor, ardından Başbakan ‘irtica yok’ diyor.’’ Deniz Baykal’la yaptığımız sohbette söz Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın konuşmalarına geliyor... Baykal: ‘‘Konuşmalar objektif, uyarı niteliğinde, içeriği zengindi. Her ikisi de ülkenin yararına ve geleceğine ilişkin görüşler ortaya koymuşlardır. Duyarlı konuşmalardır.’’ ??? Deniz Baykal, CHP’nin ‘‘muhalefet rüzgârı’’nı bu dönem daha da artıracağını söylüyor... Baykal’la ‘‘medyanın’’, ‘‘iş dünyası’’nın durumunu da konuşuyoruz uzun uzun!.. CHP’nin kamuoyu araştırmalarındaki oy oranı AKP gibi yüzde 20’lerde... Diyor ki: ‘‘Sadece CHP’nin oy oranı yükseliyor diye yazılsa, TV’lerde haber yapılsa o bize yeter!’’ Evet yapılmıyor! Güneşli bir Ankara sabahında otelden çıktım. Öğle oldu. Akşam saatlerinde bozkırda güneş battı... Kafamda Yasemin Çongar’ın yazı başlıkları: Birinci gün: ‘‘Beyaz Saray’da ‘talihsiz’ görüşme...’’ İkinci gün: ‘‘Atmosfer sıcak, AB desteği güçlü...’’ Hangisine inanalım!.. Yasemin Çongar’ın 24 saat içinde fikir değiştirmesinin nedeni nasıl açıklanabilir? ? ABD Büyükelçisi Wilson’ın irtica tartışmalarına katılış biçimi siyasilerden ve sivil toplum örgütlerinden büyük tepki gördü. CHP’li Topuz, “Küstahlık yapan büyükelçiye birileri haddini bildirmeli’’ derken, DSP lideri Sezer, büyükelçiye böyle konuşma cesaretini AKP’nin verdiğini belirtti. neden oldu. Tartışma bundan dolayı keskinleşti. Adalet Bakanı, önce irtica diye bir suç yok, dedi, sonra hatasını fark etti. İrticai faaliyet vardır, bu da suçtur, demeye başladı. İşi yumuşatmaya çalışıyor. AKP, iki temel tehlikeden biri konusunda irticadan yana tavır koydu, terörle ilgili olarak da adamakıllı gevşemiştir. Kaybettikleri oyları PKK tabanından kazanmayı hedefliyorlar’’ görüşünü dile getirdi. ABD’nin PKK konusunda ‘‘dostane’’ bir tavır içinde olmadığını söyleyen Topuz, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘ABD Büyükelçisi, ABD adına, Bush adına konuşuyor. Büyükelçi bir müstemleke genel valisi gibi konuşuyor. Birilerinin kendisine haddini bildirmesi lazım. Türkiye’yi küçültücü, Türkiye’nin kurumlarına saygısızlık yapan bu açıklayı nasıl yapabiliyor? Nasıl Türkiye’nin içişlerine karışabiliyor? Hükümet, Dışişleri Bakanlığı bunlara nasıl göz yumuyor? ABD’ye her türlü tavizi verir, peşkeş çekmeye hazır olduğunuzu ortaya koyarsanız bunlar olur.’’ CHP Milletvekili İnal Batu, yıllarca büyükelçilik görevi yürüttüğünü, asla böyle bir şey yapmadığını söyledi. Batu, ‘‘Hiçbir diplomat, görevli bulunduğu ülkede, siyasi yaşamı ve görevleri değerlendirirken, böyle bir üslup kullanmamalı’’ dedi. ‘Elçiler dikkatli olmalı’ DYP Genel Başkan Yardımcısı, emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir, Büyükelçi Wilson’a TESEV’den açıklama ? İSTANBUL (AA) Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) Yönetim Kurulu’nca yapılan açıklamada, ‘‘TESEV’in çalışma konuları ülke gündemi açısından önemi göz önüne alınarak, araştırmacıları ise bilimsellik ilkesi gözetilerek bağımsız bir şekilde belirlenmektedir’’ denildi. Açıklamada, ‘‘Ağırlıklı olarak 2 Ekim tarihinde gündeme gelen ‘Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim’ başlıklı rapor da diğer çalışmalar gibi bilimsel bir yaklaşımla gerçekleştirilmiştir. TESEV’in konuyu ele almasındaki yegâne amaç, demokrasilerin genel kuralı olan şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin Türkiye’deki uygulamalarının bilimsel platformlarda tartışılmasını sağlamak ve bu ilkelerin uygulanmasını derinleştirmek ve güçlendirmektir’’ ifadelerine yer verildi. N ABD’den icazet almak yakışmadı BAHADIR SELİM DİLEK ÜZHET KANDEMİR: ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART tepkisini şu sözlerle dile getirdi: ‘‘Son zamanlarda büyükelçiler, olması gereken davranışlarının ötesinde davranışlar sergilemeye başladılar. Bunların başında Kretschmer bulunuyor. Büyükelçilerin, bulundukları ülkenin usullerine, kanunlarına, örf ve âdetlerine göre hareket etmeleri beklenir. Özellikle o ülkenin içişleri konusunda olmaları gerekir. Wilson, görevinin başında daha tertipli konuşuyordu. Artık Washington’un havasından mı, orada AKP’nin telkinlerinden mi bilemiyorum, kendini bıraktı.’’ DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, büyükelçinin bu tür açıklamaları rahatça yapmasının nedeninin AKP hükümeti olduğunu söyledi. DSP lideri Zeki Sezer, Wilson’ın açıklamalarında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in açıklamalarını hedef aldığını belirterek ‘‘Bunu içimize sindirebilmemiz, mümkün değil. Bu tür muhatap olduğumuz konular, dış ilişkilerde onurlu, sağlam, Ecevit gibi, Atatürk gibi bir duruş, Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır bir duruş sergileyememenin sonucudur’’ diye konuştu. Özok: Türkiye bunu hak etmiyor TBB Başkanı Özdemir Özok da Wilson’ın açıklamaları için ‘‘amacını aşmış beyanlar’’ nitelemesinde bulundu. Büyükelçiye muhataplarınca gereken yanıtın bir an önce verilmesi gerektiğini vurgulayan Özok, ‘‘Sayın büyükelçinin açıklaması, artık bağımsız iki ülkenin eşit koşullarda, görüş alışverişinden öte bir hal almıştır. Ve bu zatı muhteremi bu kadar konuşacak kadar rahat bir ortama sokan insanlar da şimdi herhalde bundan çok da mutlu değillerdir. Özgürlük, demokrasi, bağımsızlık üzerine kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti, kendisine bu tür muameleleri hak etmiyor. Ülkem adına üzülüyorum’’ dedi. ‘Erdoğan teröre teslim oldu’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin son dönemde dış ve iç politikada PKK’ye karşı izlediği tutumu eleştirerek ‘‘PKK’nin bir dizi şarta bağlı sözde ateşkes ilanı sonrası yaşanan gelişmeler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, terör örgütünün Türkiye’nin önüne koyduğu yol haritasını kabul etmeye hazırlandığını göstermektedir’’ dedi. Bahçeli, Erdoğan ve hükümetin ‘‘inatla ve ısrarla izlediği gaflet siyasetiyle bölücülerin amaçlarına hizmet ettiğini’’ belirtti. ‘PKK’ye genel af için anlaştılar’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İslamcı yazar İsmail Nacar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasında ‘‘genel seçimlerin sonuna kadar ateşkesmesi koşuluyla genel af çıkarma konusunda’’ anlaştıklarını iddia etti. Nacar, ‘‘Erdoğan, ABD’deki özel temaslarında PKK konusunda bir söz alarak yurda döndü. O da şudur: PKK, önümüzdeki genel seçimlerin bitimine kadar silahlı eylemlerde bulunmayacak. AKP de Cumhurbaşkanlığı seçimini halletmiş bir parti olarak eğer genel seçimlerden de iktidar olarak çıkarsa bir genel affı gündeme getirecek’’ dedi. ANKARA Türkiye’nin aralıksız 9 yıl Washington Büyükelçiliği görevini yürütmüş olan DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretini değerlendirirken, ‘‘Bir iktidar partisinin, ABD’den icazet alma keyfiyeti, Türkiye’ye yakışmadı’’ dedi. Kandemir’in Cumhuriyet’in sorularına verdiği yanıtlar şöyle: Bu ziyaretin Türkiye’ye somut getirisi oldu mu? Ülkelerin gündemleri teşkil eden konularda görüş ve bilgi teatisi faydalı olur. Ancak bunu abartmamak şartıyla. Erdoğan’ın ziyareti çok mu abartıldı? Maalesef Başbakan’ın ABD ziyareti öncesi birtakım beklentiler yaratıldı. Bu beklentiler şimdi görülüyor ki, yaratıldığı ölçüde gerçekleşmedi. Ne söyledi, ‘Türkiye’nin birinci gündem maddesi PKK terörüyle mücadeledir’ dendi. Oraya gidildiğinde, PKK konusunun ele alındığı anlaşılmakla beraber, Başkan Bush ile basın önüne çıktıklarında PKK lafını ağzına bile almak istemedi. Bu bir unutma sonucu olamaz. Başbakan’ın da ‘‘Terör örgütleri isimlerinin geçmesini isterler, propagandalarını yaptırmaya çalışırlar. Onun için ben bile kullanmıyorum’’ şeklindeki izahatı da ancak çocuk kandırmaya yarayan bir izahattır. PKK ile mücadele bağlamında ABD tarafından beklentilerimizin karşılanmadığı mesajını açıkça vermektedir. Peki ne yapılmalıydı? Bizim terörle mücadelenin kendi işimiz olduğu ve terörle her bakımdan sonuna kadar mücadele etmek azminde olduğumuzu, kendi imkân ve kabiliyetlerimizle bunun üstesinden geleceğimizi düşünerek bu mesajı orada vermemiz gerekirken, kendi yapacaklarımızı üçüncü ülkelere bu arada da ABD’ye havale etmek gibi bir davranışın sahibi olmamız yanlıştı. AKP’nin perde gerisinde farklı bir gündemi olabilir mi? Bazı iktidar taraftarı gazetecilerin yazdıkları yazılarla bu ziyaretin başarısından bahsederken, ABD yönetiminin AKP’yi defterden silmediği mesajının da bu ziyaret vesilesiyle alınmış olduğunu ortaya koydular. Yani demek ki oraya giderken zihinlerin gerilerinde sadece Türkiye’nin yaşamsal önemli sorunları değil, AKP’nin bazı endişelerinin de giderilmesi olayı mevcuttu. AKP’nin ABD’ye giderek onlardan icazet alması keyfiyeti Türkiye’nin tarihten gelen büyüklüğüne ve saygınlığına yaraşır bir tutum değildir. Erdoğan bu ziyaret ile kişisel gücünü artırmış havası yaratılıyor... Orada kabul edilen Recep Tayyip Erdoğan değildir. Orada kabul edilen ABD’nin vazgeçemeyeceği Türk devletidir. Orada gördüğü muameleyi şahsına gösterilmiş muamele olarak almamalıdır. [email protected] Bolu Belediyesi için Ankara’da çalışacak Yasa tasarısı TBMM Başkanlığı’na sunuldu Milletvekili sekreteri başkan yardımcısı oldu Haber Merkezi AKP Bolu Milletvekili Mehmet Güner’in TBMM’deki sekreteri Yurdanur Aybar, Bolu Belediyesi’ne başkan yardımcısı olarak atandı. Bolu Belediye Başkanı AKP’li Alaaddin Yılmaz, Aybar’ı, ‘‘Ankara’daki işlerin takibini Ankara’dan yürütmek için düşündüklerini’’ açıkladı. AKP Bolu Milletvekili Güner’in sekreteri, Bolu Belediye Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. Güner, Aybar’ın Bolu Belediyesi’ne atanmasının Maliye Bakanlığı tarafından yapıldığını belirterek Aybar’ın daha önce Maliye Bakanlığı’nda Saymanlık Müdürlüğü görevini yürüttüğünü söyledi. Güner, atamanın Bolu Belediyesi’nin talebi üzerine yapıldığını açıkladı. Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ise Aybar’ı ‘‘kıyak olsun diye değil Bolu’ya hizmet amacıyla aldıklarını’’ ileri sürdü. Bolu Belediyesi’nde biri memur kadrosunda, ikisi de belediye meclisi atamasıyla görevlendirilen 3 başkan yardımcısı daha bulunuyor. AKP hükümeti 20 bin yeni polis alıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 20 bin yeni polis alımını öngören yasa tasarısı, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Tasarıya göre, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün taşra örgütlerinde kullanılmak üzere 20 bin yeni kadro ihdas edilecek. Tasarının gerekçesinde, emniyet personelinin son derece ağır ve mevcut mesai düzeni dışında fazla çalışma yaparak asayiş hizmetlerini yürüttüğüne dikkat çekildi. AB’ye üye ülkelerde ortalama 250 kişiye bir polis düşerken, Türkiye’de bir polisin 300 kişiye hizmet verdiği kaydedilen gerekçede, şu görüşler dile getirildi: ‘‘AB standartlarına göre bu sayının yetersiz olduğu bir gerçektir. Ülkemizin nüfus artışı, polisin hizmet götürdüğü nüfus ve Avrupa Birliği’nin 250 kişiye bir polis standardı dikkate alınarak, önümüzdeki 20 yılı kapsayacak şekilde hazırlanan personel projeksiyonuna göre, 2006 yılında olması gereken polis sayısı 198 bin 165, 2009 yılında 210 bin 160, 2012 yılında 220 bin 296 şeklindedir.’’ hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Erdoğan, tartışma yaratacak sert açıklamalar yapmaktan kaçınacak AKP’den yeni taktik EMİNE KAPLAN ANKARA İrtica ile ilgili tartışmaların Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığının engellenmesi ve AKP’nin yıpratılması amacıyla tırmandırıldığını düşünen AKP, bu süreçte gerilimi artıracak açıklamalardan kaçınmayı hedefliyor. Erdoğan’ın, bu konudaki görüşlerini Milli Güvenlik Kurulu toplantısında dile getireceği belirtiliyor. Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral AKP yönetimi, gerili Yaşar Büyükanıt’ın irtica, laiklik mi tırmandıracak açık ve Cumhuriyetin ilkeleriyle ilgili lamalardan kaçınacak. sert açıklama ve uyarılarına henüz bir yanıt vermedi. AKP kurmaylarının da bu mesajlara temkinli yaklaşarak dikkatli bir üslup kullanmaları dikkat çekti. Laikliğin yeniden tanımlanması gerektiğini belirten TBMM Başkanı Bülent Arınç ise Büyükanıt’ın doğrudan kendisini hedef almasına karşın açıklama yapmadı. AKP Grup Başkanvekili Faruk Çelik, bu tartışmalardan çok önce din eğitimiyle ilgili toplantılar yapıldığını, bu toplantılarda gayri resmi olarak yapılan din eğitimiyle ilgili tespitlerde bulunulduğunu söyledi. İrtica ve bölücü örgüt odaklarının sinsi planları bulunduğunu kaydeden Çelik, bunların karşısında sağduyulu vatan daşın değer yargılarını incitmeden işin takip edilmesi gerektiğini söyledi. Çelik, bunun ideolojik çatışmaya dönüştürülmemesi gerektiğini belirtti. İrtica ve benzeri tartışmaların konjonktürel olduğunu kaydeden AKP kurmayları, ‘‘Cumhuriyet sandığa emanet edilmez’’ gibi yaklaşımlarla iktidarın karşısında halk kitleleri oluşturmaya çalıştığına dikkat çektiler. Bir parti yöneticisi, şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Parti olağan kongreye hazırlanırken, seçim yasalarıyla ilgili ne yapılabileceği düşünülürken, aylar öncesinden Cumhurbaşkanlığı tartışması başlatılıyor. Bunlar, halk nezdinde AKP’yi çok güçlendirir.’’ CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle