Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 EKİM 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kazakistan’daki olayların arkasında, pazara girmeye çalışan ABD ve Çin’den gözdağı yatıyor 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Orta Asya’ da enerji kavgası BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Kazakistan’ın Atırau vilayeti Tengiz petrol yatakları bölgesinde Tengiz Chevroil JV Limited Şirketi’ne ait bir müteahhitlikinşaat alanında çalışan Türk işçilerine Kazak işçilerin saldırmasıyla patlak veren olayların ardında, ABD ve Çin gibi Orta Asya’nın enerji sektörüyle yakından ilgilenen ülkelerin pazara girme çabalarının olduğu belirtildi. Türk işçilerine yönelik provokasyonun ‘‘Türkiye’ye gözdağı’’ anlamı taşıdığı dile getirilirken, Kazakistan’da faaliyet gösteren Türk işadamlarının, ülkedeki siyasi dengeler arasında sıkıştığı ortaya çıktı. DEİK, ülke raporunda da, Türk işadamlarının Kazak muhalefetine yakın isimlerle yerel ortaklık kurmasının, önemli ölçüde siyasi baskıyı beraberinde getirdiği uyarısında bulundu. Kazakistan’da yaşanan saldırıların perde arkasında, bu ülkedeki siyasi dengelere bağlı olarak, enerji sektöründeki pazardan pay alma kavgası bulunuyor. Devletin resmi verilerine göre, Kazakistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından yaklaşık 250 Türk işadamı çeşitli sektörlerde aktif rol aldı ve bu ülkedeki toplam Türk sermayesi yaklaşık 1.3 milyar dolara ulaş ‘Türkiye’nin Lideri’ Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2. Büyük Kongresi 11 Kasım’da Ankara’da toplanıyor. ANKA ajansı, önceki günkü bülteninde, iktidar partisinin, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde genel kongrede toplanacak olan büyük kongresinde, Erdoğan’ın “Türkiye’nin Lideri” sloganı ile anons edilmesinin kararlaştırıldığını duyuruyordu. Gerçekten Mayıs 2007’deki Cumhurbaşkanlığı yarışına katılacaksa; 11 Kasım Büyük Kongresi, Erdoğan için son politik arena olacak. Bu nedenle de, AKP örgütüne bir tür “veda hutbesi” olarak da algılanabilecek büyük kongre konuşmasından daha da çok, kürsüye Türkiye lideri olarak çıkması bence önem taşıyor. Lider “Bir grup içerisinde,karar yetkisini elinde bulunduran ve grup üyelerini yönlendiren, emirleri veren kişi, şef ya da önder” olarak tanımlanmıyor mu? Kasım kongresine, AKP lideri olarak giren Erdoğan’ın, ASKİ Spor Salonu’nun kapısından Türkiye lideri olarak çıkmasının, sizce anlamı nedir? Açık yürekle kabullenmek gerekir. İki gün sonra, 83. yıldönümünü kutlayacağımız Cumhuriyetin ilk iki Başkanı, Atatürk ve İnönü, Laorruse Ansiklopedisi’nde yer alan o tanımlama ile birebir örtüşen liderlerdi. Dönem, zaten resmen tek partiye dayandığı için, kendilerinden, o lider sözcüğünün öteki anlamları olan “şef ya da önder” olarak söz edilmesi kulakları tırmalamıyordu. Çok partili döneme geçişin hemen ertesinde üçüncü Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkan Bayar’ın, DP’den sonra Türkiye’nin de lideri olmak isteğinde sonuna kadar direnmesi, sadece “Başvekili” ile arasında sürtüşmelere neden olmakla sınırlı kalmadı.Türkiye’yi 27 Mayıs darbesine de götüren etkenlerin ilk sırasında yer aldı. ? Her yıl yaklaşık yüzde 10 büyüme gösteren Kazak ekonomisi, son yıllarda ABD’nin ve Çin’in çekim alanına girdi. Türk yatırımcılar birçok sektörde Kazakistan pazarının lideri konumunda. Bu da söz konusu ülkelerin yeterince pay alamaması sonucunu doğurdu ve Kazak pazarında Türkiye’nin payının küçültülmesi için çeşitli organizasyonlar aracılığıyla faaliyete geçtiler... tı. Orta Asya’ya yapılan toplam yatırımın yüzde 80’ini Kazakistan çekti. Hazine Müsteşarlığı’nın verileri 2004 sonu itibarıyla ülkeye 74 Türk firmasının, toplam 435 milyon dolarlık sermaye ihraç ettiğini ortaya koydu. Aynı veriler, Kazakistan’daki Türk sermayesinin yüzde 90’ının 12 büyük şirkete ait olduğunu, yüzde 10’luk bölümünün ise KOBİ’ler tarafından oluşturulduğunu gösterirken Türk yatırımlarının yaklaşık yüzde 85’inde istihdam edilen çalışan sayısı 10 bine ulaştı. Türk yatırımcılar birçok sektörde Kazakistan pazarının lideri konumuna geldi. Turkcell Kazakh Telekom ile oluşturduğu ve çoğunluk hissesine sahip olduğu K’Cell firması ülkenin iki GSM operatöründen birisi olurken Netaş’ta bölgede ilk sıralara yükseldi. Resmi veriler, Kazakistan’da 2004 yılı sonu itibarıyla 54 Türk müteahhitlik firması toplam 3.2 milyar dolarlık 147 proje üstlendiğini gösterirken, Astana’nın yeni başkent olması resmi bina, otel, alışveriş merkezi ve sosyal tesis açığının yine Türk işadamları tarafından kapatılmasını gündeme getirdi. Kazak ekonomisi, son yıllarda ABD’nin ve Çin’in ilgi alanı durumuna geldi. Türkiye’nin Kazak pazarındaki birçok sektörde liderliği elinde tutması, söz konusu ülkelerin bu sektörlerden yeterince pay alamaması sonucunu doğurdu. Söz konusu ülkeler, Kazak pazarında Türkiye’nin payının küçültülmesi için çeşitli organizasyonlar aracılığıyla faaliyete geçtiler. KAZAKİSTAN YATIRIM BİRİNCİSİ ABD VE ÇİN KISKACI Bu çabalar, Kazak yönetimine de yansıdı. Türk işadamları ardı ardına birçok engelle karşılaşmaya başladı. DEİK bu engelleri ülke raporunda şu başlıklarla sıraladı: ? Türkiye’den eleman götürme, çalışma lisansı ve vizelerin alımı sırasında karmaşık prosedürler ve yüksek fiyatlar, Türk işadamlarının sıkça dile getirdikleri sorunlardan. Ayrıca, yabancı personel için oturma izni almakta da sorunlar yaşanmakta, çalışma izinleri sadece iki yıllık sürelerle verilmekte. ? Türk inşaat firmaları üslendikleri inşaat projelerine ilişkin izinlerin alınmasında çok sayıda bürokratik engelle karşılaşmaktadır. ? Türkiye’den yapılan bazı inşaat malzemelerinin ithalatından alınan KDV’ye esas olan alt taban fiyatlarının artırılmış olması. ? Bazı önemli yatırımlarda merkezi hükümetin tanıdığı vergi muafiyetleri yerel valilikler tarafından uygulamaya konulmamakta. ? Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’da yaşanan ‘devrimlerden’ sonra Kazak yönetiminin muhalefete karşı tutumunu sertleştirdiği gözlemlenmekte. Türk firmalarının bir kısmının yerel ortakları, siyasi açıdan muhalefete yakın olan kişi ve kurumlar. Bu durum, söz konusu ortaklıkların üzerinde baskı oluşmasına yol açıyor. İzlediği yol haritası Önce şunu tartışmak gerekiyor bence. Demokratik bir platformda, elbette, kendilerinden başkan diye ve saygıyla söz edeceğimiz yöneticiler olacaktır. Dikkatli okurlarım, benim siyasal partilerimizin başkanlarından bile lider olarak söz edilmesine sevimli yaklaşmadığımı bilirler. Ancak, bugünkü siyasal partiler oluşumunda, “Sayın” genel başkanlar partilerini yönlendirmek işini, seçilmiş kurullara bırakmamakta ve emirleri veren kişi olmakta ısrar ettikleri için, bu “lider” sıfatına da kimliklerinin ayrılmazı olarak sıkı sıkıya sarılmaktadırlar. AKP Genel Başkanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na gitmeye kararlı olduğu bilinen Erdoğan’ın bir süreden beri, lider ya da şef olarak bilinçli ve planlı bir yol haritası izlediği gözden kaçmıyor. AKP örgütlerinden, bürokrasideki atamaların kamuoyu önünde görüşülüp tartışıldığı, daha sonra da genel merkez eliyle bakanlara önerildiği odaklar olarak medyada söz edilmesinden, “lider”in kılı bile kıpırdamıyor. Hatta aksine, tarafsız vatandaşların üstünde AKP’nin etkisini gösteren örnekler olarak değerlendiriliyor, bu demokrasi ile örtüşmeyen faaliyetler. Valiler, kaymakamlar, geçen ramazan ayında iktidar partisi örgütlerinin halka açık iftarlarında boy göstermekte sakınca görmediler. Kanun ya da mahkeme kaçağı AKP’li işadamlarını bayram kutlamalarında kucaklayan ya da il çapındaki geleneksel bayramlaşma töreninin iktidar partisi il merkezinde yapılmasını içlerine sindirerek arkalarına vilayet bürokratlarını da takıp tıpış tıpış parti lokaline giden mülki amirlerle ilgili haberlerden Türkiye’nin olası lideri ya da “şef”i mutluluk duyuyor. Siz, ülkenizin AB’ye girerse, daha çok demokrasi kurallarının işlediği bir yer olacağını sanadurun. Ben, tam tersini, Erdoğan ve Çankaya sözcüklerinin buluşmasından sonra “otokrasi”nin, yani tek kişinin iktidarı mutlak biçimde elinde tutuğu politik düzenin işleyeceğini düşünüyorum. Biz ne de olsa “İnsan bu. Putunu kendi yapar, kendi tapar” diyen bir kuşağın çocuklarıyız çünkü. ??? Sevgili Okurlarımın, Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum. 29 Ekim Pazar günü saat 15.00 ile 17 arasında TÜYAP Kitap Fuarı’ndaki Doğan Kitap Standı’nda ‘Evvel Zaman İçinde’ adlı anı kitabımı imzalayacağımı da bilgilerine sunuyorum. TürkiyeKazakistan arasındaki ilişkilerin sıcak tutulmasının yeni olayları önleyeceği vurgulandı ‘Siyasi sıcaklık gerekiyor’ OLCAY BÜYÜKTAŞ eçen yıl Kırgızistan’da yaşanan dükkân yağmalama ve Türk oteline el konulması olaylarının ardından Kazakistan’da 280 işçinin darp almasıyla edildiği kavga, gözleri yeniden Orta Asya’daki Türki cumhuriyetlere ve oralarda iş yapan Türk şirketlere çevirdi. Zaman zaman olayların hararetlenerek insan yaşamını tehdit eder boyutlara varması, Türk şirketlerini bu bölgelerde iş yapma konusunda yeniden düşünmeye iterken taraflar ilişkilerin neden bu boyuta vardığı ve nasıl düzeltileceği konusunda çözüm arayışlarını hızlandırıyor. Büyük inşaat şantiyelerinde Türkiye’den giden işçilerin uzun dönem kaldığını, farklı bölgelerden ve farklı kültürlerden geldiğini anlatan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) TürkAvrasya İş Konseyleri Başkanı Tuğrul Erkin, lokal işçi çalıştırılması zorunluğunun da bazı sıkıntıları körüklediğine dikkat çekti. ÜZÜMÜZÜ AVRUPA’YA DÖNDÜK’ “Biz yüzümüzü Avrupa’ya döndük ve tüm gücümüzü AB ve Avrupalılarla ilişkilere harcıyoruz, sanki oradan çok fazla şey elde edecekmişiz gibi. Oysa bu ülkelerde uzun yıllardır işbirliği yapılıyor. Bizim oralara siyasi ilgimiz azalmıştır. Hükümetlerin bu bölgelerle ilişkileri biraz daha sıcak tutmaları gerekiyor” diyen Erkin, Kazakistan Devlet Başkanı Nazar Babayef’in de kendisine zaman zaman, Türklerin ve Kazakların aynı kökten geldiğini, Türklerin çok yardımlarını gördüğünü, ancak şimdi yardıma gereksinim duymadıklarını, daha çok işbirliği yapıla? Enka şantiyesinde bilecekken, Türklerin yüzünü AB’ye meydana gelen ve 280 dönerek kendilerini işçinin yaralanmasıyla unuttuğu serzenişinsonuçlanan kavga için de bulunduğunu akVarlıer, “Türkler daha tardı. ucuza iş yaptığı için Farklı ülkelerden işçilerin çalıştığı işburalardan kaçırılmak yerlerinde illaki soisteniyor” açıklamasını runlar yaşandığına yaparken Tuğrul Erkin, dikkat çeken Erkin, ülkeler arası sıcak Türki cumhuriyetilişkilerin sorunları lerde artık Türk müçözeceğini dile getirdi. teahhitlerinin daha yüksek teknoloiji işleri yapması gerektiğinin altını çizdi. “Buralarda kalifikasyon aranmayan işlerde yerli işçi çalıştırılması sorunu var. Ayrıca, buralar artık basit inşaat işlerini öğrendiler. Türkler inşaat yapacaksa bile daha teknolojik inşaatlar yapmalı. O zaman gereksinim duyduğu kalitedeki işçileri de yine kendisi götürebilecek” diye konuşan Erkin, Türk işçilerin verimliliğinin daha yüksek olması nedeniyle Türk müteahitlerinin Türk işçileri tercih ettiğini de sözlerine ekledi. ISKANÇLIK VAR’ Gelişmeler üzerine Türk müteahhitlerinin yıllardır Kazakistan’da yol, havaalanı ve rafineri gibi çok büyük işler gerçekleştirdiğini, şimdiye kadar yapılan projelerin 44.5 milyar dolar tutarında olduğunu belirten TürkKazak İş Konseyi Başkanı Oktay Varlıer, Kazakistan’da Türk ve Kazak işçiler arasında çıkan kavgayla ilgili olarak, “Yabancı müteahhitler orada Türk firmalarını istemeyebilirler. Çünkü biz onlara göre bu işleri daha ucuza yapıyoruz” dedi. Türk işçilerin daha fazla ücret aldığını dile getiren Varlıer, Kazakların kendilerini Türklerle aynı kökenden gördüklerini, bu nedenle de aradaki farkı çekilmez bulduklarını dile getirdi. G ‘Y Kırgızistan yağması unutulmadı Enka’nın Kazakistan’ın Tengiz Bölgesi’ndeki inşaat alanında yaşanan olaylarda 280 Türk işçisi yaralandı. ‘Can güvenliği sağlanmalı’ nka Genel Müdür Yardımcısı Sinan Bora da olaylar üzerine Kazakistan’a gittiğini, birkaç gündür yaralıları aktarmaya çalıştıklarını belirterek toplam 1360 Türk işçinin 260’ının izinli olduğunu, şantiyede ayrıca 669 Filipinli, Hintli ve ABD’li, 4884 de lokal işçi olduğu bilgisini verdi. 280 Türk işçisinin darbe aldığını, 32 işçinin hastanelik olduğunu ve bir işçinin de beyin ameliyatı geçirdiğini, kendisinin bugün ambulans uçakla Türkiye’ye gönderileceğini anlatan Bora, 1161 işçinin Türkiye’ye gelişi için de uçakların ayarlandığını dile getirdi. “Üstüne basa basa söylüyorum, ölü yok. Ayrıca tüm Kazakları kötü göstermek yanlış, burada kavgada Türkleri koruyan Ka E zaklar da olmuş” diyen Bora da, sorunu yaratan önemli nedenlerden birinin yüzde 60 yerli, yüzde 40 yabancı işçi çalıştırma zorunluluğundan kaynaklandığını ileri sürdü. Yüksek teknoloji gerektiren işlerde bu kadar yerli işçi çalıştırılmasının doğru olmadığına dikkat çeken Bora, ülkede polis ve devlet otoritesinin yeterli olmadığını belirterek “Can güvenliği sağlanana kadar çalışmayacağımızı ilan ettik. Şantiyede büyük hasar var. Daha onları saptayamadık” dedi. Bora, son yıllarda ülke olarak yönümüzü ya Araplara ya Avrupa’ya çevirildiğini, çevredeki zenginliklerin görülmediğini, hükümet nezdinde ne kadar sıkı ilişki kurulursa ticari ve sosyal ilişkilerin de o kadar gelişeceğini sözlerine ekledi. ‘K Rusya’da korkutan artış MOSKOV A (AA) Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi Başkanı Sergey Mironov, ülkede yabancılara yönelik şiddet olaylarının 2006’da üç kat arttığını açıkladı. RiaNovosti gazetesine göre, Mironov, saldırı vakalarının 2000 ile 2005 arasında yüzde 84 oranında artış gösterdiğini belirttiği açıklamasında, 2006’da ise bu vakaların üç katına çıktığını kaydetti. Mironov, parlamentoda bu konuda yapılan tartışma sırasındaki konuşmasında, 2000 ile 2005 arasında yabancılara yönelik saldırı ların 13 bini geçtiğini belirtti ve ‘‘Uzmanlara göre Rusya’da 150 civarında aşırı uçta gençlik örgütü bulunuyor. Bu örgütlerin 10 bin kadar üyesi var’’ dedi. Federasyon Konseyi Başkanı, 2006 yılı içinse rakam vermedi. Rusya’da yabancılara yönelik saldırıların son aylarda artış gösterdiği ve kurbanların genellikle Asya ve Afrika kökenli öğrenciler olduğuna işaret ediliyor. Polis ve adli makamlarsa bu saldırıların ırkçı niteliğini genellikle kabul etmiyor. Saldırılar zaman zaman ölümle sonuçlanıyor. aha önce de Kırgızistan’da seçimler döneminde yağma ve el koymalar yaşanmıştı. Kırgızistan’da yaşanan siyasi gelişmelerin doğurduğu boşlukta bazı terör grupları market ve otelleri yağmalamışlardı. 2005 yılı mart ayında muhalefet lideri Kurmanbek Bakiyev’in, hem başbakan hem de devlet başkanlığı görevlerini yürüteceğini açıklamasının ardından yaşanan iktidar boşluğundan yararlanan yağmacılar başkent Bişkek’te terör estirirken, işyeri sahipleri silaha sarılılmıştı. İktidarı ele geçiren muhalefet, hükümet kurma çalışmalarını sürdürürken başkentte asayişi sağlamaya yönelik çalışmalara ancak sabaha karşı başlanabilmişti. Kentteki yağma ve soygun olaylarını durdurmak amacıyla polise ek olarak “Kelkel’’ gençlik örgütü üyelerinden de sivil ekipler oluşturan yeni yönetim, araçlarla cadde ve sokakları dolaşarak yağmacılara karşı uyarı ateşi açmıştı. Bazı Türk şirketleri de yağmacıların bu saldırılarından kurtulamamıştı. Bişkek’te ilk yağmalanan, bir Türk işadamına ait olan Beta Stores, gece yarısına karşı kundaklanmış ve binada yangın uzun süre devam etmişti. Ayrıca, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te bir Türk yatırımı olan Pınara Oteli’ne el konulmuş, otele gelen 20 kişilik bir grup, muhalefet liderlerinden İşenbay Kadırbekov adına otele el koyduğunu açıklamıştı. Otele el koyan gruptakiler kendilerini savcı, hâkim ve polis müdürü gibi unvanlarla tanıtmış, oteldeki Türk çalışanların ayrılması için akşama kadar süre tanınmıştı. D Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net BAŞESGİOĞLU’NDAN MEKTUP ‘Sorumlular belirlensin’ Haber Merkezi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kazakistan’da Türk ve Kazak işçiler arasında çıkan kavgada ‘‘hayatını kaybeden ya da kaybolan Türk işçi bulunmadığını’’ açıkladı. Kavganın ardından Kazakistan’dan dün de 60 işçi Çorlu’daki havaalanına geldi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, saldırı sonrasında 280 işçinin çeşitli şekillerde yaralandığı kaydedildi. Tedavisine Kazakistan’da devam edilen Fikri Kahraman adlı işçi için bu ülkeye bir beyin cerrahı, profesör gittiği belirtilen açıklamada, işçinin doktor gözetiminde Türkiye’ye getirilerek tedavisine burada devam edileceğine yer verildi. AKANIN MEKTUBU Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nun Kazakistan Çalışma Bakanı’na bir mektup göndererek, saldırıdan duyduğu üzüntü ve kaygısını dile getirdiği ifade edilen açıklamaya göre, mektupta şu ifadeler yer aldı: ‘‘Bizi derinden yaralayan bu olayın kardeş ülke olarak gördüğümüz ülkenizde gerçekleşmiş olması üzüntümüzü daha da artırmaktadır. Ancak bu olayın tüm Kazak halkına mal edilemeyeceği açıktır. Yurtdışındaki Türk girişimcilerinin ve çalışanlarının can ve mal güvenliği her şeyin önünde gelmektedir. Olayın sorumlularının bir an önce belirlenerek, adalet önüne çıkarılması büyük önem taşımaktadır.’’ Enka Holding Sağlık Danışmanı Doç. Dr. Şinasi Numan da, İstanbul Aksaray’daki Vatan Hastanesi’nde tedavi gören 45 işçiden 15’inin dün taburcu edildiğini söyledi. Geri kalan 30 işçinin tedavisi ise sürüyor. B CUMHURİYET 07 K