20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EKİM 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yabancı basın ödülün Pamuk’a verilmesinde politik değerlendirmelerin ağır bastığını vurguladı 7 Nobel’i siyaset belirledi ELEŞTİRİYLE ÖVGÜ İÇ İÇE GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Fransa’nın Katmerli Utancı... Sonunda olacağı buydu. Her yıl ısıtılıp ısıtılıp temcit pilavı gibi gündeme getirilen yasa tasarısı Fransa Meclisi’nden geçti. Tasarıya, 577 üyeli Meclis’ten ancak 19 mantıklı ve cesaretli milletvekilinin ret oyu verebilmiş olması hem Fransa için hem Türkiye için önemli bir gösterge oluşturuyor. Fransa açısından önemi, Fransa’nın geleneklerine ve ulusal çıkarlarına sahip politikacıların bir avuç denebilecek sayıda olmaları, oylamaya katılmayan 448 milletvekilinin de “Aman ben ortalıkta görünmeyeyim” düşüncesi ile yan çizmeyi yeğlemiş olması, politikacılığın evrensel bir çöküşte olduğunun Fransa’da görüntüye gelmiş olmasını kanıtlıyor. Ermeni soykırımı iddialarının tartışılmasına bile tahammülsüzlük gösteren Fransa’nın “Senato’dan geçmez, geçse bile Cumhurbaşkanı onaylamaz” gibi zorlama gerekçelere sığınması, Türkiye’nin ve yurttaşlarının kırılan onurlarını tamir etmeye yetmeyecek bir yaklaşım oluşturuyor. Fransa, bu kabulle girdiği utandırıcı durumun kendisine yükleyeceği maddi ve manevi sonuçlarına katlanmayı da kabul etmiş durumdadır. ??? Kabul edilen yasa tasarısını Türkiye’nin iç ve dış politikaları açısından da değerlendirmek gerekiyor. Bunlardan ilki, bugüne kadar gündemden düşmemiş ama çeşitli nedenlerle engellenmiş tasarının Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde kabul edilmiş olmasıdır. Sonuç, AKP’nin üzerine düşen görevi gereği gibi yerine getiremediğini göstermektedir. Bu görüşü doğrulayan en somut gösterge de iktidarın, Fransa’daki Türkleri tasarının kabulünden sonra anımsayarak göreve çağırmış olmasıdır. Başbakan, bu kez haklı olarak kızgınlıkla yaptığı konuşmada Fransa’daki 500 bin Türk’ü göreve çağırmıştır. Ustalarımız bu yaklaşımı “Bade harabül Basra” yani “Basra harap olduktan sonra” diye tanımlarlardı demek sanırım yanlış olmayacaktır. Fransa, oylamayla kendisi açısından “ifade özgürlüğünü” yok saymakla kalmamış, Türkiye’deki ifade özgürlüğünün önünü kapatan yasa maddelerinin değişebilirliğine de set çekmiştir. Türk Ceza Yasası’nın ünlü 301’inci maddesinin, kimi bakanların da gündeme getirmeye başladığı değişiklik umudu büyük ölçüde kaybolmuştur. Türkiye’de 301’inci maddeden son bir yılda 69 dava açılmış olmasına karşın, tartışılmasının yalnızca Ermeni soykırımı iddiaları ile sınırlı tutulmasına Fransa’nın da verdiği son katkı, olumluya dönmeye başlayan siyasal yaklaşımı bıçak gibi kesmiştir. “Yok” demenin suç sayılıyor olması karşısında “var” iddiasında bulunmanın suç sayılmama isteğinde direnmek zorlaşmıştır. Oysa madde gerekçesinin değiştirilmesi ve eski Türk Ceza Yasası’nın 159’uncu maddesinde yer alan suç tanımına dönülmesi konusundaki yumuşama, Fransa sayesinde kaybolmuştur. “Aşağılama” gibi her yöne çekilebilecek bir suç tanımına karşı “hakaret ve küçümseme” tanımının getirilmiş olması halinde sorunun büyük ölçüde çözümleneceği yine de gözden ırak tutulmamalıdır. Fransa’nın Türkiye’deki ifade özgürlüğünü iyileştirme çabalarına yaptığı olumsuz katkı, yaşayacağı utancı katmerleştirmiştir. ??? Avrupa Birliği temsilcilerinin Fransa’yı eleştiren sözleriyse, Türkiye’ye Ermeni soykırımını kabul etmesine yönelik dayatmalarının Fransa’yı yüreklendirdiğini görerek günah çıkarmaya çabalamalarından öte bir değer taşımamaktadır. Yazarlardan farklı görüşler Kültür Servisi 2006 Nobel Edebiyat Ödülü’nün Orhan Pamuk’a verilmesinin Türkiye’de de yankıları sürüyor. Görüştüğümüz bazı yazarların konuya ilişkin görüşleri şöyle: Ödüle eleştirel yaklaşımlar Adnan Binyazar (Yazar): Türkiye büyük bir ödüle sahip olsun, halk bundan sevinç duymasın, ne acı! Bunun temelinde yatan şudur: Orhan Pamuk’un aldığı ödül, iyi tezgâhlanmış bir lobinin, kapalı kapılar ardında yapılan ince hesapların sonucudur. Pamuk, “Ödül, bana verilmemiş, Türk edebiyatına verilmiştir” dese de, gerçekte bu ödül, Türk edebiyatının vardığı çağdaş aşamaya verilmemiştir; Türkiye’nin siyasal manevralarla boğazlanmak istendiği bir dönemde, söyledikleriyle Batılı politikacıların ekmeğine yağ süren bir anlayışa verilmiştir. Orhan Pamuk’a ödül verilmesinin art alanında, otuz yıllık Nobel adayı Yaşar Kemal’in neden bu ödüle değer görülmediği sorusu da yatar. Batı onu ödüllendirmez; Yaşar Kemal, Anadolu’dur çünkü; Osmanlı artığı bir dille yazmamıştır; Anadolu halkının öz dili olmuştur. Hulki Aktunç (Yazar, şair): Türk yazınının dünyadaki varlığı, şimdiye kadar son derece haksız bir şekilde ihmal edilmiştir. Orhan Pamuk benim kardeş bildiğim bir yazardır. Onu kutluyorum. Ancak merak ediyorum, şimdiye kadar acaba Türk yazınından Nobel ödülü alabilecek başkaları yok muydu? Bal gibi de vardı. Bundan önce Nobel ödülü verilen ve bunu reddeden yazarlar vardır. Onların niçin bu ödülü reddettiklerini hatırlayalım. Nobel çok tartışmalı bir ödül, son derece çürümüş yanları olan bir ödüldür. Kemal Özer (Şair): Nobel edebiyat ödülleri, her zaman bir sanatsal değerlendirmeyle verilmiyor. Bu kez de öyle oldu. Orhan Pamuk’un yapıtlarına baktığımızda onun üstün bir sanatsal değer taşıdığını söylemek zor. Üstelik ele aldığı konular, işlediği temalar onun özgün seçiminden çok, Batı’nın ülkemizde görmek istediği özellikleri yansıtmaya yönelik. Batı’nın ilgisini çekecek konularda tepkili görünürken sözgelimi ABD’nin Irak saldırısı karşısında rahatlıkla suskun kalabiliyor. Ödülü kazanım olarak değerlendirenler Dış Haberler Servisi Orhan Pamuk’un bu yılki Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanması tüm dünya basınında geniş yankı buldu. Basında çıkan haberlerde Pamuk’un kazandığının duyurulmasının Fransa Meclisi’nde ‘‘Ermeni soykırımı’’nın inkârını suç sayan yasa teklifinin kabul edilmesiyle aynı güne denk geldiğine vurgu yapılırken, ödülün siyasi nitelik taşıdığı yönündeki yorumlar da dikkat çekti. İngiliz Financial Times gazetesinde Quentin Peel imzasıyla yayımlanan yorumda Pamuk’a verilen Nobel Edebiyat Ödülü’nün hem ifade özgürlüğü hem de Türkiye açısından büyük başarı olduğu belirtildi. Peel, Pamuk’un yazarlık nitelikleri açısından Nobel ödülü için iyi bir seçim olduğunu savundu. Ancak Peel, bu seçimin politik bir yanının bulunduğunun da doğru olduğunu belirtti. The Guardian, Pamuk’un aldığı ödülü hak ettiğini belirttiği haberinde, ödül verilmesi ile Fransa Meclisi’nin kararının aynı güne denk gelmesinin Ankara’yı ‘‘kızdırdığını’’ savundu. Haberde, ‘‘Ancak Fransa tam ters yönde hareket ederken Avrupa’nın Türkiye’den yasalarını modernize etmesini istemek ikiyüzlülüktür’’ ifadesi kullandı. Guardian’a bir makale yazan Pamuk’un çevirmeni Maureen Freely, ödülün Pamuk’un siyasi tutumuna değil, yazarlığına, romanlarındaki kelimelere, yarattığı karakterlere ve fikirlerine verildiğini savundu. The Independent, ‘‘korkusuz yazara Nobel Ödülü’’ başlığını kullandı. Pamuk’un aldığı ödülün Türkiye’de bazı kesimlerde memnuniyetsizlikle karşılandığı belirtilen haberde, ‘‘aralarında Ermeni meselesinin de bulunduğu sosyal konularda görüş bildiren Pamuk’un Türkiye’deki muhafazakâr kesim tarafından vatan haini olarak görüldüğü’’ görüşü dile getirildi. Erdoğan Pamuk’u kutladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Nobel Edebiyat Ödülü verilen yazar Orhan Pamuk’u tebrik etti. Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki, yaptığı açıklamada şunları kaydetti: ‘‘Sayın Başbakan, ABD’de bulunan Orhan Pamuk’la bugün (dün) yaptığı telefon görüşmesinde, Nobel ödülünün bir Türk yazarına verilmiş olmasından memnuniyet duyduğunu belirterek kendisini tebrik etti. Orhan Pamuk da Sayın Başbakan’a teşekkür ederek memnuniyetini ifade etti.’’ ‘Fransa’ya yakışmadı’ Haber Merkezi Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan yazar Orhan Pamuk, Fransa Meclisi’nin Ermeni soykırımı iddialarını tanımayanlara hapis ve para cezası öngören yasa teklifini kabul etmesini ‘‘yanlış’’ bulduğunu belirtti. NTV’ye telefonla açıklamalarda bulunan Pamuk, Fransa’da eleştiri, özgürlük geleneği bulunduğunu, ancak alınan bu kararın bu geleneklerle bağdaşmadığını söyledi. ‘‘Karar Fransız kültürüne yakışmadı’’ diyen Pamuk, ödülü aldığının açıklanmasıyla, Fransa’daki kararın aynı güne denk gelmesinin, kötü bir tesadüf olup olmadığı yönündeki soruya, ‘‘Ben 30 yıl çalıştım ve bu ödülü aldım. Aynı günde olması beni ilgilendirmez’’ dedi. Pamuk, Türkiye’nin Fransa’ya karşı göstereceği tepkileri için de, ‘‘Pire için yorgan yakılmaz’’ dedi. The Times, ‘‘resmi tarihi reddeden Türk’e Nobel ödülü verildi’’ başlığını kullandı. Alman Tageszeitung gazetesi, ‘‘301 kaldırılsın ki, Pamuk hapse girmeyen ilk önemli Türk yazarı olsun’’ dedi. Haberde, Nobel’le aralarında Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Nâzım Hikmet’in olduğu Türk yazarlara uluslararası ilginin artmasının beklendiği kaydedildi. Der Spiegel ise ‘‘Nobel Edebiyat Ödülü’nün yeni sahibi Orhan Pamuk ülkesinde birçok kişi için vasat, orta kalitede bir yazar ve bir oportünist. Genel kanı, onun Ermeni sorununa ilişkin yorumlarıyla Türkiye’nin zarar görmesi pahasına çıkar sağladığı. Çok küçük bir azınlık tarafından takdir edilip alkışlanıyor’’ diye yazdı. İspanyol El Pais, Pamuk’un sadece bir edebiyat dâhisi olmadığını, aynı zamanda Türkiye’de özgürlükler için savaş verdiğini yazdı. ‘‘Bir ülkenin iki yüzü’’ başlığını kullanan Yunan To Vima gazetesi, ‘‘Türkiye’nin iki yüzünün, istekleri dışında, uluslararası sahnede karşılaştıklarını’’ kaydetti. Ethnos gazetesi, ‘‘Türkiye’ye Nobel tokadı’’ başlıklı haberinde, Fransız Meclisi’nin sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayan yasa teklifini kabul ettiği gün, Akademi’nin Pamuk’u ödüllendirdiğini yazdı. Ta Nea gazetesi, ‘‘İfade özgürlüğüne Nobel’’ başlığını kullandı. oerinc?cumhuriyet.com.tr. ‘Bizim istediğimiz Türkiye’ Alman Die Welt gazetesi, ödülün Türkiye için politik anlamda bir şans olduğunu belirterek, ‘‘Bu bizim istediğimiz Türkiye’’ dedi. Welt, ‘‘Bu liberal, uygar ve reformcu Batı değerlerine yönelmiş bir Türkiye. Pamuk’un yaptığı gibi, Ermenilere soykırımı açıkça seslendiren bir Türkiye’’ ifadesini kullandı. Frankfurter Allgemeine Zeitung, Akademi’nin Pamuk kararıyla son yıllardaki en akıllı seçimini yaptığını yazdı. Handelsblatt gazetesi, Pamuk’un Nobel’i sadece yazar olarak hak ettiğini ancak Akademi’nin aynı zamanda siyasi bir karar da verdiğini belirtti. Süddeutsche Zeitung’da çıkan yorumda, ‘‘Ermenilerin uğradığı haksızlığa soykırım demek için nedenler var. Ancak Ermenilerin uğradığı kitlesel katliama şu anda ikna olmayan birçok saygın Türk yazarı ne olacak’’ ifadesi yer aldı. ‘‘Bu yazarların konuşmalarına yasak getirilebilir mi’’ denildi. Yunan Elefteros Tipos, ‘‘Türkiye’nin hiçbir zaman kutlayamayacağı Nobel’’ başlıklı haberinde, Akademi’nin açık bir şekilde siyasi tercihini gösterdiğini belirterek Türk muhafazakâr kurulu düzenine ‘‘şiddetli bir tokat attığı’’ yorumunda bulundu. Rus Eko Moskova radyosu, Avrupa’da Fransa’nın sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayan yasayı kabulü ile Pamuk’a ödül verilmesinin birbiriyle çeğı saatlerde Fransız Meclisi’nin de söz konusu yasa teklifini kabul ettiği hatırlatılan haberde şu ifadeler yer aldı: ‘‘500 bin Ermeni’nin yaşadığı Fransa’da geçen bu tasarı, Türkiye’nin AB’ye alınmasına karşı devam eden korkuyu yansıtıyor.’’ Pamuk’a Nobel ödülü verilmesinin, Türk sanatçıları ve yazarları tarafından, ‘‘Türk edebiyatının artık bir tarz olarak ortaya çıktığının işareti’’ olarak değerlendirildiğini anlatan gazete, buna karşılık bazı uzmanlara göre, ‘‘Akademi’nin seçiminde, Türkiye’nin insan hakları durumuna işaret etmeyi amaçlayan bir siyasi gündemin açıkça rol oynadığı’’ belirtildi. Avrupa Reform Merkezi’nin başkanı Charles Grant’ın, ‘‘Bence bu, siyasi bir mesaj’’ yönündeki sözüne yer verildi. Washington Times gazetesi, ‘‘Nobel bile siyasetten kaçamadı’’ yorumunu yaptı. Los Angeles Times gazetesi, Pamuk’un Nobel ödülü için seçilmesi konusunda, ‘‘kısa süre önce cezaevine girme tehlikesi altındayken, o zengin bir melankoli içeren romanlarıyla şimdi bir Nobel sahibi’’ değerlendirmesini yaptı. Haberde, ‘‘Pamuk’un sanatı geniş övgü görüyor, ancak birçoklarına göre siyasi eylemciliği, Akademi’nin kararının arkasında yatıyor’’ denildi. Kanada’da yayımlanan Toronto Star gazetesi, ‘‘muhalif Türk yazar Nobel kazandı’’ başlığını kullandı. Konferansa erteleme obel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Orhan Pamuk’un, 16 Ekim Pazartesi günü Minnesota Üniversitesi’nde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili vereceği belirtilen konferansın ertelendiği açıklandı. Duyuruda ertelenme nedeni olarak ödülün açıklanmasının etrafında dolaşan “kötü şöhret” gösterildi. liştiğini belirtti. Fransız Meclisi’nin kararının düşünce özgürlüğüne karşı bir hareket olduğu belirtilerek, ‘‘Öte yandan İsveç, Nobel ödülünü Pamuk’a ülkenin çoğunluğundan farklı düşünceleri dile getirdiği için veriyor. Dolayısıyla bir yanda ifadeyi yasaklayan bir karar, diğer yandan düşünceyi ifadeye ödüllendirme’’ denildi. ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesi, Pamuk hakkında daha önce Türkiye’de açılan davanın, Türkiye’nin AB’ye girmesine karşı çıkan çevreler tarafından kullanıldığını yazdı. Pamuk’a Nobel ödülü verilmesinin kararlaştırıldı N Adnan Özyalçıner (Yazar): Orhan Pamuk’u kutluyorum. Öncelikle Nobel’in Türkiye’ye verilmesi önemli. Eğer Nobel Türk edebiyatının anılmasına, Türk edebiyatına dikkat çekilmesine olanak veriyorsa, bu bizim için mutlu bir olay olacaktır. Sennur Sezer (Şair): Ödüller, elbette bir yazarın değerini kanıtlamak içindir. Ulusal ya da uluslararası ödüllerin alınmasında dikkat çekicilik önemlidir. Orhan Pamuk, tavrıyla ödülleri hak etti. Dilerim, Türk edebiyatı da uluslararası platformda hak ettiği yeri bulur. Cengiz Bektaş (Mimar, şair, eski TYS Başkanı): Bu konuda herkes bulunduğu yere göre değişik yorumlar yapacak. Bence böyle bir konuda bir şeyleri aşmayı bilmek gerekiyor. Sapla saman karıştırılmamalı. Orhan Pamuk’a verilen ödül, Türk yazınının elbette onurudur. Özellikle Batı kendi ölçütleriyle Türk yazınına artık kendisinin de tartışamayacağı bir değer vermiştir. TYS’den evrensellik vurgusu Türkiye Yazarlar Sendikası’nın Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasına ilişkin değerlerdirmesinde özetle şu görüşler dile getirildi: “Nobel Edebiyat Ödülü’nün 105 yıllık serüveninde, edebiyatımıza Orhan Pamuk’un yapıtlarıyla dikkat çekilmesinin önemi büyüktür. Ayrıca, Nobel Edebiyat Ödülü’nün Orhan Pamuk’a verilmiş olmasıyla, Batı’nın dilimize ve yazarlarımıza ilişkin önyargısı da kırılabilecektir. Edebiyatımızın yetkin yapıtlarının, diğer dillere daha yoğun olarak çevrilmesi için yeni olanaklar doğacaktır. Yapıtlarımızın dünya dillerinde de okunacak olması, genç yazarların önünü açacaktır. Öte yandan, yazarla halkın arasında yaratılan gerginliğin hepimizin düşünce özgürlüğüne yapılan bir baskı olduğunu ve bu konudaki duyarlığımızı, önceki açıklamalarımızda vurgulamıştık. Şimdi tüm bu tartışmaların dışında, yazarımızın önümüzdeki günlerde yapacağı ödül konuşmasında, edebiyat ve dünya barışı için evrensel bir iletisinin olacağına inanıyoruz. Orhan Pamuk’u kutluyoruz.” CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle