25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EKİM 2006 CUMARTESİ 2 DEMEK Kİ Sayın Başbakan aynaya baktığında kendisini merkezde görmeye başladı. Başka sonuca varabilir misiniz, geçen gün AKP’nin grup toplantısında yaptığı konuşmadaki şu sözleri okuyunca: ‘‘Bu ülkeye, ülkenin geleceğine, milletin birlik ve beraberliğine, Cumhuriyetin değerlerine karşı tehditler yok mu, elbette var. Ancak, bunların toplumun genelliğine yayamayacağımız aşırı uçlar olduğunu ve takibinin de suç ceza sistemi içinde yapılması gerektiğini unutmayalım... Son tahlilde uçlarda bulunanlar da bizim insanımız... Onları merkeze çekmenin, kazanmanın gayreti içinde olmak hepimizin ortak görevidir. Diliyor ve inanıyorum ki, milletimiz bütün fertleriyle Cumhuriyetimizi değerleri ve kurumlarıyla bütünleştirecektir. Cumhuriyet değerlerimizin ihtilaf konusu olmasını, gündelik polemiklere malzeme olmasını engellemek zorundayız.’’ Devamında da, aynı mealde ‘‘sosyal restorasyon’’dan, toplumsal barışı zayıflatacak kavgaları uzlaşma noktalarına taşımaktan, yaraları iyileştirmekten dem vuran, kimsenin itiraz OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Merkez Şaşılığı edemeyeceği, benimseyeceği bir yığın güzel söz. Laik düzen aleyhine siyaset alanına çıkarken mızraklaşmış minarelerden, kalkanlaşmış kubbelerden söz eden, son günlere kadar ‘‘Cumhuriyetimizin değerleri’’ni ters yönde gündeme getiren, hatta bunları tartışmak için ‘‘hodri meydan’’ diyen bir politikacıda birdenbire ortaya çıkan bu değişiklik neden? endi danışmanlarının ve okyanus ötesine gidip danıştığı bir devlet başkanının ‘‘ılımlılık’’ tavsiyesi mi? Cumhurbaşkanı’nın, kuvvet komutanlarıyla Genelkurmay Başkanı’nın sözlerinden sonra işbirlikçi medyada bile aleyhine dönen havanın etkisi mi? Yoksa, çok kişisel, çok içsel, ama her yönüyle belli olan, üstü bir türlü ör K tülemeyen bir hesabın en son belirtisi mi? ayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na sıçrama kararlılığında olduğuna bundan daha açık bir kanıt bulunamaz. Bu amaca erişmek için karşılaştığı engelin büyüklüğüne de. Cumhurbaşkanlığı başka siyasal makamlara benzemez. ‘‘Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milletinin birliğini temsil eden’’ kişinin, hukuka ek olarak ‘‘sosyolojik’’ anlamda da ‘‘ulusal oydaşma’’ yaratmış olması gerekiyor. Başkanlık ve yarıbaşkanlık sistemlerinde sorun olmayan, ama bizimki gibi parlamenter sistemlerin kilit noktasını oluşturan bu gereklilik 1950’den beri gelen cumhurbaşkanlarının çoğunda gerçekleşmediği için tartışmalar sürüp gitti. Ama son örnek, yani Sayın Sezer, kişiliğiyle bu gerekliliği karşıladığı için, iktidarın eleştirilerine karşın o iktidara oy verenleri bile içeren bir halk güveninden ve desteğinden yararlanıyor. Uzak ve yakın geçmişiyle tam tersine bir örnek sayılan Sayın Erdoğan konusunda aynı şeyi söyleyebilir misiniz? S Sağlık İşleri de Sağlıksız! Perihan ERGUN PENCERE Milliyetçilik Gericilik mi, İlericilik mi?.. Günümüz Türkiye’sinde milliyetçilik yükseliyormuş; kimileri bu yüzden telaştalar... Diyorlar ki: Milliyetçilik faşizmdir, gericiliktir... Öyle midir?.. ? Milliyetçilik uygarlık tarihinde bir aşamadır; sanayileşme sürecinde burjuva kapitalizmi feodalizme karşı çıkarak ümmet toplumunu uluslaştırdı (milletleştirdi), laikleştirdi, demokratikleştirdi; insanı kulluktan bireye dönüştürdü, ‘yurttaş’ kimliğine kavuşturdu... Milliyetçilik ya da ulusalcılık bu süreçte ilericiliktir... Aydınlanmacılıktır... ? Tarih Baba’nın laboratuvarı günümüz dünyasında, gözlerimizin önünde, aklımızın hizmetinde... İşte Irak... Irak bugün emperyalizmin işgali altındadır... Ama ortada Araplar görünmüyorlar.. Sünniler var.. Şiiler var.. İşgale karşı birleşebilmeleri için ümmet bilincini aşıp ulus (millet) düzeyine yükselebilmelerini sağlayacak milliyetçiliğe sarılmaları gerek... Ama nafile... Ya Kuzey Irak’taki Kürtler?.. Kürt toplumu Talabani ve Barzani gibi aşiret başkanlarının emrinde, emperyalizmin hizmetinde... Milliyetçilik, emperyalizme hizmet ettikçe, gericiliktir... ? Milliyetçilik feodalizme ve emperyalizme karşı çıktığı oranda, ilerici bir içerik kazanır... Atatürk milliyetçiliğinin özü budur... Dünya çapındaki burjuva emperyalizmine karşı ilk ulusal kurtuluş savaşını veren Kemalizm, Osmanlının şeriatçılığına karşı çıkarak laik Cumhuriyeti kurmuştur... MHP milliyetçiliği dün ‘Türkİslam sentezi’nde dincilerle birleşerek Amerikan emperyalizmine yandaş sayıldığı için gericiydi, içerde ilericilerle çatışmayı sürdürüyordu... Bugün durum ne?.. Dinci devlete karşı çıktığı ölçüde ve emperyalizme direnişi oranında MHP’nin milliyetçiliği ilericiliğe hizmet edecektir. ? Milliyetçilik tarihin bir aşamasında ortaya çıktı; ama, bugünkü Türkiye’de işlevi ne?.. Ya da ne olabilir?.. Emre Kongar’ın geçenlerde çıkan yazısından bir bölümü birlikte okuyalım... Diyor ki Kongar: “Sovyetler çöktü, küreselleşme başladı. Tüm dünyada sevinç çığlıkları duyuldu: ‘Tarihin sonu geldi!’ ‘Savaşlar sona erdi!..’ ‘Ulus devlet bitti!’ ‘Milliyetçilik dışa kapanmadır, izolasyondur, gericiliktir, faşizmdir!’ Aradan 15 yıl geçti. Ne tarihin sonu geldi! Ne savaşlar sona erdi! Ne ulus devlet bitti! Ama ulusçuluk Türkiye’de lanetlendi! Milliyetçilik, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, tüm dünyada yükselişe geçti. Sadece Türkiye’de, Türkiye’nin çıkarları söz konusu olduğunda lanetlendi. Türkiye’nin sorunları açısından ‘karşı taraf milliyetçiliği’ ise doludizgin güçleniyordu: Kıbrıs sorunu. Ayrılıkçı etnik sorun. Ege sorunu. Kuzey Irak sorunu. Soykırım iddiaları sorunu. Hepsi, Türk milliyetçiliğinin lanetlendiği bir ortamda, ‘karşı taraf milliyetçiliğinin’ yükselişine dayalı sorunlar olarak belirginleşti.” ? Kongar’ın saptadığı gibi yaşadığımız bölgede milliyetçilik “iki taraflı” bir yükselişi yaşıyor... Türkiye’de yükselen milliyetçilik ilerici boyutları yapısında barındırıyor; hem antiemperyalist hem de laik niteliği güçlenirse, var oluşumuzun tehdit altında bulunduğu bir süreçte olumlu bir tarihsel işlevi üstlenebilir. 6 Ekim İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü. Bu kurtuluşta emeği geçenleri saygı ve borçlulukla selamlıyoruz. 2003 yılının 6 Ekim’inde Burgazada ormanının 42 hektarının yanıp kül olması zafer sevincimizi gölgelemişti. Yangının dördüncü yıla bastığı zaman diliminde Ada Dostları Derneği alarak on bine yakın çam fidanıyla bakanlık çalışmalarına katkıda bulunduk. Doğa ve yeşile olan sevgimizle sarnıçların, kuyuların onarımı yanında iki adet sulama ve söndürme motopomp vs’yi de kamuya mal ettik. Bu girişi yapmamın nedeni aydın, çağdaş toplumdaki bireylerin tüm yaratılanların yaşatılmasından sorumlu olmasıdır. Gelin görün ki TC’nin Sağlık Bakanlığı bunu insanlarımızı yaşatabilmede bile üstlenemiyor. Son olmasını dilediğimiz acı olay; 3.5 yaşındaki Alperen Büber’in teknik bir hatayla öldürülmesi. Olay Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’nde meydana geldi. Bu hastane 650 yataklı, 12 ameliyathaneli, günde 40 ile 60 ameliyat yapılıyor. Bu denli büyük sağrı evinde bir tek narkozist var. O da başhekim, bürokratik işlerin de sorumlusu. Bu operasyonlara yetişmesi olanaksız. Onun yerine narkozu teknisyenler veya sağlık emekçileri yapıyor. 3.5 yaşındaki Alperen Büber’in bir gözünde hafif kayma var. Ailesi hastanenin göz hekimlerine başvuruyor. Basit bir göz ameliyatıyla bakışın düzeleceğini öğreniyor. Çocuklarının büyüdüğünde kompleksli yaşamaması için öneriyi kabul ediyorlar. İşlemin başında ne yazık ki yavrucağa narkoz yerine azot veriyorlar. Çocuğun ? Arkası 14. Sayfada KAŞ İCRA ve İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLÂNI Dosya No :2006/94 TAL SATILMASINA KARAR VERİLEN TAŞINMAZIN CİNSİ, NİTELİĞİ, KIYMETİ, ADEDİ , ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ : TAPU KAYDI : Antalya İli, Kaş İlçesi .Yayla Bayındır Köyü, Gökdere Mevkii, tapunun 9 cilt, 805 sayfa, 810 parsel numarasında kayıtlı, 9200 m2 yüzölçümlü, elma bahçesi vasıflı taşınmazın, borçlu adına kayıtlı 4000/9200 hissesi. ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ ; Taşınmazın tamamı 9200 M2 olup, 4000/9200 hissesi borçluya aittir .Taşınmaz içerisinde 2 katlı yığma kargir olarak yapılmış ev olup, alt katı 60m2 ve üst katı 60m2 olmak üzere 120m2’dir. Yapının çatısı ahşap ve kiremit örtülüdür.Ayrıca yine ana binaya bitişik olarak tek katlı kiler olarak kullanılan 25m2 alana sahip tek katlı yapı ve tahıl ambarı olarak kullanılan ahşaptan yapılma üzeri kiremitle örtülü 7,50 m2 yapı mevcuttur.Taşınmaz İçerisinde ayrıca 2535 yaşları arasında 78 adet golden ve starking çeşidi elma ağacı ,14 adet 1050 yaşlarında ceviz ve ortalama 12 cm çapında 38 adet kavak ağacı mevcuttur. Kavak ağaçlarınan 6 m3 kereste elde edilebilmektedir.Taşınmazın arsa olarak değeri 110.400,00 YTL. ev, kiler ve ambar olarak kullanılan yapıların toplam değeri 16.442,00 YTL., ağaçların değeri ise 10.300,00 YTL. olup, taşınmazın içerisindeki mütemmim cüzlerle birlikte değeri 137.142,00 YTL. olup, borçlu hissesine isabet eden kısmın değeri ise 59.626,96 YTL.dir. Taşınmazdaki borçlu hissesi 59.626,96 YTL muhammen bedel üzerinden satılacaktır. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış 20.11.2006 günü saat : 10.30 dan 10.45’e kadar Kaş Belediye Mezat Salonunda; açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çskrnazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 30.11.2006 günü ayn; yerde ve saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye Resmi, Damga Vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde haklan tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse icra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi İçin dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satış; iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve ımünderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/94 TAL. sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilân olunur. (İİK M. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 49432) CUMHURİYET 02 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle