13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2006 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Taner Ceylan ‘dekompoze’ adlı kişisel sergisinde de özgün çizgisi içinde yeni arayışlarla ilerliyor Cobain gelecek yıl perdede! ? Kültür Servisi ‘Nirvana’ topluluğunun efsanevi ismi Kurt Cobain’in şimdiye kadar hiçbir yerde yayımlanmamış röportajlarından oluşan filmi bu yıl sinemaseverlerle buluşacak. Yönetmen AJ Schnack, Nirvana kitabı olarak anılan ‘Come As You Are’ın yazarıyla Washington’da film çalışmalarına başladı. Michael Azerrad’ın kitap için araştırma yaparken kaydettiği röportajları temel alacak olan film için Schnack şöyle diyor: ‘‘Elimizde 25 saatten fazla süren ve daha önce hiç yayınlanmamış röportajlar var.’’ Film, toplulukla ilgili ayrıntılardan çok Cobain’in hayata bakış açısı ve etkileri üzerine odaklanacak. Arşiv görüntülerini kullanmadıklarını belirten Schnack, müzik olarak Kurt Cobain’i yaşamının çeşitli dönemlerinde etkileyen parçaları kullanabileceklerini, finali de Nirvana ile yapabileceklerini, belirtiyor. Gus van Sant’ın çektiği ‘Last Days’ (Son Günler) de Cobain’in yaşamına kendi elleriyle son vermeden önceki günlerini ‘Blake’ adlı karakter aracılığıyla anlatıyordu. Schnack’ın çalışmalarını sürdürdüğü filmin, 2006 sonbaharında film festivallerinde gösterilmesi planlanıyor. Uçta ve estetik bir tören SELCEN AKSEL Taner Ceylan, kişisel sergisiyle Galerist’te. Sergisine, içerdiği anlam nedeniyle ‘de kompoze’ adını verdiğini söylüyor. Bu kez izleyiciyle buluşturduğu resimlerinde bazı temel farklılıklar var. Derdini tuval üzerinde anlatmayı seçen sanatçı, kendi hazırladığı müzik ve özenli düzenlemesiyle, bir açıdan küçük bir içsel, çok boyutlu gezi sunuyor bu sergisinde. Uç sayılabilecek konuları yine var. Teknik yorumu, estetiğiyle kendine özel bir çıplaklık. Ceylan’la son sergisi ve yenilikler üzerine konuştuk... Bu serginizde insanların peyzaj içinde resmedildikleri göze çarpıyor, bu içerikte bir değişimin mi parçası? TANER CEYLAN Bir önceki seri resimlerimde kapalı mekânlar, sıkıntılı ortamlar görülüyordu. Şimdi herkesi özgürleştirdim. Açık mekân, su, ışık çok önem kazandı. Resmi dava edinmiş Bu serginizdeki temel farklılıklar... CEYLAN Işık ve suya karar verdim, bütün figürleri, anlatmak istediğim durumları ışık ve su içerisinde eritmeye karar verdim. Tanrısallığı, mistik durumu resmime incelikle nasıl sokarım... Işık ve suyu abartarak betimliyorum ve ilk kez kadın betimlemeye başladım, bundan sonraki serimde de olacak. İçerikte olduğu kadar resimsel yaklaşımda da faklılıklar var sanırım. CEYLAN Bir önceki sergimde popüler dergi estetiğinden yola çıkmıştım, büyük firmaların reklamları, bilboard’ları... Onların bendeki yansımaları, daha çok kurguydu bir önceki sergi, kolaj etkisi vardı. Bu sefer bütünlük oluşturmak istedim. Fotoğraftaki donukluktan uzaklaşmaya, derinleştirmeye çalışıyorum.İlk önce atmosferi vermek, resimden atmosferin dışarıya taşması... El becerisi ve boyayla ilişkinizi belli bir noktaya taşımışsınız. CEYLAN Bu işi dava edinmek gerek, işçilikte ilerlemek için bu şart, ? Resimdeki tavrım anarşist, çünkü talep edilmeyen bir tavır. Günün koşullarına uymuyor, benden enstalasyon, fotoğraf veya performans istendiği oldu, bense resim yapmaya karar verdim, hem de en klasik haliyle. Pistole de kullanmıyor, fırçayla yapıyorum. Belki taşları yerine oturtmaya çalışıyorum. Kendi kafamda ama bu, öyle bir iddiam asla yok. tabii daha yapılacak çok şey var. Bir ressamın her şeyi yapma özgürlüğü varsa da içine sinmesi önemli, kilit noktası burada gizli. Tuvalde yaptığınızın kavramsal bir altyapısı var mı? Nasıl bir tavır sizinkisi? CEYLAN Anarşist, çünkü talep edilmeyen bir tavır. Günün koşullarına uymuyor, benden enstalasyon, fotoğraf veya performans istendiği oldu, bense resim yapmaya karar verdim, hem de en klasik haliyle. Pistole de kullanmıyor, fırçayla yapıyorum. Belki taşları yerine oturtmaya çalışıyorum. Kendi kafamda ama bu, öyle bir iddiam asla yok. Metinsel açıklamaların sanatınızın içinde var olması gerektiğine inanmıyorsunuz herhalde? CEYLAN Bir sanat nesnesinin kendini anlatabilmesi gerekir. Bağımlı kılınıyoruz. Bunlar geçici şeyler... Küratöryel sistemin getirdiği bir şey bu. Her şeyi karşıma alarak bugüne geldim, kendimi bile. Bana göre resim, sanatın en somut hali. ‘Güzellik saf bir bilgi’ Estetik sizin için ne ifade ediyor? CEYLAN Güzellik çok önemli benim için. Bir bebeğin burnuna bir gül tuttuğunda kokluyor, pis bir koku koklattığında yüzünü ekşitiyor. Çünkü güzellik saf bir bilgi... Bu saf bilgilerin peşindeyim. Tüm bu arzunun kökünü başka yerlerde resmedebilirdim, ben güzelliği tercih ettim. Ve bunu betimlemenin de şifrelerinden birisi estetik kuralları, özellikle plastik kanunları çok iyi bilmek. Toplum için uç sayılabilecek konuları tuvale taşıyorsunuz? CEYLAN Kimi kurgusal konullarda resimlerimin. Bazılarındaki, dışarıdan sivri ve sıradışı algılanan durum benim için çok normal de olabilir. Dürüstlükle kullandığım virtüözite birbirini dengeliyorlar. İnanmadığın ve ruhumdan gelmeyen bir şeye bu sabrı gösteremezsin. Dışarıdan çok samimi, doğal görümediğini, Dan Cameron’un bu sergim için yazdığı yazıyı okuduğumda algıladım. Yaptığımı dışarıdan nesnel olarak okuyunca irkildim. Resimlerinizde çıplaklığın orijini nedir? CEYLAN Klasik nü geleneği, popüler kültürün dayattığı kadın nü’süne gösterdiğim tepki ve kendi tutkularım. İzleyiciye neden ordasın, yanlış diyen insanlar vardı öncesinde, burada ise izleyici törene dahil. Bir önceki seride kapalı mekânlar içinde, kim satın alınmış kim alıyor, kendi dünyam içinde eritmeye çalışmıştım. Hüzün vardı sürekli. Şaşaalı ortamlar, bu ortamlara ait olmayan tipler vardı. Plastik seçimleriniz dolaysız, ama konuştuğumuzda farklı anlamlar içerdikleri ortaya çıkıyor... CEYLAN Ne kadar somut olsalar da herkes kendince okuyor ya. Sizinkinde üslupsal yorum baskın olmasa bile bakan kişi hissi çok var... Simgeleştirme yok... CEYLAN Evet, alegoriye girmiyorum ve insan ifadelerini anlatmayı önemsiyorum. Bu noktada pentürün dokusu beni ilgilendirmiyor. Tenin renginin, saçın doğru verilmesi, o anlamda gerçekliğin peşindeyim. Bu iletişimi güçlendiriyor, iğretilik olduğunda ilişki kesintiye uğruyor izleyiciyle. Her şey, o çağın içinde, durum içinde bir ad kazanıyor. Bu resmi 100 yıl önce yapsaydım ne olurdu dediğiniz oldu mu ? CEYLAN Ben hayatımdan zamanı kaldırmaya ve hep insanın ilişki kurabileceği nesneden yola çıkmaya çalışıyorum. Kurmaca, sübjektif yan nerede, karar verici, yargılayıcı üçüncü göz duygusu... CEYLAN Güzelliğin dozunu abartmamakla ya da çok fazla soğuklaştırmamakla giriyor. Oranını, kendime ait bir dengeyi tutturmaya çalışıyorum. Bir meydan okuma mı? CEYLAN Öyle bir şey söz konusu değil, çünkü kendimden yola çıkıyorum. Önemli olan tuval üzerinde neyi yaşamak istediğim. Yaratıcılık nasıl tanımlanabilir sizce? CEYLAN Bir yaşam alanı, biçimi, bir alanı, sonsuz bir alanı oluşturma tercihi. Konular yerine resimlerinin plastiği tartışılsaydı.. CEYLAN Bu konuları resmetmeseydim bu resimler ortaya çıkmazdı, ikisi birbirini getirdi. Başka türlüsünü hayal edemiyorum. Bir ad vermem gerekirse, bir içeriksel, kavramsal gerçekliği var daha çok. (Tel: 0212 244 82 30) Ali Smith ‘Whitbread Ödülü’nü aldı ? Kültür Servisi Britanya’nın en saygın ödüllerinden sayılan Whitbread Kitap Ödülü’ne, İskoç yazar Ali Smith’in ‘The Accidental’ adlı romanı değer görüldü. Yapıtta, bir ailenin yapmakta olduğu tatili berbat eden, gizemli genç bir kadının öyküsü anlatılıyor. 5 dalda verilen Whitbread ödüllerinde, bu yılın ilk roman ödülünün birincisi, ‘The Harmony Silk Factory’ ile Tash Aw oldu. Diğer ödüller: Şiirde ‘Cold Calls’ ile Christopher Logue, biyografide ‘Matisse the Master’ ile Hilary Spurling, çocuk kitabında ‘The New Policeman’ ile Kate Thompson. Türk tiyatrosuna hizmet edenler ? Kültür Servisi Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği Türkiye Milli Merkezi tarafından, her yıl, geleneksel Türk tiyatrosunun araştırılmasına, yaşatılmasına, tanıtılıp geliştirilmesine katkıda bulunan kişi, kurum ve kuruluşlara verilen Geleneksel Türk Tiyatrosu Hizmet Ödülleri bugün sahiplerini buluyor. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılacak, Ali Nihat Yavsan’ın sunacağı ödül töreninde başarılı sanatçı dalında Alpay Ekler, başarılı yardımcı sanatçı dalında Meserret Oral, başarılı topluluk dalında Ankara Sanat Evi, araştırma ve yayın dalında Ünver Oral ödül alırken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na katkı ve destek sağlayan kurum dalında ödül verilecek. (0 312 419 13 36) 2005 yılını dolu dolu geçiren müzenin 2006 yılı programı da aynı zenginlikte Siemens Sanat’tan 2006’nın ilk sergisi ‘Bedenim Benim Kalemdir’ Kültür Servisi Güncel Sanat Merkezi Siemens Sanat, 2006 yılı etkinliklerine ‘Bedenim Benim Kalemdir’ sergisiyle başlıyor. Küratörlüğünü Marcus Graf’ın üstlendiği sergi, sanatın en klasik konularından ‘beden ve figür’ü çağdaş biçimlerle yorumlayarak hayatımızın merkezine taşıyor. Sergiye katılan Gözde Avcı, Bora Akıncıtürk, İlke İlter, JinHo Heo (Kore) ve Jan Löchte (Almanya), yapıtlarında ‘beden’i bizleri dış dünyadan koruyan bir kale olarak ele alıyor. Sergiye katılan sanatçılar, her şeyin sürekli değiştiği bir toplumda algılayabileceğimiz tek gerçekliğin ‘bedenlerimiz’ olduğu düşüncesinden yola çıktıkları yapıtlarında, ‘beden’i yepyeni bir anlayışla yorumluyor ve bizi koruyan kalenin değişimini anlatıyor. Sergi, dış dünya ile aramızda bir sınır olarak görülen ‘beden’i güncel sanatın gündemine taşırken günümüz toplumunu da sorguluyor. Küratör Marcus Graf, serginin içeriğini, ‘‘Medya ve görsel gerçeklik bedenimizle ilişkimizi etkiliyor. Biçimin giderek daha az önemli olduğu ve bedenin her geçen gün biraz daha bozulduğu bir dönemde yaşıyoruz. İnsanların formlarını korumak için spor salonlarına koştuğu ve bilinçli beslenmenin önem kazandığı şu günlerde bu durum tam bir paradoks oluşturuyor’’ sözleriyle özetlerken sergiyi her şeyin aracılarla gerçekleştiği bir dönemde bireyin en azından kendisini aracısız olarak hissettiği bir alan olarak tanımlıyor. ‘Bedenim Benim Kalemdir’ sergisinde çizim, boyama, fotoğraf ve videodan oluşan yapıtlar, 31 Ocak12 Mart tarihleri arasında izleyiciyle buluşacak. (0 212 334 11 04) Açıldığı günden bu yana büyük ilgi gören İstanbul Modern’i, 1 yılda yaklaşık 500 bin kişi gezdi. James Taylor Quartet Babylon’da ? Kültür Servisi ‘Garanti Caz Yeşili’ konserleri, yeni kuşak müzisyenlerden James Taylor ve ekibinin konserleriyle devam ediyor. 19 Ocak’ta saat 21.30’da ve 20 Ocak saat 23.00’te Babylon’da konser verecek olan Taylor, İngiliz caz ve rb birleşimini sunan ender isimlerden biri olarak kabul ediliyor. 1985 yılında kurulan James Taylor Quartet stüdyo kayıtlarından çok canlı gösterileriyle tanınıyor.. Bugüne kadar 200 bin albüm satışına ulaşan Taylor, birçok ülkede de konser verdi. İstanbul Modern 1 yaşında Kültür Servisi Her yaştan ve her kesimden insanın paylaştığı bir eğitim ve iletişim ortamına dönüşen İstanbul Modern birinci yılını kutluyor. Sürekli ve süreli sergi salonları, fotoğraf bölümü, yeni medya alanı, video bölümü, kütüphanesi, sineması, dükkân ve kafeteryası bulunan; açıldığı günden bu yana büyük ilgi gören İstanbul Modern’i, 1 yılda yaklaşık 500 bin kişi gezdi. 2005 yılı dolu dolu geçti Galatasaraylı sanatçılardan albüm ? Kültür Servisi Müzik yaşamlarına Galatasaray Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarında başlayan besteci ve yorumcuların yapıtlarından oluşan Karma Albüm Projesi’nin (KAP) ilk albümü ‘Karma Karışık’ tüm müzik marketlerdeki yerini aldı. Albümde aralarında Fikret Kızılok, Bora Ayanoğlu, Dağhan Baydur, Fikri Sağlar, Candan Erçetin, Tuna Kiremitçi, Murat Çekem, Renan Bilek, Emirhan Oğuz, Eren Akay, MAT ve Ali Erenus’un da olduğu sanatçılardan 18 şarkı yer alıyor. Yapım çalışmalarını Müzikotek’in, dağıtımını EMI’nin üstlendiği albüm 12 YTL ’den satışa sunuldu. ‘Karma Karışık’ albümünün tüm yapımcı ve yorumcu geliri Galatasaray Lisesi’nden yetişecek olan yeni müzisyenlerin eğitiminde kullanılmak üzere Galatasaray Eğitim Vakfı’na bırakılacak. İstanbul Modern’in tasarımını gerçekleştiren Tabanlıoğlu Mimarlık ve Danışmanlık, ‘Cityscape Architectural Review Awards 2005’ta, bu tasarımıyla, kent dalında ‘‘Yapı ve Gelecek Tasarısı Ödülü’’ne değer görüldü. İstanbul Modern’de 2005 boyunca, müzenin üst katında yer alan sürekli koleksiyon sergisinin yanı sıra, üç süreli sergi, üç fotoğraf sergisi, iki video programı ve bir heykel sergisi gerçekleştirildi. Bu etkinliklerde 297 sanatçının 773 yapıtı izleyicilere sunuldu. Sürekli sergiler ‘Gözlem/ Yorum/Çeşitlilik’ ile başladı. İkinci sürekli sergi olarak da ‘Kesişen Zamanlar’ açıldı. İstanbul Modern, açılışının hemen ardından satın alma ve bağış yoluyla koleksiyonuna kattığı yeni yapıtları ‘Yeni Alımlar’ başlığıyla sergiledi. Süreli Sergiler Salonu’nda, Fahrelnissa Zeid’in 22 tablosu 1988 yılından bu yana Türkiye’de ilk kez bir arada sergilendi. Her yıl açılacak retrospektif sergilerin ilki Fikret Mualla ile gerçekleşti. Sergide, ilk kez 35 koleksiyondan bir araya getirilen 241 yapıt sunuldu. İlk uluslararası çağdaş sanat sergisi ‘Çekim Merkezi’ bienalle eşzamanlı olarak gerçekleşti. Sergi, Louise Bourgeois’dan Christian Boltanski’ye, Jeff Koons’dan Anish Kapoor’a çok sayıda sanatçının farklı sanatsal tavırlarını bir araya getirdi. İstanbul Modern’in heykel koleksiyonunun çekirdeğini oluşturan yapıtlar ise Heykel Bahçesi’nde ‘Yeni Alımlar’ başlığıyla sergilendi. İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nde, bir yıl boyunca Cumhuriyet sonrası Türk fotoğrafından bir seçki sunan ‘Bizden Görünenler’, sekiz fotoğraf sanatçısıyla öteki sanat kollarından sanatçıları buluşturan ‘Buluşma / RendezVous’, İstanbul’da yapılan ‘UIA2005 İstanbul XXII. Dünya Mimarlık Kongresi’ne paralel olarak kente farklı bir bakış sunan ‘Cityrama’ başlıklı sergiler açıldı. 2006’da İstanbul Modern 2005 yılını dolu dolu geçiren İstanbul Modern’in 2006 yılı programı da aynı zenginlikte. Geçen hafta açılan ‘Kesişen Zamanlar’ başlıklı ve 200 resmin yer aldığı sergi 11 Aralık 2006’ya kadar açık kalacak. Fikret Mualla’dan sonra ikinci retrospektif sergi olarak ‘Fahrelnissa Zeid Retrospektifi’ açılacak. ‘Venedikİstanbul’ sergisi ile ilk kez bienalin önemli parçaları Venedik sınırları dışında bir arada sergilenerek Venedik Bienali’nin 110 yıllık tarihinde bir ilke imza atılacak. 9 Şubat’ta açılacak ‘Modern Türk Heykeli’nden Bir Seçki’ sergisi, Türkiye’deki heykel sanatının 50 yıllık sürecini konu alıyor. 2006’da açılacak fotoğraf sergilerinden biri olan ‘Cumhuriyet’in Işığında/Othmar Pferschy’ sergisiyle Othmar Pferschy’nin İstanbul Modern’e bağışladığı yapıtlarından seçmeler sunulacak. Müze, bu yıl, Fransız fotoğraf sanatçısı FrançoisMarie Banier’nin yapıtlarına da ev sahipliği yapacak. Kadıköy’de ücretsiz konserler ? Kültür Servisi Kadıköy Belediyesi’nce düzenlenen ‘Nostalji Konserleri’nin ilk konuğu Erol Büyükburç. Bugün saat 20.30’da Kadıköy Belediyesi Evlendirme Dairesi’nde yapılacak konserde Büyükburç ve orkestrası sevilen parçalarını seslendirecek. Nostalji Geceleri, 6 Şubat Pazartesi günü Füsun Önal ve Selçuk Ural, 6 Mart Pazartesi günü Ömür Göksel, 3 Nisan Pazartesi günü de Neco ile sürecek. Yıllardır anılardan silinmeyen şarkıların seslendirileceği konserler saat 20.30’da başlayacak ve ücretsiz izlenebilecek. CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle