25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 2006 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Okyanusu kürekle geçecek ? MADRİD (AA) Erden Eruç, Atlas Okyanusu’nu kürek çekerek geçmek için bugün Kanarya Adaları’ndan tek başına yola çıkacak. 1528 kilometrelik yol boyunca Türkiye’nin çok büyük bir tanıtımını yapacağını belirten Eruç, ‘‘Çok ilgi gösteren oldu. Para versek, Türkiye’yi ve Türkleri daha iyi tanıtmamız mümkün olamazdı’’ dedi. Las Palmas’tan bugün tek başına kürek çekmeye başlayacak olan Eruç, 4 bin deniz mili civarında yol yaparak 4 ay içinde Kostarika’ya ulaşmayı hedefliyor. 9 Suça sürüklenen ve korunmaya muhtaç çocuklar için kararları getiren Çocukları Koruma Yasası’nın yürürlüğe girmesinin üzerinden aylar geçmesine karşın uygulamaya yönelik çalışmalar kaplumbağa hızıyla ilerliyor. Yasanın çocuğu kısmen koruduğu, cezalandırma anlayışının terk edilmediği ifade ediliyor. Kadınlar ve yasalar... Bütün çalışmalara karşın suça sürüklenen çocuğun korunması adına ancak bir arpa boyu yol alabildik ? İZMİR (AA) Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (EKAM) Müdürü Prof. Dr. Nurselen Toygar, EKAM’ın başlattığı ‘‘Kadın Farkındalığı Eğitim Projesi’’ne ilişkin seminerlerin, hazirana kadar süreceğini bildirdi. Toygar, seminerlerde, kadının yurttaşlık ile anne ve eş olarak haklarıyla birlikte, toplumda, siyasette ve ekonomik yaşamdaki varlığına ilişkin konuların ele alınacağını belirtti. Onları sadece cezalandırıyoruz HİLAL KÖSE Narenciye üreticisi dertli İstanbul Barosu Çocuk Hakları Uygulama Merkezi avukatlarından Aşkın Yaşar Topuzoğlu, Çocukları Koruma Yasası’nın eksiklikleri olmasına karşın çocuk lehine olduğunu ifade ederek sağlık, barınma, eğitim konularında önemli önlemler getirildiğini belirtti. Topuzoğlu, ‘‘Ama bu önlemleri uygulayacak kurum ve kuruluş yok. Mahkemeler yeni kuruluyor. Altyapı oluşturulduktan sonra yasal düzenleme olmalıydı’’ dedi. Çocuğa bakışın henüz değişmediğini, suça itilen çocukların içinde bulundukları koşulların ortadan kaldı rılması gerektiğini vurgulayan Topuzoğlu, ‘‘Çocukları korumak yerine, cezalandırarak kendimizi onlardan koruyoruz. Onlara hâlâ iyi koşullar sağlayamadık. Açıkçası sağlamayı da düşünmüyoruz’’ diye konuştu. Bütünlüklü bakış Çocuğa dair bütünlüklü bir bakışın olmadığını, çocuk haklarına inanılmadığını dile getiren Topuzoğlu, ‘‘Çocuk haklarını hâlâ sindiremedik. Yetişkinler olarak sorumlu olduğumuz şeyleri yerine getiremediğimizden duyduğumuz rahatsızlığı yine onlara yüklüyoruz’’ dedi. Mağdur ço cuklar için para toplamak, konser düzenlemek gibi etkinliklerin, sokakta çalışmayı bir statü haline getirdiğini ifade eden Topuzoğlu, ‘‘(Bir konser düzenleyip parasını sokak çocuklarına verelim...) Bu ne demek? ‘Siz hâlâ sokakta kalın, biz gerekirse size yardım ederiz.’ Bu anlayışının terk edilmesi lazım’’ dedi. ‘‘Çocuklar zor durumdayken, güç koşullardayken, biz bu koşulları kabul edip o koşullar içinde onları bırakmayalım. Bu koşulları nasıl ortadan kaldırırız, bunu düşünelim. İşte bunu düşünmüyoruz’’ diye devam eden Topuzoğlu, toplumsal duyarsızlığın olduğunu da ifade etti. Yıllardır anlatılan ‘‘koruyucu aile’’ için başvuran kimseye rastlamadığını dile getirdi. Topuzoğlu, ‘‘Suça sürüklenen çocuğa meslek öğretmek için çalıştıran kaç tane gönüllü işyeri vardır? Eski Çoçuk Mahkemeleri Yasası’nda, uzmanların yeterli olmadığı durumda çocuğu gözlemleyerek rapor hazırlayacak gözetim delegeliği vardı. ‘Ben artık çocuklar için bir şey yapmak istiyorum’ diyenlere buyrun bunu yapın dedim. Tek dilekçe veren olmadı’’ diye konuştu. Yasa ne getirdi? Çocukları Koruma Yasası, anne ve babaya, çocuk yetiştirme konusunda eğitim ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP Grubu Narenciye Komisyonu, İzmir’in Seferihisar ve Menderes ilçelerine bağlı Özdere ile Ürkmez beldelerinde narenciye üreticilerinin sorunlarını dinledi. Son yıllarda ihracatın desteklenmemesi nedeniyle mağdur olan üreticiler, ürünlerinin ellerinde kalmasından duydukları endişeleri dile getirdiler. FA R K L I U Y G U L A M A L A R S Ü R Ü YO R İstanbul içki yasağını tartışıyor İstanbul Haber Servisi İstanbul’da işe alacağı zabıtalarda imam hatip liki AKP’li belediyelerin içki yasağı ve sesi mezunu olma koşulu araması tepkırmızı bölgeler ile ilgili çalışmaları kilere neden oldu. Belediyenin imam örtülü bir biçimde sürdürülüyor. AKP’li hatipli olma koşulu aradığı memur statüsündeki zabıtaları da geBağcılar Belediyesi, ilçede faaliyet gösteren umu ? İçkili mekânların çici işçi olarak işe aldığı ma açık ve perakende sa kapanış zamanlarını ortaya çıktı. İlçenin AKP’li Beleditış işyerlerinin çalışma sa daha erken saate alan atlerini değiştirdi. Buna Bağcılar Belediyesi, ye Başkanı Ahmet Genç, göre içki satışının yapıldı ilçedeki esnafa örtülü kendisini Eyüp’ün dini tuğı bar, gece kulübü, tekel içki yasağı uyguluyor. rizm merkezi olması nedeniyle sömürüyü engelbayi ve müzikli lokanta gibi mekânlar, eskiden gece Eyüp Belediyesi’nin lemek amacıyla bu şartı ise işe alacağı aradıklarını söyleyerek sa02.00, 04.00, 05.00’e kadar açık kalırken, yeni dü zabıtalara imam hatip vundu. CHP Eyüp İlçe lisesi mezunu olma Başkanı ve Eyüp Beledizenleme ile en geç 01.00’e koşulu koyması ye Meclisi CHP Grup dek hizmet verebilecek. Başkanı Lütfü GündönBağcılar Bakkallar ve Batepkiyle karşılandı. dü, geçen günlerde zabıta yiler Odası Başkanı Rıza Ertürk, bu uygulama nedeniyle kendi alımları ile ilgili bir konunun gündeme lerine bağlı tekel bayilerinin çok zor du geldiğini belirterek, ‘‘İmam hatip rumda kaldığını belirterek, ‘‘Bu uygu konusu hiç açılmadı. Sadece zabıtaların lama içki satan ve satmayan yerler için geçici işçi statüsünde olması ve yardımgeçerli. Ama polis kapanma saatinde cı zabıta olarak çalıştırılması tartışıldı. gelip yalnızca içki satışı yapan mekân Çünkü yasal açıdan memur statüsünsahiplerini zorluyor. Çifte standart uy deki zabıtaların geçici işçi statüsünde olgulanıyor’’ dedi. Eyüp Belediyesi’nin ması doğru değil’’ dedi. Bir grup martı İzmit’teki balık lokantalarında yemek yiyenlerin attığı balıklar için birbiriyle yarışıyor. (AA) ‘Karadeniz çöplük değil’ ? GİRESUN (AA) Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, İl Özel İdare Kültür Sitesi Salonu’nda düzenlenen AKP Giresun merkez ilçesi başkanlığının 2. olağan genel kurulunda Karadeniz’i çöplük olarak görme anlayışından kurtulmak gerektiğini söyledi. Pepe, Karadeniz’de çöplerin denize döküldüğünü ifade ederek “Bu olumsuz tabloyu değiştireceğiz’’ dedi. Barajlar kuşların düşmanı ÖZLEM GÜVEMLİ verilmesini, ihtiyacı olan çocuğun bir eğitim ya da meslek kursuna gitmesini, meslek öğrenmesi için işyerlerinde çalıştırılmalarını öngörüyor. Madde bağımlısı olan çocukların sağlık kuruluşlarına yerleştirilmesi, barınma yeri olmayan çocuklu kimselere ya da can güvenlikleri tehlikede olan hamile kadınlar için önlem kararları yer alıyor. Suç işlediği iddia edilen çocuklar için ‘‘suça sürüklenen çocuk’’ tanımlaması yapan ve başka şekillerde reşit olsa bile 18 yaşına kadar herkesi çocuk sayan yasada, uzlaşma, davanın açılmasının ya da kararın açıklanmasının ertelenmesi gibi yeni düzenlemeler de bulunuyor. Çocuğun korunmasına dair önlem alınması durumunda, sivil toplum örgütleri ile bir işbirliği yapılmasını da yasal zemine oturtarak bu alanda çalışmak isteyen kişilerin öncelikle bunu istemelerini, meslek içi eğitimden geçmelerini öngörüyor. Yeni yasaya göre, yargıç ve savcılar da çocuk hukuku, sosyal hizmet, psikoloji gibi eğitimlerden geçecek. Bir çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını öğrenen öğretmenin, ağır ateş sonucu kendisine gelen bir çocuğun kaza dışı yaralanmalarının da olduğunu gören doktor ilgili makamlara başvurmak zorunda. Su ihtiyacımızı karşılayan barajlar, kuşların düşmanı. Yapılan araştırmalar, Türkiye’de üreyen dört kuş türünden birinin barajlar nedeniyle yok olduğunu ortaya koydu. Doğa Derneği’nin yaptığı araştırmaya göre barajlar; doğal yaşam başta olmak üzere ekonomik, hukuki ve kültürel açıdan pek çok konuda sanılanın aksine ciddi olumsuz etkilere yol açıyor. Araştırmada, Türkiye’de üreyen toplam 309 kuş türünden 83’ünün barajlar nedeniyle yok olduğuna dikkat çekilerek, sulak alanlarda yaşayan kuşların durumu ise daha kötü bulundu. Türkiye’de üreyen her dört su kuşu türünden üçü son 10 yılda barajlar nedeniyle ciddi oranda azaldı. Bununla birlikte, barajlar nedeniyle azalan 83 türün 66’sı Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 4915 sayılı Kara Avcılığı Yasası ile koruma altına alınmış durumda. Yasa çerçevesinde korunmasına karşın Devlet Su İşleri’nin (DSİ) yaptığı barajlar nedeniyle sayısı en çok azalan 10 kuş türü de alaca yalıçapkını, kılkuyruk bağırtlak, yeşil arıkuşu, balık baykuşu, telli turna, küçük karabatak, çöl toygarı, çizgili ishakkuşu, küçük serçe ve kum kırlangıcı. Akarsu kenarlarında yaşayan kuşlar için sazlıklar, kum adacıkları, nehir kenarındaki ağaçlar ve dik kayalık alanlar hayati öneme sahip. Barajların büyük miktarda su tutmasıyla kuşlar için gerekli bu oluşumlar su altında kalıyor ve kuşlar üreme alanlarını, bir anlamda evlerini kaybediyor. Gizlilik ihlali Çocuk mahkemeleri genelde yetişkinlerin yargılandığı binalarda kuruluyor. Bu da gizlilik ilkesinin ortadan kalkmasına neden oluyor. Yasa 18 yaşına kadar herkesi çocuk olarak kabul etmesine karşın tutuklama yasağını ise 15 yaş sınırında tutuyor. Çocuklar, mahkeme kararına göre iştirak halindeki suçlarda yetişkinlerle birlikte yargılanabiliyor. Siyasetçinin görevleri ve sorumlulukları Prof. Dr. Mehmet TOMANBAY CHP Ankara Milletvekili Siyaset, Türk Dil Kurumu’nca yayımlanan Toplumbilim Terimleri Sözlüğü’nde ‘‘devlet işlerine katılma ve devlet etkinliklerinin biçim, amaç ve içeriğini belirleme işi’’ olarak tanımlanmaktadır. Siyaset işini yapanlara ise siyasetçi denilmektedir. Bu tanımda bir önemli nokta; devlet etkinliklerinin biçim, amaç ve içeriğinin bir diğer deyişle devletin işlevinin ne olduğudur. Farklı tanımlar yapılabilmekle birlikte günümüz çağdaş devletinin ana işlevinin ‘‘onun oluşturucularının yani vatandaşlarının iç ve dış güvenliği ile adil bir toplumsal yapı yani adaleti sağlamak, bireyler arasındaki uyuşmazlıkları çözecek yansız bir kişi, bir ‘hakem’ olarak davranmak ve vatandaşlık haklarını korumak’’ olduğu söylenebilir. Kuşkusuz devlet bu görevlerinin yanı sıra tüm vatandaşları adına toplumsal yararı da korumak ve kollamak zorundadır. Devletin bu temel işlevleri ekonomik, sosyal, kültürel açılardan zenginleştirilebilir. Bu noktadan sonra ise ‘‘siyasetçinin görevi ve sorumluluğunun ne olduğu’’ sorusu önem kazanır. Yukarıdaki açıklamalara göre siyasetçi, belirtilen temel işlevlere uygun bir şekilde devlet etkinliklerinin biçim, amaç ve içeriğini belirlemede birinci düzeyde sorumlu kişidir. Siyasetçi, ülkesinin tüm so tartışmalarını daha da hızlandırmıştır. rilerini zaman zaman açıklamak zorunlulurunlarına poltikalar belirleyerek çözüm üretŞemdinli ve Yüksekova’da meydana ge ğunu hissetmeleridir. Son olarak 20 Aralık mek durumundadır. Çağdaş, demokratik len olaylar ve Başbakan’ın açıklamaları ile 2005 tarihinde yapılan TÜSİAD toplantıtoplumlarda siyaset bireysel ve toplumsal ana muhalefet partisi başkanının eleştirile sında Sayın Ömer Sabancı ve Sayın Mussorunlara çözüm üretebilecek tek yetkili ri siyaset gündemini günlerce meşgul eden tafa Koç; seçim barajı, kimlik sorunu, Yükurumdur. alt ve üst kimlik tartışmalarına dönüşmüş cel Aşkın ve Orhan Pamuk davaları gibi soBir ülke ekonomik, siyasal ve sosyal açı ve ulusal birlik ve dayanışmamız açısından runlar konusunda önerilerde bulunmuşlarlardan ne denli istikrarlı ve huzurlu ise o ül sıkıntı veren bir noktaya taşınmıştır. dır. Yine hem bu toplantıda yaptığı konuşkede siyaset o denli çözüm üretici ve başaHükümetin Kıbrıs, Avrupa Birliği, Kuzey mayla hem de 2006 yılı kutlama mesajınrılıdır. Siyasetçi de sorumluluğunun gere Irak gibi konularda yürüttüğü dış politika da Sayın Cumhurbaşkanımız ülke siyaseğini o denli yerine getiriyordur. Bu açıdan ları ise tam bir belirsizlik ve beceriksizlik tine yönelik konularda önemli ve dikkate alınbaktığımızda ülkemizde siyasetması gereken çi, sorumluluğunun gereğini ye Bir ülke ekonomik, siyasal ve sosyal açılardan ne denli istikrarlı vurgularda terince yerine getirmekte midir? bulunmuştur. Geride bıraktığımız 2005 yı ve huzurlu ise o ülkede siyaset o denli çözüm üretici ve başarılıdır. Yaşanan bu lında, ülkemizde ekonomik, si Siyasetçi de sorumluluğunun gereğini o denli yerine getiriyordur. olaylar da yasal, sosyal ve kültürel istikra Bu açıdan baktığımızda ülkemizde siyasetçi, sorumluluğunun göstermekterın hızla bozulabileceğinin sindir ki siyasetgereğini yeterince yerine getirmekte midir? yalleri çeşitli olaylarla verilmişçi yapması tir. Dış ticaret açığının rekor dügerekeni yazeylere çıkması, işsizlik sorununun bir tür içinde yürütülmektedir. Örnekleri daha da pamayınca, siyaset dışı aktörler (doğal olalü çözülememesi, gelir dağılımının dünya arttırılabilecek bu olaylardan anlaşılacağı rak) kendilerini ülke çıkarları doğrultusunnın en adaletsiz dağılımlarından biri olma üzere, ülkemizde siyasal, sosyal ve ekono da sorumlu hissetmeye başlamaktadırlar. sını sürdürmesi ve iç borçların artmaya de mik istikrarın ve toplumsal huzurun varlıvam etmesi ekonomik istikrarın her an bo ğından söz edilebilir mi? Bu saptama ise bi Çözüm: Demokratik siyaset zulabileceğinin göstergeleridir. ze ülke sorunlarına çözüm üretmek duruHukuk tarihimize bir kara leke olarak ge munda olan siyasetin ve asli unsuru olan siSiyasetçinin sorumluluğunu yerine geçecek olan Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Yü yasetçinin üzerine düşen sorumluluğu bi tirmemesinin en önemli nedeni siyasetin cel Aşkın olayı ve yargılanma süreci, yar hakkın yerine getirmediği ya da getireme demokratik kurallar çerçevesinde yapılmagının bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışma diğini açıkça göstermektedir. masıdır. Siyaset demokratik bir işleyişe salarıyla yargıya güven sorununu ön plana Bu konuda bir diğer gösterge ise asker ile hip değildir. Siyasetin hızla demokratikleşçıkarmıştır. TCK 301. madde ve bu mad sivil toplum kuruluşları gibi siyaset dışı ak mesi ve saydamlaşması gerekmektedir. deye göre açılan davalar demokratikleşme törlerin ülke sorunları hakkında çözüm öneÜlkemizde siyaset başlıca iki yasa ile düzenlenmiştir. Bunlar 2820 sayılı Siyasal Partiler Yasası ile 2839 sayılı Milletvekili Seçim Yasası’dır. Ne yazık ki bu yasalar ile düzenlenen siyaset kurumunda siyasete halkın katılımını sağlayacak kanallar yeterince açık değildir. Partilerde milletvekilleri ön seçimle ya da seçimde tercihli oyla değil genel başkan tarafından atamayla belirlenmektedir. Bu nedenle adaylar, lidere sorun çıkartmayacağı düşünülen kişilerden seçilmektedir. Parti içi muhalefet arzu edilmemekte ve muhalefet edenler partiden atılmakta ya da ayrılmaya zorlanmaktadır. Sonuçta siyasetçinin, yetenekleri çerçevesinde siyasete katkıda bulunması olanaksız hale gelmekte, lidere bağlılık temel politika olmaktadır. Lider egemenliği nedeniyle parti içi demokrasinin olmaması ve bunun sonucunda ortak aklın işletilmemesi ülke sorunlarına milletvekillerinin çözüm üretme olanaklarını kısıtlamakta ve sorumluluklarını yerine getirmelerini engellemektedir. Önemli sorunların çözümü ancak, siyasal partilerde demokrasinin ve böylelikle yaratılacak ortak aklın egemen kılınması sonucunda üretilecek politikalarla olanaklıdır. Ancak ortak akılla üretilen politikalar geniş halk yığınları tarafından kabul görür ve ülkenin temel sorunlarına çözüm olabilir. Ülkemizin yaşamakta olduğu bu denli ağır sorunların, parti liderlerinin tek başına üretecekleri bireysel politikalarla çözüleceğini ummak ve siyaseti lider egemen halde tutmak bir gaflettir ve ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. 73 milyonluk bir büyük ülkenin kaderinin liderlerin iki dudakları arasında kalmasını istemek kimsenin hakkı değildir. Avrupa Birliği sürecinde Kopenhag kriterlerine uyum için demokratikleşme yönünde önemli adımlar atılmış ve çeşitli yasalarda birçok madde demokratikleştirilmiştir. Demokratikleştirilmek için çaba harcanmayan iki yasa ise ne yazık ki Siyasal Partiler Yasası ile Seçim Yasası’dır. Ülkemizin ve demokrasimizin 2006 yılında çözüm bekleyen en acil sorunu bu yasalarda demokratik değişiklikleri yaparak siyaseti demokratikleştirmek ve böylelikle ortak aklın egemenliği için gerekli ortamı oluşturmaktır. Siyasetçinin sorumluluğunu yerine getirmesine izin verecek demokratik ortamı oluşturmadan siyasetçiden sorumluluğunu yerine getirmesini beklemek olanaksızdır. Siyaseti demokratikleştirmeden Türkiyemizin sorunlarına geniş kitlelerin kabul edeceği çözümler üretilebileceğini düşünmek ve bu sorunların çözümünü beklemek ham bir hayalden öte bir şey olamaz. 1) Server Tanilli, Devlet ve Demokrasi, Adam Yayınları, sayfa: 3 2) İki anayasa değişiklik paketiyle 45 anayasa maddesi ve 8 yasa paketiyle de ceza ve medeni kanunlarımız dahil çeşitli yasalarda 140 dolayında madde demokratikleştirilmiştir. CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle