Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 OCAK 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ankara Ticaret Odası’nın raporuna göre son 10 yılda 5 milyona yakın dava düştü 5 ‘Zamanaşımı gizli af’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) hazırladığı ‘‘Gizli Af: Zamanaşımı Raporu’’, Türkiye’de her yıl ortalama 480 bin dosyanın, sadece 2004’te ise 547 bin dosyanın zamanaşımı nedeniyle kapatıldığını ortaya koydu. ATO Başkanı Sinan Aygün, Türkiye’de ceza davalarında zamanaşımına uğrama oranlarının çok yüksek olduğunu belirterek ‘‘Türkiye’de gizli bir af müessesesi çalışıyor. Afların efendisi zamanaşımıdır’’ dedi. ATO’dan raporla ilgili yapılan yazılı açıklamada da, ‘‘80 yıl ‘TBMM’nin mehabeti’ne ne oldu? MEHMET AĞAR Medeni diyalog çağrısı ANKARA (ANKA) DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a ‘‘Siyaset, kayıkçı kavgası değil’’ mesajı gönderdi. Ağar, bütçe görüşmelerinde Erdoğan’ın başlattığı, Baykal’ın sert yanıtı ile doruğa tırmanan ‘‘üç nokta’’ polemiğine sert tepki gösterdi. Ağar, ‘‘Siyaset bir seviye gerektiren, bir üslup gerektiren bir iştir’’ dedi. Ağar, siyasetin bir ‘‘kör dövüşü’’ veya ‘‘kayıkçı kavgası’’ olmadığını söylerken tartışmaya ilişkin tepkisini şu sözlerle dile getirdi: ‘‘Bu tür polemikler kısırdöngü içinde Türkiye’nin çözüm bulamayan siyasetinin acı bir fotoğrafıdır. Biz bunların dışındayız. Milletin meselelerinin peşindeyiz. Bunlar fevkalade yanlış işlerdir. Biz medeni diyalog seviyesini her zaman muhafaza etmeyi önde gelen bir davranış biçimi olarak devam ettiririz.’’ Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın’ın tahliye edilmesini de değerlendiren Ağar, ‘‘Yargının her türlü siyasi etki alanının dışında kalması bizim için en temel meseledir’’ diye konuştu. Kamuoyuna mal olmuş davaların millet vicdanında kabul görmesi gerektiğine dikkat çeken Ağar, şunları söyledi: ‘‘Dolayısıyla tutuklama önemli bir tedbir. İlk mahkemede böyle bir tedbir ortadan kalkacaktı ise ‘buna ne gerek vardı’ diye sualler bulur millet nezdinde. Bunun makul bir cevabını bulmakta da zorlanılır. Dolayısıyla bu süreçte Türkiye’nin en önemli meselesinin hukuk olduğu bir kez daha gündemdedir.’’ İlk eylem öğretmenlerden anda zamanaşımı süreleri yeni TCK ile arttırıldı. Ancak bu da yeterli olmayabilir. Çünkü davalar çok uzun sürüyor. Zamanaşımına uğrayan davalarla ilgili lık Cumhuriyet tarihi boyunca yısı yıllık ortalama 480 bini bu 2003 yılı verilerine göre, 241 olarak, davaya bakan hâkimler çeşitli adlar altında 100’ü aşkın lurken 2004 yılında ise savcılık gün. Raporda, zamanaşımının hakkında da soruşturma açılaaffa imza atan Türkiye her yıl evresinde 129 bin 533, mahke bir hükümetten diğer hüküme bilmelidir’’ diye konuştu. Raporda zamanaşımına uğortalama 500 bine yaklaşan dos melerde 409 bin 26, Yargıtay’da te geçene kadar doluverdiği, geyanın düşmesine neden olan ve 7 bin 772 olmak üzere toplam len hükümetin yapılan yolsuz ramış bazı davalardan da öradına zamanaşımı denilen sin 546 bin 843 dosya zamanaşımı lukların farkına vardığında iş nekler verilirken bunlar şöyle ansi ve gizli affın pençesinde kıv nedeniyle düştü. Raporda, son işten geçmiş olduğu kaydedi latıldı: ? Adı hayali ihracatla anılan ranıyor’’ denildi. 10 yılda toplam 4 milyon 866 lerek ‘‘Bu sürede bürokrat ya zaAdalet Bakanlığı verilerin bin 803 davanın düştüğü bildi manaşımı ya da milletvekili zır U.S. 8 yıl hapis istemiyle yarden hazırlanan rapora göre, rildi. Rapora göre, Türkiye’de hına bürünerek davalardan kur gılandığı davadan zamanaşımı sayesinde kurtuldu. Amerika’ya 19952004 yılları arasında ül ceza mahkemelerinde bir dava tuluyor’’ denildi. ATO Başkanı Aygün de, ‘‘Şu yerleşen U. S.’nin davası tam ke genelinde kapanan dosya sa nın ortalama yargılama süresi 15 yıl sürdü ve sonunda ihracatçının parası zamanaşımına uğradı. ? 1994 yılında bankasını batıran bir bankacı, bu tarihten başlayan sürede açılan 7 davayı zamanaşımına uğratmayı başardı. BanBaşbakan ka sahibi, son davasında da Erdoğan’ı, 1 yıl içerisinde 3 avukat de‘‘Varyemez ğiştirerek rekor kırdı. AyAmca’’, nı dönemde diğer iki batık Maliye banka patronunun davası Bakanı da aynı şekilde sonuçlandı. Kemal ? ‘‘Örtülü ödenek’’ten Unakıtan’ı dolandırıcı bir şahsa verilda, ‘‘en diği öne sürülen para da cimri aynı akıbetle sonuçlandı. Varyemez 5.5 milyar liralık örtülü Amca’’ ödenek, zamanaşımına uğolarak radı. niteleyen ? Bir partinin gizli kaöğretmenler sası olduğu ve yardım için Kızılay Postanesi toplanan paraların yerine önünde ulaşmadığı gerekçesiyle gösteri dolandırıcılıktan yargılayaptılar. nan vatandaşın davası düş(AA) tü, yardım paraları zamanaşımına uğradı. Dava zamanaşımına ilişkin süreler şu şekilde sıralanıyor: ‘‘Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren ANKARA (ANKA) Bağımsız Eğitimciler Sen gidişle sınıfta kalacaktır’’ dedi. suçlarda 30 yıl, müebbet dikası, öğretmenlerin ekonomik ve özlük haklaEylemlerinin yılın ilk günü gerçekleştirmelerında yaşanan sorunları dile getirmek amacıyla yı rinin, öğretmenlerin haklarının peşinden koşmahapis cezasını gerektirecek lın ilk eylemini Kızılay Postanesi önünde gerçek larının göstergesi olarak görülmesini isteyen Avsuçlarda 25 yıl, 20 yıldan cı, hükümetin yaşananları görmezden geldiğini leştirdi. aşağı olmamak üzere haBağımsız Eğitimciler Sendikası, Ankara Kızı belirtti. Yaptıkları araştırmaya göre, öğrenci, öğpis cezasını gerektiren suçlay Postanesi önünde bir eylem yaparak Başbakan retmen ve velilerin yüzde 75’inin fırsat eşitliğilarda 20 yıl, 5 yıldan fazla, Recep Tayyip Erdoğan’ın evine ‘‘kırık karne’’ nin olmadığını düşündüğünü kaydeden Avcı, öğ20 yıldan az hapis cezalagönderdi. Sendika adına açıklama yapan Genel retmen ve öğrencilerin yüzde 62’sinin eğitim sisrından birini gerektiren suçBaşkan Gürkan Avcı, ‘‘Sayın Başbakan dersle temini demokratik bulmadığını vurguladı. larda 15 yıl, 5 yıldan fazla Açıklamanın ardından hazırlanan kartlar, Başrine çalışmadığı ve öğretmenlerine verdiği sözü olmamak üzere, hapis ya tutmadığı için bırakın takdir, teşekkür almayı, bu bakan Erdoğan’a gönderildi. da adli para cezasını içeren suçlarda 8 yıl.’’ ? Türkiye’de gizli bir af müessesesinin çalıştığını söyleyen ATO Başkanı Sinan Aygün, ‘‘Afların efendisi zamanaşımıdır’’ dedi. ATO’nun araştırması, Türkiye’de her yıl ortalama 480 bin dosyanın, sadece 2004’te ise 547 bin dosyanın zamanaşımı nedeniyle kapatıldığını ortaya koydu. Mehabet, ‘‘büyüklük ve itibar’’ anlamını taşır. TBMM Genel Kurulu’nda birleşimi yöneten her TBMM Başkanvekili, herhangi bir üslup bozukluğu, kargaşa ya da tartışmada milletvekillerini ‘‘Lütfen TBMM’nin mehabetini bozmayalım’’ diye uyarır. TBMM’nin son iki yasama dönemindeki tartışmalar karşılaştırıldığında ‘‘mehabet’’ sözcüğünün anlamının ne kadar değiştiği ortaya çıkıyor. TBMM Genel Kurulu’nun tutanakları incelendiğinde 2001 yılında DYP’li Fevzi Şıhanlıoğlu’nun yaşamını yitirmesine neden olan yumruklaşma ve arbedede bile milletvekillerinin ağzından bir tek küfür ya da hakaret içeren sözcük çıkmadığı görülüyor. Hatta aynı gün bir yasa tasarısı görüşülürken bir milletvekilinin ‘‘Fazla konuşmayın’’ diye laf atmasına bir başka milletvekili ‘‘Sokak lafı o’’ diye tepki gösteriyor. Yine bir milletvekilinin ‘‘tuvalet’’ sözcüğünü kullanmasına tepki gösteren başkan, milletvekilini sözünü geri alması yönünde uyarıyor. Bu tip konuşmalarda bile oturumu yöneten başkan, milletvekillerine ‘‘mehabet’’i anımsatıyor. Gelelim, bugünkü yasama dönemine... Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Kasımpaşalı üslubundan mıdır nedir, bakan ve milletvekilleri filmlerde bile çocuklara kötü örnek olmaması için ‘‘bip’’lenen sözcükleri rahatlıkla kullanıveriyor. Bazılarını aktaralım: Başbakan Tayyip Erdoğan: İddiasını ispatlamayan... Oraya işte ben üç tane nokta koyuyorum... (CHP’li milletvekillerine) Biraz sabırlı ol canım gülüm benim... Terbiyesiz, bir defa kendine gel. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler: Biz buralara öyle cikletten çıkar gibi gelmedik... İnsaf, ister kutuya koyalım, ister elinize verelim, nasıl isterseniz... Bu sidik yarışından dolayı... Peki, şöyle diyelim, idrar yarışı diyelim. AKP’li Hüsrev Kutlu: Yemezler Sayın Cumhurbaşkanım. CHP’li İsmet Atalay: (Anavatan Partisi milletvekillerine) Satılmış adam. (Şerefsiz p....k. Bunlar şerefsiz, köpek bağırışları, küfürler. ANAVATAN sıralarından ‘Dilini keserim, şerefsiz’ bağırışı.) DYP’li Mehmet Eraslan: (CHP’li milletvekillerine) RTÜK’e 3 tane adam vereceksiniz diye AKP’nin altına yattınız. (Çık lan dışarı. O... çocuğu, çık dışarı. Sen her şeyin altına yatıyorsun. Sen her şeyin altına yattın, o... çocuğu sesleri.) Bültenli/şiirli yeni yıl kutlaması! Milletvekilleri yılbaşı ve Kurban Bayramı nedeniyle, birbirinden ilginç kutlama kartı hazırladılar. Bunlardan biri CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü’ye ait. Ülkü, klasik kutlama kartı yerine, kendisi ve partisinin ‘‘icraatını’’ anlatan 2 sayfalık bir bülten hazırlayıp, seçmene ‘‘Vekiliniz çalışıyor’’ mesajı vermeyi ihmal etmemiş. AKP’nin fotoğraf sanatçısı vekillerinden Süleyman Gündüz ise yılbaşı ve Kurban Bayramı’nın anlam ve önemine göre ‘‘şiirlerle’’ süslediği iki ayrı kart hazırlamış. Gündüz, seçmenin yeni yılını şu dizelerle kutluyor: ‘‘An biter, gün biter, yıl biter/Bahara uyanan tohumların tazeliğiyle yeni bir yıl gelir./Bu yıl da, beklediğimizi getiren, ümitle beklediğimiz yıl olsun, huzur ve bereketin yılı olsun.’’ Bu da bayram kutlaması: ‘‘Öksüze pabuç, yoksula aş oldun da geldin/Barksıza dam, yurtsuza sıla oldun da geldin/ İbrahim’e İsmail hasretiyle/Yakub’a Yusuf kokusuyla geldin/ A bayram! Sen geldin. Hoşgeldin.’’ 15 bin 245 kontenjan için tercih bildirme süresi yarın sona eriyor Memur adayına ek yerleştirme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM), kamu kurum ve kuruluşlarındaki 15 bin 245 kontenjana yapacağı ek yerleştirme için tercih bildirme süresi yarın sona eriyor. ÖSYM, kamu kurum ve kuruluşlarındaki boş kadrolar ile sözleşmeli pozisyonlara yerleştirme yapacak. Geçen yıl KPSS’ye girerek sınavı kazanmış ortaöğretim, ön lisans ve lisans mezunu adaylardan bu kadrolara ve pozisyonlara yerleşmek isteyenler, tercih bildirecek. Yerleştirme ücretini yatıran adaylar, tercih kılavuzundaki kurallara göre tercihlerini internet üzerinden ÖSYM’ye iletebilecekler. Tercih bildirme süresi, yarın mesai saati bitiminde sona erecek. ÖSYM’ye posta yoluyla veya elden verilen tercih listeleri, geçerli kabul edilmeyecek. Tercih kılavuzunda yer alan kadro ve sözleşmeli pozisyonlara, lisans mezunları 2004 KPSSP3, ön lisans mezunları 2004 KPSSP93, ortaöğretim mezunları da 2004 KPSSP94 puanı ile başvurabilecekler. Kılavuzda yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve sözleşmeli pozisyonlarından tercih yapabilmek için, adayların 2004 KPSS’ye girdikleri düzeyde mezun durumunda olmaları ve bu sınavdan ilgili KPSS puanını almış olmaları gerekiyor. 2005 KPSS/2 Tercih Kılavuzu’nda, ortaöğretim, ön lisans ve lisans düzeyleri ayrı ayrı olmak üzere, ek yerleştirme, yeni kadro ve sözleşmeli pozisyonlar ve Sağlık Bakanlığı’na ait 657 sayılı yasanın 4b maddesi uyarınca sözleşmeli pozisyonlar yer alıyor. 2005 KPSS/2 Tercih Kılavuzu’nda ortaöğretim, ön lisans, lisans ayrı olmak üzere üç grup kadro ve sözleşmeli pozisyon bulunuyor. Bu kadro ve pozisyonlar şöyle: 1. grup (ek yerleştirme): 2005 Kamu Personel Tercih Kılavuzu yoluyla yapılan yerleştirme sonunda boş kalan kadro ve sözleşmeli pozisyonlar. 2. grup (yeni kadro ve sözleşmeli pozisyonlar): Yürürlükteki mevzuat uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının atama yapmak üzere izin aldıkları kadro ve sözleşmeli pozisyonlar. 3. grup (Sağlık Bakanlığı’na ait sözleşmeli pozisyonlar): Sağlık Bakanlığı’nın açıktan atama izni aldığı sözleşmeli pozisyonlar. Ortaöğretim düzeyinde 1343 kadro, 7 bin 969 sözleşmeli pozisyon, ön lisans düzeyinde 655 kadro, 1312 sözleşmeli pozisyon, lisans düzeyinde ise 2 bin 121 kadro, 1845 sözleşmeli pozisyon bulunuyor. Böylece ÖSYM, toplam 15 bin 245 kontenjana ek yerleştirme yapacak. Unakıtan’ın hali pürmelali... Başbakan Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal’ın tartışmalarının damga vurduğu bütçe görüşmelerinde, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ise eleştiri oklarının hedefiydi. Maliye Bakanı Unakıtan’ın Erdoğan’ı aratmayan ‘‘kabadayı’’ üslubu, sık sık genel kurulda gerilimin yükselmesine neden oldu. Kendisiyle ilgili yolsuzluk, ‘‘usulsüzlük’’ iddialarını ‘‘yalan’’ diye geçiştiren Unakıtan’ın ‘‘kızı ve oğlu’’nun şirketleri ile ilgili sorulara verdiği yanıt, bir zamanlar Semra Özal’ın, oğlu için söylediği ‘‘Efe’nin bir dikili ağacı bile yok’’ sözünü bile gölgede bırakacak nitelikteydi. Soru CHP’li Tuncay Ercenk’ten geldi: ‘‘Sayın Bakan, bakanlık görevine atandıktan sonra Unakıtan soyadını taşıyan şahısların oluşturduğu kaç tane şirket kurulmuştur? Bu şirketlerin sizinle bir ilgisi var mıdır, var ise, bir bakanın çocuklarının veya yakınlarının peş peşe ticari alanlarda faaliyet göstermesini siyasi etik açısından doğru buluyor musunuz?’’ Ancak Unakıtan’ın yanıtı ‘‘etik’’ anlayışındaki farklılığı ortaya koydu: ‘‘Bir insan milletvekili olunca veya bakan olunca veya başbakan veya cumhurbaşkanı olunca, çocuklarına, ‘Bana bak evlatlar, bundan sonra şirket filan kurmayın, iş yapmayın, oturun burada’, bunları mı diyelim? Ne diyorsunuz siz? Şimdi, değerli arkadaşlar, ben bakıyorum bundan önce siyasetçilere bakardım, ben politikacı da değildim kim politikaya atılmışsa, ona demediklerini bırakmazlar, ondan sonra eğer onlar politikadan çekilmişlerse, o işler unutulur, yeni gelenlere başlarlar.’’ CHP’li Atilla Kart, ‘‘Siz farklısınız, sizin örneğiniz yok!’’ diye laf atınca da Unakıtan sinirlenip, siyasi literatüre girecek açıklamasını patlattı:‘‘Yani, ne yiyecek bu çocuklar ya! Benim çocuklarım da çocuk sahibi insanlar. Şirket kurmuş, devlete gelip de ihale mi almışlar? Devletle bir iş mi yapmışlar?’’ KAMPANYA BAŞLATACAKLARINI AÇIKLADILAR DSP GENEL BAŞKANI ZEKİ SEZER: CHP’li 12 vekilden seçim çağrısı YALOV A (Cumhuriyet) Yeni yılı Yalova Termal kaplıcalarındaki TBMM’ye dinlenme tesislerinde geçiren CHP’li 12 milletvekili seçim çağrısında bulundu. Milletvekilleri, ‘‘2006 yılının ilk gününden itibaren ülke çapında erken seçim kampanyası başlatacağız’’ dediler. Ankara Milletvekili Zekeriye Akıncı, Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük, Edirne Milletvekili Rasim Çakır, Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç, Mersin Milletvekili Şefik Zengin, Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık, Manisa Milletvekili Nuri Çilingir, Balıkesir Milletvekili Orhan Sür, Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu, Gaziantep Milletvekili Ahmet Yılmaz Kaya ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce CHP Yalova il örgütü binasında basın toplantısı düzenledi. Milletvekilleri adına konuşan MKYK Üyesi Zekeriye Akıncı, 2006 yılının özellikle çalışanlar ve emekliler açısından zor bir yıl olacağını, halkın 2006 yılında giderek daha da yoksullaşacağını söyledi. Akıncı ‘‘AKP, Türkiye’yi üretemeyen bir ülke haline getirmiştir. AKP son 3 yılda, vücut dilini çok iyi kullanan yandaşlarını kilit noktalara getirerek kadrolaşmaya ağırlık vermiştir. AKP, adeta dinsel kadrolaşma ile devleti ele geçirmiştir’’ dedi. CHP’li milletvekilleri basın toplantısından sonra seçim çalışmalarına destek verilmesi amacıyla sivil toplum örgütlerini ziyaret etti. ‘Siyasetin adabını da düzeyini de bozdular’ ANKARA (ANKA) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı siyaseti yozlaştırmakla suçladı. Sezer, ‘‘Son günlerdeki tartışmalar, siyasetin adabının da, düzeyinin de iyice bozulduğunu göstermektedir’’ dedi. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, yeni yıl mesajında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı eleştirdi. Sezer, siyaset adabının ve düzeyinin iyice düştüğünü ve bunun öncülüğünü de kimi zaman padişahlığa, kimi zaman despotluğa özenen Başbakan Erdoğan ile ana muhalefet partisi lideri Deniz Baykal’ın yaptığını kaydetti. Sezer, Erdoğan ve Baykal’ın, siyasetçilere güvenin azaldığı bir dönemde, siyaseti daha da yozlaştırdıklarını belirterek Erdoğan ve Baykal’ın yaptıkları açıklamalarda üslubun şık olmadığını ifade etti. Sezer, özellikle Başbakan Erdoğan’ın konuşmalarında nezaket kurallarına hiç dikkat etmediğini belirtti. Sezer, Erdoğan’ın ‘‘bir başbakana hiçbir zaman ve koşulda yakışmayan’’ ifadeler kullanmasının, Türkiye adına üzüntü ve endişe verici olduğunu söyledi. Uyandırma servisi... TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmeleri kimi günler sabah saatlerine kadar sürdü. Durum böyle olunca, milletvekilleri ne kadar direnseler de zaman zaman genel kurul sıralarında uykunun kollarına teslim olmaktan kurtulamadılar. Fotomuhabirleri için ise ‘‘uyuklayan’’ milletvekili görüntüsü her zaman ‘‘kaçırılmaması’’ gereken karelerdir. Ancak bu bütçe görüşmelerinde, Meclis Başkanlık Divanı ‘‘uyanık’’ davranıp uyuyan vekillerin kamera ve objektiflere takılmasını engellemek için bir çeşit ‘‘uyandırma servisi’’ görevini üstlendi. Sistem, görüşmeler sırasında kürsüdeki Meclis Başkanvekili, uyuyan milletvekillerinin isimlerini saptayıp hemen Kanunlar Kararlar Müdürlüğü bürokratlarına iletmeleri, onların da kavaslar (genel kurul görevlileri) aracılığıyla uyuyan vekili uyandırmaları şeklinde işledi. Sonuç? Sonuç elbette ‘‘Su uyur, fotomuhabiri uyumaz’’ cinsinden oldu. Uyuyan vekiller bir kez daha gazete sayfalarına konuk olmaktan kurtulamadı... Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan tbmmcum@ttnet.net.tr Zeki Sezer. CUMHURİYET 05 K