12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 2006 PAZARTESİ 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Otoriteler geride kalan 2005’i kara yıl olarak değerlendirirken geleceğe umutla bakılmıyor Türk sporu sahipsiz kaldı ? 2005 yılında özellikle uluslararası alanda hemen hemen bütün branşlarda istenilen sportif başarıların elde edilememesi ulus olarak herkesi üzdü. Spor Servisi ‘‘Umarız 2006’da bu sahneler yinelenmez’’ diyor spor otoriteleri. Evet, spor dünyasında bir yıl daha geride kaldı. Kimileri üzüldü, kimileri sevindi. Genel olarak Türk sporuna baktığımızda ise 2005’in pek de olumlu geçtiğini söylemek ne yazık ki güç. Özellikle uluslararası alanda hemen hemen bütün branşlarda istenilen sportif başarıların elde edilememesi ulus olarak herkesi üzdü. Spor dünyası geride kalan 2005’i değerlendirirken, halterdeki doping skandalını ‘‘yaşanmaması gereken’’ bir gelişme olarak olarak değerlendirdi. Ya olmasaydı? Türk sporunun önde gelen isimleri geride bıraktığımız yılı değerlendirirken Formula 1, Şampiyonlar Ligi Finali, UNIVERSIADE gibi uluslararası organizasyonları ülke adına son derece olumlu olarak değerlendirirken, halterde yaşanan doping skandallarını, Süreyya Ayhan’ın ceza sürecini ve atletizmde alınan başarısız sonuçları ise talihsizlik olarak nitelendirdiler. HALUK TOYGARLI (Eski Yüzme Federasyonu Başkanı): 2005 yılının başarılı bir yıl olduğunu söylemek oldukça güç. Ancak, işin başında kim olursa olsun bu şartlarda yapılacak budur. Öncelikle şartların değişmesi lazım. Eğitime büyük önem verilmeli. KENAN NUHUT (Eski Halter Federasyonu Başkanı): Ne yazık ki beklenen sonuçlar alınamadı. Spor teşkilatı eksiklikleri tespit etmeli. 2006 yılının 31 Mayıs’ına kadar uluslararası karşı ETKİNLİK VA R A M A BAŞARI YOK KENAN BENGÜ (Eski ulusal voleybolcu): Büyük organizasyonların olduğu bir yıldı. Şampiyonlar Ligi Finali, Universiade, Plaj Voleybolu Şampiyonası, tenis. Motorsporlarındaki atağımız çok önemliydi. MOTO GP, F1 önemli organizasyonlardı. Futbol açısından çok iyi bir yıl yaşadığımızı düşünmüyorum. Fanatiklerden kurtulmaları lazım. Basketbolda kulüplerin kupalardaki başarılarıve voleybolda UNIVERSIADE’de erkeklerin elde ettikleri başarı önemliydi. Atletizmde ise çok büyük bir başarımız olmadı. TURGAY ŞEREN (Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı): 2005 yılını Türk sporu açısından üzüntü ve utanç verici buluyorum. Doping skandalları yaşandı. Takımlarımız Avrupa’da oldukça başarısızdı. Türkiye Ligi Avrupa’nın en kalitesiz ligi. Futboldan çok bahis skandallarını ve hakem tartışmalarını konuştuk. Beşiktaş, Trabzonspor’un performans düşüklüğü de dikkat çekici. Galatasaray’ın düştüğü durum ise tam bir yüz karasıdır. AHMET GÜLÜM (Eski Voleybol Federasyonu Başkanı) İşin iki boyutu var. Birincisi sportif başarı boyutu. Kötü bir yıl geçirdik. Türk sporundaki değişim sürecine denk geldi. Diğer boyutta ise sportif tanıtım ve organizasyon anlamında önemli işler gerçekleştirildiğini düşünüyorum. YALÇIN GRANİT (Basketbol Yorumcusu): Basketbolun en iyi yılını yaşayacağı inancındaydım. Bunun ilk şartı olarak ulusal takımın Avrupa Şampiyonası’ndan başarıyla dönmesi gerekliydi. Türkiye’de basketbolun patlaması büyük bir olasılıktı. Ancak istenen başarının gelmeyişi biraz olsun yıprattı. Kulüplerin sponsor bularak ekonomik gücünü düzeltmeleri ligi kaliteli hale getirdi. Emre, ‘2006 benim yılım olacak’ dedi. Emre Aşık: Beşiktaş’ta kalacağım BOLU (Cumhuriyet) Yeni yıla Bolu’nun kayak merkezi Kartalkaya’da giren Beşiktaşlı Emre Aşık, ‘‘Beşiktaş’ta kalmak ve başarılı olmak istiyorum’’ dedi. Emre, 2005’in çok kötü geçtiğini belirterek, ‘‘2005 yılında bir tsunami felaketi yaşadım. Ardından bir sakatlık dönemim oldu ve 2 ay takımdan uzak kaldım. Daha sonra teknik direktör değişikliği oldu. Rıza hocanın takımın başı geçmesiyle birlikte forma şansı bulamadım, kadroya giremedim. 2005 yılı benim için çok kötü geçti’’ diye konuştu. Siyah Beyazlı takımda kalarak başarılı olmak istediğini kaydeden Emre Aşık, şöyle devam etti: ‘‘Beşiktaş’tan arkadaşlarım ayrıldı, ben tek başıma kaldım. Beşiktaş’ta kalmak ve faydalı olmak istiyorum.’’ Bu arada Beşiktaş, Turkcell Süper Ligi’nin ikinci yarı hazırlıklarına bugün başlıyor. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde bir araya gelecek futbolcular, teknik direktör Jean Tigana yönetiminde yeni yılın ilk çalışmasını yapacak. Siyah Beyazlılar, devre arası kampı için yarın Antalya’ya gidecek. Türkiye 2005 yılında başarılı organizasyonlar yapmasına karşın sportif alanda somut bir başarı elde edemedi. O L U M S U Z L U K L A R B İ Z E YA K I Ş M A D I laşmalardan men edildik. 100 bin dolarlık ceza ödenene kadar da Dünya Halter Federasyonu üyeliğimiz askıda. Ancak önemli işler de yapıldı. ERDOĞAN TOPRAK (Eski Spor Bakanı): Genel olarak Türk sporu açısından bakıldığında 2005 çok parlak bir yıl değildi. Doping skandallarından Avrupa kupalarında yaşanan başarısızlıklara, centilmenlik dışı davranışlara pek çok olumsuzluk söz konusuydu. DOĞAN HAKYEMEZ (Basketbol Ulusal Takım Menajeri): Basketbol açısından baktığımızda A Ulusal Erkek Basketbol takımı dışında oldukça iyi bir yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim. Özellikle bayanlarda ve alt yapılarda son derece başarılı bir yıl yaşadık. Ancak, er keklerimizin Avrupa Şampiyonası’nda başarılı olamamaları bizleri oldukça üzdü. Bunun yanında 2010’a davet edilerek katılmamız Türk basketbolu açısından oldukça önemli bir gelişme. TURGAY DEMİREL (Basketbol Federasyon Başkanı): Ulusal takımlar düzeyinde baktığımızda alt yapılarda başarılıydık. Avrupa Şampiyonası perfonmansı iyi değildi. Davetli olarak katılmamız Türk basketbolunun dünyada nereye geldiğini gösteriyor. M AV İ B AY R A K En centilmen takım F .Bahçe Spor Servisi Futbolda şiddet ve düzensizliği önlemek amacıyla uygulanan ‘Mavi Bayrak’ projesinde, Turkcell Süper Ligi’nde değerlenlendirmesi yapılan 14 haftada en çok Fenerbahçe ödül aldı. Sarı Lacivertli kulüp, Futbol Federasyonu ve Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü’nün işbirliğiyle uygulanan projede 7, 11 ve 13. haftalarda ödüle layık görüldü. F.Bahçe’yi 2’şer kez ödülün sahibi olan Denizlispor ve Konyaspor takip etti. AKADEMİK GÖZLEM Yard. Doç. ERKUT KONTER Yusuf Ceylan Japonya Birinci Ligi’nde Jeff United forması giyecek Engelleme Oyunu Futbol Şiddet ve saldırganlığı ortaya çıkaran ana nedenler arasında engellenme gösterilmektedir. Genel olarak spor ve özel olarak da futbolun bir engelleme engellenme oyunu olduğu söylenebilir. Engelleme engellenme; futbol oyununun birçok boyutunda görülebilir, şiddet ve saldırganlığı tetikleyebilir, performans ve başarı üzerinde etkili olabilir. Örneğin, markajlar, presler, faullü davranışlar, alan daraltma, seyirci ve taraftar baskıları vb... Engellenme saldırma görüşünde olanların varsayımları şöyle özetlenebilir. (1) Saldırganlık engellenme sonucu ortaya çıkmaktadır. (2) Saldırganlık her zaman engellenmeyi izlemektedir. (3) Saldırganlık engellenme kaynağına benzer olan başka bir kaynağa yönlenebilir. (4) Saldırgan eylem boşalım nedeniyle daha öte saldırganlıkları azaltır. (5) Saldırganlık öğrenmeden çok doğuştandır. (6) Biyolojik saldırganlık güdüleri dış dünya tarafından tetiklenmektedir. (7) Hedefi elde edememe, engellenme duygularının yaşamasına yol açmakta, engellenme duyguları da saldırganlık duygularını harekete geçirerek açık bir saldırganlık davranışı ortaya çıkarmaktadır. İleri sürülen bütün bu varsayımlar ne kadar doğrudur? Bu varsayımlarla sporda şiddet ve saldırganlık ne ölçüde kavranabilir? Sporda şiddet ve saldırganlık birçok farklı nedenlerle ortaya çıkabilir. Engellenmesaldırma yaklaşımının her zaman ve bütün durumlar için doğru veya açıklayacı olacağını düşünmek doğru gözükmemektedir. Örneğin sporcu engellendiğinde her zaman saldırganlığa başvurmayabilir, bu duygusunu erteleyebilir, uygun koşulları bekleyebilir, bastırabilir, geciktirebilir veya eyleminden vazgeçebilir. Engellenme saldırma yaklaşımını eleştirerek ilerletenler, ‘engellenme saldırma yeni ilişki teorisini’ ileri sürdüler. Onlara göre kişi engellenme yaşadığında nasıl bir ortamda bulunduğu ve içinde bulunduğu durumu nasıl algıladığı şiddet ve saldırganlığı tetiklemektedir. Örneğin sporcu engellenme psikolojisi içinde olduğunda, ortamda da şiddet çağrıştırıcı obje, tutum ve davranışlar varsa, şiddet ve saldırganlık ortaya çıkacaktır. Engellenme saldırma yeni ilişki teorisyenleri, Freud’çülerin saldırganlık duygularının boşalımı hipotezine de destek vermemektedir. Örneğin bazı araştırmalar; siyah forma giyen takımların giymeyenlere göre daha çok saldırgan olduklarını, siyah forma giyen takımların aleyhine daha çok penaltı verildiğini, orta sertlikte pozisyonlar izlettirilen hakemlerin siyah formalı olan futbolcu aleyhine daha çok penaltıya hükmettiklerini, siyah forma giyen çocukların beyaz forma giyenlere göre daha saldırgan oyunları tercih ettiklerini göstermiştir. Engellenme saldırma yeni ilişki teorisine göre halen başımızın belada olduğu İsviçre Türkiye baraj maçları düşünüldüğünde, spor yöneticileri ve takıma liderlik edenlerin saldırganlık ve şiddet çağrıştırıcı söylemleri, engellenmişlik algılamaları içinde olan futbolcuların saldırganlığını da kolaylaştırmıştır. Çoğu kez karşılaşmanın kendisiyle nasıl üstün gelineceğine değil de rakibe gününün nasıl gösterileceğine konsantre olunduğunda, bundan başarı ve performans zarar görebilir ve üzücü sonuçlar ortaya çıkabilir. Şiddet ve saldırganlığın performans ve başarıyı yükselteceği düşüncesi de bir yanılgıdır. M.Köy’den Japonya’ya ? YUSUF CEYLAN: Sanırım ilk zamanlarda zorluk yaşayacağım. Ancak ilerleyen zamanlarda çok etkileneceğimi zannetmiyorum. Sevdiğim iş olan futbolu oynayacağım, gerisi benim için sorun değil. CAN İŞBAKAN Türkiye 3. Ligi’nde toprak sahalarda top koşturuyordu. Hayalinde her genç futbolcu gibi Real Madrid, Manchester United ve Juventus gibi takımlar vardı. Ama Galatasaray’da, Fenerbahçe’de oynamadan oralara gidilebilir miydi? Evet, Mecdiyeköyspor’un orta saha oyuncusu Yusuf Ceylan yurtdışına gidiyor. Hem de Uzakdoğu’ya... İstanbullu bu genç eğer bir aksilik olmazsa Japonya Birinci Ligi’nde Jeff United’ta forma giyecek. 18 yaşındaki Yusuf’la Uzakdoğu’ya açılan futbol serüvenini konuştuk... Japonya’nın Jeff United takımının dikkatini nasıl çektiniz? YUSUF CEYLAN: Japonya’da yaşayan Mesut Şener adlı bir yakınım beni bir yıl önce Japonya’ya transfer etmek istediğini söylemişti. Ancak ben pek ciddiye almamıştım. Daha sonra Jeff United’ın Türkiye’de yaşayan Kaneo adlı menajerine benden bahsetmiş ve bu kişi benim video kayıtlarımı alarak kulübe götürmüştü.Bunun üstüne benle temasa geçen Kaneo, Japon takımının beni beğendiğini ve transfer etmek istediğini söyledi. Bunun üzerine onlar benim kulübümle görüşürken ben de daha çok çalışmaya ve kendimi geliştirmeye başladım. Kulübümle yetiştirme parası olarak 9 bin Avro’ya anlaştılar ve beni şubatta Antalya’da yapacakları kampa davet ettiler. Şubat ayında Japonya’ya gidip sözleşme imzalayacağım. Futbola nasıl başladınız, ne gibi başarılar elde ettiniz? Y.C.: Beşiktaş’ın altyapısında 4 yıl oynadım. O zamanki hocamız Ekrem Özdenç’in bu günlere gelmemde önemli katkıları oldu. Sonra Beşiktaş’ın pilot takımı olan Mecidiyeköyspor’da oynamaya başladım. Burada bir İstanbul şampiyonluğu ve Türkiye Şampiyonası’nda üçüncülük elde ettik. Ben geldiğimde amatörde olan takım 3. Lig’e çıktı. Bu başarımız çok dikkat çekti. Japonya’daki hayata nasıl uyum sağlamayı düşünüyorsunuz? Mesela Japon yemeklerini sevecek misiniz? Y.C.: Orada yaşayan akrabalarım var. Bana yardımcı olacak. Sanırım ilk zamanlarda zorluk yaşayacağım. Ancak ilerleyen zamarlarda çok etkileneceğimi zannetmiyorum. Sevdiğim iş olan futbolu oynayacağım, gerisi benim için sorun değil. Yemek olarak da ben zaten daha önce aşçılık da yaptığım için iyi yemek yaparım. Eğer bir sorun olursa kendi yemeğimi de yaparım. Eğitiminizi nasıl sürdüreceksiniz? Y.C.: İstanbul Üniversitesi Turizm İşletme Bölümü’nde okuyorum. Bu yıl futbol hayatım yoğun olduğu için okulu dondurmuştum. Oraya da gidince bir şekilde üniversite hayatına devam edeceğim. Genç bir oyuncusunuz. Tokyo gibi büyük dünya kenti sizi olumsuz etkiler mi? Y.C.: Beni sadece futbolum ilgilendiriyor. Kendimi geliştirip hedeflerime ulaşmak istiyorum. Zaten orada kulübün tesislerinde kalacağım. Saat 8’den sonra dışarı çıkmak da yasak. Bu yüzden istesem de hareketli bir yaşamım olmayacak. 14 haftanın ödülleri 1. hafta: G.Birliği, 2. hafta: Trabzonspor, 3. hafta: Denizlispor, 4. hafta: Kayserispor, 5. hafta: Samsunspor, 6. hafta: Konyaspor, 7. hafta: F.Bahçe, 8. hafta: Sıvasspor, 9. hafta: Ankaraspor, 10.hafta: Konyaspor, 11.hafta: F.Bahçe, 12. hafta: Ankaragücü, 13. hafta: F.Bahçe, 14.hafta: Denizlispor. TRABZONSPOR Albayrak: Hedef üçüncü bitirmek ÖMER GÜNER TRABZON Trabzonspor Kulübü Başkanı Nuri Albayrak, sezonu üçüncü bitirmek ve gelecek sezon şampiyonluğa oynamak istediklerini söyledi. Albayrak, sezonun ilk yarısında kaybedilen puanlarla Bordo Mavili takımın şampiyonluk yarışında geriye düştüğünü belirterek, ‘‘Bu sezonu üçüncü sırada bitirmek ve gelecek yıl şampiyonluğa oynayan bir takım oluşturmak istiyoruz’’ dedi. Ara transfer çalışmaları yaparken gelecek sezonun takımını oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden başkan Albayrak, şöyle devam etti: ‘‘Trabzonspor’un iyi bir kadrosu var. Öncelikle düşüncemiz mevcut takımın verimini arttırmak ve bu takımın eksik bölgelerine oyuncu monte ederek gelecek yılın hazırlığını yapmak. ’’ H E D E F İ M AV R U PA’ D A FUTBOL OYNAMAK gi CUMHURİYET 18 K ‘ ‘ Artık tamamen Japonya’da oynayacağım takımımı düşünüyorum. İlerleyen yıllar için zaten önemli hedeflerim var. Örneğin Avrupa’da futbol oynamak isterim. Fatih bugün geliyor Bu arada Karadeniz temsilcisinin ön sözleşme yaptığı Fatih Akyel bugün Trabzon’a gelecek.Ulusal futbolcuyla 1 yılı opsiyonlu 3.5 yıllık sözleşme imzalanacağı kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle